#Kış Masalı

[1tuana1]

Gözyaşım kederden miydi yarim çektiğim kaderden miydi

[ozgur-ce]

Uzun zamandır lab'ların ve derslerin yoğunluğundan dolayı gitmeyi çok isteyipte gidemediğim yenilenen Saraçoğlu mahallesine nihayet bugün gidebildim. Başkentimiz ve çok severek yaşadığım Ankara'mızın en şehir merkezi olan Kızılay'ın göbeğinde böylesi gizli kalmış bir güzelliği restore ederek daha da güzelleştirmelerine çok sevindim, eski fakat hem mimari olarak hem de sessiz sakin olması yönünden çok beğendiğim bu mahalleye bir de böylesi güzel bir peyzaj tasarımı eklenmesi gerçekten büyüledi beni..

Yeni açılmış Cafe'ler özellikle bahçeleri ve dizaynları ile mahalleyle bütünlük sağlamış. Biz bugün, uzun zamandır başka şubelerini de bildiğim Simple Chocolate'ın egg&beef kruvasanı ile kahvaltımızı yaparak kahve ve tatlıya Coffee de Madrid'te devam ettik. Umarım bu göz doldurucu geziyi siz de beğenmişsinizdir ve siz de belki yolunuz düşerse Ankara'nın bu güzel mekanlarını görmek istersiniz.. Şimdiden keyifli olması dileğiyle..

[alyaaww]

Yabanım,sevgilim,ESMERİM,sebebim

[dreamerthinks]

Yabanım, sevgiliim, esmeriimm, sebebiimmmm

[yazmasamaglayacaktim]

dalından düşmüş bir yaprağım bile yok buraya bırakacak. solmuş ve sararmış, dokunduğunda parçalanıp yok olacak bir yaprağım bile. şimdi sen. avucunda bahardan kalma bir yaprağı elini uzatıp dikme dallarıma. boyama yeşile. dursun böyle boş. zaten kış. zaten fırtına. bırak. dursun.. artık sıçrasam da uykumda soğuktan sıçrarım. bir gece üşüyüp kalbimden hasta olur öyle sıçrarım. yükseklerden kendimi bırakır da öyle sıçrarım. başıma dokunma, okşama şefkatle. alışacak bir yastığım yok, yok boynun. dokunma buradaymış gibi. bırak. ben sıçrar biraz geç, yine uyurum. bir gece olur da kaçarsa uykun, açılır gözlerin ve üşürse ellerin, korkarsan karanlık ve karanlığın getirdiği şeylerden, kendine bir gece yarısı uykunda sana okuduğum masalı tekrar et. başucuna koyduğum kurşun askerlerden bahset. ben şimdi en çok belki biraz geç, geç kalırım.

[milanosbitch]

Kış Masalı by Sezen Aksu & Translation

[desert--daisy]

Gizemleriyle uzun bir roman tadı veren hayallerin yol aldığı uçsuz bucaksız diyarlara yolculukların şoförlüğünü bulutların üstlendiği bir gecede, günlerden salı mevsimlerden bahar tadı kış masalı. Yalnızlığımın kalabalıklaştığı kahve ile yağlanan gecelerde bir saatin 60dakika olduğuna inanmak güç. 1440dakikada 2dakika ile yetinmeyi bilen akrep ile yelkovana da hayret doğrusu. Biz mi kanaat etmeyi bilemeyenlerdik? Kimyada aynı simyada farklı iki inatçı farklı kişi. Kaçan kovalandı kovalayan kaçtı. Ne bir şikayet ne bir itiraz. Nerede tutku nerede şehvet nerede aşk? Tutkunun aklı yoktu da ruha ne oldu peki ?

Aşikar sonlarla taçlandırdığımız yolda, ruhuma nefes olan heyecanım, sarardı soldu tüm azimlerim. Peki ya hayallerim, ne zaman plastiğe dönüştü ?

Nice demdir yaktığım gemiler, yürüdüğüm korlar zerre etkilemezken bir düşünce, kana kana içtiğim benliğimi yenecek diye ödüm kopuyor. Bir kar tanesi üşütüyor avuçlarımı. Gözlerimden yağmur çiseliyor kalbime, ateşi yok dumanı tütüyor. Soluduğum ateşin dumanı boğuyor artık beni. Boğulan ben, boğan ben, ateş ben, duman ben ve hatta su bile ben. Nanemolla ruhum isyanlarda çıkamıyorum içimden...

Seçmediğim ve seçemediğim tüm tercihlere zaman basarak unutturmayı bize öğreten hayatın ahkam kesen hoyratlığı, her dalımı kırdığında rüzgara karışmayı felsefem yapmaya çalışsamda, yıldızlardan kaleidoskop yapıp izledim paralel evrenlerimi, sadece meraktan. Başka bir hayatta başka bir zamanda seçer miydim yine aynı seçimlerimi ? Bazen evet, bazen hayır. Yani sanırım. Aynadakiyle de konuşmuyorum artık; kabullendiklerimi yüzüme vurmasın diye.

Savaş açmış hayallerim yarınlarıma ; sağımda iyikilerim solumda keşkelerim. Güneş batarken uzaklarda , dua et sen Ay'a, vardır belki duyan dinleyen birileri. Yanlış mevsimlerden sıcak tutan anılara...

[bilgehangood]

[feriyaaasblog]

yaarriiimmm

[berkennnnn]

Bir kış masalı gibi sıcak ve yumuşak kuş tüyü yastıklarıyla bezenmiş sarılı olmayı isterdim senin de içinde ipek gibi yansımanla.

[doriangray1789]

neden geceyi severim 2

"çünkü yarasalar ve vampirler geceyi sever."

gece kadar siyah yaşamaktandır belki. boş bulanık da değil; kapkara. yüzüne bakıldığında ne geçmişini hatırlarsın bu gece gibi yaşayanların ne de geleceğine dair bir tahmin yürütebilirsin. o an kadar siyahtır.

birde görmekten rahatsız olduğum kişilerin uyuyor oluşu

gece insanın içidir.

sahipsizdir

kimsenindir o nedenle karanlığı herkes kendinin sanır

acelesizdir gece (gündüz ise devamsız)

tatlı hüzündür.bilerek isteyerek hüzünlenmektir.resmen kaşınmaktır yani

sevişmenin tadı bir başkadır gecelerde. kayıp giden yıldızlardan medet uman milyarlarca ruh, gözyaşlarını gizler gecenin saklayan karanlığına. huzuru arayan ruhlar, sevişmekten yorgun düşmüş doğa ana dinlenir bu vakitlerde. güneş ışığında silik kalmış yıldızlar, serpildikleri yerden sevinçle göz kırpar herkese doğan güneşle yeniden görünmez olacaklarını bildikleri halde. rüzgârın tadı bile çok başkadır. ağlamak, gülmek, sarılmak her şey bambaşkadır gecelerde.

gel de güneşe düşman olma arkadaş...

bu durum ortak yenilen bir yemeğin bitmesine yakın oluşan tedirginlikle son lokmasının tadı gibidir.. yani güne başlamaya en yakın saatler de bitmesini istemediğin��en tatlı vakitlerdir.

geceyi sevenler yalnızlığı sevenlerdir. yahut kendini özleyenler de diyebiliriz.

dünyada bir kendi var sanıyor insan,

turgut uyar'ın bir şiiridir mesela.

'bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum'

gece bizizdir.

gündüzün yorgun kalabalığından kaçarak kendimize sığındığımız zaman dilimidir. hayatın telaşı içe döner artık. yağmur yağıyorsa bir de, her daim açık pencereden gelen serinlikle ve yaprakların yağmur sesiyle karışan hışırtısıyla loş ışıkta sıcacık kahve kokusudur. sigarayla paylaşılan kitap cümleleri gece sevilir en çok. ucuz bir kırmızı şarabın kadehte yansımasına düşen ışığın ardından, gözyaşıyla sulandırılmış tuzlu tadı, gecenin içinde damağa yapışır. gündüz ortak hayattır, kölelik sisteminin elimizden en çok aldığı saatlerdir. oysa gece bitmeyecek gibi duran yolculukların duraklarıdır.katran gibi bir gece de onun silüetini beyaz portreye değil siyah portreye beyaz nakışlarla işlemektir geceyi sevmemiz. çünkü hiçbir aydınlık o gece de onun silüeti kadar güzel durmaz

yalnızlık değil, bize istediğimiz şekilde eşlik etmesidir.. asla yalan söylemek zorunda değiliz. belki de the piano has been drinking. hiçbir şeyi, hiç bir düşünceyi, hayali saklamak zorunda değiliz. en masumundan en ahlaksızına.. yargılamaz. kandırmaz. aldatmaz. aslında herkes kendini yanında görmekten memnun.. en iyi anlayanı.. yanında en rahat olunanı. bu yüzden bizler gecenin kılığına girer, ona hayat veririz..Bu nedenle kendimi geceye kaçmak zorunda hisseder zamanı kovalarım

Francis Bacon ne demişti " Tüm renkler karanlıkta hemfikirdir. "

Körün beklediği sabah boşuna,

Güneş ne yapar ki göz olmayınca!

yazıyorum geceleri. aklıma bir kış masalı düşüyor bazen. bazen yürüyeduruyorum bulutların üstünde. sonra izliyorum, bakıyorum hiçlik sarmış üstümüzü başımızı. yalnızlık kokmuşuz biraz. sessizlik yine pusu kurmuş buğulanmış gözlerin arkasında ve ben yine yazıyorum işte geceleri.gecenin sessizliğini ve karanlığında hayallerde saklı kalmayı hüzün denizinde yol almayı.. ben geceyi seviyorum

uçsuz bucaksız yazma isteğiyle dolmak. sonra ne olduğunu bilmediğin yaslı haline merhem olsun diye başka bir geceden ateş almak. yazarken her şeyi kül edip sabaha karşı infilak olmak. yazmak ve hüzünlere gark edip yine yazmak en büyük ve en güzel özgürlük. kimse kolunu dürtmez geceleri. elinden kalem düşmez. bastıra bastıra yazarsın. yazacağın her neyse.

sonuç Nietzsche'nin dediği gibi;"Yaşamak için bir 'nedeni' olan her 'nasıl'a katlanır!"

[aaynisokaktayiz]

Kemancı mızrap- kış masalı

[entelektueliniz]

Bir kadın vardı. Ve tek bir ihtimalim. O ihtimal benimle birlikte öldü. Onu hep seveceğim biliyorum. Bir ağustos masalı, bir kış ayazıyla bitti.