#Milyon Euro
Explore tagged Tumblr posts
Text
Aselsan'dan Dearsan-Desan-Özata İş Ortaklığı ile Yeni Sözleşme
New Post has been published on https://lefkosa.com.tr/aselsandan-dearsan-desan-ozata-is-ortakligi-ile-yeni-sozlesme-31986/
Aselsan'dan Dearsan-Desan-Özata İş Ortaklığı ile Yeni Sözleşme
Aselsan, Dearsan ve Desan-Özata iş ortaklığı ile yeni bir sözleşme imzaladı. Bu stratejik anlaşma, savunma sanayisindeki iş birliğini güçlendirerek yerli üretimi artırmayı hedefliyor. Detaylar için hemen okuyun!
https://lefkosa.com.tr/aselsandan-dearsan-desan-ozata-is-ortakligi-ile-yeni-sozlesme-31986/ --------
#2 milyon euro#210#Aselsan#Dearsan#deniz platformları#Desan#elektro-optik sistemler#elektronik harp#haberleşme sistemleri#iş ortaklığı#Özata#radar sistemleri#Savunma Sanayi#seyrüsefer sistemleri#silah sistemleri#sözleşme#sualtı sistemleri#Ekonomi
0 notes
Text
İngiltere'de 400 milyon euro'ya güneş enerjisi devi satışta
Birleşik Krallık’ın önde gelen güneş enerjisi ve batarya depolama geliştiricilerinden olan Power Capital Renewable Energy, özel sermaye destekçileri tarafından satışa sunuldu. PCRE Enerji Devi Satışta ve beklenen piyasa değeri 400 milyon Euro civarında. Power Capital Renewable Energy satışta Power Capital Renewable Energy (PCRE), güneş enerjisi ve batarya depolama sektöründe Birleşik Krallık’ın…
View On WordPress
#400 Milyon Euro&039;luk Satış#İngiltere Enerji Sektörü#PCRE Satış#Türk Yatırımcı Fırsatı#yenilenebilir enerji#yeşil enerji yatırımı
0 notes
Text
0 notes
Text
Almanya Asgari Ücret 2024 — Almanya Nasıl Bir Ülke?
Almanya asgari ücret, Dünyanın en fazla ihracat gerçekleştiren ülkelerinden biri olan Almanya, Avrupa’nın nüfusu en kalabalık, ekonomi ve sanayi olarak en gelişmiş ülkelerinden biridir. Birçok Avrupa ülkesi gibi sosyal devlet anlayışıyla yönetilen Almanya gelişmiş ekonomisine ek olarak teknoloji ve bilim alanlarında da lider ülkelerden biridir. Ülkede para birimi olarak 2002 yılından beri Euro kullanılmaktadır.
Bu yazımıza benzer diğer yazılarımızı incelemek için asgari ücret kategorimizde ki yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Orta Avrupa’da bulunan konumuyla ülkede genellikle ılıman iklim şartları görülürken kışlar soğuk ve yağışlı, yaz döneminde ise Temmuz ve Ağustos ayları oldukça sıcak geçer. Almanya nüfusu 83 milyon olup Almanlar ve ülkede yaşayan azınlıklarla birlikte insanların birbirine son derece saygılı olduğu ülkelerden biridir. Ülke ABD’den sonra dünyanın en çok göç alan ikinci ülkesi olmakla birlikte Almanya asgari ücret tutarı da merak edilen konular arasında yer almaktadır.
Almanya Asgari Ücret 2024
2024 yılı ocak ayında açıklanan verilere göre Almanya, alım gücünün en yüksek olduğu ülkeler arasında birinci konumdadır. Almanya’da 2024 yılı başında saat başına düşen asgari ücret 12 Euro’dan 12,42 Euro’ya yükselerek 41 sentlik bir artış yaşandı. Gelişmiş yaşam standartları, ülke ekonomisine yüksek oranda katkı sağlayan üretimler, gelişmiş teknoloji ve sanayi üretimleriyle Almanya’da son yıl içinde kaydedilen enflasyon oranlarında da yine düşüş gözlendi. Ülkede 2023 yılının aralık ayında yüzde 3,7 olarak ölçülen enflasyon 2024 ocak ayında yüzde 2,9’a düştü.
105 notes
·
View notes
Text
Sevgili babacığım,Berlin harika insanlar çok dürüst ama beni biraz üzen şey Ferrari 599 BTG altın kaplamalı arabamla okula gidiyorum arkadaşlarım ve hocalarım trenle okula geliyor oğlun ....
Baba ...Sevgili oğlum 20 milyon Euro hesabına yatırdım ailemizi utandırma lütfen git kendine bir tren al ...Baban
13 notes
·
View notes
Text
2024 yılında⬇️
Garanti edilen araç geçiş sayısı:
16.425.000
Gerçekleşen araç geçiş sayısı:
2.684.738
Hata payı:
%84
Hazinenin şirkete ödediği garanti tutarı:
281.675.371 Euro
281 Milyon Euro!
Kaynak: CİMER, Ulaştırma Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi
Deniz Yavuzyılmaz Mv
5 notes
·
View notes
Text
"Karsu, Hatay’daki depremde yakınlarını kaybetmesine rağmen yardım toplayabilmek için günlerdir varını yoğunu ortaya koydu. Henüz acısını yaşayamadı doğru düzgün. Öncüsü olduğu Hollanda’daki yardım kampanyasında 89 milyon Euro bağış toplandı.
Karsu depremde kaybettiği kuzeninin, kendisine ulaşamayınca telefonuna, “neredesin sen?” diye sesli mesaj bıraktığını anlattı. O nedenle hollanda’daki yardım kampanyasında, kuzeni ve depremde kaybedilenler anısına bu türküyü seçtiğini söyledi..."
87 notes
·
View notes
Text
🇹🇷 #BİR #YIKIMIN #ANATOMİSİ 🇹🇷
.
▪︎İşe Erbakan hocalarını satmakla başladılar.
Milli gömleği çıkarıp FETÖ gömleği giydiler. Amerika, İngiltere ve Vatikan'la anlaştılar. Hoca efendileri sayesinde iktidarı kaptılar.
▪︎İlk icraat olarak tehdit kabul ettikleri kurumlara el attılar. Orduyu ele geçirip komuta kademesini dağıttılar.
▪︎Açılım adı altında PKK ile müzakere edip teröre taviz verdiler. Teröristleri sınırda devlet töreniyle karşılayıp şehir meydanında hep birlikte ağıt yaktılar. Terör meydanı boş bulup şehirlere sızdı patlayan bombalarla yüzlerce yavruyu babasız bıraktılar. Kürt kökenli vatandaşları ötekileştirip hedef haline getirdiler. Bin yıllık kardeşliği ve vatandaşlık ilkesini ortadan kaldırdılar.
▪︎Hep birlikte bunları yaparken FETÖ tezgahında çırak, kalfa, usta olup işi kaptılar 10 yıl sonra çıkarlar ters düştü kendi tezgahlarını kurdular.
▪︎Kandırıldık, pişmanız, Allah’tan af, milletten özür dileriz deyip hocalarıyla yolları ayırdılar ve mağduru oynadılar. Öfke içinde karşılıklı sırlar ifşa edildi hep birlikte dünyaya rezil oldular. Çıkar dalaşının adını darbe koydular ve binlerce mağdur yarattılar. Bunu da bir güzel kullandılar.
▪︎Siyasi ayak söyleminden de bu nedenle hep rahatsız oldular. Zira ucu kendilerine uzanır diye korktular. Bu yüzden de FETÖ ile mücadeleyi terör ağacından meyve koparma hikayesine çevirip gövdeyi hep korudular.
▪︎FETÖ’den kalan mal varlıklarının akibetini hiçbir zaman açıklamadılar. O tarihte basın tarafından, FETÖ’nün kasası denilen Akın İpek’in otelinin dehlizinde bulunduğu ve el konduğu iddia edilen 18 ton altın, 500 milyon Euro ve 250 milyon dolar konusuna ise nedense hiçbir zaman için açıklık getirmediler. Terör başı Gülen’in iadesi için beklenen çabayı da hiçbir zaman için sarf etmediler.
▪︎Başta yere göğe konduramadıkları savcı Zekeriye Öz olmak üzere, FETÖ’cü kaçakların peşini ise nedense bıraktılar. Bunları hiçbir zaman için dillendirmediler , gündem konusu dahi yapmadılar. FETÖ’cülüğü yargı ve muhalefet üzerinde hep bir sopa gibi kullandılar. Bu sayede üstü kapalı bir korku rejimi yarattılar.
▪︎Sürekli din istismarı yaptılar ve Arap hurafelerini din diye dayattılar. Başörtüsüne bürünüp #ahlak #örtüsünü çıkardılar. Müslüman taklidi yaptılar.
▪︎Ayasofya camiini bile istismar amaçlı açtılar. Diyanet İşleri Bakanlığı’nı ve camileri siyasi birer karargaha çevirdiler. Hutbeleri istedikleri gibi okuttular.
▪︎Her türlü #cemaat #yapılanmasını baş tacı edip dini rayından çıkardılar. Kur’an da yeri olmayan bir ruhban sınıfı yarattılar ve şeyh/mürit ilişkisi içinde beyin yıkayıp toplumun büyük bir kesimini kontrol altına aldılar.
▪︎Yargıyı payanda edip hak, hukuk, adalet kavramları üzerinde siyasi baskı kurdular. Kutsal olan Savcılık ve Hakimlik mesleğini zora soktular.
▪︎2017 yılında bir halk oylaması icat ettiler ve sandık oyunuyla yapılan anayasa değişikliği sayesinde demokrasiyi devre dışı bırakarak, ‘"hangi asseti (varlığı) satacağımı size mi soracağım’" diyebilen bir tek adam düzeni kurdular. Anayasal devlet yapısını by-pass edip anayasalı partizan bir devlet anlayışı yarattılar.
▪︎Fabrika ve barajlar kurmak, üretim ve istihdam yaratmak yerine lüks saraylar inşa ettiler. Avenelerine her biri milyonlarca liralık yüzlerce makam aracı tahsis ettiler. Üretim ekonomisini tahrip edip tüketim, israf ve rant ekonomisi icat ettiler.
▪︎Özelleştirme adı altında Cumhuriyetin tüm kazanımını babalar gibi sattılar ve binlerce istihdamı ortadan kaldırarak devasa bir işsizler ordusu yarattılar. Rüşvetle yatıp rüşvetle kalktılar ve bağış adı altında aldıkları milyarlarca doları kurdukları vakıflara aktardılar.
▪︎Geçmişte Anayasal Kurumlarıyla anılan devleti ENSAR, TÜRGEV, TÜGVA ve TÜRKEN gibi vakıflarla anılır hale getirdiler. Harcamaları kontrol edip hesap soran IMF’yi devre dışı bırakıp hesap sormayan yabancı tefeci kuruluşlardan yüksek faizle borç alıp rant kanalına akıttılar. Ülkeyi, tefecinin eline düşmüş müflis esnaf misali ödenmesi mümkün olmayan milyarlarca dolarlık borç batağına soktular, hazineyi tarihte ilk kez eksi bakiyeye düşürdüler ve henüz doğmamış borçlu bir nesil yarattılar.
▪︎Bağımsız olması gereken Merkez Bankasını siyasi operasyonlarına payanda ettiler. Sürekli #ranta #dayalı yatırımlar yapıp millete hizmet diye dayattılar.
▪︎Paylaşımı ayakkabı kutularıyla yaptılar. Ekonomiyi çökertip milletin anasını ağlattılar. Ölümü unutup dünya malına taptılar. Yabancı bankalara altın ve dolar stokladılar. Vakıflar üzerinden İngiltere ve Amerika’da devasa mülkler aldılar. Bu yüzden WikiLeaks belgelerinde bile anıldılar. Bunlara el konulmasından ise hep korktular.
▪︎Sarraf davası ve evlatları üzerinden yürütülen soruşturmalar şantaja dönüştü zor durumda kaldılar. Bu yüzden de her türlü efelenmelere rağmen ABD ve AB yaptırımlarına boyun eğdiler. Rahip Bronson’la başlayan bir seri yaptırım şimdilik Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya alınmasına destek olunmasıyla son buldu. İçeride aslan kesilirken dışarıda hep kedi oldular.
▪︎Seçmenlerini konsolide etmek için sürekli müjdelerle oyaladılar ve 2023 yalanını pazarladılar. Müjdelerin arkası gelmediği ortaya çıktı ve şimdide 2053 yalanına başvurmaktalar.
▪︎Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir ‘"Kur korumalı mevduat"’ hesabı icat edip birilerini ihya ederken hazineyi milyarlarca dolar zarara uğrattılar. Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yaparak aradaki makası açtılar ve ülkenin teminatı olan orta direği yok ettiler.
▪︎Seçim öncesi din istismarı yapıp NAS pazarladılar ve faizi enflasyona sebep gösterip milletin gazını aldılar. Seçim sonrası gerçek ortaya çıktı döviz, enflasyon ve zamlar tarihi bir rekor kırdı. Ânında NAS’tan vaz geçerek dini, imanı unutup faize sarıldılar.
▪︎Memur ve işçi maaşına zam yapar gibi yapıp ağızlara bir parmak bal çaldılar; emekliyi, dulu, yetimi bütçe müsait değil diyerek açlığa mahkum ettiler. Buna rağmen sınırları kevgire çevirerek ülkeye soktuları, adeta bir kavimler göçüne dönüştürerek demografik yapıyı tahrip ettikleri ve içinde kimlerin olduğu meçhul 10 milyonun üzerinde mülteciye milletin alın teri olan 50 milyar doları harcarken bütçe hesabı yapmadılar. Böylece %98’i yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren, geçimden başka bir şey düşünmesini istemedikleri, hayattan koparılarak günlük yaşatılan, sürekli yardım edilmiş bir toplum yarattılar. Sosyal hayatı yok edip ruh sağlığı alarm veren vatandaşı çaresizlik içinde evlerinde oturmak zorunda bıraktılar.
▪︎Ekonomiyi iflasın eşiğine getirdiler ve sonunda mecbur kalıp bir zamanlar düşman ilan ettikleri körfez ülkelerine giderek varlıklarımız üzerinden örtülü pazarlıklar yaptılar ve onursuzca para dilendiler. İşsizliğin, açlığın, sefaletin, derinleşen ekonomik kriz ve körfez zihniyeti detaylarının üstünü örtmek için de başta CHP tartışmaları olmak üzere toplumu oyalayacak birbiri ardına sıralanmış yapay gündemler yarattılar.
▪︎İktidarı normal bir siyasi aktör olarak görmeyin. Çünkü onlar Türk milletine, Türk devletine ve kurucu değerlere daha başından itibaren düşmandılar. Bu yüzdendir ki 22 yıldır başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere kahraman ecdada ve milli değerlerimize hakaret eden kim varsa sürekli baştacı ettiler.
▪︎Andımızı yasaklatıp T.C. ibarelerini, Atatürk resimlerini, büstlerini ve heykellerini baş aşağı ettiler. İstiklal Marşı’nda oturanların, keşke Yunan kazansaydı diyen hainlerin önünde hep reverans yaptılar.
▪︎T.C. Devleti ve Cumhuriyet’in garantisi olan Lozan Antlaşması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Anayasa’nın ilk dört maddesini sürekli sorun ettiler. Amerika’nın Yunanistan Dedeağaç limanına yaptığı devasa askeri yığınağa ve işgal edilerek birer askeri üs haline getirilen Ege adalarına yıllarca göz yumdular.
▪︎Ülkeyi yönetiyormuş gibi yapıp talimat üzere içeriden dönüştürdüler ve #darülharp mantığı içinde koskoca bir harabe yarattılar. Dışarıdan kuşatılmasını ise sineye çekip hep seyirci kaldılar.
▪︎Taraftarı ikna etmek ve safları sık tutmak için de Osmanlı sosuna batırılmış, din ceketi giydirilmiş ; Ecdat ve İslam’la alakası olmayan çakma bir düzeni sürekli olarak mehter, ezan, sela ve tarihi diziler eşliğinde dayattılar.
▪︎Nihayet kapatılacak bir parantez olarak gördükleri Cumhuriyet’i , 100. yılında hedefe koyup , arzu ettikleri çarpık düzeni meşru hale getirecek yeni bir ANAYASA telaffuz ettiler. Sıra geldi bu telaffuzu kuvveden fiile geçirecek olan altın vuruşu yapmaya.!!!
▪︎Ve ardından yedi düvelin yapamadığını tek başlarına yaparak bu topraklarda kendi vatanlarını kurmaya ve Yugoslavya’da olduğu gibi özerk yapıların ve dışa bağlı devletçik teşebbüslerinin önünü açmaya.
▪︎Eğer Anayasa genel seçimlerden önce değiştirilirse , yapılmış olan yerel seçimin ve bundan böyle yapılacak hiçbir seçimin yasal hükmü kalmaz.
▪︎Şimdi anladınız mı bir vasiyet niteliği taşıyan #Gençliğe #Hitabenin neden kaleme alındığını ve büyük önderin #ne #kadar #ileri #görüşlü #olduğunu. Ne demişti son bölümünde ;
“…..iktidara sahip olanlar, gaflet (aymazlık) ve dalalet (sapkınlık) ve hatta hıyanet (hainlik) içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin (işgal güçlerinin) siyasi emelleriyle tevhit edebilirler (birleştirebilirler). Millet, fakruzaruret (ileri derecede yoksulluk) içinde harap (yıkılmış) ve bitap (yorgun) düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı ;
İşte, bu ahval (durum) ve şerait (koşullar) içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
▪︎Yerel seçim galibiyetinin ve zafer sarhoşluğunun rehavetine kapılarak bundan sonra hiçbir şey olmaz demek yanlış olur. Büyük önderin sözlerini her an kulağımıza küpe etmekte yarar vardır.
▪︎Şunu asla unutmamak gerekir ki , su uyur düşman uyumaz. Yarından tezi yok her türlü şahsi ve siyasi meseleleri, ideolojik görüş ayrılıklarını, şişmiş olan egoları bir kenara bırakarak ; Birlik, beraberlik ve Müdafaa-i Hukuk anlayışı içinde geniş tabanlı bir #milli #mutabakat #ittifakı kurmak artık vatani bir mecburiyet haline gelmiştir. Mazereti ne olursa olsun aksini yapan bir siyasi anlayış ; Ucu dışarıda olan gizli işbirlikçidir, iktidarın bir başka versiyonudur, mevcut projenin nöbetçi taşeronudur.!!!
▪︎Herkes aklını başına almalıdır zira emperyalizm, yıllarca onca emek harcadığı böylesi zorlu bir yıkım projesini tek bir parti ya da tek bir adama #endekslemez , alternatifi #mutlaka #vardır. Önümüzdeki süreçteki gelişmeler , kimin kim olduğunu ve bağlantılarını gösterecektir ; Tabii ki milli hassasiyete sahip olan vatan evlatlarını da...
4 notes
·
View notes
Text
Fatih Altaylı"nın ; "Küba'da patates bile yok."
Sözü uzerine ,,
Berna Laçin:
" Bak, ben sana KÜBA'da neler yok anlatayım!
Küba’ya yaptığım yolculuk bir gezi değil, deneyim oldu benim için...
Eşi benzeri olmayan tarihi ve yönetim sistemiyle, kimseye benzemeyen insanların ülkesi burası.
Rom, puro, dans-müzik ve neşe...
Buram buram “gerçek” zenginlik...
❤️ "Çocuğum ne olacak.?" korkusu yok mesela
İnsanın çocuğu için endişelenmemesinden daha büyük zenginlik yoktur herhalde.
❤️ Bu ülkede daha kadın hamileyken, devletin kurduğu hamile merkezlerine gitme zorunluluğu var. 70’li yıllarda, hamile pilatesi başlatılmış bu merkezlerde, ayrıca çocuk bakımı için eğitim veriliyor. Doğan çocuk, devletin sayılıyor.
Her tür sağlık ve eğitim hizmetini devlet karşılıyor. Eğitim de tabii ki eşit.
❤️ Sağlığın için endiselenmiyorsun,örneğin..!
11 milyon nüfusluk küçük bir ada olan Küba, tıp alanında dünyada en üst sıralarda. Çocuk lösemisini yüzde 80 oranında tedavi edebilecek kadar ileriler.
30 bin doktor çalışıyor. Sadece kendi ülkelerine değil, tüm Güney Amerika ülkelerine sağlık hizmeti veriyorlar. Tabii ücretsiz!
❤️ Açlık yok mesela
Devlet, karneyle her aileye ihtiyacı olan yiyeceği dağıtıyor. Tavuk, et, pirinç, patates, şeker... Kişi başı, karnı doyuracak miktar, devlet eliyle veriliyor.
Elbette, çuval çuval değil. Örneğin; kişi başı aylık 2 kilo kırmızı et veriliyor meselâ. Tavuk dersen o daha çok.
Eh bizim ülkemizde asgari ücretle geçinen biri her ay kişi başı 2 kilo et yiyebiliyor mu acaba?
❤️ Işsizlik yok ..!!!!
Devlet herkese iş veriyor. Ve maaşlar arasında yüzde 3’ten fazla fark bulunmuyor. Doktor olmuşsun, garson olmuşsun pek fark etmiyor.
❤️ Sokakta yatan evsiz yok..!
Bana en ilginç gelen bu oldu. “En gelişmiş” diye tanımladığımız ülkeler bile evsiz kaynarken Küba’da bir tane sokakta yatan insan yok.
❤️ Kadına şiddet yok örneğin..!
Zaten genel olarak kavga-dövüş-bağırış-çığırış yok. Korna çalan bile yok.
Hani, belediye suyuna sakinleştirici karıştırıyorlar diyeceğim ama belediye suyu da yok.
Her yer doğal kaynak ve su fışkırıyor. Dönelim şiddete; elbette ufak tefek olaylar oluyormuş ama bir kadına hafifçe dokunmanın cezası bile 5 yıldan başladığı için belki de, öyle şiddete filan rastlanmıyormuş.
Hele “karısını öldüren kocalar var mı” sorusunu sorduğumda, bana sapıkmışım gibi bakmaya başladılar.
“Nereden aklına geliyor böyle şeyler” dedi bana genç bir Kübalı kadın.
❤️ Boşanma yok mesela..!
Çünkü evlenme de yok. Kübalılar genellikle resmi evlilik tercih etmiyor çünkü ayrılmak isterlerse işlemlerle uğraşmak istemiyor. Resmi imzaya gerek duymuyorlar çünkü boşanma sırasında paylaşılacak mal, mülk kısaca nafaka-miras gibi kavramlar yok.
Zaten her şey devletin.
❤️ Ter kokan kimse yok.
Sabun-şampuan karneyle. Hepsi Küba malı. Fazladan almaya kalkarsan pahalı. Ama herkes tertemiz.
❤️ Eğlencesiz gün yok..!
Müzik ve dans her şeyleri. Sanki ibadet gibi. Her ân her yerde eğlence var. Sokaklarda, meydanlarda toplanıp, dans ediyorlar.
❤️ Tarlalarda organik olmayan gıda yok..!
Tavuk çiftliği yok meselâ. Bahçelerde yetişiyor tavuklar, ayağı toprağa değiyor. Tıpkı çocukluğumuzdaki tavuklar gibi lezzetli oluyor.
❤️ "Kazık yeme" korkusu yok.!
E her işletme devletin. Çalışanlar da devlet memuru. Ama bizdeki öğretmen evleri gelmesin aklınıza. Örneğin, Hilton Otel, Devrim sonrası olmuş Küba Özgürlük Oteli. En görkemli şovlar, en güzel caz kulüpler aslında hep devlet işletmesi.
❤️ Ayrıca, Küba’da turistler de devlet koruması altında. Turiste zarar vermek en büyük suçlardan biri.
💙Para yok,cok ilginç..!
Evet para yok! Doktor, aylık 20 Euro karşılığı bir maaş alıyor. Hayır yanlış yazmadım; en yüksek maaş bizim paramızla aylık 60 lira. Az geldi değil mi!
❤️ Şimdi “nasıl geçiniyorlar” diye düşünüyorsunuz.
Ama işte elektrik de 0,50 kuruş. Ev kirası yok, sabundan yiyeceğe temel ihtiyaçlara para harcamak da yok. Hastane masrafı, eğitim masrafı yok! Çocuklara kalem almak bile yok. Lüks yok ama ihtiyaç da yok!
💙 Reklâm tabelası yok.mesela.!
Asla yok. O yüzden Küba sokaklarını fotoğraflamak gibisi yok gerçekten.
💙 İnsan ne ister yaşarken???
huzur güven tabiki...
Kültür, Doğa Edebiyat ve Medeniyet
11 notes
·
View notes
Text
Meyus / Şadan
Ağustos ayına bir isim arıyorum. Lanet ay deyince biraz kırıcı oluyorum ağustosa karşı.. öyle de ince düşünceli bir adamım.
Meyus? Bence yakıştı. Kederli, karamsar bir ay.
Aslında cafcaflı bir ay, sıcaklar doruklarda, piknik deniz bisiklet. Ama bu sıcaklığa rağmen kederli.
Benim ağustosum meyus.
Yine böyle başladı.
Merkür retro da var. 4 eylüle kadar yaya nefes almak yok.
1- Canımın içi Galatasarayım beş yedi. Beş nedir be gardaşım. Gerçi bir sıfır yenilse de yine üzülecektim. Kaos da çıktı takımda. Canımın canı cancağzım güzel renklim üzülünce biz de üzülüyoruz. Kabul ediyorum fanatiğim. Futbolu çok seviyorum. Babamdan miras. 3 sene hariç (2014-2017) hayatımın her anında futbol var. Bu sene daha çok üzüleceğiz gibi, neyse ki mağlubiyeti kaldıracak kadar da yetişkinim. Çocukken kafaya takardım. Şimdi ki bebeler hatırlamaz harika oynayıp okochanın golüyle fenere yenildiğimiz bir maç vardı, 98di, 9 yaşındaki serconun travmasıdır o maç. :// futbolu çok seviyorum.
2- adam 3 milyon euroluk şirket kurmuş bana diyor ki sercocum senden kamu hizmeti bekliyorum. Şirketi ayıracağım, tasfiye ettireceğim, malları sattıracağım ve hatır için vekalet alacağım. 1 milyon euro vermen lazım abi. Puahahahahah. Zaten ticaretten nefret ediyorum. Neyse ki ticaret doktoru arkadaşım var.
3- annem ofise eski perdeleri takmış. Ofise obje falan almam lazım. Sevgili eşim ofisimi kıskanıyor. Neymiş ben serbest çalışıyormuşum. Ne var yani şortumla ofisimde takılıyorsam.
Koltuğa yatıp ayak uzatmak, işte bak hakimken de en sevdiğim şey buydu. Arkada vivaldi. Benim de tutkum bu.
Perdeleri acil yaptırmam gerek. En ucuzundan. Eniştecim hasta olduğu için sipariş veremedik. Çok acil acil.
Oğlum dedesi ve ananesiyle gezerken takılmak kolay tabi. Canım oğlum benim.
4- Uyku problemim başladı yine. Geceleri uyuyamıyorum. Lanet 10 ağustos geliyor çünkü. Lan defter nasıl bir travmadır bu. 8. Yıl oldu. O iki gün. Psikoloğa gitmeyeceğim. Problemlerimi kabullenmiyorum. Delilik alameti mi sence? Hanım arasıra kızıyor bana, herşeyi mantıkla çözdüğümü sanıyormuşum. Aptallığı sevmiyorum. Hayatın zorunluluklarından oluşan sınırlarım var, acı da çeksem canım da yansa o sınırlar içerisinde herşeyi çözüyorum. Çözmediğim anda mantıksız ve aptalca buluyorum. Dur bak defter, burası karışık. Kaçtığımız konular? Sınırlar nedir? Diş çarpması nedir? Anlık gelen kaybetmek hissi? Anksiyete mi? Kaygı. Herşeyi herkesi kaybetme korkusu. Ölüm? Para? Buralar çıkmaz sokak. Psikoloğa gitmeyeceğim. Galatasarayın çok acil yenmesi gerek hatayı.
ŞADANLAŞTIĞIM DAKİKALARDAYIZ.
Ama anlatmam gerekiyor. Defterimde yer sıkıntısı yok neyse ki.
5- bugün 9 ağustos. Tam 8 yıl önce salı gecesi bir yetkili demiş ki 600 küsur hakim savcı daha meslekten uzaklaştırıldı. Liste yok. O zamanlar meslekte çoğu insan istim üzerinde. Meslekten çıkarılmak değildi derdim, allah biliyor ya, insanlar öldürenlerle birlikte anılmak, hainlik ile yaftalanmak.. dünyanın en ağırı fiziki olarak cezaevinde yatmak değil, yaftalanmak, suçlu addedilmek. O zamanlar ayırt edemiyorum tabi. Uykusuz şekilde gittik mahkemede. 10 ağustosta, çarşamba günü sabah 10da uyap kesildi, gerekçe yazarken gitti uyap. Ben anladım bilgi işlemi aramadım. Ağlamadım çünkğ vücudumda ki ağırlık ağlamak ile boşalamazdı. Ancak ölüm alabilirdi bu ağırlığı. Ama yaşamak gerekiyor ölüm ağırlığını. Yaşamak. Arkadaşım aradı, uyap gitti dedi. Dedim allah sonumuzu hayretsin, onurumuzu korusun. Onur. (Hakimlik mesleğinde meslek onuru çoğu meslekten daha önemlidir. Bu meslek de budur. Avukatlık mesleğinin de onuru vardır misal, ama dar bir alanda değerlendirilmez. Hakimlik böyle değil işte. Meslek onuru diğer disiplin suçlarından öndedir. Falan falan.) Sonra bir emniyet mensubu geldi. Terörle mücadele ile tanışmış olduk. Odanız aranacak dedi. Benim odam bomboştu. Ben obje süs bitki sevmezdim. Sadece dosyalar bilgisayar yazıcı ve mesnevi vardı. Mesnevim orada kaldı. Mesnevide geçen hikayeler diye bir kitap. Ceketimi alıp giderim dedim. Puahahahah.
O kadar aklım yerimde değil ki siz kimsiniz de beni arayacaksınız diyemedim. Mahkemeden polis eşliğinde çıkarıldık. Bu zoruma gitti çok. Eve gittim. Yapayalnız. Hatırlıyorum nutella aldım kaşık kaşık yedim. Mutlu olalım diye. Nerde amk. Saat 14 gibi gözaltı kararı alındığını ntv altyazıdan öğrendim. Dedim bekleyeyim. Kaçacak halim yok. O. Amca kaçacaksan batuma götüreyim seni demiş. Dedim ne kaçacağım, ben suçsuzum. Gece 12de geldiler. Bir savcı bey 3 polis memuru. Asayiş şubeden. Evi aradılar. Aradılar da aramak denirse. 100 tane ayakkabı kutusu vardı misal, gece gece uğraşmak istemediler sanırım. Sağlık raporu, çağlayan.. ah ulan çağlayan. Hasır üzerinde uykusuz 2 gün. Bir ağırlık var, ölümle gidebilir. Silivride ilk kelepçe.
Silivride ilk uyuduğumda gördüğüm rüya ne peki? Yokuş ve kaybolmak. Beni. Kabus ikilim. Kabede hira dağında kaybolmuşum. Annemi bulamıyorum. Kimse yok. Ama kalabalık sesi geliyor. Bir kalabalık ama ben kaybolmuşum. Ağlıyorum. O zamanlar ağlayabiliyorum tabi. Umrede kaldığımız oteli görüyorum ama gidemiyorum. Dağ yokuşu var, inilecek patika öyle yokuş ki. Sesim kısılana kadar bağırıyorum. Kabeyi görüyorum oteli görüyorum ama inemiyorum. Terlemişim. Lanet ağustos. Silivrinin güneşi yakmış koğuşu, ıspanak kokuyor koğuş. Ne alaka. Sigara ve ıspanak.
Bak bende ilerleme var, bu yaşadığımı hiç anlatamadım 8 yıldır. Yaramız kabuk bağlamış mı şimdi?
Çok konuştum. 13 ağustos 2016yı anlatalım dedim beceremedim. Çok uzun oldu. Seneye ağustos nasıl geçecek bakalım. 2016 ağustosu unutarak geçsin.
Boşuna ağustosa meyus demiyoruz. Merkür retro da var. Ne lanet ay amk.
Vesselam.
1 note
·
View note
Text
.
Depremde 10 akrabasını kaybeden Karsu Dönmez, Hollanda Tv'lerin yardım ortak yayınında #neşetertaş ustadan "Neredesin sen" türküsünü söyledi.
Hollanda'daki yardım yayınında 89 milyon euro (1.796.803.175,97 Türk Lirası )toplandı.
10 notes
·
View notes
Text
Galatasaray, Michy Batshuayi'nin Transferini KAP Üzerinden Duyurdu!
Galatasaray (#GSRAY), Belçikalı forvet Michy Batshuayi ile olan sözleşmesini sona erdirdi. Sarı-kırmızılı ekip, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı açıklamada, 30 yaşındaki golcünün Eintracht Frankfurt Fussball AG’ye transferi konusunda mutabakata vardığını duyurdu. Açıklamada ayrıca, Eintracht Frankfurt Fussball AG’nin Galatasaray’a net 3 milyon euro transfer ücreti ödeyeceği ve ek…
0 notes
Text
Fransa Asgari Ücret 2024 — Fransa’da Asgari Ücret Ne Kadar?
Fransa yaşam maliyeti pek çok açıdan donanımlı bir ülke olan Fransa asgari ücret konusu, Fransa’ya taşınmak isteyen kişilerin kafasını karıştıran konuların arasında geliyor. Yeni bir ülkede, sıfırdan bir mesleğe başlamak, para kazanmak ve hayatınızı kurmak, pek çok açıdan etkileyici bir düşüncedir. Bununla birlikte bu düşünceyi hayal eden binlerce insan olduğunu söylemek mümkünd��r. Eğer siz de yeni bir ülkeye taşınmak için tercihinizi Fransa’dan yana yapmayı düşünüyorsanız, ülkede hangi mesleklerin para kazanmanız konusunda sizlere yardımcı olacağını ve asgari ücret gibi bilgileri edinmelisiniz.
Bu yazımıza benzer diğer yazılarımızı incelemek için asgari ücret kategorimizde ki yazılarımızı inceleyebilirsiniz.
Fransa Asgari Ücret Ne Kadar?
Asgari ücret yasal bakımdan ülkede çalışan işçilere ödenecek en düşük ücret seviyesini temsil eder. Fransa’da yeni bir işe başlamak istiyorsanız asgari ücret hakkında bilgi sahibi olmanız önemlidir.
Fransa asgari ücret 2024 yılında 1,13 oranında zamlanmış ve 1539 Euro olarak belirlenmiştir. Bahsi geçen ücretten ülkede çalışan yaklaşık 3 milyon işçi faydalanmaktadır.
104 notes
·
View notes
Text
Eyüpspor’dan Berke Özer açıklaması: 10 milyon euro bonservis https://www.sondakikam.com.tr/gundemden-haberler/eyupspordan-berke-ozer-aciklamasi-10-milyon-euro-bonservis/6764
0 notes
Text
SONUNDA BİZLER Mİ SIĞINMACI OLACAĞIZ ACABA ?
23 Ağustos 2024
Ümit ZİLELİ
Korkusuz Gazetesi
Yıllar önce şöyle bir soru sormuştum:
- BİLİN BAKALIM, Türkiye’de KAÇ TANE SURİYELİ SIĞINMACI VAR?
Yalnızca size değil, bu ülkenin başta en büyük Türk Büyükleri olmak üzere, irili ufaklı tüm yetkililerine de sormuştum:
- 3 MİLYON mu, 4 MİLYON mu, 5 MİLYON mu?
Pekii, bu soruyu niçin sormuştum? Çünkü adım gibi emindim ki, bu ülkede HİÇ KİMSE gerçek sığınmacı rakamını BİLMİYORDU!
Zaten bilmelerine de olanak yoktu; ilk büyük akından sonra, toplu olarak gelenlerin dışında, YOLGEÇEN HANINA DÖNMÜŞ SINIRLARIMIZDAN GİREN ÇIKANlN BİLİNMESİ MÜMKÜN DEĞİL!..
Devam edelim; BU SIĞINMACILARIN NERELERDE YAŞADIKLARI, barındıkları ne yedikleri ne içtikleri, geldiklerinden bu yana NE İŞ YAPTIKLARI, NASIL GEÇİRDİKLERİ, gelen nüfusa KAÇ BEBEĞİN katıldığı, BÜYÜYEN ÇOCUKLARIN hangi işlerde çalıştırıldığı BİLİNİYOR MUYDU peki?
Kolay soruydu; devletin kontrolündeki kamplarda ya da yerleşim yerlerinde belki, geri kalanında HAYIR!..
Yalnızca etrafınıza bakmanız yeterliydi; PARKLAR, DEPOLAR, YIKINTILAR, parası olanlar için KİRALIK EVLER hep ONLARLA DOLUYDU...
SAHİL ŞERİTLERİ, özellikle EGE KIYILARI ise şişme botlarla Avrupa’ya kaçmaya çalışan ve çoğu ölen zavallı insanlarla dolup taşmış durumdaydı.
BU İKTİDAR hangi politika sonucu milyonlarca insanı kabul edip, böylesine bir sefalete ve ölüme yatmalarına YOL AÇTI, kendi halkını da yokluğa işsizliğe terk etti diye soracak olursanız, yaşananlar bazı güçlü ipuçları veriyordu tabii...
AVRUPA'NIN ölümüne KORKTUĞU “Mülteci Akını” başlıca nedenlerden biriydi. Zamanın Başbakan sıfatlı muhtereminin Avrupa Birliği yöneticileriyle, Brüksel’de yaptığı toplantıdan ne çıkmıştı?
- AL 3 MİLYAR EURO, TUT SIĞINMACILARI... Ayrıca sana vereceğiz vize muafiyeti.
- Eğer İŞ PARADAYSA, bizimkilerin açıklamasına göre BUGÜNE DEK HARCADIĞIMIZ PARA zaten MİLYARLARCA DOLARI BULMUŞ durumdaydı... ÖYLEYSE yalnızca para olamazdı MESELE; bu sığınmacıları, AMAÇ NEYDİ peki? “KOZ” olarak kullanmak mı, ucuz işgücü durumu mu, YOKSA BİLMEDİĞİMİZ daha DERİN MESELELER Mİ ?
-
- Ben bilemedim, siz buyurun lütfen!
4 notes
·
View notes
Text
Görseli aldığım tarih ve arkeoloji sitesini Akrofil olarak hatırlıyorum çok ÖZÜR DİLERİM yanlışım varsa🙏Hindistan Pakistan sınırında bulunan bu tablet yazıları çözülememiş valla habarra mı gubarra mı ne medeniyetin adı? Finansörler yazıyı çözene 1 milyon dolar mı euro ödül olarak vereceklermiş💰ödül onların olsun ben bu eksik kültürümle çözdüm zengin ve güçlüler her dönem sapıktırlar o yüzden parayla canlı dövüştüren özel bir arenanın reklamı labirent şekiller bugünün karekodunun atası girişte gösterilirdi 2 aslanın ortasındaki kadın savaş esiresi olmalı hepsinin fiyatı var bir harf haç şekline benziyor Türkçedeki R harfinin karşılığı olabilir üstün ıq'um arkeolojiye de yetişti😉
0 notes