Tumgik
#91.Bölüm
dizibolumhd · 1 year
Text
Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine
Kaynak https://www.tvalemi.gen.tr/blog/kan-cicekleri-91-bolum-fragmani-vine-3.html
Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine
Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine izle Başlık: Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine Kanal Vine Etiket: Kan Çiçekleri 91. Bölüm,Kan Çiçekleri 91. Bölüm Fragmanı,Kan …
Kan Çiçekleri 91. Bölüm, Kan Çiçekleri 91. Bölüm Fragmanı, Kan Çiçekleri 91. Bölüm Tanıtım izle, Kan Çiçekleri 91. Yeni Bölüm, Kan Çiçekleri Son Bölüm, Kan Çiçekleri Son bölüm Fragmanı, Kan Çiçekleri Tum Bölümler, Kan Çiçekleri Yeni Bölüm, Kan Çiçekleri Yeni bölüm Fragmanı https://www.tvalemi.gen.tr/blog/
0 notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Gönül Dağı 91. Bölüm
27 notes · View notes
lovelyyfluff · 3 months
Text
★ES!! Ana Hikaye Çevirileri (Part 1)★
Tumblr media
Başarısızlar:
• Önsöz
• Duyuru
• 1 - Uykucu
• 2 - "Yok Edici"
• 3 - Müjde
• 4 - Rastlantı
• 5 - Açıklama
• 6 - Ceza
• 7 - Yeniden Yapılandırma
• 8 - Bunlar
• 9 - Öğle Yemeği
• 10 - Emirler
• 11 - Sistem
• 12 - Beslenme
• 13 - Kazanç
• 14 - Sıralama
• 15 - Giriş
• 16 - Hedef
• 17 - Şakacılar
• 18 - Kuşku
• 19 - Kader
• 20 - Ortaya Çıkış
• 21 - İdol
• 22 - Yıldız Işığı
Tumblr media
Baş Belaları:
• 23 - Giriş Kapısı
• 24 - Şüpheli
• 25 - Kurt
• 26 - Nezaket
• 27 - Asansör
• 28 - Büyük Kişi
• 29 - Anlaşmazlık
• 30 - Rahatlık
• 31 - Şeytan Kovucu
• 32 - Kâbus
• 33 - İletişim
• 34 - Gündüz
• 35 - Mutfak
• 36 - Deniz mahsülü
• 37 - Hizmetçi
• 38 - Borç
• 39 - Alkaloid
• 40 - Plan
• 41 - Tavşanlar
• 42 - Gölge
• 43 - Mola
• 44 - Katılım
• 45 - Uyarı
• 46 - İş
• 47 - Bilinmeyen
• 48 - Denetleme
• 49 - Dezavantaj
• 50 - Gece Yarısı
• 51 - Karanlık
• 52 - Sorun
• 53 - Crazy:B
Tumblr media
Zorlu Zamanlar:
• 54 - Endişe
• 55 - Karşılık
• 56 - Yeni Başlangıç
• 57 - Nostalji
• 58 - Adalet
• 59 - Gürültü
• 60 - İstisna
• 61 - Çağırı
• 62 - Cadı
• 63 - Resepsiyon
• 64 - Hükümdar
• 65 - Asalet
• 66 - Saygıdeğer
• 67 - Hazırlık
• 68 - İşaret
• 69 - Sır
• 70 - Dâhi
• 71 - Devasa
• 72 - Antrenör
• 73 - Oy
• 74 - Masal
• 75 - Düşen Maske
• 76 - Hayalet
• 77 - Böcek
• 78 - Yabancı
• 79 - Çaba
• 80 - Başlangıç
• 81 - Kalite
• 82 - Gerçek
• 83 - Kaygı
• 84 - Alay edilme
• 85 - Switch
• 86 - Tören
• 87 - Sahne
• 88 - Zarafet
Tumblr media
Büyük Savaş:
• 89 - Zirve
• 90 - Gürültülü
• 91 -
• 92 - Üyeler
• 93 - Öğretmen
• 94 - Sonrası
• 95 - Diken
• 96 - Durum
• 97 - İsyankarlık
• 98 - Besleme
• 99 -
• 100 - Komplo
• 101 - Kızıl
• 102 - Cemre
• 103 - Yalancı
• 104 - Arı Kovanı
• 105 - Takım
• 106 - Eleştiri
• 107 - Etkilenmeyen
• 108 - Böcek Kovucu
• 109 - Kötü Karakter
• 110 - İhmalkarlık
• 111 - Marka
• 112 - Ana karakter
• 123 - Reddedilmiş
• 124 - Endişe
Tumblr media
Parlayan Yıldızlar:
(Yapım aşamasında, diğer bölümler zaman geçtikçe eklenecek! Ayrıca bölüm isimleri değişiklik gösterebilir.)
1 note · View note
drmrblackhill · 2 years
Text
Melankolik bir anime: Hi Score Girl
Tumblr media
Karakterleri ve bu karakterlerin  arasındaki ilişkileri ele alışı sayesinde izleyiciyi  sürekli tebessüm ettiren,  90′lar arcade ruhunu enfes bir şekilde resmeden melankoli kaynağı bir anime  hi(gh) score girl. Son yirmi yılda oldukça değişmiş ve teknolojik olarak daha hızlı gelişmiş bir dünyada, görece olarak imkanların daha sınırlı olduğu  bir döneme yolculuğu, ilk evre ergenlik ve lise dönemi  romantizmiyle harmanlamış bir yapım ayrıca.
Dünyaya dair her keşfin ayrı bir heyecan kaynağına dönüştüğü o tatlı gençlik  döneminin merkezinde, oyunlardan başka bir dünyası olmayan bir orta okul öğrencisi ve onun arcade oyunlardaki rakibi Akira Ono (high score girl) ile 91 yılında başlıyor hikaye. İlk bölümde verdiği keyif sebebiyle de 15 bölümlük ilk sezon 3-4 yıllık bir zaman diliminde hiç sıkmadan akıp gidiyor.  İkinci sezonda ise değişen bölüm öncesi ve sonrası jeneriklerle beraber  karakterlerin daha olgun lise dönemine şahit oluyoruz. Ve nihayetinde 90′lar bitmeden önce de bu tatlı hikaye  sona eriyor.
Dünyada 80′lerle başlayan popüler kültür patlaması çoğu otorite tarafından da kabul  edildiği üzere  90′larda en olgun meyvelerini vermiştir şüphesiz. İşte tam da bu yüzden, o olgun dönemin ruhunu oldukça başarılı bir şekilde ekrana taşıyor bu anime. Üstelik bunu sadece arcade oyunları ve o döneme damga vurmuş arcade salonları vesilesiyle yapıyor. Hatta ilk dönem ev oyun konsollarıyla da bunu destekliyor. Dizide  görünen en tanıdık oyunlardan ikisi  street fighter ve final fight. Bu iki baba oyunun  karakterlerini  oyun sahnelerinde ve sürpriz enstanteler içinde görmek müthiş eğlenceli bir deneyime dönüşüyor. (Özellikle Yaguchi Haruo’nun bir nevi iç  sesi olarak görünen Guile, oyundaki rolunü aşıp muazzam bir karaktere bürünüyor :)
Son olarak, ilk sezon boyunca her bölüm sonunda çalan o efsane jenerik parçasına  bir parantez açmak istiyorum. Zira bu enfes  japonca parça her dinlendiğinde animenin verdiği  o coşkuyu sürekli  taze tutuyor. 
4 notes · View notes
musispoedmacarsiv · 2 months
Text
10 Ağustos 2024 Almanya Sırbistan Basketbol Maçı
*Fransa'nın başkenti Paris'teki Bercy Arena'da saat 12:00'de başlayacak olan Paris 2024 Olimpiyat Oyunları Basketbol Erkekler Bronz Madalya Maçı. Almanya ilk defa basketbolda olimpiyat madalyası kazanmayı amaçlayacak. Sırbistan ise 2016'da elde ettiği gümüşten sonra ikinci madalyasını arayacak. Onlar da ilk kez bronz madalya maçına çıkacak bu arada. Tabi Sırbistan için yarı finaldeki 95-91'lik ABD yenilgisi kahredici oldu. Kazansa bambaşka bir destan yazmış olacaktı. İki ekip geçen sene Dünya Kupası finalinde karşılaşmış ve Almanya 83-77 galip ayrılmıştı. O mücadelenin de bir anlamda rövanşını izleyeceğiz. Güzel bir heyecan yaşanması dileğiyle. Başarılar iki tarafa da.
*TRT Spor'dan ve Eurosport 1'den naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk çeyreği Sırbistan 30-21 üstün bitirdi. Karşılıklı iki 3 sayılık basketin ardından Sırbistan ağırlığını koydu ve tamamen önde oynadığı rahat bir bölüm çıkardı. Çift hanelerin eşiğinde Balkan ekibi.
*İlk yarı sonucu 46-38 Sırbistan lehine. Bu kez yakın geçen bir bölüm izledik ama sayı avantajını elinde tutan Sırbistan hep önde oynamaya devam ediyor. Çeyreğe etkili başlamışlardı ve bir ara fark 14'e kadar çıktı. Almanya 41-29'dan sonra 9-5'lik sekansla tekrar tek hanelere getirdi.
*Üçüncü periyodun ardından Sırbistan 72-63'e taşıdı. Yine periyot özelinde başa baş geçen ve iki farklı görüntüye sahip bir bölüm izledik. Önce Sırbistan etkili girdi ve fark 19'a kadar çıktı. 64-45'ten sonra da Almanya'nın reaksiyonu geldi ve 18-8'lik sekansa imza attı. Son nefeste yine tek haneye düştü maç. Son bölümde Almanya geri dönüşünü tamamlamaya çalışacak.
*Sırbistan 93-83 galip gelerek tarihindeki ilk olimpiyat bronz madalyasını elde etti. Almanya ise en iyi derecesine imza atarak oyunları 4. sırada bitirdi. Son bölümde ipler Sırbistan'da kalmaya devam etti. Yine tek farkla biten bir periyot skoru gördük. Almanya 8 sayı kadar yaklaştı ama ötesi gelmedi. Maçın sadece ilk diliminde 9 sayılık fark vardı ve diğer periyot skorları hep 1 farkla bitti. Sırbistan iyi başlamasının kredisini sonuna kadar korumayı bildi. Tebriklerimizi sunuyoruz. Almanya'da Franz Wagner 18, Moritz Wagner 16 sayı üretti. Sırbistan'da ise Nikola Jokic 19 sayı - 12 ribaund - 11 asistle üçlü çifte yapıp takımını sürükledi. Vasilije Micic 19, Bogdan Bogdanovic 16 sayıyla oynadı.
0 notes
pswrd-ilu · 8 months
Text
d-15
hips: 94 -> 91
iç bacak: 56 -> 54
kilo: 56.7 -> 55.2
15 günün sonuna geldim ve gerçekten bir şeyler oldu ki sporu çok çok az tuttum. Bu sebepten bi 15 gün daha devam etmek istiyorum çünkü bir şeyler yapıp sonucunu görmek hoşuma gitti.
sadece biraz daha belirgin bir sonuç elde edersem daha mutlu olucam gerçekten inceldiğimi hissetmek gibi.
birkaç gün yazmadım aslında oldukça bozdum şirkette bira içtim hamburger yedim makarna yediğim oldu şu son 2 günde. o yüzden gelip yazmak da istemedim pek. neyse bugün yine olabildiğince az karbo yemeye çalıştım spor da yapmıcam cheat day olsun. yarın devam.
bunun dışında mujina into the deep okuyorum çok yavaş bölüm gelmesi çooook kötü aylık sanırım. asanonun çizim tarzını seviyorum hikaye çok çok iyi olmasa da çizimler hoşuma gidiyo.
Tumblr media
spor ve diyete devam ederken ekstra bir şey ekleyecektim yanına hala düşünmedim birazdan ajandamı yazarken bunu düşünmeye çalışıcam. neyi farklı yapmalıyım ya da ne yapmalıyım?
ve tiktok ve twittera geri dönmek istiyorum çünkü böyle hiç connected hissetmiyorum dünyaya zaten 15 gün iyi idare ettim bence.
şimdilik bu kadar yeter. gece belki tekrar gelirim ve planlarımdan bahsederim.
0 notes
bungoustraydogs-tr · 4 years
Text
Bungou Stray Dogs 91. Bölüm
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
247 notes · View notes
fantastikceo · 3 years
Text
Tokyo Revengers Manga 91 & 110
Tokyo Revengers Manga 91 & 110
Tumblr media
View On WordPress
4 notes · View notes
issiz--kadin · 4 years
Text
Sorun soruşturun , tanışıp kaynaşın 🌟
1) adın ne?
2) kaç yaşındasın?
3) Hangi şehirde yaşıyorsun ve yaşadığın şehri seviyor musun?
4) Saçın uzun mu yoksa kısa mı
5) Hangi takımlısın
6) Kapalımısın Yoksa açıkmısın (kız)
7) Göz rengin ne
8) sevgilin var mı?
9) saat mi bileklik mi?
10) spor ayakkabı mı topuklu ayakkabı mı?
11) eşcinseller hakkında ne düşünüyorsun?
12) çocukluğunu özlüyor musun?
13) telefonunun markası?
14) hayatın sence yolunda mı?
15) sinema mı televizyon mu?
16) kahveyi nasıl seversin ? Şekerli , sade,sütlü vs..
17 açken sen sen misin?
18) en sevdiğin cips?
19) gözlüklü kızları/erkekleri nasıl buluyorsun?
20) Çay mı kahve mi
21) ne tür müzik dinlersin?
22) hiç karakola düştün mü?
23) En sevdiğin alkollü içecek
24) en sevdiğin çikolata çeşidi?
25) hiç alkol kullandın mı
26) Sigara kullanıyormusun
27) Whatsapp da son konuştuğun kişiye artık seni sevmiyorum yaz ve fotoğrafını at
28) hiç wattpadde hikaye yazdın mı?
29) bir kızı/erkeği nasıl etkilersin?
30) parfüm mü doğal koku mu?
31) spor yapar mısın?
32) hiç öpüştün mü?
33) sence aşk mı sevgi mi dostluk mu?
34) kendini 3 kelimeyle anlatırmısın
35) en çok gitmek istediğin ülke?
36) çikolata mı çiğköfte mi?
37) sence aşk nedir?
38) yağmurlu günlerde yürümeyi sever misin?
39) yağmurda ıslanmak mı yoksa seyretmeyi mi seversin
40) başını yastığa koyduğunda aklına gelen ilk isim?
41) bu aralar en çok hangi şarkıyı dinliyorsun
42) ne tür kitaplar okursun?
43) rap dinler misin?
44) en sevdiğin sanatçı kim
45) siyah mı beyaz mı?
46) arkadaşların sana nasıl hitap ederler?
47) İsmini değiştirme şansın olsa ne yapardın?
48) hiç sevgilini aldattın mı ?
49) birini terk ettin mi?
50) okuduğun bölüm ne
51) en çok kullandığın küfür?
52) parfümünün markası?
53) en sevdiğin grup/şarkıcı?
54) Cem Yılmaz mı Şahan Gökbakar mı
55) hangi ünlülerin konserine gittin?
55) en çirkef huyun?
56) en sevdiğin tatlı?
57) en sevdiğin internet sitesi?
58) en sevdiğin tumblr bloğu?
59) kolay sevip zor mu vazgeçersin? Zor sevip kolay mı?
60) ayran mı kola mı?
61) en sevdiğin dizi?
62) en sevdiğin film?
63) kankan seni bir anda öpse ne yaparsın?
64) şu an ne yapıyorsun?
65) hangi sosyal medyaları kullanıyorsun
66) en sevdiğin eşyan?
67) En sevdiğin mevsim?
68) kullandığın sosyal medya kullanıcı adların ney
69) hiç ölümle burun buruna geldin mi?
70) kendinden hiç nefret ettin mi?
71) sen hiç hiç oldun mu?
72) dininin emirlerini yerine getiriyor musun?
73) hiç sözlü tacize maruz kaldın mı
74) hiç tehdit altında kaldın mı?
75) hiç esrar/kokain vs. kullandın mı?
76) sence ağlamak zayıf bir davranış mı?
77) küfür eden kızlar/erkekler itici mi?
78) Dış görünüş önemli mi?
79) Favori ilk üç şarkın?
80) En sevdiğin renk?
81) Çok paran olsa ilk ne yapardın?
82) En cesurca davranışın?
83) Sevdiğin kişi için değişir misin?
84) Tikin var mı?
85) Gıcık mısın
86) En sevdiğin çiçek hangisi ?
87) Güven sorunun var mı?
88) Kendine güvenir misin?
89) 2. şans verilmeli mi?
90) Hangi ünlü ile evlenirdin?
91) Alerjin var mı? Neye?
92) Sakin misin sinirli mi?
93) Dövme yaptırsan nasıl bir şey olurdu?
94) Platonik aşık oldun mu
95) Kendine zarar verdin mi?
96) Aşık olduğun şehir?
97) Bir süper gücün olsa ne olurdu?
98) Gitmek istediğin ülke?
99) Şu an biriyle küs müsün?
100) Tek yaşamak mı ailenle yaşamak mı?
101) Hiç evcil hayvanın oldu mu?
102) Kalp kırılsa da sever mi?
103) Hayalindeki meslek?
104) Üşengeç misin?
105) Garip bir fobin var mı?
106) sakin bir hayatmı yoksa koşturmalı bir hayat mı yaşıyorsun
107) Birinin sana yalan söylediğini fark ettiğinde ne yaparsın?
108) Google de enson aradığın şey ne
109) Dini inancın ne?
110) Sana gelen en son mesajda ne yazıyor?
111) Söylediğin en son yalan kime ve neydi?
112) Öfkeni nasıl belli ediyorsun?
113) Telefon görüşmesi mi yoksa videolu görüşmeyi tercih edersin?
114) Youtube de en son ne izledin
115) Karadeniz mi; Akdeniz mi?
116) Senin için hayatın anlamı nedir?
117) Son okuduğun kitap? 
118) hamsi mi istavrit yemeyi seversin
119) hiç suşi yedin mi
120) Okuyor musun?
121) Hangi okuldasın?
122) Doğum tarihin?
123) Hayallerini süsleyen olay/kişi/yer nedir?
124) Hayatında keşke dediğin ne var?
125) Hayatında iyi ki dediğinu ne var?
126) Küçük bir sırrını bizimle paylaş?
127) Kendi kendine konuşur musun?
128) Bileklik/yüzük/küpe takar mısın?
129) Güzelliğine/yakışlıklığını neye borçlusun?
130) Cildin için bakım yapar mısın?
131) Genelde ne giyersin, olmazsa olmazın?
132) Ailenle aran iyimidir?
133) İnandığın bir yaratıcı yada bir din var mı?
134)Sütlü tatlılar mı yoksa çikolatalı
tatlılar mı?
135) Son öpücüğün?
136) İlk öpücüğün?
137) Müzik zevkin nedir?
138) Kilon ne?
139) Kaç kardeşsin?
140) Ailenden ayrı eve çıkmak ister misin?

141) En büyük hayal kırıklığın?
142)Ders nasıl çalırsın?
143)Sayısal mı sözel dersler mi ilgini çeker?
144)Aslen nerelisin?
145) İleti gönderenlere cevap veriyor musun?
146)Ayak numaran kaç?
147)Tumblra katılma hikayen?
148)En rezil olduğun anını anlatır mısın?
149)En sevdiğin sakız markası ve
aroması?
150) En sevdiğin gazlı içecek ne
Bordo : Sana aşığım
Kırmızı : Seni seviyorum
Magenta kırmızısı : Senden hoşlanıyorum
Turuncu : Çok güzelsin
Yeşil : En sevdiğim blog seninki
Su yeşili : Paylaşımlarını takip ediyorum
Turkuaz : Harikasın
Koyu yeşil : Blogun güzel ama sen değilsin
Gök mavisi : Senden etkileniyorum
Gece mavisi : Sana karşı boş değilim
Siyah : Senden nefret ediyorum
Beyaz : Yalakasın
Gıri : Çok karamsarsın
Sarı : Bloğun berbat
Eflehatun : Tumblr sevdiceğimsin
8K notes · View notes
dizibolumhd · 1 year
Text
Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine
Kaynak https://www.tvalemi.gen.tr/blog/kan-cicekleri-91-bolum-fragmani-vine-2.html
Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine
Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine izle Başlık: Kan Çiçekleri 91 Bölüm Fragmanı Vine Kanal Vine Etiket: Kan Çiçekleri 91. Bölüm,Kan Çiçekleri 91. Bölüm Fragmanı,Kan …
Kan Çiçekleri 91. Bölüm, Kan Çiçekleri 91. Bölüm Fragmanı, Kan Çiçekleri 91. Bölüm Tanıtım izle, Kan Çiçekleri 91. Yeni Bölüm, Kan Çiçekleri Son Bölüm, Kan Çiçekleri Son bölüm Fragmanı, Kan Çiçekleri Tum Bölümler, Kan Çiçekleri Yeni Bölüm, Kan Çiçekleri Yeni bölüm Fragmanı https://www.tvalemi.gen.tr/blog/
0 notes
lancelotsir · 3 years
Text
FASTER MASTER
Lisans hayatımın bitişinden beri düzenli olarak yüksek lisansa başlamak için girişimlerde bulunuyorum. ALES’ten 91 alacak kadar ciddiye alıyorum bu işi. Fakat ülkemizde çalışma hayatının geldiği içler acısı nokta insanları iş bulmaya alternatif olarak akademinin içinde kalma sürecine yöneltti. Bari kendimi geliştireyim, öğrenciliğim devam etsin, toplu taşımaya indirimli bineyim, askerliği erteleyim gibi durumlar da iyice artınca artık yüksek lisans, 10 sene öncenin lisans programları gibi bir şey haline geldi. Buna bir de benim branşımdan kişilerin rekabeti imkansız kılan ortalamaları eklenince şu ana kadar bütün girişimlerimden sonuçsuz ayrıldım.
Hal böyle olunca neredeyse her başvurum, başvuru seviyesinden öte gitmedi ve her Türk erkeğinin yaşadığı problem olan askerlik coşkusu kapımıza dayandı. Yüksek lisans amacım hiçbir zaman askerliği erteleme amacı taşımadı fakat şu an yaşadığım özel sebepler ve uzun zamandır kendi alanımdan red almam üzerine rekabetin daha da düşük olduğu alternatif bölümlere yöneldim. Geçtiğimiz haftalarda da bunlardan birine başvuruda bulundum.
Red cevapları ve elenmelere o kadar alıştım ki bu başvurunun sonuçlarını takip bile etmedim. Bir akşam çalan telefonum ile benimle beraber başvuruda bulunan arkadaşımın kazanmışız cümlesiyle bir coşkuya kapıldım. Tabi bu coşku kısa süreli oldu çünkü kazanma sadece mülakata ve bilim sınavına girmeye yönelik. Yine de 3 yıldır red alan bir kişiye göre bu bile mutluluk verici.
Ani gelen bu haber sonrası birkaç gün içinde 3 kişilik bir ekip olarak başvuru yaptığımız şehre doğru yola çıktık. Gençliğinin baharında 3 delikanlı olarak yol boyu hayaller peşimizi bırakmadı; “bi erteleyebilirsem askerliği, yaza evlilik tamam”, “akademiye bi girebilirsem patronun suratına tükürüp basıcam istifayı”, “iyi oldu, eğitim hayatını özlemiştim” gibi gibi cümlelerle sanki mülakata gidiyor değil de kazanmışız dönüyormuşuz gibi yolumuza devam ettik.
Yabancısı olduğumuz okulda bölümü bulduk, bilim sınavını beklemeye başladık. 5 kişilik kontenjana çağırılan 36 kişiden sadece 15 kişinin gelmesiyle ümitlerimiz iyice arşa çıktı. Yerlerimize oturduk, sınav kağıtlarımız dağıtılırken bir anda final haftalarına gittim gittim geldim... sınav kağıdını elime aldım, 3 soruyu hızlıca okudum ve yana dönüp arkadaşımla gözgöze gelip ufak bir sırıtış koyverdim.
Evet bu sırıtış... bu sırıtış bu zamana kadar mülakatlara bile varamadan elenen delikanlıların, bu kez de mülakatlarda eleneceğiz sırıtışıydı. Büyük hayallerle geldiğimiz yerden ayaklarımızı kıçımıza vura vura döneceğiz sırıtışıydı. Sorulara verilecek cevapların kıyısından, köşesinden bile tutamıyordum. Bir süre sadece kağıda bakarak maskenin altından güldüm. Bir yandan da sınıftakiler delirdiğimi düşünmesin diye sesimi bastırmaya çalışıyorum. 10 dakika kadar kağıda hiçbir şey yazmayıp bekledikten sonra herhangi bir soru numarası belirtmeden yazmaya başladım. Niyet mektubu tadındaki cevabımın içeriğinde dedim ki sayın değerlendirici; benim bu sorulara verebileceğim bir cevabım yok. Fakat şu an bir cevabımın olmayışı, ileride de olmayacağı anlamına gelmez... olası kabulüm durumunda çalışma tecrübelerim ve gayretimle değil bu sorular, henüz soramadığınız tüm sorulara verecek cevabım olacaktır evelallah. Yazımı bitirince kağıdımı ilk veren olarak sınıftan çıktım ve hoca peşimden koşup gelir de dalga geçer diye hemen oradan ayrıldım.
2 saat kadar yazılı sonuçlarının açıklanıp, kimlerin mülakata girmeye hak kazanacağını bekledik. İşin komikliğine bakın. Hakkında en ufak bir fikrim bile olmayan yüksek lisans programına, bilim sınavında yazdığım bir niyet mektubu ile alınabileceğime dair ümidim var. İşte bu kadar yetkinlikten uzak bir memlekette yaşıyoruz. Evet, sürpriz olmadı ve hocanın kapıya astığı sınav puanlaması ile değil mülakata girmeye, bölüm başkanına bi selam vermeye bile hak kazanamamışım. Bugünden bize kalanlar sınav kağıdımı okuyan hocanın ben tam fakülteden ayrılırken bana bu alana dair kitaplar önerip iyi niyetli bir şekilde tavsiyeler vermesi, benim de onu dinlerken acaba askerde kimlerin tuvaletini temizlemem gerekir diye düşünmem oldu.
21 notes · View notes
diziizlefull1 · 5 years
Link
Temizlik Benim İşim 91.Bölüm izle 23 Aralık 2019
0 notes
musispoedmacarsiv · 5 months
Text
24 Nisan 2024 Monaco Fenerbahçe Beko Maçı
*Gaston Medecin Salonu'nda saat 20:00'de başlayacak olan Turkish Airlines EuroLeague Play-off Serisi birinci maçı. Yeni aşama başlıyor. Saha avantajı elimizde değil maalesef ama buradan galibiyet çıkarabileceğimize dair inancımız yüksek. Fransız ekibi önünde denk bir seri izleyebiliriz. İnancımız tam ve güvenimiz sonsuz. Yürekten başarılar dileriz temsilcimize.
*S Sport'tan naklen yayınlanacak olan maç.
*İlk çeyrekten Monaco 26-15'lik üstünlük çıkardı. Fransız ekibi hızlı girişinin neticesinde 21-8'i gördü bir ara. Tutuk kaldık. Uyanmamız gerek.
*İlk yarının ardından içeriye 46-37 yenik gidiyoruz. Bu kez başa baş geçen bir dilim seyrettik. Farkı 7'ye kadar çekmeyi başardık. Ötesi de ikinci yarıda inşallah diyelim.
*Üçüncü periyodun bitimiyle Monaco 61-60 önde. Temsilcimizden bu kez 23-15'lik oyun geldi ve Kanarya adeta dirildi. Bir türlü öne geçemedik ama farkı çift hanelerden 1'e düşürmeyi başardık. Son bölümde heyecan katlanacak. Haydi!
*Normal süre 81-81 bitti ve maç uzadı. Dilimin hemen başında basketi bulup 62-61 ile attığımız ilk isabetten sonra ilk defa öne geçmiştik. Sonrasında Monaco'nun 9 sayılık serisi gelince mesafe yine açıldı. Fransız ekibi 74-65 öndeyken bu kez temsilcimiz 15-2 gibi mükemmel bir sekans ortaya koydu. 4 sayı kadar uzaklaşmıştık ki 5 sayılık mini seri yapmayı başardılar. Son serbest atışla da uzatmaya götürdük. Maçın gidişatını düşününce iyi bir fırsat oldu bu. Şimdi güzel bir 5 dakika gelsin.
*95-91 galip geldik ve seride 1-0 öne geçtik. İlk maçtan harika bir avantaj yakaladık. Helal olsun hepinize. Adımıza, tecrübemize yakışır bir son bölüm oyunu geldi temsilcimizden ve ilk buluşmada mesajı verdik. Tebrikler tüm ekibe. Monaco'da Elie Okobo 19, Jordan Loyd ve Mike James 16'şar sayı gönderdi. Fenerbahçe Beko'da ise Nigel Hayes-Davis 19, Nick Calathes 17 sayı üretti.
0 notes
pizzeriamen · 4 years
Text
Gelecekte berber izleriz....
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek istiyor (İntihar ve Depresyon)
8- İçimdeki Deniz (Ötenazi isteyen bir adam)
9- Kimlik (Çoklu kişilik bozukluğu)
10- Şanslı (Ensest)
11- Atlı Karınca (Ensest)
12- Zenne (Eşcinsel eğilim ve aile tutumları)
13- Siyah Kuğu (Mükemmliyetçilikpsikolojik gerilim)
14- Gözlerimi de Al (Karı koca ilişkisi)
15- Karanlıktakiler (Sosyofobi- cinsel taciz)
16- Otomatik Portakal (Vicdan deneyi- vicdan var mıdır? var edilebilir mi?)
17- Sineklerin tanrısı (İnsanların medeniyetten uzaklaştıklarında “id” lerinin nasıl devreye giridğini anlatıyor)
18- Babam Büfe (Fakir bir aile yapısı)
19- Benny’nin Videosu (Psikolojik gerilim – Aile ilişkileri)
20- Funny Games (Psikolojik gerilim – Aile ilişkileri)
21- Hayat güzeldir (Nazi Almanyası, baba oğul ilişkisi)
22-İnsomnia (Polisiye , gerilim uyuyamayan bir polisin maceraları)
23- Akıl defteri (Hafıza Kaybı)
24- Tehlikeli ilişki (Freud- jung)
25- Dövüş kulübü (Saldırganlık)
26- Ceket (Psikolojik gerilim)
27- Truman şov (Kurgu bir yaşamda insan psikolojisi)
28- Makinist (Uykusuzluk problemi- insomnia)
29- Gizli pencere (Paranoya)
30- Nietzsche Ağladığında
31- Sen ne dilersen (İki kız kardeşin ilişkisi
32- Dönüş (Aile içi ilişkiler)
33- Yirmi Üç (Takıntılı kişilik)
34- Sil Baştan (İki farklı kişiliğin beraberliği- bilinçte yolculuk)
35- Piyano öğretmeni (Aşırı tutucu bir kişilik ve beraberinde getirdiği cinsel sapkınlığı anlatan bir film)
36- Takva
37- Büyük balık (Baba- oğul ilişkisi)
38-Abim evin tek çocuğu (Aile ilişkileri- özellikle kardeş ilişkisi üzerinde durulmuş)
39- Beyza’nın kadınları (Çoklu kişilik bozukluğu)
40- Max ve Mary (Asperger sendromu)
41- Babam ve Oğlum
42- Benim Adım Khan / Konusu: Rizwan Khan Otizm türü rahatsızlığı olan sperger sendromu hastasıdır..
43-Beşir'le Vals
44- İnception
45- 3 İdiot
46- Her Çocuk Özeldir
47- 28 Gün (Bağımlılık ve Alkol)
48-Yukarıya Bak (Animasyon)
49- Sybil
50- Oğul Odası
51) Ekim Düşü
52) Muhteşem Üçlü
53) Gökten İnen Melek
54) Son Armağan
55) Kırmızı Köpek
56) Tavuklar Firarda
57) Neşeli Günler
58) Yumurcak (Yabancı Film)
59) Altına Hücum
60) Düşler Ülkesi
61- Gen
62- Ölü Ozanlar Derneği
63- The Game
64- Black (Kör bir kız çocuğunun hayatı)
65- Billy Elliot
66- Forrest Gump
67- Atlıkarınca
68- Tavşan Deliği
69- Herkes Mi Aldatır?
70- Mozart ve Balina
71- Good Will Hunting (Can Dostum)
72- American Psycho
73- 12 Angry Man
74- İn Treatment (Dizi Film, her bölüm bir danışma seansıdır)
75- Lie To Me (Beden Dilini Anlatmaktadır)
76- Sherlock Holmes (Psikolojik analizler ve vaka çözümlemeleri)
77- Umudunu Kaybetme
78- Zindan Adası
79- Zoraki Kral
80- Öğretmenim Mori
81- Özgürlük Yazarları (Varoş bir okulda bir idealist öğretmenin verdiği mücadele)
82) The Mentalist (Dizi)
83- Uçurtmayı Vurmasınlar
84- Kelebek Etkisi
85-Çıldırış
86- Ghajini
87- Kuzuların Sessizliği
88- Kır Zincirlerini
89- Aile Babası
90- Başkalarının Hayatları
91) K Pax (Uzaydan geldiğini söyleyen bir adamın ilginç anlatıları)
92) Shine (Pırıltı) (Sıradışı kabiliyetli bir çocuğun müzikteki başarısı ve ailesini bir arada tutma çabası anlatılmaktadır)
93) Tabutta Rövaşata (Evsiz barksız bir adamın (hüzünlü) hikâyesini konu edinir)
94) Anayurt Oteli (Otel müdürünün birbirine benzeyen olaylar içinde, iç dünyasındaki fırtınaları dizginlemeye çalışmasını anlatır)
95) Kader ve Masumiyet (Hayat kadınına saplantılı bir adam olan Bekir (Haluk Bilginer), hapisten yeni çıkmış amaçsız biri olan Yusuf (Güven Kıraç) ve annesinin hamileyken yediği dayaktan dolayı sağır ve dilsiz doğan Çilem (Melis Tuna) etrafında gelişen sıradan olayları ele alır)
96) Six Feet Under (Dizi) (Geçimlerini başkalarının ölümlerinden kazanan bir ailenin hikâyesi)
97) Fil (Elephant) (Okulda şiddeti konu alıyor
98) Prestij (Önceleri birlikte çalışan iki sihirbazın daha sonra rekabete ve hatta düşmanlığa dönüşen öyküsü anlatılmaktadır
99) Korkuyorum Anne (İnsan nedir ki? Film bunu merak ediyor)
100) Mama-Anne-(2013): Anne babalarının öldürülmesinden sonra ormanda kaybolan iki kız kardeşin hikayesi. Kızlar yıllar sonra kurtarılır ancak yeni hayata adapte olabilecekler mi ?
101) Life Of Pi -Pi'nin Hayatı- (2012): Okyanusun ortasında bir salda mahsur kalan Pi'nin hayatta kalma savaşı. Pi keskin zekası ile bu savaşı kazanacak mı acaba ? Dev kaplan ile birlikte yaşamayı öğrenip adaya varacak mı ?
102) Lorenzo'nun Yağı(1992): 7 yaşına kadar diğer çocuklar gibi normal bir hayat yaşayan Lorenzo amansız bir hastalığın pençesinde bulur kendisi. Gerçek bir hikayeden alınan filmde lorenzonun ailesinin mücadele azmini göreceksiniz. Ailesi Lorenzoyu bu amansız hastalıktan kurtaracak ilacı bulabilecek mi ?
103) Fil Adam-The Elephant Man (1980): Genetik şekil bozukluğu. John Merrick'in hayatının anlatıldığı filmde John Merrick’ in görünüşünden dolayı gördüğü kötü muamele ve biz insanların yapabileceği kötülüğün sınırının olmadığını gözler önüne seren bir baş yapıt.
104) Yazı- Tura (2004): Doğu Anadolu bölgesinde askerlik yapan iki gencin hayatları boyunca atlatamadıkları travmalarını ele alıyor film.
105) Cennetin Rengi (1999): Dramatik bir İran filmi. Görme engelli Muhammed'in çevresini sadece dokunarak ve duyarak anlamaya çalıştığı masalsı hikayesi. Baba evlilik planlarını bozacağından korktuğu Muhammed'ten kurtulabilecek mi ?
106) Cennetin Çocukları (1997): Yoksul bir ailenin çocukları olan Ali ve Zehra'nın aynı ayakkabıyı paylaşmasının öyküsü.
107) Mozart ve Balina(2005): Otizmin bir türü olan Asperger sendromlu olan iki gencin aşk hikayesi. Donalt ve Isabella toplumun baskısını, asperger sendromunun getirdiklerini yenip ortak bir hayat kurabilecekler mi ?
108) 21 Gram(2003): Bir kaza sonucu yolları kesişen 3 kişinin yaşadıklarını ele alan filmde ayrıca “şans” denen şeyin geçmiş, şimdi ve gelecek zamanda hayatları nasıl etkilediği ele alınmıştır.
109) Şifre Merkür(1998): 9 yaşında otistik bir çocuğun Amerikan hükümeti güvenlik birimi tarafından yapılan hiç kimsenin çözemeyeceği bir şifre olan “merkür"ü kırması ve başından geçenler anlatılmaktadır.
110) Maraton-Marathon(2004): otistik Cho-won’ un yılmamak ve yorulmamak prensibi ile devam ettirdiği hayatını ele alıyor film.
111) Kelebekler Hürdür- Butterflies Are Free(1972): Don, ailesinde, toplumdan uzak hayatını devam ettirmeye çalışan bir genç. Yaşadığı yerde hippi bir kız olan Jill ile tanışır aşık olurlar. Jill Don'a yaşama sevinci aşılayabilecek mi ?
112) Kelebeğin Rüyası(2013): Veremli iki şairin 2. dünya savaşı döneminde halka şiiri sevdirme çabası ve kendi geleceklerini kurabilme adına gösterdikleri çabayı ele alıyor film.
113) Ben X(2007): Ben otistik bir gençtir. Çevresiyle uyum sorunları yaşamaktadır. Ben, internet ortamında oynanan bir oyunda gerçek hayatında olduğunun tam tersi bir hayat kuracaktır kendisine.
114) Koro(2005): Müzik öğretmeni Clement yatılı bir okula müdür olarak atanır. Kendisinden bu yatılı okuldaki çocukları rehabilite etmesi beklenilir ancak çocukların umursamazlıkları ve baskıcı eğitim sistemi başlarda onu hayal kırıklığına uğratır ancak Clement müziğin gücünü kullanacaktır.
115) Ron Clark'ın Hikâyesi-The Ron Clark Story(2006): Gerçek bir hikayeden alınan filmde öğretmen Ron Clark'ın öğrencilerinin hayatını nasıl etkilediğini izleyiciye sunan biyografi filmi.
116) İnception-Başlangıç(2010) : Rüya içinde rüya. Bilim kurgu ve aksiyon dolu bir film. Filmin başrol oyuncusu Leonardo Dicaprio için zihnin bilinçaltı derinliklerinde saklı değerli bilgileri çalmak için rüya görme anı kadar daha değerli bir an olamaz.
117) Erkek Severse (1994): Alkolizmin pençesinde bir aile ve bu ailenin bu büyük soruna rağmen sevgi ve aşk ile birbirlerine destek olma çabaları
118) Saklambaç(2005): Annesi intihar ettikten sonra Emily depresyona girer psikiyatrist olan babası kızına yardımcı olmaya çalışır ancak kendisi de çeşitli sorunlar yaşamaktadır. Yeni taşındıkları evde Emily hayali bir arkadaş edinmiştir.
119) Benden Bu Kadar(1997): Udall "obsesif kompülsif” başarılı bir yazardır.
120) Kevin Hakkında Konuşmalıyız(2011): Çocuk gelişimi ve anne çocuk ilişkisini ele alan filmde anne Eva kariyerini ve planlarını bir kenara bırakarak çocuğu Kevini dünyaya getirir. Ancak Kevin toplumsal normlardan uzak kurallara aykırı bir hayat yaşar, çete gruplarına katılır. Anne Eva çocuğunun davranışlarından dolayı derin bir sorumluluk duymakta ve nerde hata yaptığını sorgular.
121) Tehlikeli Oyun-Die welle (2008): 1967 yılında Kaliforniya'da geçen gerçek bir olayı perdeye aktaran filmde insanları robotlaştıran ideolojilerin insanlar ve toplum üzerindeki etkisi ele alınıyor. The Wave grubu ilk başlarda dayanışma, saf bir birliktelik olarak ortaya çıkmışsa da durum kontrolden çıkmaya başlar ve farklı boyutlara ulaşır
Toplum psikolojisi nasıl harekete geçirilir nasıl bir tehlikeli bir hal alır, bunu anlatıyor. Olay bir lisede geçiyor. Basit bir proje ödevi olarak başlayan hareket, çok tehlikeli bir hale dönüşüyor.
122) Experiment (Deney): Bir bilim adamı grubunun, hapishane ortamına deney yapmak amacıyla girmesini ve sonrasında işlerin çığırından çıkmasını konu almaktadır.
123) Billy Elliot(2000): Billy 11 yaşında bir çocuktur ancak yaşına fazlasıyla olgundur. Yeri geldiğinde babası ve abisi ile birlikte grevlere katılmaktadır. Ancak Billy bir gün bale yapmak istediğini söylediğinde ailesi nasıl bir tepki verecektir ?
124) 12 Kızgın Adam-12 angry man (1957): Grup psikolojisinin, yabancı düşmanlığının kararları vermede ne kadar etkili olduğunu ortaya koyan bir film. Filmde babasını öldürmekle suçlanan latin amerikalı genci suçlu bulan 11 jüri üyesi ve genci suçsuz bulan 1 jüri üyesinin arasında geçen muhteşem diyologlar.
125) İçinde Yaşadığım Deri(2011): Tarantula adlı romandan çevrilen filmde Ünlü bir plastik cerrahın kaza sonucu yanan eşine deri yaratmak için 12 yıl boyunca uğraşması, eşinin intiharı ve bu intihar sonucu psikolojik travma yaşayan küçük kızını konu alır ancak olanlar sadece bunlarla sınırlı kalmayacaktır. Plastik cerrahın kızı tecavüze uğrar ve baba intikam için tecavüzcü üzerinde deri deneyleri yapar.
126) Amedeus (1984):8 dalda Oscar ve birçok ödül kazanan filmde ünlü besteciler Amadeus Mozart ile Antonio Salieri’ nin başından geçenlere tanık olacaksınız.
127) Beethoven'i Anlamak -Copying Beethoven (2006): Beethoven’ ı daha iyi, daha yakından tanımak isteyenler için güzel bir film. Sağırlığı giderek artmakta olan Beethoven son bestesini bitirmeyi hedeflediği sürede bitirip başarısına başarı katabilecek mi ?
128) Küçük Gün Işığım(2007): Hoover ailesinin küçük bireyi yarışmaya katılmak için ailesini ikna eder ve calofirniya’ ya doğru eğlenceli bir yolculuk başlar.
129) Bir Zamanlar Anadolu'da(2010): Bir Nuri Bilge CEYLAN filmi. Filmde cinayet soruşturmasında doktor ve savcının 12 saatlik gerilimli hikayesi.
130) Baran -Yağmur(2001): Majid Majidi yapımı bir iran filmi. Büyük bir kinin derin bir aşka dönüşmesinin hikayesi.
131) Kulübe-Enter Nowhere(2011): Gizem dolu izlenilesi bir film. Film ormanda kaybolan 3 gencin bir kulübede buluşması ve bir türlü kurtulamamalarını ele alıyor. Bu gençler farklı zamandan ve mekandan mı gelmişler ?
132) Kız kardeşimin Hikâyesi(2009): Kate adından çocukları olan çift kısa bir süre sonra çocuklarının lösemi olduğunu ve ilik nakli yapılmazsa bir kaç yıldan fazla yaşayamayacağı bilgisi ile hayatları altüst olur. Çift bir çare olarak Anna adında bir bebek daha yaparlar ve 11 yaşında kate'e böbrek nakli yapılması gerekmektedir. Ancak anna kendisinin bu amaçla kullanılmasına karşı ailesine dava açar.
133) Dorothy Mills(2008): Ailesini trafik kazasında kaybeden bir psikiyatrist ve daha sonrasında yolları kesişen aynı kazadan kurtulan bir kız çocuğu ile yaşadığı garip olaylar.
134) Uyanış -Awakenings- (1990) (Dr. Sayer, uzun süre bilincini kaybetmiş hareketsiz bir nevi koma durumunda olan hastalarını iyileştirmek amacıyla çabalamaktadır. L-Dopa adlı ilacı deneyecektir ancak pahalı olduğu için sadece bir kişi üzerinde deneyecektir. Ancak ilacın yan etkileri de kaçınılmazdır.
135) Behzat Ç. -Seni Kalbime Gömdüm-
136) Aynı Yıldızın Altında (2014) – 3 yıldır troid kanseri ile boğulan 16 yaşındaki bir genç kız ve kanserli hastalar için oluşturulan terapi grubunda yaşadıkları.
137) Lorenzo’nun Yağı(1992) –7 yaşına kadar diğer çocuklar gibi normal bir hayat yaşayan Lorenzo amansız bir hastalığın pençesinde bulur kendisi. Gerçek bir hikayeden alınan filmde lorenzonun ailesinin mücadele azmini göreceksiniz. Ailesi Lorenzoyu bu amansız hastalıktan kurtaracak ilacı bulabilecek mi ?
138) Sevgili Öğretmenim (1967) – Asıl mesleği mühendislik olan Thackeray iş bulamadığından öğretmenlik yapar. Ancak idealist öğretmenimizi okulun haylaz öğrencileri rahat bırakmayacaktır. Thackeray pes edecek midir ?
139) Tedavi – The Great Hypnotist(2014) – Xu, alanında uzman bir o kadar da ukala çinli, bir psikiyatristir. Hayalet gördüğünü iddia eden hastasına inanmamakta ve hastasını hipnoz terapisine alacaktır.
140) Musaranas (2014) – 1950 İspanyasında geçen psikolojik gerilim filminde Montse agorafobisi (açık alan korkusu) bir bireydir. Hayatı bir apartman dairesinde geçmektedir. Montse hayatının kalanını bu apartman dairesinde mi geçirecek yoksa başına çok daha farklı olaylar mı gelecek ?
141) Edit ve Ben (2009)– Psikoloji bölümü okuyan genç zekasını arttırmak amacıyla kendisine çip taktırır ancak içinde yapay bir benlik olması nedeniyle birçok tuhaf olay yaşayacaktır. Bir yandan da otistik olan matematik dehasının gizli araştırmanın formülünü çözmesi Edit ile yakınlaşmasını sağlar.
142) İnfaz-Calvary (2014)– Psikolojik ögelerin yer aldığı bir kara komedi filmi. Günah çıkartmak için Rahibi ziyaret eden bir adam rahibe onu öldüreceğini söyler ancak rahip adamın yüzünü görememiştir. Rahip bir yandan ölüm hazırlıkları yaparken bir yandan da bu adamın kim olduğunu bulmaya çalışır.
143) Koku -
144) Yalanın İcadı –
145) Bir Rüyaya Ağıt – (Televizyon bağımlılığı)
146) Şeytan Üçgeni -Triangle (2009) – Arabasıyla giderken çaptığı bir martı nedeniyle trafik kazası geçiren Jess, bu kazanın hayatının değiştireceğini sonradan öğrenecektir.
147) İhtiyarlara Yer Yok (2007)- Birçok ödül alan filmde uyuşturucu çetelerinin kanlı bir pazarlığına denk gelen Moss'un hikayesine yer verilmektedir. Moss parayı alıp gidecektir ancak akşam yaralı birisine yardım amacıyla tekrar dönecektir. Ancak başına neler geleceğinin farkında değildir
148) Yüksek Tansiyon (2003)– Psikopat bir katilin evdekileri teker teker öldürmesini ele alan gerilim dolu bir film.
149) İhtiyar Delikanlı -Old Boy (2003)– Muhteşem bir psikolojik film. 15 yıl boyunca tek başına bir odada esir tutulan bir adam ve yaşadıklarının hikayesi. Aklını yitirmemesi için Oh Dae-Su’ ya şizofreni ilaçları verilmektedir. Oh Dae-Su bu esaretten kaçıp kurtulabilecek mi ?
150) Yalın Ayak -Barefoot(2014) – Annesini kaybetmiş, psikiyatrik bir hasta olan Daisy, zengin bir ailenin çocuğu olan Joy ile tanışır. Romantik komedi tadında saflık ve masumiyet dolu bir film.
151) Kayıp Otoban -Lost Highway (1997) – Fred, eşinin geçmişinden habersiz onunla evlenir ancak işler yolunda gitmeyecektir. Fred’ in kişilik bölünmesi yaşaması, cinayet, bir korku hikayesi ..
152) Enter Nowhere -Kulübe (2011) – Gizem dolu izlenilesi bir film. Film ormanda kaybolan 3 gencin bir kulübede buluşması ve bir türlü kurtulamamalarını ele alıyor. Bu gençler farklı zamandan ve mekandan mı gelmişler ?
153) Onur Savaşı (2012)– Küçük bir kız tarafından cinsel istismar ile suçlanan ve sonrasında da toplumsal histeriye maruz kalan bir adamın dramatik hikayesi. Film birçok ödül almıştır.
154) Etki Altında Bir Kadın (1974) – Bir ev kadınının eşi ve çocuklarıyla kendini var etme çabası. Mabel'in manik davranışları, çok fazla gülmesi gibi bir çok psikolojik rahatsızlığı ile eşi baş edebilecek mi ? Toplumsal eleştiri ögelerini de barındıran film ağır gelebilir ancak izlenilmesi tavsiye edilir.
155) Trainspotting (1996)-(Psikolojik, Macera, Uyuşturucu kullanımı)
156) Öldüren Sis -The Mist (2007) – Tutucu insanların bulunduğu bir kasaba ve bu kasabada bulunan hür düşünceli gençler..
157) İntihar Odası (2011) – ( Farklı bir birey olan Dominik depresyonun eşiğine gelmiştir. Ailesinden ilgi görmeyen ve sürekli dışlanan Dominin kendini internet oyununa verir. İşte bundan sonra olanlar olur.
158) Davetsiz -The Uninvited (2009) – Annesinin ölmesi üzerine travma yaşayan ve bir süre psikiyatri kliniğinde yatan genç bir kızın hikayesi. Babasının bir hemşire ile evlenmesi genç kızın depresyon yaşamasına neden olacaktır.
159) Bir Rüya İçin Ağıt (2000)– Uyuşturucu bağımlılığı olan bir genç ve televizyon bağımlılığı olan annesi arasında giderek yükselen bir uçurum ve iletişimsizlik.
160) Şampiyon -The Wrestler (2008) – Ünlü bir güreşçinin kalp krizi sonrası şov dünyasına veda etmesi ve tezgahtar olarak işe başlaması. Ailevi bağları bozulmuş bir adamın hikayesi.
161) Bipolar (2014) - Harry çekingen bir adam ve aynı zamanda bipolar bozukluğu olan bir hastadır. Yeni bir tedaviyi denemek üzere bir kliniğe yatar ve tüm günü kamera ile izlenilecektir. Harry düzelme gösterebilecek mi ?
162) Kukla - The Beaver (2011) – Sıkıntılarla dolu günler sonrası hayatını ve ailesini yeniden keşfe çıkan bri adamın hem esprili hem de duygu yüklü hikayesi.
163) Phobe Harikalar Diyarında (2008) – Geniş bir hayal gücüne sahip olan bir çocuk ve kendini Alice Harikalar Dünyasında piyesi için olan rolüne fazlasıyla kaptırması nedeniyle kendini birden bu dünyanın içinde buluverir.
164) Sineklerin Tanrısı (1963) - Bütün yetişkin insanların öldüğü bir uçak kazasında hayatta kalan küçük bir grup küçük çocuk ve hayatta kalma savaşları.
165) Aklım Karıştı (1999) Bir gencin 18 ay boyunca akıl hastanesinde kalışı ve yaşadıkları
166) Ara (2008) - Tek bir apartman dairesinde geçen filmde 4 kişinin birbirini seven ve aldatan, kıran ama bırakmayan hikayelerini ele alınmaktadır.
167) Aç Gözünü (1997) – Psikolojik gerilim filmi. Çok güvendiği güzel yüzünü kaybedince Cesar'ın hayatı çok farklı bir yöne doğru gidecektir.
168) Beyaz Köpek (1982) (Klasik Koşullanma) Eski sahipleri tarafından sadece siyahları saldırması ve öldürmesi yönünde eğitilmiş bir köpek. Yeni sahibi bu köpeğin koşullamasını söndürebilecek mi ?
169) Büyük Yalnızlık –
170) Cennet –
171) Gölgesizler –
172) Güneş Yanığı –
173) Küçük Kıyamet
174) Solaris –
175) Gerçeğe Çağrı –
176) Küp –
177) Ölüm Kitabı (Misery)
178)Esaretin bedelli
179)godfather 1-2
180)kaplumbağlarda uçar
181)bajrangi bahija
182)rab ne de bana di jodi"
62 notes · View notes
deliliktir · 3 years
Text
Ah Eshot Ah!!!! - Bölüm 8
Her ne kadar daha erken yazmak istesem de artık her şeye eskisi gibi vakit bulamamam nedeniyle gecikmeli yazabiliyorum anca. Ama bu sefer gecikme bazı şeyleri de ekleyecek olmam nedeniyle işime gelmedi değil.
Konu: Eshot'un icraatleri ve bazı illerle karşılaştırma
Not: Uzun olmasını gerçekten istemiyorum ama kısa olması da mümkün görünmüyor.
Aslında bu bölümün adını iş gereği birçok yeri gezmemden dolayı "yeni ufuklar" olarak adlandırmak istiyordum ama önceki 7 yazıda da yapmadığım için düzeni bozmak istemedim. Ama buna ilişkin birçok değerlendirmem olacak. Neyse ufaktan geçen seneden başlayarak konuya girelim.
En son geçen sene Temmuz ayında Eshot'un başarısız ihalelerini konu almıştık. Sorunun hala çözülemediğinden bahsetmiştim. 2019 Ağustos'undan bu yana süren sorun esasen tam anlamıyla çözülmüş gibi ama her şey net de değil. Saçma bir cümle farkındayım ama aşağıda anlatınca bence niye böyle dediğimi siz de anlayacaksınız.
Öncelikle geçen sefer 2. ihale de iptal edildikten sonra ESHOT 3. ihaleye 28.09.2020 tarihinde çıktı. Bu ihale ise tarafların teklif verme usulünden yaptıkları hatalardan dolayı geçerli teklif veren olmaması nedeniyle iptal edildi. Daha sonrasında idare 22.01.2021 tarihinde 4. ihaleye çıktı. Her iki ihaleye de E-Kent ve Karbil katıldı. Söz konusu ihalenin muhammen bedeli 86.350.000,00 TL iken E-Kent 57.475.000,00 TL, şu an hizmet veren Karbil ise 76.725.000,00 TL teklif verdi. İhaleyi de E-Kent kazandı. E-Kent'in teklifinin muhammen bedelin çok altında olması nedeniyle soruşturma E-Kent'e yönelik sorgulama yapıldı. Geçip geçmediğine tam hakim değilim ama aşağıda belirttiklerimi görünce hakim olsam da bir önemi olmadığı görülecek.
Ancak 4. ihale sonrasında itirazlar yapılırken ilk iki ihaleye ilişkin olarak Kamu İhale Kurumu karalarına karşı açılan davalardaki temyiz süreci sonunda ilk ihaleye ilişkin olarak E-Kent'in başvurusunun geçersizliğinin düzeltilebilecek nitelikte olması nedeniyle hukuka aykırı bulmuş, ikinci ihaleye ilişkin olarak ise teknik şartnamede işin süresinin 1452 gün yazılmasının 5393 sayılı kanunun 67. maddesi uyarınca hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle ihalenin iptaline neden olan Kamu İhale Kurumu kararlarına ilişkin iptal kararları verdi.
Devamında ise bu karalar doğrultusunda Kamu İhale Kurumu ilk ihaleye ilişkin olarak her ne kadar düzeltme yapılması gerekse de ilk ihalenin iptal edilmesi sebebiyle karar doğrultusundaki işlemleri yapmaya gerek olmadığına karar kıldı. İkinci ihaleye ilişkin verdiği kararı ise iptal etti. Bu doğrultuda ESHOT (aslında ESHOT da değil ama ona aşağıda değineceğim) 27.04.2021 tarihinde Karbil'i sözleşmeye davet etti. Sözleşme uyarınca 31.05.2021 tarihinde 64.828.636,36 TL bedel ile 31.05.2021 tarihinden başlayarak 30.09.2024 tarihine kadar Karbil hizmet verecek.  
Bu arada da 4. ihale komisyon kurulu kararı üzerine tüm teklifler reddediliyor. Dördüncü ihale de bu şekilde iptal edilmiş oluyor. Kamu İhale Kurumu'nun sitesi üzerinden dört ihaleye bakınca da ikinci ve hakkında sözleşme imzalandığını belirttiğim ihalede sonuç ilanı yayımlanmış ve sözleşme bilgileri yer alırken diğer üç ihale de iptal edilmiş olarak görünüyor. Şimdi biraz özet mahiyetinde ihalelerde neler olduğunu ihale numarası vb. bilgilerle inceleyelim.
2019/316163 - Birinci İhale/05.08.2019 - Teknik Şartname Nedeniyle İptal Edildi
2020/184707 - İkinci İhale/21.05.2020 - İşin süresinin hukuka aykırı olması nedeniyle iptal edildi ancak Danıştay kararlarıı sonrasında alınan kararlar sonucunda İdare anlaşma imzaladı.
2020/430047 - Üçüncü İhale/28.09.2020 - Geçerli teklif yapılmamış olması nedeniyle iptal edildi.
2020/718306 - Son İhale/22.01.2021 - İhale komisyonu kararı uyarınca tüm teklifler reddedildi (İkinci ihale uyarınca sözleşme imzalandı bu süreçte).
(Tüm bu ihalelere https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/Ortak/IhaleArama/index.html adresi üzerinden bakılabilir.)
İhalelere İlişkin Önemli Kamu İhale Kurumu Kararları
2020/MK-23 İlk İhalenin İptaline İlişkin Karar
2020/UH.I-1004 İkinci İhalenin İptaline Neden olan karar
2021/MK-117 İkinci İhaleye Karşı açılan davada temyiz sonunda Danıştay 13.Dairesinin 14.01.2021 tarihli ve E:2020/3638, K:2021/90 sayılı ilamı uyarınca ikinci ihaleye ilişkin verdiği 04.06.2020 tarihli ve 2020/UH.I-1004 kararın ilgili hükümlerinin iptaline yönelik karar
2021/MK-116 İkinci İhaleye Karşı açılan davada temyiz sonunda Danıştay 13. Dairesinin 14.01.2021 tarihli ve E:2020/3690, K:2021/91 sayılı ilamı uyarınca ikinci ihaleye ilişkin verdiği 04.06.2020 tarihli ve 2020/UH.I-1004 kararın ilgili hükümlerinin iptaline yönelik karar
2021/UH.I-1358 İkinci ihaleye ilişkin sözleşmenin imzalanmasına yönelik E-Kent'in reddedilen itirazı
2021/UH.IV-1175 Son ihaleye yönelik E-Kent'in usulden (vekaletname fotokopisinde imza eksikliği) reddedilen itirazı. Aslında burada daha çok iptal nedeni trajik.
Bunlar dışında da itirazlar var ama şu noktada bunlar daha önemli. Bütün bu kararlar ve dahası için https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/Vatandas/KurulKararSorgu.aspx adresine bakılabilir. Sadece kararı ararken en üstten türünün seçilmesi gerekli. Danıştay Kararları ayrıca https://karararama.danistay.gov.tr/ adresinden incelenebilir.
Şimdi bu noktada her şey çözülmüş -ne kadar istemesem de- Karbil tekrardan ihaleyi kazanmış gibi görünebilir. Ama işin asıl garip noktası sözleşmenin imzalandığı süreçte belediyece alınan bir kararda yatıyor. 26.05.2021 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde alınan karar ile toplu ulaşım ücret toplama sistemi, kart mülkiyetleri ve bununla ilgili her şeyin 11.06.2021 tarihinde ESHOT'tan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne devrine ve kart sisteminin Ünibel A.Ş. tarafından yapılmasına karar verildi. Böylelikle birçok kişinin istediği gibi belediye hizmeti kendisi devralıyor. Bu noktada kimilerine göre İstanbul'daki Belbim'in görevini Ünibel A.Ş. üstlenecek. Ama bunu ihalelerle düşününce kafamda da oturtamadım.
İlgili meclis kararına https://www.izmir.bel.tr/tr/MeclisGundemi/55 adresinden tarih seçilerek bakılabilir.
Birkaç soru ortaya çıkıyor. Acaba ulaşım kartlarına ilişkin olarak Ünibel daha önceki sistemde olduğu gibi yine bir şirketten mi hizmet alacak? Yoksa Belbim misali bir çalışma mı ortaya çıkacak? Açıkçası ilki olursa saçma olur gibi. Zaten Ünibel A.Ş. de isim değişikliğine gitti. İzmir İnovasyon ve Teknoloji A.Ş. ismini aldı. Eshot'un online işlemler bölümünden de bu görülebilir. Bununla birlikte aşağıda linkini paylaştığım haber de buna işaret ediyor. Öyle ki, ilgili hizmet İzmir'de oturtulduktan sonra başka illere de satılabilir.
https://www.egepostasi.com/yerel-yonetimler/eshot-yetkileri-devredildi-izmirim-kartin-etki-alani-genisliyor-h261436.html
Genel tabloya bakılınca üçüncü ve dördüncü ihalelerdeki durumu bilemem ama (nitekim ilk ihaleyi E-Kent kazanmış, hatta sözleşme imzalanıp hizmete girecekken iptal kararı gelmişti) şu noktada Karbil ihaleyi aldı ve sözleşmeyi imzaladı. Öte yandan devam eden süreçte -muhtemelen Karbil sözleşmesinin sonu olan 30.09.2024'te- belediye Ünibel/İzmir İnovasyon Teknoloji A.Ş. ile sistemin tüm altyapısını da kendisi oluşturarak İstanbul benzeri bir hizmet vermeye başlayacak.
Son tahlilde Ağustos 2019'daki çilenin Haziran 2021'e kadar süren -ve kısmen de olsa devam etme ihtimali bulunan- bir sorundu bu. Bir şekilde çözülmesi iyi olmakla birlikte belediyenin tüm bu süreç sonunda kendisinin devralmaya karar vermesi de olumlu. Birçok kişi bunu yıllarca önce söylüyordu. Sanırım bir musibet, bin nasihatten iyidir durumu söz konusu. Bakalım bu sefer neler olacak?
Bu arada kurualacak altyapı sistemi ile durakların akıllı hale getirilmesi, araç içi ekranların kullanılması, kredi kartı, nfc veya karekod ile ulaşımın sağlanması gibi hususlar var. Düzce ve Osmaniye'de bile kredi kartı kullanılabiliyor (Kaynak: https://www.aa.com.tr/tr/sirkethaberleri/ulasim/toplu-tasimada-temassiz-odeme-yayginlasiyor/659303). Bu illeri küçümsemiyorum, İzmir'i ayıplıyorum. Ne olacağını zaman gösterecek olmakla birlikte İzmir'in bu konuda birçok ile göre çok geride kaldığını söylemek zor değil. Hala 2008'de gelen ekranların nasıl hala 2021'de kullanılamadığına ve aynı dönem gelen duraklardaki gelen araç sisteminin nasıl hala düzgün bir şekilde işletilemediğine şaşırıyorum.
İhale konusunu şimdilik kapatıp diğer konulara geçelim. Aslında diğer konularda bile yukarıda bahsettiğim olayların etkisi mevcut denebilir. Mesela 11 ve 12 Haziran'da İzmir'de bayiler de dahil olmak üzere hiçbir yerde kartlara yükleme yapılamadı. Hatta bakiye bulundurun mesajı atıldı. Kaldı ki 9 ile 12 Haziran arasında ayrıca internetten dolum olmayacağına dair de duyuru paylaşılmıştı. Bununla birlikte daha önce internet bakımlarını görmüştük ama hiçbir yerde yükleme yapılamaması olayının 2015'teki faciada bile yaşanmadığını düşünüyorum. Orada kartın kullanımıyla ilgili sıkıntı vardı. İlginç bir durum bence.
Kartın kullanımının yanında yeni validatörlerin (kartın okutulduğu cihaz) de bazı otobüslere eklenmesi durumu söz konusu. Gittiğin kadar öde araçlarının bazılarında E-Kent'in ilk ihale sonrasında taktığı validatörler vardı ama İstanbul ve Muğla'da kullanılan araçlardakine benzer geniş ve uzun validatörlü araçlar da var. Eylül'de belki sayısı da artabilir. Örnek için aşağıdaki paylaşıma bakılabilir.
https://www.instagram.com/p/CPi8r36Jqdj/
İstanbul ve Muğla demişken, neden ikisini örnek verdiğimi düşünenler olabilir (tamam yazıyı takip eden varsa bile bir elin parmaklarını geçmiyor ama ben yine de ihtimal olarak bulundurayım). Aslında girişte bir ipucu verdim. İş gereği gezdiğim yerler oldu bu sene. Bu da bana her birini belli ölçüde deneyimleme ve bu yazı için malzeme çıkarma şansına eriştim. Kısaca her birine değineceğim.
Öncelikle iş nedeniyle Muğla, Adana, İstanbul, Bursa ve Eskişehir'in ulaşımını kısmen de olsa gözlemleme şansım oldu. Aslında Aydın ve Manisa'ya da gidiyorum ama orada pek otobüs vb. toplum ulaşım kullanma ihtiyacım olmuyor. Sadece Aydın'da dolmuşa bindim birkaç kez. O da bizim bildiğimiz dolmuş sistemi. Diğerleri için ise sırayla başlayalım.
Bursa:
Kartların altyapısı noktasında 2015'e kadar İzmir'deki son ihalelerin gediklisi E-Kent varmış. Ancak daha sonrasında belediye sistemi kendi üzerine alıp hizmetin işletilmesini yap-işlet-devret modeliyle yürütmeye karar vermiş. 2018'de ihaleye çıkılmış ama ihalenin sonucunu bulamadım. Asis Elektronik'in sitesinde referanslar kısmında Bursa Büyükşehir Belediyesi gösterilmiş. Öte yandan Bütün kart sistemi BursaKart üzerinden görülüyor.
Bununla birlikte bana en İzmir hissini yaşatan yer burasıydı otobüs olarak. Zira İzmir'de 2008-2009'da gelen turuncu Mercedes'lerden burada da var. İzmir'in Eshot'una karşılık burada Burulaş bulunmakta. Tramvaydan otoparka, deniz otobüsünden İstanbul Havalimanları'na giden otobüslere kadar Burulaş ilgileniyor. Şehir dışına çıkan araçla ilgilendiğini tek gördüğüm yer burası sanırım. Son olarak aktarma olmadığı gibi belli hatların kendine göre tarifesi var ve bazıları cidden pahalı.
Muğla:
Muğla'da bana göre eski bir dost, belediyeye göre eski düşman olan Kentkart var. Açıkçası Kentkart İzmir'den ayrıldıktan sonraki süreçte hatta ayrılmadan önce de hizmetlerini geliştirmişti ama İzmir için yapmak nasip olmadı. Araç validatörleri yukarıda İzmir'e yeni geldiğini söylediğime benzer. Bununla birlikte Kredi Kartı da ücreti daha fazla olsa da rahatlıkla kullanılabiliyor (Bu arada Ankara için de kredi kartı ile binme imkanı gelmiş, onu da araya sıkıştırayım).
Bununla birlikte ben Bodrum'da ( gerçekten iş için gittim) kullandım. Bodrum'da otobüsler daha çok midibüs/minibüs şeklinde ama kart rahatça kullanılır şekilde. Dolmuş ise görmedim. Bununla birlikte Bodrum'da merkezde 7 farklı noktada kart yükleme makinesi var. Keşke İzmir'de de yaygın olsa dedim. Hatta buralardan kart da alınabiliyor ama bayi yok. Merkezden çıkınca bayiler başlıyor. Öte yandan makineler bozuk para kabul edebilir gibi dursa da kabul etmiyor ve para üstü de vermiyor. Makinede para iadesi içinse daha farklı bir sistem var. İade talebini makinede yaptıktan sonra makine size bir fiş veriyor. Daha sonrasında merkezde terminalde yer alan kart merkezine gittiğinizde size bir belge imzalatıp fişi alıyorlar ve nakit olarak parayı veriyorlar. Ben para üstü almak isterken başıma geldiğinden ilk gittiğimde kartı alamamıştım.
Öte yandan gelen aracı gösteren sistem İzmir'de yukarıda bahsettiğim durağın içindeki tabelalı sistem. Bunun dışında belli durakların yanında da dolummatikler var. Yine aşağıda değineceğim HES kodu uygulaması var ve kredi kartında bile gösterilmiş kartı tespit edebiliyor. Kredi kartına HES kodu işletmek ilginç bu arada. Ama İzmir'e nazaran HES kodu değiştirme imkanı güç.
Öte yandan bana en ilginç gelen şey otobüse binerken şoföre nerede ineceğinizi söylemeniz gerekli. Söylemezseniz küfür etmiş muamelesi görüyorsunuz. Garip görünse de her aracın kendine ait tarifesi var. Aktarma veya para iadesi olmadığı için yolcuların yanlış binmesini engellemek için bu yol uygun görülmüş. Bununla ilgili araçlarda ilginç yazılar görebilirsiniz. Bir diğer ilginç gelen ise açık öğretime kayıtlıysanız öğrenci kartı kullanabilmek için aktif bir sigorta kaydınızın olmaması gerekli. Cesurca bir yöntem olduğunu söylemek gerekli. Biraz da amaç millet sırf kart için kolayca öğrenci olmasın diye herhalde. Millet yine yolunu bulur ama bir deneme. Umarım diğer illere yaygınlaşmaz diyorum.
Son olarak otobüs hatları harf ve sayılardan oluşuyor. Bazı hatlar arasındaki fark 285 ile 374'ten bile daha az. Ama mesafeler de kısa olduğu için çok sorun olmuyor. Bodrum'da ayrıca beldeler olduğunu ve bundan dolayı yönetim şeklinin ilginç olduğunu ayrıca söylemek gerekli.
Son olarak konu dışı ama Bodrum'da Ortakent diye bir yer ve Midtown adında da AVM var. Midtown her ne kadar hoş gelse de kulağa Ortakent'in dümdüz çevirisi olduğunu fark edince bütün büyüsü kayboluyor.
Adana:
Muğla'da olduğu gibi burada da Kentkart bizi karşılıyor. Bununla birlikte otobüs, halk otobüsü ve dolmuşlar var. Otobüslerin bir kısmı eski olsa da dolmuşta bile ulaşım kartı kullanılabiliyor. Halk otobüsleri her açıdan dolmuş gibi. Çok fazla geçiyorlar ve gerilmiyor değil insan. Dolmuşlar ise çeşitli kooperatiflere ayrılmış ve kendine göre hatları var. Kimisinde numara varken kimisinde yok.
Bununla birlikte Adana'nın merkezinde her yer gerçekten birbirine yakın. Ve birçok yere sadece yolu takip ederek gidebiliyorsunuz. Öte yandan yayalar en az araçlar kadar tehlikeli. Öyle şekillerde yola atlıyorlar ki nasıl kaza olmuyor şaşırıyorum.
Eskişehir:
Tramvayın merkezine en güzel oturtulduğu yer olabilir. Ayrıca otogardan gelenler için ücretsiz binme imkanı mevcutmuş (-muş diyorum ben kullanmadım, duydum). Tramvayın kendine ait ayrılmış yolu var ama birden fazla tramvay hattı bulunuyor tramvay yolu üzerinde. Otobüs gibi farklı hatlardaki tramvaylar geliyor duraklara.
Ama Eskişehir'de maalesef tam anlamıyla ulaşımı kullanamadım. Sebebi ise kart almama karşın karta HES kodu eklenebilmesi için kartın kişiselleştirilmesi gerektiği ve bunun için de kart merkezine gidilmesi gerektiği. Yani adliye tarafından kartı alsanız bile otogar tarafında bulunan kart merkezine gidip kartı kişiselleştirmeniz gerekli. Tamamen saçmalık. Online hale getirmek zor olmamalı. Şehrin altyapısını ise Asis Elektronik'in firması Akıllı Bilet sağlıyor.
İstanbul:
Gelelim kalabalığını sevemediğim İstanbul'a. İstanbul'da iş gereği her iki yakaya da gittim ve havalimanları ile adliye arasını deneyimleme şansım oldu. Havalimanında kartı makineden almak ve rahat yükleme yapabilmek güzel. Öte yandan duraklarda gayet modern arayüze sahip tabelalarla araçların kaç dakikada geldiği görülebiliyor. Ayrıca duraklardaki barkodlar üzerinden de çeşitli bilgiler almak mümkün. Sadece yeni İstanbul Havalimanı'nda araca 1 dakika dedikten sonra gereksiz fazla bir bekleme süresi var. Belki aracın giriş yerinden kaynaklı bir durum olabilir. Belli duraklarda yükleme yapma imkanı da var.
Havalimanlarından şehrin çeşitli noktalarına giden hatlar var. Sabiha Gökçen'de E ile başlayan hatlar varken, yeni havalimanında H ile başlayan hatlar var. Onun dışında otobüsler İzmir'dekine benzer genelde. Ama çok fazla hat var. Ondan dolayı harf ve sayı ikileminin dibine vurulduğu yer oldu. Ama otobüsler konusunda çift katlı otobüslerle fark açtığını söylemek gerekli. Anadolu Yakası'nda bütün sahil şeridini 16D ile gezebilirsiniz. Araçlarda genel olarak ekran var ama bazı araçlarda ekran çok soluk.
Öte yandan metrobüsü de metroyu da deneyimledim. Yolun ortasında yol şeklinde olmasıyla ilginç olsa da kendi içinde mantığı olan bir araç. Ona rağmen çok fazla sefer yapması da ilginç. Gidilen durak sayısına göre ücret almasını da garipsedim. Her durak arası mesafe aynı değil gibi geldi zira. İzmir misali artı paraya benzer bir yapı var ve bazı iade validatörü belli yerlerde garip yerlere konabiliyor. Yine yükleme validatörleri bozuk para girişine sahipken bozuk para kabul etmiyor. Tatsız bence.
Metro ise çok aşırı yer altından gidiyor. Ben Üçyol ve Fahrettin Altay'da hayata söeverken Hastane-Adliye metrosunda neye uğradığımı şaşırdım. Rahat 1 kilometreye yakın yürünüyordur. Bundan dolayı yürürken insanlar metro geliyor mu diye görebilsinler diye belli aralıklarla tabelalar konmuş. Görünce İzmir'de de olabilir diye sorguladım. Metroların içi sırtın pencere tarafına doğru verildiği koltuklarlaydı bindiklerimde. Ekranların bir kısmında reklam varken diğer kısmında durak bilgisine yer veriliyor. Ayrıca yayılarak oturmayınız uyarısı ülkemizin tatsız bir gerçeğini vurgular gibi adeta. Marmaray'ı deneyimlemedim ama gördüğümde İzban ile ne kadar benzer olduklarını anlamam zor olmadı.
Vapur da bayağı karmaşık esasen ama İstanbul gibi bir şehirde bu duruma şaşırmamak gerek. Ayrıca Cuma öğleden sonra trafik berbat. Kadıköy'den Sabiha Gökçen'e gitmek kısıtlama varken bile ölüm gibi bir şeydi. Hala o gün nasıl korona olmadım şaşarım.
Öte yandan beni en rahatsız eden şey İstanbulkart'ların 3 sene kullanılmaması durumunda kartın kapanması ve aktifleştirme imkanının olmaması. Adeta kart almayın dedirten bir durum. Ayrıca İstanbul mobil uygulaması iyi olsa da Moovit genellikle daha yardımcı oldu. Moovit birçok yerde yardımcı oldu. Ama niyeyse havalimanı hatlarını göremedim. E11 ve E10'u kendim keşfetmem gerekti İETT'nin sitesinden.
Genel olarak gözlemlerim bu şekildeydi. Artık İzmir içindeki diğer olaylara geçebiliriz.
Öncelikle çeşitli haberlere göre Temmuz 2020'de Eshot'ta birçok kişi korona oldu. Belediye tüm şoförler için yaptığı test talebi İl Sağlık Müdürlüğü'nce reddedilmiş.
https://twitter.com/vaziyetcomtr/status/1284037461132353539?s=19
Muhtemelen herkes için yılın olayı ise 90 dakikada yeni düzenlemeye gidilmiş olması. Bir önceki sene olan zam sonrasında belediye 90 dakikayı 120 dakikaya çıkarttı ancak bunun karşılığında tam ücret basanlar için ikinci ve üçüncü aktarmada 50 kuruş alınması kararlaştırıldı. İlk başta tepkilerden vazgeçilir mi desem de Tunç Soyer'in açıklamasıyla kalıcı olacağını anladım.
Öncelikle İzban'ın artı para öncesi dönemi gibi 90 dakikanın da ilk geldiğinde ilerisinin planlanmadığını düşünüyorum. Tamam ülkeyi öngörmek mümkün değil ama en başta doğru gelse belki bu kadar tepki olmayacaktı. İzmir'de bir rahat varken onu bozmak pek hoş olmaz. Öte yandan sadece tam ücrette bunun gelmesi de ayrı bir konu. Olan işçiye oluyor desek yalan olmaz. Geçen seneki yazıda -her ne kadar düşük cümle ile belirtsem de- kalıcı fiyat artışını bu tarz durumlara tercih ederim. Kadınlar Günü'nde %50 indirim, otomobilsiz kent gününde ücretsiz ulaşım, bayramlarda 1 kuruş veya ücretsiz ulaşım ve tramvaylarda gereksiz uzun ön işletim seferleri yapıp sonra zam yapacaksanız bunları yapmayın. Düzgün zam yapın herkes ne yapacağını bilsin. Kimse niye otomobilsiz kent gününde ulaşım ücretsiz değil diye dert etmeyecek. Güzel jestler ama gereksiz indirimler. Çok şükür (!) başka milyonlarca derdimiz var. Bu arada bayram demişken son bayramda %50 indirim yapılarak dediğim yere gelinmesi gram şaşırtmamıştır.
Bu düzenleme ile ilgili ayrıca şunu söyleyebilirim. Belediyenin öğrenci, öğretmen ve 60 yaş'ı kapsam dışı bırakıp 120 dakika düzenlemesini yaptığını göz önüne alınca elde edeceği kârın cüzi olduğunu söylemek zor değil. Bunun da yine belli bir zamma itebilme ihtimali olduğunu söylemek zor değil. Geçen sene dediğim gibi, doğrudan zam yapmak istemiyor belediye. Ondan dolayı kırk takla atıyor. Ama bazen buna gerek var mı diye derinlemesine sorguluyorum. Tek sorun pandemiyse geçici arttırmak da bir çözüm olabilir. Zira pandemi döneminde ulaşımda ciddi düşüş de oldu. Ciddi zararlar olduğuna da eminim. Ki artan araç sayısı ile birlikte oluşan trafik de ayrı konu.
Korona sürecindeyken belediyenin iyi yaptığı şeylerden biri de maskematikler. Her ne kadar keşke sayısı daha fazla olsa desem de 5 tanesini 3.56'ya satarak iyi bir fiyatlandırma ortaya koydular. Sadece lastikleri kolay kopabiliyor. Ama fiyatına göre de düşünmek gerekli. Doğrusu Halkapınar'da otomat laneti olarak maskeyi sıkıştırmayı başardım ama ilgili görevli gelip kolayca çözmüştü sorunu.
Yine korona demişken sefer sayısının artması gerektiğinden mi bilinmez uzun süredir görmediğim 98-2001 dönemi araçlarını da çok fazla gördüm (Gri plastik koltuklu, kırmızı beyaz Mercedesler). 20 yaşındaki bu araçları görmek şaşırtmakla birlikte sık sık bozulduklarını da gördüm. Esasen gayet normal bir durum. Zaten belediye de geçen süre zarfında 350'den fazla araç satın aldı. Kırmızı beyaz çizgili Otokar'ları birçok kişi görmüştür herhalde. Bunun dışında kendi sitelerinde paylaştıkları bilgilere göre de 225 araç elden geçirilmiş.
HES kodunu unutmamak gerek. Diğer birçok ilde olduğu gibi İzmir'de de getirildi. Belediyenin bir fantezisi gerçek oldu diyebiliriz. Genel olarak başkası adına kartın kullandırılmasının istenmediği izlenimini elde ettim geçen süre zarfında. HES kodu ile aynı anda iki kişi için kart basılma imkanı ortadan kalkıyor. Belediye istese yapamazdı. Doğrusu ilk geldiği dönemde bazı validatörleri daha tanımlayamadıkları için basılıyordu ama tahmin edersiniz ki düzelttiler. Ama sorun şu ki, bazen bir şey unutulduğu için çıkmak zulüm oluyor. Zira geri döndüğünde 120 dakikadan faydalanılsa bile tekrardan basılamıyor. Ondan dolayı kartı basmadan önce her şeyden emin olmakta fayda var. Bir kere bu yüzden Basmane Metro'dan Atatürk Lisesi'ne gitmek zorunda kalmıştım. Buna ilişkin bir çözüm de üretilebilir bence.
HES kodu ile ilgili en nefret ettiğim şey ise validatör okuma süresinin uzaması. Bazen korkunç derecede fazla bekletiyor. Fotoğrafının linkini verdiğim validatör hızlı okuyor kesinlikle. Ama şu an ömür törpüsü bildiğiniz. İnsanların da uzun süre okutmaya alışması zaman aldı. İlk dönem hemen çekme uyarısını dinlemekle geçiyordu ömür. Bir de eskiden cüzdandan kartı okutabilirken artık okutamıyorum. Bu da ayrı bir eksisi.
Yeni araçlarla ilgili en büyük sorunum numarayı seçememek. Led ekranda kırmızı zemin üzerine gri gibi bir renkle rakam yazmak kimin fikriyse derin sövgülerimi sunuyorum. Turuncu Mercedes'lerde 100 metreden araç numarasını seçebilirken (yazının şekli ve fonttan kaynaklı, yoksa dürbün değil gözlerim) şimdi 30 metreden bile seçmek zor. İşin garibi çok rahat değişebilir bence ama bilemedim. Siyah üzerine yeşil ile servis dışı yazabiliyorlarsa bence bu da olabilir. Bir de en arkada motorun önüne koltuk koymak yerine bavul vs. koymak için yer yapılmış. Bence yer israfı. İzban'da mantıklı ama otobüste alternatif yollar bulunuyor. Çoğunlukla insanlar çevresine falan oturuyor bu arada.
Bir diğer gelişme ise Kordon'a nostaljik tramvay getirildi. Esasen tramvay görünümlü otobüs. Kendine ait yolu var ama ne bir ray var ne bir güç aldığı tel. Öylesine konmuş. Vatman sürekli korna çalıyordu en son gördüğümde. Fiyatını bilmesem de pahalı gibi geldi. Nostaljik vapur da pahalı ama en azından orada canlı müzik de vardı.
İş sebebiyle en çok gittiğim yerlerden biri de Fahrettin Altay. O kadar fazla durak ve yer var ki ilk giden birinin şaşırmaması normal. Ama bir şekilde alışılıyor görünce. Yine de Fahrettin Altay Meydan 9 diye durak görünce insan bir hayatı sorguluyor.
Tabi Fahrettin Altay'a gidince gittiğin kadar öde araçlarına binme şansım da oldu. 984'e ve 982'ye bindim. Açıkçası kendine has araçları da olduğu gibi (her ne kadar Ulukent-Bakırçay arası giden araçlar da aynı olsa da) aktif kullanılan araçları da sisteme uyarlayabilmişler. Mesele yukarıda bahsettiğim turuncu uzun Mercedes'lerde kapılardaki duracak tuşlarından birine iniş validatörü bağlanmış ve kullanılıyor. İnerken ücret ödenmesi için kapının açılmasını beklemek can sıkıcı olsa da İzban'a göre unutmamak daha kolay. İniş validatörünün yakınana oturarak hangi durakta olduğunuzu da görebilirsiniz bu arada. Ekransız araçlarda çaresizlikten doğan bir alternatif.
984 demişken yolunun kendine has olduğunu belirtmem gerekli. Arkeolojik alan olduğu gibi özel olarak Zeytinalanı'na girmesi şaşırtmadı değil. Durak düzeninin Zeytinalanı'nda karışık olduğunu söylemem gerek. Bir de yine 984 seferinde araçtaki kişi sayısını gösteren bir otobüs gördüm. Sanırım numarası 971'di. Aracın ön kısmındaki ekranda kaç kişilik yer kaldığını gösteriyordu. İlginç ama korona için mantıklı uygulama. Devam edeceğini düşünmüyorum o ayrı.
Gittiğin Kadar Öde'yi denemenin yanında İztaşıt'ı da deneme şansım oldu. 975 ve 985'i deneyimledim. İztaşıt araçları midibüs boyutunda olan otobüsler ama modeller farklı. Onun dışında gittiğin kadar öde ile aynı geri kalan kısmı. Araçların mülkiyeti yönünden farklılık olduğu için ister istemez bu tarz bir girişim olmuş demek yanlış olmaz herhalde. Sadece sinir bozucu olan araç durağa tam gelmediyse iade yapmıyor. Genelde taşra bölgeler olduğu için sorun olmuyor ama bu nedenle kalabalık bir yerde ücret iadesi alamamak saçma.
Gittiğin Kadar Öde dışında Halk Taşıt da sık kullandığım şeylerden biri. Eleştirilerimi daha önce yaptım ama iki taraf da memnunsa bana diyecek bir şey kalmıyor. Ama genel ücret indirimi veya daha az zammı Halk Taşıt'a tercih edebilirim. 20'den önce halk taşıt ile indirimli basıp, daha sonra halk taşıt süresi biterse diye düşünüyordum. Sorunun cevabı aradaki farkı almadığı şeklinde oluyor. Ama aktarma ücreti konusunda bilgim yok, zira hala öğrenci kartı kullanıyorum.
Tramvay ve metro anonsları da çeşitlendi bu sene. Halkapınar da -aktarma demek bence ayıp olsa da- tramvay için aktarma istasyonu olduğu belirtiliyor. Bir tek otobüs aktarmasından bahsetmiyor sanıırm. Bunun dışında metroda günaydın anonsu ile karşılaştığım gibi, tramvayda ani fren sonucu gelen rahatsızlık için özür dileriz anonsunu da unutmamak gerek.
Eshot, yıl içinde çeşitli hatlara internet eklendiğini belirtti. Her ne kadar gençlerin sık kullandığı hatlar dese de 304'e koymamasını garipsedim doğrusu. Bir de gençlerin kullandığı hat konusu da ayrı bir mesele ama icraat iyi olduğu için sorgulamıyorum pek. Onun dışında birçok meydanda olan WİzmirNet aracılığıyla altyapı sağlanıyor. Tramvaylara da internet geldiği gibi metrolara da gelecek.
Vapur da yine iş nedeniyle sık bindiğim araçlardan. Yeni vapurlar modern olsa da balkonunun küçük olması kötü. Eski vapurlarda geniş ikinci kat ile daha zevkli oluyor yolculuk. Ben alt katta oturuyorum genelde o ayrı. Ama yeni vapurların üst katında eski otobüslerden alınan koltukları görmek şaşırttı. Alt kattaki koltuklar ile üst kattakiler arasında acayip bir kalite farkı var bu arada. Onun dışında İzmir Körfezi'nde çok sağlam vapur kullanma imkanı olduğu izlenimini edindim. Neden kullanılmadığını da sorguladım. Yapısı gereği Körfez içinde ulaşım ile yollar ciddi olarak kısalıyor. Urla, Foça gibi yerlere sefer sadece yaz döneminde var. Oysa Karaburun ve zorlansa Çeşme için bile düşünülebilir. Ama burada da dolmuş ve otobüslerin tekeli sorunu doğuyor. Çeşme'ye bile yaz dönemi dışında çok komik saatlerde otobüs gidiyor, ki giden araç da Urla'dan gidiyor.
Geçen sene ihale haberini paylaştığım araç üstü reklamları da başladı. Yalnız bazı araçlarda dışarı bakmak rahatsız edici. Bir de arka kısımların kapatılmasını ayrıca sevmedim. Aktarma için arkadaki aracı görmek gerekiyor bazen.
Yıl içinde bir ara bazı araçları çok gereksiz yollardan geçerken gördüm. Mesela 285'i Basmane tarafından geçerken görmek garipti. Çalışma vs. nedeniyle olmuş olabilir ama görmek garipti. Sel olduğu gün 304'ün Konak Tüneli'ne girmemesinden daha da garip bence bu.
Öte yandan ben üniversiteye girmeden önce çalışması olan ama anca ihaleye çıkan Buca metrosu var. Belediye en büyük ihalemiz diye paylaşıyor ama görene kadar yorum yapmayacağım (Akla İzban gelebilir ama TCDD ve Ulaştırma Bakanlığı'ndan da katkısı var orada). Buca'ya yeteri kadar üvey evlat muamelesi yapılıyor zira. Buca'ya çöp arabası aldık diye mesaj geldi belediyeden. Daha fazla üvey evlat muamelesi yapılamazdı. Karabağlar-Halkapınar metrosu bile daha önce hizmete alınacak sanırım. Kaç sene sonra duyuruldu oysa. Dört-beş sene sonra tekrar konuşulur.
Yol maceralarım sırasında 236'yı keşfettim. 36'ya paralel olan araç sadece Yeşildere Yan Yol (ESHOT bu şekilde bahsediyor) üzerinden gidiyor gibi duruyor. Aynı hatlardan şikayet ESHOT için garip. Onun dışında Kemer'de askeriyeye gitmelerine kadar benzerler. Bu arada Yenişehir Pazar Yeri'nin oradaki dönemeç de Yeşildere yolunda bariyerler konduğundan beri bayağı boş kaldı. İyi bir şey mi kötü bir şey mi bilemedim.
104 ise değişikliklerden nasibini alıyor. En son TOKİ'ye kadar uzattılar hattı. 866 dışında yeni bir alternatif oldu. Kötü değil gibi duruyor ama değişikliklerden yalama oldu artık hat.
İzban özelinde yolcu indirip, almadan giden İzban'ları gördüm. Tam bir küfür nedeni. Zaten seyrek gelen araç bu yüzden adeta süründürüyor. Halkapınar İzban'da Kuzey yönünde beklerken karşıdan vızır vızır geçen İzmir Metro'ları düşündükçe hayatı sorguluyorsunuz.
Yıl içindeki garipliklerden biri de sağlık çalışanlarına yıl sonuna kadar tanınan ücretsiz ulaşım hakkı, yaklaşık 6 ay sonra "Haziran yazacaktık, Aralık yazmışız" denerek iptal edildi. Dediğim gibi garip.
Bir de bir kere 988'de yolculuk yaparken denetim olduğu söylenerek ulaşım kartımın bir makineye okutulması istendi. Ne olduğunu anlamadım ve bunun sonrasında hayatıma etkisi olmadı ama garipti. İşin dahası başka bir yerde de görmemiş olmam. Ne desem bilemedim.
Kısa haber ve isteklerime geçmeden önce son belirtmek istediğim şey ise İzsu çalışmalarının 04.08.2021 tarihi Buca'ya geri dönmüş olması. Bu sefer ise Akıncılar tarafındaki çalışma Buca'yı vurdu. Yazının gecikmesinin yaradığı şey bu galiba. Bunun sonucunda 105-171-233-484-485 sayılı hatlar Şirinyer'e gelecek şekilde ayarlandı. Böyle olunca da trafik olumsuz etkilendi. Nasıl olduysa en çok Gürçeşme yolu etkilendi. Şirinyer Pazar Yeri'nde trafik bekliyordum ama Huzurevi'nin oradan trafik garip. 470'in 304'ten daha hızlı Buca'ya gidebileceğini düşünmezdim. Ama oldu. Önceki kadar kötü olmasa da bu da can sıkıcı. Öncekinde 15 dakikda Konak'tan Şirinyer'e gidip oradan 45 dakikada Adatepe'ye zor varıyordunuz. Tatsızdı.
2'si İstanbul özelinde olan kısa haberleri de paylaşma ihtiyacı hissettim.
-İstanbul'da 4 yaş altı annelere ücretsiz kartlar verildi. -İstanbul'da özel halk otobüsleri de İETT'ye bağlandı. ESHOT'a benzer bir yapı oluştuğu söylenebilir -Fahrettin Altay, Hasanağa Parkı, Hasanağa Parkı 2, Mavişehir ve Plevne Bulvarı durakları BİSİM'e eklendi. -Korona tedbirlerinin bitmesiyle baykuş seferleri geri döndü. Korona döneminde değişen Halk Taşıt saatleri de eski haline döndü. -Torbalı'da bazı minibüs kooperatifleri çeşitli anlaşmazlıklardan dolayı ESHOT garajının önünü kapattı. -Eshot bazı araçlarına Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Uluslararası Karikatür Yarışması'nın kazanan karikatürlerini giydirdi. -ESHOT, mobil kart aracı hizmeti ile çeşitli ilçelere kart hizmeti sunmaya başladı. -577 numaralı Nafiz Gürman-Halkapınar Metro 2 hattı açıldı.
Tüm bunların dışında şahsi birkaç gözlem ve isteğimi de yazmam gerekli.
-Mimar Kemalettin tarafında bulunan duraklarda en seyrek geçen araç 470 iken, durağının en ileride olması garip. Bundan dolayı saçma bir trafik oluyor. 680, 681 ve 691'e binen insan sayısı çok ve araçları daha sık. Bundan dolayı ileri konumlandırılırsa trafik için daha mantıklı olur bence. -Otogarda en nefret ettiğim araç 505. Zira hangi yöne gittiğini anlamak mümkün değil. Her seferinde sormak da sıkıcı. Bu tarz durumlar için araçların gittiği yönü gösteren bir şey eklenebilir araçlara. -Durakların ismi her iki tarafında da yazmalı. Yolda durak takibi yaparken işleri kolaylaştırır. Her yerde duraklar simetrik değil ama bu bile bir avantaj olur bence. Reklamlı duraklarda bile yapılabilir rahatça. -Belediye garip garip indirim yapacağına bir günlüğüne bilet getirsin. O günkü biletlerin gelirini de bir yerlere bağışlasın. Hatta duruma göre uygun fiyatlı bile yapabilir. Bu sayede sırf yardım amaçlı bile bilet alan çıkacaktır. -Duraklara otobüs saatleri eklenebilir. Saatler tutmuyor diye eklemiyorlar görüşünü, İzban'da sefer saatlerinin paylaşılması nedeniyle kabul etmiyorum. -Artı para iade validatörlerini İzban çıkış turnikelerine de ekleyebilirler. Kalabalık oluşturacağı için sadece orada olmaması mantıklı ama daha çok görüleceği için insanlar iade almayı daha az unutur.
En sonunda zor da olsa, geç de olsa bitirmeyi başardım. Yine korkunç uzun oldu ama gerçekten çok şey vardı. Geçen seneden kalan ihale, gezdiğim yerler olup bir de normal yoğunlukla birleşince yine uzun oldu. Geçen seneki ihaleyi anlamak için geçen seneki kadar olmasa da yine iyi bir kafa patlattım. Açıkçası iş nedeniyle artık eskisi gibi vaktim olmuyor ve bundan dolayı uzun uzun yazmak yorsa da alışkanlıktan yazıyorum yine. Sabrınız için teşekkürler tekrardan. Bakalım zaman ve ESHOT bize daha neler gösterecek?
1 note · View note
bungoustraydogs-tr · 4 years
Text
91. Bölüm Link
43 notes · View notes