#Göğüs Hastalıkları
Explore tagged Tumblr posts
Text
Göğüs hastalıklarında teorik sınavda en yüksek notu alan kişi sözlü sınavdan muaf tutulacakmış, acaba yapabilir miyim bilmiyorum. Ama yapabilirsem çok çok iyi olur.
11 notes
·
View notes
Text
Meyan
Meyan
#Meyan, #MeyanKökü, #MeyanKöküBalgamSöktürücü, #MeyanKöküÇay, #MeyanKöküÇubuk, #MeyanKöküFaydaları, #MeyanKöküGöğüsYumuşatıcı, #MeyanKöküHormonDengeleme, #MeyanKöküKaraciğerHastalıkları, #MeyanKöküKaraciğerKoruma, #MeyanKöküKortizon, #MeyanKöküKronikYorgunluk, #MeyanKöküKullanımı, #MeyanKöküKullanımıVeEtkileri, #MeyanKöküMenopoz, #MeyanKöküNeIşeYarar, #MeyanKöküNedir, #MeyanKöküŞekerHastaları, #MeyanKöküŞekerleme, #MeyanKöküSesKısıklığı, #MeyanKöküTansiyon, #MeyanKöküYanEtkileri, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/BhUBXe https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/bitkiler/meyan/
Meyan, baklagillerden gelen meyan kökü olarak genelde bilinen özellikle ırmak kenarı gibi sulak ve nemli yerlerde yetişmekte olan Latince adı ”tatlı kök” anlamına gelen yabani bir bitkidir. Boyu yaklaşık olarak 50-150 santim kadar olabilir. Uzun ömürlü bitkiler arasında yer almaktadır. Yaprakları kanat şeklinde ve tüylüdür. Türkiye’nin yanı sıra pek çok farklı ülkede yetiştirilmektedir. Ilıman iklime sahip olan yörelerde yetişmektedir.
Meyan bitkisinin kökleri ve yeraltındaki gövdesi (rizom) baharat olarak kullanılır. Tatlı, sert ve tuzlu bir tada ve hoş bir kokuya sahiptir. En büyük üreticisi tüm dünyadaki meyankökü üretiminin %70’ini gerçekleştiren M&F Worldwide’dır ve üretiminin %73’ünü tütün ürünlerine tat ve aroma kazandırmak isteyen ABD orijinli sigara firmalarına satmakta olduğunu açıklamıştır.
Köklerin suyla kaynatılıp, suyun buharlaştırılmasıyla elde edilen balına çubuk şekli verilir. Bu bal, tatlı, pasta, şekerleme ve çikolata yapımında kullanılır. “Meyankökü”nü Kuzey Avrupalılar tatlılarda, Çinliler ise daha çok yemeklerde çeşni olarak kullanırlar. Ayrıca kolalı içeceklere de tat vermek için katılır.
Meyan Kökü Nedir?
Günümüzde sıklıkla adından bahsedilmekte olan meyan kökü nedir ve ne için kullanılır? Özellikle kullanmak isteyenlerin merak ettiği sorular arasında yer almaktadır. Çiçekli bitkiler arasında yer almaktadır. Açık morumsu, leylaki ve kelebek şeklinde oluşan meyvelere sahiptir. Kökleri kazık şeklindedir. Meyan kökleri söküldükten sonra yıkanarak doğranıp kurutulmaktadır. Nemden ve güneş ışığından uzak şekilde muhafaza edilmesi gerekir.
İçeriğinde bulunan rizom kökü normal şekere oranla 50 kat daha tatlı olan flavon, glisirizin ve kumarin maddelerini içermektedir. Geniş kullanım alanına sahiptir. Bira ve ilaç yapımında kullanılmaktadır. Aynı zamanda Anadolu’da köklerden şerbet yapılarak içilmektedir. Üç yıllık köklerin toplanmasıyla elde edilen koyu renkli toz, çubuk veya dörtgen şeklindeki parçalar satılmakta ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Çok sayıda farklı faydası olması nedeniyle özellikle yaygın olarak kullanılmaktadır. Kullanım şekli kullanım amacına göre değişebilir.
DİKKAT: Meyan Kökü – Hamilelik döneminde kullanmayın!
Meyan kökü kökünün kurutulmuş çubukları da Hollanda’da kendi başlarına geleneksel bir şekerlemedir, ancak popülerlikleri son yıllarda hızla azalmıştır. Şeker olarak çiğnemek için basitçe zoethout çubukları (‘tatlı ahşap’) olarak satıldılar . Çiğneme ve emme yoluyla, yoğun bir şekilde tat veren lezzet salınır. Tatlılık, dişlere zarar vermeden sükrozdan 30 ila 50 kat daha güçlüdür. 1970’lerden bu yana, zoethout daha nadir hale geldi ve yerine şeker tüketmesi kolaylaştı
Meyan Kökü Faydaları
İnsan vücudu açısından sağlıklı olması nedeniyle kullanılmakta olan meyan kökü faydaları oldukça fazladır. Doğru şekilde kullanılması ve geniş kullanım alanına sahip olması nedeniyle özellikle kullanıcıların amaçlarına uygun şekilde uygulama yapmaları gerekir. Kullanılması durumunda edebilecek olan faydalar şunlardır;
İdrarın artmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda müshil etkisi oluşturmaktadır.
Şişkinlik, hazımsızlık ya da gaz problemi olanlarda oluşan sorunun azalmasına yardımcı olmaktadır.
Özellikle kadınlarda hormon seviyelerinin normalleşmesini sağlamak amacıyla menopoz döneminde kullanılmaktadır.
Adet öncesi yaşanan gerginlik ve ağrının azalması için kullanılabilir.
Çay olarak tüketilmesi durumunda yorgunluk giderici etkisi bulunmaktadır. Karaciğerin korunmasını sağlamakta ve özellikle virüsler nedeniyle karaciğerde oluşacak hasarın önlenmesini sağlamaktadır.
Kronik yorgunluk sorunu olanlarda özellikle ortaya çıkan etkilerin azalmasını sağlayarak enerjinin artmasını desteklemektedir.
Ses kısıklığı problemine iyi gelmektedir.
Balgam söktürücü etkisi bulunmaktadır.
Göğüs yumuşatıcı etkisi bulunmaktadır.
Not: Nadiren bas dönmesi yada bas ağrısı yapabilmektedir. Yüksek tansiyonlu kişiler kullanmamalıdır. Kronik karaciğer iltihabı, siroz, yüksek kan basıncı ve kanda potasyum eksikliği durumlarında meyan kökü kullanılmamalıdır. Kortizon ve benzeri ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Şeker hastalarından iğne ve insülin kullananlar bu meyan şerbeti içmemelidir. Her zaman ki uymanız gereken açıklamamızı da ekleyelim, doktorunuza danışmadan kullanmayın-kullandırmayın!
#Meyan#meyan kökü#meyan kökü balgam söktürücü#meyan kökü çay#meyan kökü çubuk#meyan kökü faydaları#meyan kökü göğüs yumuşatıcı#meyan kökü hormon dengeleme#meyan kökü karaciğer hastalıkları#meyan kökü karaciğer koruma#meyan kökü kortizon#meyan kökü kronik yorgunluk#meyan kökü kullanımı#meyan kökü kullanımı ve etkileri#meyan kökü menopoz#meyan kökü ne işe yarar#meyan kökü nedir#meyan kökü şeker hastaları#meyan kökü şekerleme#meyan kökü ses kısıklığı#meyan kökü tansiyon#meyan kökü yan etkileri#Tıbbi bitkiler#tıbbi ve aromatik bitkiler
1 note
·
View note
Text
Sevdiğiniz kadının çalıştığı bir hastane yapılmalı.
Adını da Ben Sana Yeterim Hastanesi koymalı.
Sonra bölümlere ayırmalı...;
Ortopedi: Seni bana getiren o ayaklarına kurban olurum polikliniği...
Dahiliye: Aşkım kendini bana bırak, bir şeyin kalmaz polikliniği...
Üst solunum: Öpeyim aşkım , sen bensiz kalmışsın polikliniği...
Psikoloji: Üzülme bir tanem, ben yanındayım polikliniği...
Göğüs hastalıkları: Aşkım göğsünde uyurum geçer polikliniği...
Göz hastalıkları: Senin gözlerinin feri olurum polikliniği...
Diyabet: Gel aşkım sana şeker olurum ben polikliniği...
Nöroloji: küsme canım benim, beynim de aklım da hep sende polikliniği...
Tomografi: Sende bir haller var dur ben hallederim polikliniği...
Morg: Hiç sevenler ölürmü Aşkım Polikliniği...
16 notes
·
View notes
Text
Bugün beyaz eşyalar geldi,benim çeyiz kolilerimi de götürdük.Annesi ve 2 abisi ,bir de arkadaşı gelmisti.Bi tepsi yemeği yaptım tavuklu patates ve biberli.İlk defa fırına verdim,o kadar mi lezzetli olur.Yanina da bulgur pilavı ve salata yapmıştım,memnun kaldılar :) şükür.Kalan perdeleri taktık.Hala yerler çok pis.Haftaici vakit buldukça gidip temizlik yapmam lazım çünkü en geç 15 inde çıkış yapmam lazım.
Acile gittim birde,dün gece oksurmekten uyuyamadım ve her kriz tuttuğunda mahvoluyorum.Okulda,serviste vs .Akciğer filmi çektirdim,bronşlar iltihap kapmis.Antibiyotik verdi doktor.Gecmezse göğüs hastalıkları bölümüne git dedi.İnsallah gerek kalmaz.
Ha bir de ders programı değişti,bir günüm yine boş şükür,ama diğer 4 günden ikisi ful diğer ikiside 1 er saat boş.Toplam 26 saat dersim oldu.Hadi hayırlısı.
6 notes
·
View notes
Text
…SEVGİLİM İHANET…
Kelimelerin hastalıkları varsa eğer,”ihanet” mutlaka cüzzamlı olmakla suçlanmıştır.Oysa, soluğumuz kadar yakındır da biz onu bambaşka yerlerde ve kendimizden çok uzakta bilmeyi yeğleriz.İhanet hayatımızın ta kendisidir,dikkatli bakın, göreceksiniz.
İhanet daima iki uçlu.Gerçekleşmesi için bir muhatap gerekli ve bu yanıyla aşka benziyor.Bu yüzden değil mi ki ihaneti yaşayanlar,büyük aşkları yaşayanlar kadar ünlü ve daima çift isimle anılıyor bu öyküler.Habil ile Kabil söz gelimi.Leylâ ile Mecnun .En trajik olanı galiba İsa’nın son akşam yemeği ve İşte insan. Hıristiyan batıda her şey bu çok eski ihanetin etrafında döner ve çarmıhlar artık daima omuzlardadır.Sezar’ı asıl öldüren yediği hançerden daha çok Brütüs’ün,olmaması gerektiğine inandığı bir yerdeki mevcudiyetini görmesidir.Genç Osman için de öyle. Evvelâ sarayının kapısını emanet ettiği bostancılar ardına kadar açarlar bâb-ı hümayunu ihtilâlcilere,ardından o kadar güvenerek sığındığı Yeniçeriler emanete ihanet ederek alıverirler “Osman Çelebi”nin canını.Gerçi Yeniçeriler çok çaba sarf etmişlerdir ama artık kaldırılmış bulunan 28.ortanın adı yoklamalarda her okunuşunda yeri göğü inleterek yok olsun diye bağırmaları bile alınlarındaki bu ihanet lekesini temizlemeye yetmez. Esasen Genç Osman’a ihanet edenler arasında kısacık saltanatında tutulan güneş ve yüzlerce yıldan beri ilk kez donan Boğaz sularının da kendine özgü bir yeri olması gerek.Halk, ölümüne o kadar çok ağlayacağı padişahın ,sağlığında uğursuzluğuna inanmıştır.
Osmanlı’yı kuşkusuz çok az şey Kırım Hanı Murad Giray’ın Viyana kapılarındaki ihaneti kadar yaralamıştır.Üstelik Giray, bilerek yapmaktadır:Bilirim,dine sığmaz,ihanettir cümlesini sarf etmiş olması bile tutmakla yükümlü bulunduğu köprüyü müttefik kuvvetlere hoyratça açmasına mani olamaz.
Osmanlı’yı çokça meşgul eden eşine az rastlanır bir başka ihanet de Abdülmecid’in dördüncü ikbali Serefraz’ın yarattığı ve neredeyse bir milli gaileye dönüşen “aile faciası”dır. Fazlasıyla kıskanan ve kıskanılan bir kadın olan Serefraz, Dolmabahçe’den ayrılarak Yıldız Kasrı’na yerleşmiştir. Sık sık kasra gelen Abdülmecid’i içeri almakta çok cömert davranmayan dördüncü ikbal üstelik Küçük Fesli lâkabıyla tanınan bir Ermeni delikanlısının aşkına karşılık vermektedir.Hanedana mensup bir kadının açık ihaneti özellikle sarayı çok rahatsız eder.Ailesi tarafından Adalar’a kaçırılan delikanlının Sultan’a duyduğu aşk yüzünden tekrar İstanbul’a dönmesi ise saray mensupları tarafından öldürülmesinden başkaca bir sonuç vermez.Ailesi delikanlının İngiliz,Fransız ve Rus sefaretlerine baş vurarak takibat açılmasını isterler ve mesele İstanbul’u uzun zaman meşgul eder.Bazı kaynaklarda rastlamamıza rağmen bu hikâye oldukça inanılmaz.Asıl inanılmaz olansa bunca hadiseden sonra Serefraz’ın hâlâ padişah nezdindeki kıymetini muhafaza edebilmiş olması.
İhanet Osmanlı hanedanından hiç uzak değil.Bütün saraylar kadar Osmanlı sarayının da içinde.Yavuz’un kızı Fatma Sultan, bir kişiye düştüm ki beni kelb hesabına saymaz…bir hil‘atini görmedim,bir kaftanını giymedim.Dul avret gibi dirilürüm cümleleriyle evliliğinin ve düşlerinin ihanetine uğradığını ,çok sade bir lisanla ve döneminde her hangi bir genç kadının yapabileceği tek şeyi yaparak babasına aktarır.
Fakat muhteşem ihanetleriyle Kanuni yine -bir Osmanlı trajedisi varsa- baş roldedir.İlki elbet Şehzade Mustafa etrafında biçimlenir.Nizam-ı âlem uğruna şehzade katline izin veren kanunname bir yana,Mustafa’nın katli esnasında Kanuni’nin başını çadır aralığından uzattığı rivayeti ve bunu böyle de gösteren minyatür asıl ihaneti vurgulamakta.Ve ihanete tepkiyi.Az rastlanır bir düğünle Kanuni’nin resmi eşi olmayı çok kolay başaran ve vak’anüvislere bakılırsa nikâhtan sonra muhteşem kocasının ihanetine hiç uğramayan Hürrem’in Kanuni’yi bu ihanete hazırlaması çok kolay olmamış olmalı.Ama aynı şey sadece ecel celâlilerinin aldığı Mustafa Han ile sınırlı kalmayacak ve Hürrem, isminin başındaki makbul sıfatı kısa zamanda maktul’e dönüveren İbrahim Paşa’nın öyküsüne de girecektir. Makbul İbrahim Paşa , damatların başka kadınlarla düşüp kalkması katiyen yasaklandığı halde ;Yavuz’un kızı,Kanuni’nin kardeşi gibi bir sultan olan eşine ,Muhsine adlı bir kadınla ihanet etmektedir.Kuşku yok ki,İbrahim’in sonunun hazırlanmasında bu ihanetin payı hiçti.O, seher semasında çokça ışık saçmaya başlayan bir yıldızcıktı ve muhteşem bir güneşin kaçınılmaz ihanetine uğradı.Her türlü ihtimale açık bir ikbal yolunu ayakları dibine sererken daha başlangıçta Kanuni , İbrahim Paşa’ya , kendi sağlığında bir zarar gelmeyeceğine dair yemin etmişti.Bu yüzden katline karar vermesi çok kolay olmadı.Kanuni hakkında bir eser sahibi bulunan Fairfax Downey’e bakılırsa, uyuyan kimse hayatta değildir,uyku ölüme benzer ve insan o esnada hayatla kendisini bağlayan her hangi bir bağdan müberra bulunur mealindeki ayetden hareketle İbrahim
Paşa, Kanuni uyuduğu bir esnada maktul edildi.Fakat Paşa kim bilir kendisini ölmeden önce öldüren bu ihanete uğradığı esnada,Kanuni’nin uyumakta olduğu yan taraftaki odasında aniden uyandığı ve onu Hürrem Sultan’ın teskin ettiği rivayet olunur.
Edebiyatımız,tümüyle sanat ve edebiyat ihanet güzellemeleriyle doludur.En masumları Suat ve Necip’tir kuşkusuz ve Eylül bir ihanetin öyküsü. Duygularda da kalsa ihanetin kirinin mutlak temizlenmesi gereği Mehmed Rauf’u da etkiler.Romanın sonu Mehmed Rauf’un yapabileceği en uygun şekilde gelirken ve o kadar acıdığımız ve anladığımız dahası masumiyetine tanıklık edebileceğimiz Suat ve Necib’in günahını bu dünyada ateş temizlerken ,biz galiba hangisinin daha az dürüst olduğunu düşünmek zorunda kalırız : Romanın kuralarının mı,yaşamın kuralarının mı?
İhanetin ism-i faili sabıkalı bir kelime:Hain.Ama ihanetin ism-i faili hain ise eğer bütün o Lady Makbetler,Fintenler,Therese Raquınler, Bihterler’le birlikte bizzat yazarına göre göre içindeki mücadele herhangi bir meydan savaşında bir komutanın verdiği mücadeleden daha az olmayan Vadideki Zambak’ın Henriette’i ,Halide Edib’in Seviye Talip’i,Suat ve Necip ,oyunu toplumun kurallarına göre değil de kendi vicdanının ve erdeminin kurallarına göre oynamaya kalktığı için kaybeden Anna hep hainlerdir.Bu iki grubu ayıran ve onları gözümüzde bayağı veya masum kılan şeyse,yazarın bakış açısından başka bir şey değildir çoğu kez.Çünkü yazar,bütün düşüncelerimizi yönlendirebilecek bir büyücüdür.
Anna Karenina romanı karlı bir günde ve bir tren istasyonunda başlar.Bir başka karlı günde ve bir başka tren istasyonunda biter.İlkinde Anna,toplumun saygıdeğer bulduğu sadık bir eş,iyi bir annedir.Ve çok güzel bir kadın.Sonunda ise, aristokrat Rus toplumunun gizlice yaşanmasını rahatlıkla onayladığı yasak aşkını, meşru zemine çekemediği noktada , gizlice yaşamayı onuruna yediremeyerek açıkça yaşadığı için dışlanmış bir kadın.Artık iyi bir eş ve iyi bir anne değildir.Ama yine çok güzel bir kadın.Kendi güzelliğinin ihanetine uğrayacağı yılların hızla yaklaştığının farkında,usulca bırakır kendisini bir trenin tekerlekleri altına.Çünkü güzellik ihanet eder ve doğrudur kadının iki kez öldüğü.
Tolstoy,Anna Karenina’yı içindeki Anna Karenina’nın aynı olarak anlatabilmiş midir,bilinmez ama ka�� yazar,kaç şair dil’in kendisine ihanetinden müşteki değildir?Kuşkusuz hiç. Hamid’in yakalayamadığı,ancak susmak veya pek karanlık bir şey söylemek olarak tanımladığı bir şiir,dilin ihanetine karşı geliştirilmiş bir müdafaa maskesi değil midir?Akif,ağlarım ağlatamam hissederim söyleyemem /dili yok kalbimin ondan ne kadar bizarım mısralarını ağlarken , Orhan Veli anlatamıyorum çığlığıyla anlatmaya çalışırken hep bu ihanetten müşteki değil midirler?Haşim şiiri anlaşılmaktan ziyade duyulmak zeminine çekerken,Ahmet Cemil şiir lisanını baştan ayağa bir insan,adeta konuşan bir ruh olarak tanımlarken aynı şeyi söylemiyorlar mı?Şiire kadar uzanmaya gerek yok.Derdimiz hep anlatamamak ve anlaşılamamak değil mi?Ben öyle demek istemedim cümlesi ile başlayan boğucu koridorların aşılması ne kadar zordur.Ardından gelen böyle demek istedimler de daha fazla ifadeye muktedir değildir. Üstelik bize hep ihanet eden dile rağmen bizi en iyi anlayacak olanı beklemiyor muyuz sürekli?Ve bizi en iyi anlayacak olanı bulduğumuzu zannettiğimiz her defasında yeni bir ihanete hoş geldin demiyor muyuz?Ve o her defasında yanlış kişi çıkmıyor mu?
Gerçek şu ki ,kalplerin dili olsaydı,dilin ihanetine uğramadan birbirlerine daha çok şey anlatabilirlerdi.Belki Cocteau’nün bahsettiği gibi bir şairi yanlış anladığımız için sevmekten vazgeçebilmemiz için de, Paul Eluard’ın görüşünün gerçek olması ve bizim artık kelimelere ihtiyaç kalmadan şiiri kafa ile okuyabileceğimiz günlerin gelmesi gerekli.Ama galiba o zaman da ne şiir kalır,ne nesir.
Sevgilim dil’in ihaneti,sevgilim şiir çünkü.
Ve sevgilim ihanet.
Sevgilim ihanet,çünkü hayatın kendisi bir ihanete dönüşür yüzümüzde ter damlaları belirdiğinde ve ayaklarımız suya değdiğinde.Bir de bakarız ki birileri,bizimle hiç ilgisi olmayan birileri bizim için enine boyuna ölçerek hem de, bir oyun hazırlamışlar ve al demişler,yaşa,işte senin hayatın.Sesleri ne kadar ılık ve inandırıcıdır oysa.Ne kadar güven verici.Ve biz ayaklarımız suya değecek kadar kısa geçen bir zaman içinde,hayatımızın ihanetine uğradığımızı fark ederek çığlıklar atmaya başlarız.Bu çığlıklarımızı pek de ciddiye almayarak ,yaşıyor ve tahammül edebiliyorsan senindir biçimindeki imalarını dostun ciddiye ne kadar alsak da,içimizdeki fotoğrafın dışımızdakinden farklı olduğu gerçeği hiç bir zaman değişmez.
Önce anılarımız ihanet eder bize,teker teker bırakıp giderler.Her ihanet bir terk ediştir çünkü.Üstelik ne kadar kendisi olarak kalacağını vaad etse de ne dönen aynı kalır,ne bekleyen.Öyleyse her gidiş bir ihanettir,her ihanet bir gidiş.
Baharla yorumlamaya kalkarız hayatı kimileri.Baharın kendisi de bütün ihtişamına rağmen koskoca bir ihanete dönüşür.Beşir Ayvazoğlu,her ne kadar çiçeklerin faniliği onların bizi mutlu eden güzelliklerinin garantisidir derse de,felsefi boyutta sağlam duran bu görüş, saltanatını ilân eden duygu olunca,o kadar ikna edici değildir.Çok kısa bir zamana sığdırılmış bir gül fırtınası,siz her ne kadar bir güle dönüşebilmeyi mantıksızca ve çılgınca bekleseniz de geçer gider.Mehtabı ve yıldızı da terkisine alarak.Kent git gide küçülür,yok olur.Geriye ne bahar kalır,ne gül,ne şiir.
Hafızamızın ihaneti de hiç zor değildir.En gerektiği anda dilimizin ucuna geliveren bir iki mısraın sislendiği veya tümüyle silindiği anlar ne acıdır.Veya her anını ve görüntüsünü hıfzetmeye,zihnimize kazımaya çalışsak da çok sevgili bir beraberlikten geriye kopuk cümleler ve görüntülerle salt bir duygu yumağından başka bir şey kalmaz.Üstelik o duygu yumağı da yeteri kadar açık değildir ve bir gün,ve bir gün silikleşen bir hayali de beraberine alarak sessiz sedasız çekip gider.
Hayret bile edemeyiz.
Yüzümüzün ve bedenimizin ihaneti hiç gecikmez.Her gün aynada gördüğümüz o çehrenin on yıl önceki biz olduğuna kimi inandırabiliriz?Dahası on yıl sonraki biz de bu değilizdir.Hiç gecikmez yüzümüzün ve bedenimizin ihaneti. Cemil Meriç’i gözleri terkeder,Beethoven’i kulakları. Son ihaneti kalbimiz yapar.Bir gün,hiç nedeni yokken bir gün usulca duruverir.Oysa kul yapısı bir cihaz hâlâ ses vermektedir veya şairin dediği gibi kolumuzdaki saat hâlâ işlemektedir .
Üstelik sevgilimiz de ihanet eder bize.Aniden,belki sebepsiz ve ne kolayca başka ve tanınmayacak bir şeye dönüşür.Artık o gitmiştir ve yok olmuştur.Padişahlar cariye çıkar , cariyeler halayık.Oysa biz ona gelebilmek için ne çok şey terk etmişizdir.Bir başka deyişle ne çok ihanet etmişizdir.
Sonra aşkın kendisi .Uğrunda karşılıklı ihanetlere kalkıştığımız ve katlandığımız aşkın kendisi.Hiç zor değildir ihaneti.Hiç bitmeyeceğini sandığımız,bizi var ettiğine inandığımız,Cemil Meriç’in ifadesiyle gizlideki dörtte üçümüzü görünür kılan aşk hiç sebepsiz,hiç ölmeyeceğini sandığımız bir yerde bizi arkamızdan bıçaklar ve usulca çekip gider. Birden gözümüzdeki perde kalkar,bütün çirkinlikler ve çıplaklıklar görünür,cennetten kovuluruz.Utanç kalır geriye,pişmanlık.Oysa aşk pişman olmamak diye tanımlanır.Şarkılar ihanet eder,eskisi kadar güzel değildirler.Şiirler yere yığılır birden,kanatları kopar gecenin.
Rüzgâr küçülür,yağmur fazlalık gelir bize.
Ve ışık söner.Geride kalan her şey sarıya boyanır .
Ama ihanetin bir rengi varsa mutlak gri olmalıdır.
Dostların ihaneti kadar hiç bir şey acı değildir.Ve nedense hep de böyle olur ve biz ,bize en son ihanet edeceğini sandığımız kişinin ihanetine uğrarız ansızın.Artık bir parça Sezar olmuşuzdur.Bir yıldızlar kalır geriye,onlar da gözyaşlarının sıcaklığını duyamayacağımız kadar uzaktadırlar.Oturup hem kendimiz hem yıldızlar için ağlarız,göz yaşlarımız tükenir.Dostların ihaneti kadar hiç bir şey acı değildir çünkü.Hocam Kaya Bilgegil’in kim bilir sigarasına hitaben söyleyebilmek için kaç dostunun ihanetine uğraması gerektiği şu mısrada olduğu gibi:
Zehir de olsan insanların ihaneti kadar acı değilsin.
Fakat en korkuncu,en dayanılmazı kendi kendimize ihanetimizdir.Kendi kendimizi hiç terk etmeyeceğimizi sanırken bir gün bakarız ki tükenmiş,yok olmuşuz.Eski doğrular terk edilen doğrulardır.Yerine koyulacak yeni doğrularımız varsa bir hainizdir,o da yoksa sadece bir hiç.Oysa yanı başımızda hiç dönmeyenler,dönse de tükenmeyenler bahar goncaları gibi boy vermektedirler ve kentin sokakları sabahın saat sıfır dörtlerinde yeni şarkılara ve şiirlere gebedir.Uyku bizi kollarına çeker.
Uyku.
Sevgilim uyku.
CÜMLE KAPISI - NAZAN BEKİROĞLU
2 notes
·
View notes
Text
Nabız Kaç Olmalı? Nabız Hakkında Merak Ettikleriniz
Nabız kalbin her atışında kanın damarlar boyunca pompalanması sırasında meydana gelen basınç dalgalarının hissedilmesidir. Kalp atışları, kalbin kanı pompaladığı her bir kasılma sırasında damarlarda bir dalga oluşturur ve bu dalga, vücudun belirli noktalarında hissedilir. Nabız, kalp atış hızını, ritmini ve kalp sağlığını değerlendirmek için önemli bir göstergedir. Peki nabız kaç olmalı? İşte nabız hakkında merak ettikleriniz!
Nabız Nedir?
Nabız sağlığın değerlendirilmesinde önemli bir araçtır. Kalp sağlığını izlemek, kalp hastalıklarının belirtilerini erken tespit etmek ve genel vücut sağlığını değerlendirmek için nabız ölçümü yaygın olarak kullanılır. Doktorlar, hastaların nabzını kontrol ederek kalp atış ritmini, düzenliliğini ve olası sağlık sorunlarını değerlendirebilir.
Nabzın düzenli olarak kontrol edilmesi, bireylerin kalp sağlığını izlemelerine ve gerektiğinde tıbbi yardım almalarına yardımcı olabilir. Özellikle kalp hastalıkları, hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler durumları olan bireylerin nabızlarını düzenli olarak takip etmeleri önemlidir.
Nabız Kaç Olmalı?
Nabız kalbin atışları ile kanın damarlar boyunca pompalandığı anlarda meydana gelen basınç dalgalarının bir sonucudur. Normal bir sağlık durumu için nabız hızının ne olması gerektiği, yaşa, aktivite seviyesine ve genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Peki nabız kaç olmalı? İşte farklı yaş grupları ve durumlar için kabul edilen normal nabız aralıkları:
Normal Nabız Aralıkları
Yetişkinlerde normal nabız aralığı genellikle 60–100 atış/dakika (bpm) olarak kabul edilir. Sporcularda, kalp kasının daha verimli çalışması nedeniyle bu değer 40–60 bpm arasında da olabilir.
Yaşa Göre Nabız
Yeni doğanlar: 120–160 bpm
Bebekler (1–11 ay): 100–150 bpm
Çocuklar (1–4 yaş): 90–140 bpm
Çocuklar (5–12 yaş): 80–120 bpm
Gençler (13–18 yaş): 60–100 bpm
Nabzın Değişim Gösterdiği Durumlar
Dinlenme: Nabız, dinlenme sırasında genellikle en düşük seviyede olacaktır.
Egzersiz: Fiziksel aktivite sırasında kalp atış hızı artar; bu da nabzın 100 bpm’in üzerine çıkmasına neden olabilir.
Stres ve Duygusal Durum: Stres, anksiyete veya heyecan durumları da nabızın artmasına yol açabilir.
Hastalık Durumu: Ateş, enfeksiyon veya kalp rahatsızlıkları gibi durumlar nabzı artırabilir. Ayrıca, bazı sağlık sorunları bradikardiye (düşük nabız) neden olabilir.
Nabız Nasıl Ölçülür?
Nabız ölçmek, kalp atış hızınızı değerlendirmek için basit ama etkili bir yöntemdir. İşte nabzınızı doğru bir şekilde ölçmek için izleyebileceğiniz adımlar:
Rahat Bir Pozisyon
Nabız ölçmeden önce rahat bir pozisyonda oturun veya uzanın. Bu, daha doğru bir ölçüm yapmanızı sağlar. Stresli bir durumda olmamak da önemlidir.
Nabız Ölçüm Noktasını Seçme
Nabzınızı ölçmek için en yaygın bölgeler şunlardır:
Bilek (Radial Nabız): Bileğinizin iç kısmında, baş parmağınızın yanındaki atardamar.
Boyun (Karotid Nabız): Boynunuzun yan tarafında, elinizin parmaklarıyla hafifçe baskı uygulayarak bulabileceğiniz atardamar.
Göğüs (Apikal Nabız): Kalp atışını dinlemek için göğsünüzün üzerine stetoskop koyarak ölçüm yapabilirsiniz.
Nabız Hissetme
Nabzı alacağınız bölgede parmaklarınızı kullanarak nabız atışlarını hissedin. Radial nabız almak için:
İşaret parmağınızı ve orta parmağınızı kullanarak bileğinizin iç kısmında bulunan atardamarı hafifçe basmalısınız.
Parmaklarınızı çok fazla bastırmadan nabız atışlarını hissetmeye çalışmalısınız.
Nabız Atışlarını Sayma
Bir dakikalık süre boyunca kalp atışlarını saymanız gerekir.
Alternatif olarak 30 saniye boyunca sayabilir ve bulduğunuz sayıyı ikiyle çarparak dakikada kaç atış olduğunu hesaplayabilirsiniz.
Sonucu Değerlendirme
Normal Nabız Aralığı: Yetişkinler için normal nabız aralığı genellikle 60–100 atış/dakika (bpm) olarak kabul edilir.
Daha Düşük Nabız: Sporcular ve düzenli egzersiz yapan bireylerde nabız 40–60 bpm arasında olabilir.
Daha Yüksek Nabız: Stres, fiziksel aktivite veya hastalık durumlarında nabız 100 bpm’in üzerine çıkabilir.
Nabız Ölçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler
Nabız ölçümünde şu detaylara dikkat edebilirsiniz:
Nabzı ölçerken huzurlu bir ortamda olun ve aşırı baskı uygulamaktan kaçınmalısınız.
Ölçümü aynı saat diliminde ve benzer koşullarda yapmaya özen göstermeniz önemlidir.
Eğer nabzınız sürekli olarak normalden daha yüksek veya düşükse, bir sağlık uzmanına danışmanız önemlidir.
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi Nabız Takibi Hizmetleri
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi, sağlık hizmetleri alanında uzmanlaşmış bir kurum olarak, nabız ölçüm hizmetlerini de sunmaktadır. Hastanemiz, kalp sağlığınızı değerlendirmek ve olası sağlık sorunlarını erken tespit etmek amacıyla modern tıbbi ekipmanlarla donatılmıştır.
Özel Pendik Şifa Tıp Merkezi olarak, sağlığınız için gerekli olan her türlü destek ve hizmeti sunmaktan memnuniyet duyuyoruz. Kalp sağlığınızı korumak ve geliştirmek için düzenli kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmemeniz gerekir. Kliniğimize başvurarak randevu alabilir veya daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
0 notes
Text
İşte kalp hastalıklarındaki 11 belirti...
https://pazaryerigundem.com/haber/191091/iste-kalp-hastaliklarindaki-11-belirti/
İşte kalp hastalıklarındaki 11 belirti...
Kalp hastalıklarının dünyadaki en yaygın ölüm nedenlerini oluşturduğu biliniyor. Uzmanlar, bu rahatsızlıkların belirtilerinin yakından tanınması ve zamanında müdahale refleksi sayesinde, meydana gelebilecek ciddi komplikasyonların önlenebildiğini belirterek, kalp hastalıklarındaki 11 belirtiyi paylaştı.
İSTANBUL (İGFA) – Kalp hastalıklarının ne kadar iyi tanınırsa, önlenmelerinin de o kadar kolaylaşacağını paylaşan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nevrez Koylan, kalple ilgili ihmal edilmemesi gereken 11 belirtiyi paylaştı:
Göğüs ağrısı: Göğüs ağrısı, kalp krizinin en bilinen belirtisi. Göğsün ortasında veya sol tarafında sıkışma, baskı veya ağrı hissi olarak tanımlanabilir. Bu ağrı, sol kola, çeneye veya sırta yayılabilir. Göğüs ağrısı genellikle kalbe giden kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi nedeniyle ortaya çıkar. Bu durum, acil tıbbi müdahale gerektirir.
Nefes darlığı: Nefes darlığı, özellikle efor sırasında veya dinlenme halinde ortaya çıkabilir. Bu belirti, kalbin yeterince kan pompalayamaması nedeniyle akciğerlerde sıvı birikmesi sonucu oluşur. Nefes darlığı; kalp yetmezliği veya koroner arter hastalığının bir işareti olabilir. Tedavi edilmezse, durum daha da kötüleşebilir.
Çarpıntı: Kalp hastalıklarının belirtileri arasında yer alan çarpıntı; kalp atışlarının hızlı, düzensiz veya güçlü hissedilmesi durumudur. Çarpıntı; anksiyete, fazla kafein ve yoğun egzersiz nedeniyle oluşabilse de, düzensiz kalp ritmi gibi ciddi kalp problemlerinin de belirtisi olabilir. Bu semptom, felç riskini artırabileceği için bir hekim tarafından takibi kritiktir.
Baş dönmesi ve bayılma: Ani baş dönmesi veya bayılma, kalbin yeterince kan pompalayamaması nedeniyle beyne yeterli oksijen ulaşmamasından kaynaklanır. Bu belirtiler, kalp kapak hastalıkları, aritmiler veya kalp yetmezliği gibi ciddi kalp sorunlarının işareti olabilir.
Soğuk terleme: Aniden başlayan soğuk terleme, kalp krizinin yaygın bir belirtisidir. Bu belirti, vücudun strese veya ağrıya yanıt olarak salgıladığı adrenalin nedeniyle oluşur. Soğuk terleme, acil tıbbi müdahale gerektiren bir kalp krizinin belirtisi olabilir.
Ödem: Bu belirti; ayak bilekleri, bacaklar veya karın bölgesinde vücudun sıvı tutması nedeniyle ortaya çıkar. Kalp yetmezliği, böbrek fonksiyon bozuklukları veya damar tıkanıklıkları nedeniyle oluşabilir. Tedavi edilmezse, durum ciddi komplikasyonlara yol açabilir.
Yorgunluk: Kalp hastalıklarının belirtilerinden biri olan sürekli yorgunluk ve halsizlik hissi, kalbin yeterince kan pompalayamaması nedeniyle dokulara yeterli oksijenin ulaşamamasından kaynaklanabilir. Yorgunluk; kalp yetmezliği veya koroner arter hastalığının bir işareti olabilir. Bu belirti günlük basit aktiviteleri bile zorlaştırabilir.
Mide bulantısı ve kusma: Mide bulantısı ve kusma, özellikle kadınlarda kalp krizinin yaygın belirtilerinden biridir. Sindirim sistemi problemleriyle karıştırılabilse de, bu belirtiler kalp krizinin genellikle erken evrelerinde ortaya çıktığı için kaynağının detaylıca araştırılması çok önemlidir.
Çene veya sırt ağrısı: Çene veya sırt ağrısı, kalp krizinin atipik belirtilerindendir. Bu ağrılar, göğüs ağrısı olmadan da ortaya çıkabilir ve özellikle kadınlarda yaygındır. Çene veya sırt ağrısı, özellikle diğer kalp krizi belirtileriyle birlikte görülüyorsa, acil tıbbi müdahale gerektirir.
Egzersiz toleransında azalma: Daha önce rahatça yapabildiğiniz egzersizleri yapmakta zorlanıyorsanız veya egzersiz sırasında aşırı yorgunluk hissediyorsanız, bu durum kalbin yeterince kan pompalayamaması anlamına geldiği için altta yatan bir kalp rahatsızlığına işaret edebilir.
Hızlı veya düzensiz nabız: Hızlı veya düzensiz nabız, kalp ritim bozukluklarının bir işareti olabilir. Bu durum, kalp atışlarının hızlanması veya yavaşlaması şeklinde ortaya çıkar. Aritmiler, felç veya kalp yetmezliği gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Hızlı teşhis ve tedavi, komplikasyonları önlemek açısından hayatidir.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
Röntgen Cihazı ile Hızlı ve Doğru Görüntüleme
Günümüzde sağlık teknolojileri, tanı ve tedavi süreçlerinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu teknolojilerin başında röntgen cihazları gelmektedir. X-ışınları kullanarak vücudun iç yapısını görüntüleyen bu cihazlar, hızlı ve etkili bir teşhis imkanı sağlar. Medisan Sağlık Sistemleri olarak, röntgen cihazlarıyla ilgili sunduğumuz çözümler sayesinde sağlık kuruluşlarının ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz. Bu yazıda, röntgen cihazlarının avantajlarını ve sağlık sektöründeki önemini ele alacağız.
Röntgen Cihazı Nedir?
Röntgen cihazları, vücuttaki dokuları ve organları görüntülemek için kullanılan tıbbi cihazlardır. X-ışınları ile iç yapıyı detaylıca görüntüleyerek doktorların doğru tanı koymasına yardımcı olur. Acil durumlarda hızlı sonuç veren röntgen cihazları, kemik kırıkları, tümörler ve enfeksiyonlar gibi birçok hastalığın teşhisinde kullanılır.
Modern röntgen cihazları, yüksek çözünürlükte ve hızlı görüntüleme imkanı sunarak teşhis süreçlerini kolaylaştırır. Bu cihazlar, sağlık hizmetlerinde kritik bir yere sahiptir.
Röntgen Cihazlarının Avantajları
Röntgen cihazlarının sunduğu başlıca avantajlar şunlardır:
Hızlı Tanı: Röntgen çekimi dakikalar içinde sonuç verir. Bu hız, acil durumlarda hayat kurtarıcı olabilir.
Yüksek Çözünürlük: Günümüz röntgen cihazları, detaylı ve net görüntüler sunarak hastalıkların erken teşhis edilmesine olanak tanır.
Çok Yönlü Kullanım: Ortopedi, diş hekimliği, onkoloji ve göğüs hastalıkları gibi pek çok alanda röntgen cihazları kullanılmaktadır.
Hasta Takibi: Tedavi sürecinin ilerleyişini izlemek için de kullanılır; örneğin, kanser hastalarında tümör büyümesinin takibi için idealdir.
Düşük Maliyet: Diğer görüntüleme yöntemlerine kıyasla daha düşük maliyetli olması, sağlık kuruluşlarına bütçe tasarrufu sağlar.
Medisan Sağlık Sistemleri olarak, bu avantajları sağlayan güvenilir röntgen cihazlarıyla sağlık kuruluşlarının yanında olmaktan gurur duyuyoruz.
Röntgen Cihazı Kullanım Alanları
Röntgen cihazları, sağlık sektöründe geniş bir kullanım alanına sahiptir. Başlıca kullanım alanları şunlardır:
Ortopedi: Kemik kırıkları ve eklem sorunlarının tespitinde kullanılır.
Diş Hekimliği: Diş kökü ve enfeksiyonları değerlendirmek için röntgen çekimi yapılır.
Onkoloji: Kanser teşhisi ve tedavi sürecinde tümörlerin izlenmesi için kullanılır.
Göğüs Hastalıkları: Akciğer hastalıkları, enfeksiyonlar ve tümörlerin tespitinde kritik rol oynar.
Acil Servisler: Acil durumlarda hızlı teşhis ve müdahale için röntgen cihazları vazgeçilmezdir.
Bu geniş kullanım alanları sayesinde röntgen cihazları, hem hastalara hızlı tedavi imkanı sunar hem de doktorlara doğru kararlar vermede yardımcı olur.
Röntgen Cihazlarının Geleceği
Röntgen cihazı teknolojisinin gelecekte daha da gelişmesi bekleniyor. Dijital görüntüleme sistemleri ve yapay zeka destekli analizler, teşhis süreçlerini hızlandıracak ve kaliteyi artıracaktır. Medisan Sağlık Sistemleri, en son teknolojilere sahip röntgen cihazlarını sunarak sağlık hizmetlerinin geleceğine katkı sağlamayı hedeflemektedir.
Medisan Sağlık Sistemleri ile Röntgen Cihazları
Medisan Sağlık Sistemleri olarak, yüksek kaliteli ve güvenilir röntgen cihazlarımızla sağlık profesyonellerine en iyi çözümleri sunuyoruz. Gelişmiş teknolojilerle donatılmış röntgen cihazlarımız, hızlı ve doğru teşhis imkanı sağlar.
Sağlık kuruluşlarınızda en iyi performansı elde etmek için bize ulaşabilirsiniz. Daha fazla bilgi için Medisan Sağlık Sistemleri web sitemizi ziyaret edin.
#Röntgen cihazı nerede satılır#Röntgen cihazı#Röntgen cihazları#X-ray cihazı satan firmalar#Röntgen cihazı kullanım alanları#Medisan Sağlık Sistemleri
0 notes
Text
Röntgen Cihazı Teknolojisinin Sağlıkta Önemi
Tıbbi tanı süreçlerinde röntgen cihazları, teşhisin doğruluğunu artırmak ve hastaların tedavi süreçlerini planlamak için en yaygın kullanılan görüntüleme teknolojilerinden biridir. Bu cihazlar, vücuttaki kemik yapıları, organlar ve çeşitli dokular hakkında detaylı görüntüler sunarak, hastalıkların tanısında ve tedavisinde kritik bir rol oynar. Medisan Sağlık Sistemleri, ileri teknolojiye sahip röntgen cihazları ile sağlık kuruluşlarının en önemli tıbbi görüntüleme ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Daha fazla bilgi için röntgen cihazı önemi sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Röntgen Cihazı Nedir ve Nasıl Çalışır?
Röntgen cihazı, X ışınları kullanarak vücudun iç yapılarının görüntülenmesini sağlayan bir cihazdır. X ışınları, farklı dokulardan geçerken farklı oranlarda emilir. Kemikler, X ışınlarını yüksek oranda emerken, yumuşak dokular daha az emilir. Bu farklılık, röntgen filminde net bir görüntü oluşturur. Röntgen cihazı, özellikle kemik kırıkları, çıkıklar, tümörler, enfeksiyonlar ve diğer sağlık sorunlarının tespitinde yaygın olarak kullanılır.
Röntgen Cihazının Sağlıkta Kullanım Alanları
Röntgen cihazları, modern tıpta birçok farklı alanda kullanılmaktadır. İşte röntgen cihazının sağlık sektöründeki başlıca kullanım alanları:
1. Kemik Kırıkları ve Travmalar
Röntgen, kemik yapılarının detaylı bir şekilde görüntülenmesini sağlar ve bu nedenle kemik kırıkları, çıkıklar ve travmaların tespitinde en yaygın kullanılan görüntüleme yöntemidir. Acil servislerde ve ortopedi kliniklerinde röntgen cihazları, hızlı teşhis ve tedavi planlaması için kritik bir rol oynar.
2. Tümörlerin Tespiti
Röntgen cihazları, vücuttaki anormal büyümeleri ve tümörleri tespit etmek için kullanılır. Tümörlerin boyutu, şekli ve yerleşimi hakkında bilgi sağlayarak, doktorların doğru bir tedavi planı oluşturmasına yardımcı olur.
3. Enfeksiyonlar
Bazı enfeksiyonlar, özellikle akciğer enfeksiyonları gibi durumlar, röntgen görüntüleme ile teşhis edilebilir. Akciğer röntgeni, zatürre, tüberküloz ve diğer solunum yolu enfeksiyonlarının tanısında yaygın olarak kullanılır.
4. Diş Röntgeni
Diş hekimliğinde röntgen, dişlerin, çenelerin ve diş köklerinin yapısını değerlendirmek için kullanılır. Çürüklerin, diş eti hastalıklarının ve diğer dental sorunların tespitinde önemli bir rol oynar.
5. Göğüs ve Akciğer Hastalıkları
Göğüs röntgeni, akciğerlerin yapısını ve fonksiyonlarını değerlendirmek için kullanılır. Akciğer kanseri, zatürre, bronşit ve diğer akciğer hastalıklarının teşhisinde önemli bir görüntüleme yöntemidir.
6. Kalp Hastalıkları
Röntgen Cihazlarının Avantajları
Röntgen cihazları, tıbbi görüntüleme alanında çeşitli avantajlar sunar. İşte röntgen cihazlarının başlıca avantajları:
• Hızlı ve Güvenilir Teşhis: Röntgen cihazı, hızlı sonuçlar elde ederek acil durumlarda bile doğru teşhisin yapılmasına olanak tanır.
• Non-invaziv: Röntgen çekimi sırasında hastaya herhangi bir cerrahi müdahale yapılmaz. Bu da hastanın konforunu artırır ve riski minimuma indirir.
• Yüksek Görüntü Kalitesi: Kemik yapıları ve iç organlar hakkında net ve detaylı görüntüler sunar.
• Uygun Maliyetli: Diğer görüntüleme yöntemlerine kıyasla daha düşük maliyetli bir çözümdür, bu da sağlık hizmetlerinin daha erişilebilir olmasını sağlar.
• Geniş Kullanım Alanı: Ortopedi, diş hekimliği, akciğer hastalıkları ve acil durumlarda yaygın olarak kullanılır.
Röntgen Cihazı ile İlgili Güvenlik Önlemleri
Röntgen cihazları, X ışınları kullanarak görüntüleme yaptığı için belirli güvenlik önlemlerine dikkat edilmelidir. Hastalar ve sağlık personelinin gereksiz radyasyona maruz kalmaması için röntgen cihazlarının kullanımı sırasında aşağıdaki önlemler alınır:
• Kurşun Yelek Kullanımı: Hastaların korunması için kurşun yelekler kullanılır. Bu yelekler, vücudun X ışınlarına maruz kalan bölümlerini koruyarak radyasyon riskini azaltır.
• Düşük Radyasyon Dozları: Modern röntgen cihazları, düşük dozlarda X ışını kullanarak yüksek kaliteli görüntüler elde eder. Bu da hastaların maruz kaldığı radyasyon miktarını minimuma indirir.
• Düzenli Bakım ve Kalibrasyon: Röntgen cihazlarının düzenli olarak bakımının yapılması ve kalibre edilmesi, güvenli kullanım açısından önemlidir.
Medisan Sağlık Sistemleri ve Röntgen Cihazları
Medisan Sağlık Sistemleri, sağlık kuruluşlarının ihtiyacı olan en yeni teknolojiye sahip röntgen cihazları ile hizmet vermektedir. Sağlık sektöründeki uzun yıllara dayanan tecrübemizle, güvenilir ve kaliteli röntgen cihazlarını hastaneler, klinikler ve diş hekimleri için sunuyoruz. Cihazlarımız, yüksek görüntü kalitesi sunarken düşük radyasyon seviyeleri ile güvenli kullanım sağlar.
Sonuç
Röntgen cihazları, modern tıbbın en önemli görüntüleme araçlarından biridir ve hastalıkların doğru teşhisi ve tedavisinde kritik bir rol oynar. Medisan Sağlık Sistemleri, sağlık kuruluşlarının en güncel ve güvenilir röntgen cihazlarına erişimini sağlayarak, tanı süreçlerinde etkin çözümler sunmaktadır. Daha fazla bilgi almak için röntgen cihazı önemi sayfamızı ziyaret edebilir ve ihtiyaçlarınıza uygun çözümler hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.
#röntgen cihazı#röntgen cihazları#röntgen cihazı nasıl çalışır#röntgen çalışma prensibi#medisan sağlık sistemleri
0 notes
Text
Bugün oksijen destek tedavisi işliyoruz, hoca dedi ki bir hastam vardı fotoğrafını çekememiştim içimde kaldı. Hastaya nazal kanülle oksijen veriliyor. Hasta da bir taraftan sigara içiyor. Biliyorsunuz oksijen yanıcı ve patlayıcı bir gaz, sonra hastanın yüzünde nazal kanül taktığı kısımdan itibaren yanma başlıyor, oksijen tüpünün ucuna ulaşamadan personel bağlantıyı kesiyor. Hastanın yüzünde nazal kanül şeklinde bir iz kalıyor. Çok kötü bir durum ama hocamız öyle bir üslupla anlattı ki Allah affetsin gülmeden edemedik xhxhdj
*Nazal kanül
4 notes
·
View notes
Text
Pnömotoraks
Pnömotoraks, akciğerin çevresindeki plevral boşlukta hava birikmesi sonucu akciğerin kısmen ya da tamamen sönmesi durumudur. Bu durum genellikle göğüs travmaları, akciğer hastalıkları veya spontan (kendiliğinden) olarak ortaya çıkabilir. Pnömotoraks, hastada ani başlayan göğüs ağrısı, nefes darlığı ve öksürük gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Tedavi, pnömotoraksın boyutuna ve şiddetine bağlı olarak değişir; küçük vakalar kendiliğinden düzelebilirken, büyük vakalar cerrahi müdahale gerektirebilir. Hızlı teşhis ve tedavi, hayati komplikasyonların önlenmesinde kritik öneme sahiptir.
0 notes
Text
“Ani kardiyak ölüm ve kalp krizi riskine dikkat”
Uzm. Dr. Mustafa Yaşan, ani kardiyak ölümlerin en sık nedeninin tanı konulmamış kardiyovasküler hastalıklar olduğunu vurguladı. Türkiye’de her yıl yaklaşık 70 bin kişi ani kardiyak ölüm nedeniyle hayatını kaybediyor. Çocuklarda doğuştan kalp hastalıkları, erişkinlerde ise koroner arter hastalığı bu ölümlerin başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Ani kardiyak ölüm, semptomların başlamasından sonra bir saat içinde ani bilinç kaybı ile ortaya çıkan, kardiyak nedenlere bağlı bir ölüm olarak tanımlanıyor. Dr. Yaşan, kalp krizi sırasında genellikle ilk semptomun göğüs ağrısı olduğunu ve bu ağrının diğer bölgelere yayılabileceğini belirtti. Kalp krizi geçiren hastaların acilen sağlık kuruluşuna başvurmasının kritik olduğunu ekledi. Yüksek kolesterol, hipertansiyon ve diyabet gibi risk faktörlerine dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Yaşan, düzenli hekim kontrollerinin önemine de değindi. Ayrıca, Covid aşılarının kalp hastalıkları üzerindeki olumlu etkileri üzerine yapılan araştırmalara dikkat çekti. Ani kardiyak ölümleri önlemek için toplumsal düzeyde kalp masajı eğitimleri ve acil durumlarda kullanılabilecek kardiyak şok cihazlarının yaygınlaşması gerektiğini belirtti. Bu sayede, hastaların acil servislere ulaşmadan önce hayati organlara kan akışının sürdürülmesi sağlanabilir. Read the full article
0 notes
Text
Elektronik Sigaralar: Bilmediğiniz 6 Sağlık Tehdidi!
Elektronik Sigaranın Sağlığa Zararlı Etkileri: Bilimin Gösterdiği Tehditler
Son yıllarda popülerliği hızla artan elektronik sigara, birçok kişi tarafından geleneksel sigaraya alternatif olarak görülmeye başlandı. Ancak, bu ürünlerin sağlığa etkileri konusunda dikkat çekici uyarılar var. Prof. Dr. İrfan Coşkun, Edirne'de yaptığı açıklamalarda, elektronik sigaranın ilk çıkışında bile gerçek sigaradan daha zararlı olduğunu bilimsel verilerle ortaya koymuştur.
Elektronik sigaranın zararlı etkileri çok yönlüdür ve başlıca şunlardır:
Bağımlılık: İçeriğindeki yüksek nikotin oranı, kullanıcılarda bağımlılık yaratabilir. Bu durum, uzun vadede nikotin bağımlılığına yol açma riski taşımaktadır.
Solunum Sorunları: Elektronik sigara dumanı, akciğerlere ciddi zararlar verebilir. Bu da astım gibi kronik solunum rahatsızlıklarının riskini artırır.
Akciğer Hastalıkları: Elektronik sigaralarda bulunan propilen glikol ve bitkisel gliserin gibi kimyasallar, hücreler üzerinde toksik etkiye sahip olabilir.
Göğüs Ağrısı: Kullanıcılar arasında göğüs ağrısı şikayetleri yaygındır ve bu durum, nikotin bağımlılığı ile ilişkilendirilebilir.
Ağız ve Diş Sağlığı: Elektronik sigara buharı, ağız kuruluğu, diş eti iltihabı ve diş çürümesine neden olabilir.
Kalp Hastalığı Riski: Nikotin, damar sertliğine yol açarak kalp rahatsızlıkları riskini artırabilir.
Bu maddeler ışığında, toplumda elektronik sigaranın potansiyel sağlık riskleri hakkında daha fazla farkındalık yaratılması gerekmektedir. Kullanımını düşünen bireylerin, sağlığına zarar verebilecek bu ürünlerden uzak durması önemlidir. Ayrıca, bağımlılıkla mücadele etmek isteyen bireylere, sağlık uzmanlarıyla iletişime geçerek yardım almaları önerilmektedir. Elektronik sigaranın sağlığa etkileri konusunda yapılan araştırmalar, bilinçli kararlar alınmasını gerektiriyor.
Detaylı bilgi için Medihaber adresini ziyaret edebilirsiniz.
Elektronik Sigaraların Gizli Tehlikeleri: Sağlığınızı Tehdit Ediyor!
0 notes
Text
Uzmanı açıkladı! Soğuk su içen herkesi ilgilendiriyor
Yaz aylarında vücudun sıvı ihtiyacını karşılamak için bol su içmeniz gerekir. Sıcak havalarda genellikle soğuk su daha fazla tercih ediliyor. Peki, soğuk su boğaz iltihabına yol açar mı? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, yaz sıcaklarında soğuk su içmenin boğaz iltihabına yol açmayacağını belirterek, “Tıbbi bilgilere baktığımız zaman soğuk su içmenin boğaz iltihabı yapması söz…
0 notes
Text
Pnömotoraks
Pnömotoraks, akciğerin dış yüzeyi ile göğüs duvarı arasında hava birikmesi sonucu meydana gelen bir durumdur. Bu rahatsızlık, akciğerin bir kısmının ya da tamamının çökmesine neden olabilir ve nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Genellikle travma, akciğer hastalıkları veya spontan olarak ortaya çıkabilir. Tedavi seçenekleri arasında göğüs tüpü yerleştirilmesi, cerrahi müdahale ve oksijen tedavisi bulunur. Erken teşhis ve uygun tedavi, pnömotoraksın komplikasyonlarını en aza indirmede önemlidir. Bu nedenle, belirtiler ortaya çıktığında hızlı bir şekilde tıbbi yardım almak hayati öneme sahiptir.
0 notes
Link
Giresun'da muayene için Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji kliniğine gelen Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde görevli doktor B. A., kendisiyle ilgilenmediğini öne sürerek Dr. Uğur Semiz'le tartıştı. Kendisine saldırıldığını belirten Dr. Semiz, B.A.'dan, B. A., da darbedildiğini belirterek Dr. Semiz'den şikayetçi oldu. Hastane Başhekimi olayla ilgili hukuki sürecin başlatıldığını duyurdu. "BENİMLE İLGİLENMEDİNİZ" TARTIŞMASIOlay, 30 Nisan'da kent merkezi Aksu Mahallesi'nde yer alan Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde meydana geldi. Giresun Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde görevli Dr. B.A. muayene için geldiği hastanenin üroloji kliniğinde, kendisiyle ilgilenilmediği iddiasıyla, üroloji kliniği sekreteri ve Dr. Uğur Semiz ile tartışmaya başladı.SAĞLIKTA ŞİDDET BU DEFA DOKTORLAR ARASINDA YAŞANDITartışmanın büyümesi üzerine Dr. B.A. iddiaya göre Dr. Semiz'e saldırdı. Saldırı sonrası kavga da çıkan klinikteki bazı eşyalar dağılırken, araya diğer sağlık görevlileri ile güvenlik personeli girdi. Taraftar sakinleştirilirken, darp raporu alan doktorlar birbirlerinden şikayetçi oldu.BAŞHEKİM OLAYI KINADIGiresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fazıl Kulaklı, "Hastanemiz Üroloji Kliniğinde görevli Asistan Doktorumuz Uğur Semiz'e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Saldırı hakkında hukuki süreç başlamıştır ve bu sürecin yakinen takipçisi olacağız" ifadeleriyle olayı kınadı. "NEFSİ MÜDAFAADA BULUNDUM"Doktor B.A ise, "Bir hekim olarak tedavi almaya gittim. En doğal hakkım olan sağlık hakkımdan mağdur bırakıldım. Mobing tehdit ve saldırıya uğradım ve nefsi müdafaa davranışında bulunarak olay yerinden çıktım ve tüm hukuksal haklarımı kullanacağım" dedi.Kaynak: Demirören Haber Ajansı / 3.Sayfa
0 notes