#Rahşan
Explore tagged Tumblr posts
Photo
handemiyy: 🕯️
#hande ercel#hande erçel#god. she's so fucking hot.#turkish fc#turkishedit#edit*#*#( fc. )#( fc. ) favorites#( fc. ) wanted#( ch. ) rahşan özberk
91 notes
·
View notes
Text
BASICS.
name: rahşan özkara
birthdate: november 29th, 1784
age: 229 years old
species: vampire
face claim: miray daner
tw: ottoman slavery, murder
HISTORY.
Born into a mercantile family of little means but blessed with beauty even from a young age, her father saw little value in a daughter than a bargaining chip. She was only a girl of sixteen when the deal had been struck, a new gift for the favor of the Sultan to join his harem. Rahşan had little say in the matter of her own fate, her lack of thrill for the idea ignored and disregarded swiftly. Instead, she was told to worm her way into the Sultan's favor, to bring good fortune to their family with her rise.
But of course, reality is often so different than expectations. In truth, she saw very little of his majesty for the first several years of her life in the Topkapı Palace, instead spending the majority of her time with the other consorts and the Valide Sultana. It wasn't a fate Rahşan minded, much less frightening than she had first thought. While the Sultan had his favorites, she was free to spend her time learning to sing and play many instruments. It wasn't freedom, the eyes of guards were always strict upon the harem, but it wasn't misery either.
It was her singing, in the end, that caught the attention of the Sultan. One of his favorites had succumbed to sickness the winter before, and the Valide had sought to put someone new before him to distract from his sorrow. Rahşan was young, and had played her part well, currying favor with the queen mother. She would make a suitable replacement who would offer little threat in way of attempt to control her son, or so the Valide thought.
Taken to his bedroom, it was Rahşan's voice that brought a smile to the Sultan's face, for the first time in months. She was quickly raised in position of the harem, and though it made her new enemies amongst the other consorts who conspired for her position, Rahşan enjoyed much more comfort and power with the position. But it still wasn't freedom. In the end, it was something that could not be forgot.
When assassins came for the Sultan, while a few of the other concubines attempted to protect Selim, Rahşan only stepped back. It was during the chaos that she found there would be no better time to run — a new Sultan would be crowned soon, at best she would be sent away to Bursa, at worst married off to someone of their choice, and neither fate seemed enviable to Rahşan. So instead, she ran. Out of the palace, out of Turkey itself, as far west as she could make it, trading her jewels and even performances on her lute for passage with merchants, until she finally made it to Europe.
But her new life was much harder than she imagined, surviving by her own two hands. She made money as both seamstress and entertainer, though neither paid particularly well. After forming a friendship with another seamstress she'd later discover was a witch, the young woman was introduced to the world of the supernatural, and suddenly saw her path forward with complete clarity. There was more to the world, she was meant to be more, and Rahşan would make sure she got it.
Though becoming a vampire took more effort than she thought, Rahşan was nothing if not determined, eventually emerging as a creature of the night with sharp new fangs. She had a new outlook on life, everything she wanted at the tip of her fingertips, and all she had to do was take it. From that day forward, everything was going to be different.
She made the most of her immortality, indulging on every passing whim that crossed her mind — the things she'd lost in the trade seemed worthwhile to what she had gained, at least at the time. It was only after more than a century had passed of her new life that she had begun to question the hastiness of her decisions, when watching everything Rahşan had once known while the vampire still remained. It felt like there was an impernance to the world, one that had not existed before; or perhaps it had, but she had never thought to take note of it.
It was a new lesson to learn, to not make attachments to anything that could be taken from her, by either person or passage of time — one that she would use as a guide for the rest of her immortal life, flitting in and out of lives at the drop of a dime, becoming close with only precious few. It was easier than allowing her heart to be broken again and again with the changing of the seasons.
New York is always somewhere Rahşan ends up coming back to. After landing first in the early 1900s, she fell in love with the city, and always finds herself back in it's grasp after her flights of fancy. Though she'd been gone nearly ten years now with her latest return, it still felt as much of home as it ever had.
6 notes
·
View notes
Text
Aşk, Evlilik, Boşanma Dizisi: Konusu ve Oyuncuları
Aşk, Evlilik, Boşanma Dizisi: Detaylar ve Oyuncular Aşk, Evlilik, Boşanma dizisi, izleyicilere sürükleyici bir hikaye sunmak amacıyla ekranlara gelmeye hazırlanıyor. Yönetmen koltuğunda Deniz Yorulmazer bulunurken, dizinin senaryosunu yetenekli yazar Rahşan Çiğdem İnan kaleme aldı. Dizi, hem konusu hem de kadrosuyla dikkat çekiyor. Peki, Aşk, Evlilik, Boşanma dizisinin konusu ne, oyuncuları…
#aşk#Bennu Yıldırımlar#Boşanma#Deniz Yorulmazer#Dizi#Evlilik#konusu#Müjde Uzman#Melisa Şenolsun#Oyuncular#Rahşan Çiğdem İnan#yayın tarihi
0 notes
Text
ECEVİT'LERİN
MAL VARLIKLARI HİÇ TARTIŞILMADI
50 yıl aktif siyaset yapan Ecevit çiftinin şahsi birikimleriyle sahip oldukları Ankar'a/Oranda
iki daireleri oldu.
Birini ikamet olarak diğerini ''Kütüphane
Ev'' ofis olarak kullandılar.Bu 2 daire dışında Ecevit'in babasından..
İstanbul/Suadiyede
1 daire miras kaldı.
Rahşan Ecevit'in annesindende Ankar'a Yıldız'da bir daire miras kaldı.Ecevitlerin mal varlığı 4 daireden oluştu.
Daha önce Annesi Ressam Nazlı Ecevit'ten miras olarak kalan İstanbul/Üsküdar da 2 katlı evi satıp
Çanakkale orman yangınında kaybedilen arazinin ormanlaştırılması için Milliyet Gazetesi'nin açtığı kampanyaya bağışladı.
Dedesi Hacı Emin Paşadan Suudi Arabistan/Medine'de miras olarak kalan 5 adet vakıf ve araziyi değeri yaklaşık 4 milyon dolar TC.Devletine bağışladı.
Son olarak Diyanet Başkanlığı Suudi Arabistan Devletiyle yasal prosüdürü sürdürmekteydi. Akıbetini bilmiyorum.Atatürk'ten sonra mal varlığını devletine bağışlayan tek Türk siyasi Ecevit'tir.
Kaynak:BÜLENT ECEVİT ENSTİTÜSÜ ARŞİVİ
___|||☆☆VE BEN BU GÜZEL İNSANA HİÇ OY VERMEDİM
MEKANI CENNET RUHU ŞAD OLSUN...
12 notes
·
View notes
Text
KOMÜNİST BİR MASALDI SÜMERBANK❗
👉 Bir zamanlar, Eylül ayı Sümerbank ayı olurdu. Okul önlüğümüzden, pantolona, beyaz yakalarımızdan, defter kalem ve beslenme çantasına kadar her şeyi Sümerbank’tan aldık biz.
👉 Annelerimizin patiskaları, amerikan bezleri , babalarımızın mendilleri, hala kullanılan porselen takımlar, Beykoz köselesi kunduralar...
Bir zamanlar herkesin çizgili pazen pijaması, Sümerbank çorapları vardı.
👉 Memur çocukları kumaş kokulu Sümerbank mağazalarına ailecek yapılan ziyaretleri iyi bilirler. Çünkü devlet memuruna , devlete bağlı çalışan işçilerine Sümerbank istihkakı hakkı verirdi. Gelinlik çeyizlere Sümerbank çeki konurdu.❗
👉 Sümerbank, yatılı öğretmen okulunda okuyan öğrencilere her yıl birer çift ayakkabı yollar, Kredi ve Yurtlar kurumunun çarşaf ve nevresimlerini üretirdi.❗
Hatta maddi durumu olmayan başarılı öğrencilere burslar verip onları yurtdışında eğitime de gönderirdi.❗
👉 Anadolu kadını için adeta bir basma devrimi yapmıştı Sümerbank. Rengarenk, püfür püfür, desen desen emprime basmalar üretti yıllarca. Rahşan Ecevit’in dallı güllü basma elbiseleri, Karaoğlan’ın mavi gömleği hep Sümerbank’tandı.
Dünya güzeli seçilen Azra Akın’ın o nefis elbisesini bile Oscar de la Renta filan değil Sümerbank dikmişti.❗
👉 Şimdi haliyle Sümerbank olmadığı için asilzadeler MECBUREN 6000 dolara ayakkabı alıp, Christian Louboutin’den aşağıya giyinmiyorlar maşallah.❗
👉 Sümerbank, bir zamanlar Sovyet kredisi ile kurulan küçük işletme iken zamanla mensucat, porselen, kırtasiye, kilim, tuğla, ayakkabı üretiminin tüm aşamaları için gereken her şeyi genellikle kendi bünyesinde yapan ve finansmanını kendi bankasından karşılayan dev bir holding olmuştu.
👉 Sümerbank 40 binden fazla çalışanı, 500 e yakın mağazası, 41 fabrikası, 43 banka şubesi ile dar gelirli vatandaşın ihtiyacını karşılayan bir kuruluştu.❗
👉 Fakat dar gelirli ve mütevazi vatandaşın bayramlık giyim-kuşam ihtiyacını Sümerbank’tan karşılaması TURGUT ÖZAL’ın çok zoruna gitti.
👉 TURGUT ÖZAL IMF ve Dünya Bankası her geldiğinde “HALKIN SIRTINDA Kİ KAMBUR” diyerek Sümerbank’ı şikayet etti.❗
Fabrika işçilerinin çok para almalarından dert yandı...❗
➖ İşçi dediğin çok para alır mı?
➖ İşçi dediğin aza kanaat etmeli ve çok çalışmalı öyle değil mi?
👉 Önce Sümerbank’ın bir kısmı işçi düşmanı Garipoğlu’na, bir kısmı da Albayraklara haraç mezat satıldı.❗
Hatta araya güzelim TÜMOSAN ihalesi de sıkıştırıldı.❗
👉 Garipoğlu Sümerbank’ın kaynaklarını zimmetine geçirmek ve nitelikli dolandırıcılık suçlarıyla açılan davalardan, mahkeme kararları bozula bozula, sadece 2 yıl 2 ay hapis cezasıyla yırttı. Yani bir halkın 80 yıllık ortak emeği 2 yıl hapis karşılığında birkaç haramiye aktarılmış oldu.❗
👉 11 Ocak 2002’de, Türkiye halkının iftihar vesilesi olan Sümerbank’ın son fabrikasına da kilit vurdular. Geriye Sümerbank’ın sadece adı kalmıştı.
Bu da dönemin peşkeşten sorumlu maliye bakanı KEMAL UNAKITAN’ın çok gücüne gitti. “Sümerbank’ı bitirdik, yakında tarihten siliniyor” diye resmen halka nispet yaptı.
➖ Sonraları da çıkıp “SATIYORUZ SATIYORUZ BİTMİYOR, NE KOMÜNİST ÜLKEYMİŞİZ” diye zevzek zevzek konuştu.❗❗❗
7 notes
·
View notes
Text
Bir zamanlar, Eylül ayı Sümerbank ayı olurdu.
Okul önlüğümüzden, pantalona, beyaz yakalarımızdan, defter kalem ve beslenme çantasına kadar herşeyi Sümerbank’tan aldık biz.
Annelerimizin patiskaları, amerikanbezleri , babalarımızın mendilleri, hâlâ kullanılan porselen takımlar, Beykoz köselesi kunduralar...
Bir zamanlar herkesin çizgili pazen pijaması, Sümerbank çorapları vardı.
Memur çocukları kumaş kokulu Sümerbank mağazalarına ailecek yapılan ziyaretleri iyi bilirler.Çünkü devlet memuruna , devlete bağlı çalışan işçilerine Sümerbank istihkakı hakkı verirdi.
Gelinlik çeyizlere Sümerbank çeki konurdu.
Yatılı öğretmen okullarında okuyan öğrencilere her yıl bir çift ayakkabı yollardı Sümerbank.
Kredi Yurtlar Kurumu’nun çarşaf ve nevresimlerini üretir, öğrenciye burs verir, onları yurtdışında eğitime de gönderirdi.
Rengarenk püfür püfür, desen desen,basmalar üreten Sümerbank Anadolu kadını için adeta bir basma devrimi yapmıştı.
Rahşan Ecevit’in dallı güllü basma elbiseleri, Bülent Ecevit’in mavi gömlekleri, Azra Akın’ın Dünya Güzeli seçildiğinde giydiği o nefis elbisesi de Sümerbank’tan dı.
Sümerbank, bir zamanlar Sovyet kredisi ile kurulan küçük işletme iken zamanla mensucat,porselen, kırtasiye, kilim,tuğla, ayakkabı üretiminin tüm aşamaları için gereken her şeyi genellikle kendi bünyesinde yapan ve finansmanını kendi bankasından karşılayan dev bir holding olmuştu.
40 binden fazla çalışanı, 500 e yakın mağazası, 41 fabrikası, 43 banka şubesi ile dar gelirli vatandaşın ihtiyacını karşılayan bir kuruluştu.
Turgut Özal, IMF ve Dünya Bankası ile görüşmelerinde “ halkın sırtında kambur”diye şikayet ettiği Sümerbank’ın son fabrikasına da 11 Ocak 2002 de kilit vuruldu.
#Sümerbank#bir zamanlar anadoluda#eskidendi çok eskiden#hayat#özlem ayral#arşiv#eski fotoğraflar#eskiler#eskiden#geçmiş zaman#geçmişte
2 notes
·
View notes
Text
Bülent Ecevit (1925-2006) & Rahşan Ecevit (1923-2020)
0 notes
Text
Yüksekova: 26 yaşındaki zihinsel engelli Rahşan Özbek’ten haber alınamıyor
http://dlvr.it/T8Hb8S
0 notes
Text
MIRAY DANER AS THE CROW FLIES 2.02
#miray daner#as the crow flies#kus ucusu#kuş uçuşu#turkishedit#edit*#*#( ch. ) rahşan özkara#forgive the quality but she's so fucking hot#ns*fw
11 notes
·
View notes
Text
Would you be mine? would you be my baby tonight? Could be kissing my fruit punch lips in the bright sunshine 'Cause I like you quite a lot, everything you got, don't you know? It's you that I adore, though I make the boys fall like dominoes
0 notes
Text
CABA ETKI ANALIZI
GÜLAY GÖKTÜRK
Ecevitgiller
Ben Ecevitler'i yakından tanıyan gazetecilerden değilim. Ama Ecevitgiller'i iyi bilirim. Ecevitgiller bu ülkede nesli tükenmekte olan bir zümredir. Ben onların 30'lu 40'lı yaşlarını hatırlarım. Bütün çocukluğum onların arasında geçti. Onlar babamın arkadaşları, annemin komşularıydı. Çocukları oyun arkadaşlarımdı. Evlerine kuru pastalı akşam oturmalarına gittim, yaz kamplarında birlikte tatil yaptım.
O yüzden dünkü Hürriyet'te okuduklarıma pek şaşırmadım.
Rahşan Hanım'ın sekseninde hâlâ kendi evinin işini kendi yapmakta, alışverişine kendi çıkmakta diretmesi; Bülent Bey'in 1,5 milyarlık hastane faturasını kendi cebinden öderken hastalığının ve inatçılığının yol açtığı trilyonluk ekonomik zararı hesap etmemesi, bütün bunlar bana çok tanıdık geldi.
Kabul; yaşlılık halleri, orta yaşlılıklarından çok daha dramatik. Ama doğrusu o tipin sonunda oraya gideceği de en başından belliydi.
Ecevitgiller, ister siyaset yapsınlar, ister diplomatlık, ister ticaret, ister esnaflık; her şeyi küçük memur tavrıyla, küçük memur alışkanlıklarıyla yaparlar.
En temel karakterleri küçük düşünmektir.
Tutumluluk onlarda hedefinden uzaklaşıp başlı başına bir amaç halini almıştır. Ekonomik davranamazlar. Küçük hesaplar yüzünden kaybedilen büyük çıkarların farkına varamazlar. Mühim olan tek şey, gırtlaklarından beş kuruş haram para geçmemesidir, gerisi de fazla umurlarında değildir…
Sağlamcıdırlar. Risk almayı hiç mi hiç sevmezler. Risk alanlara dudak büker, kaybettikleri zaman gizli bir sevinç duyarlar…
Üye oldukları kooperatiflerde, üç kuruş yenmemesi için inşaatın altı ay askıda kalmasına aldırmazlar.
Hayatlarının en ateşli kavgalarını apartman toplantılarında yaparlar. Yakıt parasının bölüşümünün daire büyüklüklerine göre mi, yoksa radyatör dilimlerinin sayısına mı göre yapılacağı konusunda ölümüne mücadele verir ama şimdilik sadece damlatan bir çatının tamiratını bir ay ertelemenin getireceği büyük maliyeti hesaplamazlar.
Hayata karşı korkaktırlar. Ama kimi zaman ürkütücü bir “radikallikle” bir hiç için bütün gemileri yakabilir; asansör parası için kırk yıllık komşularıyla kanlı bıçaklı olabilirler.
İkinci Dünya Savaşı yıllarından kalma bir korkuları yüzünden küçük çapta stokçuluğu severler. Kağıda zam geleceği söylentisi mi dolaşıyor ortalıkta, beş-on koli tuvalet kağıdıyla bütün banyo dolaplarını doldurur, üç kuruş zarar etmemek için, aylarca tıka basa dolu dolaplar yüzünden sıkıntı yaşar ama, yine de bu işten kârlı çıktıklarını sanırlar.
Taksiye binmekten nefret ederler. Yolda kaybettikleri zamanın değerini hesap edemezler bir türlü. Kendi zamanlarına değer biçmek akıllarının ucundan geçmez. Çünkü hayatlarında üretkenlik/zaman orantısı kurulmamıştır. Zaman çoğunlukla bir masa başında boş boş otururken, bir an önce tükenmesi için sabırsızlanılan şeydir… Ticarete kalkıştıklarında genellikle çuvallarlar. Çünkü kârlarını hesap ederken alış fiyatıyla satış fiyatı arasındaki farka bakar, zaman faktörünü hesaba katmazlar.
En fanatikleri, devlet memurluğu dışındaki işe iş demez. Güçlü bir devlet aşkıyla büyümüşlerdir. Tek anlamlı çalışma devlete hizmettir. “Kendisi için” çalışanları horlarlar. Ticareti neredeyse hırsızlıkla bir sayar, aracıya-tefeciye karşı sınıfsal bir nefret duyarlar.
Düşünce hayatları, ömürlerinin belli bir noktasına takılıp kalmış gibidir. Bu takılma genellikle 30'lu 40'lı yaşlarda olur. Ondan sonrası o zamana kadar öğrenilenlerin klişeler halinde tekrarlanmasıdır.
Ecevitgiller aslında kendi halinde, namuslu, başkalarına karşı saygılı, iyi insanlardır. Bütün bu kusurlarının en büyük zararını kendileri çekerler. Neler kaybettiklerini hiçbir zaman bilmeden, ama kimseye de bir zarar vermeden kendi küçük hayatlarını yaşarlar.
Yeter ki bakan, başbakan ya da cumhurbaşkanı filan olmasınlar…
*** https://miro.com/templates/impact-effort-matrix/ When to use an impact effort matrix
An impact effort matrix is best used when a team or employee has multiple potential courses of action they can take or tasks they can complete, and has to decide on the best ways to allocate their time to maximize impact. In scenarios where time and resources are limited, an impact effort matrix can help teams prioritize tasks and find the most efficient path towards achieving overall goals.
Etki çaba matrisi ne zaman kullanılmalıdır? Etki çaba matrisi, bir ekibin veya çalışanın gerçekleştirebileceği birden fazla potansiyel eylem planına veya görevlere sahip olduğunda ve etkiyi en üst düzeye çıkarmak için zamanını bu görevler arasında paylaştırmanın yollarına karar vermesi gerektiğinde en iyi şekilde kullanılır. Zamanın ve kaynakların sınırlı olduğu senaryolarda etki çaba matrisi, ekiplerin görevleri önceliklendirmesine ve genel hedeflere ulaşmaya yönelik en verimli yolu bulmasına yardımcı olabilir.
…
https://creately.com/tr/usage/etki-%C3%A7aba-matrisi-%C5%9Fablonu/Etki çaba matrisi, ekiplerin zamanlarını, çabalarını ve kaynaklarını nerede harcayacaklarını kolayca görselleştirmenize yardımcı olan bir karar verme aracıdır. Ekiple üzerinde çalışacakları çözümleri / fikirleri etki (uygulama faydası) ve çabaya (uygulanması kolay) dayalı olarak önceliklendirmek için kullanılır. Az çabayla size daha fazla getiri sağlayacağını düşündüğünüz fikirler Hızlı Kazanımlar bölümü altında yazınız. Zamanınızın ve çabanızın büyük bir bölümünü alacak olmasına rağmen size iyi bir getiri sağlayabilecek faaliyetler / projeler Büyük Projeler altında yazınız. Etkisi düşük ve zamanınızın kısa bir süresini alacak olan faaliyetler Doldur İşler bölümünde gruplandırın. Faydasız gördüğünüz ve önemli bir zaman alan işler Zaman Kaybı başlığı altında sınıflandırılır.
***
Yeter ki bakan, başbakan ya da cumhurbaşkanı filan olmasınlar…
Konu yine DEVLET/LİDER KAPASİTESİ meselesine dayanıyor. Bir ülke için hayati öneme sahip konularla ilgilenenler ülkenin yönetici elitleridir. Onların kalitesi, performansı ülkenin de gelişmesini/geri kalmasını belirleyen faktörlerin içinde en önemlisidir.
Aynı şey kurumlar/şirketler için de geçerlidir. Kurumun/şirketin başarısı, rekabet gücü, kalitesi, performansı, karlılığı, büyümesi, yaptığı katkı, vs en başta liderin/üst düzey yöneticinin başarısına, performansına bağlıdır.
O yüzden üst düzey yöneticiler çok yüksek maaşlar alırlar. Katkıları(etkileri, impact) maaşlarına(effort) oranla çok yüksektir. Bu derecede ciddi, önemli işlevleri olan üst düzey yöneticiler/liderler de son derece donanımlı, birikimli, yetenekli, “seçilmiş” insanlar olmak zorundadır.
Etki/Çaba analizinden yola çıkarak bir Etki-Çaba Endeksi de hesaplanabilir. Mesela Etki Çaba Endeksi = Etki / Çaba şeklinde hesaplanabilir. Bu değer pay ile doğru orantılı, payda ile ters orantılıdır. Etki arttıkça endeks de artar, azaldıkça azalır. Buna karşın çaba azaldıkça endeks artar, arttıkça da azalır.
0 notes
Link
#AltınKafes ‘Aşkın Tutsağı Olanlar Kafesini Terk Etmemek İçin Tüm Cesaretiyle Savaşır’ atv’nin yeni dizisi ‘Altın Kafes’ aşk ve entrika dolu hikayesiyle izleyicileri derinden etkileyecek. Birbirinden başarılı isimlerin yer aldığı kadrosuyla ‘Altın Kafes’ bu sezon çok konuşulacak. Ülkenin sayılı zenginlerinden olan Beyoğlu ailesinin veliahtı ‘Onur’ ile ailenin okulunda öğretmenlik yapan idealist ‘Zeynep’in büyük bedeller ödeyecekleri aşk hikayesini anlatan ‘Altın Kafes’ sırlarla ve yalanlarla dolu ihtişamlı bir dünyanın gizemlerini gözler önüne serecek. Yapımını Arc Film üstlendiği senaryosu Rahşan Çiğdem İnan tarafından kaleme alınan dizinin yönetmen koltuğunda ise Cem Akyoldaş oturuyor. Yapım: ARC FİLM Yönetmen: Cem Akyoldaş Senarist: Rahşan Çiğdem İnan Oyuncular: Aytaç Şaşmaz (Onur), Şifa Nur Gül (Zeynep), Ebru Cündübeyoğlu (Nalan), Hayal Köseoğlu (Ahu), Hilmi Cem ��ntepe (Cihan), Murat Kılıç (Ayhan), Kaan Turgut (Kenan), Sümeyra Koç (Alara), Eda Nur Gülbudak (Berna), Buse Orcan (Şeniz), Gurur Çiçekoğlu (Hikmet), Cansu Mumcu (Şule), Ali Kayra Kul (Kaan), Aksel Yılmaz (Alper) Ve Sacide Taşaner (Zümrüt) atv YouTube kanalına abone olun: atv Facebook: atv Instagram: atv Twitter: atv TikTok:
0 notes
Link
#AltınKafes ‘Aşkın Tutsağı Olanlar Kafesini Terk Etmemek İçin Tüm Cesaretiyle Savaşır’ atv’nin yeni dizisi ‘Altın Kafes’ aşk ve entrika dolu hikayesiyle izleyicileri derinden etkileyecek. Birbirinden başarılı isimlerin yer aldığı kadrosuyla ‘Altın Kafes’ bu sezon çok konuşulacak. Ülkenin sayılı zenginlerinden olan Beyoğlu ailesinin veliahtı ‘Onur’ ile ailenin okulunda öğretmenlik yapan idealist ‘Zeynep’in büyük bedeller ödeyecekleri aşk hikayesini anlatan ‘Altın Kafes’ sırlarla ve yalanlarla dolu ihtişamlı bir dünyanın gizemlerini gözler önüne serecek. Yapımını Arc Film üstlendiği senaryosu Rahşan Çiğdem İnan tarafından kaleme alınan dizinin yönetmen koltuğunda ise Cem Akyoldaş oturuyor. Yapım: ARC FİLM Yönetmen: Cem Akyoldaş Senarist: Rahşan Çiğdem İnan Oyuncular: Aytaç Şaşmaz (Onur), Şifa Nur Gül (Zeynep), Ebru Cündübeyoğlu (Nalan), Hayal Köseoğlu (Ahu), Hilmi Cem İntepe (Cihan), Murat Kılıç (Ayhan), Kaan Turgut (Kenan), Sümeyra Koç (Alara), Eda Nur Gülbudak (Berna), Buse Orcan (Şeniz), Gurur Çiçekoğlu (Hikmet), Cansu Mumcu (Şule), Ali Kayra Kul (Kaan), Aksel Yılmaz (Alper) Ve Sacide Taşaner (Zümrüt) atv YouTube kanalına abone olun: atv Facebook: atv Instagram: atv Twitter: atv TikTok:
0 notes
Text
Apê Musa'nın kızı Rahşan Anter Hadiseyi takip ediyor.
0 notes