#Elazığ'dan
Explore tagged Tumblr posts
Link
#(THY)#100#13#Adana#amacıyla#belirlediğini#biletinizHaberleri#bölgelerinden#bölgesindeki#çalışmaları#dahil#deprem#depremden#desteklemek#Diyarbakır#duyurdu.#Elazığ'dan#görüntüleSon#görüntüler!#HABER:#haberler!#Hava#İstanbul'a#kadar#kahramanmaraş#korkunç#olarak#sabit#Şanlıurfa#sarsan
1 note
·
View note
Text
Elazığ'dan,
Dünya 🌍 Ülkelerine domates 🍅 ihracatı...
🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅🍅👇👇👇
Elazığ'da 3 bin dönüm alana ekilen ve bu sene
20 bin ton rekolte beklenen domateste hasat başladı.
Yaklaşık 600 işçinin çalıştığı tarlalardan toplanan domatesler, güneş altında kurutulduktan sonra başta ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor.
Elazığ'a 15 kilometre uzaklıkta bulunan Alatarla köyünde 3 bin dönüm alana domates eken Mehmet Salih Kıran ve Erhan Arıkboğan yaklaşık 600 işçiyle hasada devam ediyor.
İşçiler tarafından bin bir emekle toplanan domatesler, ilk olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu olmak üzere tüm ülke pazarında yer alıyor. İç piyasanın yanı sıra toplanan domatesler makine yardımı ile ikiye bölünüyor ve tuzlanarak güneş altında kurumaya bırakılıyor.
Kurutulan domatesler ise başta ABD ve Rusya olmak üzere birçok ülkeye ihraç ediliyor. Tarlaların ucu bucağı gözükmezken, bu sene ortalama 20 bin ton rekolte bekleniyor.
Elazığ'dan dünyaya açılıyor
3 bin dönüme domates ektiklerini aktaran Erhan Arıkboğan, ''Burada sezon sonunda Allah'ın izniyle 20 bin ton civarında hasılat bekliyoruz. Burada ürettiğimiz domatesleri yurt içi ve yurt dışına gönderiyoruz.
Amerika ve Rusya başta olmak üzere yurtdışına ihracatını sağlıyoruz. Buradan giden domatesler sofraları süslüyor. İnşallah beklediğimiz rekolteyi alırız. 4 aydır buradayız. Domatesi ekerken burada 100 kişi çalışıyorduk ama şuan da 600 kişiye yükseldik. Burada herkes ekmeğinin peşinde. 20 bin ton kolay bir rakam değil. Burada günlük olarak 3-4 tır malzeme gönderiyoruz.
Bu sene beklentimiz iyiydi inşallah önümüzdeki yıl daha iyi olur. İşçilerimiz tarladan topladığı domatesleri araçlarla buraya getiriyor. Makinemize yüklediğimiz domateslerimizi kesilerek buraya seriliyor.
Serilen domateslere tuz eklendikten sonra kurutmaya bırakılıyor.
Kurutulan paketlerimizi de yurt dışına gönderiyoruz” dedi...
*****
Haber ve Fotoğraflar:ALINTIDIR...
#elazığ#domates#ihracat#rusian#usa#türkiye#doğa#travel photography#travel destinations#travel#manzara#view#natural#europe#africa#Spotify
90 notes
·
View notes
Text
Elazighaber23 - Silver
Elazığ haber sunan Elazighaber23 haber sitesi, Elazığ ve çevresinde yaşayan vatandaşlar için önemli bir bilgi kaynağıdır. Politikadan spora ve kültüre kadar şehirde ve çevresinde meydana gelen tüm önemli olayları kapsar. Ayrıca yerel işletmeler, restoranlar ve diğer ilgi çekici yerler hakkında güncellemeler sağlar. Elazığ'dan siyaset, ekonomi, kültür ve daha fazlası dahil olmak üzere en son haberlere ve güncellemelere genel bir bakış sağlamaktayız. Bu dinamik şehir hakkında en son bilgileri almak için bizi izlemeye devam edin.
229 notes
·
View notes
Text
Şu an Elazığ'dan(depremden dolayı geldik) bilmem kaçıncı kez memleketim Malatya'ya gidiyorum akşama dönecegim
Alışamıyorum,orayı her gördükçe başımda ağrılarla dönüyorum,orda kalmak istiyorum.
Malatya da ki evimi gördüğümde,çocukluğumun geçtiği mahalleyi,caddeyi gördüğümde,okulumu gördüğümde,kaybettiklerimin enkazını gördüğümde gözümde yaşla dönüyorum.
Çok yorulduk hala çadırda,konteynerde kalanlar var.5 ay olmuş hala cesetler çıkıyor.
09.07.2023
14.05
4 notes
·
View notes
Text
Vali Hatipoğlu: 'Ülkemize dönük saldırıların sinemizde darmadağın olacağını Elazığ'dan haykırıyorum'
0 notes
Text
Elazığ Ak Partide İlk Kongre O ilçelerde Olacak..
AK Parti Elazığ İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, Elazığ'da gerçekleştirilecek ilçe ve belde kongrelerinin tarihlerini açıkladı. Yıldırım, kongrenin ilk gün heyecanlandığını belirterek, tüm bölüm boyunca bu sürece katılmaya davet etti. Başkan Yıldırım yaptığı açıklamada, geniş katılımlı bir istişare sürecinin ardından kongrelere başlayacaklarını belirtti. Kongrelerin ilk olarak Yazıkonak, Yurtbaşı ve Akçakiraz beldelerinde yapılacağı, 26 Ekim'de ise Karakoçan ilçesinde yapılan kongre ile ilçe kongrelerinin desteklediğini duyurdu. Yıldırım, açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Davamıza sadık, azim dolu teşkilat Üyelerimizle büyük kongremize Elazığ'dan en güzel şekilde hazırlanacağız. Liderimiz Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden Genel Başkan olarak büyümeye devam edeceğiz. Kongrelerimizin teşkilatlarımıza ve partimizin hayırlı olmasını diliyoruz. Davamıza gönül veren tüm organizasyonlarımıza katılmaya davet ediyorum." Read the full article
0 notes
Note
Ya ne güzel
Sen sanırım Elazığ'dan daha kötü bir şehirdesin. Güzel dediğine göre xokwdokwodo
1 note
·
View note
Text
TABİAT ANA…
Yıllar önceydi.
Gençtik, damarlarımızda akan kan değil ateşti.
Devrim kapıdaydı.
Şunun şurasında ne kalmıştı ki, devrime. Az biraz daha dişimizi sıksak, biraz daha kararlı olsak, çalışsak…
Gururlu ve inançlıydık.
İş, ekmek ve özgürlük mücadelesinin bayrağını sömürücülerin, zalimlerin burçlarına dikecektik.
Güzel günlerdi…
Arkadaşlarımdan biri beni köyüne davet etmişti.
Fakir bir dağ köyüydü.
Ne doğru dürüst ekilecek toprağı, ne ormanı, ne de suyu vardı. Tanrı’nın bile unuttuğu Anadolu’nun kaderine terk edilmiş binlerce köyden biriydi.
Köye gidecek, köylülerle tanışacak, onlara sosyalizmi, sömürüyü, emeğin ne kadar yüce olduğunu vs anlatacaktık.
Arkadaşım:
“Sen bilgilisin, iyi de konuşuyorsun, buyur gel bizim köye, anlat, köylüler aydınlansın, onları da bu mücadeleye katalım” demişti.
Sıcak bir Temmuz günü öğlen yola çıktık.
Köye vardığımızda akşam olmak üzereydi.
Tanışma faslı, çay-ayran ikramı derken akşam oldu.
Akşam yemeğinden sonra köylüler bulunduğumuz odayı doldurdular.
Köyde elektirik yoktu.
Beş numara iki gaz lambasının ışığı altında nutka başladım.
Demokrasi dedim.
İnsan hakları, adalet, artı-değer, sömürü…
Zalim, mazlum…
Herkes yeteneğine göre çalışacak, ihtiyacına göre alacaktı sosyalizmde.
Zengin-fakir olmayacaktı.
Herkes eşit ve özgür olacaktı…
Ne varsa dağarcığımda boşalttım.
Okuduğum kitaplardan aklımda ne kaldıysa, büyük bir ciddiyetle, belagat sanatının bütün inceliklerini göstererek esaslı bir nutuk çektim.
Daha doğrusu ben “esaslı” olduğunu sanıyordum.
Kendimi, kitaplardan fırlamış bir roman kahramanı gibi görüyordum.
Onlar, kurtarıcı bekleyen zavallı köylülerdi.
Kurtarıcı gelmişti işte.
Atı, kılıcı ve pelerini yoktu Zoro’nun ama işte kanlı-canlı karşılarındaydı. Onları kurtarmaya çalışıyordu.
Köylüler hiç tepki vermeden, önlerine bakarak beni sükûnet içinde dinlediler.
Camide hocanın vaazını dinleyen müminler gibi sessizce ve huşu içindeydiler.
Belki de, propaganda için köye gelen ucuz bir kasaba politikacısını dinler gibi. “Sen anlat efendi, biz neyin ne olduğunu biliyoruz” der gibi…
Biri hariç.
O diğerlerinden farklıydı.
Niçin farklıydı bilmiyorum.
Belki dinlerken diğerleri gibi gözlerini kaçırmamasından, belki gülümser gibi bakmasından, belki de başka bir şeyden…
Üstü-başı, tipi, görünüşü diğerlerinden farklı değildi.
Diğerlerinden biraz daha yaşlı gösteriyordu o kadar. Geniş bir alnı vardı, gözleri derin bakıyordu. Yüzündeki çizgiler daha derindi.
Ama farklıydı...
Hissiyatım buydu.
Farklıydı.
Konuşma boyunca ne bir soru soruldu, ne konuşmaya müdahale edildi.
Çıt çıkmadı.
Neredeyse iki saat kendim söyledim kendim dinledim.
Anlatacak başka bir şey kalmayınca, konuşmanın sona erdiğini belli edercesine, “işte böyle” dedim ve sustum.
Uzun bir sessizlik oldu.
Ben şaşkın köylüler sakin birbirimize bakıyorduk.
İstiyordum ki soru sorsunlar, bu müthiş nutku beğendiklerini gösteren bir işaret versinler…
Hiçbir şey olmadı.
Sessizlik uzadı.
Ölü evi gibiydi.
Kendimi çok çaresiz hissettim o an.
Havası sönmüş bir balon gibiydim.
Gözlerimi “farklı” olan kişiye sabitledim. “İmdat” diyordum, “kurtar beni.”
Anladı, anlamadı adam ayağa kalktı.
Köylülere, ağır bir ses tonuyla mealen şöyle dedi:
“Yani bu delikanlı diyor ki, ne zaman insanın insanla mücadelesi biter, o zaman insanlık kurtulur. Esas mücadele insanın insanla mücadelesi değil, tabiatla mücadelesidir; tabiatla uyum halinde, barış içinde yaşamak nihai hedeftir…”
Benim 2 saatte anlatmak istediğimi bir cümlede özetledi.
Bu hayatımın “dersi” oldu.
Çok konuşmanın, okumanın değil, idrak etmenin daha önemli olduğunu o gün anladım.
Bunu hiç unutmadım.
Arkadaşım, bu adamın uzun yıllar hapis yattığını, Bursa cezaevinde Nazım Hikmet’le aynı koğuşta kaldığını söyledi.
Nazım’ın tedrisatından geçmiş az sayıda isimsizden biriydi…
*
O isimsizin uyum içinde yaşamamız gerektiğini söylediği tabiat ana her fırsatta bize haykırıyor, bizi uyarıyor.
“Duy ey insanoğlu, idrak et” diyor…
Dün bir kez daha haykırdı Elazığ'dan.
Ey insanoğlu,
Ben, hava, su, toprak ve ateşim; bunlardan türeyen milyonlarca elementim.
Sen 40 bin yaşındasın, ben 14 milyar yaşında.
Atan Âdem daha dünkü çocuk benim yanımda.
Yaşaman için her şey verdim sana.
Nefes alman için hava, içmek için su, yürümek için, toprak, ısınmak için ateş…
Bunları doğru kullanmak için akıl…
Havamı kirletme, zehir saçarım.
Yolumu kesme, sel olur yıkar, dağıtır, boğarım.
Toprağıma yaptığın binaları usulüne uygun yap, demirden, çimentodan çalma, deprem olur yıkarım.
Ateşime saygılı davran, tedbirli ol, yangın olur yakarım…
Hülasa benimle iyi geçin.
Bana saygı duy.
Kurallarıma uy.
Yoksa sana hayat hakkı tanımam…
Biz ne yapıyoruz?
Bu yaşanası, bu ölümlü dünyada birbirimizi düşman görüyor, “sen Kürt’sün, sen, Türk’sün, Müslümansın, değilsin, Alevi’sin, Sünni’sin”, diyerek ayrıştırıyoruz.
Karbon salarak küresel iklim krizine yol açıyoruz.
Dere yataklarına bina yapıyor, zehirli atıklarla akarsuları, denizi kirletiyoruz.
Daha fazla kar için demirden, çimentodan çalıyor, çürük binalar yapıyoruz.
Ormanları kesiyor, erezyona yol açıyoruz…
Doğayla uyum içinde değil, onun yasalarına karşı gelerek bir hayat yaşamaya çalışıyoruz.
Cennetimizi cehenneme çeviriyoruz.
Ders alınır mı bilinmez ama doğa bağırıyor:
"İstanbul depremi yakında, hırsı, kibri bırak!
Bırak kanal İstanbul’u, çürük binalara bak…”
Muktedir cevap veriyor.
"İsteseniz de, istemeseniz de yapacağım. Madem oy verdiniz, at ta benim, avrat da, silah da.; İstanbul'da benim, köşk de, saray da, içindekileriyle birlikte Türkiye'de..."
Kıçıyla gülerek bakıyor bize tabiat.
Ve acıyarak bakıyor hayat...
Geçmiş olsun, Elazığ,
Geçmiş olsun Malatya,
Geçmiş olsun, ülkem, vatanım, toprağım, insanım…
İyi Pazarlar…
Mirza ARABACI 🖌️ 💖
8 notes
·
View notes
Text
0 notes
Link
Bitlis'in Tatvan ilçesinde helikopterin kaza kırıma uğraması sonucu şehit düşen aralarında 8. Kolordu Komutanı Korgeneral Osman Erbaş'ın da bulunduğu 11 askerin naaşı, törenle Elazığ'dan Ankara'ya uğurlandı.
0 notes
Text
Elazığ’dan Milli Teknoloji Hamlesi:
İpek Yolu Uluslararası Çocuk ve Gençlik Çalışmaları Merkezi'nin bünyesinde faaliyet gösteren İpek Yolu Roket Takımı, bir yılı aşkın süredir yürüttüğü Ar-Ge çalışmaları sonucunda geliştirdiği "SkyLogic" adlı uçuş kontrol kartını (aviyonik kart) seri üretime geçirerek ROKETSAN'a teslim etti. Bu önemli gelişme ile Elazığ'dan milli teknoloji hamlesine bir katkı daha sunulmuş oldu.
Geçtiğimiz üç yıl içerisinde TEKNOFEST'te 5 ödül kazanarak adından sıkça söz ettiren İpek Yolu Roket Takımı, bu başarısını SkyLogic ile perçinledi. Mart ayında ROKETSAN'ın Ankara tesislerinde yapılan testleri başarıyla tamamlayan SkyLogic, Ticari Uçuş Kontrol Bilgisayarları listesine adını yazdırdı. Sivil Havacılık Sektöründe kullanılması zorunlu olan Uçuş Kontrol Kartı'nı (aviyonik kart) üreten İpek Yolu Roket Takımı, bu alanda önemli bir ilke imza attı. Dünyada sadece 8 firma tarafından üretilen bu kartı üreterek ülkemizi bu alanda ilk 9 arasına taşıyan takım, Elazığ'dan milli gurur kaynağı oldu.Seri üretime geçirilen SkyLogic ile ilgili yapılan görüşmeler sonucunda, ROKETSAN tarafından TEKNOFEST'te yarışacak takımlara yerli ve milli kartın dağıtılması kararı alındı. Bu kapsamda İpek Yolu Uluslararası Çocuk ve Gençlik Çalışmaları Merkezi tarafından üretilen 42 adet aviyonik kart, 11 Temmuz 2024 tarihinde Roketsan'a teslim edildi.
Elazığ'dan Milli Teknolojiye Katkı: ROKETSAN'ın Ankara Elmadağ yerleşkesinde gerçekleştirilen teslim törenine Elazığ İl Özel İdaresi adına Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Murat Okubay, İpek Yolu Gençlik Vakfı adına Hakan Karabulut ve İpek Yolu Roket Takımı adına Sefa Serkan Karagedik ve Muhammed Mustafa Palta katıldı. SkyLogic ile Milli Uçuş: ROKETSAN tarafından TEKNOFEST'te yarışacak takımlara dağıtılacak olan SkyLogic uçuş kontrol kartı sayesinde toplam 42 takım, TEKNOFEST yarışmalarına SkyLogic adı ve İpek Yolu imzasıyla katılarak yerli ve milli kartımızın ülke semalarında kullanımını sağlayacak. İpek Yolu Roket Takımı'nın SkyLogic başarısı, milli teknoloji hamlesi yolunda önemli bir adım teşkil ediyor. Elazığ'dan çıkan bu inovasyon, ülkemizin havacılık sektörüne önemli katkılar sunmaya devam edecek. Read the full article
0 notes
Link
Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, dünyanın en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST 2021'e Elazığ'dan katılacak gençlere başarı temennisinde bulunarak
0 notes
Photo
Elazığ'dan 98 milyon liralık alabalık ihracatı https://balikhaber.com/haber/elazigdan-98-milyon-liralik-alabalik-ihracati-299 (Balik TV) https://www.instagram.com/p/CKvUDeplzww/?igshid=epjafye94lex
0 notes
Text
1 note
·
View note