Tumgik
#31 Ekim 2019
pazaryerigundem · 17 days
Text
Baharat sektörünün öncelikli başlıkları kalite ve gıda güvenliği
https://pazaryerigundem.com/haber/178186/baharat-sektorunun-oncelikli-basliklari-kalite-ve-gida-guvenligi/
Baharat sektörünün öncelikli başlıkları kalite ve gıda güvenliği
Tumblr media
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olan Egeli tarım ihracatçıları Avrupa Birliği ile işbirliği adımlarını sıklaştırdı.
İZMİR (İGFA) –  Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, EİB olarak AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörleri daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.
“Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı ve toplam ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 31 Aralık 2025’e kadar devam edecek “Geçiş Süreci”ndeyiz. Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı Avrupa Kıtası toplam ihracatımızdan yüzde 48 pay alıyor ve 109 milyar dolar ihracatımız var. İthalatımızın yaklaşık yüzde 25’ini de AB’den gerçekleştiriyoruz. EİB olarak üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları, ulusal ve uluslararası kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu.”  
Başkan Öztürk, “Organikte dünyada lideriz. Organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti. Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatı hedefimize ulaşmak için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda Türkiye’nin yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğimiz “Yeşil Dönüşüm” özellikle de AB ile uyumlu bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi, projelerimizi Avrupa Komisyonu yetkilileri ile paylaştık AB Misyon heyetinin ülkemizi ziyareti başta üreticiler, ihracatçılar, üniversiteler, laboratuvarlar, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın yaptıkları çalışmaları yerinde görme ve inceleme fırsatı yarattı.” dedi.
TÜRKİYE’NİN 2024 YILI OCAK-MAYIS DÖNEMİNDE BAHARAT İHRACATI YÜZDE 28 ARTTI
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 artışla 98 milyon dolar oldu. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatımızın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide ve sahada çözülmeli. Avrupa Komisyonu, Türk ihracatçılarla istişare yapmaya çok önem veriyor. EİB üyelerimizin kaliteli ürün temin ederek ihracatını geliştirmek için tarladan sofraya her aşamada yaptığı çalışmaları misyon heyetine aktardık.” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
aykutiltertr · 2 months
Video
youtube
Çok Sevmekten - Hande Ünsal Ritim ✩ Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/FIPnpeAxWfg Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Çok Sevmekten - Hande Ünsal Ritim ✩ Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop) SÖZ : Hande Ünsal MÜZİK : Hande Ünsal & Mert Carim DÜZENLEME : Serkan Balkan MİX-MASTERİNG : EMRE KIRAL ELEKTRO BAĞLAMA : KUTAY ÖZCAN KAYIT : STÜDYO VOİCE Yönetmen: Ecem Gündoğdu Bm Hayatımda duyduğum                      Em           Bm En saçma ayrılık konuşması                                                  Em İmkansızdan da imkansız artık                          Bm İkimizin kavuşması x2 Bm İçimden bi ses diyo ki           G Çok uzun sürmez belli ki        F#m                 Em Değmez yine değmez x2 Bm                    F#m Hep kaybettik çok sevmekten Bm                 F#m Gözümüzde büyütmekten Em                     F#m                         Bm             G Ne geldiyse başımıza bu yüzden gelmedi mi Bm  F#m Bm  F#m Em  F#m Bm  G Bm Aşk zaaflıyız Hande Ünsal Doğum 25 Şubat 1992 (32 yaşında) İzmir, Türkiye Tarzlar Pop Meslekler Müzisyen, besteci Etkin yıllar 2016-günümüz Müzik şirketi DMC Hande Ünsal (d. 25 Şubat 1992, İzmir), Türk pop müzik şarkıcısıdır. Kendisi gibi müzisyen olan Niran Ünsal’ın kızıdır. Hayatı ve kariyeri 25 Şubat 1992 tarihinde İzmir’de doğdu. Anneannesinin soy adını kullanmaktadır. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı mezunudur.[1][2] Sözüm Söz,[3] Daha İyi gibi şarkılar sanatçının dönüm noktası olmuştur.[4] Bahçeşehir Üniversitesi ödüllerinde "En İyi Klip" kategorisinde ödül kazanmıştır.[5][6][7] Diskografi Single'ları 2016: İki Çift Laf 2017: Derdim Çok (ft. Ozan Doğulu) (130 Bpm Forte) 2018: Oyna Oyna 2018: Seni Sever miydim? 2019: Nerdesin? 2019: Nerdesin? (Akustik) 2019: Daha İyi 2019: Daha İyi (Akustik) 2020: İyi misin? 2020: Yorgun Savaşçı 2020: Sözüm Söz 2021: Sözüm Söz (Akustik) 2021: Çok Sevmekten 2021: Gönder Gelsin 2022: Ah Anlatsam (ft. Alper Atakan) 2022: Sana Değmez (Serdar Ortaç Şarkıları Vol. 1) 2022: Son Perde 2022: Sen Yokken 2024: Yangın Ödülleri Yıl Ödül veren organizasyon Kategori 2019 Magazinn.com Ödülleri En İyi Çıkış Yapan Kadın Pop Sanatçısı Uluslararası Tüketici Zirve ve Kalite Ödülleri Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Pop Sanatçısı İstanbul Üniversitesi 3. 1453 Ödülleri Yılın En İyi Kadın Ses Sanatçısı Çanakkale Üniversitesi Ödülleri Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı RTV Takip Ödülleri Tüm Yerel Radyolarda En Çok Çalınan Eser (Nerdesin?) DMC Ödülleri Dijital Satış Ödülü (Seni Sever Miydim?) MOOD White Party Yaz Ödülleri Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı Altın Ege Ödülleri Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı 2020 6. Türkiye Gençlik Ödülleri En İyi Kadın Sanatçı BAU 4. Müzikonair Ödülleri En İyi Klip (Nerdesin?) 10. Engelsiz Yaşam Vakfı Ödülleri Yılın En İyi Bayan Albümü (Seni Sever Miydim?) Ayaklı Gazete Ödülleri Yılın En İyi Çıkış Yapan Kadın Sanatçısı İstanbul Şehir Ödülleri Yılın Pop Kadın Sanatçısı 2021 5. Şehrin En İyi Markaları Ödülleri En İyi Single (Gönder Gelsin) 7. MOOD Ödülleri En İyi Single (Daha İyi) Gossipmag Ödülleri En İyi Single (Çok Sevmekten) Life Beauty Macka's Ödülleri Yılın En İyi Kadın Pop Sanatçısı Altın Zirve ve Kariyer Ödülleri En İyi Single Albümü (Gönder Gelsin) BPOP KKTC Türkiye Sanat Ödülleri Radyolar Özel Ödülü Kaynakça ^ "Hande Ünsal "Türkiye'nin Jackson'larıyız" - İstanbul'a dair en güncel haber sitesi". İstanbul'a dair en güncel haber sitesi. 3 Aralık 2018. Erişim tarihi: 31 Ekim 2023. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2021. ^ "Hande Ünsal rekor peşinde". www.takvim.com.tr. 31 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2023. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2021. ^ "Arşivlenmiş kopya". 3 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2021. ^ "Hedef '6'da 6'". www.milliyet.com.tr. 12 Mart 2021. 31 Ekim 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ekim 2023. ^ "Arşivlenmiş kopya". 14 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Nisan 2021. Şarkılar Yangın Yangın · 2024 Daha İyi Daha İyi · 2019 Sen Yokken Sen Yokken · 2022 Seni Sever Miydim? Seni Sever Miydim? · 2018 Nerdesin Nerdesin? · 2019 Oyna Oyna Oyna Oyna · 2018 Sana Değmez Sana Değmez · 2022 Son Perde Son Perde · 2022 Sözüm Söz Sözüm Söz · 2020 Gönder Gelsin Gönder Gelsin · 2021 Ah Anlatsam Ah Anlatsam · 2022 Yorgun Savaşçı Yorgun Savaşçı · 2020 Derdim Çok 130 Bpm Forte · 2017 Çok Sevmekten Çok Sevmekten · 2021 İyi misin? İyi misin? · 2020 İki Çift Laf İki Çift Laf · 2016 Defoluyorum Kül Ara Beni Lütfen Yanmışım Sönmüşüm Ben Gidemem Söyleyin Keskin Bıçak Delikanlım Haydi Gel Benimle Ol Yerine Sevemem
0 notes
level999comtr · 7 months
Text
Blox Fruits güncellemesi – Kitsune güncellemesi 21 yayınlanma zamanı
Blox Fruits güncellemesi – Kitsune güncellemesi 21 yayınlanma zamanı ••• ••• Kaynakça: https://level999.com.tr/blog/2023/12/19/blox-fruits-guncellemesi-kitsune-guncellemesi-21-yayinlanma-zamani/ ••• 14 Aralık 2023 Blox Fruits Kitsune güncellemesi 21'in yayınlanma zamanı belirlendi. Yeni Blox Fruit güncellemesi ne zaman? İster başlamak için doğru anı bekliyor olun, ister fethetmek için yeni bir içeriğe acilen ihtiyaç duyuyor olun, bir şeyin ne zaman başladığını anlamak zor olabilir. yeni Blox Fruits yaması ufukta görünüyor. Gayri resmi olarak ünlü One Piece serisine dayanan bu büyük ölçekli Roblox MMORPG, yıllardır hem korsanları hem de denizcileri ağırlıyor ve hiçbir yavaşlama belirtisi göstermiyor. Seanslarınızı güncellemelere göre zamanlayın ve zirveye giden yolda sizi destekleyecek bazı yararlı ücretsiz hediyeler kazanma olasılığınız artar. Ve eğer bir süreliğine yeni bir şey beklenmeden Blox Fruits içeriğinde bir kuraklık yaşarsak, Roblox platformunda oynanacak daha çok şey var. Tanıdık bir deneyim için King Legacy kodları her zaman kullanılabilir. Genel olarak animeyi seviyorsanız, Anime Champions Simulator kodları göz atmaya değer ve Anime Adventures kodları size saatlerce kaybedeceğiniz başka bir ikna edici MMO deneyimi sunabilir. Haydi bakalım. Bir sonraki Blox Fruits güncellemesi ne zaman? Bir sonraki Blox Fruits güncellemesi, Birleşik Krallık ve Avrupa için 14 Aralık Perşembe günü 21:00 EST / 18:00 PT veya 02:00 GMT / 03:00 CET'de 15 Aralık Cuma günü başlayacak. Bundan sonra Noel Blox Meyveleri güncellemesinin yaklaşık iki hafta sonra başlaması planlanıyor. Kesin tarih ve saat henüz açıklanmadı. Bir sonraki Blox Fruits güncellemesinde neler var? Blox Fruits 21. güncellemesi, efsanevi Kitsune meyvesinin tanıtımına odaklanıyor. 9 Aralık'ta gösterime giren yukarıdaki Blox Fruits Kistune fragmanında da bir mini mağaza güncellemesinden bahsediliyor. Noel içeriği, büyük güne daha yakın hale getirmek için birkaç hafta erteleniyor ve aynı zamanda "daha fazla gemi içeriği" de getiriyor. Blox Fruits çıkış tarihlerini güncelledi Geçmiş Blox Fruits yamalarının çıkış tarihleri ​​aşağıdadır. Bir model mevcutsa, yeni bir yamanın ne zaman geleceğini tahmin etmek açısından yararlı olabilir: Başlığı güncelle Yayın tarihi Seviye sınırı Meyve? İlk Güncelleme 16 Ocak 2019 300 Bomba, Spike, Chop, Duman, Kauçuk, Alev, Buz, Karanlık, Işık, Magma, Deprem, Buda Güncelleme 2 16 Haziran 2019 500 Phoenix, Bahar Güncelleme 3 30 Haziran 2019 650 Dize, Rumble 3.5 Güncellemesi 2 Temmuz 2019 650 Hiçbiri Güncelleme 4 7 Temmuz 2019 650 Kum Güncelleme 5 14 Temmuz 2023 750 Yer çekimi Güncelleme 6: PVP/Takımlar 28 Temmuz 2019 750 Alev, Buz, Işık, Magma yenilemeleri Güncelleme 7 11 Ağustos 2019 750 Pati Güncelleme 8: Yeni Dünya 23 Kasım 2019 1000 Bariyer Güncelleme 9: Telif Hakkıyla Mücadele 25 Aralık 2019 1100 Hamur Güncelleme 10 17 Nisan 2020 1250 Kontrol Güncelleme 11: Uyanış 10 Temmuz 2020 1250 Alev, Buz, Deprem Uyandı Güncelleme 12: Cadılar Bayramı 21 Ekim 2020 1350 Işık, Karanlık Uyanmış Güncelleme 13: Noel 23 Aralık 2020 1450 Ejderha, İp (Uyanmış) Güncelleme 14 20 Mart 2021 1525 Rumble Uyandı Güncelleme 15: Üçüncü Deniz 11 Eylül 2021 2000 Zehir, Döndürme, Kapı, Kilo, Elmas, Aşk, Şahin, Magma (Uyanmış), Buda (Uyanmış) Güncelleme 16: Cadılar Bayramı 5 Kasım 2021 2100 Gölge, Canlandır Güncelleme 17: Noel Pt. 1 31 Aralık 2021 2200 Ruh, Kum (Uyanmış) Güncelleme 17: Bölüm 2 12 Mart 2022 2300 Phoenix (Uyanmış) Güncelleme 17: Bölüm 3 10 Eylül 2022 2400 Leopar, Hamur (Uyanmış) Güncelleme 17: Bölüm 3.5 26 Aralık 2022 2450 kar fırtınası Güncelleme 18, Yarış V4 Ocak 2023 2450 Hiçbiri Güncelleme 19 25 Şubat 2023 2450 Aşk (yeniden çalışma) Güncelleme 20 21 Ekim 2023 2550 Mamut, Ses, Roket, Canlandırma (yeniden çalışma) Güncelleme 21 14 Aralık 2023 2550 (?) Kitsune Blox Meyveleri Noel 2023 28 Aralık 2023 (ipucu) ? “daha ​​fazla tekne içeriği” Halen mevcut Blox Fruits seviye sınırına ulaşmak için çalışıyorsanız özel Blox Fruits seviyelendirme kılavuzumuza göz atın. EXP'yi hızlı bir şekilde nerede toplayacağınız konusunda sizi doğru yöne yönlendirecektir. Ve bu yeni meyve için biraz daha Beli'ye ihtiyacınız varsa, aktif Blox Fruits kodlarını da kaçırıp kaçırmadığınızı kontrol edin. Tetiği çekmeden önce Blox Fruits katman listemizi mutlaka okuyun. Kaynak: pcgamesn
0 notes
halkaarzz · 9 months
Text
Tab Gıda San. Ve Tic. A.Ş. (TABGD) - Halka Arz
Tumblr media
Tab Gıda San. ve Tic. A.Ş. TAB Gıda, 29 Temmuz 1994 tarihinde kurulan bir şirkettir. Ana faaliyet konusu, dünyaca ünlü markaların franchise lisanslarını alarak, Burger King, Popeyes, Arby's, Sbarro, Usta Dönerci, Usta Pideci ve Subway gibi markalar altında, hamburger, tavuk, pizza, sandviç, döner ve pide restoranları işletmektedir. Hizmet Alanları ve Lokasyonlar: TAB Gıda, AVM'ler başta olmak üzere cadde restoranları, havalimanları ve otoyollar üzerinde bulunan restoranlarında hizmet sunmaktadır. Satış Kanalları: Ürünlerini iki ana kanal üzerinden satışa sunmaktadır. Ana satış kanalı, kendi işlettiği restoranlarda ve franchise işletmeler aracılığıyla gerçekleşen banko satışları içermektedir. Ayrıca, ürünlerini üçüncü taraf paket servis sağlayıcıları aracılığıyla paket servis yoluyla da sunmaktadır. Restoran Sayısı: 31 Aralık 2022 itibarıyla, sistem genelinde toplam 1.468 restoranla hizmet vermektedir. Coğrafi Dağılım: Şirket, Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Kuzey Makedonya ve Gürcistan gibi coğrafyalarda hizmet vermektedir. İşlem KoduTABGD - Tab Gıda San. ve Tic. A.Ş.Talep Toplama Tarihleri Banka kanalları aracılığıyla; 18 Ekim Çarşamba günü 09:00-23:50, 19 Ekim Perşembe günü 09:00-23:50, 20 Ekim Cuma günü 09:00-18:00 saatleri arasında talep toplama yapılacaktırHalka Arz Fiyatı130 TLDağıtım ŞekliYurt İçi Bireysel Yatırımcılara Eşit Dağıtım Grup Çalışanlarına Eşit DağıtımToplam Dağıtılacak Lot52.500.000 LotKatılım EndeksiUYGUN!Dağıtım OranlarıYurt İçi Bireysel: 40.950.000 LOT () Şirket Çalışanları: 1.050.000 LOT (%2) Yurt İçi Kurumsal: 10.500.000 LOT ()Halka Arz Büyüklüğü6.825.000.000 TLSatmama TaahhüdüŞirket ve ortaklar için 1 yıl süreyle.Fiyat İstikrarı15 gün boyunda gerçekleştirilmesi planlamaktadır.TABGD Halka Arz Detayları
Kaç Lot Verir ?
Katılımcı sayılarına bağlı olarak dağıtılabilecek lot sayıları aşağıda verilmiştir; - 1.5 Milyon Katılımcı: 27 lot - 3,510 TL - 2 Milyon Katılımcı: 20 lot - 2,600 TL - 2.5 Milyon Katılımcı: 16 lot - 2,080 TL - 3 Milyon Katılımcı: 14 lot - 1,820 TL - 3.5 Milyon Katılımcı: 12 lot - 1,560 TL - 3.7 Milyon Katılımcı: 11 lot - 1,430 TL - 4 Milyon Katılımcı: 10 lot - 1,300 TL - 4.5 Milyon Katılımcı: 9 lot - 1,170 TL
TAB Gıda: Köklü Başlangıçlar ve Uluslararası İşbirlikleri
1995 yılında TAB Gıda, Türkiye’nin gıda sektöründeki faaliyetlerine hız katmak adına Burger King®'in master franchisee haklarını alarak Türkiye’ye getirmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Bu adım, TAB Gıda’nın hızlı servis arenasındaki yolculuğunun fitilini ateşledi. “Alevde Izgara Ateşinin Kralı” olarak anılan Burger King®, Türkiye’deki varlığını TAB Gıda güvencesiyle yüzlerce restoranla sürdürdü.
Lezzet Çeşitliliği ve Geniş Kitlelere Ulaşım
2006’da TAB Gıda, Burger King®'in başarısının ardından dünyaca ünlü İtalyan restoran zinciri Sbarro®'yu da Türkiye’ye getirerek lezzet çeşitliliğini zenginleştirdi. Sbarro®, Türkiye genelinde 110’dan fazla restoranıyla en sevilen İtalyan lezzetlerini sunmaya başladı.
Yeni Tatlar, Sadakatli Müşteriler
2007 yılında TAB Gıda, Louisiana mutfağının öncü markası Popeyes®'ı Türkiye’ye taşıyarak tavuk severlerle buluşturdu. Popeyes®’ın eşsiz tavuk tarifleri ve sıcacık servisi, Türkiye çapında 300’ü aşkın restoranda lezzet arayışındaki müşterilere hitap etmeye başladı.
Lezzet Yolculuğunda İlerlemek
2010’da Arby’s®, Türkiye’deki etseverlerin kalbini kazanmak için TAB Gıda’nın çatısı altında yer aldı. Arby’s®, fırınlanmış dana etinin eşsiz lezzetini Türkiye genelindeki yaklaşık 100 restoranında sunarak lezzet yolculuğunu sürdürdü.
Geleneksel Lezzetler ve Modern Sunum
2013 yılında TAB Gıda, deneyimini ve uzmanlığını birleştirerek kendi markası Usta Dönerci®’yi hayata geçirdi. Hızlı servis konseptiyle geleneksel döner lezzetini sunan Usta Dönerci®, Türkiye’nin dört bir yanındaki 140’tan fazla restoranda lezzet tutkunlarıyla buluştu. Lezzetin İzinde Yeni Adımlar 2019 yılında TAB Gıda, Usta Dönerci®’nin ardından Usta Pideci® markasını yaratarak Türkiye’nin lezzet yoluyla tanışmasını sağladı.
Küresel Markalar ve Büyüme
2022’de TAB Gıda, dünyanın en büyük restoran zincirlerinden biri olan Subway®’i de Türkiye’deki markaları arasına katarak hız kesmeden büyümeye devam etti. TAB Gıda, Türkiye’nin hızlı servis sektöründeki öncü oyuncusu olarak, kalite, çeşitlilik ve lezzeti bir araya getirerek müşterilerine unutulmaz deneyimler sunmaya devam ediyor.
TAB Gıda'nın halka arz gelirlerinin kullanım alanları şu şekildedir:
- Yatırım Finansmanı (Yüzde 40): Şirket, portföyüne yeni restoranlar eklemeyi ve mevcut restoranların yenilenmesini finanse etmek amacıyla bu gelirlerin yüzde 40'ını kullanmayı planlamaktadır. - Yenilenebilir Enerji Yatırımları (Yüzde 25): Enerji maliyetleri, şirketin maliyetlerinin önemli bir kısmını oluşturur. Bu nedenle şirket, enerji maliyetlerini dengelemek ve sürdürülebilirlik sağlamak amacıyla güneş enerjisi santrali projelerine yatırım yapmayı planlamaktadır. Şirket, sahibi olduğu 238 elektrik aboneliğini kullanarak güneş enerjisi santralleri kurmayı planlamaktadır. - Finansal Borç Azaltma (Yüzde 20): Şirket, halka arz gelirlerinin yüzde 20'sini finansal borçların azaltılması amacıyla kullanmayı hedeflemektedir. Bu, kredi borç anapara miktarının ve faiz yükünün azaltılmasını ve şirketin finansal dayanıklılığının artırılmasını amaçlar. - Dijitalleşme ve Teknoloji Yatırımları (Yüzde 15): Şirket, dijitalleşme stratejisi kapsamında IT altyapısını güçlendirmek ve yeni teknolojilere yatırım yapmayı planlamaktadır. Bu yatırımlar, şirketin rekabet gücünü artırmayı ve iş süreçlerini daha verimli hale getirmeyi hedefler.
Belgeler & Dökümanlar
- Onaylı İzahname : Görüntülemek için tıklayın. - Fon Kullanım Yeri İle İlgili Yönetim Kurulu Kararı ve Fon Kullanım Raporu: Görüntülemek için tıklayın. - Fiyat Tespit Raporu: Görüntülemek için tıklayın. Read the full article
0 notes
gomecpostasi · 1 year
Text
Balıkesir Mavi Bayrak’ta Türkiye dördüncülüğüne yükseldi
Tumblr media
Mavi Bayraklı plaj sayısında Türkiye dünyada 3. sıraya yükselirken, Balıkesir’de ise 2022 yaz sezonunda 31 olan Mavi Bayraklı plaj sayısı yapılan çalışmalarla 15 artarak 2023 yaz sezonunda 46 oldu. İl olarak da ülkede Mavi Bayrak ödüllü plaj sıralamasında 5’inci sıradan 4’üncü sıraya yükselen Balıkesir, bu yıl içinde Türkiye genelinde verilen mavi bayrak sayısının yüzde 75’ini kazandı. Balıkesir Valiliği koordinasyonunda Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV), İl Sağlık Müdürlüğü, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arasında protokol imzalanarak 5 Ekim 2021 tarihinde Balıkesir Mavi Bayrak Çalışması hayata geçirildi. İl Mavi Bayrak Komisyonu Çalışma Usul ve Esasları Yönergesi hazırlanarak iki yıl süresince uygulandı. İl Mavi Bayrak Komisyonu Başkanlığını yürüten Vali Hasan Şıldak öncülüğünde, Balıkesir’deki yüzme suyu kalitesinin, uluslararası kriterlerde temiz kalmasını sağlamak amacıyla plaj sorumlularının bilgilendirilmesi ve Mavi Bayrak ödülü almaları yönünde teşvik edilmesi için düzenli olarak ilgili kurumlar arasında iş birliği sağlandı, toplantılar yapıldı. TÜRÇEV Mavi Bayrak Kuzey Ege Koordinatörü Doğan Karataş’ın koordinasyonunda sürdürülen çalışmalar çerçevesinde yapılan düzenli izleme sayesinde 2022 Yılı Mavi Bayraklı Plaj sayısı başvurusu, 2019 yılına göre yüzde 40 artış göstererek büyük başarı elde edilmesi sağlandı. TÜRÇEV Genel Başkanı ve eski Turizm Bakanı Doç. Dr. Abdülkadir Ateş’in talimatlarıyla yapılan çalışmalarla; mevcut Mavi Bayraklı 31 plaj sayısını artırmak için 2022 yaz sezonunda başvurular teşvik edildi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi başvuru yaptığı 18 Mavi Bayraklı plaj ile 2023 yılında “Türkiye’de en fazla Mavi Bayrak başvurusu yapan belediye” oldu. TÜRÇEV’e 2023 yaz sezonu için yapılan Mavi Bayrak Ödülü başvurusunda, 46 plaj ve ortak numune noktası kullanan 4 plaj ile Balıkesir’de toplam 50 Mavi Bayrak Ödülü başvurusu yapıldı. Ayrıca ildeki mevcut 85 yüzme suyu izleme noktasına ek olarak 8 yeni yüzme suyu izleme noktası için İl Sağlık Müdürlüğü tarafından çalışma başlatıldı. Türkiye Çevre Eğitim Vakfı tarafından açıklanan değerlendirme sonuçlarına göre, Balıkesir 2023 yılında 46 Mavi Bayrak sahibi olurken, Aydın’ı geride bırakarak Türkiye’de 5’inci sıradan 4’üncü sıraya yükseldi.
0 notes
arhavininsesi · 2 years
Photo
Tumblr media
Arhavi belediyesinde vip kadro torpili tepki çekti Arhavi belediye başkanı Vasfi Kurdoğlu 31 mart 2019 da devir aldığı belediyede yeni olarak işe aldığı sözleşmeli olarak teşeron şirketinde çalışan bir kişiye kadro vermesi tepkilere neden oldu. Ekim ayında meclis gündemine taşınan bu olay neticesinde Ak parti meclis üyelerinin bu olaya karşı çıktığı belediye de şuan yolsuzluk davasıyla soruşturmanın devam ettiği bu süreçte acele olarak kadro verilmesinin uygun olmadığını dile getirmesine rağmen başkanın kadro verdiği görüldü. Söz konusu personelin kadro işlemlerinin tamamlanması için bakanlığa gönderildiği gelen bilgiler arasında.Belediye başkanı Vasfi Kurdoğlu’nun Ekim ayı meclis toplantısındaki tutanaklarda yer alan konuşmasında şunları söyledi; Başkan ; arkadaşlar gündemin son maddesi toplantının başında gündeme aldığımız Ak Parti meclis grubunun önergesidir. Önergede, belediyemizde devam eden soruşturma nedeniyle kadroya geçirilmesi düşünülen personel alımlarının soruşturma sonrasına bırakılmasını talep etmektedirler. Konu ile ilgili bu süreçte bir adet personelimiz tam zamanlı sözleşmeli kadroya geçirilmiş olup, soruşturma sürecinin sonuna kadar kurum içerisinden herhangi bir personelin kadroya geçirilmesini düşünmüyoruz. Başkan arkadaşlar gündemimizde görüşülecek konular bitmiştir. 02.11.2022 Çarşamba günü saat 13.00’de toplanmak üzere oturumu kapatıyorum dedi. Arhavi Belediye Personelleri bu durumdan rahatsız. Belediye taşeron çalışanlarının bazıları yaptığı açıklamalarda şu ifadelere yer verildi. 7-8 yıldır kadro bekliyoruz bizim günahımız ne, insanları bir eşya gibi kullanıp şimdi kapının önüne bırakmak hangi vicdana sığar.Belediye başkanımıza sesleniyoruz ya hepimize kadro verin yada hiç vermeyin eşit olun bizde buranın çocuklarıyız ayrım yapmayın dedi #artvinhaber #çoruh #artvin #ardanuç #arhavi #borçka #murgul #şavşat #yusufeli #hopa #kemalpaşa #karadeniz #sondakika #haber #haberler #Türkiye #İHA #Haber #Gündem #sondakikahaberler #arhavibelediyesi https://www.instagram.com/p/Ckr-awzjbz6/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
Belediye Meclisimizden DİTSO Başkanı Özcan’a hayırlı olsun ziyareti
Tumblr media
Belediye Meclisimizden DİTSO Başkanı Özcan’a hayırlı olsun ziyareti Dinar Belediye Başkanımız Nihat Sarı ve belediye meclis üyelerimiz, 15 Ekim 2022 tarihinde yapılan seçim sonucunda Dinar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak seçilen Veli Özcan’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Dinar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Veli Özcan, Meclis Başkanı Veysel Topçu, Başkan Yardımcıları Önder Sayın, Mehmet Bekle ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu ziyarette; Dinar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Veli Özcan, Dinar Belediye Başkanımız Nihat Sarı’ya çiçek takdim etti. Dinar Belediye Başkanımız Nihat Sarı, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Yerel Seçimlerde Belediye meclis üyesi olarak seçilerek bugüne kadar birlik ve beraberlik içerisinde ilçemizde yaptıkları hizmetlerin anısına Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Veli Özcan'a teşekkür ederek, ilçemize yapılacak olan faydalı tüm hizmetlerde yanında ve destekçisi olduğunu belirtip, teşekkür plaketini takdim etti. Plaket takdiminin ardından Oda Başkanı Veli Özcan, Belediye Başkanımız Nihat Sarı ve Belediye Meclis üyelerimize oda çalışmaları ve işleyişi hakkında bilgi verdi. Ziyaret oda binası önünde hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu.
Tumblr media Tumblr media
Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 2 years
Text
Amasra'daki ocakta aspiratörler eski iddiası
Tumblr media
Bartın'ın Amasra ilçesinde 41 madencinin hayatını kaybettiği Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait ocakta havalandırma işlevini gören aspiratörlerin (pervane) yenilenmesi planlarının hayata geçirilemediği anlaşıldı. DW Türkçe'nin edindiği bilgilere göre aspiratörlerin 2021 yılının başında modernize edilmesi için ihale açıldı, ancak aspiratörlerin kurulumu kazanın meydana geldiği tarihe kadar yapılmadı. Ayrıca TTK kayıtlarında aspiratörlerle ilgili çalışmanın geçmişinin 2018 yılına kadar uzandığı görülüyor. Kayıtlarda TTK'nın aspritör modernizasyonu için dört yıl önce de ödenek ayırdığı dikkat çekiyor. Ocakta aspiratörlerin yenilenmesi için 2021 yılında ise üç kez ihale açılıyor, ilk iki ihale ise iptal ediliyor. TTK'nin internet sitesinde ihalelerin detaylarının açıklandığı bölümde, Amasra Taşkömürü İşletme Müessesesinde "gazlı (Grup-I metan) ve rutubetli olarak sınıflandırılan yeraltı taşkömürü ocaklarının havalandırılmasında kullanılan mevcut ana pervane ünitesinin modernize edileceğini" bildiren ihalenin ilk olarak 25 Ocak 2021'de açıldığı, ihaleye yerli ve yabancı firmaların katılabileceği belirtiliyor. Birinci ihalenin iptal edilmesinin ardından, ikinci ihalenin 31 Mayıs 2021 yılında açıldığı görülüyor. İkinci ihalenin de iptal edilmesinin ardından 18 Ekim 2021 tarihinde bir ihale daha açıldığı kaydediliyor. TTK'dan yanıt yok Üçüncü ihaleyi kazanan firma ise Ankara merkezli "Alfer Mühendislik" adlı bir şirket oluyor. DW Türkçe'ye konuşan Alfer yetkilileri, aspiratörlerin üretim aşamasında olduğunu belirterek  madende kurulum yapmadıklarını teyit etti. Alfer yetkilisi, ocakta kullanımda olan aspiratörlerin kendileriyle ilgisinin olmadığını söyledi.   Ocağın içerisinde bulunan havayı emen, kötü hava ve gaz birikimini dışarıya atma işlevi gören aspiratör sistemleri için açılan ihale ve ocakta havalandırma sorunu yaşandığı iddialarına ilişkin ulaşmaya çalıştığımız TTK yetkilileri aramalarımıza yanıt vermedi.  Modernizasyon için 2 milyon TL'lik ödenek ayrıldı TTK 2021 yılı faaliyet raporunda da söz konusu "Amasra Ana Nefeslik Aspiratör Modernizasyonu" kaleminde yatırımın gerçekleşmediği görülüyor. Raporda ocaktaki havalandırma işlevini gören aspiratörlere 2 milyon TL'lik ödenek ayrıldığı, ancak yatırımın tamamlanmadığı anlaşılıyor. TTK raporlarına göre aspiratör kurulumu için 2018 yılında 600 bin lira ödenek ayrıldı. Bu ödenek 2019 yılında ise 80 bin liraya düşürüldü. 2020'de ise 300 bin lira olarak revize edilen ödenek 2021 yılında 2 milyon liraya yükseltiliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Bartın'ın Amasra ilçesinde yaşanan maden faciasıyla ilgili Genel Kurul'u bilgilendirme konuşmasında, TTK'da iyileştirmeler yapılmadığı iddialarına karşı "ana nefeslik aspiratör sistemi, kişisel oksijen maskeleri, basınç teneffüs istasyonları, otomatik yangın söndürme sistemleri burada daha sayamayacağım 50 kalemde gerek bireysel gerekse sahaya yönelik iyileştirmeler yapıldı" ifadelerini kullanmıştı. Madenciler "havalandırma kötü" demiş Amasra ilçesinde maden ocağındaki patlamada yaşamını yitiren maden işçisi Şaban Yıldırım'ın Ekim ayı başında eşine "Havalandırma kötü", grizu patlamasından beş gün önce de "Metan gazı geliyor" dediği basına yansımıştı. İşçi yakınlarının havalandırmaya dair açıklamaları, ocakta havalandırma sorunu olabileceğine dair şüphelere neden oluyor. Genel Maden İş Sendikası Genel Başkanı Hakan Yeşil ise Zonguldak'ın yerel gazetesi Pusula'ya yaptığı açıklamada, madendeki havalandırma sistemiyle ilgili konuşmuş ve "Firma anladığımız kadarıyla yaptığımız çalışmalar sonucunda malzemeyi şu an tedarik edememiş durumda" demişti.  Read the full article
0 notes
aktuelbul · 5 years
Link
0 notes
indirimolog · 5 years
Link
0 notes
pazaryerigundem · 19 days
Text
Tarım ihracatının liderleri baharatta gıda güvenliği için AB ile ortak çalışıyor
https://pazaryerigundem.com/haber/177852/tarim-ihracatinin-liderleri-baharatta-gida-guvenligi-icin-ab-ile-ortak-calisiyor/
Tarım ihracatının liderleri baharatta gıda güvenliği için AB ile ortak çalışıyor
Tumblr media
Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu olan Egeli tarım ihracatçıları Avrupa Birliği ile işbirliği adımlarını sıklaştırdı.
İZMİR (İGFA) – Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Avrupa Komisyonu Sağlık ve Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ve Ankara’dan gelen Tarım ve Orman Bakanlığı yetkilileri ile AB uyum çalışmaları kapsamında baharat sektörüne yönelik görüş alışverişinde bulundu.
Ege İhracatçı Birlikleri çatısı altındaki baharat ihracatçıları Ege Mobilya Kâğıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği ve Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar İhracatçıları Birliği bünyesinde bulunuyor.
Tumblr media
AVRUPA BİRLİĞİ BİZLER İÇİN HAYATİ BİR İHRACAT PAZARI
Ege Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Muhammet Öztürk, EİB olarak AB Yeşil Mutabakatı’nın sorumluluklarına sektörleri daha iyi hazırlayabilmek açısından önemli bir gündemi oluşturan sürdürülebilirlik üzerine 2019 yılından itibaren yoğun bir çalışma süreci başlattıklarını hatırlattı.
“Avrupa Birliği bizler için hayati bir ihracat pazarı ve toplam ihracatımızın önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. 2023 yılı Ekim ayı itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 31 Aralık 2025’e kadar devam edecek “Geçiş Süreci”ndeyiz. Türkiye’nin en büyük ihracat ve ithalat ortağı Avrupa Kıtası toplam ihracatımızdan yüzde 48 pay alıyor ve 109 milyar dolar ihracatımız var. İthalatımızın yaklaşık yüzde 25’ini de AB’den gerçekleştiriyoruz. EİB olarak üniversitelerle, araştırma enstitüleriyle, Tarım İl ve İlçe teşkilatları, borsalar, ziraat odaları, ticaret odaları, ulusal ve uluslararası kurumlarla yaptığımız ortak çalışmalarla çiftçiden başlayıp rafa kadar uzanan tedarik zincirinde sürdürülebilirliği sağlamak için çalışıyoruz. Türkiye, 2023 yılında yüzde 2,8 artışla 35 milyar dolarlık tarım ürünleri ihraç ederken, Ege İhracatçı Birlikleri yüzde 8,8 artışla 7,3 milyar dolarlık ihracatla Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 20’sini tek başına gerçekleştirerek Türkiye şampiyonu oldu.”  
AB MİSYON HEYETİ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARIMIZI YERİNDE GÖRDÜ VE İNCELEDİ
Başkan Öztürk, “Organikte dünyada lideriz. Organik gibi zor bir ürünü yapan ülkemiz pestisitte de önemli bir yol kat etti. Türkiye’nin Ege sayesinde organik sektöründe 35 yıllık büyük bir deneyimi var. Ege’nin tarıma ve gıdaya bakışı tamamen sürdürülebilirlik üzerine kurulu. Önümüzdeki süreçte yüksek teknoloji yatırımlar ve sürdürülebilirlik vizyonuyla 10 milyar dolarlık tarım ihracatı hedefimize ulaşmak için bütün paydaşlarımızla sıkı temas halindeyiz. Bu kapsamda Türkiye’nin yeni büyüme stratejisi olarak benimsediğimiz “Yeşil Dönüşüm” özellikle de AB ile uyumlu bir yol haritası belirlemek için pestisitler, biyoteknik mücadele, sözleşmeli tarım gibi sürdürülebilir gıda sistemini baz alan net hedefler içeren önerilerimizi, projelerimizi Avrupa Komisyonu yetkilileri ile paylaştık AB Misyon heyetinin ülkemizi ziyareti başta üreticiler, ihracatçılar, üniversiteler, laboratuvarlar, Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm paydaşlarımızın yaptıkları çalışmaları yerinde görme ve inceleme fırsatı yarattı.” dedi.
TÜRKİYE’NİN 2024 YILI OCAK-MAYIS DÖNEMİNDE BAHARAT İHRACATI YÜZDE 28 ARTTI
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Tarakçıoğlu, “Türk baharat sektörü, 2023 yılında yüzde 10 artışla 186 milyon dolarlık baharat ihracatına imza attı. Türkiye’nin baharat ihracatının merkez üssü Ege Bölgesi ise baharat ihracatının yüzde 64’ünü gerçekleştirerek 118 milyon dolarlık dövizi Türkiye’ye kazandırdı. Türkiye’nin 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde baharat ihracatı yüzde 28 artışla 98 milyon dolar oldu. Avrupa Birliği başta olmak üzere tüm dünyaya ihracatımızın devamlılığı için ürünlerdeki kalite sorununun çözümü hayati önem taşıyor. Ürünlerdeki kalite sorunu üreticide ve sahada çözülmeli. Avrupa Komisyonu, Türk ihracatçılarla istişare yapmaya çok önem veriyor. EİB üyelerimizin kaliteli ürün temin ederek ihracatını geliştirmek için tarladan sofraya her aşamada yaptığı çalışmaları misyon heyetine aktardık.” diye konuştu.
BAHARAT SEKTÖRÜ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇALIŞMALARINA ARALIKSIZ DEVAM EDİYOR
Tarakçıoğlu, Tarım ve Orman Bakanlığı, ihracatçılar ve üreticilerin daha fazla işbirliği yaparak üretimden paketlemeye kadar bütün tedarik zincirini çözüme kavuşturulması gerektiği görüşünde.
“2019 yılından beri Tarım ve Orman Bakanlığı ile koordineli olarak çalışmaktayız. Üniversitelerimiz ve Zirai Mücadele Araştırma Enstitülerimiz ile birlikte ürünlerimizin analizlerini yaptırıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile birlikte Uygulama Kılavuzları hazırladık. Avrupa Baharat Birliği’ne (ESA) ile yakın temas halindeyiz, sunumlar yapıyoruz. 2020 yılından bu yana Üretim Bölgelerinde Çiftçi eğitimleri organize ediyoruz, bilgilendirici broşürler dağıtıyoruz, çiftçilerimizi bilgilendiriyoruz. Bilgilendirici TV programları yapıyoruz. 2022 yılında İhracatçılar ile koordineli çalışmak için teknik komite kuruldu. Çalıştaylar düzenliyoruz. İhracata Yönelik Kontrollü Yetiştiricilikle ilgili projelere katkı sağlıyoruz. Sürdürülebilirlik üzerine paneller düzenliyoruz. ESA Teknik Komitesi’ne katılımımız olduğundan ürünlerdeki sorunların çözülmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
AVRUPA KOMİSYONU’NUN İŞBİRLİĞİ VE YAPICI YAKLAŞIMI BİZLERİ ÇOK MUTLU ETTİ
Ege Mobilya Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Kazım Gürel, “Avrupa Komisyonunun işbirliği ve yapıcı yaklaşımı bizleri çok mutlu etti. Sektörlerimizin AB Yeşil Mutabakatı’nın regülasyonlarından en az şekilde etkilenmesi için birçok yatırımın hayata geçmesi, teknik kapasitelerinin, altyapılarının geliştirilmesi gerekiyor. AB ile işbirliği içinde bilgi ve deneyimlerinden yararlanarak İyi Tarım Uygulamalarıyla çiftçilerimizi bilgilendirip ortak sorunlarımızı şeffaf bir şekilde çözümleyeceğiz. Ege Bölgesi sektörel çeşitliliğin ve zenginliğin zirvede olduğu bir bölge. Kuru meyve, mamul, zeytin-zeytinyağı, su ürünleri, baharat, tütün, odundışı orman ürünlerinde, organik üretimde dünyada güçlü bir oyuncuyuz. Kekik, defne yaprağı, kayısı, kiraz, vişne, incir, fındıkta dünyada birinci üreticiyiz. Çilek, kavun, karpuz, balda dünyada ikinci üreticiyiz. Zeytin, mandalina, domates, üzüm, elma, kestane, biber, mercimek, nohutta ilk 5 üretici içindeyiz.” dedi.
DÜNYANIN TARIM AMBARI EGE BÖLGESİ OLARAK LİDERLİĞİMİZİ KORUYORUZ
Gürel, “Ülkemizde 4 bin 500’den fazla tarım ürünü üretiliyor. Dünyanın tarım ambarı Ege Bölgesi olarak 2023 yılında da liderliğimizi koruduk. 2024 yılında da bu olumlu eğilim devam ediyor. Türkiye 2024 yılı Ocak-Mayıs döneminde yüzde 7 artışla 15 milyar dolarlık tarım ihracatı gerçekleştirdi. EİB’nin tarım ihracatı ise yüzde 3 artışla 3,1 milyar dolara ulaştı. Kalıntısız ve kaliteli üretimle AB başta olmak üzere ihracat pazarlarımızı korumak, yeni pazar olanakları yaratmak için üreticiler, ihracatçılar, üniversitelerimiz, Bakanlıklarımız olarak hep birlikte mücadele ediyoruz. EİB olarak 13 TURQUALITY Projesi, 11 UR-GE Projesi, 13 Fuara Milli Katılım Organizasyonu, dünyanın birçok noktasına gerçekleştirdiğimiz sektörel ticaret heyetleri, alım heyetleri, AB Projeleri, Üniversite-Sanayi iş birlikleriyle uluslararası rekabetçiliğimizi geliştirmek için çalışıyoruz.” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
hevalenroje · 3 years
Text
Arap Kemeri yerine Türk/DAİŞ Kemeri
_______________________________________
Ferda ÇETİN
Çok kirli bir oyun oynanıyor. Herkesin gözü önünde adım adım ve sinsice oynanan bir oyun...
Oyuncular “itibarlı” olunca, illüzyon ve hokus pokus beklenenin ötesinde etkili oluyor. Rojava’da, Kürtler ve birlikte yaşadıkları halklar, yüzlerce yıldır yaşadıkları topraklardan çıkartılıyor. Bu topraklar sahiplerinden alınarak, Türkiye/DAİŞ çetelerine devrediliyor.
ABD Temsilciler Meclisi, eski Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot Engel, ABD eski Başkanı Donald Trump için, “itfaiyeci numarası yapan bir kundakçı” tanımlaması yapmıştı.
O kadar çok kundakçı var ki...
Suriye’nin en istikrarlı ve en güvenlikli topraklarının demografyası BM, ABD, Rusya ve Avrupa Birliği’nin ortak planı ile değiştiriliyor. Eskiden Baas Rejimi’nin yaptığı “Arap Kemeri”, bu kez uluslararası kundakçı şebekesi eliyle “Türk/DAİŞ Kemeri”ne dönüştürülüyor.
Suriye-Türkiye sınırında, Meşhed Ruhin’de yapılan 50 bin briket ev bu planın çok önemli bir parçasıydı. Bu puzzle oyunun ilk hedefi 1 milyon mülteciye “Güvenlik Bölgesi”nde konut inşa etmektir. Sonrasında engel olunmazsa, tüm sınır boyunca bu kentler yaygınlaştırılacaktır.
Kuzey Suriye ve Rojava’da oluşturulan “Türk/DAİŞ Kemeri” bir oldu bitti ile değil; adım adım, Kuzey Suriye halkları ve dünya kamuoyu alıştırıla alıştırıla inşa ediliyor. Hatırlayalım:
18 Ocak 2018 günü, Rusya, Efrîn-Türkiye sınırındaki askeri birliklerini çekerek, Suriye hava sahasını Türk uçaklarına açtı. İki gün sonra Türk ordusu ve çeşitli çete gruplarından oluşturulan Suriye Milli Ordusu(SMO) Efrîn topraklarını işgal etti.
7 Ekim 2019 günü, ABD yönetimi Suriye’deki askeri güçlerini çekeceğini açıkladı. 9 Ekim 2019 günü, Fırat’ın doğusundaki kara ve hava sahası Türk devletine açıldı. Türkiye, DAİŞ çeteleri ile birlikte Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgal etti.
Tayyip Erdoğan, BM’nin 74. Genel Kurulu’nda, Suriye sınırının “Güvenli Bölge” haline getirileceğini açıkladı. Harita ve açıklama, bir devletin egemenlik haklarının ihlali anlamına gelmesine rağmen ne BM Genel Sekreteri ne de BM üyesi 193 ülkeden hiçbir itiraz gelmedi.
Aksine BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 31 Ekim 2019 günü, İstanbul’da Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ardından, “BM, Türk devletinin, Suriye'nin kuzeyinde oluşturacağı güvenli bölge planlarını incelemeye alacaktır” diyerek işgali desteklediğini beyan etti.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, “Suriye sınırında güvenli bölge” fikrinin ortaya atıldığı günden, briket evlerin inşasına kadar, Türk devletine her türden siyasi ve ekonomik desteği sağlamakla kalmadı, Avrupa Birliği ülkelerini de bu plan için ikna etti.
Merkel yönetimi Libya, Akdeniz, Kıbrıs, Yunanistan ve Karabağ politikaları nedeniyle Türkiye ile kriz yaşayan ve mali yardımları kesmek isteyen AB üyelerini ek yardım ödemeye de ikna etti. Üç gün önce bir adım daha atarak Türkiye için alınan yaptırım kararının kaldırılmasına öncülük etti.
Rojava’da “Türk/DAİŞ Kemeri” görülemeyecek bir gizlilik içinde değil, açıktan yürütüldü. Aslında “herkes kaptanın yalan söylediğini de biliyor, zarların hileli olduğunu da görüyordu.”
İşte 8 Kasım 2019 tarihinde bu köşeden yazılanlar;
“Kürtler ve Kuzey Suriye halkları, Efrîn, Ezaz, Cerablus ve El Bab’dan sonra Serêkaniyeê ve Girî Spî’den çıkarılarak Suriye çöllerine sürülecek; onların yaşadığı topraklara da tecavüzcü, kafa kesen, talancı ve hırsız DAİŞ çeteleri yerleştirilecektir. Dünyanın gözleri önünde gerçekleşen, tarihin gelmiş geçmiş bu en büyük ahlaksızlığı, ‘Türkiye’nin sınır güvenliği ve terör hassasiyeti’ yalanı ile örtülmeye çalışılmaktadır.
Saklısı ve gizlisi yok bu planın.
Kürtler, kendilerine yeten ekonomilerine ve üretimlerine son verilerek, ekmeğe ve suya muhtaç hale getirilmek, dilencileştirilmek isteniyor. Bu uğursuz planı işletebilirlerse eğer, Kürtlerin terkettiği topraklara da Erdoğan mülteci şehirler kuracak, TOKİ evleri yapacaktır. DAİŞ çeteleri, aileleri ile birlikte bu yeni yurtlarında ‘huzur ve sefa içinde’ yaşayacak. Böylece Avrupa’ya, Rusya ve Kafkasya’ya dağılmalarının önüne de geçilmiş olacak. Türk/DAİŞ işgalini açık, gizli destekleyenlerin planları ve ortak faydaları böyle.”
Bu uluslararası şebeke başka bir “kurnazlık” da yapıyor kendince. İngiltere’deki Suriye Gözlem Evi, Irak’ta, Suriye’de 50 bin DAİŞ çetesinin faal olarak savaştığını açıklamıştı. Bu savaşçıların hepsi öldü mü? Buharlaşıp görünmez hale mi geldi?
Tabiki hayır. Türkiye adına İdlib’de, Libya’da ve Karabağ’da savaşmaya devam ediyorlar. BM, ABD, Rusya, Almanya ve AB, bu çetelerin Türkiye himayesinde ve onun denetiminde olduğunu; bunun uluslararası hukukta suç olduğunu da gayet iyi biliyor.
Bu çıplak gerçekle yüzleşmemek ve Türkiye’yle karşı karşıya gelmemek için tecavüzcü bu katil sürüsüne yeni bir isim buldular. Libya savaşından sonra, hep birlikte buldukları bu “yeni” ismi kullanmaya başladılar: Türkiye’nin denetimindeki askeri güçler!
Bu adilikten şöyle bir “yarar” bekleniyor: El Kaide, El Nusra veya DAİŞ çetesi denildiğinde, dünya kamuoyunun terörist ve suçlu saydığı bu çetelerin yakalanması, yargılanması ve bir yaptırıma tabi tutulmaları gerekecektir. Bu çetenin baş destekçisi olan TC devleti de kaçınılmaz olarak uluslararası yargılamanın konusu haline gelecektir.
BM, ABD, Rusya, Almanya ve AB, “Türkiye’nin denetimindeki askeri güçler” deyimini icat(!) etmekle, yaşanan bu kadar cinayet, hırsızlık, talan ve tecavüzü olmamış saymak; bir kalemde DAİŞ’i ve Türkiye’yi “temize çıkarmak” istiyor. Bu bakımdan, “Türkiye’nin denetimindeki askeri güçler” deyimi, bir algı yaratma faaliyetidir aynı zamanda.
Suriye’de birbirleri ile derin ve uzlaşmaz çelişkileri olan bu güçleri bir araya getiren ne? Bu büyük kuşatmaya ve bu büyük düşmanlığa karşı yapılabilecekler neler?
8 notes · View notes
baybaykus · 3 years
Text
Yangında bile vurgun yapıyorlar: 3 Rus uçağına günlük 1.3 milyon ₺
Orman yangınları için daha uygun fiyata yerli seçenekleri görmezden gelen Orman Bakanlığı, Rusya’dan yüksek fiyata uçak kiraladı. Türkiye, 3 Rus uçağına günlük 1.3 milyon lira, 153 gün için toplam 203 milyon lira ödeyecek.
– Orman Bakanlığı yangın söndürme uçağı kiralama ihalesi açtı. THK’nın bakımı yapılmış uçuşa hazır 5 uçağı bu yıl da ihaleye sokulmadı. 4 firma katıldığı ihale en pahalı teklifi sunan firmaya verildi. Türkiye, 3 Rus uçağına günlük 1.3 milyon lira, 153 gün için toplam 203 milyon lira ödeyecek.
BAKANLIK İHALE SONUÇLARINI GİZLİYOR
Sözcü’den Yusuf Demir’in haberine göre pandemi sonrası daha da ağırlaşan ekonomik şartlar nedeniyle toplumun büyük bölümü nefes alamazken devlet, bütçe kaynaklarını gereksiz harcamaya devam ediyor. Üç yıldır Türk Hava Kurumu’nun bakımları yapılmış göreve hazır 5 yangın söndürme uçağını kullanmamakta ısrar eden Orman Bakanlığı, bu yıl da milyonlarca dolar ödeyerek yurtdışından uçak kiralamaya çalışıyor. Bakanlık, yaz döneminde yaşanacak orman yangınlarıyla mücadele için 5 amfibik uçak kiralamak üzere ilk ihaleyi 29 Ocak’ta düzenledi ancak çok yüksek teklifler geldiği gerekçesiyle iptal etti. 9 Mart’ta ihale yenilendi ancak aradan geçen iki buçuk aya rağmen sonucu açıklanmadı, hâlâ saklanıyor. Bakanlık, ihaleye ilişkin sorularını da yanıtsız bıraktı.
UÇAKLARI ERDOĞAN PUTİN’LE İNCELEMİŞTİ
İhalenin AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Rusya’da bizzat Putin’le incelediği, Bakan Bekir Pakdemirli’nin test ettiği Beriyev-200 tipi Rus uçaklarını getirecek firmaya verildiği ortaya çıktı. İhaleye 4 firma ve ortaklık katıldı ancak anlaşılmaz şekilde en pahalı teklifi veren ihaleyi aldı. İhale Türk Hava Kurumu ile CMC iş ortaklığına verildi. Ortaklığın getireceği 3 uçağa, 1 Haziran-31 Ekim arasındaki 153 gün için toplam 203 milyon TL ödeme yapılacak. THK’nın sadece işletme ruhsatı ve uçakların bakımına destek olup küçük bir komisyon alacağı ama asıl gelirin, CMC Savunma Sanayi A.Ş. tarafından tahsil edileceği belirtiliyor. CMC Savunma sektörce çok tanınan bir firma değil. Kamuya yansıyan tek isim Azeri kökenli Yönetim Kurulu Üyesi Fizuli Mollayev.
THK’NIN KATILAMAMA NEDENİ 100 LİTRELİK EKSİKLİK
Geçtiğimiz yıl aynı firmadan kiralanan Beriyev 200 tipi aynı 2 uçağa 120 gün için 84 milyon TL kira ödenmişti. Her bir uçağın günlük kiralama bedeli 350 bin lirayı aşıyordu. Bu yıl ise kiralanan 3 uçağa 153 gün için 203 milyon 107 bin lira ödenecek. Her bir uçak için kiralama maliyeti 67.7 milyon lira olacak. Her bir uçak için yaklaşık maliyet 59.2 milyon TL olarak belirlenmişti. Yaklaşık 30 yıl orman yangınlarıyla başarıyla mücadele eden THK, iki yıldır kendi uçaklarıyla ihalelere katılamıyor. THK’nın elindeki uçaklar 4 bin 900 litre su kapasiteli ancak iki yıldır şartnameye minimum 5 bin litre şartı konuluyor. 100 litre bahane edilerek yerli imkan çöpe atılıyor. Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin uçakların hazır olmadığına ilişkin iddiaları, bizzat THK’nın başına kayyum olarak atanan AKP’li eski Bakan Cenap Aşçı tarafından yalanlanmıştı. THK’nın 5 uçağı 3 yıldır Etimesgut’taki hangardan çıkarılmıyor.
RAKİP FİRMALAR ELENDİ
Tumblr media
İhalenin güçlü adaylarından Nil Yapı, Dinç Grup ve Duru Havacılık İş Ortaklığı ihaleye katılmasında sakınca görülmediği halde, ihaleden 27 gün sonra yasaklı listesine sokularak elendi. Düşük teklif veren diğer iki firmanın da (Özden Katering ve Tunç Kurumsal Hizmetler) şartnameye uygun olmadığı belirtiliyor. THK’nın hazır uçaklarını kullanmamakta direnen Türkiye, 3 yıldır orman yangınlarıyla havadan mücadelede planladığı kadar uçak bulamıyor. 2019 yılında hiç uçaksız bir sezon geçiren Türkiye büyük kayıplar vermişti. Geçtiğimiz yıl Bakanlık 4 uçak için ihaleye çıktı ancak 2 uçak tedarik edebildi. Bu yıl da 5 uçak için ihale yapıldı ancak sadece 3 tane bulunabildi. Planlamada iki uçak konuşlandırılması öngörülen Çanakkale ve Muğla’da bu yıl da yangınlarla uçaksız mücadele edilecek.
2 notes · View notes
mevsimsizcicek · 5 years
Text
2019 Biterken
31 Aralık 2018 pazartesi akşamı evde oturup gece yarısını beklerken ve diğer taraftan Zeki Müren şarkıları dinleyerek, müthiş gece manzarasını seyrederken bu yıl için 19 tane hedef yazmıştım.  Geçen yılların aksine bu yıl değerlendirmemi o 19 hedef üzerinden yapacağım. 
Çayınızı, kahvenizi, ıhlamurunuzu artık ne içmeyi seviyorsanız alıp gelebilirsiniz. Çünkü gerçekten uzun olacak. 
Bir de şey: sıradan bir hayat yaşayan, kendini ara sıra Heidi olarak gören bir kızın, sıradan bir yıl değerlendirme yazısını okuyacaksınız. Bunun yerine daha faydalı işler yapabilirsiniz. Değerli vakitlerinizi çalıp bu günaha ortak olmak istemem. Bu yazı sadece kendimi rahatlatmak için yazılmıştır. 
Başlıyorum.
1. Çok çok çok oku. Güzel oku. 
3. sınıf stajının, teorik derslerden bir anda pratiğe geçmeninin vermiş olduğu bunaltıyla okumayı neredeyse unuttuğum bir yılın ardından yazmışım bu hedefi. Hayatımın belirli dönemlerinde gece gündüz, yemeden içmeden kesilip sürekli kitap okuduğum dönemler olduğu gibi elime ne alırsam alayım okumayı bir türlü beceremediğim dönemlerde oldu. Aramızda kalsın Ekim ayında elime bilmem kaçıncı kez aldığım Franz Kafka Davayı daha dün gece bitirdim. Aslında bu maddeyi yazarken hedefim okumayı sürekli bir alışkanlığım haline getirebilmekti. Mesela günümün belirli kısımları yollarda geçiyor neden okumayım ya da gece yatmadan önce mutlaka üç sayfa neden okumayım? yılın ilk yarısında müthiş bir keyifle benden beklenmeyecek bir yükselişle harika kitaplar okudum ve yılın ikinci yarısı ise okuma yaptığım saatler gece uyumadan önceye, stajda dinlenme arasına ve toplu taşımada geçen sürelerle sınırlı kaldı. Yine de harika kitaplar okudum.
2. Kendine daha çok güven.
Uzun zamandır yıllık hedefler koyuyorum kendime ve önceki yıllık yazılarımdan hatırlayanlar olacaktır. Başımın belası ve yıllık hedeflerimin vazgeçilmezidir kendisi. Ve mutlu haber: 2020 için böyle bir madde yazmıyorum, çünkü bu maddenin üzerine kocaman bir çizgi çekmiş bulunmaktayım. Kendimi hatalarımla ve kusurlarımla sevmeyi öğrendiğim o belirsiz andan beridir bu konuyla olan savaşım bitti. Üzerinde çok yazmak dahi istemediğim çünkü kendimi hiç uğruna üzdüğüm zamanları hatırlayıp eğlenebiliyorum artık. Arada bir yaptığım gibi eski günlüklerimi aldım ve okudum. Döktüğüm gözyaşlarına mı yanayım, üzüldüğüm şeylere mi, umutsuzluğa düştüğüm bomboş şeylere mi? Geçen yılda yazmıştım bunu, günlüklerimi okudukça şöyle bir istek geliyor içime: Sıcacık bir el gibi o zamanlara uzanıp kendime sıkıca sarılabilmek ve üzme kendini bu kadar, hiçbirini hatırlamayacaksın sonra diyebilmek. İnsanın kendisine dolu dolu, heyecanla her halimle seviyorum kendimi, hatlarımı, pişmanlıklarımı, kusurlarımı diyebilmesi öyle güzel bir özgürlük ki tarifi yok. 
3. Manevi anlamda kendini besle. 
Bu alanda kendimi geliştirmek için birbirinden farklı şeyler denedim. Ve yine en iyi yöntemi kişinin kendisini tanıyarak bulabileceğini gördüm. insan kendini bu alanda nasıl besler bilemiyorum fakat şuna emin oldum ki ne zaman ruhum aç kalsa tüm vücut işleyişim ve hatta gündelik hayatım bu durumdan kötü etkileniyor. En basitinden kendime ısmarladığım sinema ve yemek, düşüncelerimle birlikte bir yerde oturup içtiğim bir fincan kahve, hiç bir şey düşünmeden gözlerimi dikip baktığım pencere ve aklıma gelmeyen diğer şeylerle ruhumu olabildiğine beslemeye çalıştım. Buna da tik atabiliriz.
4. Dinginleş. Sakinleş. 
Kendine güvenmekten sonra başımın bir diğer belası. Koşmaktan yoruldum temalı onlarca post attım. Bu problemi nasıl anlatsam bilemiyorum. Kafanızın içinde koşan yüzlerce at düşünün. Hepsi farklı yönlere doğru koşuyorlar ve gerçekten çılgınca koşuyorlar. Bu problem bana doğru nefes almam gerektiğini öğretti. Çözüm bu diyemem. Fakat beynimdeki atlar ortaya çıktığında bir kenara çekilip derin derin nefesler almaya çalışıyorum. Yıl boyunca bunu denedim. Başka da bir çözüm yok. bir dakika kaliteli nefes almak. mis gibi çözüm. 
5.Kendini mutlu hissedeceğin kadar kadar kilo ver.
Bu maddeye güzel bir random gülüş atmak istiyorum. jshdjhsDjhsdhsdhsdkhDS. Buram buram yüzeysellik kokan bu maddenin üzerini daha şubat ayındandayken çizdim çünkü gerçekçi olmadığına karar verdim. Kilo ile mutluluğu eşleştirmek rahatsız etti beni aslında. Sonra dedim ki ben bu maddeyi sağlıklı beslenmeye çevireyim. Önce yine yavaştan paketli gıdaları kestim. Sonra yine bir anda, 1 eylülde rafine şekeri bırakma kararı aldım. O gün bugündür rafine şeker olmadan beslenmeye çalışıyorum. deliler gibi erimedim fakat vücudum müthiş inceldi. Ama yine, her şeyden önemlisi mutluyum, gecenin bir yarısı gelen çikolata yeme krizlerim olmuyor, ya da uykudan uyanınca bir anda şeker yeme ihtiyacım. Bunu kimseye inandıramıyorum ama ruhi olarak da iyi geliyor, nasıl anlatsam: Mesela aşırı hızlı duygu değişimlerini yaşamıyorum artık ve bana kalırsa en müthiş şey bu benim için. Ha bir de ben rafine şekeri bıraktığımdan beri evde kendi ekmeğimizi yapmaya annemleri de ikna ettim. Yaklaşık dört aydır mis gibi ev ekmeği yiyoruz. 
6. Eleştirilere karşı sakin kal.
Kendimi eğitmek istediğim bir başka konuydu. Sanırım başardım. Konuşmadan önce içimden üçe kadar sayınca ağzımın ucuna gelen her şey geri gidiyor. 
7. Hayır kelimesini doğru kullan.
Hayır gelemem bugün işlerim var diyebilmek benim için dünyanın en zor işlerinden biriydi. Son durumu şöyle özetlemek isterim: geçenlerde annem bana ‘’her şeye hayır deme artık, biraz dur düşün’’ diyerek sitem etti. Dengeyi ucundan kaçırmış olabiliriz. 
8. Önceliklerine önem ver.
Bu maddeyi neden yazdım bilmiyorum. Ajanda kullanmaya başladığımdan beri her günümü ve haftamı yaklaşık olarak planlamaya çalışıyorum ve bunu yaparken önceliklere dikkat ediyorum. Aslında bu maddeyi ertelemeyi bırak olmalıydı. Ertelemekten tamamen kurtulduğum söylenemez fakat gerçekten iyi seviyedeyim. 
9. Herkesi mutlu etmek zorunda olmadığını unutma. 
Bu mükemmel madde, sen bir pizza değilsin herkesi mutlu edemezsin sözü yüzünden tüm ciddiyetini kaybediyor. Bu konu hakkında çok konuşmak istemiyorum. Sanırım hayır diyebilmek, önceliğe önem vermek maddelerinde gösterdiğim üstün başarılarım dolaylı olarak bu maddeyi de etkiledi. Çevremdeki kişileri sevgiden boğduğum doğrudur fakat herkesi mutlu edebilme hevesimden bir hayli uzağım artık. Çünkü gerçekten yoruluyorum ve bazen kendimi de sevmem gerekiyor. 
10. Bu madde sır.
11. 365 gün boyunca kendi fotoğrafını çek.
ilk üç ay devam ettiğim bu mükemmel hedef 4. ayda sonsuza kadar durdu. Çünkü sıkıldım jdhskhsak. 
12. Mümkün olduğunca sağlıklı beslen.
5. maddede açıkladığım gibi bu maddeye dolu dolu bir başardım yazmak istiyorum. Umarım devamlı olur. 
13. Mutlu olabildiğin şeyleri yapmaya çalış.
Bu da her yıl hedeflerim arasında olan bir maddeydi. Ve mutluluğu genelde insanlara bağlardım. Bu yıl tek başıma da harika ve mutlu günler yaşayabildim. Mutluluk olayıyla olan kavgam sanırım bu yıl bitti. Hatta ara sıra gelen blog ismini de mi değiştirsem hissini de yazmasam olmaz. mutluluğun sürekli bir hedef olarak gösterilmesinden biraz bıktım galiba. Yaşadığım hayat engelli koşu gibi bir şey ve ne zaman, hangi zorlukta, nasıl bir engelin geleceğini kestiremiyorum. Şu bitsin mutlu olacağım, buna ulaşayım mutlu olacağım gibi sözleri görmek bir yana duymaya dahi katlanamıyorum. Yok böyle bir şey yok. Hatta belki hiçbir zaman mutlu da olmayabiliriz. Böyle de bir gerçek var. Önemli olan güzel görebilmek her zaman ve her yerde.
14. Kendini bir konuda gerçekten geliştir.
Bu dönem okulda bir ödevimiz vardı. Personal Growth Project. Benim projem fotoğrafçılık konusunda kendimi geliştirmekti. Hatta bu uzun projenin sunumunu geçen hafta bir video çekerek yaptım. Elimde uzun çalışmalar sonucu çekebildiğim ve bastırdığım 54 fotoğrafım var. Bakıp bakıp mutlu oluyorum. her birinin başka emeği ve hikayesi var. 
15.Bu madde sır.
16.Sabah saatlerini değerlendir. 
Kesin ve net olarak bu maddeyi burada bitirmek istiyorum. Ben, işim olmadığı sürece kesinlikle sabah insanı değilim. Keyfim yoksa ve mutsuzsam akşama kadar panda gibi yatabilirim. Tamamen keyfime bağlı bir mesele. en azından artık bunu anladım. Bundan sonra sabah insanı olmalıyım, eyvah sabahlarım verimsiz geçiyor diyerek kendime acı vermeyi bırakıyorum. Yok olmuyor. 
17. Korkularının üzerine git.
Bu madde altında tek tek ne yaptım hatırlamıyorum fakat sanıyorum ki kendine güvenmek ve sevmek konusunda attığım her adım aslında bu maddeyle aşırı ilgili. 
18. Daha çok su iç.
Komik bir madde ama son derece önemli. Sanırım başarılı oldum.
19. Doğa ile daha çok içe içe ol. 
Elimden geldiğince üzerinde çalıştığım bir başka konu. Doğada daha çok zaman geçirmek dışında doğal olanı ve doğayı korumak adına da güzel şeyler gerçekleştirdim. Kendi deodorantımı yaparak başladığım yolculuğa şampuan kullanmayı bırakarak devam ettim. Sirkey ve karbonat en yakın arkadaşlarım oldular. Önce kendi ekmeğimizi sonra kendi sirkemizi yapmaya başladık. Her sabah bir kaşık ev yapımı misler gibi elma sirkesi içmek keyfini anlatamam mesela. Doğada ve doğal olanla ne kadar çok vakit geçirirsem o kadar sakin, o kadar mutlu, keyifli ve hayat dolu oluyorum. Bana yaşama gücü veren bir şey varsa o da dokunduğum ağaçlar, kokladığım çiçekler ve incelemeye doyamadığım bulutlardır. 
Tumblr media
Tüm bu maddelerin dışında arkadaşlarımla harika zamanlar geçirdiğim, ders çalışarak sabahladığım, gelecek kaygısına düşüp üzüldüğüm, sabah uyanırken ağlayıp, eve dans ederek girdiğim, gece yatağa mutlulukla atladığım yüzlerce gün geçirdim. Her yeni güne başlarken tek hedefim, gelecekte bu günü hatırlamaya değecek kadar güzel anılar biriktirerek o günü geçirmekti. Anılara, anlara çok değer veriyorum. Kısacası bu yıl da bitmek üzere, yeni yıl ajandam önümde. Bu yazı sonrası a��ıp yeni hedefleri yazmam gerek. Düşünerek, tadını çıkararak. 
Yazının bu bölümüne kadar gelenlere güzel kokulu dağ çiçekleri gönderiyorum. Yılın sonunda insanın kendi yılını gözden geçirirken, bir başkasının yazdıkları çok da umrunda olmuyor bazen. En başından beri bir üniversite günlüğü tutmak amacıyla başladığım bu blogda, yıllık değerlendirmelerimi topluca görebilmek ilginç bir rahatlama hissi veriyor bana. Bu yazının tek yazılış amacı budur. İçimi rahatlatmak. 
69 notes · View notes
yusufserkan · 4 years
Text
Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesinin çok “sembolik” bir anlamı vardır. Ayasofya, Saidi Nursi'den Necip Fazıl'a Atatürk Cumhuriyeti'yle hesaplaşmak isteyen çevrelerin iki önemli sembolünden biridir. İkinci sembolleri halifeliktir. Nitekim geçtiğimiz hafta “Gerçek Hayat” dergisi, “Artık Ayasofya ve Türkiye hür! Hilafet için toparlanın!” başlıklı bir kapakla çıkmıştır.
Peki, ama hilafetçilerin iddia ettiği gibi halifelik “dinsel bir kurum mudur”, “İslam dünyasını birleştirmiş midir” ve “İngilizlerin isteğiyle mi kaldırılmıştır?” İşte halifelik gerçeği!
HALİFELİĞİN ANLAMI
Kuran'a göre halife insandır. Kuran'da Hz. Adem'den “yeryüzündeki halife” olarak söz edilmektedir. (Bakara: 30). Kuran'da Allah'ın veya peygamberin vekili anlamında bir halifelik yoktur. Hiçbir fani, Allah'ın halefi veya temsilcisi olamayacağından ve Hz. Muhammet de son peygamber olduğundan dolayı halife, Allah'ın veya peygamberin vekili olamaz. Bu durumda Hugh Kennedy'in ifadesiyle “Halife, peygamberin yaşarken ifa ettiği dünyaya ve yönetime dair işlerden bazılarını yürüten sıradan bir adam olabilir.” (Hugh Kennedy, Hilafet, İstanbul, 2019, s. 31) Gerçekten de Hz. Ömer'den itibaren neredeyse bütün halifelere “Emirül Müminin” (Müminlerin Emiri) unvanı verilmiştir. (Diyanet İslam Ansiklopedisi, C.11, s. 156, 157) Emir, “kumandan” veya “bey” anlamlarına gelmektedir.“Emirül Müminin” adı verilen halife, Müslümanların dünya işlerini yürüten lider, yani devlet başkanından başka bir şey değildir. (Kennedy, s. 31).
Tarihsel süreçte Osmanlı halifelerinin kendilerini “Allah'ın yeryüzündeki gölgesi” diye adlandırmalarının hiçbir dinsel dayanağı yoktur. Bu yaklaşım, Kuran'daki İslam'a aykırıdır.
Hz. Muhammet'in ölümünden sonra onun yerine devletin başına geçecek kişinin belirlenmesi halifeliğin ortaya çıkmasına neden oldu. Yani halifelik dinsel bir gereklilikten değil, siyasal bir ihtiyaçtan doğdu:
Yaygın kanaatin aksine halifelik tarih boyunca Müslümanları birleştirmedi, tam tersine böldü.
Halifelik daha ortaya çıkarken ayrılıklara, kavgalara neden oldu. İlk halife belirlenirken başlayan ayrışmalar dört halife döneminde devam etti. Öyle ki dört halifeden üçü; Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali katledildi. Halifelik daha doğarken kardeş kanı aktı; hilafet, Sıffın Savaşı ve Kerbela Olayı gibi kanlı “emirlik” kavgaları üzerinde yükseldi. Bütün bu kavgaların merkezinde “siyaset” vardı; bu kavgalar devletin başına geçme, “müminlerin emiri” olma kavgasıydı.
Tarih boyunca bütün İslam dünyasını tek bir noktadan yöneten tek bir halife hiç olmadı. Çünkü monarşik güçlerini halifelik unvanıyla daha da arttırmak isteyen Müslüman hükümdarlar fırsat bulduklarında kendilerini halife ilan etmekten çekinmediler. Bu nedenle İslam dünyasında aynı anda birkaç halife hüküm sürdü. Örneğin 910'da Abbasi Halifeliği devam ederken Şiiler Fatimi Halifeliği'ni kurdular. 929'da Bağdat'ta Abbasi Halifeliği, Mısır'da Fatimi Halifeliği devam ederken İspanya'da Endülüs Emevi Halifeliği ilan edildi. Böylece 10. yüzyılda İslam dünyasında aynı anda üç halifelik ortaya çıktı. Sünni Abbasiler ile Şii Fatimiler arasında iktidar ve nüfuz mücadelesi uzun yıllar boyunca devam etti.
11. yüzyıl başlarında İspanya'da Endüslüs Emevi Devleti iyice zayıfladı. Halifelikten kaynaklanan iç kavgalar nedeniyle devlet ileri gelenleri 1031'de halifeliği kaldırıp içlerinden -halife ailesiyle alakası olmayan birini- yönetici seçtiler. Böylece tarihte ilk kez Endülüs Emevi Devleti halifeliği kaldırmış oldu. İşin ilginç yanı, kaldırılan halifeliği kimse yeniden diriltmeye çalışmadı. (Kennedy, s.198)
1031'de Emevi Halifeliği, 1071'de Fatimi Halifeliği, 1258'de de Abbasi Halifeliği yıkıldı. Bu boşlukta halifeliğe Mısır'daki Memlük Devleti sahip çıktı.
Halife Memlüklerdeyken diğer İslam devletleri Memlüklere biat etmediler. Tam tersine Müslüman Osmanlı Devleti, 1517'de Müslüman Memlüklere saldırdı. Yavuz Sultan Selim, 1517'de Memlük Devleti'ne son verip halifeliği ele geçirdi. Ancak bu sefer de diğer İslam devletleri Osmanlı Hilafetini tanımadılar. Mahmut Goloğlu'nun ifadesiyle “Osmanlı padişahları sadece kendi ülkelerindeki Müslümanların halifesiydiler. Yani bütün dünya Müslümanlarının halifesi hiç olmadılar.” (Mahmut Goloğlu, Halifelik, İstanbul, 2012, s. 23).
1774'te Küçük Kaynarca Antlaşması'nda Ruslar Ortodoksların koruyuculuğunu üstlenince Osmanlı da -ilk kez halifelikten yararlanarak- Kırım Müslümanları üzerinde benzer bir hak ileri sürdü.
II. Abdülhamit halifeliği bir güç olarak kullanmak istedi. 1876 tarihli Kanuni Esasi'nin 3. maddesine göre padişah aynı zamanda halifeydi. 4. maddesine göre padişah halife olarak İslam dininin koruyucusuydu.
1897'de Yunan zaferi, İslam dünyasında Abdülhamit'in şöhretini artırdı. O sırada İngiltere'yle rekabet eden Almanya, Abdülhamit'in bu şöhretinden yararlanmak istedi. 1898'de Kayzer II. Wilhelm İstanbul'a gelip II. Abdülhamit'i ziyaret etti. Oradan Suriye, Filistin'e gitti. II. Wilhelm, Şam'da Müslüman kılığına girip Selahaddin Eyyübi'nin Türbesi'ni ziyaret ettikten sonra yaptığı konuşmada “Abdülhamit 300 milyon Müslümanın halifesidir, ben de onun dostuyum!” dedi. (Cüneyt Akalın, Halifelik Neden Kaldırıldı, İstanbul, 2014, s. 10).
II. Abdülhamit ile II. Wilhelm'i kol kola gösteren bir çizim.
Almanya, Abdülhamit'in şahsında “halifeliği” bir silah olarak kullanmak istiyordu. Abdülhamit dönemindeki Berlin-Bağdat ve Hicaz demiryolu projelerinin ardında da Almanya'nın halifelik planı vardı. Ancak Alman halifelik planına karşı İngilizler hemen harekete geçtiler; Kuveyt, Necit, Hicaz, Asir, Yemen, Sudan mahalli liderlerini Osmanlı'ya karşı ayaklandırdılar. 1885-1906 arasında buralardaki Müslüman liderler Abdülhamit'in halifeliğini tanımayarak isyan ettiler.
II. Abdülhamit'in “halifelik silahı” ne Fransa'nın Tunus'u işgaline, ne İngiltere'nin Mısır'ı işgaline, ne Bosna Hersek'in Avusturya'ya bırakılmasına engel olabildi. Çünkü bu kurusıkı bir silahtı.
II. Abdülhamit döneminde Rusya, Orta Asya'da Hive, Buhara ve Hokand hanlıklarını ele geçirdi. Bu Müslüman hanlıklar, Osmanlı halifesinden yardım istediler. Mozanbik ile Madagaskar arasında Komor Adaları'ndaki Müslümanlar da Fransız tehdidine karşı Osmanlı halifesinden yardım istediler. Fakat II. Abdülhamit bu Müslümanların hiçbirine yardım etmedi, edemedi. (Kennedy, s. 218,219)
Kısacası halifelik, II. Abdülhamit döneminde de İslam dünyasını birleştirmedi, Müslümanların dertlerine derman olmadı.
19. yüzyılda İngiltere, Almanya kontrolündeki Osmanlı Halifeliğine karşı kendi kontrolünde bir Arap Halifeliği kurmak istedi. I. Dünya Savaşı'nda bu plan açıkça ifade edildi. 31 Ekim 1914'te Kahire'deki İngiliz temsilci Lord Kitchener, 30 Ağustos 1915'te de Sir H. Mc. Mahon, Mekke Şerifi Hüseyin'e gönderdikleri iki ayrı mektupla “Gerçek Arap soyundan birisinin Mekke veya Medine'de halifeliği üzerine almasını” istediler. (Bilal Şimşir, Doğunun Kahramanı Atatürk, Ankara, 2015, s. 107, 108).
İngiliz desteğini arkasına alan Mekke Şerif'i Hüseyin, 1 Kasım 1916'da Osmanlı'ya karşı ayaklandı. Mekke'de bağımsızlığını ilan eden Kral Hüseyin, Arap dünyasında “halife” sayılmaya başlandı. Ancak İngiltere, Şerif Hüseyin'in halifeliğini hemen tanımayıp savaş sonunu beklemeye karar verdi. İngiltere'nin, halifeliği kullanabileceğini gören Fransa ve İtalya da harekete geçtiler. İngilizler, Kral Hüseyin'i halife ilan ederlerse Fransa Fas sultanını, İtalya ise Şeyh Ahmet Sunisi'yi halife ilan edecekti. Sovyetler Birliği'nin de bir halife adayı vardı. Onlar da Afganistan Emiri Amanullah Han'ı halife yapmayı düşünüyordu. (Şimşir, s. 108-113).
Şerif Hüseyin, İngilizlerin desteğiyle önce 1916'da Osmanlı'ya isyan etti, sonra 1924'te halifeliğini ilan etti.
TBMM, 1 Kasım 1922'de saltanatla halifeliği birbirinden ayırıp saltanatı kaldırdı. Halife Vahdettin, 17 Kasım 1922'de, “halifelik” sıfatıyla İngilizlere sığınıp ülkeden kaçtı. TBMM, Abdülmecit Efendi'yi halife ilan etti. İngiltere, Vahdettin'in “halifelik” sıfatından yararlanarak özellikle Hint Müslümanlarını kontrol etmeyi düşündü. Kaçak Vahdettin, İngiltere'nin bilgisi dâhilinde, Hicaz Kralı Hüseyin'in davetini kabul ederek 15 Ocak 1924'te Hicaz'a gitti. Ancak Arapların Vahdettin'i değil, Hicaz Kralı Hüseyin'i “halife” olarak tanıdıkları görüldü. Hint Müslümanları da Milli Mücadele'deki ihaneti nedeniyle Vahdettin'in halifeliğini kabul etmiyordu. Bunun üzerine İngilizler, “halife” olarak hiçbir gücü olmadığını anladıkları Vahdettin'i “istenmeyen adam” ilan ettiler. 1924 başlarında İngiliz basını Hicaz Kralı Hüseyin'in halife ilan edileceğini yazmaya başladı. Yeni Türkiye Cumhuriyeti, İngilizlerin halifelik entrikalarını yakından izliyordu. İngiltere “Kimi halife ilan etsem?” diye düşünürken Atatürk, bu İngiliz planını suya düşürecek radikal bir karar verdi; TBMM, 3 Mart 1924'te halifeliği tamamen kaldırdı.
Türkiye'nin halifeliği kaldırmasına İngiliz basını çok şiddetli bir tepki gösterdi. Türk düşmanı Lloyd George'un yayın organı Daily Telgraf gazetesi, 4 Mart 1924'te halifeliği kaldıran Türkiye'ye şöyle saldırdı: “Türkler halifeliği kaldırmakla Batılılaşacağını, uygarlaşacağını sanıyorlarsa yanılıyorlar… 6 milyon nüfuslu Türkiye halifelik sayesinde büyük devletler arasında sayılıyordu. Bundan sonra bu devlet artık üçüncü sınıf bir Tatar devletçiği derecesine düşecektir!” İngiliz basını bir hafta boyunca halifeliği kaldıran Türkiye'ye ateş püskürdü. (Şimşir, s. 136-141). İngiltere, halifeliği kaldıran Türkiye Cumhuriyeti'ni uzun süre tanımak istemedi. İngiltere, halifeliğin kaldırılmasından 6 yıl sonra, 1930'da Ankara'da büyükelçilik açtı. İngiltere uzun yıllar Türkiye'ye kredi de vermedi.
TBMM, 3 Mart 1924'te halifeliği kaldırdıktan iki gün sonra 5 Mart 1924'te Hicaz Kralı Hüseyin 101 pare top atışıyla halifeliğini ilan etti. Ancak özellikle Mısır ve Hint Müslümanları Şerif Hüseyin'in halifeliğini tanımadı. Şerif Hüseyin, halifelik ilanından 7 ay sonra bir Vahhabi saldırısıyla (Abdülaziz Bin Suud tarafından) Hicaz'dan sürüldü. Bu sırada önce İsviçre'de bulunan devrik halife Abdülmecit Efendi sonra da Mısır uleması, İslam konferansı çağrısı yaptılar. 1926'da Kahire Kongresi ve Mekke Konferansı düzenlendi. Ancak bu toplantılardan hiçbir sonuç alınamadı (Arnold J. Toynbee, 1920'lerde Türkiye, Hilafetin İlgası, İstanbul, 1998, s. 81, 84-87, 106-116). Çünkü artık ulus devletler çağı başlamıştı; hiçbir İslam ülkesi kaderini bir halifeye teslim etmek istemiyordu. Ayrıca Türkiye dışında bağımsız bir İslam ülkesi de yoktu. Halife seçilse bile İngiltere veya Fransa'nın kontrolü altında olacaktı.
Sonuç olarak, halifelik siyasal bir kurumdu. Atatürk, “Halifelik hükümet, devlet demektir. Türkiye Cumhuriyeti kendi içinde başka devlet kabul etmez” mantığıyla halifeliği kaldırdı.
Tarih boyunca halifelik Müslümanları birleştirmedi, böldü; halifelik rekabeti yüzünden Müslüman milletler birbirine düştü. Halifelik, 19. yüzyıldan itibaren İslam dünyasını ezen, sömüren Batı emperyalizminin oyuncağı haline geldi. İşte Atatürk, Müslümanları birbirine düşüren, Batı emperyalizminin oyuncağı haline gelmiş ve çağ dışı kalmış halifeliği kaldırarak İslam milletlerine “bağımsızlık” ve “barışçı iş birliği” yolunu açtı. İslam milletleri, halifelik varken değil, halifelik kaldırıldıktan sonra bağımsızlıklarına kavuştular.
1 note · View note
elestirikosesi · 5 years
Text
"Doğu Türkistan" yalanları ve gerçekler-7
Doğu Türkistan meselesinde, en çok yalanlar sosyal medyada. Bu yalanlara babası FETÖ imamı olan Youtuber Ruhi Çenet, Mesut Özil gibi birçok ünlü isim de katılıyor. Karar, Yeniçağ, Yenişafak, Yeniakit, Milli gazete Türkiye'de bu yalanları en çok duyuran basın organları.
Sosyal medyadaki yalanlar.
Gelin o yalanlara bakalım.
Kasım 2018: 
Tumblr media
Bu fotoğrafın Çinliler tarafından işkence edilen bir Doğu Türkistanlıyı gösterdiği iddia edildi. 28 Kasım 2018’de Bir Yusuf Olmak adlı bir Facebook sayfasında paylaşılan fotoğraf 7 bine yakın paylaşım aldı. Fotoğraf 2012 yılından beri benzer bağlamlarda paylaşılıyor. Fakat fotoğrafın işkence gören bir Doğu Türkistanlıyı gösterdiği doğru değil. Fotoğraf, 2004 yılında Chicago’da düzenlenen bir protestoda yapılan bir canlandırmadan. Fotoğraf, bir spiritüel öğreti olan Falun Gong (Falun Dafa olarak da bilinir) takipçilerinin 24-26 Mayıs 2004 tarihlerinde Chicago’nun Federal Plaza meydanında düzenlediği bir  gösteriden. 
Aralık 2018: 
Tumblr media
Bir fotoğrafta, Çin polisinin Uygur Türklerinin evlerinden Kuran'ları topladığı iddia edildi. Oysa fotoğrafların Ekim 2016’da Fas’taki yoğun yağış yüzünden zarar gören Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nden çıkaran Kuran'lar olduğu ortaya çıktı.
Aralık 2018: 
Tumblr media
Bu fotoğrafta birbirine sarılan iki çocuğun Çin’in işkencesinden kaçan iki kardeş olduğu iddia edildi. Oysa 2007'de çekilen fotoğraftaki çocuklar Vietnam'ın bir köyünde ailesi tarlada çalışmaya giden kardeşlerdi.
Ocak 2019: Mihrigul Tursun isimli bir Uygur, Urumçi Hapishanesi'nde tutuklu kaldığı süre boyunca dokuz Uygur kadının öldüğünü iddia etti. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, 'Tursun hiçbir zaman Urumçi'de hapishanede tutuklu kalmadı' dedi.
Ocak 2019: 
Tumblr media
Sanatçı Bedirhan Gökçe’nin resmi hayran sayfası tarafından 9 Ocak 2019’da paylaşılan, elleri bağlı şekilde yerde yatan ve kollarını açan insanların olduğu fotoğraflar yaklaşık 2 bin kişi tarafından beğenildi. Ancak, elleri bağlı şekilde yerde yatan ve kollarını açan bir adamın olduğu fotoğrafların Çin tarafından işkence yapılan Doğu Türkistanlı Müslümanları gösterdiği iddiası doğru değil. İşkenceye uğramış gözleri bağlı kişi, Falun Gong (Falun Dafa olarak da adlandırılıyor) isimli spiritüel bir kuruluşun üyesi. Diğer fotoğraf ise Çin’deki Hristiyan bir kiliseye mensup olan Cai Xiangdong isimli kişiye yapılan işkenceyi gösteriyor. İlk kez 1992 yılında Li Hongzhi tarafından açıklanan Falun Gong, Buda okuluna bağlı kişisel gelişim uygulaması olarak kendisini tanımlamakta. Uygulamanın temelinde evrenin en yüksek nitelikleri olduğu belirtilen “Doğruluk, Merhamet, Hoşgörü”nün yer aldığı ifade ediliyor. Öğretinin kurucusu Li Hongzhi 1998 yılında ABD’ye göç etti. Çin Hükümeti ise öğretinin tehlike oluşturduğunu ileri sürerek 22 Temmuz 1999’da aldığı kararla Falun Gong’u yasakladı. 
Ocak 2019: 
Tumblr media
Bu videonun Çinli birkaç kişinin Uygur Türkü bir kız çocuğuna yaptığı işkenceyi gösterdiği iddia edildi. Söz konusu videoda bir grup çocuğun aralarına aldıkları bir kız çocuğunun başına kola döktükleri görülüyor. Videodaki kız çocuğu bu nedenle sürekli ağlıyor. Facebook’ta 17 Ocak 2019’da Peygamberimizin Sevenleri isimli sayfa tarafından paylaşılan video şimdiye kadar 347 bin görüntülenmeye ulaştı ve yaklaşık 5 bin 800 defa paylaşıldı. Ancak videonun Doğu Türkistan’da Uygur Türkü bir kız çocuğuna yapılan işkenceyi gösterdiği iddiası doğru değil. Video, Mart 2016’da Meksika’nın Naucalpan şehrinde Castores (Kunduzlar) kız izci grubunda yaşanan bir olayı gösteriyor. İzci grubunu yöneten kişi diğer çocuklardan aralarına aldıkları kız çocuğunun başından aşağı kola dökmelerini istiyor. Eyalet valisinin açıklamasına göre sorumlular hakkında soruşturma başlatılmış.
Haziran 2019: Uygur yazar Nur Muhammed Tohti'nin sorgu ve işkence sırasında öldüğü ileri sürüldü. Oysa Tohti'nin 31 Mayıs 2019 akşamı evinde kalp krizi geçirdiği belirlendi.
Kasım 2019: New York Times, Çin Yönetimi'ne ait resmi belge olduğu iddia edilen 403 sayfalık rapor, yayımladı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, Çin'in Sincang'daki çabalarını karalamak için bu sözde iç belgelerin abartılarak sunulduğunu belirtti. 24 Kasım'da ise 14 ülkeden 17 medya kuruluşu aynı anda China Cables adıyla sözümona belgeler yayınladı.
Aralık 2019: 
Tumblr media
Facebook’ta yapılan bir paylaşımda yer alan ve yedi fotoğraftan oluşan bir kolajın da Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı zulmü gösterdiği iddia edildi. Facebook’taki bir kullanıcı tarafından 1 Aralık 2019’da paylaşılan fotoğraflar, şimdiye kadar 34 binden fazla paylaşım aldı. Ancak bir araya getirilen fotoğrafların hiçbiri yeni tarihli değil, bazılarının da Doğu Türkistan ile ilgisi yok. İddia konusu kolajda bulunan fotoğrafların dördü, 5 Temmuz 2009’da Çin’in Urumçi şehrinde başlayan protestolardan; sağ üstteki fotoğraf ise 2003’te Çin’de kreşte çocukları zehirlediği için tutuklanan bir adama ait. Sol alttaki fotoğrafsa 2000 yılında yine Çin’de bir kaçakçılık suçlamasıyla yargılananları gösteriyor. 
Aralık 2019: 
Tumblr media
Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafın, Çin devletinin Müslüman Uygurlara yaptığı işkenceyi gösterdiği iddia edildi. Paylaşımda Uygurların boynuna oruç tuttukları için cansız köpekler asıldığı da öne sürüldü. Bir kullanıcı tarafından 3 Aralık 2019’da Facebook’a yüklenen fotoğraf, şimdiye kadar 4 bin kez paylaşıldı. Ancak iddia doğru değil. Fotoğraflar, 2012 yılında köpek hırsızlığı yaptıktan sonra yakalanan ve hukuksuz şekilde cezalandırılan iki kişiye ait. Köpek hırsızlığının sıkça görüldüğü Çin’de, yakalanan hırsızlar benzer yöntemlerle cezalandırabiliyor. 
Aralık 2019: 
Tumblr media
Üç bine Uygur'un idam edileceği iddia edildi. Facebook’ta yaygınlaşan fotoğraf, 18 bin kullanıcı tarafından paylaşıldı. Aynı fotoğraf daha önce Pakistan’da işkence yapıldığı iddialarıyla da dolaşıma girmişti.Bu uçuk iddiayı Seyit Tümtürk sosyal medya hesabından yalanlamak zorunda kaldı. Ancak iddia doğru değil. Fotoğraf 1992’de 111 kişinin öldürüldüğü Brezilya’daki Carandiru hapishanesi katliamını anlatan Carandiru (2003) filmi için çekilmiş. 
Aralık 2019: 
Tumblr media
Doğu Türkistan’da Çin’in işkence ettiği bir Uygur çocuğu gösterdiği iddia edildi. Facebook’da 5 Aralık 2019 tarihinde paylaşılan bir gönderi, 400’e yakın beğeni ve paylaşım aldı. Ancak iddia doğru değil. Fotoğraf 2007 tarihli “Mongol: The Rise Genghis Khan” (Moğol: Cengiz Han’ın Yükselişi) adlı filmden bir sahneyi gösteriyor. 
Aralık 2019: 
Tumblr media
Sosyal medyada paylaşılan video görüntülerinin, Çinlilerin Doğu Türkistan’da işkence ettiği Uygur Türklerini gösterdiği iddia edildi. 10 Aralık 2019’da paylaşılan video, yaklaşık 1400 retweet ve 1000 beğeni aldı. Ancak iddia doğru değil. Video, Endonezya’da hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle dövülen üç genci gösteriyor.
Aslında böyle çok yalan var. Ben yakın tarihli olanları ya da çok ses hgetirenleri seçmeye çalıştım. Görüldüğü gibi Eğitim Merkezleri yalanları ortada. Biz gerçek fotoğrafları paylaştık.
Diğer yalanlar:
İbadet özgürlüğü yok: Sincian-Uygur Özerk Bölgesi'nde resmi verilere göre 13 milyon Müslüman, 25 bin civarında camii var. 530 kişiye bir cami düşünüyor. Türkiye’de ise 910 kişiye bir cami düşüyor. Sinciang’a gidin en teknolojik, galoşla girilen en hijyenik camileri göreceksiniz. 
Her eve Çinli yerleştiriliyor: Çin, teröre karşı toplumsal dayanışmayı kuvvetlendirmek, komşuluk ilişkilerini güçlendirmek için seferberlik başlattı. Uygurların evlerine Çinlilerin yerleştirilmesi gibi bir uygulamama ise yok.
Dil yok ediliyor: İlkokuldan üniversiteye kadar Uygurca, Kazakça ve Kırgızca eğitim yapılmaktadır. 24 saat Uygurca yayın yapan televizyon var. Divan-ı Lügat-it Türk gibi birçok kitap Uygurca basıılmaktadır. Bölgede çok sayıda Yaşar Kemal’in, Sabahattin Ali’nin kitapları da dahil olmak üzere Türkçe roman ve tarih kitabı da yayınlanmıştır.
Kültür yasaklanıyor: 2017 itibariyle Sinciang’da 112 halk kütüphanesi, 173 müze, 57 sanat galerisi, 119 kültür merkezi ve binlerce spor tesisi bulunmaktadır. Uygur kilimleri, Etles İpeği gibi kültürel ögeler de 91 adet kültürel miras koruma noktasıyla korunmaktadır.
Uygurlar yönetimde temsil edilmiyor: Yalnız Uygurların değil bütün milliyetlerin temsilcilerinin hem merkezî yönetimde hem de bölgesel ve yerel yönetimlerde etkin olarak görev yapmaları sağlanmaktadır. Sincian-Uygur Özerk bölgesinin başkanı Şöhret Zakir Uygur’dur. Çin Komünist Partisi Merkez Yönetimi içinde Uygur temsilci bulunmaktadır. Kongrede çok sayıda Uygur temsil edilmektedir.
15 notes · View notes