#Balık ve Deniz Ürünleri
Explore tagged Tumblr posts
Text
. ÇOK ÖNEMLİ BİR TESPİT
Neden
Japonya'daki çocuklara
kahvaltı da
çok yumurta yediriyorlar?
Dikkatli okuyunuz...
Osmanlı Devleti'nin
son 200 yılı dahil olmak üzere
Türkiye Cumhuriyeti'nin
gıda politikasını
Emperyalistler
dizayn ettiğinden beri
zihinsel olarak
sağlam bir gençlik
maalesef yetişmiyor.
Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık.
Japonya'da
çocuklara 7 yaşından itibaren
kahvaltı saati en az
2 yumurta yediriyorlar.
Ekmek genellikle yok
varsa da çok az.
Her akşam ise
kesinlikle sofrada
deniz ürünü
yani balık kesin oluyor.
Japonya ve Güney Kore'de
ceviz ithalatı son 50 yılda
%140 artmis.
Çocuklara durmadan
ceviz yediriyorlar.
Günde en fazla
iki öğün yemek yiyorlar.
Tamamen
protein odaklı bir beslenme var...
ABD'de
teknolojik üretimin merkezi
"Silikon Vadisi'nin" nasıl
beslendiklerini anlattılar,
şok oldum.
1950'lerdeki Alman Devleti'nin
gıda politikasını araştırın.
Güney Kore'de
Japonya'yı örnek almaya başladı.
Bu ülkeler
resmen çocuklara
nasıl beslenmesi gerektiğini
öğretiyor, dayatıyor..
Şeker, ekmek
(Tam buğday, kepek farketmez)
odaklı beslenme
beyin hücrelerini öldürüyor,
beyin gelişimini mahvediyor.
Marketlerdeki
karbonhidratlı paketli ürünler
tamamen operasyon aracı olmuş.
ABD halkı da
gerizekalı, obezite olmuş.
Çünkü aynı beslenmenin
esiri olmuşlar.
Sadece Beyin Göçü ile
farkı kapatıyor yada
özel olarak seçtikleri bireylerin
beslenmesine önem veriyorlar.
Buradan net olarak söylüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti'nde
milli bir gıda politikası olmadan
kalkınma imkansızdır
Türkiye'de
protein bazlı ürünler pahalı iken
karbonhidratlı ürünler
neden daha ucuz?
En büyük
protein bazlı ürün olan
kuzu etini
Turkiye'de kaç kişi yiyebiliyor?
Hayvancılık neden bitirildi?
Asıl milli mesele budur.
Beka sorunu budur.
Matematik zekası olmayan,
kod yazmasını bilmeyen
gençliğin olduğu ülke
yazılımda ilerleyemez.
Yapay zeka
maalesef geliştiremez..
Anne, babalara sesleniyorum. Çocuklarınızdan
şekerli ürünleri,
ekmeği uzak tutun.
Bu ülkeye yazık etmeyin.
Şahsen denedim.
1 aydır ekmek,
şeker yemiyorum,
acıkmamaya başladım.
6 kg verdim.
Geçen gün test ettim.
Bir kitapta bir sayfayı
32 saniyede okuyup anlarken
şimdi 21 saniye de
okuyup anlamaya başladım.
Bu tesadüf olamaz!
(Prof. Sami Ateş)
8 notes
·
View notes
Text
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ BİR TESPİT
Neden Japonya'daki çocuklara kahvaltıda çok yumurta yediriyorlar?
Dikkatli okuyunuz...
Osmanlı Devleti'nin son 200 yılı dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin gıda politikasını Emperyalistler dizayn ettiğinden beri zihinsel olarak sağlam bir gençlik maalesef yetişmiyor. Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık.
Japonya'da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltı saati en az 2 yumurta yediriyorlar. Ekmek genellikle yok varsa da çok az. Her akşam ise kesinlikle sofrada deniz ürünü yani balık kesin oluyor. Japonya ve Güney Kore'de ceviz ithalatı son 50 yılda %140 artmis. Çocuklara durmadan ceviz yediriyorlar. Günde en fazla iki öğün yemek yiyorlar. Tamamen protein odaklı bir beslenme var...
ABD'de teknolojik üretimin merkezi "Silikon Vadisi'nin" nasıl beslendiklerini anlattılar, şok oldum. 1950'lerdeki Alman Devleti'nin gıda politikasını araştırın. Güney Kore'de Japonya'yi örnek almaya başladı. Bu ülkeler resmen çocuklara nasıl beslenmesi gerektiğini öğretiyor, dayatıyor..
Şeker, ekmek(Tam buğday, kepek farketmez) odaklı beslenme beyin hücrelerini öldürüyor, beyin gelişimini mahvediyor. Marketlerdeki karbonhidratlı paketli ürünler tamamen operasyon aracı olmuş.
ABD halkı da da gerizekalı, obezite olmuş. Çünkü aynı beslenmenin esiri olmuşlar. Sadece Beyin Göçü ile farkı kapatıyor yada özel olarak seçtikleri bireylerin beslenmesine önem veriyorlar.
Buradan net olarak söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde milli bir gıda politikası olmadan kalkınma imkansızdır
Türkiye'de protein bazlı ürünler pahalı iken karbonhidratlı ürünler neden daha ucuz? En büyük protein bazlı ürün olan kuzu etini Turkiye'de kaç kişi yiyebiliyor? Hayvancılık neden bitirildi? Asıl milli mesele budur. Beka sorunu budur.
Matematik zekası olmayan, kod yazmasını bilmeyen gençliğin olduğu ülke yazılımda ilerleyemez. Yapay zeka maalesef geliştiremez..
Anne, babalara sesleniyorum. Çocuklarınızdan şekerli ürünleri, ekmeği uzak tutun. Bu ülkeye yazık etmeyin.
Şahsen denedim. 1 aydır ekmek, şeker yemiyorum, acıkmamaya başladım. 6 kg verdim. Geçen gün test ettim. Bir kitapta bir sayfayı 32 saniyede okuyup anlarken şimdi
21 saniye de okuyup anlamaya başladım.
Bu tesadüf olamaz!
(Prof. Sami Ateş)
2 notes
·
View notes
Text
ÇOK ÇOK ÖNEMLİ BİR TESPİT
Neden Japonya'daki çocuklara kahvaltıda çok yumurta yediriyorlar?
Dikkatli okuyunuz...
Osmanlı Devleti'nin son 200 yılı dahil olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'nin gıda politikasını Emperyalistler dizayn ettiğinden beri zihinsel olarak sağlam bir gençlik maalesef yetişmiyor. Asıl sorunun kaynağına hiç inmedik, tartışmadık.
Japonya'da çocuklara 7 yaşından itibaren kahvaltı saati en az 2 yumurta yediriyorlar. Ekmek genellikle yok varsa da çok az. Her akşam ise kesinlikle sofrada deniz ürünü yani balık kesin oluyor. Japonya ve Güney Kore'de ceviz ithalatı son 50 yılda %140 artmis. Çocuklara durmadan ceviz yediriyorlar. Günde en fazla iki öğün yemek yiyorlar. Tamamen protein odaklı bir beslenme var...
ABD'de teknolojik üretimin merkezi "Silikon Vadisi'nin" nasıl beslendiklerini anlattılar, şok oldum. 1950'lerdeki Alman Devleti'nin gıda politikasını araştırın. Güney Kore'de Japonya'yi örnek almaya başladı. Bu ülkeler resmen çocuklara nasıl beslenmesi gerektiğini öğretiyor, dayatıyor..
Şeker, ekmek(Tam buğday, kepek farketmez) odaklı beslenme beyin hücrelerini öldürüyor, beyin gelişimini mahvediyor. Marketlerdeki karbonhidratlı paketli ürünler tamamen operasyon aracı olmuş.
ABD halkı da da gerizekalı, obezite olmuş. Çünkü aynı beslenmenin esiri olmuşlar. Sadece Beyin Göçü ile farkı kapatıyor yada özel olarak seçtikleri bireylerin beslenmesine önem veriyorlar.
Buradan net olarak söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nde milli bir gıda politikası olmadan kalkınma imkansızdır
Türkiye'de protein bazlı ürünler pahalı iken karbonhidratlı ürünler neden daha ucuz? En büyük protein bazlı ürün olan kuzu etini Turkiye'de kaç kişi yiyebiliyor? Hayvancılık neden bitirildi? Asıl milli mesele budur. Beka sorunu budur.
Matematik zekası olmayan, kod yazmasını bilmeyen gençliğin olduğu ülke yazılımda ilerleyemez. Yapay zeka maalesef geliştiremez..
Anne, babalara sesleniyorum. Çocuklarınızdan şekerli ürünleri, ekmeği uzak tutun. Bu ülkeye yazık etmeyin.
Şahsen denedim. 1 aydır ekmek, şeker yemiyorum, acıkmamaya başladım. 6 kg verdim. Geçen gün test ettim. Bir kitapta bir sayfayı 32 saniyede okuyup anlarken şimdi
21 saniye de okuyup anlamaya başladım.
Bu tesadüf olamaz!
(Prof. Sami Ateş)
4 notes
·
View notes
Text
Dikkat! “Az miktardan bir şey olmaz” demeyin!
https://pazaryerigundem.com/haber/200774/dikkat-az-miktardan-bir-sey-olmaz-demeyin/
Dikkat! “Az miktardan bir şey olmaz” demeyin!
Çağımızın önemli bir sorunu olan besin alerjisi son yıllarda çocuklarda daha yaygın görülüyor. Yapılan araştırmalar; çocuklarda besin alerjisinin son 20 yıl içinde 2-3 kat arttığını gösteriyor.
İSTANBUL (İGFA) – Dünyada ve ülkemizde her 100 çocuktan yaklaşık 8’inde besin alerjisi oluştuğu belirtiliyor. Özellikle gelişmiş ülkelerde şehirleşme, hareketsiz yaşam gibi yaşam tarzındaki değişiklikler, hava kirliliği, kimyasal maruziyet gibi çevresel faktörler, çocukların mikroorganizmalar ile yeterince temas etmemesi, cilt veya bağırsak gibi koruyucu yapıların zarar görmesi ve beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, çocuklarda gelişen besin alerjisinin temel nedenlerini oluşturuyor. Çocuk Alerjisi Uzmanı Dr. Ezgi Topyıldız, bağışıklık ve sindirim sistemi henüz tam olarak olgunlaşmadığı için besin alerjisine en sık bebeklik ve erken çocukluk dönemi olan ilk 3 yaşta rastlandığına dikkat çekerek, “Besin alerjisi çocuğun beslenmesini kısıtlayarak büyüme ile gelişmeyi olumsuz etkileyebiliyor ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açabiliyor, dahası nefes darlığı gibi ciddi reaksiyonlar oluşturabiliyor. Bu nedenle çocuğunda besin alerjisi olduğunu düşünen ebeveynlerin hemen bir çocuk alerji hekimine başvurmaları gerekiyor. Besin alerjisi ebeveynleri çok kaygılandırsa da aslında doğru tanı, güvenli bir diyet ve acil durum hazırlığıyla çocukların sağlıklı bir yaşam sürmeleri sağlanabiliyor” diyor.
Alerjiye neden olan 170’ten fazla besin tanımlanmış!
Günümüze kadar, besin alerjisine neden olabilen 170’ten fazla besin tanımlanmış. Çocuk Alerjisi Uzmanı Dr. Ezgi Topyıldız, ancak bu besinlerin sadece bazılarının yaygın olarak alerjiye yol açtığını belirterek, “Çocuklarda en sık alerjiye neden olan besinler; inek sütü, yumurta, soya, buğday, yer fıstığı, kuruyemişler, balık ve kabuklu deniz ürünleridir. Bunlar arasında yer fıstığı ve kabuklu deniz ürünleri daha ciddi reaksiyonlar oluşturabiliyor” bilgisini veriyor.
Sadece koklamak bile yeterli gelebiliyor!
Bazı besin alerjileri ilerleyen yaşla birlikte kaybolabiliyor. Özellikle süt, yumurta ve buğday alerjisi olan çocukların önemli bir kısmında bu alerjenler gerileme eğiliminde oluyor. Bununla birlikte yer fıstığı, kuruyemiş, balık ve kabuklu deniz ürünleri gibi besinlere karşı olan alerjiler yaşam boyu devam edebiliyor. Besin alerjisi oluşması için her zaman besinin yenmesi gerekmiyor. Bazı durumlarda besinin kokusunu solumak veya deriye temas etmesi de alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor.
TEDAVİDE 5 KRİTİK KURAL!
Besin alerjisinin tedavisinde en temel hedef, çocuğun güvenliğini sağlamak ve yaşam kalitesini artırmak. Çocuk Alerjisi Uzmanı Dr. Ezgi Topyıldız, besin alerjisinin tedavisinde 5 kritik kuralı şöyle özetliyor:
Alerjen besinin diyetten çıkarılması
Alerjiye neden olan besin veya besinler diyetten tamamen çıkarılıyor. Ebeveynlere etiket okuma alışkanlığı kazandırılıyor ve besinlerin gizli kaynakları hakkında bilgi veriliyor. Çocuğa, yaşına uygun şekilde, hangi besinlerden kaçınması gerektiği anlatılıyor.
Beslenme ve takviye planı
Alerjen besinin diyetten çıkarılmasıyla gelişebilecek besin eksikliklerini önlemek amacıyla çocuğa özel beslenme planı oluşturuluyor. Örneğin, süt alerjisi olan çocuklarda kalsiyum ve D vitamini takviyeleri gerekebiliyor.
Acil durum yönetimi
Ciddi reaksiyon riski taşıyan çocuklar için adrenalin oto-enjektörleri reçete ediliyor. Aileler, bakıcılar ve okuldaki yetkililer çocuğun besin alerjisi konusunda bilgilendiriliyor ve acil durumlarda nasıl müdahale edileceği öğretiliyor.
Oral immünoterapi (OIT)
Tercihen 4 yaş üzerinde, besin alerjisi gerilememiş olan çocuklarda, doktor kontrolünde, düşük dozlarla başlanarak, alerjen besinin toleransının artırılması hedefleniyor. Dr. Ezgi Topyıldız, bu sayede bağışıklık sisteminin zamanla alerjen besini “tanımaya” başladığını ve tepkilerini azalttığını belirterek, “Bu yöntemle, özellikle yer fıstığı, süt ve yumurta gibi yaygın alerjenlere karşı kazara maruziyet durumunda oluşabilecek hayati tehlikenin azaltılması sağlanıyor. Yöntem sayesinde çocuk ve ailesinin günlük yaşam kalitesi önemli ölçüde artıyor” diyor.
Düzenli takip
Besin alerjisi zamanla kaybolabildiği için çocuğun düzenli olarak çocuk alerjisi uzmanı tarafından takip edilmesi gerekiyor.
0 notes
Text
En Yüksek Biyolojik Değere Sahip Protein Kaynakları
Proteinde Yüksek Biyolojik Değer Nedir ?
Proteinler, vücudumuzun temel yapı taşlarıdır. Yüksek biyolojik değere sahip protein kaynakları, vücut tarafından daha verimli kullanılır ve tüm esansiyel amino asitleri içerir. İşte bu protein kaynaklarını daha yakından inceleyelim. Yumurta: Mükemmel Protein Kaynağı - Biyolojik Değer (BV): 100 - Yumurta, referans protein olarak kabul edilir ve vücut tarafından neredeyse tamamen sindirilip kullanılabilir. - Özellikle yumurta beyazı, saf protein içeriği ile öne çıkar. Kas gelişimi ve genel sağlık için idealdir. Whey Proteini (Peynir Altı Suyu Proteini) - Biyolojik Değer (BV): 104-110 - En yüksek biyolojik değere sahip protein kaynaklarından biridir. - Hızlı sindirimi ve kas onarımını destekleyici özelliğiyle sporcular arasında popülerdir. Süt ve Süt Ürünleri - Biyolojik Değer (BV): 85-95 - Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünleri, tüm esansiyel amino asitleri içerir. - Süt proteininin iki ana bileşeni olan kazein ve whey, sindirimi yavaş ve hızlı olan proteinler sunar. Bu, kas onarımı ve uzun süreli protein ihtiyacını karşılar. Et ve Kümes Hayvanları - Biyolojik Değer (BV): 80-92 - Kırmızı et, protein, demir ve B12 vitamini açısından zengindir. - Tavuk ve hindi eti, düşük yağ içeriği ve yüksek protein kalitesiyle dikkat çeker. Balık ve Deniz Ürünleri - Biyolojik Değer (BV): 80-91 - Somon, ton balığı ve morina gibi balıklar, yüksek kaliteli protein ve Omega-3 yağ asitleri sunar. - Sindirimi kolay olduğu için vücut tarafından hızlıca kullanılabilir. Soya Proteini - Biyolojik Değer (BV): 74-84 - Bitkisel proteinler arasında biyolojik değeri en yüksek olanlardan biridir. - Vegan ve vejetaryen diyetler için ideal bir alternatif sunar. Baklagil ve Tahıl Kombinasyonları - Biyolojik Değer (BV): 70-85 (kombinasyon durumunda) - Mercimek ve bulgur veya nohut ve pirinç gibi kombinasyonlar, esansiyel amino asit dengesini sağlar. - Tek başına baklagillerin biyolojik değeri daha düşüktür, ancak tahıllarla birleştirildiğinde bu değer artar. Karides ve Yumuşakçalar - Biyolojik Değer (BV): 80-85 - Karides ve diğer deniz ürünleri, düşük kalorili ve yüksek protein içeriği ile dikkat çeker. - Kas gelişimini destekler ve kolay sindirilir.
Biyolojik Değere Göre Protein Kaynaklarının Sıralaması
Protein Kaynağı Biyolojik Değer (BV) Whey Proteini 104-110 Yumurta 100 Süt ve Süt Ürünleri 85-95 Et ve Kümes Hayvanları 80-92 Balık ve Deniz Ürünleri 80-91 Soya Proteini 74-84 Baklagil ve Tahıl Kombinasyonu 70-85 Karides ve Yumuşakçalar 80-85 En yüksek biyolojik değere sahip protein kaynakları, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm esansiyel amino asitleri sağlar. Yumurta, whey proteini, süt ürünleri, balık ve et gibi kaynaklar ilk sıralarda yer alırken, soya proteini ve tahıl-baklagil kombinasyonları, bitkisel beslenmeyi tercih edenler için mükemmel bir alternatif sunar. Bu proteinleri dengeli bir şekilde tüketmek, kas gelişimi, enerji üretimi ve genel sağlığı desteklemek için önemlidir. Yüksek Protein Kaynaklarının Besin Değerleri Protein Kaynağı Kalori (100g) Protein (g) Yağ (g) Karbonhidrat (g) Yumurta 155 13 11 1.1 Tavuk Göğsü 165 31 3.6 0 Somon 208 20 13 0 Soya Proteini 336 36 1.2 30 Mercimek + Bulgur 198 9 0.8 35 Read the full article
0 notes
Text
Krallığını Yeniden Kurdu! Bu Yıl Tahtını Geri Aldı...
İstanbul’un Su Ürünleri Pazarı: Gürpınar Su Ürünleri Hali İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) verilerine göre, Gürpınar Su Ürünleri Hali, Türkiye’nin en büyük ve en işlek su ürünleri pazarlarından biridir. Her yıl, çeşitli balık ve deniz ürünleri ile dolup taşan bu hal, hem yerel halkın hem de restoranların tedarik ihtiyacını karşılamaktadır. 2023 yılında hal, toplamda 54 bin 319 ton su…
0 notes
Text
Deniz Ürünleri Pilavı Tarifi: Şık ve Doyurucu Bir Yemek
New Post has been published on https://nepisirsek.net/deniz-urunleri-pilavi-tarifi-sik-ve-doyurucu-bir-yemek/
Deniz Ürünleri Pilavı Tarifi: Şık ve Doyurucu Bir Yemek
Deniz Ürünleri Pilavı İçin Malzeme Seçimi ve Hazırlık Aşamaları
Giriş
Deniz ürünleri pilavı, denizlerin taze lezzetlerini bir araya getiren, şık ve doyurucu bir yemektir. Özellikle özel davetlerde, misafirlerinizi etkilemek için harika bir seçenek olarak öne çıkar. Bu yemek, hem görsel olarak etkileyici hem de damak tadına hitap eden bir lezzet sunar. İçinde barındırdığı deniz ürünleri, pilavın zenginliğini artırırken, baharatlar ve sebzelerle de muhteşem bir uyum sağlar. Bu yazıda, deniz ürünleri pilavı için gerekli malzemeleri, hazırlık aşamalarını, pişirme sürecini ve daha fazlasını detaylı bir şekilde ele alacağız. Hazırsanız, mutfakta bu muhteşem tarifi denemeye başlayalım!
Malzemeler
2 su bardağı pirinç
300 gram karides (ayıklanmış)
200 gram kalamar (doğranmış)
200 gram midye (ayıklanmış)
1 adet soğan (ince doğranmış)
3 diş sarımsak (ezilmiş)
1 adet kırmızı biber (doğranmış)
1 çay bardağı zeytinyağı
4 su bardağı balık suyu veya sebze suyu
Taze maydanoz (süslemek için)
Tuz ve karabiber (isteğe bağlı)
Yapılışı
Öncelikle, pilavda kullanacağınız deniz ürünlerini temizleyin ve hazır hale getirin. Karides, kalamar ve midyelerin taze olmasına dikkat edin. Pirinci, nişastasından arındırmak için soğuk suyla yıkayın ve 30 dakika kadar suda bekletin. Bu, pilavınızın daha tane tane olmasını sağlar. Ayrıca, balık suyu veya sebze suyunu kaynatmaya başlayın.
Hazırlık Aşamaları
Zeytinyağını bir tencerede ısıtın. İçine doğranmış soğanı ekleyin ve pembeleşene kadar kavurun.
Sarımsak ve kırmızı biberi ekleyin. 1-2 dakika daha kavurmaya devam edin.
Pirinçleri ekleyin. 5 dakika kadar kavurun. Bu, pirinçlerin lezzetini artırır.
Deniz ürünlerini ekleyin. Karides, kalamar ve midyeleri tencereye ilave edin. Karıştırarak 5 dakika daha pişirin.
Kaynayan balık suyunu ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın.
Tencerenin kapağını kapatın. Orta ateşte 15-20 dakika pişirin. Pirinçler suyunu çekip yumuşamalıdır.
Ocağı kapatın. Pilavı birkaç dakika dinlendirin. Üzerine taze maydanoz serpiştirerek servis edin.
Hazırlama Süresi
Deniz ürünleri pilavının toplam hazırlama süresi yaklaşık 1 saattir. Bu süre, malzemelerin hazırlanması ve pişirilmesi için gereklidir. Pirinçlerin dinlendirilmesi için ekstra 10 dakika eklemeyi unutmayın.
Besin Değerleri (1 porsiyon için)
Besin Değeri Miktar Kalori 450 kcal Protein 30 g Yağ 15 g Karbonhidrat 55 g Lif 3 g
Saklama Koşulları
Artan deniz ürünleri pilavı, hava geçirmez bir kapta buzdolabında 2 gün kadar saklanabilir. Buzlukta ise 1 aya kadar muhafaza edebilirsiniz. Yeniden ısıtırken, üzerine biraz su ekleyerek ısıtmanız pilavın kurumasını önler.
SSS
Sıkça Sorulan Sorular
Deniz ürünleri pilavını hangi deniz ürünleri ile yapabilirim? Karides, kalamar, midye gibi çeşitli deniz ürünleri kullanabilirsiniz. İsteğe göre balık da ekleyebilirsiniz.
Pirinç yerine başka bir tahıl kullanabilir miyim? Evet, bulgur veya kinoa gibi alternatif tahıllar da kullanılabilir.
Deniz ürünleri pilavı vegan yapılabilir mi? Evet, deniz ürünleri yerine sebzeler ve bitkisel protein kaynakları kullanarak vegan versiyonunu hazırlayabilirsiniz.
Bu tarifte hangi baharatları kullanmalıyım? Tuz, karabiber dışında, safran veya kimyon da ekleyebilirsiniz.
Hazırladığım pilavı nasıl daha lezzetli hale getirebilirim? Pilavı pişirirken limon suyu veya beyaz şarap eklemek lezzetini artırır.
Deniz Ürünleri Pilavının Sunum Teknikleri: Şık Sofralar İçin İpuçları
Giriş
Deniz ürünleri pilavı, denizlerin taze ve doğal lezzetlerini bir araya getiren, hem göze hem de damağa hitap eden bir yemektir. Özel davetlerde, misafirlerinizi etkilemek için mükemmel bir seçenek sunar. Bu yemek, hazırlık aşamasından sunumuna kadar her detayıyla şıklığı ve zarafeti yansıtır. Deniz ürünlerinin tazeliği, pilavın aroması ve sunum teknikleri, bu yemeği unutulmaz kılar. Bu bölümde, deniz ürünleri pilavının sunumunu şık bir şekilde nasıl yapabileceğinizi, dikkat etmeniz gereken noktaları ve misafirlerinizi etkileyecek ipuçlarını paylaşacağız.
Malzemeler
Deniz Ürünleri Pilavı İçin Gerekli Malzemeler:
2 su bardağı pirinç
300 gram karides (ayıklanmış)
200 gram kalamar (doğranmış)
200 gram midye (ayıklanmış)
1 adet soğan (ince doğranmış)
3 diş sarımsak (ezilmiş)
1 adet kırmızı biber (doğranmış)
1 çay bardağı zeytinyağı
4 su bardağı balık suyu veya sebze suyu
Taze maydanoz (süslemek için)
Tuz ve karabiber (isteğe bağlı)
Yapılışı
Deniz Ürünleri Pilavının Hazırlanışı:
Öncelikle, deniz ürünlerinin taze ve kaliteli olmasına dikkat edin. Pilavda kullanacağınız karides, kalamar ve midyeleri temizleyin. Pirinci nişastasından arındırmak için soğuk suyla yıkayın. 30 dakika kadar suda bekletin. Bu, pilavın daha tane tane olmasını sağlar. Aynı zamanda balık suyu veya sebze suyunu kaynatmaya başlayın.
Hazırlık Aşamaları
Pilavın Pişirilmesi:
Zeytinyağını geniş bir tencerede ısıtın. Doğranmış soğanı ekleyin ve pembeleşene kadar kavurun. Ardından, ezilmiş sarımsak ve doğranmış kırmızı biberi ekleyin. 1-2 dakika daha kavurmaya devam edin. Pirinci ekleyin ve yaklaşık 5 dakika kadar kavurun. Bu, pirinçlerin lezzetini artıracaktır. Son olarak, deniz ürünlerini ekleyin. Karides, kalamar ve midyeleri tencereye ilave edin ve karıştırarak 5 dakika daha pişirin. Kaynayan balık suyunu ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın. Tencerenin kapağını kapatın ve orta ateşte 15-20 dakika pişirin. Pirinçler suyunu çekip yumuşamalıdır. Ocağı kapatın ve pilavı birkaç dakika dinlendirin. Üzerine taze maydanoz serpiştirerek servis edin.
Hazırlama Süresi
Deniz ürünleri pilavının toplam hazırlama süresi yaklaşık 1 saattir. Malzemelerin hazırlanması ve pişirilmesi için bu süre yeterlidir. Pirinçlerin dinlendirilmesi için ekstra 10 dakika eklemeyi unutmayın.
Besin Değerleri (1 porsiyon için)
Besin Değerleri:
Kalori: 450 kcal
Protein: 30 g
Yağ: 15 g
Karbonhidrat: 55 g
Lif: 3 g
Saklama Koşulları
Artan deniz ürünleri pilavı, hava geçirmez bir kapta buzdolabında 2 gün kadar saklanabilir. Buzlukta ise 1 aya kadar muhafaza edebilirsiniz. Yeniden ısıtırken, üzerine biraz su ekleyerek ısıtmanız pilavın kurumasını önler.
SSS
Sıkça Sorulan Sorular:
Deniz ürünleri pilavını hangi deniz ürünleri ile yapabilirim? Karides, kalamar, midye gibi çeşitli deniz ürünleri kullanabilirsiniz. İsteğe göre balık da ekleyebilirsiniz.
Pirinç yerine başka bir tahıl kullanabilir miyim? Evet, bulgur veya kinoa gibi alternatif tahıllar da kullanılabilir.
Deniz ürünleri pilavı vegan yapılabilir mi? Evet, deniz ürünleri yerine sebzeler ve bitkisel protein kaynakları kullanarak vegan versiyonunu hazırlayabilirsiniz.
Bu tarifte hangi baharatları kullanmalıyım? Tuz, karabiber dışında, safran veya kimyon da ekleyebilirsiniz.
Hazırladığım pilavı nasıl daha lezzetli hale getirebilirim? Pilavı pişirirken limon suyu veya beyaz şarap eklemek lezzetini artırır.
Deniz Ürünleri Pilavı ile Uyumlu Yan Lezzetler ve İçki Önerileri
Giriş
Deniz ürünleri pilavı, denizlerin taze ve lezzetli ürünlerinin bir araya gelmesiyle oluşan, hem göze hem de damağa hitap eden bir yemektir. Bu özel yemek, hem gündelik sofralarınızı renklendirebilir hem de özel davetlerde misafirlerinizi etkilemek için mükemmel bir seçenek sunar. Sipariş verdiğiniz bir restoranda tadını aldığınız o eşsiz lezzeti, evinizde hazırlamak artık mümkün! Ayrıca, deniz ürünleri pilavının sunduğu çok yönlülük sayesinde, bu yemeği farklı yan lezzetlerle zenginleştirerek daha da özel hale getirebilirsiniz. İşte, deniz ürünleri pilavı ile uyumlu yan lezzetler ve içki önerileriyle birlikte, bu şık yemeği nasıl hazırlayacağınızı detaylı bir şekilde anlatacağız.
Malzemeler
2 su bardağı pirinç
300 gram karides (ayıklanmış)
200 gram kalamar (doğranmış)
200 gram midye (ayıklanmış)
1 adet soğan (ince doğranmış)
3 diş sarımsak (ezilmiş)
1 adet kırmızı biber (doğranmış)
1 çay bardağı zeytinyağı
4 su bardağı balık suyu veya sebze suyu
Taze maydanoz (süslemek için)
Tuz ve karabiber (isteğe bağlı)
Yapılışı
Öncelikle, deniz ürünlerini temizleyin ve hazır hale getirin. Karides, kalamar ve midyelerin taze olmasına dikkat edin. Pirinci, nişastasından arındırmak için soğuk suyla yıkayın ve 30 dakika kadar suda bekletin. Bu adım, pilavınızın daha tane tane olmasını sağlayacaktır. Aynı zamanda, balık suyu veya sebze suyunu kaynatmaya başlayın.
Hazırlık Aşamaları
Zeytinyağını geniş bir tencerede ısıtın ve doğranmış soğanı ekleyerek pembeleşene kadar kavurun.
Sarımsak ve doğranmış kırmızı biberi ekleyin. 1-2 dakika daha kavurmaya devam edin.
Pirinci ekleyin ve yaklaşık 5 dakika kadar kavurun. Bu, pirinçlerin lezzetini artıracaktır.
Deniz ürünlerini ekleyin. Karides, kalamar ve midyeleri tencereye ilave edin ve karıştırarak 5 dakika daha pişirin.
Kaynayan balık suyunu ekleyin. Tuz ve karabiber ile tatlandırın.
Tencerenin kapağını kapatın ve orta ateşte 15-20 dakika pişirin. Pirinçler suyunu çekip yumuşamalıdır.
Ocağı kapatın ve pilavı birkaç dakika dinlendirin. Üzerine taze maydanoz serpiştirerek servis edin.
Hazırlama Süresi
Deniz ürünleri pilavının toplam hazırlama süresi yaklaşık 1 saat sürmektedir. Bu süre, malzemelerin hazırlanması ve pişirilmesi için yeterlidir. Pirinçlerin dinlendirilmesi için ekstra 10 dakika eklemeyi unutmayın.
Besin Değerleri (1 porsiyon için)
Kalori: 450 kcal
Protein: 30 g
Yağ: 15 g
Karbonhidrat: 55 g
Lif: 3 g
Saklama Koşulları
Artan deniz ürünleri pilavı, hava geçirmez bir kapta buzdolabında 2 gün kadar saklanabilir. Buzlukta ise 1 aya kadar muhafaza edebilirsiniz. Yeniden ısıtırken, üzerine biraz su ekleyerek ısıtmanız pilavın kurumasını önler.
SSS
Deniz ürünleri pilavını hangi deniz ürünleri ile yapabilirim? Karides, kalamar, midye gibi çeşitli deniz ürünleri kullanabilirsiniz. İsteğe göre balık da ekleyebilirsiniz.
Pirinç yerine başka bir tahıl kullanabilir miyim? Evet, bulgur veya kinoa gibi alternatif tahıllar da kullanılabilir.
Deniz ürünleri pilavı vegan yapılabilir mi? Evet, deniz ürünleri yerine sebzeler ve bitkisel protein kaynakları kullanarak vegan versiyonunu hazırlayabilirsiniz.
Bu tarifte hangi baharatları kullanmalıyım? Tuz, karabiber dışında, safran veya kimyon da ekleyebilirsiniz.
Hazırladığım pilavı nasıl daha lezzetli hale getirebilirim? Pilavı pişirirken limon suyu veya beyaz şarap eklemek lezzetini artırır.
0 notes
Text
Denizin akciğerleri ‘deniz çayırları’ yok oluyor
Deniz ekosistemi için kilit rol oynayan ‘deniz çayırları’ yok olmanın eşiğine geldi. Akdeniz’in akciğerleri olarak tanımlanan deniz çayırları, denizlerdeki canlı yaşamı için en verimli bölgeleri oluşturuyor. Balık stoklarının ve denizdeki oksijen dengesinin devamlılığının sağlanmasında mühim rolleri bulunuyor. Bilim adamları türün korunması için proje üretti. Mersin Üniversitesi Su Ürünleri…
0 notes
Text
Kadınlarda Demir Eksikliği: Belirtiler ve Çözümler
Demir eksikliği, kadınlarda sıkça karşılaşılan ve sağlığı ciddi şekilde etkileyen bir durumdur. Kadınların özellikle adet döngüsü, hamilelik ve emzirme dönemlerinde demir ihtiyacı artar ve bu ihtiyaç karşılanmadığında vücutta çeşitli belirtiler ortaya çıkar. Demir, vücutta oksijen taşıyan hemoglobin üretimi için gerekli olan bir mineraldir. Eksikliği ise hem vücut fonksiyonlarını olumsuz etkiler hem de günlük yaşam kalitesini düşürür. Bu yazıda, kadınlarda demir eksikliği: belirtiler ve çözümler hakkında detaylı bilgiler vereceğiz.
Demir Eksikliği Nedir?
Demir Eksikliği Nedir Demir eksikliği, vücudun yeterli miktarda demir almadığında veya demir emilimi sorunları yaşadığında ortaya çıkan bir anemi türüdür. Bu durum, vücudun hemoglobin üretimini olumsuz etkileyerek, soluk bir cilt, sürekli üşüme, aşırı yorgunluk, nefes darlığı ve hatta göğüs ağrısı gibi belirtilere yol açar. Demir bakımından zengin gıdalar tüketmek, bu eksikliği gidermeye yardımcı olabilir. Özellikle susam, tahin, fındık, antep fıstığı, kaju gibi kuruyemişler; yulaf, kuru kayısı, kuru üzüm gibi kuru meyveler; sakatatlar, hindi ve tavuk eti gibi kümes hayvanları, balık ve deniz ürünleri, yumurta ve süt ürünleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllar ve meyveler demir açısından zengindir. Ayrıca kekik, kimyon, köri, zencefil ve kişniş gibi baharatlar da demir takviyesi açısından oldukça faydalıdır. Kadınlarda Demir Eksikliğinin Belirtileri Kadınlarda demir eksikliği çeşitli belirtilerle kendini gösterir ve bu belirtiler göz ardı edilmemelidir. İşte demir eksikliğinin yaygın belirtileri: 1. Aşırı Yorgunluk ve Halsizlik Demir eksikliği olan kadınlar genellikle kendilerini sürekli yorgun ve bitkin hissederler. Bu, vücutta yeterli oksijen taşınmaması sonucu enerji üretiminin azalmasından kaynaklanır. Günlük işlerin yapılması bile zorlaşabilir ve sürekli bir halsizlik hali ortaya çıkar. İlginizi Çekebilir; Dioksijenil ve Kadın Sağlığı: Hücre Yenilenmesinin Gücü 2. Solgun Cilt ve Tırnaklarda Kırılma Demir eksikliği ciltte solgunluk ve tırnaklarda zayıflık olarak da kendini gösterir. Cilt, vücudun en büyük organıdır ve yeterli oksijen alamadığında soluk bir görünüm alır. Ayrıca tırnaklar da güçsüzleşir, kolayca kırılır ve sağlıksız bir hal alır. 3. Nefes Darlığı Vücutta oksijen taşınmasındaki yetersizlik, nefes darlığına yol açar. Basit aktivitelerde bile nefes nefese kalmak, demir eksikliğinin tipik belirtilerindendir. Kadınlar, özellikle egzersiz sırasında zorlanma yaşayabilirler. 4. Baş Dönmesi ve Baş Ağrısı Demir eksikliği anemisi, beyine yeterli oksijen gitmemesine neden olarak sık sık baş dönmesine ve baş ağrısına yol açar. Bu durum, günlük yaşamda ciddi rahatsızlıklar yaratabilir. 5. Kalp Çarpıntısı Demir eksikliği, kalbin daha fazla çalışmasına ve dolayısıyla çarpıntıya neden olabilir. Bu durum, uzun süreli demir eksikliği yaşayan kadınlarda daha yaygın olarak görülür. 6. Soğuk Ellere ve Ayaklara Sahip Olmak Vücut ısısının düzenlenmesinde de rol oynayan demir, eksikliği durumunda ellerde ve ayaklarda soğukluk hissine neden olabilir. Kadınlar bu durumu özellikle soğuk havalarda daha yoğun hissederler. İlginizi Çekebilir; Dioksijenil ile Cilt Yenileme: Asterocoll’ün Bilimsel Temelleri Demir Eksikliği Risk Faktörleri Nelerdir? Belirli gruplar, demir eksikliği riskiyle daha fazla karşı karşıya kalabilir. Bu risk grupları şu şekilde sıralanabilir: - Hamilelik veya emzirme dönemindeki kadınlar - 65 yaş ve üzerindeki bireyler - 6-12 aylık bebekler - 1-2 yaş aralığındaki çocuklar - Vejetaryen veya vegan beslenen kişiler - Düzenli olarak kan bağışı yapanlar - Kemik iliği sorunları veya otoimmün hastalıkları olanlar Demir Eksikliği Neden Olur? Demir eksikliğinin en yaygın nedeni, demir açısından zengin gıdaların yeterince tüketilmemesidir. Bunun dışında, vücudun demiri emmesini zorlaştıran faktörler de bu duruma yol açabilir. Aşırı çay ve kahve tüketimi, sindirim sistemi emilim bozuklukları, adet dönemlerinde veya idrar yolunda yaşanan kanamalar ve hamilelik gibi durumlar demir eksikliğine sebep olabilir. Demir eksikliğine neden olabilecek diğer faktörler ise şunlardır: - Demir içeren gıdaların yetersiz tüketilmesi - Hamilelik ve emzirme dönemleri - Adet dönemi boyunca aşırı kanama - Ameliyat veya yaralanma sonucunda meydana gelen kan kaybı - Sık kan bağışı yapılması - Endometriozis hastalığı - Genetik yatkınlık - Büyüme ve ergenlik dönemleri - Sağlıksız ve düzensiz beslenme alışkanlıkları - İyi ya da kötü huylu tümörlerin varlığı Demir Eksikliği İçin Çözümler Demir eksikliğini önlemek ve tedavi etmek için bir dizi etkili yöntem bulunmaktadır. Kadınların bu yöntemleri benimseyerek demir eksikliği anemisi riskini azaltmaları mümkündür. 1. Demir Bakımından Zengin Gıdalar Tüketin Demir eksikliğiyle mücadelede en etkili yöntemlerden biri, demir açısından zengin gıdalar tüketmektir. Kırmızı et, tavuk, hindi, balık gibi hayvansal kaynaklı gıdalar, vücut tarafından daha kolay emilen hem demir içerir. Ayrıca, ıspanak, baklagiller, kuru meyveler ve kabak çekirdeği gibi bitkisel demir kaynakları da düzenli olarak tüketilmelidir. 2. C Vitamini ile Demir Emilimini Artırın C vitamini, demir emilimini artıran en önemli vitaminlerden biridir. Demir açısından zengin bir yemekle birlikte portakal, kivi, çilek veya biber gibi C vitamini bakımından zengin yiyecekler tüketmek, vücudun demiri daha iyi emmesine yardımcı olur. 3. Demir Takviyeleri Kullanın Doktor kontrolünde alınan demir takviyeleri, demir eksikliği anemisinin hızlı bir şekilde giderilmesini sağlar. Özellikle ciddi eksiklik durumlarında bu takviyeler oldukça etkili olabilir. Ancak, demir takviyelerinin dozajına dikkat edilmesi gerekmektedir, çünkü fazla demir alımı da sağlık sorunlarına yol açabilir. 4. Kahve ve Çay Tüketimini Azaltın Kahve ve çay gibi içecekler, demir emilimini engelleyebilir. Bu içecekleri özellikle demir açısından zengin yemeklerle birlikte tüketmemek, demir emilimini artırmak açısından önemlidir. Kahve ve çayı yemeklerden en az bir saat sonra tüketmek daha doğru bir tercih olacaktır. İlginizi Çekebilir; Doğum Sonrası Sağlık: Anne İçin Tavsiyeler 5. Düzenli Kan Testleri Yaptırın Demir seviyenizi düzenli olarak kontrol ettirmeniz, eksiklik durumunun erken teşhis edilmesini sağlar. Özellikle adet dönemleri yoğun olan veya hamilelik sürecinde olan kadınlar, kan testleriyle demir seviyelerini izlemelidir. Bu sayede eksiklik erken dönemde fark edilerek uygun tedavi uygulanabilir. 6. Adet Dönemlerinde Ekstra Demir Takviyesi Alın Kadınların adet dönemlerinde kaybettikleri demir miktarını telafi etmeleri önemlidir. Bu nedenle, özellikle yoğun adet dönemlerinde demir takviyesi almak veya demir bakımından zengin gıdaları artırmak, demir eksikliğini önlemenin etkili bir yoludur. Kadınlarda demir eksikliği, hayat kalitesini düşüren ciddi bir sağlık sorunudur. Özellikle adet döngüsü, hamilelik ve emzirme dönemlerinde artan demir ihtiyacını karşılamak, sağlıklı bir yaşam sürdürmenin anahtarıdır. Belirtileri erken fark etmek ve uygun çözümler uygulamak, demir eksikliği anemisinin önlenmesi ve tedavisi için oldukça önemlidir. Demir açısından zengin bir diyet uygulamak, C vitamini alımına dikkat etmek ve düzenli kan testleri yaptırmak, kadınların demir eksikliğiyle başa çıkmasında etkili adımlardır. İlginizi Çekebilir; Dioksijenil ve Antioksidan Etkisi: Asterocoll’ün İçeriği Kadınlar İçin En İyi Vitamin ve Mineral Takviyeleri Read the full article
0 notes
Text
İstanbul’da Öne Çıkan Mekanlar: Canlı Müzik, Boğaz Manzarası ve Galata’da Lezzet
İstanbul, büyüleyici Boğaz manzaraları, tarihi yapıları ve canlı sosyal hayatıyla dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerin ilgisini çeker. Şehir, hem sakinleri hem de turistler için zengin eğlence olanakları sunar. İstanbul’un tarihi Galata bölgesinde yer alan mekanlar ise şehrin en çok ziyaret edilen ve keyif alınan yerlerinden biridir. Galata’daki birçok restoran; müzik, yemek ve eşsiz manzara deneyimini bir araya getirerek misafirlerine unutulmaz anlar yaşatır. İşte Galata’nın öne çıkan Canlı Müzik Mekanları, Boğaz Manzaralı Restoranlar ve bölgenin en popüler Galata Restaurant seçeneklerinden biri olan Beyaz İnci Restaurant hakkında detaylar.
İstanbul’un Galata semtinde yer alan canlı müzik mekanları, müzikseverler için özel anlar sunar. Bu bölgede hem yerel hem de yabancı müzisyenlerin sahne aldığı pek çok mekan bulunur. Canlı müzik mekanları, ziyaretçilere şehrin enerjik ruhunu hissedebilecekleri sıcak bir atmosfer sağlar. Ayrıca, Canlı Müzik Mekanları sayesinde misafirler, yemeklerini yerken keyifli müzikler eşliğinde zaman geçirme şansı yakalar. İstanbul’un Galata bölgesinde konumlanan Beyaz İnci Restaurant da özellikle akşamları düzenlediği canlı müzik etkinlikleriyle dikkat çeker. Farklı müzik tarzlarına yer veren bu etkinlikler, her yaş grubuna hitap ederken, misafirlere keyifli bir gece geçirme fırsatı sunar.
Boğaz Manzaralı Restoranlar ise İstanbul’a gelenlerin en çok tercih ettiği mekanlar arasında yer alır. Boğazın eşsiz güzelliğini izlerken bir yandan da lezzetli yemeklerin tadına varmak, şehri daha da özel kılar. İstanbul’un eşsiz Boğaz manzarası, günün her saatinde etkileyici olsa da özellikle gün batımında büyüleyici bir görsel şölen sunar. Beyaz İnci Restaurant gibi Boğaz Manzaralı Restoranlar arasında öne çıkan mekanlar, hem manzara hem de zengin menü seçenekleriyle misafirlerine unutulmaz bir deneyim yaşatır. Balık, deniz mahsulleri ve diğer Türk mutfağı lezzetlerini sunan bu restoranlar, manzarası ve kaliteli hizmetiyle İstanbul’un en sevilen mekanları arasındadır.
Galata Restaurant denince akla gelen Beyaz İnci Restaurant, misafirlerine sunduğu kapsamlı menü ve sıcak atmosferle hem yerliler hem de turistler tarafından sıkça tercih edilir. Galata Restaurant seçenekleri arasında Beyaz İnci, sunduğu Türk ve dünya mutfağından lezzetlerle öne çıkar. Restoranın zengin menüsünde yer alan geleneksel Türk mezeleri, taze deniz ürünleri ve damak tadınıza hitap eden birçok yemek, Boğaz manzarasına karşı keyifle tüketilebilir. Ayrıca Beyaz İnci’nin profesyonel ekibi, misafirlerine en iyi hizmeti sunmak için özenle çalışır ve bu nedenle birçok ziyaretçi için özel anların yaşandığı bir mekan haline gelmiştir.
Özellikle romantik bir akşam yemeği veya sevdiklerinizle unutulmaz bir gün geçirmek istiyorsanız, Galata’da bulunan bu tür mekanlar beklentilerinizi fazlasıyla karşılar. Beyaz İnci Restaurant’ın Boğaz’a karşı konumlanmış masalarında geçirdiğiniz bir akşamda, İstanbul’un tarihini ve kültürel zenginliğini her an hissedebilirsiniz. Bu mekanların en büyük artılarından biri, misafirlerine sunduğu konfor ve samimi atmosferdir. Sadece manzarasıyla değil, yemek kalitesi ve çalışanların ilgisiyle de İstanbul’un en çok tercih edilen restoranları arasında yer alır.
İstanbul’da keyifli vakit geçirmek isteyenlerin ilk tercihlerinden olan Galata’daki canlı müzik mekanları, Boğaz manzaralı restoranlar ve Galata Restaurant seçenekleri, sundukları deneyimlerle hafızalarda kalır. Özellikle Beyaz İnci Restaurant gibi mekanlar, İstanbul’un tüm güzelliklerini bir arada sunarak misafirlerine hem manzara hem de lezzet açısından doyurucu bir deneyim sunar. Hem özel günlerde hem de sıradan bir akşam yemeğinde tercih edilebilecek bu mekanlar, İstanbul’u daha da özel kılan detaylardan biridir.
0 notes
Text
Aya Fish Lounge, İstanbul balık restaurant arayanlar için eşsiz bir deneyim sunuyor. Boğaz'ın muhteşem manzarası eşliğinde, günlük olarak taze balık ve deniz ürünleriyle hazırlanan özenle seçilmiş menümüz, damak tadınıza hitap ediyor. Şeflerimizin ustalıkla hazırladığı yemekler, modern ve şık sunumlarıyla göz doldururken, İstanbul’un en taze deniz ürünleri lezzetlerini de misafirlerimize sunuyor.
0 notes
Text
Fırında Çupra Tarifi
Fırında Çupra Tarifi Deniz ürünleri, sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez bir parçasıdır ve özellikle balık, omega-3 yağ asitleri açısından zengindir. Bu yazıda, lezzetli ve sağlıklı bir seçenek olan fırında çupra tarifini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Fırında çupra, hem hazırlaması kolay hem de sağlıklı bir akşam yemeği seçeneği sunar. İşte adım adım fırında çupra tarifi, malzemeleri, pişirme…
0 notes
Text
Antalya’da taze balığın adresi Düden Balık Çarşısı
https://pazaryerigundem.com/haber/196399/antalyada-taze-baligin-adresi-duden-balik-carsisi/
Antalya’da taze balığın adresi Düden Balık Çarşısı
Antalya Büyükşehir Belediyesi Düden Balık Çarşısı, Antalyalıları taze ve uygun fiyatlı deniz ürünleriyle buluşturuyor.
ANTALYA (İGFA) – Sabahın erken saatlerinde mezattan özenle seçilen taze balıklar, çarşıdaki tezgahtan kilo ile uygun fiyata satışa sunuluyor. İsteyen vatandaşlar, seçtikleri balıkları restoranda pişirterek de tüketebiliyor.
Düden Park içinde yer alan EKDAĞ Düden Balık Çarşısı, taze deniz ürünlerini denizden sofraya uygun fiyatla ulaştırıyor. Restoran hizmeti veren çarşı aynı zamanda vatandaşlara kilo ile günlük taptaze balık satışı da yapıyor. Her sabah saat 04.30’da Antalya Balıkçı Barınağı’ndaki mezatta yerini alan EKDAĞ A.Ş. yetkilileri, deniz ürünlerinin tazeliğini ve kalitesini kontrol ederek, satın alıyor. Soğuk zincirle Düden Balık Çarşısı’na getirilen taze deniz ürünleri, uygun fiyatla satışa sunuluyor. Kimi vatandaş satın aldığı balığı temizletip evinin yolunu tutarken, kimi de restoran kısmında pişirtip, tüketebiliyor. Balık Çarşısı, kaliteli servisi, lezzetli deniz ürünleriyle lüks bir restoranı aratmıyor.
DENİZDEN SOFRAYA TAZE BALIK
EKDAĞ A.Ş. Genel Müdürü Ahmet Aydın, amaçlarının Antalyalıları uygun fiyatla en iyi deniz ürünlerine ulaşmasını sağlamak olduğunu ifade ederek, “Her sabah mezata katılarak vatandaşlarımıza sunacağımız ürünlerin tazeliğinden ve kalitesinden emin oluyoruz. Denizden çıkan taptaze ürünleri sofralara taşıyoruz. Vatandaşlarımız burada hem kaliteli balık satın alabiliyor hem de bu ürünlerin lezzetini yerinde deneyimleyebiliyor. Balıkçılarımızın emeğini ve denizlerimizin bereketini halkımıza ekonomik şekilde sunuyoruz” dedi.
0 notes
Text
Tarımı Amerika’ya Kimler Teslim Etti? (5)
✍🏻 Yılmaz Dikbaş
https://www.gundemarsivi.com/tarimi-amerikaya-kimler-teslim-etti-5/
10. BAŞBAKAN YARDIMCISI DENİZ BAYKAL
Deniz Baykal, 30.10.1995-06.01.1996 sürecinde Başbakan Tansu Çiller’in hükümetinde Başbakan Yardımcısı oldu.
Deniz Baykal’ın CHP’si özelleştirmeden yana olmuştur.
Hem de Baykal’ın kendi deyimiyle, “hızlı özelleştirmeden” yana olmuştur.
Deniz Baykal, Başbakan Tansu Çiller’in karar verdiği tüm vatan varlıklarının satışına imzasını atarak onaylamıştır.
İşte onlardan bazıları:
Çeşitli yörelerde toplam 27 Yem Fabrikası.
Çeşitli yörelerde toplam 28 SEK Süt ve Süt Mamulleri işletmesi.
Çeşitli yörelerde toplam 12 Et ve Balık Kurumu (EBK) kombinası.
Çeşitli yörelerde toplam 7 Orman Ürünleri Sanayi İşletmesi.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Kemalistleri, Alevileri ve Kürtleri partiden atmış, “Temizlik yaptık” demiştir.
11. BAŞBAKAN YARDIMCISI MURAT KARAYALÇIN
Murat Karayalçın, 25.06.1993-05.10.1995 sürecinde Çiller hükümetinde Başbakan Yardımcısı oldu.
Karayalçın, bir soygun planı olan özelleştirmeyi Başbakan Çiller’den daha sıcak savunmuş, vatanın satılması anlamına gelen her özelleştirmeyi onaylamıştır.
Karayalçın’ın onayladığı özelleştirmelerden tarım ve gıda sektörlerindeki kuruluşlardan bazıları şunlardır:
22 Yem Fabrikası
28 SEK Süt ve Süt Ürünleri İşletmesi
12 Et ve Balık Kurumu Kombinası
7 Orman Ürünleri Sanayi İşletmesi
Murat Karayalçın, Avrupa Birliği’nden (AB) yana olmuştur.
AB’den yana olmak demek, ulusal egemenliği Brüksel’e teslim etmek demektir.
Karayalçın, AB’nin Türkiye ile ilgili tüm raporlarını kabul etmiş, bu bağlamda Türkiye’de bir “Kürt Sorunu” olduğu görüşünü savunmuştur.
12. BAŞBAKAN YARDIMCISI DEVLET BAHÇELİ
Türk tarımını Amerika’ya teslim edenler zincirindeki bir halka da Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir.
Bülent Ecevit’in başbakanlığındaki DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinde Devlet Bahçeli, Başbakan Yardımcısıydı.
Bu koalisyon hükümeti IMF ile 18. Niyet Mektubu’nu imzaladı.
İmza atanlardan biri de Devlet Bahçeli’ydi.
Bu Niyet Mektubu’nda, TEKEL’in en geç 2003 yılına kadar özelleştirileceği sözü verildi.
TEKEL, Avrupa’nın en büyük 30 alkollü-alkolsüz içki üreten firması arasında yer almaktaydı.
TEKEL’de toplam 29.273 kişi çalışmaktaydı.
TEKEL, Türk devletinin, yani Türk milletinin malıydı.
Milliyetçi, maneviyatçı Devlet Bahçeli, Türk milletinin malını satmakta hiç sakınca görmemişti.
IMF’nin emriyle Türk Telekom’un satışı dayatıldı.
Ecevit hükümetinde Başbakan Yardımcısı olan Devlet Bahçeli, Türk Telekom’un satışına onay verdi. Ancak beklenmedik bir gelişme yaşandı. Hükümette MHP kanadından Ulaştırma Bakanı olan Prof. Dr. Enis Öksüz, Türk Telekom’un satışına karşı çıktı!
Devlet Bahçeli, Enis Öksüz’ü görevinden azletti!
Ecevit hükümetine IMF’den emir geldi: Tüm tarım kooperatifleri ve birliklerini bölüp parçalayın veya satın ya da kapatın!
Bülent Ecevit ile birlikte Devlet Bahçeli bu emre uydu, tarım kooperatiflerinin ve birliklerinin elden çıkarılmasını onayladı.
Tarım kooperatiflerinin ve birliklerin 52 bin üyesi bulunmaktaydı.
Bu kooperatifler ve birlikler Türk tarımının belkemiğini oluşturmaktaydı.
52 bin üyeden hiç ses çıkaran olmadı! Türk milliyetçilerinin haberi bile olmadı!
Karşısında hiçbir direniş görmeyen IMF ve Dünya Bankası, Çukobirlik’ten başlayarak tüm tarım kooperatiflerini ve birliklerini kolayca kapattırdı!
Değerli Dostlar,
Devlet Bahçeli’nin satışına imza atarak onay verdiği vatan varlıklarının listesi çok uzundur.
Size burada sadece tarım ve gıda sektörleriyle ilgili olanlardan bazılarını sunuyorum:
Pancar Ekicileri Birliği
Dosan Konserve Sanayi
Aymar Yağ ve Gıda Sanayi A.Ş.
Toros Gübre Fabrikası ve Terminal Tesisleri
Türkiye Zirai Donatım Kurumu A.Ş’nin (TZD) Diyarbakır İşletmesi
Et ve Balık Kurumu Sivas Et Kombinası
Et ve Balık Kurumu Burdur Et Kombinası
Et ve Balık Kurumu Eskişehir Et Kombinası
Et ve Balık Kurumu Gaziantep Et Kombinası
Et ve Balık Kurumu’nun çeşitli şehirlerdeki toplam 134 arsası
Değerli Dostlar,
Türk tarımını Amerika’ya teslim edenler zincirinin “son halkası”na geldik. Bir dahaki yazımda o halkayı da bilgilerinize sunacağım…
Yılmaz Dikbaş
13 Eylül 2024, Cuma
0532 233 31 52
#denizbaykal #devletbahceli #muratksyalcin #tarim #tarih
0 notes