#Gaziantep Milletvekili
Explore tagged Tumblr posts
Text
Başıboş muhalefet sorunu
Köpek popülasyonu son beş yılda 4-5 kat artmış.
Bu veri de belediyelerin görevini tam manasıyla yapmadığını gösteriyor.
Belediyeler görevini (kısırlaştırma ve rehabilitasyon) layıkıyla yapmış olsaydı bugün bu sorunu konuşmuyor olacaktık.
Bugün bu sorun varsa ne yapılmalı?
Tabi ki önlem alınmalı…
Önlem almak adına TBMM’de bir yasa teklifi hazırlandı.
Yasada neler var?
Kanunun amaçlarına "insan, hayvan ve çevre sağlığı gözetilmek kaydıyla" ifadesi ekleniyor.
Sokak hayvanlarına ilişkin yürütülecek çalışmalarda, "tereddüte mahal verilmemesi, kedi ve köpeklerin sahipli hayvan statüsüne alınabilmesi için Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında Tarım ve Orman Bakanlığı veri tabanına kaydedilmesi zorunluluğu bulunduğundan ‘sahipli hayvan’ ve ‘sahipsiz hayvan’ kavramları" açık bir şekilde tanımlanıyor.
Tedavi edilemeyen salgın bir hastalığı veya saldırganlık durumu söz konusuysa uyutulma işleminin uygulanacağı da taslakta açıkça belirtiliyor.
‘Maddeler bu kadar açıkken ve tüm başıboş sokak köpekleri içerisinde bu oran büyük bir ihtimalle yüzde 1 seviyesini de bulmayacakken; bu kopan fırtına da neyin nesidir?‘ sorusu doğal olarak karşımıza çıkıyor.
Kopan fırtınanın birinci nedeni; Gezi Parkı’nda olduğu gibi insanları sokaklara dökerek yeni bir iç karışılıklığı tesis etmeye çalışmak…
İkinci nedeni ise; yasaya göre belediyelerin çalışmak zorunda kalacak olması…
Yasayı hakkıyla uyguladığınızda; zaten hiçbir sorun çıkmayacak.
Zaten büyükşehirler ağırlıklı olarak CHP’li belediyeler tarafından yönetiliyor.
Talimat verin ekiplerinize; yasayı bihakkın uygulasınlar.
Uygulanmazsa sorumlulara hapis cezasını da öngören bu yasadan neden korkarsınız?
Kendi belediyenize ya da çalışanınıza mı güvenmiyorsunuz?
Ya iş yapmaya gözünüz yok ya da ülkeyi yeni bir karışıklığa taşımak istiyorsunuz gibi bir sonuç ortaya çıkıyor…
Aksi takdirde yüzde 1’in altında uygulanabilecek uyutma durumuna odaklanıp, sorunu oluşturan yüzde 99’dan fazlasını gözden kaçırmanın başka bir izahı da olamaz.
Konser vermez, barınak yaparsan sorun çözülür.
Örneğin; İstanbul Büyükşehir Belediyesi tek seferde 553 milyon liralık konser ihalesi yapmak yerine barınak ihalesi yapabilir…
2019’dan bu yana 1 metrekare yapılmamış. Yapılan en son barınak Kadir Topbaş imzası taşıyor.
Üstelik bununla ilgili ödenek alınmasına rağmen…
Maksadı üzüm yemek olan herkes bu konuya böyle bakar.
Ama maksat bağcı dövmek…
Hem de maalesef dışarıdan alınan talimatlarla bunu gerçekleştirmek…
İş yapmaya gözü olan yapıyor.
AK Partili Gaziantep Büyükşehir Belediyesi sorunu çözmüş.
100 dönümlük bir alanı, doğal yaşama uygun biçimde sokak hayvanlarına ayırmış.
Köpekleri ‘sokak hayvanı’ olmaktan kurtarmış.
Hayvan hastanesi yapmış, tedavilerini üstlenmiş.
Yani işini yapmış.
Ve hayvanların ölmesine de gerek kalmamış.
İBB’nin Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nden kat kat fazla bütçesi var.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yakın dostu Malatya Milletvekili Veli Ağbaba bakın ne diyor; “Hayvanseverleri büyük mücadeleye davet ediyoruz. Sokaklar sizin. Bu mücadele başarıyla sonuçlanacaksa bir araya gelerek sesimizi yükseltelim. Sokaksa sokak. Ne yapacaklar? İdam mı edecekler sizi? Bedel ödemeden bir şey elde edilemiyor. Bu ülke kurulurken bedel ödendi. Mustafa Kemal idamı göze aldı. Memleketi kurtardı. Ayağa kalkın mücadele edin.”
Sahipsiz köpekler ile ilgili yasayı ‘Kurtuluş Savaşı’ ile denk tutan bir yaklaşım…
CHP Eskişehir İl Başkanı Talat Yalaz, yasanın çıkması halinde sokakları yıkmakla, ateşe vermekle tehdit ederek; “İki ağaç kesildi diye sokakları nasıl inlettiysek, aynı şekilde mücadelemizi veririz.” ifadelerini kullanıyor.
Ne güzel siyaset…
Yahu büyükşehir belediyesi sizde, ilçe belediyelerinin büyük çoğunluğu sizde…
Belediyelerine yaptır barınakları, hayvanlar da insanlar da rahat rahat yaşasın…
Ayrıca Türkiye’nin derdi ile dertlenen bir muhalefet anlayışı; bu ekonomik zorluklar içerisinde yeni bir ‘Gezi Vakası’nın ülkeye nasıl bir faturası olacağını düşünür.
Ama dedik ya; başıboş muhalefet…
Başıboş sokak köpekleri yasasından önce; başıboş muhalefet yasası çıkarmak en doğrusu olacak sanki…
HABER7 YAZARI : Ferhat Murat 23.07.2024 08:46
36 notes
·
View notes
Text
3 MART'I BAYRAM GİBİ KUTLAMAK
Geçen yıl bugün, genel seçim öncesinde yayımlanan yazımı sonlandıran satırlar şöyleydi:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sağlayan devrim sürecinde laikliğin önü 3 Mart 1924’te kabul edilen yasalarla açıldı. Bu tarih, Türkiye’de tüm ilericilerin, aydınların, devrimcilerin bayram gibi kutladığı bir tarih olmalıdır çünkü 23 Nisan 1920 ve 29 Ekim 1923 kadar önemlidir. 3 Mart’ı, 100. yıldönümünde bayram havasında kutlamak için laik Cumhuriyete sahip çıkın!”
3 Mart 1924’te TBMM’de Üç Devrim Yasası’nı kabul edenler, bu ülkenin tarihinde çığır açtı ancak önümüzde açılan o ufuk, devrimin yoluna bir çığ gibi düşen siyasal İslamcı gericilikle kapatıldı ve bu gidişat, 14-28 Mayıs genel seçimlerinde durdurulamadı.
Bu geriye gidişin temel nedeni, bir karşıdevrim tarikatına dönüşen AKP’nin kendisine mürit yetiştirme planıdır.
CHP Gaziantep Milletvekili Avukat Hasan Öztürkmen, 'Üç Devrim Yasası'nın kabul edildiği günün Laiklik Bayramı olarak kutlanması için yasa teklifi vermiş. Gerçeği kendimize hatırlatalım: 3 Mart’ı, gericilik yüz yıl önceki gibi tepelendiğinde, laikliği yeniden kazandığımızda bayram gibi kutlayacağız!
3 notes
·
View notes
Text
13 Eylül 1924 tarihinde Erzurum Pasinler ilçesinde 6.9 kuvvetinde meydana gelen depremde 310 vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Bu deprem felaketi nedeniyle Ata’mızın Erzurum ve civarında depremle ilgili yapmış olduğu incelemeleri içeren Erzurum – Sarıkamış – Kars Gezisi’ni sizlerle paylaşmak istedim.
Bu gezide meydana gelen olayları, depremle ilgili kurulan Deprem Komisyonunu, vali, kaymakam, belediye başkanları, il temsilcileri ve köylü vatandaşlar ile yapılan görüşmeleri okuyacaksınız. Bu gezi anısında, depremzedelerin ihtiyaç ve beklentilerinin tespiti, karşılanması, ulaşımı gibi yapılması gereken işlerin yerinde ve anında bir devlet adamının görerek kararını ve Başbakan’a verdiği talimatı okuyacaksınız.
23 Ekim’de Van’da meydana gelen deprem felaketi nedeniyle, 13 Eylül 1924 tarihinde Erzurum’da meydana gelen deprem için Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Erzurum Deprem Ziyareti yazısıyla sizleri baş başa bırakıyorum.
Ruhi Duman
İstanbul, 10 Kasım 2011
GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN
1924 ERZURUM DEPREMİ ZİYARETİ
Cumhurbaşkanı Hazretleri 30 Eylül 1924 Salı günü saat 17.00’de Erzurum’a ulaştılar. Erzurumlular, Milli Mücadelenin ilk günlerinde tanıyıp, bağırlarına bastığı büyük hemşehrileri Gazi Paşalarını Erzurum’a üç saat mesafede bulunan Ilıca’da karşıladılar. Ilıca’dan-Erzurum’a kadar bütün yollarda Erzurum halkı, çevre kasaba ve köylerden gelen atlı ve yayan binlerce Erzurumlu, dernekler, heyetler, temsilciler, askerler, içten gösterilerle Gazi’yi aralarına aldılar. “Çok Yaşa” sesleriyle selamladılar.
Gazi Paşa, halkla beraber yürüyerek İstanbul kapısına geldi. Burada özel olarak hazırlanan arabaya bindiler. Arabanın iki yanında subaylar, atlılar, öğrenciler olduğu halde kalabalık bir halk grubu halinde olağanüstü bir törenle Hükümet Konağı’na gelindi. Kısa bir dinlenmeden sonra, Erzurum’da yeni yapılan caddenin açılış töreni için hazırlıklar yapıldı. Caddenin, Gazi Paşa tarafından, bu gazi hatırası olarak kendi onuruna ve adına açılışının izlenmesi için hareket edildi. Tören yerine gelindiğinde, belediye başkanı caddenin adının (Gazi Kemal Caddesi) konması hakkında halkın arzusunu Cumhurbaşkanına arz etti. Cumhurbaşkanı caddeye (Cumhuriyet Caddesi) adının konmasının daha uygun olacağını, çünkü “Ebedi olan ve ebedi kalacak olan Cumhuriyettir” dedi. Caddenin açılışı yapıldı. Cumhurbaşkanının arzusu yerine getirilerek adı (Cumhuriyet Caddesi) oldu
Akşam belediyede yapılan toplantıda, Erzurumlular adına “Erkek Öğretmen Okulu” Müdürü Cemal Bey bir konuşma yaptı. Gazi Paşa Hazretleri halk adına yapılan konuşmaya cevap olarak, hazır bulunanlar üzerinde büyük etkiler bırakan aşağıdaki konuşmasını yaptılar:
Cumhurbaşkanı 1 Ekim 1924 Çarşamba günü saat 08.00’de beraberindeki vali, kolordu kumandanı, geziye katılan arkadaşlarıyla birlikte Erzurum’dan hareket ettiler ve zelzeleden en çok zarar gören mahalle ve bölgeleri gezdiler. Gazi Paşa, özellikle zelzele felaketine uğramış vatandaşlarla ilgilendiler.
Erzurum valisi Zihni Bey’in başkanlığında kurulan “Zelzele Felaketine Uğrayanlara Yardım Komisyonu”nun toplantısına katılan Cumhurbaşkanı gerekli bilgileri aldıktan sonra konu ile ilgili gelişmelerde bulundular. Bu toplantıya, askeri yardımlar için Kolordu ve Müstahkem Mevki Kumandanları da katıldı.
Zelzele felaketine uğrayanlar için Gazi Paşa Hazretleri on bin, Latife Gazi Mustafa Kemal Hanımefendi on bin lira bağışta bulundular. Gezide beraberinde bulunan Yozgat Milletvekili Hamdullah Suphi, Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali, Rize Milletvekili Rauf Beyler üçer yüz lira, Başyaver Rusuhi, Muhafız Kıtası Kumandanı İsmail Hakkı Beyler yüzer, Yaver Muzaffer ve Özel kalem Kâtibi Memduh Beyler ellişer lira yardımda bulundular. Cumhurbaşkanı Hazretleri 2 Ekim 1924 Perşembe günü saat 08.00’de beraberindeki heyetle, zelzeleden en çok zarar gören Pasinler ilçe merkez ve köylerini ziyaret ettiler. Burada kaymakam ve ilgililerden, felakete uğrayan vatandaşlardan bilgi aldılar.
Saat 10.00’da Hasankale’ye geldiler. Burada halk olağanüstü gösterilerle Gazi Paşa’yı karşıladı. Hasankale harabe haline gelmiş sokaklarına, binalarına kadar bayrakla donatılmıştı. Şehrin girişine bir “Tak” yapılmış ve üzerine “Hoş geldiniz Gazi paşamız-Acılarımız dindi-Çok yaşa” yazılmıştı. Bu görülmedik içten, sıcak karşılama ve bağlılık herkesi etkiledi. Acılar yok olmuştu. Ümit doğmuştu.
Hasankale ilçesi adına “Hasankale Erkek Numune Okulu”ndan bir öğrenci içten bir konuşma yaptı. Sözlerine şu cümlelerle başladı.
- “Safa geldiniz ey yüce kurtarıcımız, Gazi Paşamız…”
Cumhurbaşkanı burada zelzelenin sebep olduğu hasar ve zararlar hakkında bilgi aldı. Acele olarak, kış gelmeden önce alınacak önlemler hakkında ve yatırımlarla ilgili olarak yetkililerle, halkla görüşmelerde bulundular. Hasankale’den Köprüköy, Yağan, Emrekum, Merdiven, Kumasor, Dölek köylerine gidildi. Bütün bu köyler yok olmuş durumdaydı. Acı bir manzara tüm yürekleri parçalamıştı. Köylülerle Gazi’nin harabeler arasında dertleşmeleri içten duygularla bir baba-oğul gibi kucaklaşmaları, sigara içip söyleşileri çok hazin oldu.
Köylüler bu büyük felaketi Cumhurbaşkanını aralarında görmekle unuttuklarını, teselli bulduklarını, her türlü elem ve acıya dayanmak gücüne kavuştuklarını gözyaşları içinde Gazi Paşalarına sarılarak, ellerini öperek anlatıyorlardı.
Gazi Paşa bu sıcak ve gönülden davranan köylülere;
- “Dertlerinizi dinleyip, durumu anladıktan sonra maddeten ne gibi yardımlarda bulunulabileceğini, hükümetçe yapılacak görüşmelerde ihtiyaçları tespit etmek istediğini”
açıkladı. Bu konuda köylülerle uzun uzun görüşmeler yapıldı. Akşam Erzurum’a dönüldü.
Cumhurbaşkanı ve beraberindeki heyet, 4 Ekim 1924 Cumartesi günü saat 11.00’de Sarıkamış’a gitmek üzere Erzurum’dan hareket ettiler, yedi saat süren bir yolculuktan sonra Sarıkamış’a vardılar. Bu yolculuktaki halk ve köylülerin gösterdiği sevgi ve bağlılıkları, güven ve ümitleri çok heyecanlıydı ve olağanüstü sahnelerle dolu idi.
Gazi Hazretleri yolda zelzeleden zarar ve hasara uğrayan her köye, yerleşim yerine giderek, oradaki köylülerle, halkla görüşmüş, ihtiyaçlarını sormuş, yapılacaklar hakkında açıklamalarda bulunmuştu. Her yerde aldığı cevap aynıydı. Coşku, sevgi içinde köylüler.
- “Üzülmeyiniz Paşam, Cumhuriyet hükümetimiz var olsun, kurtarıcımız sağ olsun, biz hiçbir şey istemeyiz, onların sayesinde biz bu köyleri altından yaparız…” Tamamı yıkılmış Zanzak Köyü’nde duruldu. Bu sırada köylülerden birisi koşarak, danasını yakaladı. Büyük bir heyecanla danayı kesmek, Paşasına kurban etmek için yatırmıştı.
- “Allaha yemin ettim, ben fakirim, fakat Gazi Paşamı gördüm muradıma erdim, bugün zengin oldum.”
sözleriyle duygularını ifade ediyordu. Bütün bu heyecanlı gösteriler, enkaz arasında, yıkıntılar içinde, barınacak yer, yiyecek ekmek ve giyecek elbiselerden yoksun, felakete uğramış köylülerden geliyordu. Coşku, acı, şaşkınlık, onur, kıvanç ve güven bütün heyeti sarmıştı.
Gazi Paşa Hazretlerinin Sarıkamış’a gelişleri tren, fabrika düdükleri ve top sesleriyle karşılandı. Bütün Sarıkamış halkı, çevreden gelen halkın büyük gösterileriyle olağanüstü bir karşılama töreni durumunu aldı. Bütün dudaklardan “Yaşasın Cumhuriyet, Yaşasın Cumhurbaşkanımız” sesleri duyuldu.
Gazi Hazretleri kendilerini selamlayan piyade ve topçu birliklerinin ve bunların sonunda aynı düzen içinde yer almış halkın, öğrencilerin önünden geçerken;
- Nasılsınız, iyi misiniz?
şeklinde sesleniyor, asker ve sivil hep bir ağızdan
- Sağol-Yaşa
bağırışlarıyla cevaplanıyordu. Gece Sarıkamış’ta bir bayram şenliği başladı. Fener alayları, havai fişek gösterileri yapıldı. Halk sabaha kadar yollarda gösterilerine devam etti.
Cumhurbaşkanı ve beraberindekiler 5 Ekim 1924 Pazar gününü Sarıkamış’ta geçirdiler ve incelemede bulundular. Sarıkamış’tan zelzele bölgesine gereken kerestenin bu bölgede hazırlanıp, gönderilmesi konusunu inceledi. Bütün birliklerin bu konuda gönüllü hizmetlere hazır olduklarını gördü.
Cumhurbaşkanı ve konuklar, 6 Ekim 1924 Pazartesi günü sabahı trenle Kars’a hareket ettiler. Sarıkamış’tan ayrılışta özellikle Sarıkamış hanımları genç, yaşlı, memur, asker, köylü eşleri çok parlak bir uğurlama töreni yaptılar. Latife Gazi Mustafa Kemal, bütün gönülleri içtenlikle fethetmişti.
Saat 12.30’da Kars’a gelindi. Tren istasyonunda çok coşkulu bir karşılama töreni yapıldı. Gazi Paşa Hazretleri’ne istasyonda ayrılan binaya gelinceye kadar yolun iki tarafına dizilen öğrenciler, kadın erkek bütün Kars halkı, köylerden süslü arabalarıyla koşup gelen çiftçiler coşku dolu gösteriler ve alkışlarla büyük kurtarıcılarını selamladılar. Kızılçakçak, Kağızman ve Ardahan’dan heyetler karşılama törenine gelmişlerdi. Cumhurbaşkanı önce vilayeti, belediyeyi, Halk Partisi’ni, Türk Ocağı’nı, “Kız İlkokulu”nu ziyaret etti. Vilayette gelen heyetleri kabul ettiler. Kumandanlıkta garnizondaki subaylarla tanıştılar. İlgililerden zelzele hakkında bilgiler aldılar. Nelerin yapılması gerektiği konusunda emirler verdiler. Türk Ocağı’nda onurlarına düzenlenen milli oyunlar gösterilerine katıldılar. Burada halk ve öğrenciler adına konuşmalar yapıldı. “Kars Numune Okulu”ndan bir genç, çok anlamlı ve coşku dolu bir konuşma ile bütün duyguları ve ümitleri dile getirdi. Genç diyor ki:
- “O meşum kara günlerin ve kara kuvvetlerin, bugünkü halk ve hükümetinde ve biz Türkleri sonsuz mutluluğa eriştiren Cumhuriyet devrinde, artık yeri yoktur ve olmayacaktır..”
Kars’ta dokuz saat kalındı. Gazi için burada en önemli konu, 40 yıldır anavatandan ayrı kalan Kars’ın en önemli ve acil ihtiyacı milli eğitimdi. Bu hususta gereken emirleri verdi. 6/7 Ekim 1924 gece yarısından sonra trenle Sarıkamış’a dönüldü. Gezileri, emirleri, görüşleriyle ilgili bilgileri aşağıdaki şifreli/telgrafla Başbakan İsmet Paşa’ya gönderdi.
2 notes
·
View notes
Text
Bursa'dan Almanya'ya Yeni Uçuş Seferleri Başlıyor
Bursa’dan Almanya’ya karşılıklı direkt uçak seferleri 3 Nisan 2024 tarihinde başlayacak. Bu müjdeyi, AK Parti 27. Dönem Bursa Milletvekili Mustafa Esgin duyurdu. Esgin, “Hedefimiz, Almanya’nın yanı sıra Kıbrıs, Gaziantep, Samsun, Kars ve birçok yeni yurt dışı seferleri gerçekleştirmek” açıklamasında bulundu. Bursa Yenişehir Havaalanı’nda uçuş yoğunluğu giderek artıyor. Bursa’dan yurt içi…
#Almanya#bilet fiyatları#Bursa#Düsseldorf#Havayolu#Seyahat#Stuttgart#Sun Express#uçuş seferleri#Yenişehir Havalimanı#yurt dışı seferleri
0 notes
Text
Bursa'dan 'hava' müjdesi! Bursa-Almanya uçulacak!
https://pazaryerigundem.com/haber/193448/bursadan-hava-mujdesi-bursa-almanya-uculacak/
Bursa'dan 'hava' müjdesi! Bursa-Almanya uçulacak!
TBMM 27. Dönem AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, Bursa’dan Almanya’ya karşılıklı direkt uçak seferleri 3 Nisan’da başlayacağı duyurdu.
BURSA (İGFA) – Bursa’dan yurt içi seferlerde Erzurum, Diyarbakır, Trabzon ve Muş uçuşlarının ardından Sun Express Havayolu tarafından Antalya ile Adana-Mersin uçuşları da 10 Kasım’da başlamıştı. Bursa’dan Antalya’ya giderek Sun Express Havayolu şirketi yetkilileriyle görüşme yapan AK Parti 27. Dönem Bursa Milletvekili Mustafa Esgin, burada yeni bir müjde verdi.
Sun Express Havayolu tarafından Bursa’dan direkt seferlerle Almanya Düsseldorf ile Stuttgart seferlerinin de başlayacağını müjdeleyen Esgin, detaylı bilgi verdi:
“Bursa Yenişehir Havalimanı’ndan Almanya Düsseldorf direkt uçak seferleri 3 Nisan’da haftada iki gün olmak üzere Perşembe ve Pazar günleri gerçekleşecek. Haziran ayından itibaren seferler haftada 3 güne çıkarılarak Salı-Perşembe-Pazar günleri olacak. Yine Bursa’dan Almanya Stuttgart karşılıklı direkt uçak seferleri de 30 Mayıs tarihinden itibaren Pazartesi ve Cuma günleri gerçekleşecek. Üstelik İstanbul Havalimanlarında çok daha uygun olarak 4 bin TL’den başlayan bilet fiyatlarıyla satışlar başladı. Bursa’dan Almanya’ya 3 buçuk saatte uçmanın ayrıcalığını sadece Bursalı hemşehrilerimiz değil, Balıkesir, Yalova, Kütahya ve civar illerden vatandaşlarımız da yaşayacak.”
Bursa-Antalya ile Bursa-Adana ve Mersin uçak seferlerinin de doluluk oranlarının her geçen gün arttığına dikkat çeken Esgin, “Bursalı hemşehrilerimizin bu illere uçak seferlerinde Bursa Yenişehir Havalimanı’nı tercih etmelerini tavsiye ediyorum. Antalya ve Adana-Mersinli vatandaşlarımızı da kış turizminin merkezi, tarih, kültür, gastronomi ve sağlık turizminin şehri Bursa’mıza bekliyoruz” dedi.
Esgin, “Bursa’nın havayoluyla daha etkin ve ulaşılabilir bir şehir olması için Bursalı ve civar şehirlerdeki vatandaşlarımızın Bursa Yenişehir Havalimanı’nı tercih etmeleriyle uçaklarımızın doluluk oranlarının artması demek sadece güvenilir, konforlu ve ucuz uçuşlarla birlikte yeni uçak seferlerinin de Bursa’ya kazandırılması demektir. Hedefimizde Almanya ile birlikte Kıbrıs, Gaziantep, Samsun, Kars ve daha birçok yeni yurt dışı seferleri var” dedi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Türkiye'nin sessiz çığlığı: Geçinemiyoruz!
Ekonomik darboğazın iyice zorladığı Türkiye şartlarında, birçok vatandaş hayatta kalma mücadelesi veriyor. Düşük ücretler, fazla mesailer, iş yerinde uğradıkları mobingler, çalışma koşulları ve tüm bunlara itiraz edebilecekleri tek yol olan sendikal haklarının engellenmesi birçok işçiyi direnişe geçmeye zorladı. Manisa, İstanbul, Gaziantep ve Hatay’daki eylemlerde işçiler günlerdir ve hatta aylardır sessiz çığlıklar atıyor. Türkiye'nin sessiz çığlığı Bir suredir ücret ve vergide adalet, kamuda ücret dengesizliginin giderilmesi ve taşeron işçi sorununun çözümü için bölgesel mitingler düzenleyen Türk-İş yeni bir eylem kararı aldı.Turk-is, 24 Eylül Salı günü tüm Turkiye'de mesai saati oncesinde isyerleri önünde kitlesel basın açıklamaları yapacak. Açıklamadan sonra işçiler, isyerleri önünde bir saat süreyle oturma eylemi yapacak.
İşte Türkiye'deki işçilerin iş güvencesi ve sosyal haklarını talep ettikleri diğer eylemler... MADEN İŞÇİLERİ EYLEMDE Manisa Soma’da, AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’nun aile şirketine ait Fernas maden ocağında, Bağımsız Maden-İş Sendikası’na üye oldukları gerekçesiyle altı işçi işten çıkarıldı. 21 gündür eylemde olan işçiler, direnişlerini Türkiye’nin farklı bölgelerine taşıma kararı aldı. Dün, Nasıroğlu’nun Muğla Bodrum’daki oteli önünde üç gün sürecek bir nöbet eylemi başlattılar. İşçiler, eylemi yarın Ankara’ya taşıyacak, önce Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde basın açıklaması yapacak, ardından Fernas Holding’in Ankara’daki binası önüne geçecek ve Meclis önünde geceyi geçirecek. Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Mert Batur, “Şirket geri adım atmıyor. Maaşların yeterli olduğunu ve iş güvenliğiyle ilgili bir sorun olmadığını ifade ediyor” dedi. GIDA VE PLASTİK İŞÇİLERİDE EYLEMDE İstanbul’un Çatalca ilçesinde, Tek Gıda-İş Sendikası’na üye oldukları için işten atılan Polonez gıda fabrikası işçilerinin direnişi 58. gününü doldurdu. İşçiler, sık sık polis müdahalesi ile karşı karşıya kalıyor. Tek Gıda İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Suat Karlıkaya, “Eylemimizi devam ettiriyoruz. Fabrika üretimi durdu, çalışanlar idari izinli. Sendika üyesi olduğu için işten çıkarılan işçilerin geri alınmasını istiyoruz” dedi. Eylemler sırasında polis müdahalesi sonucu bazı işçilerin yaralandığı bildirildi. İstanbul Hadımköy’deki As Plastik’te, grev kararının ardından işten atılan işçilerin direnişi ise 14 gündür sürüyor. Petrol-İş Sendikası işyeri temsilcisi Savaş Çakmak, grev ilanının ardından 3’ü sendika temsilcisi olmak üzere 10 kişinin işten çıkarıldığını belirtti. Çakmak, “Sendikalaştığımız için tazminatsız işten çıkarıldık. İşveren sendikalaşmayı engellemek için birçok uygulama yapıyor. Sosyal haklarımızın iyileştirilmesini istedik, ancak karşılık bulamadık” şeklinde konuştu. TEKSTİL İŞÇİLERİ SIRADA Gaziantep’te, Akcanlar Tekstil işçilerinin vergi kesintileri, yedili çalışma sistemi ve kötü çalışma koşullarına karşı başlattığı direniş birinci ayını doldurdu. Birleşik Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen, “Direniş, patronun pazar tatilini ortadan kaldıran yedili sistem dayatması üzerine başladı. İşçiler, vergi kesintileriyle birlikte ücretlerinin düşmesine de tepkili. Patron yedili sisteme dair yasal mevzuata dayanıyor, ancak işçiler bunu kabul etmiyor” dedi. Türkmen, ayrıca Gaziantep’teki Divan ve Grand Otel’e yönelik boykot kampanyası başlatacaklarını açıkladı. METAL İŞÇİLERİ Hatay’ın İskenderun Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Befesa Silvermet fabrikasında, Birleşik Metal-İş üyesi işçilerin düşük ücretlere karşı başlattığı grev 52. gününde. Birleşik Metal-İş Sendikası Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan, “Toplu iş sözleşmesi görüşmeleri yapıldı, ancak işveren yeni bir teklif sunmadı. Grev devam ediyor ve haklarımızı alana kadar mücadelemiz sürecek” dedi. Türkiye’nin dört bir yanında yaygınlaşan bu direnişler, ekonomik krizin işçi sınıfı üzerindeki etkilerini ve hak taleplerinin nasıl genişlediğini gözler önüne seriyor. İşçilerin mücadelesi, ülke genelinde sosyal ve ekonomik adalet arayışının sembolü haline gelmiş durumda.
Gebze Organize Sanayi Bölgesi'nde (GOSB) bulunan Mersen işçilerinin grevi 154. günü geride bıraktı. Mersen işçileri 2022 yılında DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş sendikasında örgütlenerek çoğunluğu sağlamış, bakanlıktan çoğunluk tespit belgesini almıştı. Patronun yetki belgesine itirazından sonra yasal sürelerin geçmesini bekleyen Mersen işçilerinin örgütlenme mücadelesi aslında yaklaşık iki yıldır sürüyor.
Asgari ücretin altında ücrete çalışmaya itiraz ederek sendikalaşan 135 Polonez işçisi, 65 gündür fabrika önünde eylemde.
MKB Rondo çalışanları İstanbul Tuzla’da bulunan Avusturya menşeili MKB Rondo Oluklu Mukavva Kutu ve Ambalaj San. Tic. A.Ş şirketi ile sendika arasında devam eden toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 28 Ağustos 2024 tarihinde greve girdi.
HAK-İŞ Konfederasyonu'na bağlı yetkili Öz Büro İş Sendikası, Sarar ile toplu iş sözleşmesi imzalanamaması nedeniyle başlayan grevde 22'nci güne girildi.
Tuzla'da bulunan Tarkett Turkey Zemin Kaplamaları fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı.
Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal’de toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde işçilerin yüzde 130’luk zam talebine karşı patron yüzde 50 dayattı. Düşük zammı kabul etmeyen işçiler 92 gündür grevde.
Menemen Belediyesinden haksız yere işten çıkarılan işçiler direnişinin 118'nci gününde. Read the full article
0 notes
Text
EÜ Kreş Özelleştirmesi Meclise Taşındı!
Ege Üniversitesi kreşinin özelleştirilmesine karşı tepkiler sürüyor. Geçtiğimiz hafta sağlık iş kolundaki sendikalar, EÜ Rektörlüğüne tepkilerini dile getirdi. Tasarruf Adı Altında Kreşin Özelleştirilmesini Kabul Etmiyoruz Ege Üniversitesi Kreşinde sağlık emekçilerinin ve hastane personelinin çocukları yararlanıyor. Geçtiğimiz günlerde Ege Üniversitesi kreş sorunu hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisinden bir haber geldi. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Ege Üniversitesindeki kreşin ‘zarar ettiği’ gerekçesiyle kapatılmasını meclis gündemine taşıdı. Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Ege Üniversitesi’ndeki kreşin “zarar ettiği” gerekçesiyle kapatılmasını meclis gündemine taşıdı. Karaca, “Kamuda Tasarruf Paketi adı altında Ege Üniversitesi Hastanesi Kreşi’nin özelleştirilmesini kabul etmiyoruz. Kamuda Tasarrufta öncelik çocuklarımızı emanet ettiğimiz kreşler midir Haklarımızdan ve Mücadelemizden Vazgeçmiyoruz 7/24 Ücretsiz Kreş İstiyoruz” dedi. EMEP’li Karaca, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den şu soruların yanıtını istedi: TİS ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu m. 191 ile düzenlenen okul öncesi eğitim hakkının kaldırılmasının hukuki dayanağı nedir? Ege Üniversitesinde istihdam edilen işçi, memur, akademisyen, eğitimci, sağlık çalışanı dahil olmak üzere personel sayısı kaçtır? Personelin meslek ve cinsiyet dağılımı nasıldır? Ege Üniversitesinde istihdam edilen kadın personelden kaç tanesinin 0-6 yaş çocuğu vardır? Bunlardan kaç tanesinin çocuğu üniversite bünyesindeki kreş ve anaokulunda eğitim görmektedir? Ege Üniversitesinin kreş ve anaokulunun 2023-2024 yılı için yıllık ya da aylık ücreti ne kadardır? Yıllık okul ücreti dışında velilerden ne tutarda malzeme ve kırtasiye parası alınmaktadır? Ege Üniversitesinin kreş ve anaokulunda kaç personel çalışmaktadır? Öğretmen ve diğer personelin aylık ücretleri, SGK primleri ve diğer giderleri ne kadardır? Ege Üniversitesinin kreş ve anaokulunun son 10 yıllık gelir ve gider tablosu nasıldır? Kreş ve anaokulunu mevcut durumda ne kadar “zarar” etmiştir? Kurumun kapatılmasıyla tasarruf edilecek miktar nedir? Devletin kendi personeline hizmet vermek üzere faaliyet gösteren sosyal tesislerin kâr amacı var mıdır? Varsa bu amaç hangi mevzuatla düzenlenmiştir? Kurumun özelleştirilmesi söz konusu mudur? (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
Text
Serdivan'da Geleneksel Bayramlaşma Programı Gerçekleştirildi Kurban Bayramı münasebetiyle düzenlenen geleneksel bayramlaşma programı Serdivan’da yoğun katılımla gerçekleşti. Serdivan Belediyesi hizmet binasında gerçekleşen programa; AK Parti Sakarya Milletvekili ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı Çiğdem Erdoğan, Milletvekilleri Lütfi Bayraktar, Ali İnci, Ertuğrul Kocacık, AK Parti Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, AK Parti Sakarya İl Başkanı Yunus Tever, AK Parti Serdivan İlçe Başkanı Yusuf Haldızoğlu, AK Parti Serdivan İlçe Kadın Kolları Başkanı Siber Bacı, STK temsilcileri, muhtarlar, meclis üyeleri, belediye personeli ve çok sayıda vatandaş katıldı. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/serdivanda-geleneksel-bayramlasma-programi-gerceklestirildi-11452.html
#kurbanbayramı #bayram #istanbul #kurban #iyibayramlar #türkiye #turkey #eidmubarak #ankara #instagram #tatil #izmir #islam #instagood #antalya #love #kurbanbayramınızmübarekolsun #tbt #like #instalike #summer #kurbanlık #kurbanbayrami #huzur #mersin #beşiktaş #gaziantep #antep #hayırlıbayramlar #konya
0 notes
Text
TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ ŞEHİT DÜNDAR TAŞER
ŞEHİT OLDUĞU TARİH: 13 HAZİRAN 1973
ŞEHİT EDİLDİĞİ YER: ANKARA
DOĞDUĞU YER: GAZİANTEP
MESLEĞİ: BİNBAŞI-MHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI-BÜYÜK FİKİR ADAMI- YAZAR
Dündar Taşer, 1925 yılında Gaziantep’te doğmuştur. Köklü ve gelenekli bir aileye mensup olan Taşer’in çocukluk ve okul yılları Gaziantep’te geçmiştir. Lise bittikten sonra Kara Harp okuluna girmiştir. Okul yıllarında 3 Mayıs 1944 Olayları’na karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılıştır. Mezun olduktan sonra ordunun değişik kademelerinde görev yapmış ve kurmay binbaşılığa kadar yükselmiştir.
27 Mayıs İhtilali, Dündar Taşer’in hayatında önemli bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. İhtilalden sonra Alparslan Türkeş’le beraber hareket eden Taşer, 14’ler olayının içinde yer almıştır. 13 Kasımda gerçekleyen bu olayla birlikte Taşer, Fas’a diplomat olarak gönderilmiştir. 1963 yılında Türkiye’ye dönen Taşer, siyasete atılmış ve çok kısa süre içinde fark edilmiştir.
1965 yılında Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, Ahmet Er, Numan Esin, Rıfat Baykal gibi darbede yer alan arkadaşlarıyla, CKMP’de siyasi hayata girmiştir. CKMP’nin 30-31 Temmuz 1965 tarihlerinde yapılan kurultayında, partinin GİK üyeliğine seçilmiştir. 1967 Kurultayı’ndan sonra Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. Partide Başbuğ Alparslan Türkeş’ten sonra gelen ikinci isim haline gelmiştir.
Siyasetin kirli oyunlarına hiç bir dönem alet olmamıştır. Ekilmek istenen fitne ve fesat tohumlarına karşı karakterine ve savunduğu davanın icaplarına yakışan şekilde cevap vermiştir. Ülkücü Hareket için Alparslan Türkeş kadar önemli bir konumu olan, Ülkünün çilesini Başbuğ Alparslan Türkeş ile birlikte çeken Dündar Taşer, hiç bir zaman davadan dönmemiş, davasına ve liderine ihanet etmemiştir. Çok defa davanın başında neden kendisinin olmadığı sualleri sorulmuş ancak o, Türkeş’in liderliğini milli hafızaya perçinleyen şu sözle cevap vermiştir: “Türkeş’in yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur.” CKMP’nin yeni döneminde fikri ve siyasi gelişiminde önemli katkılarda bulunmuştur.
Dündar Taşer, 1965′de Gaziantep’den milletvekili adayı, 2 Haziran 1968 seçimlerinde senatör adayı 1969 Genel Seçimlerinde İstanbul’dan milletvekili adayı olmuştur. İstanbul’daki adaylığında seçimi çok az bir farkla kaybetmiştir. Mütevazi bir kişiliğe sahip olan Taşer siyaseti, “Siyaset hizmet aracıdır gaye değildir” şeklinde tanımlamıştır. Siyaset ve Ülkücü Gençlik arasındaki bağlantı hakkında ise şunları söylemiştir:
“Kendilerini cemiyetlerinden sorumlu sayıyorlar. Vazife duyguları vardır. Canları başları, istikballeri emelleri için vakıftır. Tutkuları vardır, davaları vardır. Yan yana karşı karşıya her şeyi hiçe sayarak vuruşuyorlar. Rahatça, üzülmeden ve eğilmeden ölüyorlar. Rahatçılara, makamcılara, çıkarcılara tepeden bakıyorlarsa haklıdırlar.
Milliyetçi gençlerin bir çoğunu tanırım; ifratları ile tefritleri ile hataları ile, sevapları ile, Türkiye’yi bütün meseleleriyle yüklenmeye gönüllü ve güçlüdürler. Munis ve terbiyelidirler, nazik ve yumuşaktırlar, bu vasıflarını görüp de böbürlenmeye kalkanları pişman ederler. Büyüklerine karşı mutlak saygılıdırlar, saygıları zillet değildir. Kanaatları sağlam, imanları bütün, fikirleri berraktır. Serttirler ama odun gibi değil, elmas gibi pırıl pırıl. Türkiye’nin her yerinde varlığını duyuran bu gençlere biz “bozkurtlar” demiştik. Halk “Komandolar” dedi. Komandolar ipeğe sarılmış çeliktir.”
Dündar Taşer’e göre: “ Millet, binlerce sene içinde kan’ın, iman’ın, duyguların birleşmesiyle yoğrulmuş ve müşterek kıymet hükümleri halinde billurlarmış, müşterek davranışlar halinde görünmekte olan haz ve elemi beraber tadan, birbirinden haberi yokken de birbiri gibi olan bir varlıktır.” Dündar Taşer, Milliyetçi Hareketi tanımlarken ise “Milliyetçi Hareketin amacı: Türk Milleti’ni millet yapan unsurları asıl benliğine kavuşturmak, ona sonradan eklenmiş, ondan olmayan, onun öz benliğine aykırı olan yamalardan kurtarmaktır. Türk’ün cemiyet kumaşındaki yırtıkları kendi ipliği ile örmektir. Duyguda, düşüncede ve harekette milli olmaktır.” demiştir.
OLAY GÜNÜ:
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Türkçü Fikir Adamlarından biri olan Dündar Taşer, 13 Haziran 1972 gecesi bir trafik kazası sonucunda ebedi aleme göç etmiştir. Geri manevra yapan ekmek kamyonunun arkasından çarpmasıyla ağır bir şekilde yaralanan Taşer, kaldırıldığı Numune Hastane’sinde bütün çabalara rağmen kurtarılamamıştır. Acı haber kısa zamanda tüm Türkiye’ye ulaşmış ve Cenazesi 15 Haziran 1972 Perşembe günü Hacı Bayram Camii’nden kaldırılmıştır.
Başbuğ Alparslan Türkeş’in de Dündar Taşer’e olan sevgisi çok derindir. Taşer’in beklenmedik ölümü üzerine Alparslan Türkeş şu cümleleri söylemiştir:
“Aziz Taşer, ömrünce Türk milletini sevmenin, büyüklüğüne inanmanın sırrına ermiş, hayatının gayesini milletine hizmette görmüş, dünya hırslarına iltifat etmemiş, biç bir mevkinin cazibesine kapılmamış, tam bir Türk Milliyetçisi olarak yaşamıştın. Hayatının gayesi saydığın müşterek ülkümüzün zafere ulaşması uğrunda, birlikte kurduğumuz iman ocağının sönmeden yanacağına ve bir gün milletimizin kara talihinin değiştirileceğine manevi huzurunda söz veriyoruz. Seni dâva arkadaşların ve bütün memleketimiz gelecek yıllarda daha iyi anlayacak ve mânevi şahsiyetinin, takipçisi olduğumuz kutsal dâvamızda bizlere destek olacağına inancımız tamdır.”
ÜLKÜDAŞIMIZA ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM
0 notes
Link
CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı'nda yaşanan mülakat skandallarına ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Öztürkmen’in açıklamasında ortaya koyduğu belgelere göre, 19 Ağustos 2023’te yapılan sınavda 91, 90, 88, 86 gibi puanlar almasına karşın adayların girdiği sözlü mülakatta başarısız olduğu görülüyor. Bu duruma tepki gösteren Öztürkmen, bunun gibi birçok örnek olduğunu ifade ederek, “Gece gündüz ders çalışmışlar, siz bunları bizden değildir diye eliyorsunuz. Siz Ahmed Arif’in şiirinde belirttiği gibi ‘Engerekler ve çiyanlarsınız. İnsanların aşına, ekmeğine, geleceğine göz koyanlarsınız. Yatacak yeriniz yok” dedi. Öztürkmen’in paylaştığı belgelere göre; örneğin idari işler müdürlüğü poziyonu için yazılı sınavdan 91 puan alan kişilerin mülakatta “başarısız” olduğu görüldü. Yine belgelere göre, ilinde 1'inci olan adayın dahi mülakatta verilen düşük puanla “başarısız” sayıldığı, başka bir ilde yazılı sınavda ilk 3 sırada olan adaylardan hiçbirinin de mülakatta kazanamadığı ortaya çıktı. ''KAMUDA MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ'' VAADİNİ HATIRLATTI ''Mülakat skandalını” ortaya çıkaran ve belgelerini paylaşan Öztürkmen, “Adalet ve Kalkınma Partisi daha doğrusu ‘Aldatma ve Kandırma Partisi’ hala halkı aldatmaya ve kandırmaya devam ediyor” diyerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Mayıs seçim süreci öncesi “Kamuda mülakatı kaldıracağız” sözlerini anımsattı. '''BİZDEN MİSİN'İ DENEDİKLERİ ADAM KAYIRMACA'' Öztürkmen, 19 Ağustos 2023’ye yapılan Adalet Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınav Sonuç Belgeleri’nden bazı örnekler vererek durumun boyutunu gözler önüne serdi. Öztürkmen, yazılı sınavda 91 alan idari işler müdürünün mülakatta elenmesini örnek göstererek “Yazılı sınavda başarılı olarak kazanmış olmasına rağmen ‘bizden misin’i denedikleri adam kayırmaca mülakat sınavında atanmaya hak kazanamadınız diye elenmiş” dedi. 92 ALAN ELENİYOR Öztürmen yine aynı sınavda 90 alarak başarılı olan Yazı İşleri Müdürü’nün “atanmaya hak kazanamadınız” diyerek mülakatta elendiğini aktardı. Konuya dair sayısız örnek olduğunu söyleyen Öztürkmen, yazılı sınav sonuçları 88, 86, 85 puan alıp başarılı olan ama buna karşın mülakatta elenen adaylardan örnekler vererek “Bundan Türkiye’nin her ilinde var. Gaziantep’te 92 almasına rağmen atanamayıp 76 alanın atandığına dair de örnek var elimizde” diye konuştu. ''YATACAK YERİNİZ YOK'' “Diyor ki; 'ben yıllardır filan adliyede zabit katibi olarak çalışıyorum. Yazılı sınavdan 90 almama rağmen ne yazık ki mülakatta elendim. Benim yerime 76 alan atandı'. Bir başkası il birincisi olmuş ama diyor ki; 'Ben 85 puanla il birincisi olmama rağmen benim yerime 76 puanla son sıradaki kişi atanmış'. Yazık, günah değil mi? Vicdanınız sızlamıyor mu? Bunlar kendilerince ailelerinin geleceğine umut bağlamışlar, gece gündüz ders çalışmışlar, siz bunları bizden değildir diye eliyorsunuz. Siz Ahmed Arif’in şiirinde belirttiği gibi engerekler ve çıyanlarsınız. İnsanların aşına, ekmeğine, geleceğine göz koyanlarsınız. Yatacak yeriniz yok”. MÜLAKAT BELGELERİ Öztürkmenin paylaştığı mülakat elemeleri belgeleri şu şekilde:
0 notes
Text
Milletvekili Tutdere: Depremzede bir kışı daha konteynerde geçirecek
CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere,”Tespit edilen ağır hasarlı konut ve köy evi sayıları ile depremin 1’inci yılında teslim edilen konut sayılarını karşılaştırdığımızda depremzedelerin bir kışı daha konteynerde geçireceği anlaşılıyor.” dedi. Depremzede bir kışı daha konteynerde geçirecek CHP Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, depremin 1’inci yıldönümünde Hatay, Gaziantep,…
View On WordPress
0 notes
Link
Kırıkkale’nin Sulakyurt ilçesinde belediye tarafından hazırlanan Bisiklet ve Yürüyüş Yolu Projesine destek amacıyla Spor Toto Teşkilatı ile protokol imzalandı. HABER: YAKUP ÖZCAN PROJE SÖZLE... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
Text
1986 yılında girdiği ara seçimlerde Anavatan Partisi'nden Gaziantep milletvekili olarak TBMM'ye giren, Turgut Özal Hükümeti'nde Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü olarak görev alan, 1987 yılı seçimlerinde yeniden seçilerek bu kez Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı görevinde bulunan merhum Hasan Celal Güzel:
“Efendim, artık 68 yaşında, su katılmamış bir avanak, hakikî bir budala ve gayrikabil-i ıslah bir 'enayi' olduğumu itiraf ediyorum!”
0 notes
Text
İYİ Partili Türkoğlu TOKİ mağdurlarına ses oldu! Bakan Kurum'a TOKİ soruları...
https://pazaryerigundem.com/haber/186758/iyi-partili-turkoglu-toki-magdurlarina-ses-oldu-bakan-kuruma-toki-sorulari/
İYİ Partili Türkoğlu TOKİ mağdurlarına ses oldu! Bakan Kurum'a TOKİ soruları...
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce mağdurun sesi oldu.
ANKARA (İGFA) – İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, binlerce TOKİ mağduru vatandaşın can yakan mağduriyetini, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un yanıtlamasını talep ettiği soru önergesiyle TBMM’ye taşıdı.
Milletvekili Türkoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da seslenerek, “Devletin sözü yere düştü, bir an önce kaldırın!” dedi.
İstanbul Maltepe’de yapılan TOKİ Mağdurlarının protestolu basın açıklamasına katılan Bursa Milletvekili Türkoğlu; İstanbul Maltepe’nin yanı sıra İstanbul Tuzla, İstanbul Arnavutköy, Bursa Mustafakemalpaşa, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Erzurum, Isparta başta olmak üzere pek çok kentte ev binlerce vatandaşın, ev sahibi olma umudunu kaybetmek üzere olduğunu vurguladı.
Türkoğlu’nun Çevre Şehircilik ve İklim Değilikliği Bakanı Murat Kurum’un cevaplandırmasını istediği önergesindeki soruları şöyle:
SORU 1- Söz konusu konutlar sabit ve dar gelirliler için yapılıyor olmasına ve ev fiyatlarının, taksitlerin, peşinatların, ödeme süresinin ve KDV oranının “sabit tutulacağı” sözü verilmesine karşın; devlet sözünün yerine getirilmemesinin gerçek nedeni nedir?
SORU 2- Başlangıçta açıklanan 2 artı 1 evler için 835 TL ve 3 artı 1 evler için 1022 TL’lik aylık taksitlerin; 17 bin ile 21 bin lira arasına yükseltilmesiyle birlikte, bu evleri hangi dar ve sabit gelirli vatandaş kesiminin ödeyebileceği var sayılmıştır?
SORU 3- Ödeme süresi için 240 ay sözü verilmişken, bu sürenin 180 aya indirilmesinin “haklı” gerekçesi tam olarak nedir?
SORU 4- TOKİ konutlarında KDV oranı yüzde 1 iken, bir anda yüzde 10’a yükseltilmesi, bu dar gelirli insanlara “hakkınızdan vazgeçin!” demek değil midir?
SORU 5- TOKİ, inşaat rantı elde etmek üzere konut üreten bir müteahhit şirketi midir, yoksa kuruluş amacında da açıklandığı gibi, dar ve sabit gelirli vatandaşların başını sokabileceği evleri uygun koşullarda yapması gereken özerk bir kamu kurumu mudur?
SORU 6- Ev edinme hakkı kazanan vatandaşın satın alma koşullarını sonradan değiştirerek, ödemelerini imkansız hale getirmekle; TOKİ’yi amacından uzaklaştırmış, dar gelirlinin ev sahibi olma beklentisini hayal kırıklığına uğratmış olmuyor musunuz?
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Gaziantep'te Bebek Ölüm Oranları Artıyor: Endişe Verici Gelişmeler
Bebek Ölüm Hızında Artış: Gaziantep’te Endişe Verici Durum Gaziantep’te bebek ölüm hızıyla ilgili önemli bir iddia gündeme geldi. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, bu şehirde bebek ölüm oranlarının ülke ortalamasının çok üzerinde olduğunu vurguladı. CGTN Türk’e yaptığı açıklamada, Gaziantep’teki bebek ölümlerinin son on yılda Türkiye genelinde ilk beşte…
#şüpheli bebek ölümleri#bebek ölümü#doğum süreci#Gaziantep#kamu hizmetleri#sağlık altyapısı#Sevda Karaca#sosyokültürel faktörler#yeni doğan bakımı
0 notes