#24 Eylül
Explore tagged Tumblr posts
ilayyd · 3 months ago
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
onderkaracay · 1 year ago
Text
Tumblr media
3 notes · View notes
yeniyeniseyler · 6 days ago
Text
a2 Haftalık Yayın Akışı (23 - 29 Aralık) (Özel)
a2‘nin haftalık yayın akışını (23 – 29 Aralık) haberimizde bulabilirsiniz. a2’de bu haftanın gelişmeleri şu şekilde: * Yayın akışında değişiklikler olduğu an başlığımız güncellenecektir. a2 – Haftalık Yayın Akışı (23 – 29 Aralık 2024) a2 Nasıl İzlenir? Uydu: Türksat 4A Frekans: 11999 MHz Polarizasyon: Dikey (Vertical) Sembol Oranı: 11666 Ksym/s FEC: 3/4 Modülasyon: DVBS2-8PSK Digiturk: Kanal…
0 notes
aktuelbul · 3 months ago
Text
0 notes
photographss-world · 3 months ago
Text
Ve sana söylemek istedigim en güzel söz:
henüz söylememiş olduğum sözdür...
(24 Eylül 1945- Nazim Hikmet)
119 notes · View notes
japonyamesken · 3 months ago
Text
dünya köyü
Tumblr media Tumblr media
Üniversitedeki binlerce öğrencinin seçebileceği ve kontejanının 24 kişilik olduğu bi ders var. Böyle elevator pitch hazırlama, networking kurma üzerine. Biraz da arkadaşımın zoruyla kaydolmuştum, beklediğimden çok daha güzel geçiyor 🧿 İlk defa Güney Afrika beyazı bi hocam oldu mesela. (Ve inanılmaz tatlı, yardımsever, işinde harika biri🫠❣️)
İşte sabah tam ikinci derse başlayacakken sınıfın diğer köşesinden bi adam geldi, bizden büyük görünen, saçları ara ara beyazlamış birisi.
“Pardon siz X misiniz?” dedi bana. Ben de “Evet…???” dedim ama imza listesi gibi bir şey falan verecek diye düşündüm. Bu sefer de
“Babanız Y hoca mı?” diye sordu. Daha şaşırıp “Evet..???” dedim.
KONUŞACAĞIZ! deyip yerine geçtifkfkfkffl
Ders çıkışı yanıma geldi ve konuştuk. Ankara’da bir üniversitede hocaymış ve babamın doktora öğrencisinin doktora öğrencisiymiş gibi bir şey. Ve işin daha da ilginci yanımdaki araştırma görevlisi olan arkadaşımla aynı üniversitede çalışıyor çıktılar. Veee hepimiz JM ile Hollanda’dayız. Böyle enteresan tesadüfler ve denk gelişler yumağı içinde hissediyorum kendimi.
Canım sıkkın olduğu ve bi an önce arkadaşımla kahvaltı planımıza geçelim istediğim için konuşmayı kısa kestik. Ama tanıdık birilerine denk gelmiş olmanın tazelediği bi güvendelik hissettim yine.
Ve tüm Türkiye akın akın buraya geliyor sanırım. Başka bir açıklama bulamıyorum. Kaldı ki burası Hollanda için ilk üçte yer alan büyüklükte bi şehir bile değil. Dünyayı küçücük bi köy haline getirmişiz gerçekten 🏯🎎🍡
PS: Operasyon Bentley’i gerçekleştirdim. Litvanya’yı aramama biraz şaşırdılar. Kafamda yapsam mı yapmasam mı dediğim bi şeyi yapıp listeden çizdiğim için mutluyum. Artık öncelik sıralaması yapıp aslında öncelik olmayan şeyler için üzülmeyi de bırakıyoruz, hadi bakalım🌸
20 Eylül 2024
35 notes · View notes
ruhunuterkedenadam · 3 months ago
Text
Herkese iyi ve hayırlı günler. Yeni bir haber duyurmak isterim. Rüzgar'ın bir arkadaşı olarak bu duyuruyu yapıyorum. Rüzgar (24), 18 Eylül saat 23:00 da (Fransa saatine göre) hayatını kaybetmiştir. Cenazesi, kendisinin de isteği üzerine vasiyeti uygulanarak gerçekleştirilmiştir ve herhangi bir mezarı bulunmamaktadır. Bu duyuruyu onu bekleyen sevenleri ve ondan cevap alamayan herkes için yazmak durumundayım. Zor geçen bir kaç haftanın da ardından yazacak gücü bulana kadar en azından beklemek istedim. Yaşanan durumlar için üzgünüm, hepiniz hakkınızı Rüzgar için helal edin. Bu hesapta ve ilgili hesaplar da yakın süreç içerisinde kapanır. İletisinde olan herkese bu mesajı ileteceğim. Belki bir gün gökyüzünde buluşuruz arkadaşım. Sana çok değer veriyorum. Onun sevdiği ve beğendiği ve yazdığı her şeyi buraya ekleyeceğim. Metini buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Hepiniz hoşça kalın.
22 notes · View notes
yarimkalan-sarap · 3 months ago
Text
24 eylül. iç dökme
yıllar önce birinin hayatıma ediş yıldönümü. çok hırpaladı beni ancak gittikten sonra artık onun bir manası kalmadı. şimdi başka birisi bana elini uzatıp geri çekti uzattığı ellerini. :) neye tutunsam elimde kalıyor diyordum... tutunduğum dal kırılıyor, tutunduğumdan ötürü. herkese kariyer diyorum çünkü gerçekten kariyer. mesela şu an saniyelerle yarışıyorum çünkü kaybedecek vaktim yok. sadece geleceğe odaklıyım ve öyle olmalıyım. hislerimi bastırmam gerektiğini savunuyorum ki öyle oluyor. ben biri gibi davranmıyorum. ben hiç kimse gibi davranıyorum. son 5 yıldır çok yoruldum. ölmek ile yaşamak arasında derin uçurumlarda gezdim yürüdüm. kendimi aradım kendimi bulduğum an kendimi kaybettim. merhaba arkadaşlar şimdi yeniden kaybettiğim yerden başlıyorum.
28 notes · View notes
ilayyd · 4 months ago
Text
Arada geliyorlar bana.
3 notes · View notes
onderkaracay · 2 years ago
Text
Tumblr media
🗣️ Tefeciler Bu Gücü Nasıl Ele Geçirdiler?
En önemli sebebi köy enstitülerinin kapatılması sonucu eğitim ve öğretimin din düzeyine düşürülmüş olmasıdır.
Sömürenin kullanışlı insan bulabilmesi bu anlamda kusursuz hizmet eden bir toplum olması için olmazsa olmaz sözde din adında eğitim ile kemik bir kitleyi yurttaşlığın karşısına çıkarmaktı.
Bunu tanklar ve darbeler ile başardılar.
Yerli işbirlikçi tefecileri kullanan küresel sömürgeci tefeciler ne diyordu?
Tanklardan sonrası bankalar gelir.
12 Eylül 1980 askeri darbesi tanklar ile 24 Ocak 1980 kararları yasaya dönüştükten sonra bilinçli yapıldı.
Darbeyi yapan general ne dedi benim babam da imamdı din eğitimi çok önemlidir.
Din eğitimi işte o karar ile tarikat ve cemaatlere bırakıldı.
Bugün ki bağnaz toplum işte o günlerin eseridir.
Eğer okuyan, merak eden, araştıran, sorgulayan ve bağ kuran bir toplum olsaydık Vehbi Koç'un darbeci generale din eğitimi konusunda destekçisi olduğunu yazdığı mektup ile bildirerek emrinde olduğunu darbenin kimin yararına yapıldığını bu toplum bilirdi.
Darbe sadece din eğitimi ve öğretimini cemaat ve tarikatlara bırakmak ile kalmadı.
Tek bir kişinin kral veya diktatör olduğu siyasi partiler dönemini de başlattı.
Ve ülke 24 Ocak kararlarını imzalayan bir tarikat müridi ülkenin üretim ve hizmet araçlarının tamamını sermayeye satsın diye iş başına getirildi.
Bu talanı bu şekilde başlattı ve medya ile kamu kurumları devlete ve millete yük oluyor yalanı ile toplum kandırıldı.
Bülent Ecevit dönemi tam istediklerini yapmaya uygun değildi.
2001 krizini bankalar bu sebeple çıkardılar ve Bülent Ecevit engelini aşarak seksen beş yıldır kullandıkları milliyetçi, muhafazakar, sözde dinci vatan, millet ve bayrak ile toplumu kandırarak siyaset yapanların desteği ile son yirmi yılda ölümcül darbeyi vuran yine tarikat ve cemaatler ziyniyeti olan bir kişiyi ülkenin başına getirdiler.
Babalar gibi satacağız dediler ve sözlerini tutarak haraç mezat satarak ülkeye ait üretim ve hizmet araçlarının tamamını yerli işbirlikçi tefecilerin ve küresel sömürgeci tefecilerin eline geçmesini sağladılar.
1996-2012 yılları arasında bir holding bankasında çalıştığım yıllar ülkem için büyük bir şanstı.
Bu yıllarda içlerinde kalarak bütün karanlık sicillerini tuttum.
Ergenekon ve balyoz davalarının olduğu dönemde bize de bankada zulüm yapıyorlardı.
Çünkü bu tefeci talan operasyona karşı çıkıyordum.
Benden 12 Eylül 2012 tarihini seçerek kurtulduklarını sanıyorlardı.
Sonra Osmanlı imparatorluğu döneminde Serv'i dayatan düşünce kuruluşu İngiliz derin devleti kurumu Chathaume house mütevelli heyeti üyesi olan ve bu ülkeye bizim aleyhimize ajanlık yapan 2009 tarihinden istifa etmek zorunda kaldığı tarihe kadar hizmet eden bu bankanın yönetim kurulu başkanına bir mektup yazarak uyardım.
Yine anlamadılar. Sonra video ve Mobbing Bank kitabını yazınca neye uğradıklarını şaşırdılar.
Malta vatandaşı olmak zorunda kaldılar.
Bizden aldıklarını yurtdışına kaçırıyorlar.
Bankayı satmak istediler Mobbing Bank bunu önledi.
Şimdi gelelim asıl meseleye.
Tefeci düzen bu gücü ele geçirdi. Yalnız bir sorun vardı.
Bunun sürdürülebilir olması mümkün değildi.
Faizlerin artması gerekiyordu. Faizlerin artması bankaların zarar yazması ve batması demekti.
Faizlerin artmaması aynı seviyede kalması ya da hukuksuz dayatma ile baskı altında tutulması ise yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığı demekti.
1980 de siyasi partileri tek adama teslim eden toplum 2018 tarihinde bunu yetersiz gördü ve devleti de tek adama teslim etti.
Üstelik tarikat ve cemaatler ziyniyeti tarafından ele geçirilmiş bir kişiye teslim edildi.
Tek adam ne yaptı?
Tefecileri korumak için faizleri düşürdü yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığını kendisinin en iyi ekonomist olduğunu ileri sürerek toplumu tefecilere yem etti.
Teteciler bir kez daha dört ayaklarının üzerine düştüler.
Faizler artmış olsaydı. Bugün hiçbir tefeci kalmamış hepsi batmış tefeci düzen bitmiş olacaktı.
Merkez bankasının görevi fiyat istikrarını sağlamak olduğu halde görevini yasaya uygun yapmadı ve bir kişinin sözünü dinleyerek bu ihanete ortak oldu.
Tefeci bankalar karşılıksız para basarak talebi ve fiyatı artırarak üretim ve hizmet araçlarının aynı zamanda sahibi oldukları için vurgunu iki katına bu sayede çıkardılar.
Tefecilerin lehine yetkiyi elinde tutan sözde halkın adamı ne yaptı?
Kendi kitlesini yanında tutmak için nas dedi, cami dedi, din dedi, kitap dedi, Allah dedi, cennet, cehennem, başörtüsü, seccade dedi ve kitlesini din üzerinden uyuşturmaya devam etti.
Bankaların karşılıksız para basması yetmediği için merkez bankası da karşılıksız para basarak enflasyonu ve yaşam pahalılığını artırmaya devam ettiler etmeye devam ediyorlar.
Bu tefeciler ne demişti artık devlet yok şirketler var.
Biz ne üretiyor, kaça satıyor ve emeği kaça satın alıyor isek o geçerli demek istediler.
Bir şeyi unuttular.
Gerçekleri bilen, yazan, susmayan ve asla teslim olmayanları unuttular.
İşte bu yüzden yeni bir işbirlikçi buldular temiz para pazarlayan.
Bugüne kadar kusursuzca kendilerine hizmet edeni kullanıp atıyorlar.
Bizim bu toplumu uyandırmak adına çabamıza engel olma çabalarının amacı budur.
Mevcut iktidar da seçimi kazansa yeni işbirlikçi tefecinin temiz parası ile yeni sayfa açmaya kalkanlar da kazansa bu tefeci düzen yıkılacak.
Holdinglerin, tefecilerin, siyasi partilerin, tarikat ve cemaatlerin devri bitecek.
Yüksek enflasyon ve yaşam pahalılığınının sürdürülebilir olmadığını kendileri anlamak zorunda kalacaklar.
Kazdıkları kuyuya tefecilerin kendileri ve kullandıkları işbirlikçi herkes düşecek, aldatılanlar değil. Onlar bugüne kadar yeteri kadar bedel ödemek zorunda kaldılar.
Mobbing Bank bana yapılan mobbingi değil Türkiye Cumhuriyeti ve Türk ulusuna yapılan düşmanlığı deşifre etmek için yazıldı.
Mustafa Kemal Atatürk uçurumun kenarından bu ülkeyi kurtararak Cumhuriyeti kurdu.
Mustafa Kemal Atatürk sonrası tüm gayretler yeniden ülkeyi o uçurumun kenarına getirdiler.
Mobbing Bank bu anlamda Atatürk'ün yazdığı Nutuk'un bir devamıdır. Nutuk bir mücadele sonrasında yazıldı. Uçurumun kenarından ülke nasıl kurtuldu aynı tuzağa bir daha düşmeyelim diye. Mobbing Bank o mücadeleyi yeniden başlattı. Hiçbir siyasi partinin Mobbing Bank kitabımın Türk ulusu yararına yazdıklarını benimsememiş olması çok ilginç değil mi? Çünkü hepsi düzenin partileri olarak kuruldu hepsi aynı amaca hizmet ediyorlar. Bu yüzden Mobbing Bank partisiz yönetim diyor.
] Önder KARAÇAY [
4 notes · View notes
yeniyeniseyler · 6 days ago
Text
CNBC-e Haftalık Yayın Akışı (23 - 29 Aralık) (Özel)
10 Haziran 2024 Pazartesi günü yayın hayatına yeniden başlayan CNBC-e‘nin haftalık yayın akışını (23 – 29 Aralık) haberimizde bulabilirsiniz. CNBC-e’de bu haftanın gelişmeleri şu şekilde: Simon Cowell, Heidi Klum, Sofia Vergara ve Howie Mandel’ın jüri üyeliğini yaptığı 2022’de yayınlanan “America’s Got Talent” 17. sezonu bu hafta sona eriyor. Hafta içi her gün 21:00’de yayınlanan yarışmanın…
0 notes
gilmourist · 2 days ago
Text
"Sorrow"
En/Tr
September 24, 2004, David Gilmour participated in the "The Strat Pack" concert, celebrating the 50th anniversary of the Fender Stratocaster, at Wembley Arena, England.
Gilmour played three songs: "Marooned", "Coming Back To Life" and "Sorrow". He also participated in the final song of the event, "Stay With Me", along with other guests such as Ronnie Wood, Brian May, Joe Walsh, Phil Manzanera, among others.
The event was recorded and released in DVD format in May 2005 under the name "The Strat Pack Live In Concert" and is special for Pink Floyd fans because it contains a recording of "Marooned", a song that had been played live only twice in Oslo, Norway (1994) during The Division Bell tour. Many years later, Gilmour included it in the setlist of his "Luck and Strange" tour.
~
24 Eylül 2004'te David Gilmour, İngiltere'deki Wembley Arena'da Fender Stratocaster'ın 50. yıl dönümünü kutlayan "The Strat Pack" konserine katıldı.
Gilmour üç şarkı çaldı: "Marooned", "Coming Back To Life" ve "Sorrow". Ayrıca Ronnie Wood, Brian May, Joe Walsh, Phil Manzanera gibi diğer konuklarla birlikte etkinliğin son şarkısı olan "Stay With Me"ye de katıldı.
Etkinlik Mayıs 2005'te "The Strat Pack Live In Concert" adı altında DVD formatında kaydedildi ve yayınlandı ve Pink Floyd hayranları için özeldir çünkü The Division Bell turnesi sırasında Oslo, Norveç'te (1994) sadece iki kez canlı çalınan "Marooned" adlı şarkının kaydını içerir. Yıllar sonra Gilmour, bunu "Luck and Strange" turnesinin set listesine dahil etti.
12 notes · View notes
gugsent · 3 months ago
Text
Tumblr media
haymatlos, eylül 24
10 notes · View notes
musfika-hanim · 1 year ago
Text
gece gece neler geliyor aklıma.. ❤️
bizim zamanımızda evlilik yaşı yirmiydi, hatta on sekiz on dokuz bile gayet normaldi olgunluk yaşıydı. kızlar, arkadaşlarım, çevrem evlilik muhabbeti yaparken ağzımdan bir kere bile evlilik mevzusuna ilişkin cümle çıkmamıştır, çıktığında da kim açarsa mevzuyu terslerdim. çünkü kesinlikle evlenmek istemiyordum. lise son sınıfta üniversite sınavına hazırlanırken gelmek isteyen görücüler oluyordu anneme kızıyordum bana bahsetme hiç, duyurmadan reddet istemiyorum diyordum. hatta çok sevdiğim ve hâlâ görüştüğüm hadis hocam da sınıfta beğendiği öğrencilerini üniversite okuyan erkek öğrencileri için izdivaç teklifi sunuyordu, yani şimdilerde sizin tabirinizle şiplemek sanırım :) bana da gelmişti sağ olsun çok severdi beni. kibarca reddettim hocam ben evlenmek istemiyorum dedim. tamam kızım dedi başka bir arkadaşa vesile oldu sınıfta sadece ikimize gelmişti çünkü :). neyse lise bitti ben hemen ardından işe başladım. fabrikada çok saygı duyduğum patronumun da arkadaşı deri mühendisi bir recep abi vardı. işle alakalı (deri fabrikasında muhasebecilik yaptım) konuşma arasında çok sevdiği bir arkadaşı olduğunu ve ikimizi yakıştırdığını söyledi. teşekkür ettim yok abi dedim. mahalleden annemi darlayanlar, oğlunun resmini eline alıp kapıyı çalanlar falan işte hepsine hiç görmeden hayır dedim. bu mevzuların üzerinden iki üç ay geçti ve bir vesileyle eşimle karşılaştık ve beni istediklerini söyledi ailesi. ne hayır dedim, ne olmaz dedim hiç olumsuz bir cümle kurmadan olur görüşelim dedim. hayatımda ilk kez bir erkekle bu tür bir konuda aynı ortamı paylaşacağım ne yapacağımı bilmiyorum, ne diyeceğimi de heyecandan kalbim fırlıyor. olumlu hislerden dolayı değil sadece utanç, çekingenlik, ne yapacağını bilememe hali. neyse biz görüştük, o anlattı, konuştu, sohbeti, hitabeti hayranlık uyandıracak derecede, zaten sureti maşallah 🤍🥺 benim dilim tutuldu her anlattığına çok haklısınız, doğru söylüyorsunuz, evet öyle olması gerekir tabi diyerek geçiştiriyorum. kendisine aşık olduğum anların resmi ve yansımasıdır. konuşma bitti benim ayrılmam gitmem gerekiyor dedim peki dedi. ben olduğumuz yerden çıktım park var bol merdivenli oradan aşağı etekleri uçuşa uçuşa, yere basmayarak, kalbimin ağzıma kadar duyulan sesiyle yürüyorum. dalmış vaziyette, ta ki arkadan kulağıma uzanan o tanıdık "selamun aleyküm" sesiyle buluşana kadar. "aleyküm selam buyrun" dedim sanırım geçmiş gün işte, "buranın yabancısısınız size durağa kadar eşlik etmek istedim uygunsa" dedi. hayır hayır zahmet etmeyin ben biliyorum bulurum yolu dedim. çünkü heyecandan falan ben perişan oldum ama canımın içi, yani kendisi kendinden gayet emin.. yok ben eşlik edeyim size dedi peki dedim. iki metre ötesinden utana sıkıla yürüyorum ne konuşuyoruz şu an hatırlamıyorum. neyse durağa geldik, nolur çabuk gelsin diye dualar ediyorum içimden otobüs için. o da yanımda benimle beraber bekliyor, otobüs geliyor ben veda ediyorum hiç yüzüne bakamıyorum sonra otobüse binince camdan bana dikkatle ve çok tatlış baktığını görüyorum, gülümsüyorum el sallıyorum..
bu konuşma ve tanışmadan sonra bir daha iki hafta kadar hiç görmüyorum, bana ailem tarafından kendisiyle ilgili sorulan evlilik sorusuna olumlu yanıt veriyorum. ve ikinci görüşmemiz iki hafta sonra ailesi ile birlikte geldiği isteme günü oluyor. iki kere gördüğüm adamla istemeden iki hafta sonra nişanlanıp yedi ay sonra da evleniyorum. evlendiğimi duyan çöpçatanlık kurumu üyeleri tek tek geri dönüş yapıyor "hani evlenmek istemiyordun bilseydik biz gelecektik istemeye" diyorlar bende kısmet diyorum. iyi ki diyorum.. sözün özü şu ki "Allah yazarsa olur, güzel olur böyle olur, iyi ki olmuş olur.." elhamdülillah elhamdülillah can'ım 🤍
*şu anlattıklarımı hiç unutmamak ne kadar değerli bir bilseniz benim için.. mücevher gibi
tanışma 98 eylül, nişan doğum günüm olan 24 ekim 98, düğün 28 mayıs 99.... sonrası masal.. inşallah vuslat 🤍
72 notes · View notes
ykrecep · 3 months ago
Text
Mehmed: Fetihler Sultanı 16. Bölüm Fragmanı | 24 Eylül Salı @trt1 'de
youtube
İzlenir....😁
8 notes · View notes
oguzatayinruhu · 3 months ago
Text
Tumblr media
Eylül 24
3 notes · View notes