#Arasını
Explore tagged Tumblr posts
Text
Merhabalar arkadaşlar ben Ülkü 53 yaşında emekli öğretmenim hiç evlilik yapmadım babam 2001 yılında vefat etti anneme bakmam lazımdı çok isteyenim vardı ama annem yüzünden evlenmedim . Annem çok huysuz bir kadındı. Ne kaynanam olacak insana ne damadı olacak adama gün yüzü göstermezdi bu yüzden annem vefat edene kadar evlenmedim. Şuan 169 boyunda 68 kg ağırlığında saçları ağarmış yüzünde kırışıklıkları giderek çoğalmış biriyim.
Annem 2023 ten 24 e geçeceğimiz gün yani 31 Aralık günü vefat etti. Annenin babanın ölümüne sevinmez insan ama ben annemin ölümüne çok sevindim.
04 03.2024 günü başına gelenleri anlatmak istiyorum.
Sabah 9 gibi kapım çaldı gittiğimde yan komşunun 3 yaşındaki kızı Hülya kapıma gelmiş biraz onunla kapıda oynadım içeri girmedi bir türlü kapı eşiğinde oynadık o sırada benim karşı dairemdeki Serap hanım ve ev ahalisi ellerinde kutularla gidiyordu arkalarından seslendim ev sahibi kira yüzünden savcılıktan tahliye kararı almış polislerde evi bosalttırmak için gelmiş annelerinin yanına gittim hemen ne yapabilirsin ne yapmalıyım bilemedim 3 çocukları var en büyük lise 2 sınıfa gidiyor diğerleri 5 ve 2 yaşlarında . Bebekler yani sonuçta 5 ve 2 yaşlarındaki çocukları kapımı çalan Gönül hanımın evine bıraktık liseye giden Hurşit i eski öğretmen olduğum için ben alacaktım .
Okul dağılmış Hurşit gelmişti aç olduğunu biliyordum hemen bir tost yapıp meyve suyu ile birlikte verdim masada yemeğini yerken dikkatini çekti siki kalkmıştı belliydi. Acaba bir tarafım mı açık diyerek kontrol ettim açıkta hiçbir şey yoktu yemeği bitmiş tabağı masadan alırken tekrar baktım baya baya kalkmış mutfakta çok düşündüm hem genç hem yakışıklı uzun boylu gençken hayalini kurduğum bir erkek tipiydi aklım karıştı düşünemiyordum belki yarın saat mutfakta hayal kurarak kendimle oynadım medeni cesaretimi toplayıp yanına gittim ders kitaplarını çıkarmış ders çalışıyordu üzerimde pantolon vardı aklıma etek giyip frikik vermek azdırmak geldi gidip emekli olmadan önce okulda giyindiğim midi eteği giydim tam karşısında oturdum içimde iç çamaşırı yoktu mahsustan bacaklarımı aralayıp arasını görmesi için fırsat veriyordum Hurşit terledi belli ki benim hareketlerim azdırmıştı Hurşit i
Yerimden kalkıp bir bardak süt doldurup yanına gittim mahsustan sanki halıya takılmış gibi sütü üzerine söktüm hemen banyoya git geliyorum dedim gittiğimde soyunmuş sikini elinin altında saklıyordu güldüm duşu açtım altına soktum bende ıslanmış gibi yaptım elbiselerimle duşun altına girdim Hurşit in sırtını ovuyormuş gibi yapıyorum fakat okşuyordum. Hurşit ellerini yana bırakmış siki taş gibi olmuştu eğildim sikini ağzıma aldım emmeye başladım Hurşit tuhaf sesler çıkararak 2 dakika bile olmadan ağzıma boşaldı bütün döllerini tükürdüm tekrar ağzıma aldım sakso çekiyordum bir taraftan da üzerindeki elbiseleri tek tek çıkarıyordum ben de artık çıplaktım elinden tutup yatak odama götürdüm. Öpüşmeye başladık ikimizde acemi bir şekilde öpüşmeye devam ettik birden aklıma TV den porno video yayınlayan kanallardan birini açmak geldi aklıma ama hepsi kapalıydı bende aylardır elimi sürmediğim tableti alıp Yandex ten porno video açtım tam istediğim gibi bir videoyu açtım Hurşit bunlar ne yaparsa sende onu yap dedim videodaki erkek kadını yere yatırdı amını emmeye başladı Hurşit te benim amımı yalamaya başladı sonra erkek kadına sikini verdi ağzına aldı bende yaptım onlar 69 pozisyonuna geçti bizde geçtik artık sikiş başlamalıydı adam yerde kadın üst tarafta kadın erkeğin sikini tuttu bende aynı şekilde yaptım Sikini amıma sürterek kendi ellerimle sokmasına yardım ettim artık bakire değildim zevkten ne yaptığımı bilmiyordum videodakiler göt sikmeye başladı Hurşide söylediğim gibi onlar ne yaparsa sende yap demiştim sikini amımdan çıkartıp göt deliğime sokmaya başladı canım acıdı ama ayrı bir zevk alıyordum hayatımda hiç tatmadığım zevki küçük Hurşit bana yapıyordu ben titrerken Hurşit içime boşalmaya başladı. Artık Hurşit benim sikicim olmuştu ailesi ev bulana kadar Hurşit bende kaldı Hurşit her gün geliyor sikişiyoruz banyo yapıp annesinin yanına gidiyor.
71 notes
·
View notes
Text
boynunun başladığı yerden saysam şimdi, saçlarının çıktığı yerde dursam. sonra hesaplasam hoş geldiniz ile hoşça kal arasını; senin yüzölçümün şehrimizden büyük.
189 notes
·
View notes
Text
Allah’ım! Hatalarımı kar ve soğuk su ile temizle, kalbimi hatalardan beyaz elbiseleri kirlerden temizlediğin gibi temizle, benimle günahlarımın arasını doğu ile batı arası kadar uzaklaştır..(Buhârî)
59 notes
·
View notes
Text
"biz şimdi dünyanın birbirinden en uzaktaki iki ucunda duruyoruz. bu iki noktanın arasını bağlayan bir sözcük, hiçbir dilde olamaz."
22 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/ef3d4cb32c454e0f73bc0d6e4cca70ae/707eebcc1200172c-2a/s640x960/664e6ccb4ba4b7e08f123aaa098cd9f9f91c9cc7.jpg)
Allah onların kalplerinin arasını sevgiyle birleştirdi
Enfal/63
26 notes
·
View notes
Text
“Enver, bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır, arasını tarihe bırakalım.”
#MustafaKemalATATÜRK
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/dd271efa0da5bc8697f45a2a0e19d1ed/eddc8490693b9a1e-37/s540x810/c90f2fa181675d57e54a8c769040af95985c617f.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/708f751cdda88bffe8022e649129c32d/eddc8490693b9a1e-46/s640x960/a772d85ee9697b7e25dee05bb7314711ddfadce1.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/c8c49fd147840b12785585fd119956fb/eddc8490693b9a1e-1d/s540x810/9a9d54cd30abe8d423559056e819c3c287894bce.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/7bcf5dedaa0b599d6340565d32e89cd2/eddc8490693b9a1e-84/s540x810/3d5935c793c62dce83adecd092bc7597f60ac44e.jpg)
Şehadetinin yıl dönümünde
Turan Orduları Başkomutanı #EnverPaşa'yı;
Saygı, minnet ve rahmet ile anıyoruz.
28 notes
·
View notes
Text
Bilmem ki, aslında dost ve ikiz yaratılmış, şu birbirini tamamlayan madde ile mânanın ne diye arasını açar, açar da kimsenin edemeyeceği düşmanlığı kendimize ederiz.
45 notes
·
View notes
Text
Salih bir kul olduğu hüsn-ü zannıyla, Mü'min kardeşinin elinden birlikte Allah'a tövbe etmeyi, hristiyan papazının elinde günah çıkarmaya benzetmek; büyük gaflettir.
Tarikattaki şekliyle tövbenin neden ve nasıl yapıldığını ya bilmiyor! Ya da biliyor, saptırıyor!
Tarîkatlarda tövbe nasıl yapılır Kısaca anlatalım.
1- Tövbe eden; günahkar bir kuldur,
2- Tövbe edilen merci/makam; Ahiret gününün, Cennetin, Cehennemin sahibi, günahları silme yetkisi sadece kendi elinde olan Cenabı Allahdır.
3- Tövbede Mürşidin konumu; Günahkar kula Allahtan korkmayı, utanmayı hatırlatan, ahireti düşündüren, dünyanın çirkinliğini gösteren, en önemlisi ona Allahı hatırlatan kişidir.
Bir gün Ashâb-ı Kirâm: “–Allah’ın velî kulları kimlerdir?” diye sorduklarında, Allah Rasûlü (s.a.v):
[اَلَّذِينَ اِذَا رُئوُا ذُكِرَ اللّٰهُ عَزَّ وَجَلَّ]
“Onlar, yüzlerine bakıldığında Allah Teâlâ’yı hatırlatan kimselerdir!” buyurdu. (Heysemî, X, 78; İbn-i Mâce, Zühd, 4)
Ehli Sünnet Sûfîlerin katında icma ile sabit olan itikad;
Günahları ancak Allah affeder.
Mürşidlerin, başkasının günahlarını affetmesi söz konusu değildir.
Mürşidler, günahları affedebilir diye itikad etmek şirktir, küfrü muciptir.
Mürşidler günahdan masum değildir, günah işleyebilirler.
Mürşid günah işlediğinde her kul gibi Allaha tövbe istiğfar eder.
Mürşidlerin Cenneti, Cehennemi yoktur.
Cehennemden kurtuluş, Cennete giriş sadece ve sadece Allahın elindedir.
Şefaat haktır, Ancak Allahın izniyledir.
Mürşidin elinden tutup tövbe edenin, tövbesinin kabul olup olmadığını Ancak Allah bilir.
Tövbe eden kul, tövbeden sonra günahsızım artık diye düşünmediği gibi, günahları için eskisinden çok üzülüp ağlamalıdır.
Tövbeden sonra kimsenin eline günahlardan beraat belgesi verilemez.
Bu belge Ancak ahirette Allah tarafından verilebilir.
Bir günahkar kulun; salih olduğuna hüsn-ü zan ettiği başka bir kulun elinde tövbe etmesinin Şerîattan delîli;
1-"Ey mü'minler! Hep birden, bütün günahlarınızdan ALLAH'a tövbe ediniz ki, felaha, kurtuluşa eresiniz."(Nûr, 24/31)
Demekki; Cenabı Allah, kullarının birlikte, omuz omuza, el ele tövbe etmesini tavsiye ediyor. Efdal olan ve daha tutarlı olan tövbe şekli budur.
2-Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Sizden önce yaşayan ve doksan dokuz kişinin katili bir adam vardı. Dünyanın en alimini sordu. Kendisine bir rahib tarif edildi. Gidip, doksan dokuz kişi öldürdüğünü, tövbesinin olup olmadığını sordu. Râhib: 'Hayır yoktur!' dedi. Adam onu da öldürüp yüze tamamladı."
"Adamcağız, en alimi aramaya devam etti. Kendisine âlim bir kişi tarif edildi. Ona gelip, yüz kişi öldürdüğünü, kendisi için bir tövbe imkânı olup olmadığını sordu. Âlim: 'Evet, vardır, seninle tövben arasına kim perde olabilir?' dedi. 'Ancak, falan memlekete gitmelisin. Zîra orada Allah'a ibadet eden kimseler var. Sen de onlarla Allah'a ibadet edeceksin ve bir daha kendi memleketine dönmeyeceksin. Zira orası kötü bir yer.'"
"Adam yola çıktı. Giderken yarı yolda ölüm meleği ruhunu kabzetti. Rahmet ve azab melekleri onun hakkında ihtilâfa düştüler. Rahmet melekleri: 'Bu adam tövbekâr olarak geldi. Kalben Allah'a yönelmişti.' dediler. Azab melekleri de: 'Bu adam hiçbir hayır işlemedi.' dediler."
Onlar böyle çekişirken insan suretinde bir başka melek, yanlarına geldi. Melekler onu aralarında hakem yaptılar. Hakem onlara: 'Onun çıktığı yerle, gitmekte olduğu yer arasını ölçün, hangi tarafa daha yakınsa ona teslim edin.' dedi. Ölçtüler, gördüler ki, gitmeyi arzu ettiği (iyiler diyarına) bir karış daha yakın. Onu hemen rahmet melekleri aldılar."
Bir rivayette şu ziyade var: "Bir miktar yol gidince, ölüm gelip çattı. Adamcağız yönünü sâlih köye doğru çevirdi. Böylece o köy ehlinden sayıldı." [Buharî, Enbiya 50; Müslim, Tövbe 46, (2766);]
Salihlerin arasına katılmak;
Nebevî bir nasihattır.
Tevbeden dönmemenin sigortasıdır.
Kendine iyiliği anlatacak, kötülükten nehyedecek dostlar edinmektir.
Tövbe ile birlikte kendi ortamını terkedip, salih bir ortama hicrettir.
20 notes
·
View notes
Text
Bir şehirde doğuyor, orada yaşıyor, orada büyüyor insan.
Şanslıysa gezer yaşadığı dünyayı, değilse aynı semtte, aynı sokaklarda dönüp durur.
Sonra orada ölür, orada gömülür.
Sorsan, yaşadım der.
Ama neyi yaşadığını sorsan, anlatamaz.
Çünkü hayat dediği şey, sabahları aynı sokakta gözlerini açıp, akşamları aynı dört duvar arasında kapatmak olmuş.
İki kelime arasında sıkışmış bir varoluş: geldim ve gittim.
Arasını dolduran hiçbir şey yok.
Aynı kahvede oturmuş, aynı bakkaldan ekmek almış, aynı parkta bank köşelerinde suskunluğu paylaşmış.
Büyük hayalleri olmuş belki, ama onları da zamanın rutini öğütüp geçmiş.
Bazıları bir ömür boyunca aynı şehirde kalır ama orayı asla göremez.
Yürüdüğü kaldırımları ezbere bilir de, başını kaldırıp gökyüzüne bakmayı unutur.
Bir duvarın dibinde sigarasını tüttürürken geçen yılların duman olup uçtuğunu fark etmez.
Bir gün, adını bilenlerin sayısı azalır.
Sonra kimse kalmaz.
Yaşamak bu mu?
Bir isim, bir adres, birkaç anı?
Yoksa sadece nefes alıp vermekten mi ibaret?
Yaşıyor musun?
10 notes
·
View notes
Text
kendiyle hiç çatışmayan çatışsın. kendiyle arasını açan barışsın. kendiyle tanışmaya yeltenmeyen bir zahmet gayret edip tanışsın. her şey buradan doğacak. kendinden
117 notes
·
View notes
Text
evet!(niçin evet dedim?) ölme kararımı onayladığım için mi? az sonra hayatıma son noktayı koyacağım. hemen hemen her intihar eden insan gibi bende arkamda bir işaret bırakmak istedim. bunun için mektup yazmaya karar verdim. ama kime yazıyorum! hem merak ta etmişimdir neden yazarlar? biraz kendimden bahsedeceğim. haliyle mektup uzun olabilir. bu sizi yanıltmasın, bilerek uzatmıyorum yazmayı. çünkü ölümden korkum yok, yalnızca şu ana kadar kimsenin beni tam olarak dinlediğine inanmadığım düşündüğüm için yazıyorum, evet şu anda herkesin beni anlayacağı inancındayım. aslında beni dinlemekten ısrarla kaçınanlara inat biraz kendimi anlatayım.
bir bahar günü doğdum bundan yirmi yedi sene önce. tarih hesabını siz yaparsınız. orta halli bir ailenin ortanca çocuğuydum. küçüklüğüme dair pek bir anım yok. sıfır-altı yaş arasını her yetişkin gibi ben de hatırlamıyorum. aslında bundan dolayı da pek bir pişmanlık hissetmedim. ilkokula erken denilebilecek yaşta gittim. her zaman sınıfın en küçüğüydüm. hem fiziksel olarak hem de yaşça..kırmızı kurdeleyi hiç takmadım. okumayı zor öğrenmiştim. oysa ki şimdilerde yapabildiğim tek ve en iyi şey. hayatımda bu tür çelişkiler beni her şeyden bezdirdi. babamın tayini çıktıktan sonra başka bir ilkokula gittim. “çocuklar bugün aranıza yeni bir arkadaş katıldı, adı bilmem ne hadi tanışın” saçmalıkları. kulağımdan çok sık hasta oluyordum. öğretmenlerim benim kulağımı hiç çekmediler. uslu sayılmazdım ama her zaman benim yerime dayak yiyecek günah keçisi bulunurdu. çünkü ben başarılı bir öğrenciydim. artık hangi başarı benim için önemliyse?! orta okulda karşı cinsi fark etmemle beraber din korkusu da hissetmeye başladım. sınıfın en çalışkanıydım ve aynı zaman da en sevilmeyen öğrencisiydim. hoca kararıyla sınıf başkanı olurdum. sonra seçim yapılırdı ve bana benden başka hiç kimse oy vermezdi. aslında kötü birisi değildim. kimseyi şikayet filan etmezdim. ama bende insanların sinirlerini bozan bir şeyler vardı. lise yılları benim için bir dönüm noktasıydı. ilk aşk, ilk hüsran, ilk öpücük ve daha nice ilkler...o zamanlar espri anlayışım bayağı ilerlemişti. çevremde komik, neşe dolu olarak tanımlanırdım. kızları çok güldürürdüm ama gülünç duruma düşmekten korkardım. oysa içim bambaşkaydı. kızlar beni sevmezlerdi .çalışkanlık huyum devam ediyordu ve ben ilk defa çılgınca aşıktım. tüm saflığımla tam bir aptal aşıktım ama o aptal aşığı hiç görmedim. cinsel sohbetler,futbol sohbetleri ve kahve kültürü-benim gibi iyi eğitim almış insanlar yadırgayabilirler beni ama birçok gencin geçmesi gereken bir yol-gençlik yıllarımın önemli bir bölümünü oluşturuyordu. her türk genci gibi bende kahve kültürü ve arabesk müzik eğitiminden başarıyla geçtim. liseyi bitirdiğim senede bir takım sorunlarım oldu. niçin yaşıyorduk diye düşünmeye başlamıştım. tamamen oyun oynuyorduk. yalnız çok ciddi bir oyundu bu. kurallar koymuşuz ve onlara tapmışız. kurallara uymayanları cezalandırmışız. belki ben de daha önce kurallara inanıyordum ve uymayanların cezalandırılmasından yanaydım. ama şimdi bundan öyle bir pişmanlık duyuyorum ki! bir şeyler icat edilmiş, doğa kanunları keşfedilmiş adına bilim denmiş. sonra okullarda çocukların beyni “bilim” le doldurulmuş. yüzyıllarca aynı döngü olmuş ve olacak. peki ya sonra? evet sonra ne olacak? sadece temel ihtiyaçlarımızı karşılayarak yaşasak daha mutlu olmaz mıydık? ölmeden önce felsefe yapmak istemiyorum. üniversite yıllarım...sözde özgürlük yılları. herkesin katı bir disiplin döneminin ardından düştüğü kocaman boşluk üniversite. ama yine de yüzümün güldüğünü hatırlıyorum. mutlu sayılmazdım. her şey benim için anlamını yitirmişti. nedenlerin bir önemi yoktu. ölümümü düşünüyordum. cenazemi,tabutumu, ölümden sonrasını...düşünmek için oldukça fazla zamanım vardı fakat cesaret yoktu! mutsuz ve umutsuz geçen, kahredici yıllar. başarısız aşk maceraları ve başarısız bir üniversite eğitim hayatı. daha önceki halime inat denilecek kadar başarısız. sonra bu başarısızlıklar bende alışkanlık haline dönüştü. ilişkilerime, kısa iş yaşantıma,aşk oyunlarına...kısacası her şeyimde başarısız. başarısızlıkta başarılıydım. sebeplerim vardı. hiç bir şeyi umursamıyordum. nasıl olsa yakın bir zamanda ölmek vardı aklımda. artık doktorum bile bana inanmıyordu. herkesin başına gelebilecek olan depresyondaydım ona göre ve yüzde seksen tedavi ediliyordu. benim yüzde yirminin içinde olduğuma inanmıyordu yada ben inandıramıyordum. her şey benim üzerime dönmüştü! ne oluyordu bu insanlara. benimle ne diye uğraşıyorlardı ?
oysa ki, ben bir köşede unutulup gitmeyi, fark edilmeyen insan olmayı özlüyordum. aynı zamanda ben herkesin önem verdiği bir insan olmayı da istiyordum. bu çelişkiler arasında gidip geldim, gel-gitlere kapıldım.ama şimdi her şeyi çözdüm. çözüm tabi ki ölüm. bu sizin elinizden olmalı, yoksa diğer şekilde bir anlam yok. gördüğünüz gibi ben çelişkilerin adamıyım ve onları yaşamaktan korkuyordum. hayır şimdi hiçbir korkum yok. artık hazırım. az sonra derin bir uykuya dalacağım. ilaçla intihar edeceğimi düşünenler yanılıyorlar. şimdi veda etmek istediklerim var !..
annem’ e
ben gidiyorum diye sakın üzülme demiyorum. nasıl olsa üzüleceksin. daha mürüvvetimi göremediniz.( bu mürüvvetten de oldum olası nefret etmişimdir). oysa, ben üniversiteye giderken sende iyi aile kızı arıyordun. ama evlenmeyi beceremeyecek kadar korkağım. hem her zaman senin ��leceğin, ömrünün sonuna yaklaştığın düşüncesi beni deli ediyor. hesaplar yapıyorum. ortalama insan ömrü 70 yıl. az kaldı yirmi yıl. ya daha önce bir şey olursa, hastalanırsan ben ne yaparım diye üzüldüm durdum.. en iyisi o günü hiç görmeden ben gideyim. her beraberliğin bir sonu varmış anne. hastalıklı bir ruha sahip olduğumun anlaşıldığı yıllarda, geceleri birlikte yatardık.. korkardım, hem de çok korkardım. ama şimdi korkmuyorum. sende korkma anne! hiçbir zaman senin istediğin gibi bir çocuk olamadım. diğer ailelere göre daha tuhaf bir anne-oğul ilişkimiz vardı. her şeyimi öğrenmek istedin. israrla bundan kaçındım. tam sana her şeyi anlatacak olduğumda, verdiğin cevaplar beni hayal kırıklıklarına uğrattı. hiçbir zaman yaşıma göre davranmadın.senin gözünde hep on dört yaşında yatılı okula giden çocuğun vardı. oysa anne ben artık kendi kararlarımı kendim verebilecek yaştayım. bu ölüm kararım olsa bile! bana kızma anne ve benim için dua et! seni seviyorum anne !
babam’ a
çocukluk yaşlarımın kahramanı, ergenlik çağımın hayal kırıklığıydın sen baba. yaşım ilerledikçe sana daha çok benziyordum ama buna bir türlü engel olamadım. akşam eve geldiğinde televizyon karşısında uyuklamana, annemle hiç bir şey konuşmamana, kendi başına iş yapmana hep kızdım. sonra konuşmandan hareketlerine kadar sana benzedim. ama benim için yaptıklarını nasıl unutabilirim. okumam için onca masraf yaptın.bana fazla karışmadın. (nasıl olsa sana benzeyeceğimi biliyordun.) yatılı okula ilk gittiğim günde annemin ağlamasını beklerken senin ağlaman, sonra ruhum hasta iken sana sarıldığımda ağlaman beni nasıl da duygulandırmış ve etkilemişti. cebinde paran yokken, yıllardır aynı takım elbiseyi giymene rağmen, çocuğum iyi giyinsin diye kaliteli elbiseler aldığında hep içimde garip bir hüzün oluşurdu. ve babamın oğlu olmalıyım derdim kendi kendime. bütün bunlara rağmen sana çok bağırdım, seni çok üzdüm. bir kez daha üzüleceksin ama bu son olacak! baba, babacığım senin de başına bir şeyler gelmesinden korktuğum için, bu acıya dayanamayacağımı bildiğim için erkenden gidiyorum. artık her telefon çalışlarında seninle ilgili kötü haberler alacağım diye tehlikeli ve tedirgin bekleyişlerim olmayacak. seni çok sevdim. hatalarımı bağışla benim. oğlun.
ablam’ a
sana anne ve babana yazdığım kadar uzun yazmayacağım. yeryüzünde hiç bir kardeş bizim kadar kavga etmemiş, bizim kadar zıt kutuplarda olmamıştır. buna rağmen her zaman birbirimizin başına bir şeyler gelmesinden hep korktuk. defalarca beni öldürme planları yaptığını günlüğünden biliyorum. bunu senin yapmana izin veremezdim. elveda!
ahmet’ e
sevgili arkadaşım sana anlatmak istediğim o kadar çok şey vardı ki...bunların hiçbirinin bir önemi yok artık. sadece bu yaşıma kadar beni hiç yalnız bırakmamana teşekkür etmek istiyorum.
lisede başlayan ve hala devam eden bir arkadaşlık. birbirimizin hayatını o kadar iyi bilmememize rağmen yaşadıklarımızı her anlattığımız zaman sanki ilk defa dinliyormuşuz gibi heyecanlanırdık. seninle bir çok şeyi paylaştık, çok güldük, ağladığımız zamanlarda olmadı değil. zaman zaman birbirimizi aldattık. hoşlandığın kızla konuşabilmek için benim ona karşı hissettiklerimden bahsetmen doğru değildi ama benim de seçeneğim yoktu. o anda çok açtım ve çaresizdim.senin hakkındaki bilgileri nefret ettiğin insana vermek zorunda kaldım. ama sonuçta bir şeyi başardık seninle. hep beraber kaldık. bütün bunlar ilişkimizin yolunda gittiğini gösterebilir. ama son zamanlarda artık tatmin olmuyordum. sanki birbirimizi hiç tanımamış gibiydik. birbirimizi tüketmiştik ve seninle paylaşacaklarımın sonuna gelmiştim. meğer bu da benim hayatımmış! sebebini ben de bilmiyorum ama yaşadıklarıma bir anlam veremiyorum. bundan dolayı ilişkilerimin de devam etmesinin nasıl bir anlamı olabilir. artık hayattan zevk almıyorum. (arkadaşlarımla beraber birçok eğlenceye katıldım ama orada nasıl eğleneceğimi bilemedim hiç bir zaman) her zaman sana örnek olmaya çalışmıştım. okuyacağın kitaplardan giyim tarzına kadar...bu sefer sana iyi örnek olamayacağım için üzgünüm. ölümümden sonra mezarıma gel, ölüm yıl dönümlerimde tanıdıklarıma beni hatırlat. çocuğunun ismine benim adımı vermen çok büyük bir incelikti. umarım kaderi bana benzemez. şimdilik ben den bu kadar. sonra görüşürüz. (iyi oğlan)
adı önemli olmayan sevdiklerime ve seveceklerim’ e
sizler, hiç biriniz beni tanımak ve kabullenmek istemediniz. bir kısmınız benim kişiliksiz olduğumu. beni benden daha iyi tanıdığınızı iddia ettiniz. ama sonunda “seni tanıyamamışız, o kadar ilginçsin ki hayatımda tanıyamadığım tek insan sensin” dediniz. aslında tüm suç benimdi. size layık olduğunuzdan daha fazla sevdim. bir kısmınıza delice aşık oldum. beraber olabilmek için her türlü senaryolar yazdım, provalar yaptım ve takip ettim. ama başaramadım hiç birinde. ya başkasını seviyordunuz ya da bir sevgiliniz vardı.-sevdiğim kızların nasıl sevgilisi olabilir. çirkin sevdiğim söylenir. zaman zaman aşağılandım bu huyumdan dolayı- kendinizi yalnız hissettiğiniz zaman benimle konuşmaya yanaşıyordunuz. herkese akıl veriyordum ve verdiğim fikirler çoğu zaman işe yarardı. mantıklı olduğum söylenirdi. kendim için mantıklı olamıyordum. sonra işiniz bittiği zaman beni yüzüstü bırakıp giderdiniz. beni değiştiğiniz erkekleri tanıyınca deli olurdum. cahil, sanattan anlamayan çam yarmaları! ama çok şaşırdığım bir şey var. aranızdan bazıları da beni severdi. beni neden sevsinler ki! mutsuz olmak için mi, yoksa bunalım edebiyatı yapmamı dinlemeleri için mi? bense karşılık verdim sizin beni yüzüstü bırakmanıza rağmen. halbuki ben aşık olduğum hiç bir kızla beraber olamadım. bu çelişki sizi delirtmez mi? kısacası her zaman mutsuz oldum sizin yüzünüzden. “mutlu aşk yoktur” cümlesinin inatla ispatını yaptım ve bu işten bıktım artık. biliyorum ölüm haberim bazılarınızın umurunda olmayacağı gibi bazılarınıza da çok etkileyecek. benden hoşlandıklarını iddia edecekler. genellikle fırsatı kaçırdığım söylenirdi. bu sefer onlar zamanı kaçıracak. garip ama benim için üzülecekler, arkamdan ağlayacaklar ve yas tutacaklar düşüncesi beni mutlu ediyor. aşık olmaya aşık olan bir insan olarak söylediklerim garip gelebilir ama gerçek aşkı bulmak için acı çekmek gerekiyorsa yeterince çektim. artık o iri, yarı çam yarmalarıyla mutlu olursunuz. elveda selvi, gülen, emel ve yasemin! (bu isimlerim benim için özel bir anlamı yok. aklıma ilk gelenler. hiç bir kızın benim için önemi olamaz bu andan sonra) hepinizin canı cehenneme!
yazmaya devam edersem intihar etmekten vazgeçeceğim. bu işi bu gece mutlaka bitirmeliyim. ama şimdi de hangi yolu seçeceğime karar veremiyorum. intihar etmemim sebebi, artık seçim yapabilme şansımın olamamasıydı. meğer ölmek için ne kadar çok yol varmış. karar vermekten nefret etmişimdir ve hep zorlanmışımdır. mektubuma son vermeliyim artık.
mektubuma son verirken beni tanıyan tüm insanların, sevenlerin beni affetmesini umuyorum.
bu yolu seçtiğim için benim hayattan kaçan korkağın teki olduğumu düşünmelerini istemiyorum. ben kendimi öldürebilecek kadar cesaretli biriyim. bu mektubu okuyan her kim olursa olsun-herkesin intiharımdan haberdar olmasını istediğimi düşünmeyin. tanıdıklarımı kastediyorum- benim için üzülmelerini istemiyorum. sadece bu gecenin tarihini hatırlasınlar ve her sene yaşadıkları müddetçe beni anımsasınlar istiyorum. her ne hata yaptımsa affedin. affetmeyenlerin bana bir zararı dokunamaz. nasıl olsa benden sonra hiç bir şeyin önemi yok! önemli olmayan, başarısızlığın olmadığı, gülünç duruma düşülmeyen bir yere gidiyorum yada yok olacağım. mektubu okuyanlar neden öldüğümü düşünmesinler. bu ne bir aşk intiharıdır ne de hayatta terkedilmiş birinin ölümü. bu alışıla gelmiş dünya düzeni ve döngüsüne bir başkaldırının ve isyanın sesidir ve umudun çözüme kavuştuğu bir ölümdür.
elveda dünya!
bir bahar günü
9 notes
·
View notes
Text
Hucürât Sûresi’nden 8 Altın Kural
• Size gelen haberi araştırın.
• İnsanların arasını adaletle düzeltin.
• Birbirinizle alay etmeyin.
• Birbirinizi ayıplamayın.
• Birbirinize lakap takmayın.
• Zan’dan sakının.
• Birbirinizin kusurunu araştırmayın.
• Gıybet etmeyin.
Rahmeti üzerinize olsun dileğimle Hayırlı Cumalar
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/4602e724201e3f6e1940d8e85d115706/7fba18ca68fac5d4-dc/s540x810/2889685278839eb15a01232f1e96baeaa5dd3ac1.jpg)
8 notes
·
View notes
Text
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/9a37f8acc4121696b5780df1d62f8ccd/115e264e6f61a3c3-85/s540x810/de6b07a2e40d186f4b2e35172e610bb58a8c94d0.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/949b23ed8b393f50413fefe7377e61ac/115e264e6f61a3c3-5e/s540x810/c2307daeccac5c9e690954555a6a2dd48de6e05f.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/dfd0c30d66f65ebd8ed058783622464f/115e264e6f61a3c3-c7/s540x810/26efedea009d2d6ea1ee6432a58d5f3f386610de.jpg)
![Tumblr media](https://64.media.tumblr.com/5259f44f8a0d2d7dfd0b8aa074adaf6c/115e264e6f61a3c3-6a/s540x810/b8e88956e0aa08d4e3704c21d82b6592aac8d7dc.jpg)
(Ey insan!) Görmedin mi ki, gerçekten Allâh (parça parça) bulutları (istediği tarafa doğru) sevk etmektedir, sonra (bulutları birbirine ekleyerek) onun (parçalarının) arasını birleştirmektedir, daha sonra da onu üst üste binmiş bir hâle dönüştürmektedir?! İşte sen yağmuru onun (sıkıştırılmasından oluşan deliklerin) aralarından çıkarken görmektesin.
Nur Suresi / 43
18 notes
·
View notes
Text
Hintli işadamı yatırımcı, yardımsever ve Tata Sons'un başkanı Ratan Naval Tata'nın Londra'daki konuşmasından güzel satırlar
👉1.
Çocuklarınızı zengin olmaları için eğitmeyin.
Onları mutlu olmaları için eğitin.
Böylece yetişkin olduklarında eşyaların fiyatını değil değerini bilirler.
👉2.
Yiyeceklerinizi ilaçlarınız gibi yiyin.
Aksi durumda yiyeceğiniz olarak ilaçları yemek zorunda kalırsınız.
👉3.
Sizi seven hiçbir zaman terketmeyecektir
çünkü bırakmak için 100 sebep de olsa
tutmak için bir sebep bulacaktır.
👉4.
İnsanoğlu olmakla insan olmak arasında pek çok fark vardır.
Çok azı bunu anlar.
👉5.
Doğduğunuzda sevilirsiniz.
Öldüğünüzde sevileceksiniz.
Arasını
Siz başarmalısınız...!
👉6.
Hızlı yürümek istiyorsanız yanlız yürüyün..!
Fakat
Uzun yürümek istiyorsanız beraber yürüyün..!!
Dünyadaki altı en iyi doktor;
1.Güneşışığı
2.Dinlenme
3.Egzersiz
4.Diyet
5.Kendine Güvenme
6.Arkadaşlar.
Bunları hayatın her aşamasında devam ettirin ve sağlıklı hayatın keyfini yaşayın.
Aya bakarsanız ..... Tanrının güzelliğini görürsünüz ..... Güneşe bakarsanız ..... Tanrının gücünü görürsünüz ..... Aynaya bakarsanız ..... Tanrının en iyi yarattığını görürsünüz ....
Bu yüzden kendinize inanın ..... 🙂 🙂 🙂.
Bizler turistiz Tanrı bizim bütün Yol Rezervasyonlarımızı, varış Yerlerimizi önceden belirlemiş seyahat acentamız.
Bu yüzden!
Ona güvenin & HAYAT denilen yolculuğun keyfini yaşayın ...
23 notes
·
View notes
Text
Erdoğan, Etiyopya ile Somali'nin arasını düzeltmiş. Benim ile hayatımın arasına da el atamaz mısın?
12 notes
·
View notes