#Ağustos 2022
Explore tagged Tumblr posts
brsblt · 7 months ago
Text
Tumblr media
Yalnızlık,
Süleymaniye’nin bahçesinde bir çift göz aramaktır.
Seninle şöyle yaşlana bilirmiydik?
5 notes · View notes
dilperisanimmmm · 10 months ago
Text
Tumblr media
Qapsûl
0 notes
rastgeleticaret · 2 years ago
Text
BİM 3 ŞUBAT 2023 | #BİM #Aktüel | YARIN KATALOĞU | AKTÜEL ÜRÜNLER | #BİM #Aktüel #Katalog #A101
4 parça banyo seti, toplam 150 lira fiyatı. farklı renk seçenekleri ile Nako örgü iplikleri, 21 lira fiyatı. 7 parça cam tatlı kek takımı, …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
baybaykus · 1 year ago
Text
BURADA YAZILAN Y.UNAN VAHŞETİNİ ÖNCE ERDOĞAN, SONRA DİĞER PARTİLERİN GENEL BAŞKANLARI, DAHA SONRA DA TBMM’DE Kİ 600 KİŞİ OKUYACAKLAR VE DE OKUMAYA MECBURLAR, ÇÜNKÜ MİLETÇE KENDİLERİNE EMREDİYORUZ!
Evet yazımın başlığında söylediğim üzere bu yazıyı okuduktan sonra, o akşam evlerine gittiklerinde gecenin ıssız vaktini bekleyip bir odaya çekilerek başlarını iki diz kapaklarının üzerine koyup; basit ve kısır siyâsi çekişmelerini, attıkları ikbâl taklalarını, devletimizin iç ve dış tehditlerle ne denli bir tehlike altında olduğunu düşünüp, kendilerini bir vicdan muhasebesinden geçirdikten sonra kendilerine ‘’Bizler bu halimizle, meğerse milletin sinesinde yük, sırtında kambur, beyninde ıstırap veren habis bir ur gibiymişiz de bundan bihabermişiz’’ diyerek, yaptıklarından, verdikleri zararlardan ve yüklü günahlarından dolayı tövbe edip nedamet duymalarını bekliyoruz.
Bu yazıyı yazarken aklıma;
Afyon'da Yunan açılımı yaparak, İstiklâl Savaşı'nda Anadolu'yu kan gölüne çeviren işgâlci Y.unan askerlerini şehit ilan ederek onlar için anıt yaptıracağını söyleyen AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANI geldi.
Y.UNAN VAHŞETİ.
29 AĞUSTOS 2022
İlk toplu katliam Aydın'da yaşandı.
İnsanları câmiye topladılar, ateşe verdiler, 106 kişi diri diri yanarak can verdi, pencerelerin demirlerine yapışmış çocuk elleri vardı…
Son nefesini verene kadar tecavüz edilen kadınlar vardı…
Yaşadıkları vahşet nedeniyle aklını yitiren kız çocukları vardı…
Kocalarının gözleri önünde tecâvüz edilen kadınlar vardı…
Eşlerinin önünde erkeklik uzuvları kesilen, kendi erkeklik uzuvları ağızlarına sokulan erkekler vardı…
Baba ve annelerinin yanında ırzına geçildikten sonra elleri bileklerinden kesilip, cinsel organına sokulan 10 yaşında kızlar vardı…
Üç yıl iki ay sürecek işgâl kabusu, işte böyle başlamıştı. (İlçe ve köy isimlerini özellikle vermiyorum. Ama, devletin arşivlerinde ve Türk Tarih Kurumu'nun belgeli kitaplarında hepsinin tek tek listesi var.
O dönemin üzerinde 14 yıl çalıştım, bu yazıda gözlerinize inanamayarak okuyacaklarınızın fotoğrafları bile var).
Kadınları çırılçıplak sokaklarda gezdiriyorlardı…
Süngüyle öldürülenler arasında altı aylık bebekler vardı…
Bebelerini emzirmesinler diye, yeni doğum yapan annelerin meme uçlarını kesiyorlardı… Tanık anlatımları var, bebeleri damlardan atıp, aşağıda süngüyle tutuyorlardı, gözleri oyulmuş dört aylık bebek vardı, kuyuya atılmış yedi aylık bebek vardı…
Ezan okumasın diye dili kesilen müezzin vardı, kulakları kesilen, burunları kesilen, ağaçlara asılan insanlarımız vardı…
Menderes Nehri günlerce ceset aktı…
Kafaları kesip, sırıkların üstüne oturtuyor, yol kenarlarına bırakıyorlardı…
Köy meydanında pisliyor, KIÇLARINI KURAN'I KERİM SAYFALARIYLA SİLİYORLARDI…
Tahrip taburları vardı, görevleri savaşmak değildi, imha etmekti, kendilerine gururla lakap takmışlardı, “ŞEYTAN TABURU” diyorlardı…
Gazyağı ve dinamit taşıyan kamyonları vardı, Türk köylerini ateşe veriyorlardı, tulumba kullanıyorlardı, çıkardıkları yangınların daha çabuk büyümesi için, gazyağını bu tulumbalarla döküyorlardı.^..
Câmileri sadece yakmıyor, zevk için dinamitle havaya uçuruyorlardı, özellikle cmiye götürülüp tecavüz edilen kadınlar vardı…
Uşak'ı yaktılar…
Eskişehir'i yaktılar…
Kütahya'yı yaktılar…
Kuvayı Milliye, memleketi köy köy geri alırken, ağaç kovuklarında günlerce aç kalmış, titreyerek sayıklayan minicik çocuklar buluyordu. Maalesef, oracıkta hayatını kaybetmiş çocuklar da bulunuyordu…
"Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme
Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme" diyen Yunus Emre'nin türbesini imha ettiler. Ömrü boyunca insan sevgisini anlatan o güzel insanın 600 yıl önce toprağa verildiği kabrini dinamitle havaya uçurdular, gaz döküp, toprağını bile yaktılar…
Bilecik'i adeta haritadan sildiler…
Köylerde canlı kedi bile kalmamıştı…
İnsanlarımızın cenazelerini bile ateşe veriyorlardı…
Ertuğrul Gazi Türbesi'ni moloz yığını haline getirdiler, kabire dışkılarını yaptılar…
Bursa'da, taşa vura vura öldürülmüş bir yaşında bebekler vardı…
Karınları kasaturayla boydan boya yarılmış yedi yaşında çocuklar vardı…
Cansız bedenleri tamamen çırılçıplak soyulmuş sokaklarda yatan kadınlar vardı…
Uluslararası soruşturma raporundan bir cümle vereyim:
“Ağızlarına mavzer sıkarak öldürmüşler, alınlarına bıçakla HAÇ çizmişler.”
Köyün ismi bizde kalsın. Şadiye, Hamide, Veliye, Macide, anneyle üç kızına tecavüz edip, öldürdüler, anne 45 yaşında, kızları 20, 15 ve 12 yaşındaydı…
Bursa hapishanesindeki tüm gayri Müslüm mahkûmları serbest bıraktılar, sonra da içindeki Türk mahkumlarla birlikte hapishaneyi ateşe verdiler…
Çanakkale'de şehitliklerimize dışkıladılar…
Kuran'ı Kerimleri parçalıyor, sayfa sayfa helâ çukurlarına atıyorlardı…
İnsanlarımız o sayfaları çıkarıyor, yıkıyor, ağlaya ağlaya toprağa gömüyordu…
Uşak'ta binden fazla insanımızı süngüyle öldürdüler. Kuyulara üst üste diri diri insan attılar. Aydın'da, tek bir kuyudan çoğunluğu çocuk ve kadın 57 insanımızın naaşı çıkarıldı…
Erkekleri köy meydanındaki çınar ağacına ayaklarından astılar ve kafa üstü durumda kurşuna dizdiler, insanlarımızın cansız bedenleri kurda kuşa yem oldu…
İngiltere konsolosu İzmir'de yaşananları Londra'ya gönderdiği raporunda yazdı:
“Yunan vahşeti korkunç, insanları câmilere toplayarak yakıyorlar’’
İnsanların eline kürek veriyor, kendi mezarlarını kazdırıyorlardı, sonra da süngüleyerek o mezarlara ittiriyorlardı. İzmir'de tanık anlatımları var, çocukların kafasına benzine bulanmış çaput bağlıyor, tutuşturuyor, çığlık çığlığa koşturarak, çırpınarak ölümlerini seyrediyorlardı…
Manisa'yı yaktılar.
18.000 binadan sadece 500'ü kaldı…
Gazeteci Falih Rıfkı gözlemlerini şöyle not almıştı:
“Hiçbir kasaba Alaşehir kadar öldürülmemiştir, tutabildikleri kadar kestiler, şu anki manzarasının öylesine bir boşluğu var ki, insana sanki asırlardan beri buraya kimse uğramamış gibi geliyor.”
Yakup Kadri'nin gözlemleri şöyleydi:
“Hendekler çürümüş ceset dolu, kokmuş cesetler yüzünden teneffüs bile edemiyoruz.”
Ruşen Eşref ise, omuhteşem kalemiyle, şahit olduğu insanlık trajedilerini şöyle tasvir etmişti:
“Aman Yarabbi… Başı yemenimsi bir şeyle şöylecene örtülü, saç örgüleri omuzlarına dökük, göğsü bağrı açık saçık; erkek, namahrem görmeden, sokak sokak yalınayak koşar gibi dolaşarak, her kucağa eğilip ‘Adilem, Adilem' diye seslenen, sonra durup cevap alacakmış gibi etrafı dinleyen, sonra yine ‘Adilem, Adilem' diye arana döğüne başka bir köşeye, başka bir yola seğirten o Ananın sesi kulaklarımdan hiç gitmeyecek.”
‘’Keşke Yunan kazansaydı’’ diyen o tarihçi bozuntusunu hastalığında ziyâret eden zat! Size soruyorum;
Bu yazıyı daha önce okumuş olsaydınız, ‘’Keşke Yunan kazansaydı’’ diyen O’ kişiyi yine de ziyârete gider miydiniz?
Orhan KILIÇOĞLU
9 notes · View notes
relonn · 3 months ago
Text
Şiir Listesi
Arınma Seansları (2024 - Aralık)
Eski Kuyu (2024 - Ekim)
İrtifa Kaybı (2024 - Ağustos)
Misomani (2023 - Ağustos)
Yıldızsız Gece (2023 - Mayıs)
Renkler (2023 - Mayıs)
Lavinisa (2023 - Mayıs)
Kısır Döngü (2023 - Mart)
Düş (2023 - Şubat)
İyilik Meleğim (2023 - Şubat)
Eyvah (2023 - Ocak)
Karanlık (2022 - Aralık)
Yağmur (2022 - Kasım)
Kördüğüm (2022 - Eylül)
Şehrin Işıkları (2022 - Eylül)
Plan Yok Plan Bu (2022 - Temmuz)
Anlatamasam da (2022 - Haziran)
İlham Perilerim (2022 - Ocak)
Arama kısmına şiirlerin isimlerini yazıp daha rahat erişebilirsiniz.
2 notes · View notes
ececovert · 3 months ago
Text
İbrahim Selim ile Bu Gece 11. Bölüm | Cemre Baysel
2 notes · View notes
gulindede · 1 year ago
Text
2022-2023 bakiyesi
1. Taş, Proje Difüzyon, 11 Ağustos 22 2. Kalabalık Duası, 2.kez, 1 Eylül 22 Bozcaada Tiyatro Festivali 3. Istırap Korosu, 3.kez, 2 Eylül 22 BTF 4. Şatonun Altında, 3. kez, 2 Eylül 22 BTF 5. İstifra, Boa Sahne, 3 Eylül 22 BTF 6. Bir Alzheimerın Anıları, 3 Eylül 22 BTF 7. Kreutzer Sonat, 4 Eylül 22 BTF 8. Naif bey ve Yaveri, 19 Eylül 22, Fringe Festivali 9. Eve Dönüşler, Moda Sahnesi, 10 Ekim 22 10. Muamma, Kumbaracı50, 12 Ekim 22 11. Dans Eden Ev, Moda Sahnesi, 16 Ekim 22 12. Sıradan Karşılaşmalar, Tiyatro Watt, 15 Ekim 22 13. Dünya Yerinden Oynar, DasDas, 17 Ekim 22 14. Fairfly, GalataPerform, 23 Ekim 22 15. Kibarlık Budalası, İKSV Festival, 25 Ekim 22 16. Öfkenin Yakın Geçmişi, Tiyatro Gülgeç, Gazişehir Tiyatro Festivali, 29 Ekim  17. Tilkiler ve Kötü Kalpli İtler, Yan Etki, Gazişehir Tiyatro Festivali, 30 Ekim 22 18. Hüzünlü Kuşlar Kasrı, Bantheatre, 3 Kasım 22 19. Juliet ve Romeo, Lost Dog,  İKSV Festival, 4 Kasım 22 20. Irma Vep’in Esrarı, Alt Sahne, 10 Kasım 22 21 Yalnızlar için Özel Bir Hizmet, DasDas, 11 Kasım 22 22. Şahları da Vururlar, Orta Oyuncular, 12 Kasım 22 23. Medea’ya İnce Ayar, İKSV Festival, 14 Kasım 22  24. NUH’un Gemisini  Aramak, Enka, 15 Kasım 22 25. Yaşam, Javier Aranda, İKSV Festival, 19 Kasım 22 26. Bir Tatlı Kaşığı Çamur, Echoes&Nushu, 22 Kasım 22 27. Titanlar, Osmosis, İKSV Festival, 23 Kasım 22 28. Mon Amour, iKSV Tiyatro Festivali, 26 Kasım 22 29. İliada Aslanları, Echoesi 26 Kasım 22  30. Lora, Orchestra Theatre, 7 Aralık 22 31. Parça Parça, Post Pandemik Cemiyet, 9 Aralık 22 32. Papagenolar, İDO, 10 Aralık 22 33. Birileri, 10 Aralık 22 34. Çimidi, Boş Sahne, 11 Aralık 22 35. Kalanlar, GalataPerform, 14 Aralık 22 36. Sınırlar, Versus Tiyatro, 19 Aralık 22 37. Ayak Bacak Fabrikası, Tiyatro Tez,  29 Aralık, 22 38. Naif Bey ve Yaveri, 2. kez, 8 Ocak 23 39. Tek Kullanımlık Hikaye, Kumbaracı50, 13 Ocak 23 40. Kadınlar Bölümü IR, 14 Ocak 23 41. Ceviz Ağacı, Kadıköy Boa Sahne, 17 Ocak 23 42. Bernarda, Proje No:2, 20 Ocak 23 43. Kırlangıç, Oyun Atölyesi, 18 Mart 23 44. Bir Terennüm, Orchestra Theatre, 30 Mart 23 45. Namevcut Konferans, Rimini Protokol, 1 Nisan 23 46. Ne Evet Ne Hayır, HaHa Tiyatro, 3 Nisan 23 47. REM, Sfrpztf, 5 Nisan 23 48. Peter Pan Varolmayan Ülke, Zorlu, 8 Nisan 23 49. Her şey Gözümüzün Önünde Oldu, BeReZe, 14 Nisan 23 50. Cyrano, DasDas, 24 Nisan 23 51. Saatler Ayarlama Enstitüsü, Saatler Kolektif, 4 Mayıs 23 52. 1984, Nilüfer Tiyatro, 7 Mayıs 23 53. Canavar, İki Tiyatro, 11 Mayıs 23 54. Yüreğim Dağlardadır, Hangardz, 15 Mayıs 23 55. Hiçbir işi olmayan yaşlılar neden kırmızı ışıkta karşıdan karşıya geçerler?, Fringe Festivali, 19 Mayıs 23 56. F&Z, Sarı Sandalye, 30 Mayıs 23 57. Dostlarla Akşam Yemeği, HOP, 31 Mayıs 23 58. Abzu, Boş Sahne, 3 Haziran 23
Dans 1. Infanta, Ballet Theatre, Fringe Festivali 2. Look Little Man, Fringe Festivali 3. Sadboi, Fringe Festivali 4. Wow, Fringe Festivali 5. Biz / We , Gazişehir Tiyatro Festivali, 28 Ekim 6. Güldestan, MDT, 26 Ocak 7. Yeni Hayat, MDT, 22 Mart 8. Circle Horn, 18 Mayıs 9. Sar, Çıplak Ayaklar Kumpanyası, 22 Mayıs 10. Binboğalar Efsanesi, İKSV Müzik Festivali, 17 Haziran
4 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year ago
Text
ULYSSES - 12 Ağustos 2022 tarihli yazım
Bugün size hayatınızda 1 defa da olsa mutlaka okumanız gereken bir kitap önereceğim. Onun adı: Ulysses! ulu-ses
Kitabı okuduğum süreç boyunca aklımda tek bir alıntı dolaştı durdu. Kafka'nın günlüklerinden bir alıntı olduğuna emindim bunun. Üşenmedim, kitabın sayfalarını tek tek çevirdim. 584 sayfa sonra dünyanın en mutlu insanı ben oldum, çünkü aradığım alıntıyı bulmuştum. Kafka şöyle diyordu kendi günlüğünde:
"İnsan vücutlarının kesin sınırlarla ayrılmış olması dehşet verici bir şey."
İşte dedim, işte! Ulysses okurken hissettiğim şey tam olarak bu. Vücudumun kesin sınırlarla ayrılmış olmasının bana yaşattığı rahatsızlık duygusu. Toplum içinde adımlarımı atarken içimdeki seslerin dışımdaki seslerden hep daha yüksek oluşu. Hayatın sınırlarıyla kendi sınırlarım arasındaki o iletişimsizlik...
Bugüne kadar hep bu kitabın karakterleri gibi varlığımın sınırlarını esnetmeye çalıştım. Hepimizin artık kaybettiği ve bulmak için de hiç uğraşmadığı sıradanlığın güzelliğini buldum bu kitapta. Eminim ki bu kitabı okuyanlar bu kitabın sıradan olmadığını ve her bölümde başka bir anlatım tekniğinin kullanıldığını söyleyecektir. Kitap sıradan değil, evet, ama Dedalus sıradan, Bloom sıradan, biz sıradanız. Sıradanlık, illa ki sıradan anlatılacak diye bir kaide yok ya.
Joyce bana varlığımın sınırlarını esnetmeyi öğretti işte. Bizim de bütün günlerimiz Dublin'de olağanüstü hiçbir şeyin olmadığı 16 Haziran 1904 gibi geçiyor çünkü. Aynı bu incelemeyi yazdığım 12 Ağustos 2022 günü gibi. Aynı sizin bu incelemeyi okuyacağınız 2022, 2023, 2024, 2025 günleri gibi. Olabildiğince rutin. Etrafımızda tanıdığımız herkesin de aynı böyle geçiyor zaten. Hayat bu işte. Hayat Ulysses'ın ta kendisi.
Tek biz konuşmuyoruz üstelik bu hayatta. Kafamız konuşuyor, arabalar, araba yıkamacılar, köpekler, kuşlar, gök gürültüsü, gece, ormanlar ve kaldırımlar da konuşuyor. Onlara kulak vermemizi zorlaştıran şey ise sadece kendi konuşmalarımıza odaklanıyor olmamız. Kendimiz dışındaki konuşmaların diline bir odaklanabilsek. Belki de hayatta en çok yabancı dil bilen insan biz olacağız küçücük bir çabayla.
Ulysses, sadece bir roman değil bence hem. Bir genel kültür kitabı. Büyük çoğunluğu da İrlanda'ya dair bir genel kültür kitabı. Kitabı okuduğum süreçte hep şunu düşündüm... Dublin insanlarıyla her yerde, her gün karşılaşıyoruz aslında. Çünkü bizler de İstanbul insanıyız ya da Ankara ya da İzmir ya da Eskişehir, Kocaeli, Bursa, Antalya ve diğer 74 ilin.
Bence bu kitap zor bir kitap değil. Daha doğrusu bu kitabı zor yapan şey kesinlikle dili değil. Neredeyse her sayfada karşılaşacağınız özel adlar, İrlanda kültürü ve tarihi, Hristiyanlık, Shakespeare ve diğer konular hakkındaki atıflar zorlaştırıyor bu kitabı okumayı. Bir insan her bilgiyi saniyesinde tarayabilen bir robot olmadığı sürece Ulysses'ı tamamen anlayabilmesinin imkanı yok -ki zaten sayın Joyce'un istediği de tam olarak bu.
Dedim ya, dünyadaki hiç kimse bu kitabın tamamını hiçbir zaman anlayamayacak. Ama zaten sanatın güzelliği de burada değil mi? Her okur her kitapta aynı duyguları yaşasa, herkes her kitabı tamamen anlayabilse sanat denen şey olmazdı ya zaten. Eğer edebiyatı şu an sanatın bir türü olarak sayabiliyorsak bu hep Dostoyevski, Kafka, Proust, Musil ve Joyce gibi açık uçlu yazarlar sayesinde...
Peki bu kitabı okumadan önce hangi kitapları okumalı? Bence ilk olarak işe bu kitabın çevirmeni olan Fuat Sevimay'ın Benden'iz James Joyce kitabını okuyarak başlayabilirsiniz. Böylece Joyce'un kendi kitaplarında ne yapmaya çalıştığına dair önceden detaylı bilginiz olmuş olur.Joyce özelinde ise Ulysses'a geçmeden önce Dublin halkının farklı katmanlarındaki insanların olduğu Dublinliler'i ve Ulysses kitabındaki ana karakterlerden biri olan Stephen Dedalus'un çocukluk ve gençliğinin anlatıldığı Sanatçının Gençlik Portresi kitabını okuyabilirsiniz.
Bunları okuduktan sonra ise sıra Odysseia ve Hamlet'e gelmeli. Çünkü Ulysses zaten Homeros'un Odysseia destanının modern bir versiyonu. Tek günde, yani 16 Haziran 1904'te geçen hali. Odysseia kitabı okumadan geçiş yapılan bir Ulysses serüveni, pek çok detayın ve olay örgüsü işleyişinin havada kalmasına sebep olacaktır.Bütün bunlar bir yana kendi adıma konuşmak gerekirse edebiyattaki Üç Büyükler olarak sayabileceğim Niteliksiz Adam 1,ve Kayıp Zamanın İzinde
Açıkçası Niteliksiz Adam ve Kayıp Zamanın İzinde serileri beni büyüten, beni benle tanıştıran ve hayatımı toptan değiştiren kitaplar olduğu için onları daha çok sevdiğimi söyleyebilirim. Yine de Ulysses'ın da edebiyattaki yeri her zaman en üstlerde olacaktır.
Edebiyatta sadece karakterler mi konuşsun? Kim dedi onu? O çok konuştu, biraz sussun artık. Buradan okurlara sesleniyorum. Ana karakter haricinde kimse konuşamazmış, konuşacak. Kafamızın içi konuşamazmış, konuşacak. Evet. Gök gürültüsü, dünyanın sonu, geçmişin acıları... Hepsi konuşacak. Evet, artık konuşma vakti!
4 notes · View notes
aynodndr · 1 year ago
Text
Tumblr media
“Unutmak değil de bu
Dalıp gidiyorum zamanın içinde”
“Sonra Gözlerin geliyor aklıma
Ve sıcak sözlerin”
“O utangaç hallerin
Söylediklerinden çok”
“Söyleyemediklerin
Öyle bir vuruyorsun ki o an beni”
“Canıma can katar gibi
Gönül kafesim de atıp duruyorsun”
“Bu defa hakkın dır deyip
Daha çok seviyorum seni”...❤️
~Cengiz Yavuz~✍🏻 05 Ağustos 2022
#AyrılıklarınŞairi
6 notes · View notes
mezardakicicekk · 2 years ago
Text
2 Yılın Ardındaki İlk Buluşma
Bugün 5 Ağustos 2022. Seni kaybettiğim günden bu yana 2 yıl 9 ay 11 gün geçti.
Uzun zamandır Satürn'ün mezarına gidemiyordum. Gitmeyi çok istesem bile buna cesaret edemedim. Bugün tüm cesaretimi toplayıp hazırlandım ve evden çıktım.
O çok seviyor diye lavanta aldım. Bu kesinlikle onu çok mutlu etmiştir. Tabelalar değiştiği için mezarlıkta 2 tur atmak zorunda kaldım ve en son "Nerede olduğunu zaten biliyorum, bu aptal tabelalara ihtiyacım yok." dedim ve kendi bildiğimi okudum. Dakikalarca yürüdüm; belkide 1 saat yürümüşümdür, bilmiyorum. Taşların üstündeki isimleri okurken birkaç adım mesafe kala onu gördüm. Adımlarım yavaşladı ve durdum.
Orada beni bekliyordu. Hafif bir rüzgar esti ve dudaklarımı ısırdım. Koşup ona sarılmak istedim ama mezar taşından başka sarılabileceğim bir şey yoktu ki. Yavaş adımlarla yanına gittim ve kapısını açıp yanına girdim.
Eşyalarımı bir kenarı bırakıp onun için dua ettikten sonra çantamdan küreği çıkardım ve ekeceğim lavanta için çukur kazarken onunla konuştum. Sanki o yaşıyormuş ve karşımda oturmuş beni dinliyordu. Gülerek bu 2 yılda neler yaptığımı anlattım ona. Çiçeğini ektikten sonra yarım kaldığı kitabını çıkardım çantamdan, "Simyacı".
Yaklaşık 10 sayfa okudum onun için. Bazen dilim sürştü okurken, bu halime güldüğünden emindim ve bende güldüm. "Ya ama sesli okurken olur böyle gülme bana." dedim gülerek. Rüzgar esti, yanağıma dokunuşunu hissettim.
Mezarını suladıktan sonra elimi toprağın üstünde gezdirip konuşmaya başladım, ağladım. Konuştukça ve ağladıkça hafiflediğimi hissettim. Mezar taşına sarıldım sıkıca, ona hiç sarılamamıştım ve ilk sarılmamızı böyle hayal etmemiştim. Çok garip hissettim. Rüzgar esti, kollarını belime doladığını hissettim.
Yanına uzanıp biraz gökyüzünü seyrettim, açık mavi bulutsuz gökyüzünde kuşlar uçuyordu. Gülümseyip sol yanıma döndüm ve ekili olan gülün yapraklarını okşadım. Sanki o yanımda bana sarılmış yatıyordu ve ben saçlarıyla oynuyordum. Uzun bir süre öylece uzandım yanında. Hiçbir şey beni bu kadar iyi hissettirmemişti. İçimde yayılan huzurla ayrıldım yanından.
Satürn, seni son nefesime kadar seveceğim.
2 notes · View notes
kriptokritik · 2 years ago
Text
Bitcoin'in Yükselişi Yeni Bir Ralli'nin Habercisi mi?
Tumblr media
Son günlerde SEC’nin birçok kripto para şirketine karşı aldığı sert tavra rağmen Bitcoin’de dün akşam itibarıyla sert bir yukarı gidişat başladı. Önce 23 bin doların üzerine çıkan Bitcoin gece saatlerinde 24 bin doları da aştı ve şu anda yaklaşık 24.700 dolardan işlem görüyor. Bu rakam aynı zamanda son 6 ayın da zirvesi konumunda… 2022 yılını düşüşlerle geçiren en büyük kripto para, son olarak bu seviyeye Ağustos ayında ulaşmıştı.
Tumblr media
Bitcoin’e geçiş mi var? Bitcoin’in yükselişinin arkasında şu an için açık ve net bir sebep görünmüyor ancak özellikle sabit coin’lere karşı ABD’li devlet kurumlarının sert tutumu, yatırımcıların Bitcoin’e geçişini hızlandırmış olabilir. Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz hafta Kraken borsası SEC’ye 30 milyon dolar ceza ödemeyi kabul etmiş ve staking hizmetlerini de sonlandırmıştı. Aynı akıbete uğrama riski olan Coinbase de, iki günde iki sert açıklama yapmış ve staking hizmetleriyle sabit coin’lerin menkul kıymet olmadıklarını dile getirmişti. BUSD ihraççısı Paxos da, ihracı bitirmeyi kabul etmiş ancak SEC ile mahkemede mücadele edebileceğini duyurmuştu. Güncel son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için Kriptokritik.com‘u  Twitter’da takip edin, Yaay’da takip edin, İnstagram’da takip edin, Tiktok‘ta takip edin, Facebook sayfamızı beğenin, Discord sunucumuza  ve Telegram kanalımıza katılın! Read the full article
2 notes · View notes
rastgeleticaret · 2 years ago
Text
BİM 2 ŞUBAT 2023 | #BİM #Aktüel | YARIN KATALOĞU | AKTÜEL ÜRÜNLER | #BİM #Aktüel #Katalog #A101
Herkese merhabalar, gelin hep birlikte net resimlerle tek tek ürünleri inceleyelim, evet ilk ürünümüz Paşabahçe 8li çerezlik kase …
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
menemennpastirma · 2 years ago
Text
Ağustos 2022'de ABD'nin Arkansas eyaletinin Crawford ilçesinde polis tarafından öldüresiye dövülen ABD vatandaşı.
Batı, medeniyet, demokrasi, insan hakları, özgürlük… İçimizdeki batı hayranı olup da kendi vatanına fransız kalmışlara gelsin…
1 note · View note
altinbilgiler · 12 days ago
Text
Spider-Man Oyununa Çok Oyunculu Mod Takviyesi Çalışmaları Başladı
Mod geliştiricilerinin harekete geçmesi sonucunda, Spider-Man oyununa çok oyunculu mod desteği için çalışmalar başladı. Şimdilik bir çıkış tarihi verilemiyor. İşte birinci detaylar… Spider-Man Oyununa Çok Oyunculu Mod Dayanağı Müjdesi Marvel’s Spider-Man Remastered oyununun 2022 yılının Ağustos ayında PC için de yayınlanmasının akabinde, bilgi madencileri harekete geçmiş ve çok oyunculu modlar…
0 notes
pazaryerigundem · 13 days ago
Text
Mardin'de kan davası barışla noktalandı
https://pazaryerigundem.com/haber/198076/mardinde-kan-davasi-barisla-noktalandi/
Mardin'de kan davası barışla noktalandı
Tumblr media
Mardin’in Artuklu ilçesinde 12 Ağustos 2022 yılında Cevzati ve Meşkinan Aşiretlerinin mensupları arasında çıkan olayda Metin Özvren hayatını kaybetmişti, bir kişi de yaralanmıştı. Kanaat önderleri Seydo Çılgın, Eyyüp Gökçen, Mehmet Aslan ve Abdulnasır Aydın’ın girişimleriyle barış sağlanmış oldu.
Şehmus EDİS (MARDİN İGFA) Kızıltepe Seyda Camii’nde verilen barış yemeğine, bölgenin kanaat önderleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, ve yüzlerce davetli katıldı. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda konuşan Seyda Şeyh Mele Mehdi Heleli barış ile ilgili bir konuşma yaptı. Program aşiret fertlerinin el sıkışması ve verilen barış yemeğinin ardından son buldu.
Programda gazetecilere açıklama yapan barış heyeti sorumlusu Nasır Aydın, “Bu bölgemizin kanayan yarasıdır. Maalesef iki yıl önce Cevzat Aşireti ve Meşkini Aşireti’nde ölümle sonuçlanan bir olay oldu. Şeyh Muhammed Mehdi Heleli ile birlikte mücadele verdik. Yaklaşık 6 aydır mücadele ettik. Sağolsun köy imamı Zahir Demirel, Köy muhtarı Soner Kanat, Hatip Çağıran Seydo Çılgın ile birlikte bize yardımcı oldular. Meşkinan Aşireti’nden Ali Amak ile birlikte bu mücadeleyi veridik Allah’a çok şükür dostlarımızın sayesinde bu barışı sağladık. Bölgemizde bu tür olayların daha fazla büyümesin diye ekip halinde bu yola başvurduk. Daha önce de bu tür şeylerle mücadele ettik. Bölgemizde istenmeyen bu olayları önlemek için elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz.” dedi.
Tumblr media
0 notes
operasyon · 20 days ago
Text
Tumblr media
== Ağustos 2022==
Tumblr media
== Eylül 2022 ==
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
== Eylül 2024 ==
Epeydir çiçek böcek fotoğrafı paylaşmıyorum. Tohumdan filizlenip büyüyene kadar tam iki yaşında bir Phoenix Canariensis türü palmiye.
Hurma cinsi palmiyeler geç büyüyor. Bu da hurmaların içinde daha da geç büyüyen bir tür. Bir değer adı zaten yalancı hurma.
Bunları daha çimlendirmeden öncesinde, yotube da nasıl yapılacağına dair videolar izliyordum.
Ortak konuları çok yavaş büyür. Her yıl bir yaprak ancak çıkar vs vs şeklinde.
Tabii kendi ürettikleri bitkilerin videosu eşliğinde anlatıyorlar bunları. Bakıyorum gerçekten iki yılda iki üç yapraklı palmiyeler.
İnsana umutsuzluk aşılıyor. Bırak bunun ağaç olmasını fidan olduğunu bile görmeye ömrüm yetmez diye düşündüm ama sevdiğimden vazgeçmedim.
Şimdi bu tam iki yaşındayken kaç yaprağı var?
Doğal biçimde sararan bir iki alt dalını da ben budadIğım halde artık minyatür bir palmiyem var. Üstlerinde bir sürü de yaprak var görüldüğü gibi. Kimse saymaz. Fotoğrafta belli olmuyor ama kalın güzel bir kökü var.
Ya ben iklimin daha müsait olduğu Kaliforniya çiftçilerinden daha hızlı büyüttüm yada bu bitkileri üretip satanlar milletin gözü korksunda sadece bizden alsın diye gerçeği çarpıtıyorlar.
Üç yaşında yani 2025 güzünde bunun artık ağaç görünümüne ulaşmasını bekliyorum.
0 notes