#23 Mayıs 2020
Explore tagged Tumblr posts
Text
Duymayan Kalmasın ’Doğamızda Oyun Var!‘
Duymayan kalmasın ’doğamızda oyun var!‘ dedik. Sloganın sahibi ise tüm çocuklar ve çacuk kalmaya çalışanlar..
Aktif Yaşam Derneği'nin başlattığı akımla her yıl 23 Mayıs'ta Dünya Okul Dışarda Etkinliği düzenlenerek çocuklar sokak oyunları ve dışarda ders yaparak katılım sağlıyor. ‘Hem evlerde hem de okullarda, açık havada oynamayı ve öğrenmeyi kutlamak ve ilham vermek için yapılan’ bu aktivitedeki amaç ‘doğa ile bağ kurabilmek. Çocuklar için bu bağı kurmanın yolu, açık havada ve doğada olmanın yanı sıra, kapalı mekanlarda da doğal materyaller’ ve oyun ile mümkün.
Dünya Okul Dışarda Platformu açık havada, sokakta, bahçede, balkonda kısaca doğada oyun oynamanın ve hatta ders yapmanın zihinsel ve bedensel kazanımlarını şu şekilde açıklayarak önemli ve geçiştirilen hususlara da değinmekte; ‘Açık havada öğrenim çocukların sağlığını iyileştirir, öğrenme ile arasındaki ilişkiyi güçlendirir ve çevreleriyle daha kuvvetli bağlar kurmalarını sağlar. Oyun oynamak yalnızca dayanıklılık, ekip çalışması ve yaratıcılık gibi kritik yaşam becerilerini geliştirmekle kalmaz, aynı zamanda çocukların çocukluklarından zevk almalarının merkezinde yer alır.’
Çağrıyı sosyal medya üzerinden yapan kurumun paylaşımının görünce hemen dahil olmak istedim ve sadece mail yoluyla çok rahat bir şekilde hem üyelik hem katılım sağlandı. Tahmini öğrenci sayısını ilettiğimizde tüm dünyada aynı anda katılım sağlayan çocuklarla beraber bizim de haritada yerimiz konumlandı.
Aktiviteye geçen yıl eğitmen olarak eşlik ettiğimiz için çocukların gözlerinde dersi ilk defa dışarda hatta okuldan uzak bir yerde yapıyor olmanın şaşkın bakışlarını hala hatırlıyorum.
Her yıl mayıs ayının bir perşembe günü düzenlenen bu etkinlikte yapılabilecek faaliyetler kovid-19 nedeniyle maalesef 2020'de gerçekleştirilemedi. Bunun yerine ‘doğamızda oyun var��� kampanyası başlatarak evlerinde veya balkonlarında doğa ile ilgili kostümler tasarlayan çocukların katılması istendi. Hatta öneri etkinlikler de paylaşıldı. Hem web sayfasında hem de katılımcılara gönderilen maillerde paylaşıldı.
Doğa tacı, eko bileklik, karton kanatlar ve daha ekleyemediğim yüzlerce birbirinden güzel tavsiye etkinliklerinin yanı sıra Pinteres’te bir panoda toplanmış etkinlik linkine ulaştım. Mailime gelen etkinlik linkini daha çok çocuğa dokunabileceği düşüncesiyle sizlerle paylaşıyorum.
Yeni neslin artık sokak oyunları oynayamayacağından şikayet eden biz büyüklerin, senende bir gün değil de de bahar ve güz dönemlerinde; ‘müfredata yedirilmiş sokak oyunlarını ve doğa derslerini görmek düşüncesi ‘ şimdilik sadece fikir aşamasında olsa da yaygınlaşması adına, M.E.B ile yapılacak görüşmelerden olumlu sonuçlar alınacağına eminim..
Panonun linki; https://www.pinterest.co.uk/outdoorclassday/nature-themed-dress-up-ideas/?invite_code=85dd4e3bfcc443aaa03b9fcebb815a16&sender=136374832374747756
Kaynak; dünyaokuldisararda.com
0 notes
Text
Bir Şey Var
istediğin vakit silebilirsin bu yüzden kurşun kalemimle öpüyorum yazıyorum sonra kelimeler canlıdır yaşarlar tek başlarına yolun uzunsa bir kitap koy çantana uçtuğunu görürsen bir güvercinin bir şiir tut kendine anlaşılır gibi değil bu gök, bu rüzgâr ve bu deniz acı bir meltem esiyor hüzünlüyüz hepimiz işte bak bir uçurtma uçuyor orada, uzakta özgür ol sen de sakin akşamüstlerinde erkek kalabalığı kahvelerde belki bir yaz kasabasından kalma atletli adamlar şimdi hangi uygarlığın beşiğinde yazıyı ve parayı bulan bütün ayaklanmalar sabaha karşı mı yapılır? sabahın güzelliğinde devrim var sen oradaki halk ol, olur mu? doğan güneşte bir şey var bir şey bilemiyorum dünyanın bütün saatlerinde bir şey var bir şey Turgut Uyar’ın Büyük Saati dâhil bir şey davasına inanmış terli gençler hani şu kanları kaynayan ücra bir yerde sıkışan hayatlar her şeye başlangıçlar gerekiyor her şeye kara tren uzuyor yol kısalırken ve gün günden yaş alıyor yaşlı bir çınar unutma şiirlerde yok belki ama yazdığım daktiloda, yonttuğum kalemimde, su içtiğim bardağımda emek var emek var
23 Mayıs 2020
Not:Eski Bir Fotoğrafa Doğru adlı şiir dosyasından.
0 notes
Video
youtube
Ben Buyum - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Maya 8/8 Düyek Disk... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/PNB3qqvaWwM ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Ben Buyum - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke (Uşşak Minör Maya 8/8 Düyek Disko Beste Hakkı Bulut) ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupNgWzFc_2cF6lJrOheQKGlg ➤ ESER ADI : BEN BUYUM ➤ SÖZ GÜFTE : HAKKI BULUT ➤ BESTE - MÜZİK : HAKKI BULUT ➤ USÜL : 8/8 DÜYEK ORYANTAL - DİSKO ➤ MAKAM - BATI DİZİ : UŞŞAK - MİNÖR ➤ THM AYAK : MAYA AYAĞI ➤ ARANJÖR : SİNAN TOPRAK ➤ ENSTRÜMANLAR : YAYLI GRUP KEMAN, ELEKTRO BAĞLAMA, NEY, DİLSİZ KAVAL ➤ KİMLER OKUDU : FATİH BULUT, HAKKI BULUT ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : ST MÜZİK (SİNAN TOPRAK MÜZİK) ➤ KÜNYE : Fatih Bulut ''Ben Buyum" isimli çalışması, video klibi ile ST Müzik Youtube kanalında ve Sinan Toprak Müzik Prodüksiyon etiketi ile tüm Yapım:Sinan Toprak Müzik Prodüksiyon Prodüktör: Sinan Toprak Genel Koordinatör: Bilal Menteş Söz-Müzik: Hakkı Bulut Müzik Yönetmeni: Sinan Toprak Düzenleme: Cüneyt Yalmaz Klip: Recep Yenigün ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ne köşküm, sarayım, ne servetim var Ne malım, ne mülküm, ne şöhretim var Sana bir saltanat vaat edemem ki Yalnız seni seven temiz bir kalbim var Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Yalanla kuramam aşkın temelini Allah'tan korkarım, aldatamam seni Yeminler uydurup çalamam kalbini Aşkın öldürse de, mahvetse de beni Ben buyum, seversen, canım sana feda Ben buyum, sevmezsen, bana de elveda Razıyım, bir ömür böyle geçip gitsin Zaten gülmek yasak bana bu dünyada Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim İstemem en güzel günlerin zehrolsun İstemem o güzel gençliğin mahvolsun İstemem sen beni acıyıp sevesin İstemem benimle ızdırap çekesin Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Ben buyum, ben buyum, ben buyum sevgilim Fatih Bulut Doğum 23 Mayıs 1984 (40 yaşında) Kayseri, Türkiye Tarzlar Pop • Folk rock Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Fatih Bulut (d. 23 Mayıs 1984, Kayseri) Türk şarkıcıdır. Hayatı ve kariyeri 23 Mayıs 1984 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi. Müzik sektörüne girmeden önce düğün şarkıcısıydı. 2019 yılında DMC etiketiyle yayımlanan şarkısı "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı şarkıyla müzik piyasasına giren Bulut, evli ve iki çocuk sahibidir. İrem Sak’ın şarkıyı paylaşmasının ardından şarkının klibi YouTube’da toplamda 318 milyon kez dinlenmiştir. Diskografi Albümleri Yıl Albüm Plak Şirketi Tarih 2019 Baba Ocağı Adg Müzik 9 Eylül 2019 2020 Sivas Caddesi 5 Mayıs 2020 Teklileri Yıl Adı Plak Şirketi Tarih 2019 Çok Sevdim Yalan Oldu Dark'n Dark Music 29 Ağustos 2019 Nazlı Yar Emir Müzik 14 Eylül 2019 15 Kişiye Saldırdım Dark'n Dark Music 13 Aralık 2019 2020 Hayat Beni Vura Vura 22 Şubat 2020 Yırtıl 6 Mart 2020 İçmeden Oy Oy 12 Nisan 2020 Bedelini Öde Adg Müzik 10 Eylül 2019 Sokak Lambası (Remix) 27 Eylül 2020 Sultan Süleyman Dark'n Dark Music 29 Ekim 2020 Hakkını Helal Et Adg Müzik 30 Kasım 2020 2021 Sen Leyla Ben Mecnun (Aysellou İle) Musicom Prodüksiyon 5 Şubat 2021 Yanımda Sen Olmayınca İkmmedya 30 Mart 2021 Sensiz Yaşıyorum Sanma Dark'n Dark Music 15 Nisan 2021 Zoruma Geldi & Açma Pencereyi & Ben Sana Yandım Özdemir Müzik 16 Haziran 2021 Saracaksan Gel Dark'n Dark Music 18 Haziran 2021 Yeter Artık 17 Kasım 2021 2022 Ölme Eşeğim Ölme Musicom Prodüksiyon 13 Ocak 2022 Kıskanıyorum ST Müzik 4 Ağustos 2022 Ben Buyum 25 Ağustos 2022 Bu Aşkta Zararım Var Özdemir Müzik 13 Eylül 2022 Eliminen Dayı Eliminen (Armağan Arslan İle) Canayakın Müzik 7 Ekim 2022 2023 Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu Dark'n Dark Music 21 Şubat 2023 Kurban Olduğum 25 Ağustos 2023 2024 Gör Bak (Elmas ile) 7 Mart 2024 Vay Aklıma 24 Mayıs 2024 şarkıcıları2010'ların şarkıcıları 21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılar DMC sanatçıları
0 notes
Text
İMO Bursa Şubesi 17 Ağustos'u andı
https://pazaryerigundem.com/haber/186197/imo-bursa-subesi-17-agustosu-andi/
İMO Bursa Şubesi 17 Ağustos'u andı
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi 17 Ağustos yıl dönümü üyelerinin yoğun katılımıyla andı.
BURSA (İGFA) – 17 Ağustos Gölcük depreminin yıl dönümünü “Hem 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri, hem de yaşadığımız tüm felaketlerde canlarını yitiren vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum.” diyerek söze başlayan İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Atilla Erdem, “Tarihimizin en büyük afetlerinden biri olan Gölcük depreminin üzerinden çeyrek asır geçti. Gölcük merkezli 7,4 büyüklüğündeki deprem başta Marmara bölgesi olmak üzere tüm Türkiye`yi derinden etkilemiştir. Yalnızca can ve mal kayıpları itibariyle değil meydana geldiği bölgenin, sanayinin ve nüfusun yoğunlaştığı bir coğrafya olması dolayısıyla depremin ekonomik sonuçları da ağır olmuştur.
Tüm ülkeyi sarsan bu afetin ardından depremlere yönelik konular kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılmış, depremlere yaklaşımın yalnızca afet sonrası müdahale ve yara sarma faaliyetleriyle sınırlı tutulamayacağı, depremlere hazırlık çalışmalarının enine boyuna değerlendirilerek kalıcı çözümler üretilmesi gerektiği konusunda bir konsensus oluşmuştur. Nitekim devam eden süreçte birçok kamu kurum ve kuruluşu, üniversiteler ve meslek odalarınca depreme yönelik hazırlık, güvenli ve sağlıklı kentleşme konularında bilimsel-teknik çalışmalar yapılmış, raporlar hazırlanmış, eylem planları oluşturulmuştur. Ancak afete hazırlık konusunda yürütülen tartışmalar zamanla gündemden çıkmış, yapılan onca bilimsel-teknik çalışma ise kurumların tozlu raflarında unutulmaya terk edilmiştir.” dedi.
BİZ UYARMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Büyük Marmara depreminin 25. yılında her yıl olduğu gibi bir kez uyarılar bir kez daha yapıldı. Uyarılarda haklılık payını görmek için bu 25 yılda yaşanan diğer depremlerin yıkıcı sonuçlarına bakmanın yeterli olduğunu vurgulayan Erdem şu ifadelere yer verdi:
“1855 Bursa Mustafakemalpaşa depremini unutmadığımızı belirterek, 1 Mayıs 2003 Bingöl depremi, 23 Ekim-9 Kasım 2011 Van depremleri, 24 Ocak 2020 Elazığ Sivrice depremi ve 30 Ekim 2020 İzmir depreminde binlerce kişi hayatını kaybetti, binlerce yapı yerle bir olurken kentlerin altyapıları çöktü, haftalar, hatta aylarca deprem bölgelerinde yaşam normale dönemedi. 6 Şubat 2023 depremlerinin acı sonuçları ise hala sıcak, hala içimizi yakıyor. Görüldüğü gibi, bizler her 17 Ağustos’ta ülkemizin yapı stoku, yapı üretim ve denetim süreci başta olmak üzere depreme hazırlık konusundaki uyarılarımızı ne kadar vurgulasak da alınmayan tedbirler, görmezden gelinen deprem gerçeği sonucu can ve mal kayıpları yaşanmaya devam etmiştir. Orta ölçekli sayılabilecek depremlerde bile can kayıplarının ve bina hasarlarının bu kadar büyük olması adeta 6 Şubat depremleri öncesi bir uyarı niteliği taşımıştır. Ancak ne yazık ki bu uyarıların da dikkate alınmaması, afet yönetiminin yeterli nitelikte yapılamaması, kentsel dönüşüm uygulamalarının deprem gerçeğinden ziyade ekonomik kaygılarla yapılmış olması 6 Şubat 2023 depremlerinde acı sonuçları ortaya koymuştur.
ÇARE KENTSEL DÖNÜŞÜM
Depremlere hazırlık çalışmalarının başında yapı stokunun iyileştirilmesi gelmektedir. Oysa ülkemizde yapı stokunun durumu tam anlamıyla belirsizlik içindedir. Öyle ki Türkiye’de yapı stokunun sayısı, bunların ne kadarının riskli olduğu bile tam anlamıyla bilinmemektedir. TBMM’nin İzmir depremi sonrası kurduğu Araştırma Komisyonun Temmuz 2021 tarihli raporuna göre Türkiye’de 10 milyon civarında olan yapı stokunun 6-7 milyon civarında olan kısmı riskli yapı statüsündedir. Yine TBMM’nin Kahramanmaraş depremleri sonrası kurduğu Araştırma Komisyonunun 6 Şubat depremlerine ilişkin hazırladığı Mayıs 2023 tarihli raporuna göre son 11 yıl içerisinde ülke genelinde 238 bin civarında riskli yapının “Kentsel Dönüşüm” uygulanarak yenilenmesi sağlanmıştır. Telaffuz edilen riskli yapı tahminlerinin yanında, 238 bin sayısı oldukça yetersizdir.”
ÇARE ŞEHİRLERİMİZDE BÜTÜNCÜL KENTSEL DÖNÜŞÜMDÜR
Bursa’nın, hem doğumlara bağlı nüfus artışı hem de göçlerle büyümeye devam ettiğini belirten Başkan Erdem, “2023 yılı TÜİK verilerine göre 95.935 kişi ile Bursa en fazla göç alan 5’inci şehir olmuştur. Gelen göçün barınma ihtiyacı doğru yönetilememiş ve bu ihtiyacın karşılanması açısından kaçak ve mühendislik hizmeti almadan yapılan yapılar ve hatta mahalleler oluşmuştur. Elimizdeki yapı stoğunun durumunu tahmin edebilsek de gerçek veriler elimizde yoktur. Bu sebeple ilk yapılacak iş mevcut yapı stoğunun tüm Bursa’da tespiti ve kentsel dönüşümde öncelikli bölgelerin belirlenmesinde kullanılmasıdır. Bu çerçevede Yapı Stoğu Envanteri çıkarıldıktan sonra tüm Bursa için bir Kentsel Dönüşüm Strateji Belgesi çıkarılarak acilen Kentsel Dönüşüm kriterleri tüm kentimiz için aynı olacak şekilde belirlenip 1. Derece Riskli Bölgelerden başlayarak uygulama sürecine geçilmelidir. Kentsel dönüşüm parsel bazlı değil mahalle bazlı, bütüncül bir yaklaşımla yapılmalı, süreç Büyükşehir Belediyemiz önderliğinde, şeffaf bir şekilde, Meslek Odalarının, Kamu Kurumlarının içinde olduğu, ortak akılla yapım yöntemi belirlenerek bir an önce hayata geçirilmelidir. Bu süreç yaşanırken halkımız riskin büyüklüğü konusunda ikna edilmeli, eğitilmeli ve kentsel dönüşüme katkı koymaya hazır hale getirilmelidir.
Yapı sahiplerinin kentsel dönüşümle ilgili olumsuz algısı, bu süreçten ekonomik kazanım kaygısı olmayan odalar ve sivil toplum kuruluşları ile yapılacak etkinliklerle kırılmalıdır. Yapı sahibi depreme karşı dayanıklı konuta erişmek için bedel ödemeye hazır olduğunda, Belediyeler kent planlamalarını dönüşümü önceliklendirerek, gerekirse emsal artışları yaparak ancak kesinlikle bütünsel bir bakış açısı ile yeniden yapmaya başladığında, Devletimiz de faizsiz kredi ve bir miktar geri ödemesiz maddi destekle dönüşümün gerçekleşmesi için katkı koyduğunda hızlı bir şekilde depreme karşı dirençli, huzurlu, yaşanabilir bir Bursa için ayağa kalkmış olacağız. Ve bir kez daha hatırlatmak istiyorum ki doğru bir 2050 Kent Anayasası, birilerinin kafasındaki Bursa değil, dirençli, huzurlu, gelecek nesillerimize yaşanabilir, güvenli, bir kent bırakmak amacına uygun hazırlanmalıdır. Başta Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, ilçe belediyeleri, kamu kurumları, meslek odaları ve üniversitelerin içinde bulunduğu bir ortak akıl platformu ile planlanması elzemdir. Yeşil alanlar ile su kaynaklarımızın korunarak, sanayi, turizm ve tarımın sürdürülebilir bir kent modeline uygun olarak inşasının ne kadar önemli olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir.” şeklinde konuştu.
YETKİN MÜHENDİSLİK VE BELGELENDİRME
İnşaat Mühendisliği içinde birçok alt disiplini barındıran, lisans eğitimi sonrasında da meslek içi eğitim ve uygulama tecrübesi gerektiren bir meslek alanı olduğunu söyleyen Erdem, “Bugün 4 yıllık lisans programını tamamlayan bir mühendis neredeyse sınırsız imza yetkisiyle sektörde faaliyet yürütebilmektedir. İnşaat mühendisliğinin ilgi alanına giren konularda halkın can ve mal güvenliğinin korunması, yapı üretim süreçlerinin denetlenebilmesi, ülke kaynakların etkin ve verimli kullanılabilmesi amacıyla, dünyada çeşitli biçimlerde örnekleri bulunan “Yetkin Mühendislik” sisteminin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bunun uygulanmasını sağlayabilecek kurum ise tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de 6235 sayılı kanun ile görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiş meslek kuruluşlarıdır. İnşaat mühendisliği meslek uygulamaları ve inşaat mühendislerinin yetkinlik/yeterlilik belgelendirmesinin İnşaat Mühendisleri Odası’nın yetkisi dışında gerçekleşmesi hukuken ve mantıken yanlıştır.
DEPREMDEN KORUNMA YOLLARI
Depremden Önce:
-Doğru planlama ve etüt -Güvenli yapılaşma -Acil eylem planları oluşturma -Eğitim ve toplum bilincini geliştirme -Binalarda eşyaların sabitlenmesi
Deprem Esnasında:
-Bina içinde davranış şekli -Hayat üçgeni -Depremden Sonra: -İlk yardım -Arama kurtarma -Güvenlik
Bu çerçevede yukarıdaki gerekçelerle İMO Bursa Şubesi olarak diyoruz ki;
“Farkında ol, İnşaat Mühendisi ile deprem öncesi tanış ve hazırlıklı ol!” Doğru etüt ve proje, doğru uygulama, doğru denetim için İnşaat Mühendisi demeye devam edeceğiz.” dedi.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Text
23 Mayıs 2024 Beşiktaş Trabzonspor Maçı
*Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda saat 20:45'te başlayacak olan Ziraat Türkiye Kupası Final maçı. Mücadeleyi Ali Şansalan yönetecek. Beşiktaş 2021'deki zaferinden sonra yeniden finalde. Kara Kartal 3 yıl sonra ilk, toplamda da 11. zaferine ulaşmayı amaçlıyor. Trabzonspor ise 2020'deki şampiyonluğundan sonra yeniden bu noktaya geldi. 4 yıl aranın ardından ilk, toplamda da 10. kupa zaferini amaçlıyor. 1990'dan sonra ilk defa iki ekip Türkiye Kupası finalinde kozlarını paylaşacak. Güzel bir heyecanla kapanış olsun. Başarılar iki tarafa da.
*ATV'den naklen yayınlanacak olan maç.
*14. dakikada Paul Onuachu'nun attığı golle Trabzonspor 1-0 öne geçti. Hep kafa gollerine alışmıştık ama bu sefer orta sahadan alıp götürdü ve resital sundu.
*45+3. dakikada Rachid Ghezzal penaltıyı gole çevirdi ve Beşiktaş 1-1 yaptı.
*İlk yarısı 1-1 sona eren karşılaşma.
*54. dakikada Salih Uçan sahneye çıktı ve Beşiktaş 2-1 ile yeniden üstün konuma geldi.
*89. dakikada Nicolas Pepe ağları buldu ve Trabzonspor 2-2'yi bularak maça tutundu.
*90+4. dakikada Al Musrati çok güzel bir golle topu ağlara gönderdi ve Beşiktaş'a 3-2'yi verdi. Geldikten sonra çokça tartışılan bir isimdi ve adeta sezonun en önemli golünü yazdı.
*90+9. dakikada Beşiktaş teknik direktörü Serdar Topraktepe direkt kırmızı kartı görerek oyun alanı dışına gönderildi.
*Beşiktaş 3-2'lik zaferi elde etti ve 2021'den sonra ilk, toplamda da 11. Türkiye Kupası şampiyonluğuna ulaştı. Finale yakışır, güzel bir heyecana tanıklık ettik. İki tarafa da teşekkürler. Beşiktaş'a da tebrikler.
#spor arşivi#maç arşivi#ziraat türkiye kupası#türkiye kupası#beşiktaş#trabzonspor#futbol#football#spor#sport
0 notes
Text
Sonraki Valorant Gece Pazarı 2023 tarihleri
Sonraki Valorant Gece Pazarı 2023 tarihleri ••• ••• Kaynakça: https://level999.com.tr/blog/2023/12/12/sonraki-valorant-gece-pazari-2023-tarihleri/ ••• Bir sonraki Valorant Gece Pazarı ne zaman? Umarız uzun zamandır aradığınız silah görünümlerinden bazıları koleksiyonunuza eklenmiştir. Değerli Valorant puanlarınızı kullanıp kullanmayacağınızdan emin değilseniz, size ne kadar süre içinde karar vermeniz gerektiğini ve pazarınızdan hayal kırıklığına uğradıysanız bir sonrakine kadar ne kadar bekleyeceğinizi söyleyebiliriz. Valorant görünümleri elbette herhangi bir rekabet avantajı sunmuyor, ancak havalı görünmek ve rakiplerinize FPS oyununda üstünlük sağlarken onlara bakacakları güzel bir şey vermek bunun avantajlarını sunuyor. Çoğu Valorant silahı ve bıçağı için sezonluk kaplamalardan renkli desenlere ve korkutucu tasarımlara kadar her şeyle, bir sonraki Valorant Gece Pazarı'nda mutlaka beğeneceğiniz bir şey olacak. Valorant Gece Pazarı 2023 Bir sonraki Valorant Gece Pazarı 13 Aralık 2023'te gerçekleşecek ve alışılmadık üç hafta boyunca devam edecek ve 8 Ocak 2024'te sona erecek. Daha sonra Bölüm 8, Perde 1'in 9 Ocak 2024'te başlamasını bekliyoruz. Valorant Gece Pazarına nasıl erişilir: Piyasa ilk açıldıktan sonra ilk giriş yaptığınızda ana menünün sol tarafında bir bilgi istemi görünecektir. Dilediğiniz zaman ekranın sağ üst kısmında, mağaza sekmesinin yanında yer alan Tarot kartı sembolüne tıklayarak Gece Pazarı'na dönebilirsiniz. Her Gece Pazarı size Select, Deluxe ve Premium katmanlarından indirimli olarak satın alabileceğiniz altı rastgele silah görünümü sunar. İsterseniz birkaç eski görünümü de takas edebilirsiniz. Seçiminiz değiştirilemez, halihazırda sahip olduğunuz görünümleri içermez ve iki hafta sonra kaybolur. Tipik olarak, perde başına yalnızca bir Gece Pazarı vardır, ancak Bölüm 1 Perde 3'ten bu yana her perdede bir Gece Pazarı bulunmaktadır, dolayısıyla tutarlıdırlar. Önceki Valorant Gece Pazarı tarihleri Aralık 2020'deki ilkinden bu yana önceki Gece Pazarı tarihlerinin tümü burada. 11 Ekim 2023 - 30 Ekim 2023 (Bölüm 7, Perde 2) 9 Ağustos 2023 - 28 Ağustos 2023 (Bölüm 7, Perde 1) 14 Haziran 2023 - 27 Haziran 2023, 7 Haziran lansmanındaki aşağıdaki sayılar (Bölüm 6, Perde 3) 5 Nisan 2023 - 25 Nisan 2023 (Bölüm 6, Perde 2) 15 Şubat 2023 - 27 Şubat 2023 (Bölüm 6, Perde 1) 7 Aralık 2022 - 4 Ocak 2023 (Bölüm 5, Perde 3) 28 Eylül 2022 – 11 Ekim 2022 (Bölüm 5, Perde 2) 20 Temmuz 2022 - 2 Ağustos 2022 (Bölüm 5, Perde 1) 18 Mayıs 2022 - 31 Mayıs 2022 (Bölüm 4, Perde 3) 6 Nisan 2022 - 19 Nisan 2022 (Bölüm 4, Perde 2) 9 Şubat 2022 - 22 Şubat 2022 (Bölüm 4, Perde 1) 9 Aralık 2021 – 21 Aralık 2021 (Bölüm 3, Perde 3) 29 Eylül 2021 – 12 Ekim 2021 (Bölüm 3, Perde 2) 28 Temmuz 2021 – 10 Ağustos 2021 (Bölüm 3, Perde 1) 2 Haziran 2021 – 15 Haziran 2021 (Bölüm 2, Perde 3) 8 Nisan 2021 – 20 Nisan 2021 (Bölüm 2, Perde 2) 11 Şubat 2021 – 23 Şubat 2021 (Bölüm 2, Perde 1) 10 Aralık 2020 – 11 Ocak 2021 (Bölüm 1, Perde 3) Yeni Valorant Gece Pazarı görünümleri Aşağıdaki mevcut tüm uygun Night Market koleksiyonlarının yanı sıra, Valorant 7. Bölüm, 3. Perde sırasında mevcut Night Market havuzunda aşağıdaki görünüm setleri de mevcut olacaktır: Hayaller (Bölüm 7, Perde 1) Güncel Valorant Gece Pazarı görünümleri Sihirbaz (Bölüm 6, Perde 3) LİMİT YOK (Bölüm 6, Perde 3) Kara borsa (Bölüm 6, Perde 2) Oni (Bölüm 6, Perde 2) Rakım (Bölüm 6, Perde 2) Araxy'ler (Bölüm 6, Perde 1) Hayal (Bölüm 6, Perde 1) Luna (Bölüm 6, Perde 1) İyon Bölüm 5 (Bölüm 5, Perde 3) Ruh çekişmesi (Bölüm 5, Perde 3) Abisal (Bölüm 5, Perde 3) Kriyostaz (Bölüm 5, Perde 3) Kohaku ve Matsuba (Bölüm 5, Perde 2) Kızılcanavar (Bölüm 5, Perde 2) Sarmad (Bölüm 5, Perde 1) Yağmacı 2.0 (Bölüm 5, Perde 1) Kaosun başlangıcı (Bölüm 5, Perde 1) Yabancı Avcısı (Bölüm 4, Perde 3) Neptün (Bölüm 4, Perde 3) Titanmail (Bölüm 4, Perde 3) Karalama tomurcukları (Bölüm 4, Perde 2) çaba (Bölüm 4, Perde 2) Takım Ası (Bölüm 4, Perde 2) Gaia'nın İntikamı (Bölüm 4, Perde 2) Şehiraltı (Bölüm 4, Perde 1) Dicle (Bölüm 4, Perde 1) Kar yağışı (Bölüm 3, Perde 3) Büyücü 2.0 (Bölüm 3, Perde 3) Işıltılı Kriz 001 (Bölüm 3, Perde 3) Nunca Olvidados (Bölüm 3, Perde 2) Valorant'a Git! Cilt 2 (Bölüm 3, Perde 2) Keşif (Bölüm 3, Perde 1) Menşei (Bölüm 2, Perde 3) Bağlı Diyarlar (Bölüm 2, Perde 3) Minimum (Bölüm 2, Perde 3) Terkedilmiş (Bölüm 2, Perde 3) Silvanus (Bölüm 2, Perde 2) Sihirbaz (Bölüm 2, Perde 2) Piyade (Bölüm 2, Perde 2) Başbakan 2.0 (Bölüm 2, Perde 2) Valorant'a Git! Cilt 1 (Bölüm 2, Perde 1) Göksel (Bölüm 2, Perde 1) Ufuk (Bölüm 2, Perde 1) Prizma II (Bölüm 2, Perde 1) Kışwunderland (Bölüm 1, Perde 3) Duygu (Bölüm 1, Perde 3) Çorak (Bölüm 1, Perde 3) İyon (Bölüm 1, Perde 3) yağmacı (Bölüm 1, Perde 3) Yerçekimsel Uranyum Nöroblaster (Bölüm 1, Perde 2) Vur (Bölüm 1, Perde 2) Benlik (Bölüm 1, Perde 2) Kamalı çizgi (Bölüm 1, Perde 2) Bulutsusu (Bölüm 1, Perde 2) Oni (Bölüm 1, Perde 1) Prizma (Bölüm 1, Perde 1) Egemen (Bölüm 1, Perde 1) Astar vurmak (Bölüm 1, Perde 1) Çığ (Bölüm 1, Perde 1) Dışbükey (Bölüm 1, Perde 1) Sakura (Bölüm 1, Perde 1) Acele etmek (Bölüm 1, Perde 1) Galleria (Bölüm 1, Perde 1) Aristokrat (Bölüm 1, Perde 1) Lüks (Bölüm 1, Perde 1) Yeni Valorant Gece Pazarı hakkında bilmeniz gereken her şey bu. Daha fazla Valorant kılavuzu için Valorant artı işaret kodları özetimize ve ayrıca yeni Valorant karakterlerinin mevcut ajanlarla karşılaştırıldığında nerede olduğu da dahil olmak üzere mevcut meta hakkında bilgi sahibi olmak için Valorant katman listemize göz atın. Kaynak: pcgamesn
0 notes
Text
Yüzüncüyıl Gov Açıldı!
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümüne özel olarak hazırlanan "https://yuzuncuyil.gov.tr/" web sitesi, 14 Eylül 2023 tarihinde açıldı. Site, cumhuriyetin kuruluşundan günümüze kadarki süreçte Türkiye'nin ulaştığı önemli başarılara ve geleceğe yönelik vizyon projelerine odaklanıyor. Sitenin ana sayfasında, cumhuriyetin kuruluşu ve kurucu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatı hakkında bilgiler yer alıyor. Ayrıca, sitede, cumhuriyetin ilk 100 yılında Türkiye'de yaşanan önemli gelişmelere dair fotoğraf galerileri ve videolar bulunuyor. Yüzüncüyıl Gov, Türkiye'nin 100. yıl dönümünü kutlamak ve cumhuriyetin kuruluş felsefesini gelecek nesillere aktarmak için önemli bir platform olacak.
100. YIL HAKKINDA
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 100. yıl dönümüne yönelik kutlamaların koordinasyonu ve yürütülmesi görevi, İletişim Başkanlığı'na devredildi. 24 Ekim 2020 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 2020/13 sayılı "100. Yıl Kutlamaları" konulu Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile bu karar alındı.
100. YIL HAKKINDA Genelgede, "Cumhuriyetimizin 100. Yılı Kutlamaları kapsamında kamu kurum ve kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilecek etkinlikler, İletişim Başkanlığı koordinasyonunda yürütülecektir" denildi. İletişim Başkanlığı, kutlama hazırlıklarına başladı. Başkanlığın Twitter hesabından yapılan açıklamada, "Kurtuluş mücadelemizin köklü hatırasını yaşatmak, istiklalden istikbale köprüler kurmak adına hem ülkemizin dört bir yanında hem de yurt dışı temsilciliklerimizde etkinlikleri ve projeleri büyük bir coşkuyla hayata geçireceğiz" ifadeleri kullanıldı.
Yüzüncüyıl Projeleri
Yüzüncüyıl Projeleri - Zaferleri ve Tecrübeleri ile Asırlık Tarih - Türkiye Yüzyılı'nın En'leri - Geleceğin Rotası: TOGG Türkiye Yollarında - Türk Savunma Sanayi’nin Stratejik Dönüşüm Hikâyesinin Anlatımı - Türkiye Markası - Savunmanın Yüzyılında Türkiye'nin Gücü - Türkiye Yüzyılı Hizmet ve Yatırımlarının Anlatımı 20’ye 20 - Türkiye’nin Göklerdeki İstikbali: Gök Vatan - Türkiye'nin Yerli Gücü - Muhteşem Ayasofya’nın Mimari Özellikleri - Türkiye'nin Enerjisi - Akdamar Kilisesi - 30 Ağustos Zafer Bayramı - Zafere Giden Yol - Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Vefatının 81. Yıldönümü Anma Etkinlikleri - Türkiye’nin Uluslararası Sağlık Yardımları - Türkiye'nin Sağlık Yatırımları ve Pandemiyle Mücadelesi - 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı - Gazi Meclisin 100. Yılı - 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı - Türkiye’nin Gençleri - Türkiye’nin Çocukları - 30 Ağustos Zafer Bayramı Konseri Canlı Yayını - 29 Ekim Büyük Cumhuriyet Konseri - 29 Ekim Uluslararası Sualtı Gösterileri Tanıtımı ve Medya İletişimi - 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü - 23 Nisan: 7 Bölge 7 Çocuk - Efsanelerle Ayasofya Sergisi - Türk İsimlerinin Başarılı Yolculukları - Türk Sanatının İncileri - Türkiye’nin Savunma Sanayii Gücü - Millet Kütüphanesi Belgeseli - Güçlü Tarihi ile Türkiye’nin Zaferleri - Dünya'nın Sağlık Merkezi: Türkiye - Zafer Haftası 100. Yıl Dönümü Etkinlikleri - Türkiye'nin Renkleri
Yüzüncüyıl Yayınları
Yüzüncüyıl Yayınları KategoriBaşlıkTÜRKİYE YÜZYILI��NIN LİDERİAşkınan Koşan Yorulmaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2020 Yılı MesaisiAşkınan Koşan Yorulmaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 Yılı MesaisiAşkınan Koşan Yorulmaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2022 Yılı MesaisiAşkınan Koşan Yorulmaz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 Yılı MesaisiTÜRKİYE İLETİŞİM MODELİTürkiye İletişim Modeli: Hakikatin Peşinde 5 YılStratejik İletişim ve Stratejik YönetimULUSLARARASI İLİŞKİLERDE LİDER ÜLKETürkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’deki Hakları ve İddialarıTürkiye’nin Doğu Akdeniz StratejisiDoğu Akdeniz Denkleminde Stratejik Adım: Türkiye-Libya MutabakatıStratejik İttifakın Güçlü Üyesi TürkiyeTürkiye’nin Terörizmle MücadelesiBölgesel İş Birliği ve İstikrarın Güçlendirilmesinde Türkiye’nin Merkezi RolüBM Reformu: Uluslararası İş Birliğine Yeni Bir YaklaşımTürkiye’nin NATO Üyeliği: Fırsatlar ve SınamalarKAMU DİPLOMASİSİ VE ÜLKE MARKALAMATürkiye’nin Dost Eli: İnsani Diplomasiİnsani Yardımda Türkiye ModeliTürkiye’nin İstikrara Katkısı: Barış İçin Çok Yönlü DiplomasiLider DiplomasisiTürkiyeTürkiye’nin SırlarıAFET İLETİŞİMİ06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri Asrın Felaketi06 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremleri: Asrın DayanışmasıAsrın Küresel Salgını: Türkiye’nin Koronavirüsle Başarılı Mücadelesi15 TEMMUZ VE MİLLİ İRADE15 Temmuz Darbe Girişimi ve Toplumsal Belleğin Hafıza MekânlarıHalkın Gücünün Üstünde Bir Güç Yoktur: 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Milletin ZaferiYÜZYILIN KAMU POLİTİKALARITürkiye’nin Yeşil Kalkınma DevrimiYüzyılın Sosyal PolitikalarıDEVLET MİLLET İLETİŞİMİKamu Yönetiminde Bir Dönüşümün Hikayesi: CİMERGençlerin Hayali Bizlerin Vazifesi: Devlet Teşvikleri Tanıtım GünleriBüyük Türkiye ZaferiİLETİŞİM VE MEDYATürkiye Cumhuriyeti Matbûât ve İstihbârât Müdüriyet-i Umûmiyesi Künye Albümü 1924-1927Türk Basın Tarihini Yeniden DüşünmekEngelsiz Erişim ve İletişimTARİH, KÜLTÜR VE SANAT100. Yılında Sakarya'dan Dumlupınar'a Basında Büyük Zafer KitabıGazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Vefatının 81. Yıl Dönümü Anma Etkinlikleriİstanbul-Kudüs-İskenderiye Hava Seyahati 8 Şubat-15 Mayıs 1914AyasofyaCumhuriyetin İlkleriMuhteşem Ayasofya'nın Mimari ÖzellikleriYÜZYILIN YERLİ GÜCÜTürkiye’nin Göklerdeki İstikbali Gök VatanTürk Savunma Sanayi’nin Stratejik Dönüşüm Hikâyesinin AnlatımıYüzüncüyıl Yayınları
yuzuncuyil.gov.tr - 100 Yılın İşini 20 Yıla Sığdırdık!
KategoriBaşlıkEkonomiBağımsız ve tarafsız bir anlayışla milletimiz için adalette yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.İstihdam, üretim ve ticaret hacmimizi artırarak, büyüyen ve üreten bir Türkiye yolunda ihracatta, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Her sektörden girişimciyi hayallerine kavuşturarak KOSGEB ile yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Üreten ve büyüyen güçlü bir Türkiye için tarımda, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.SağlıkDevlet hizmetlerini vatandaşa elektronik ortamda en kolay ve en etkin yoldan ulaştırarak e-devlet hizmetlerinde, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Milletimize en iyi sağlık hizmetlerini sunabilmek için sağlıkta, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Milletimizin her türlü sağlık ihtiyacını son teknolojik cihazlarla ve tıbbi imkanlarla karşıladığımız şehir hastaneleriyle yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.EğitimEğitimde fırsat eşitliği ve yüksek standartlarla öğrencilerimizin bilgi ve becerilerle donanmasını sağladık, temel eğitimde yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Gençlerimize daha iyi bir gelecek sunmak için üniversitelerde, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Konut ve ÇevreDaha yeşil bir Türkiye için orman ve ağaçlandırmada, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Vatandaşlarımızın konut sahibi olmasını kolaylaştırmak için tamamladığımız binlerce proje ile TOKİ’de, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Ulaşım ve TurizmUzakları yakın kılmak için daha müreffeh bir Türkiye için ulaşımda, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Yeşiliyle, mavisiyle, kültürüyle ve târihiyle güçlü bir Türkiye için turizmde, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Güvenlik ve SavunmaVatanımızın her köşesinde milletinin yanında olan, huzur ve güvenliğimizi sağlayan kahraman güvenlik güçlerimizle birlikte yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Teknoloji ve İletişimDevlet hizmetlerini vatandaşa elektronik ortamda en kolay ve en etkin yoldan ulaştırarak e-devlet hizmetlerinde, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Üst düzey teknoloji kullanımıyla erişilebilirliği artırarak vatandaşlık hizmetlerinde, yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Kamu Diplomasisi ve Uluslararası İlişkilerAfet ve acil durumlara karşı daha dirençli bir toplum ve devlet kapasitesi oluşturmak için AFAD ile yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.Bağımsız ve tarafsız bir anlayışla milletimiz için adalette yüzyılın işini 20 yıla sığdırdık.20 yılda yapılan icraatlar Güncel Fiyatlar için Fiyatı Nedir sitesini takip edin! İlgili Bağlantılar; Kış Lastikleri: 2 mi 4 mü? Kış Yönetmeliği 2023 Güncellemeleri TOGG Elektrikli Arabanın Kullandığı Elektrik Fiyatları Togg Araba Fiyatları Elektrikli Araç Vergileri: MTV ve ÖTV Oranları 2023 Togg’un Vergisiz Fiyatı ve Elektrikli Araç Vergileri Read the full article
0 notes
Text
23 Mayıs 2023 Tarihli ve 32199 Sayılı Resmî Gazete
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ YÖNETMELİK –– Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik YARGI BÖLÜMÜ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI –– Anayasa Mahkemesinin 15/2/2023 Tarihli ve 2019/23977 Başvuru Numaralı Kararı –– Anayasa Mahkemesinin 8/3/2023 Tarihli ve 2020/16168 Başvuru Numaralı Kararı –– Anayasa Mahkemesinin 23/3/2023 Tarihli…
View On WordPress
0 notes
Text
23 Mayıs 2023 Tarihli ve 32199 Sayılı Resmî Gazete
YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ YÖNETMELİK –– Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğrenci Yurtları Yönetmeliğinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik YARGI BÖLÜMÜ ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI –– Anayasa Mahkemesinin 15/2/2023 Tarihli ve 2019/23977 Başvuru Numaralı Kararı –– Anayasa Mahkemesinin 8/3/2023 Tarihli ve 2020/16168 Başvuru Numaralı Kararı –– Anayasa Mahkemesinin 23/3/2023 Tarihli…
View On WordPress
0 notes
Text
Ripple 17 Mayıs Çarşamba günü yaptığı açıklamada, kripto saklama şirketi Metaco’yu 250 milyon dolara satın aldığını söyledi. Metaco, finansal kurumların dijital varlıkları depolamasına ve yönetmesine imkan tanıyan bir teknoloji üretiyor. Şirketin müşterileri ortasında Citi, BNP Paribas ve Societe Generale’nin dijital varlık kolu bulunuyor. Garlinghouse Taleplerin Artmasını BekliyorRipple CEO’su Brad Garlinghouse, kurumsal yatırımcılardan kripto saklama hizmetleri için artan talep beklediğini belirtti. Garlinghouse konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi: “Altyapıya odaklanırsanız, kripto kışının problemlerine maruz kalmazsınız. Müşteriler için net bir sorunu çözüyorsanız, orada kesinlikle talep olacaktır.” Garlinghouse, ABD’li düzenleyicilerin kripto firmalarına yönelik yaptırımlarını artırması nedeniyle Metaco’nun İsviçre merkezli olmasının ve ABD’li olmayan çalışanlara sahip olmasının şirket cazibesini artırdığını söyledi. Piyasa takip şirketi CoinGecko’ya nazaran Ripple, dolanımda bulunan yaklaşık 23 milyar dolarlık varlık ile dünyanın en büyük altıncı kripto para ünitesi pozisyonunda. Ripple, 250 milyon dolarlık satın alma sürecinin yarısından fazlasının nakit, geri kalanının ise öz sermaye olarak ödendiğini açıkladı. Ripple, Aralık 2020’de ABD Menkul Değerler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından 1,3 milyar dolarlık kayıtsız menkul değer arzı yapmakla suçlandı ve dava edildi. Ripple, varlığın bir para ünitesi olduğunu ve bir yatırım mukavelesi olarak tescil edilmesine gerek olmadığını söyleyerek suçlamaları reddetti.
0 notes
Text
0 notes
Link
23 Mayıs 2022'de Karaçi'de bir çocuk felci aşılama kampanyası esnasında bir sıhhat çalışanı minik bir çocuğa çocuk felci aşısı yapıyor. - AFPİSLAMABAD: Ulusal Sıhhat Hizmetleri, Düzenlemeler ve Koordinasyon Bakanı Abdul Qadir Patel, bu yılki ilk poliovirüs örneğinin Salı günü Pakistan'da Lahor'daki bir çevresel örnekte tespit edildiğini doğruladı.Daha ilkin Lahor'da Temmuz 2020'de bir virüs vakası rapor edilmişti. Sadece şehrin kanalizasyonunda periyodik olarak tespit edilmişti. 2022'de virüs için pozitif olan dört çevresel örnek tespit edildi. Ulusal Sıhhat Enstitüsündeki (NIH) Pakistan Çocuk Felci Laboratuvarı, geçen yıl Kasım ayında Afganistan'ın Nangahar eyaletindeki Gulshan-e-Ravi örneğinde çocuk felci virüsü bulunduğunu söylemiş oldu.Öte taraftan Patel, "iki ülkenin virüse karşı mücadelede birleştiğini ve sakat bırakan hastalığı ortadan kaldırmak için beraber çalıştığını" söylemiş oldu.Hükümetin ülkedeki sakat bırakan hastalığın tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik taahhüdünü yineledi.Virüsün izole edilmesi kaygı deposu olsa da derhal tespit edildiğini not etmenin mükemmel bulunduğunu sözlerine ekledi. "Çevredeki virüsün bu zamanında tespiti, evlatları çocuk felci virüsü tarafınca nüzul olmaktan korumak için oldukca önemliydi."Bakan, küçüklere doğru zamanda aşı yapılması gerektiğine vurgu yaparak, "Virüsü durdurmanın tek yolu, beş yaşın altındaki tüm evlatları aşılamaktır. Bilhassa Lahor'da ebeveynlerin ve bakıcıların, evlatlarının aşı olmasını sağlamaları oldukca önemlidir." şubat turunda aşılanıyor.”Ulusal Acil Durum Operasyonları Merkezi'nin (NEOC) koordinatörü Dr. Shahzad Baig, "Pakistan ve Afganistan, çocuk felci virüsünün yaygın nüfus hareketiyle sınırlar ötesine bulaştığı bir epidemiyolojik engel olarak görüldüğü için bu beklenmedik bir durum değil" dedi."Geçen yıl, Afganistan programıyla yakın bir halde çalıştık ve her iki ülkedeki virüse kendimizinmiş şeklinde davrandık. Ne Pakistan ne de Afganistan, her iki ülke de bulaşmayı durdurana kadar çocuk felcinden kurtulamaz."Bu yıl 20 Ocak'ta sonlanmış ulusal aşılama kampanyası, Lahor bölümündeki evlatları aşılarken, salgınla savaşım için Şubat ve Mart aylarında ek kampanyalar yürütülecek.Çocuk felci, esas olarak beş yaşın altındaki evlatları etkileyen çocuk felci virüsünün niçin olduğu oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Sinir sistemini salgın eder ve felce ve hatta ölüme niçin olabilir.Çocuk felcinin tedavisi bulunmamakla beraber, evlatları bu sakatlayıcı hastalıktan korumanın en etkili yolu aşılamadır. Beş yaşın altındaki bir çocuk her aşılandığında virüse karşı koruyuculuğu artıyor.Tekrarlanan aşılar milyonlarca evladı çocuk felcinden korumuş ve endemik iki ülke olan Pakistan ve Afganistan ile beraber dünyadaki nerede ise her ülkenin çocuk felcinden kurtulmasını elde etmiştir.
0 notes
Text
14 mayıs 2020. 13 mart 23′ten selam olsun. aynı cümleyi tam bugün de yazarım.
Ne bu bendeki geçmiş sevdası yav
1 note
·
View note
Video
youtube
Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke Hicaz Majör... ⭐ Video'yu beğenmeyi ve Abone olmayı unutmayın 👍 Zile basarak bildirimleri açabilirsiniz 🔔 ⭐ KATIL'dan Ritim Karaoke Ekibine Destek Olun (Join this channel to enjoy privileges.) ✩ ╰┈➤ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join ✩ ORİJİNAL VERSİYONU 🢃 Linkten Dinleyip Canlı Enstrüman Çalıp Söyleyerek Çalışabilirsiniz. ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://youtu.be/KDYXReIjuNc ✩ (MAKE A LIVE INSTRUMENT ACCOMPANIMENT ON RHYTHM IN EVERY TONE) ✩ Aykut ilter Ritim Karaoke Ekibini Sosyal Medya Kanallarından Takip Edebilirsiniz. ✩ İNSTAGRAM https://www.instagram.com/rhythmkaraoke/ ✩ TİK TOK https://www.tiktok.com/@rhythmkaraoke ✩ DAILYMOTION https://www.dailymotion.com/RhythmKaraoke ⭐ Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu - Fatih Bulut ✩ Ritim Karaoke Hicaz Majör Vahde Beste Ahmet Satılmış ❤ @RitimKaraoke Müzisyenlerin Buluşma Noktası.... ➤ SANATÇININ DİĞER ŞARKILARI İÇİN OYNATMA LİSTESİNE BAKABİLİRSİNİZ... ⭐ 🎧 ╰┈➤ https://www.youtube.com/playlist?list=PL9SktAtLVupNgWzFc_2cF6lJrOheQKGlg ➤ ESER ADI : ANTEP^TEN ÖTEDİR MARAŞ'IN YOLU ➤ SÖZ GÜFTE : YUNUS TAŞKIN ➤ BESTE - MÜZİK : AHMET SATILMIŞ ➤ USÜL : 4/4 VAHDE BALAD ➤ MAKAM - DİZİ : HİCAZ - MAJÖR ➤ ARANJÖR : ERCAN BAL (BAL RECORDS) ➤ ENSTRÜMANLAR : ZURNA, ELEKTRO BAĞLAMA, ➤ KİMLER OKUDU : FATİH BULUT, HÜSEYİN KAĞIT, DİLBER AY, DİCLE DİLGE, AYNUR POLAT, LATİF DOĞAN, FATMA ESEN, NEŞET ABALIOĞLU ➤ FİRMA - ŞİRKETİ : DARK'N DARK MUSIC Fatih Bulut'un, Dark'n Dark Music etiketiyle yayınlanan "Antep'ten Ötedir Maraş'In Yolu" isimli tekli çalışması, video klibiyle netd müzik'te. Söz: Yunus Taşkın Müzik: Ahmet Satılmış Düzenleme: Ercan Bal ( Bal Records ) Yönetmen: Bekir Şenlik / Honeybee İstanbul Produktör : Firuz Anlı ŞARKI SÖZÜ ve AKORU Antepten ötedir maraşın yolu Geçmez oldu burdan gardaşın yolu Kapımı çaldı da bir kara haber Kırıldı gönlümün kanadı kolu N’oldu gardaş n’oldu yolda mı kaldın Doluya mı düştün darda mı kaldın Bir zalım elinden yara mı aldın Ölem gardaş ölem bağrımı yaktın Geleceksin diye gözüm yoldaydı İçimdeki ataş o gün soldaydı Nere gittin gardaş neydi acelen Keşke kalan ömrüm senin olaydı N’oldu gardaş n’oldu yolda mı kaldın Doluya mı düştün darda mı kaldın Bir zalım elinden yara mı aldın Ölem gardaş ölem bağrımı yaktın Fatih Bulut Doğum 23 Mayıs 1984 (40 yaşında) Kayseri, Türkiye Tarzlar Pop • Folk rock Meslekler Müzisyen Etkin yıllar 2019-günümüz Fatih Bulut (d. 23 Mayıs 1984, Kayseri[1]) Türk şarkıcıdır. Hayatı ve kariyeri 23 Mayıs 1984 tarihinde Kayseri’de dünyaya geldi.[1] Müzik sektörüne girmeden önce düğün şarkıcısıydı.[2] 2019 yılında DMC etiketiyle yayımlanan şarkısı "Çok Sevdim Yalan Oldu" adlı şarkıyla müzik piyasasına giren Bulut, evli ve iki çocuk sahibidir. İrem Sak’ın şarkıyı paylaşmasının ardından şarkının klibi YouTube’da toplamda 318 milyon kez dinlenmiştir. Diskografi Albümleri Yıl Albüm Plak Şirketi Tarih 2019 Baba Ocağı Adg Müzik 9 Eylül 2019 2020 Sivas Caddesi 5 Mayıs 2020 Teklileri Yıl Adı Plak Şirketi Tarih 2019 Çok Sevdim Yalan Oldu Dark'n Dark Music 29 Ağustos 2019 Nazlı Yar Emir Müzik 14 Eylül 2019 15 Kişiye Saldırdım Dark'n Dark Music 13 Aralık 2019 2020 Hayat Beni Vura Vura 22 Şubat 2020 Yırtıl 6 Mart 2020 İçmeden Oy Oy 12 Nisan 2020 Bedelini Öde Adg Müzik 10 Eylül 2019 Sokak Lambası (Remix) 27 Eylül 2020 Sultan Süleyman Dark'n Dark Music 29 Ekim 2020 Hakkını Helal Et Adg Müzik 30 Kasım 2020 2021 Sen Leyla Ben Mecnun (Aysellou İle) Musicom Prodüksiyon 5 Şubat 2021 Yanımda Sen Olmayınca İkmmedya 30 Mart 2021 Sensiz Yaşıyorum Sanma Dark'n Dark Music 15 Nisan 2021 Zoruma Geldi & Açma Pencereyi & Ben Sana Yandım Özdemir Müzik 16 Haziran 2021 Saracaksan Gel Dark'n Dark Music 18 Haziran 2021 Yeter Artık 17 Kasım 2021 2022 Ölme Eşeğim Ölme Musicom Prodüksiyon 13 Ocak 2022 Kıskanıyorum ST Müzik 4 Ağustos 2022 Ben Buyum 25 Ağustos 2022 Bu Aşkta Zararım Var Özdemir Müzik 13 Eylül 2022 Eliminen Dayı Eliminen (Armağan Arslan İle) Canayakın Müzik 7 Ekim 2022 2023 Antep'ten Ötedir Maraş'ın Yolu Dark'n Dark Music 21 Şubat 2023 Kurban Olduğum 25 Ağustos 2023 2024 Gör Bak (Elmas ile) 7 Mart 2024 Vay Aklıma 24 Mayıs 2024 Kaynakça Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır. Gösterilen kaynaklar kaynak gösterme şablonları kullanılarak dipnot belirtme biçemine uygun olarak düzenlenmelidir. (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) ^ a b c "Arşivlenmiş kopya". 19 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Nisan 2021. Kategori: Yaşayan insanlar1984 doğumlularKayseri ili doğumlu müzisyenler2020'lerin şarkıcıları2010'ların şarkıcıları21. yüzyılda Türk erkek şarkıcılarDMC sanatçıları
0 notes
Text
Ilısu Barajı 4 yıldır ülkeyi aydınlatıyor
https://pazaryerigundem.com/haber/172245/ilisu-baraji-4-yildir-ulkeyi-aydinlatiyor/
Ilısu Barajı 4 yıldır ülkeyi aydınlatıyor
Elektrik üretimine 19 Mayıs 2020’de başlayan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES), aradan geçen 4 yıllık süreçte toplam 9,7 milyar kilovatsaat elektrik üreterek ülke ekonomisine 31 milyar lira katkı sağladı.
ANKARA (İGFA) – Türkiye’nin Fırat Nehri’nden sonra en büyük hidroelektrik potansiyeline sahip Dicle Nehri üzerinde, elektrik üretimi maksadıyla inşa edilen Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES), ilk elektrik üretimini 19 Mayıs 2020 tarihinde gerçekleştirdi.
Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve HES, kurulu güç bakımından Atatürk, Karakaya ve Keban Barajlarından sonra Türkiye’nin en büyük 4’üncü santrali, dolgu hacmi bakımından ise 2’nci büyük barajı konumunda bulunuyor.
İlk elektrik üretimine 19 Mayıs 2020 tarihinde başlayan tesis, 4 yılda toplam 9,7 milyar kilovatsaat elektrik üreterek ülke ekonomisine 31 milyar lira katkı sağladı.
BAKAN YUMAKLI: “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARININ ÖNEMİNİ ARTIRIYOR”
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, nüfus artışı ve teknolojik gelişmelerin enerjiye olan ihtiyacı artırdığını, iklim değişikliği gibi dünya gündemini meşgul eden etkenlerin de yenilenebilir enerji kaynaklarını daha önemli hale getirdiğini belirtti. Yerli ve yenilenebilir enerji üretiminde, sahip olunan su kaynaklarının değerlendirilmesinin büyük önem taşıdığına işaret eden Bakan Yumaklı, “Su kaynaklarından elde edilen elektrik, çevre kirliliğine yol açmadığı gibi kullanılan suyun miktarını azaltmıyor ve kalitesini de olumsuz etkilemiyor. Türkiye’de elektriğin beşte birinin hidroelektrik santralleri yoluyla sudan elde edildiği göz önüne alındığında, Bakanlığımıza bağlı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüz (DSİ), su alanındaki yatırımları ile ülke ekonomimize büyük katkı sağlıyor. Bu bağlamda, 19 Mayıs 2020 tarihinde ilk elektrik üretimini gerçekleştiren ve 23 Aralık 2020 tarihi itibarıyla tam kapasite ile elektrik üretimine başlayan Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Barajı ve Hidroelektrik Santrali (HES) ülkemizin gözbebeği yatırımlardan biri olarak ön plana çıkıyor.” dedi.
Bakan Yumaklı, DSİ’nin gelecek hedeflerinden de bahsederek, 2023 yılında 10 adet HES’i tamamladıklarını, 2024 yılında ise 15 adet HES’i daha hizmeti sunmayı planladıklarını kaydetti.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
Photo
https://kizilbayrak56.net/ana-sayfa/kizil-bayrak-yazilari/dunya/almanyanin-degismeyen-gundemi-irkcilik-ve-fasist-hareketler
Almanya’nın değişmeyen gündemi: Irkçılık ve faşist hareketler
C. Ozan
Hitler faşizmi şahsında faşizmin en berbat halini yaşamış Alman toplumunda faşizmin tekrar yükselişe geçmesi kaygı vericidir. Alman sermaye sınıfı kriz koşullarında faşist hareketleri sınıf mücadelesine karşı dalga kıran olarak el altında tutmaya devam ediyor. Alman burjuvazisinin faşizme daha ne kadar yol vereceği onun ihtiyaçlarına ve daha da önemlisi toplumsal güç dengelerine bağlıdır.
Irkçılık ve ırkçı saldırılar Almanya’nın değişmeyen gündemlerinden biri olmaya ve gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Almanya ırkçılık suçunda sicili en kabarık ülkelerden biridir ve bunun tarihi çok eskiye dayanıyor. Öncesi bir yana, ikinci emperyalist paylaşım savaşından sonra ırkçı saldırıların yeniden tırmanışa geçmesi, 1990’lı yıllara, yani “duvarların” ve Doğu Bloku’nun yıkıldığı, sözüm ona “demokrasi ve özgürlüğe” kulaç atıldığı yıllara rastlar.
O tarihten bu yana, ülkenin değişik yerlerinde sayısız ırkçı saldırı gerçekleştirildi. Bunlardan en çok bilinen ve hafızalarda kalanları şunlardı:
- 23 Kasım 1992, Mölln: 3 Türkiyeli öldürüldü.
- 29 Mayıs 1993, Solingen: Aynı aileden 5 Türkiyeli yakıldı.
- 18 Ocak 1996, Lübeck: Çoğu çocuk 10 Afrika kökenli insan öldürüldü.
- 7 Ekim 2003, Overaht: 3 kişi öldürüldü.
- 2000-2007 yılları arası NSU cinayetleri: 8’i Türkiyeli 10 kişi öldürüldü.
- 22 Temmuz 2016, Münih: Bir alışveriş merkezine düzenlenen saldırı sonucu 10 göçmen öldürüldü, 36 kişi yaralandı.
- 2 Haziran 2019, Kassel: CDU’lu Kassel valisi Walter Lübcke öldürüldü.
- 9 Ekim 2019, Halle: Bir Sinegog’a araba yüklü patlayıcıyla yapılan saldırı başarısız olunca, yolda geçen bir kadın ile Türkiyeli bir esnaf öldürüldü.
- 1 Ocak 2019, Bottrop: 8 göçmen yaralandı. - 20 Şubat 2020, Hanau: 9 göçmen genç öldürüldü.
Bunların dışında yaşanan çok sayıda ırkçı saldırı sonucu Almanya’da 1990-2020 arası toplam 200’den fazla kişi katledildi. Bu rakamlara bizzat polisin ırkçı saiklerle katlettiği göçmenler dahil değil kuşkusuz. Çünkü sadece sivil faşistlerin katliamları ırkçı saldırı kategorisine giriyor, resmiler değil!
Bu kabarık faturaya rağmen, ırkçı örgütlenme ve saldırılar önlenmek şöyle dursun, aksine gün gittikçe artmaya devam etti. Geçtiğimiz haftalarda Almanya’nın Bavyera eyaletinde yayınlanan bir rapor ülkedeki ırkçı-faşist örgütlenmenin ve saldırıların vardığı korkunç boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. Bahsi geçen rapor eyalet meclisindeki Yeşiller grubu tarafından hazırlandı. Grubun, eyaletteki radikal sağ örgütlere karşı strateji geliştirme sorumlusu Cemal Bozoğlu, 25 meclis araştırma önergesinden elde ettiği bilgi ve belgeleri rapor haline getirerek kamuoyu ile paylaştı. “Bavyera’daki aşırı sağcılar” başlığıyla hazırlanan, resimler ve istatistik tablolarıyla desteklenen 27 sayfalık kapsamlı rapor durumu ayrıntısıyla ortaya koyuyor. Yeşiller bu tür raporları 2014’ten bu yana her yıl düzenli olarak hazırlıyor.
Raporda onlarca ırkçı-faşist örgüt, bunların özellikleri, yaptıkları eylemler, vakalardaki artışlar, polisin ve istihbaratın yaklaşımı, talepler, öneriler ve uyarılar ayrıntısıyla yer alıyor. Raporun Bavyera’dan çıkması önemli. Zira Bavyera, Almanya’nın coğrafik olarak en büyük ve ülkenin en zengin eyaletlerinin başında geliyor. Allianz, BMW, Leoni, Audi, Schaeffler, MAN, Adidas, Media-Saturn-Holding GmbH, Siemens, Netto ve dünyaca tanınmış daha onlarca firmanın merkezi bu eyalette yer alıyor. Eyalette sağcı parti CSU (Christlich-Sozial Union) 1960’lardan bu yana kesintisiz bir şekilde hükümette bulunuyor. Muhafazakar (konservatif) ve gelenekçi özellikleriyle tanınan, kendine has bir şivesi olan, kendini Almanya’dan ayrı gören ve hatta zaman zaman ayrılmayı dillendiren bir eyalet Bavyera. Bu özellikleri ve başka birtakım etkenlerden dolayı, doğu eyaletlerinde olduğu gibi ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yüksek olduğu ve ırkçı-faşist örgütlerin üslendiği temel alanlardan biri durumunda. Dolayısıyla bu tipik ve deyim uygunsa “steril” bölgeden yansıyan veriler oldukça önemlidir ve tüm ülkeyi kesen niteliktedir.
Sayıda, çeşitlilikte ve yöntemlerde artış
Raporda en dikkat çeken hususlardan biri ırkçı-faşist örgütlerin sayısındaki artıştır. Kendilerini özellikle tarihteki gerici-faşist sembollerden esinlenerek isimlendiren, kimisi yasaklanan, kimisi ise hala faaliyet yürüten onlarca oluşum, örgüt ve partiden bahsediliyor. Önemli bir kısmı raporda da yer alan, Almanya’daki ırkçı-faşist yapılanmaların bazıları şöyle sıralanıyor:
Partiler:
• AfD
• NPD
• Die Rechte
• Pro NRW
• Der 3. Weg
Faal olan örgütler:
• Old School Society
• Freie Kamaradschaft Dresten
• Nauener Gruppe
• Gruppe Nordadler
• Kamaradschaft Aryans
• Devrim Chemnitz
• Gruppe Freital
• NSU 2.0
• Reichbürger
• Wodans Erben Germanien
• Viking Security Germania
Yasaklananlar:
• Blood and Honour Division
• Combat 18
• Weisse Wölfe Terrorcrew (WWT)
• Atermedia Deutschland
• Heimattreue Deutsche Jugend
• Collegium Humanum
• Freitliche Deutsche Arbeiterpartei
• Viking-Jugend-WJ
• Nationale Offensive
• Deutsche Aternative
• Nationalistische Front
• Atomwaffen Division
Sayılan bu kabarık listenin dışında, raporda adı geçen irili ufaklı daha onlarca oluşum var. Adı geçen “yasal” partilerin dışında bu örgütlerin çoğu yarı-legal ya da illegal faaliyet yürütüyorlar. Yine çoğu, legal veya illegal yollardan edindikleri silahlara sahipler. Sayı ve çeşitlilikteki bu artış yapılan eylemlere de yansıyor.
1945’ten bu yana Almanya’daki en yoğun saldırılar 2019’da yaşandı. Resmi rakamlara göre son bir yıl içerisinde ülke çapında, 1.000’i hafif veya ağır yaralama olmak üzere, toplam 22.337 ırkçı saldırı gerçekleşti. Anayasayı Koruma Örgütü’nün verilerine göre, 13 bini şiddet yanlısı olmak üzere, Almanya’da 24 binden fazla kişi “aşırı sağcı” olarak nitelendiriliyor. Bunların işledikleri suçlar arasında, mültecilere, göçmenlere, yabancılara, siyasetçilere yönelik saldırılar ile mala zarar verme, tehdit, baskı, nefret suçları, iftira vb. sayılmaktadır. Saldırılar, mülteci akınının tırmanışa geçtiği 2013’ten itibaren yükselerek 2016’da doruğa çıkıyor. Sonraki yıllarda düşse bile 2019’da tekrar yükseliyor. Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer (CDU), ülkede 50 civarında aşırı tehlikeli radikal sağcının yaşadığını ve bunların izlendiğini açıkladı.
Sayılardaki bu artış Bavyera için verilen rakamlardan da görülebiliyor. Eyalette ırkçı motifli saldırılar önceki yıl 1.771 iken, 2019’da 2.042’ye yükseldi. Göçmen yurtlarına saldırı 18’den 25’e, politik motifli ırkçı saldırılar 198’den 296’ya (bunlardan sadece 5’nin faili yabancı), nefret suçları 659’dan 793’e, ırkçı motifli tehditler 44’ten 48’e, nefret suçları 180’den 293’e yükseldi. Anti-Semitik saldırılarda da %40 artışla son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaşıldı. Bavyera’da toplam 2.570 ırkçı tespit edildi. Bunlardan 1.000’i şiddet eğilimli. 2019’da çeşitli birey ve kurum temsilcilerine yönelik cezai işlem gerektiren, 20’si şiddet içerikli toplam 158 saldırı (2018’de 8 idi) gerçekleşti. Yine politikacılara yönelik saldırılar 44’ten 51’e yükseldi vs. Liste böyle uzayıp gidiyor.
Bütün bu saldırıları, hazırlanan ölüm listeleri tamamlıyor. Almanya çapında toplamda 85 bin kişilik ölüm listelerinden bahsediliyor. Bunlardan 2.000’i Bavyera’da yaşıyor. Lağvedildiği iddia edilen NSU’nun da 10 bin kişilik ölüm listesi vardı. Öldürülen CDU’lu politikacı Walter Lübcke’nin de bu listede yer aldığı söyleniyor. Lübcke yabancılar sorunu konusunda ılımlı politikalarıyla tanınıyordu ve bu yüzden sık sık Neonazilerin tehditlerine maruz kalıyordu. Bavyera polisi de 15 değişik ölüm listesi tespit etti.
Neonazilerin propaganda, eylem ve örgütlenme yöntemlerinde de önemli değişiklikler var. Eskisi gibi bir avuç “dazlaktan” ibaret değiller artık. Toplumun her kesiminden taraftar bulmakta zorlanmıyorlar. Özellikle çağın yeni iletişim aracı olan internet ve sosyal medyayı çok yoğun kullanıyorlar. Var olan örgütlerin en az yarısının internet ortamında örgütlendikleri iddia ediliyor. Kullandıkları diğer bazı araçlar basın, spor kulüpleri, futbol taraftar grupları, müzik grupları, gece kulüpleri vs.dir. Bunların içinde dövüş sporları ve atış poligonları önemli bir yer tutuyor. İnsanlar buralarda bedensel ve psikolojik olarak şiddete hazırlanıyorlar. Hanau katliamının faili olan faşistin de kısa bir süre önce Bavyera’dan geldiği ve burada silahlı atış talimi yaptığı ortaya çıktı. Ticari amaçlı da kullanılan bu tür yerlerin dışında, emlakçılar, müzik stüdyoları, “sosyal” amaçlı görünen bazı dernekler vb. üzerinden de maddi kaynak sağlanıyor. Sadece Bavyera’da Neonazi bağlantılı 22 emlak bürosu var örneğin. Bu bürolar vasıtasıyla hem maddi kaynak ve hem de özellikle illegal olanlara barınma olanakları sağlanıyor. Başta küçük kasabaları olmak üzere Almanya’nın her yerinde Almanlar için “kurtarılmış bölgeler” yaratmayı hedeflemekten bazı mahallelerde sopalı ve silahlı devriye atmaya kadar varan bir kudurganlık söz konusu.
Irkçı-faşistlerin sadece sivil alanda değil, polis ve ordu içinde de çeşitli örgütlenmelere gittikleri çeşitli defalar basına yansıdı. Frankfurt polisi içerisinde bulunan ve NSU davasını takip eden Türkiyeli bir avukata karakol bilgisayarından tehdit mektupları göndermeleri üzerine ortaya çıkan NSU 2.0 adlı oluşum buna bir örnektir.
Neonaziler kültür-sanat alanına da eskisi gibi mesafeli değiller. Özellikle müziği bir örgütlenme aracı olarak gittikçe daha fazla kullanıyorlar. Almanya’nın birçok kentinde onlarca müzik grupları mevcut. Sırf Bavyera’da 10 müzik grupları var. 2019’da bunların 5 konserleri yasaklandı. Nürnberg’de‚ “Patriot TV” diye bir televizyon kanalları var. Bunun dışında her yıl ulusal ve uluslararası onlarca seminer, konferans, kongre, konser ve kültür festivali düzenliyorlar.
Irkçı-faşistlerin yeni el attıkları alanlardan biri de işçi sınıfıdır. Eskiden girmeleri oldukça zor olan sınıf alanına gittikçe daha fazla yoğunlaşıyorlar. Sendikalara ve özellikle de işçi temsilciliklerine sızma çabaları var. Bavyera’da ve Baden-Wüttemberg’de bazı önemli işletmelerin işçi temsilciliklerine girmeyi başardıkları da bir gerçektir. Gerek bu çabaların bir ürünü olarak ve gerekse de genel siyasal atmosferin etkisiyle, faşist ideoloji ve örgütlenmelerin işçi ve emekçi tabanı içindeki etkisi de gün geçtikçe artıyor. Mesela Ver.di ve IG-Metal üyeleri içinde AfD seçmeni olanların oranının %20-25 civarında olduğu ileri sürülüyor. Sendikaların, bünyelerinde bilinen ve tespit edilmiş faal faşistlere yönelik herhangi bir yönelimi ve tavrının olmaması da cesaretlerini arttırıyor.
Gittikçe artan bu yoğun propaganda ve örgütlenme faaliyeti, parlamenter alanda sağlanan başarı ile taçlanıyor. Irkçı-faşistlerin öne çıkan yeni odağı olan AfD en son 2017 genel seçimlerinde %12,6 oy oranı ve 89 milletvekiliyle Alman meclisindeki üçüncü büyük ve aynı zamanda ana muhalefet partisi konumuna yükseldi. AfD’nin bu seçim başarısı ne tesadüf ne de geçici bir durumdur. Aksine, yukarıda anlatılmaya çalışıldığı gibi, son derece yoğun ve istikrarlı bir taban çalışmasına dayanıyor. Bu açıdan son derece ciddiye alınması gereken tehlikeli bir gidişatla karşı karşıyayız. AfD’nin meclisteki varlığı, ırkçı-faşist hareketi güçlendiren, cesaretlendiren ve meşrulaştıran bir rol oynuyor. Bu‚ “kravatlı faşistlerin” her konuşması sokaklarda yankısını buluyor.
Bu bir yana, birçok AfD’li, yerel faşist gruplarla doğrudan ve dolaylı ilişkilere sahiptir. Mesela AfD içinde öne çıkan iki faşist olan Thüringen ve Brandenburg eyaletlerinin başkanları Björ Höcke ve Andreas Kalbitz, çeşitli yerel faşist organizasyonların düzenledikleri panel ve konferansların aranan konuşmacıları arasındalar. Özellikle AfD’nin gençlik örgütü “Junge Alternative” ve partinin “halkçı-milliyetçi” olarak nitelenen kanadı yerel ırkçı örgütlerle bağlantı ve örgütlenme faaliyeti yürütüyor. Kamuoyunda artan tepkiler üzerine bu halkçı-milliyetçi kanat AfD tarafından lağvedildi. Yakın zamanda Anayasayı Koruma Örgütü (Alman istihbarat teşkilatı) tarafından AfD “şüpheli”, “Junge Alternative” ise izlenmesi gereken örgütler listesine dahil edildi. AfD’nin Bavyera’da 5.100 üyesi var.
Zemin hazırlayan, kollayan ve aklayan devlet
Almanya’da yakın zamana kadar, ırkçı-faşistler tarafından işlenen onca cinayete, suikastlara, tehditlere ve ölüm listelerine rağmen, bu hareketler ciddi bir tehlike olarak ele alınmadı. Aksine, neredeyse yaşanan her ırkçı saldırı ve cinayet “münferit” diye nitelendirilerek önemsizleştirildi. Buna karşılık hiçbir dayanağı olmayan “sol terör”den bolca bahsedildi. Böylece, gerçekte var olan ve toplumu tehdit eden sağ terör görmezden gelinerek gölgelendi. Gittikçe yakın bir tehlike ve tehdit haline gelen faşistlerden bahsedilirken bile, onları gerçek isimleriyle nitelemekten kaçınıldı. En fazlasından “aşırı sağ” olarak nitelendirildiler. Böylece anti-faşist hareketler ile faşist hareketler, devletin iradesi dışında ortaya çıkmış, birbirlerinin karşıtı aşırı uçlar olarak sunuldu. Sol sağa eşitlenerek anti-faşist mücadele gözden düşürülmeye çalışıldı.
Oysa dost da düşman da biliyor ki devlet sağ ile sol arasında bir hakem değil bizzat “sağ”ın kendisidir, en hafif deyimle sağdan yanadır. Her defasında bir avuç Neonazi’yi “demokrasi ve fikir özgürlüğü” kisvesiyle, binlerce polis korumasında yürütenler, onlar yürüsünler diye binlerce insana barikat kuran, anti-faşistleri gözaltına alıp tutuklayanların kimden yana olduğu açık değil mi?
Her gün göz önünde yaşanan bu çıplak gerçek bir yana, bundan daha önemli olan ise ırkçı-faşist hareketlerin yeşerdiği alanı kimin düzlediğidir. Irkçı-faşist hareketler işsizlik, yoksulluk, savaş ve göç gibi, kapitalizmin doğrudan sonuçları olan uygun sosyal ve ekonomik zeminde boy verirler. Yani kısacası devlet, faşist hareketlerin kaynağı olan objektif koşulları yaratmakla kalmayıp, bu nesnel zeminde ortaya çıkan sonuçlara yaklaşımda da, yani sübjektif olarak da faşistleri koruyup kollayan bir pozisyondadır. Bunun en bariz ve en çarpıcı örneği NSU davasıdır. Ortaya serilen tüm kanıtlara rağmen devletin bu cinayetteki rolü “ustaca” inkar edildi. Tüm suç birkaç kişiye yüklenerek, neredeyse olay “münferit” olarak görüldü. İlk defa bir ırkçı katliamda en yüksek ceza olan “ömür boyu hapis” cezası verildi. Ki bunu da mağdurların verdikleri yoğun mücadelenin bir başarısı saymak gerekiyor. Yoğun kamuoyu baskısı olmasa bu kadarı bile olmazdı.
Devletin ırkçı-faşist saldırı, katliam ve cinayetlere yaklaşımı Bavyera raporunda da ayrıntısıyla yer alıyor. Açılan davalarda olay tüm kapsamıyla ele alınmıyor. Eğer kamuoyunda yeterince bir sahiplenme yoksa, olay “münferit” olarak ele alınıp en düşük cezalarla geçiştiriliyor veya takipsizlikle sonuçlanıyor. Alman anayasasında ırkçı motiflerle işlenmiş suçlar “insanlığa karşı işlenmiş suçlar” kapsamında ele alınıyor. Fakat bir “hukuk” devleti olmakla övünen Alman devletinde pratikte işler hiç de böyle yürümüyor. Verilen cezalar son derece yetersiz ve caydırıcılıktan uzaktır. Geçmişte yaşanmış Solingen, Möll, Lübeck katliamlarının failleri bugün aramızda dolaşmaya devam ediyorlar. Açılan davaların hiçbirinde tüm bağlantılar ortaya çıkarılmadı. Çünkü eğer sonuna kadar gidilirse iş gelip kendilerine de dayanabilir. Altından savcılar, emniyet yetkilileri, istihbaratçılar, bürokratlar ve hatta akademisyenler çıkabilir. O yüzden sol ve ilericilere karşı oldukça tez canlı olan devlet, sıra “kendi” çocuklarına gelince son derece isteksiz davranıyor.
Bavyera’da aranan 92 Neonazi “bulunamıyor” örneğin. Oysa bahsi geçen örgütler son derece tehlikeli örgütlerdir. Bu örgütlerin yakalanan bazı üyeleriyle birlikte, içerisinde ağır silahların da bulunduğu cephaneler ortaya çıkıyor. Yine bunlardan bazıları Avrupa ve hatta dünya çapında bağlantılara sahipler. Örneğin “Blood and Honour Division” ve onun silahlı kanadı olarak bilinen “Combat 18”, Amerika menşeili bir örgüttür. Amerika’da 5 cinayetten sorumlu tutuluyor. Alman polisi, faşist örgütün Amerikalı bir temsilcinin gelip Almanya’dakileri ziyaret etmesini sorun etmiyor. Yine bunlardan bazıları hedeflerinin iç savaş çıkarmak olduğunu söyleyebiliyorlar. Ya da bazıları “X günü” denilen bir günde devlet yöneticilerine eş zamanlı şok saldırılar düzenleyerek düzeni altüst edip, yönetimi ele geçirmekten bahsedebiliyorlar vs. Bütün olup bitenler karşısında devletin tutumunda şaşılacak bir şey yok yine de. Tümüyle Hitler’in polis teşkilatı olan “Gestapo”nun altyapısı üzerine kurulmuş ve yurtdışından birer birer geri getirilen eski Nazi kadrolarının eğittiği bir teşkilattan daha fazlası da beklenemez zaten.
Fakat 2019’da Kassel Valisi Walter Lübcke’in öldürülmesi ve Halle’de Sinagog’a yapılan saldırı, devletin ırkçı-faşistlere yönelik tavrını kısmen değiştirmişe benziyor. Demirel’in bir zamanlar, “Bana sağcılar cinayet işliyor dedirtemezsiniz!” dediği gibi, her koşulda ırkçılara arka çıkan Alman devleti, son bir yılda ilk defa “sağcı terör” kavramını kullanmaya başladı. Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (CSU)‚ “Almanya’nın aktüel en büyük iç güvenlik sorunu sağcı terördür” demeye başladı. Yasal silah edinme kısmen zorlaştırıldı. Çünkü işler beklemedikleri şekilde çığırından çıkmaya başladı. Legal ve illegal olarak hızla silahlanan Neonazilerin hazırladıkları ölüm listeleri, iktidardakiler de dahil politikacılara kadar uzanmaya başladı. Öyle ki ele geçirilen bazı ölüm listelerinde, Yeşiller milletvekilleri Cem Özdemir, Claudia Roht, Robert Habeck ve Toni Hofreiter gibilerin isimleri de yer alıyordu. Bu yılın kış aylarında yapılan bir operasyonda toplam 12 Neonazi tutuklandı. Buna rağmen şüpheli Neonazilerin tam sayısı, bunların sahip oldukları silahlar, ölüm listelerinde kimlerin yer aldığı, silahsızlanmaya dönük bir adımın atılıp atılamayacağı gibi sorular açıkta kalmaya devam ediyor. Kısacası, Davutoğlu’nun bir zamanlar IŞİD’ciler için kullandığı, “eyleme geçmeden tutuklayamıyoruz” türünden bekle gör politikası, Alman sermaye devleti için de geçerliliğini koruyor.
“Irkçılık zehirinin” panzehiri sınıf mücadelesidir!
Hanau katliamından sonra Angela Merkel, “Irkçılık bir zehirdir” demişti. Evet, doğru, ırkçılık bir zehirdir. Ama onun açıklamasına eklemeyi unuttuğu bir şey var. Bu zehrin sahibi kimdir ve kim bunu silah olarak kullanmaktadır? Irkçılık, kapitalizmin kaynaklık ettiği savaş, işsizlik, yoksulluk, zorunlu kitlesel göç ve daha envai çeşit sosyal sorunlar zemininde yeşeren, burjuvaziye ait bir ideolojidir. Burjuvazi bu zehirli ideoloji sayesinde işçi ve emekçi hareketini bölüp parçalayarak, düzene karşı çıkmasını engeller. Çoğunlukla azınlıkta olan belli bir toplumsal kesimi günah keçisi ilan etmek ve toplumdaki tüm melanetlerin sebebi olarak onları göstermek, egemen sınıfların başvurduğu çok eski bir taktiktir. Almanya bunu en iyi yapan ülkelerden biridir. Geçmişte Yahudilerdi bu günah keçisi, bugün ise yabancılar, göçmenler veya Müslümanlardır. Oysa şimdi oldukça aktüel olan mezbahanelerdeki durumun gösterdiği gibi, bu ülkede “yabancılar” veya göçmenler en ağır şartlarda çalışan ve en ağır sömürüye maruz kalanların başında geliyorlar. Buna rağmen bu insanları bu ülkelerin ekonomisinin sırtında bir yük olarak lanse etmek burjuva riyakarlığından başka bir şey değildir.
Irkçılık zehrinin biricik panzehiri sınıf mücadelesidir. Milliyetçilik ve ırkçılığın ayrıştırıcı ve ötekileştirici özelliğine karşılık, sınıf mücadelesi birleştiricidir. Sınıf mücadelesi, hangi ulustan, dinden, renkten veya mezhepten olursa olsun tüm emekçilerin aynı sınıfsal çıkarlara sahip olduğunu ve birlikte mücadelesini öğütler. Tüm uluslardan ve inançlardan emekçilerin eşitliğini ve ortak mücadelesini mümkün kılacak olan sınıf mücadelesi olmadan, faşizmin ve ırkçılığın kaynağı olan kapitalizmi ortadan kaldırmak mümkün değildir. Faşizme karşı mücadele etmek elbette önemlidir fakat bu tek başına yetersiz ve eksiktir. Tüm öteki sorunlar gibi, faşizm sorununun da kesin ve kalıcı çözümü için, anti-faşist mücadele aynı zamanda anti-kapitalist mücadele ile birleştirilmelidir. Anti-kapitalist bilinç temelinde örgütlenmiş bir işçi sınıfı, düzenin basit milliyetçi tuzaklarına kolay düşmez. Onun çok eski olan, “böl, parçala, yönet” oyununda figüran olmayı kabul etmez. Dolayısıyla işçilerin birliği ve halkların kardeşliği için sınıf mücadelesinin dışında bir yol yoktur.
Hitler faşizmi şahsında faşizmin en berbat halini yaşamış Alman toplumunda faşizmin tekrar yükselişe geçmesi kaygı vericidir. Alman sermaye sınıfı kriz koşullarında faşist hareketleri sınıf mücadelesine karşı dalga kıran olarak el altında tutmaya devam ediyor. Alman burjuvazisinin faşizme daha ne kadar yol vereceği onun ihtiyaçlarına ve daha da önemlisi toplumsal güç dengelerine bağlıdır. George Floyd eylemleri şahsında sokaklara çıkan yüzbinlerce genç, bu işin öyle kolay olmayacağına dair umut verdi. Fakat bundan da önemlisi, toplumsal güç dengelerinde benzersiz bir rol oynayan işçi sınıfının sahneye çıkıp çıkmayacağıdır. İşçi sınıfının sahne aldığı yerde faşistlerin esamisi okunmaz. 50. yılında öğretmeye devam eden 15-16 Haziran büyük işçi direnişi günlerinde, bugün topluma kan kusturan faşistler kuyruklarını kısıp kaçacak delik arıyorlardı. Dönemin değerli ozanı Aşık İhsani bu gerçeği, “15-16 Haziran’ı olan bir ülkede faşizm fazla yaşamaz!” dizeleriyle kayda geçmişti.
0 notes