#şeritled
Explore tagged Tumblr posts
Photo
Pleksi üzeri neon led makas logo uygulaması Ürün ölçüsü 110cm X 110cm #tabelatasarım #creativeworkshop #ferforjetasarım #tabela #otantiktabela #neontabela #kurumsalkimlik #ahsapeskitmeboyama #ahşapboyama #özeltasarım #ahsapeskitmetabela #pleksi #kutuharf #led #kromharf #catitabelasi #butiktabela #butikoteller #neonled #led #şeritled #neonşeritled #neonledtabela #neonledpleksi #neon #neontabela #neontabelatasarım #neontabelaistanbul #berbershop #berbershopsign #berbershoptabela #berbershopkingsthon (İstanbul Turkey) https://www.instagram.com/p/Cm_w5dpsL1F/?igshid=NGJjMDIxMWI=
#tabelatasarım#creativeworkshop#ferforjetasarım#tabela#otantiktabela#neontabela#kurumsalkimlik#ahsapeskitmeboyama#ahşapboyama#özeltasarım#ahsapeskitmetabela#pleksi#kutuharf#led#kromharf#catitabelasi#butiktabela#butikoteller#neonled#şeritled#neonşeritled#neonledtabela#neonledpleksi#neon#neontabelatasarım#neontabelaistanbul#berbershop#berbershopsign#berbershoptabela#berbershopkingsthon
0 notes
Text
buruk bir his. acı bir tat. bilinmezlik. ve sen. ibrâhime ya da ömür hanıma ihtiyacım yokmuş gibi hissettiğim vakitler. bilirim ki en sonun da onlara uğrayacağım. ben hiç anı yaşamayı beceremedim. ben hiç gittiğim yerde kalacakmış gibi oturamadım. evimde dahi bavullarla kaldım. eşyalarım kutuların içinde. her an gidecekmiş gibi. her gittiğim yere kitaplarımı taşıdım. çantamdan çıkmayan kitaplar var.çantam ağırdı.onlar bana yük değildi. şiirler. şarkılar. kulaklığım. çantam. yollar. şeritler. kazalar. ölümler. yaşamım. acım. sızım. kırık kalemim. buruk çizgilerim. kargalar. turnalar. böcekler. çakıllar. buzlar. zıtlıklar. benzerlikler. yaşam ve ölüm. ince çizgi. çiçekler. mezarlar. yangınlar. seller. en büyük felaketler. deniz. dalgalar. balıklar. karşımda elveda diyebilecek gücüm kalmamış bir yaşam. şavası bırakmanın kendini elimde olduğunu bildiğim vakitler. ne demişti ağabey. "ben kendi avuçlarımın tanrısıyım luna." tanrım! dün gece duymayacağın bir dua ettim. duymacağını bile bile. şimdi ifrit kadar merhametliyim. insan kadar acımasız. kuşlar kadar tutsak.
21 notes
·
View notes
Text
yüzümde kimsenin tenezzül edip okumayacağı bir şiir var, hiç çıkmamış bir kitabın yok satması kadar komik. iç sesimizi yeteri kadar dinlendirdik, şimdi ; dışa vurum kendimizle çatışmaktır. dilimiz'de, lades kemiği aklımızda, kendi cinayet planını beğenmeyen ölümlü insanlar kaç kez sevebiliriz tekrarlanarak ? ve kaç kez daha aklımızda tuttuklarımıza saplayabiliriz kırılmış kemiklerimizi. tüm çirkinliğiyle sevişmeli insan, bir ölü gibi değil, anadan doğma. ağzıyla koymuş gibi bulmalı karşındakini eksikliğimiz tenimizde ikinci bir vücut hali. sevişmeli, hayvanlar gibi ortada kocaman bir gürültü bırakarak. ortalama üç yüz yıl ve inancımızı kaybedene kadar. tüm insanlık terlemeli bir anda, dinsizin hakkından gelen imansız gibi. bilirsin, dudakların birbirine naklidir öpüşmek ve inandığın tüm değerler adınadır nefes almak. bizi en fazla ayakta tutacak, elmacık kemiğidir. bakmaktan bahsetme, görmezden gelinen kulaklara ver olan ve biteni. ve aramızdaki uyumu bozan ses dalgalarına hiç seslenmeden arkasına dönüp bakan geçmişi anlat.
genetiği ile oynanan bir hayatın gölgesinde yüzümüzde ardı sıra patlatılan molotof kokteyleri. biz büyümedik, tıp dalı, bilim dünyası, fizik kuralları, ofsayt taktiği, sağ ve sol şeritler hiç birine elverişli değildik. ayrı duruyordu dip dibe yaşayan parmaklarımız, et tırnaktan ayrılıyordu tabii ki, bunu güneydoğu'da vatani görevini tamamlamaya çalışan serçe parmağına sor. baş parmak, batıya dönük yaşar, bu yüzdendir, şarap sonrası yüzüne ilk dokunan parmak oluşu.
kimsesiz sokaklar varmış, değil. sokaklar kimsesizliğe terk edilmiştir en çok. araya giren caddelere sorsan adını bilmez. desenli bir kadın çorabıdır insan, sürekli kendinden kaçan. beterin, beteridir bu. halimize şükretmekten vazgeç artık.
sonunda tanıyacak herkes kendini hayatta ve tabii ki dünyanın hayaları arasında.
19 notes
·
View notes
Text
Alttaki siyah şeritler ne olabilir?
3 notes
·
View notes
Photo
LÂNET ETMEKTEN SAKINMAK "Kim bir mü'mine lânet ederse bu (davranış) onu öldürmek gibidir" (Buhârî c. 7, s. 84). Merhamet ufkunun en asil örneği bulunan Peygamberimiz (s.a.v.), günün birinde Cenab-ı Hakk'a şu niyazı yapmıştır. "Ya Allah! Ben, ancak bir beşerim. Müslümanlardan bir şahsa ağır bir söz söylersem veya lâ'net edersem, Sen bu (söz ve davranışımı), o kişi için temizlik ve rahmet kıl" (Müslim, c. 2, s. 25). Bu ve benzeri hadîs-i şeritler, Müslümanların la'net hususunda ne derece çekingen davranması gerektiğini açık ve seçik olarak ortaya koymuş bulunmaktadır. Kâinatın biricik Efendisi bulunan Resûl-i Ekrem, ümmetlerinin yüce seviyesini tesbite vesile olacak bir hadîs-i nebevilerinde şöyle buyurmaktadır. Sıddîk (son derece doğru) olan bir kimseye la'netçi olmak yakışmaz" (Müslim c. 8, s. 23) İslâmî esasları tereddüde kapılmadan tasdik eden, inançla alâkalı meseleleri "acaba" demeksizin kabul eden kâmil bir mü'mine "sıddîk" unvanı verilmektedir. Böylesine bir kalp temizliğine ve sağlam bir imana sahip bulunan kimsenin dili nezih ve huyu nâzik olur. "La'net ediciler, kıyamet gününde şefaatçiler ve şahitler (zümresinden) olamazlar" (Müslim c. 8, s. 24; Ebû Dâvûd c. 4, s. 278). Bu hadîs-i nebevi, la'net etmeyi huy hâline getirenlerin kıyamet günü şefaatlerinin makbul olmayacağını ifade etmektedir. Derecesi yüksek olan bazı mü'minler, cehennem azabını hak etmiş bulunan günahkârlara şefâat edip azaptan kurtarırken, dilinden lâ'neti düşürmeyenler bu salâhiyetten mahrum kalacaklardır. Şahitlik hususuna gelince, sözlerine itimat olunan ilim adamlarının bu mevzuda değişik beyanları vardır. Şöyle ki: 1- Peygamberlerin ümmetleri, enbiya-ı izamın Allah ile kulları arasında elçilik vazifesi yaptıklarına ve Allah Teâlâ'nın emirlerini kendilerine tebliğ ettiklerine dair şahitlik yaparken, "la'net ediciler" bu şerefli hizmetten uzak tutulacaklardır. 2- Bazı ilim adamları, bu kimselerin dünya işleriyle ilgili muamelelerde şahitlik yapamayacaklarını ifade etmişler ve "la'net ediciler, fasıklar zümresine dahildir. Bu sebeple yapacakları şahitlik makbul olmaz" demişlerdir. 3- Âlimlerden bir kısım da bunlara şehitlik nasip olmayacağını söylemiştir. Ak https://www.instagram.com/p/Cp_8a9nj6gw/?igshid=NGJjMDIxMWI=
20 notes
·
View notes
Text
sinyal vermeden şerit değiştirenler hariç herkese iyi bir gün dilerim diğerlerinin bugün o şeritle beraber götüne girsin
7 notes
·
View notes
Photo
açılmayan şemsiyeler iade
yanağımda açan portakalım bugün sana böyle seslenmek
sana fazlaca şeritler yaratıyorum, şeritleri gerekirse ihlal et
sonuçta hiçbir yolun dümdüz gidilmesi gerekmiyor
biliyorum burası ortadoğu
en dürüst olduğum eve dönerken halim
çünkü tüm yollar geri döner
dönerken kendimle konuşurum, kimseye borcum da yok
kredi kartlarım bu mevzuya dahil değil,
0850li numaraları meşgule düşür
sana çokları bırakıyorum, giderek azalmak için çoğal lütfen
gelecek misin, portakalların seslenişlerine sonbahar diye yanıtlıyorum
*
evde kalmak dışarıya imrendiyor ya
bize ait olmayan renkleriyle dışarının giyinmek
bak nasıl da yakıştırıyorlar moda diyelim geçelim mi
gelip ve geçiyor unutmak büyük kabiliyet
bu yapısal yalan herkesin hatmettiği sorgusuz
evde, sokakta, yatakta kırık plak sözleri
hep aynı hatalarda tekrar tekamülü
şahsımın nas ve naz içeren ezber formülü
içimde neo klasik romantizm düşüncesini çağırmak
aramızda epistemolojik kopuşun temsilcisi olmamalıyız
sonuçta insan kalabalık doğar ya, kalabalık ölmeli
aşkta da heterodoks yaklaşımlara iman edebiliriz
neden olmasın aşk sebep, yalnız kalmak neticedir
Tevfik Hatıpoğlu
3 notes
·
View notes
Text
Bölüm 263: Yıllardır sessizce beklemiş tahta heykelcik
Muhafızlardan ve saray hizmetkarlarından oluşan devasa gruplar Chengchao Sarayı'na girip çıkıyordu.
Bazıları dışarıya kutuları çıkarıyor, bazıları ise sarayı mühürlemek için kağıt şeritler tutuyordu.
Bu sarayın efendisi çoktan bir mahkum haline gelmişti, bu yüzden saraylar bölgesindeki en lüks saray da cazibesini yitirmek üzereydi.
Apaçık baharın gelmekte olduğu bir zamandalardı fakat böyle bir sahne karşısında insanın içi kasvetle doluyor ve buz kesiyordu. Bir hadım hesap defterini tutarak Chengchao Sarayı'ndaki eşyaları teker teker saydı. İç meclis kısmı çoktan Fuma malikanesindeki yangından sonra hesap defterini yeniden yazmış ve imparator tarafından bahşedilen her eşya bu deftere kaydedilmişti. Her şeyi toplayıp iç meclisin hazine odasında saklamaları gerekiyordu ki imparator ileride bunları tekrar başkalarına hediye edebilsindi.
Aslında Nangong Jingnu böyle yapılması için özel bir talimat vermemişti. İç meclis mensupları sadece yönetmelikleri uyguluyordu.
Görünüşe göre... İmparatorluk Eşi'ni azletme fermanı çıktığı anda Qi Yan'la ilgili hiçbir şeyin artık kadın imparator ile bir bağlantısı kalmamıştı.
İlk başta pek çok meclis yetkilisi Nangong Jingnu'nun "işler halledilince onlarla ödeşeceğinden" korkuyordu. Gerçekten de bu mesele hakkında ona çok büyük bir baskı uygulamışlardı, fakat genel gidişat meclis yetkililerine böyle yapmaktan başka şans bırakmamıştı...
Ortalığın tozu dindiğinde liderleri olan Xing Jingfu ile Lu Boyan'dan biri yas sürecine devam etmek için evine dönmüştü.
Diğeri ise Krallığı Kuran Dük Lu Quan'a eski bir hastalığın nüks ettiğini öne sürmüştü. Görünen o ki ciddi bir hastalığa yakalanmıştı... bu yüzden Lu Boyan hasta bakmak için Dük'ün adına tanınan araziye gitmek zorundaydı.
Ne de olsa Krallığı Kuran Dük'ün kalan tek evladı bu genç efendiydi ve diğeri de krallığı koruma hizmetinde bulunmuş, krallık uğruna can vermiş biriydi. Lu Boyan doğal olarak en uca itilmekten kaçınıyordu.
Diğerleri için durum zorluydu. Birkaç gün boyunca inanılmaz dikkatli olmaları gerekmişti. Meclise girmeden önce Majestelerinin hatalı bir şey göreceğinden korktukları için üstlerini başlarını iki ya da üç kez düzeltiyorlardı.
Ama tüm bu insanlar yanılıyordu. Nangong Jingnu'nun "misilleme yapmak" gibi bir amacı yoktu. İmparatorluk emri çıkarıldığından beri sanki bu olay hiç olmamış gibiydi. Her şey eskiden olduğu gibiydi.
Ama dikkat eden herkes Majestelerinin biraz zayıfladığını ve duruşunun eskisinden bile daha kararlı olduğunu görebilirdi.
Özellikle de en ufak bir yorumda bulunmadan dimdik imparatorluk masasının ardında otururken, sessiz sakin meclis yetkililerinin sunduğu raporları okurken tıpkı merhum imparatorun formunun zirvesinde olduğu dönemi andırıyordu.
Sanki yalnızca orada oturmasıyla bile denizi sabitleyen göksel bir iğne gibiydi. Tek bir kelime dahi etmese bile meclis yetkilileri başkaca bir niyet taşımaya cüret edemiyordu.
Üç günlük süre içerisinde eşyaların sayımında yüzden fazla insan görev almıştı. Chengchao Sarayı'nda eksik tek bir imparator hediyesi dahi yoktu.
Qi Yan'ın kişisel eşyalarına gelince, sadece bir sandık vardı...
Tebdil gezmek için kullandığı üç set gündelik giysi ve çalışma odasındaki sandalyenin yanında duran tahta bir kutu vardı.
İnanılır şey miydi?
Geçmişin meşru Fuma'sı, akabinde yüksek rütbeli yetkilisi ve sonradan da ihtişamlı İmparatorluk Eşi'nin gerçekte normal boyuttaki bir tahta sandığı doldurmaya yetecek kadar bile kişisel eşyası yoktu...
Kabaca söylenecek olursa, diğerlerinden azıcık daha iltimaslı olan herhangi bir saray hizmetkarının bu İmparatorluk Eşi'nden daha çok şahsi malı olurdu.
Hadım hesap defterini bir kenara bıraktı, ardından imparatorun hediyesi olan eşyalar hazine odasına teslim edildi. Muhafızlar saray odalarını mühürlerken normalde Chengchao Sarayı'nda çalışan saray hizmetkarları çamaşırhanede görevlendirildi.
İç meclis kısmının idareci hadımı adamlarına bu sandığı Ganquan Sarayı'na taşımalarını emretti. Şu an ikindi vaktindelerdi, Nangong Jingnu çoktan meclis oturumunu sonlandırıp dinlenmek için sarayına dönmüştü.
İdareci hadım: "Bu hizmetkar, iç meclisin idarecisi Huang Youcai, Majestelerini selamlıyor."
Nangong Jingnu: "Kalkabilirsin."
İdareci hadım: "Majestelerine teşekkürler. Majestelerine bildiriyorum... Bunlar Chengchao Sarayı'ndan çıkan kişisel eşyalar, Majestelerinin incelemesi ve bir karara varması için özellikle buraya getirtildi."
Nangong Jingnu kaşlarını çattı. Azarlayıcı sözler ağzına ulaştığı gibi lafını geri yuttu.
Bu saray hizmetkarlarının onun izni olmadan Chengchao Sarayı'nı mühürlemesi onu sinirlendirmişti fakat iç meclisteki yönetmeliklerin eskiden beri bu şekilde olduğunu tekrar tekrar kendine hatırlattı. Aksini emreden özel bir talimat vermediği için bu kişilerin yaptığı aslında uygunsuz bir şey değildi.
Ayrıca, Qi Yan ile ilgili herhangi bir şey... kalbinde kuytu bir yerdeki yara gibiydi. Nangong Jingnu ne dokunmaya ne de hakkında düşünmeye cesaret edebiliyordu.
Önündeki sade ve alelade sandığa baktı. İç meclis kısmına bunu götürmelerini emretmeyi düşündü, ama en sonunda sadece elini sallamakla yetindi.
İdareci hadım: "Anlaşıldı."
Qi Yan'ın saraylar bölgesindeki onca yıllık hayatından kalan tüm eşyalarını barındırıyordu sandık.
Nangong Jingnu biliyordu ki Qi Yan'ın hususi mal varlığı kesinlikle bu kadarcık değildi. Zenginlik açısından krallığa rakip olabilecek Sifang bankasının sahibiydi. Ama peş peşe iki kez meclise yardım ettikten sonra geriye o kadar fazla şey kalmamış olsa gerekti, değil mi?
Nangong Jingnu uzunca bir süre olduğu yerde oturdu, ardından nihayet kalkıp sandığın yanına gitti. Açtığında en üstte kumaş bir bohça olduğunu gördü, içinde sadece üç tane gündelik kıyafet seti vardı. Bohçanın altında iki el yazması ve üç kitapla birlikte birkaç tane önemsiz süs eşyası vardı. Köşede duran nispeten ince bir güzelliğe sahip tahta kutu Nangong Jingnu'nun dikkatini çekti. Kutuyu çıkardı ve biraz ağır olduğunu fark etti. Önünde tutarken tek eliyle kapağını kaldırdı. Bir anlık hayretin ardından Nangong Jingnu'nun gözleri kızardı.
Bu tahta kutu tahta heykelciklerle doluydu. Hepsi büyüleyici birer küçük domuz figürüydü, yuvarlak ve tatlı olduğu kadar komik.
Bu onun burcunun hayvanı değil miydi?
Nangong Jingnu elini tahta kutuya uzattı, fakat titreyen parmakları ne olursa olsun tahta heykelciklere değemedi. Sanki görünmez bir bariyer onu engelliyordu.
Nangong Jingnu elinde tahta kutuyla yere çömeldi. Kutunun bir kenarında oyma bıçağı duruyordu ve sapı şerit şeklindeki beyaz bir kumaşla sıkı sıkı sarılmıştı. O kumaşın ne kadar yıprandığına bakılırsa bir el bu bıçağı sayısız kez tutmuş olmalıydı. Bir kumaş anca öyle bu kadar eski görünebilirdi.
Gözlerinin kenarından yaşlar süzüldü. Yanaklarına aktı, fakat bu damlalar kırbaçlandıktan sonra Qi Yan'ın yüzündeki inatçı ifadeyi yansıtıyordu. Göğsünden kalbinin paramparça olma sesi yayıldı.
Artık çok geçti...
Bir sürü şeyi çok geç öğrenmişti.
Bir insanı öldürmek sadece başını yere düşürmekten ibaretti. Eğer Qi Yan, kendisinin öne sürdüğü kadar zalim ve adi olsaydı... neden geri dönsündü ki?
Huainan'da eline geçen fırsattan istifade ederek arkasına bile bakmadan gidebilirdi. Bu devasa ve sınırsız dünyada arkasında Sifang bankasının desteğiyle hayatının kalanını özgür ve rahat bir şekilde geçirebilirdi!
Ayrıyeten, o hâlâ Çimenli Ovaların yetim soylusuydu. Luo Nehri donmuşken Luo'nun kuzeyine geçebilir ve gümüşle Sifang bankasından silah satın alarak meclisle eşit bir şekilde rekabet edecek türden bir güç oluşturabilirdi...
Ama öyle yapmamıştı. Sırf meclisi zor durumdan kurtarabilmek için emek semek biriktirdiği şahsi parasını feda etmiş ve Nangong Jingnu'nun Sifang bankasının sahibini öğrenmesini bile istememişti.
Onun mükemmel planı olmasaydı Wei Krallığı topraklarının yarısı tehlikede olurdu. Huainan da öyle kolay geri alınamazdı.
Ona gitmesi için bir araç dolusu altın verdiği halde, gitmemişti...
Durumun "düşmanının kızının acı çektiğini görmek istediği" lafıyla alakası bile yoktu.
Aksine... borcunu ödemek için dönmüştü. Qi Yuanjun ile Nanong Zhenzhen arasındaki borcu!
Qi Yan hayatını onun ellerine vermiş, ama karşılığında aldığı... eziyet ve aşağılama olmuştu.
Ona vurmaması gerekirdi. Bu kişi artık yaşamayı bile istemezken nasıl böyle bir küçük düşürmeye ve işkenceye dayanabilirdi ki?
Nangong Jingnu tahta kutuya sımsıkı sarılırken Qi Yan ile geçmişlerine dair anılar gözlerinin önünde canlandı. İlk karşılaşmaları, sonrasında onun duvağını kaldırdığı an... Ne zaman durduk yere olay çıkarsa yüzünde beliren kabullenmiş ve düşkün tebessüm...
Ve aralarındaki soğuk savaştan sonra ona doğum günü hediyesi olarak eski mürekkep çubuğunu verdiği an. Bir şey söylemek isteyip de söyleyemediği o an; Nangong Jingnu bunları gözden kaçırmıştı.
Nangong Jingnu bir eliyle tahta kutuyu göğsüne bastırıyor, diğer eli ise parmak uçlarının rengi atacak kadar şiddetli bir şekilde sandığın köşesini sıkıyordu. Derken bastırmaya çalıştığı hıçkırıkları duyuldu.
... ...
Soğuk Saray'a!
Nangong Jingnu tahtırevanda arkasına yaslanırken tahta kutu kucağında duruyordu, "Soğuk Saray'a!"
Hadım sıkıntılı bir ifadeyle Nangong Jingnu'ya baktı. Emri duyurmayı geciktiriyordu.
Nangong Jingnu: "Soğuk Saray'a!"
Hadım: "Majesteleri... Orası uğursuz bir yerdir. Gitmek istiyorsanız bile en azından bırakın biz hizmetkarlar önce orayı bir toparlasın, evi biraz temizlesin. Eğer bir şeyler Majestelerini gücendirirse bu hizmetkarın yüz başı da olsa idam etmeye yetmez."
Nangong Jingnu: "Soğuk Saray'a!"
Hadım: "...Emredersiniz. İstikamet... Soğuk Saray."
... ...
Nangong Jingnu tahtırevandan indiğinde, "Siz dışarıda bekleyin, içeriye kendi başıma girerim," diyerek talimat verdi.
Nangong Jingnu aslında Qi Yan'ın hangi saray odasına kapatıldığını bilmiyordu. Neyse ki birkaç gün önce yağmur yağmıştı. Çamurlu zemindeki ayak izlerini takip ederek köşedeki bir saray odasına yöneldi.
Azametli imparatorluk meclis cübbesinin eteklerine çamur bulaşmıştı, fakat Nangong Jingnu bunu hiç dert etmeden tüm yolu hızlı adımlarla gitti. Ama Qi Yan'ın bulunduğu saray odasına yaklaşırken adımları giderek yavaşladı.
Kapılarla arasında bir adım kala az önceki dürtüsü yerini utanç ve korkuya bıraktı. Nangong Jingnu Qi Yan'ın yüzüne nasıl bakacağını bilmiyordu...
Gu Rolan: "İlaç vakti!"
Elinde ilaç dolu bir kâse taşıyan Gu Rolan ilaç mutfağı haline getirdiği ikincil odadan dışarı çıktı. Nangong Jingnu'yu gördüğünde donup kaldı.
Nangong Jingnu'nun gözlerinde de şaşkın bir ifade belirmişti. Soğuk Saray'da başka birinin olacağını beklemiyordu fakat Gu Rolan'ı çabucak tanımıştı. Anında güçsüzlüğünü bir kenara bıraktı ve çenesini bir miktar kaldırarak yüzüne soğuk bir ifade yerleştirdi.
Gu Rolan şaşkınlıktan kesik bir nefes aldı ve yere diz çöktü, "Bu alelade kadın Majestelerini selamlıyor."
İçeride dinlenmekte olan Qi Yan aniden gözlerini açtı. Başını çevirip doğruca pencereye baktı.
Nangong Jingnu: "O nasıl?"
Gu Rolan: "Majestelerine cevap veriyorum, İmparatorluk E... Qi Yuanjun artık çok daha iyi, ben... bu basit kimse tam da ilacını götürecekti."
Nangong Jingnu yabancı bir kadının onun adını kullanmasına alışık değildi. Soğuk bir tonda, "O halde beraber gidelim," dedi.
Gu Rolan: "Anlaşıldı."
Odanın kapıları açılırken bir gıcırtı sesi çıktı ve içeriden bir küf kokusu yayıldı. Gu Rolan evin kokusunu değiştirmek için her gün misk otu yakıyordu ama, Soğuk Saray yıllardır ihmal edilmiş ve boş kalmıştı. İçindeki her bir eşya küf kokusu yayıyordu. Kısa bir sürede yok edilebilecek türden bir şey değildi.
Neyse ki Gu Rolan gayretli biriydi. Tüm odayı en ufak bir toz kalmayana dek temizlemişti. Şimdi bakıldığında, antika bir zariflik taşıyordu.
Nangong Jingnu sessizce nefesini verdi. En çok da buraya geldiğinde Qi Yan'ı her yeri yara bere içinde kirli bir köşeye sinmiş halde bulmaktan korkuyordu; öyle olsa kendinden daha bir nefret ederdi.
Gu Rolan ilaç kâsesini Qi Yan'ın yatağının kenarındaki sehpaya bıraktı, "İlaç... vakti."
...Gu Rolan'ın gülümsemesi dondu. Onca zamandır Qi Yan'ı daha önce hiç böyle görmemişti.
Her ne kadar yüzünden hâlâ hasta olduğu belli olsa da o alımlı gözler artık ışık saçıyordu. Artık öncesindeki gibi ölümcül durgunlukta değillerdi.
Gu Rolan'ın kalbine açıklanamaz bir his doldu. Buruk... ve acı bir his.
Gu Rolan: bana... bir kerecik böyle bakması için nelerimi verirdim.
Qi Yan Gu Rolan'a dikkat etmemişti fakat bu durum Nangong Jingnu'nun gözünden kaçmadı. Gu Rolan'ın adeta heykel kesilmiş halde Qi Yan'a baktığını görünce kadınlık içgüdüleri ona dedi ki: bu mesele göründüğü kadar basit değildi.
Kalbindeki utanç duygusu hiç azalmamış olsa da Nangong Jingnu'nun bakışları değişti...
— —
0 notes
Text
Bina Aydınlatma ve Bina Süslemeleri
Bina Aydınlatma ve Süslemeleri: Yapılarınıza Can Veren Işık Dokunuşları
Bina aydınlatması ve süslemeleri, yapıların sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik ve görsel açıdan da öne çıkmasını sağlayan önemli bir unsurdur. Doğru aydınlatma ve süsleme teknikleri ile binalar, gece ve gündüz farklı bir kimliğe bürünerek çevreye görsel bir şölen sunar.
Bina Aydınlatmasının Önemi
Görsel Etki: Binaların mimari özelliklerini vurgulayarak, daha çekici ve dikkat çekici hale gelmesini sağlar.
Güvenlik: İyi tasarlanmış bir aydınlatma sistemi, binaları daha güvenli hale getirir ve olası güvenlik risklerini azaltır.
Enerji Verimliliği: LED teknolojisi gibi enerji tasarruflu aydınlatma çözümleri sayesinde enerji maliyetlerini düşürür.
Marka İmajı: İşletmeler için bina aydınlatması, marka imajını güçlendirmek ve müşteri çekmek için önemli bir araçtır.
Bina Süslemelerinin Çeşitliliği
Bina süslemeleri, iç ve dış mekanlarda farklı amaçlarla kullanılabilir.
Dış Cephe Aydınlatması: Binaların dış cephelerinde kullanılan spot ışıklar, projektörler ve LED şeritler sayesinde binalar geceleyin de dikkat çekici bir görünüme kavuşur.
İç Mekan Aydınlatması: İç mekanlarda kullanılan ambiyans aydınlatması, spot ışıklar ve dekoratif aydınlatma elemanları ile mekanlara farklı atmosferler yaratılabilir.
Peyzaj Aydınlatması: Bahçeler, parklar ve diğer yeşil alanlarda kullanılan aydınlatma ile doğal güzellikler vurgulanabilir ve geceleyin de keyifli bir ortam yaratılabilir.
Özel Gün Aydınlatmaları: Yılbaşı, bayramlar ve diğer özel günlerde binaların özel olarak süslenmesi ve aydınlatılması geleneksel hale gelmiştir.
Bina Aydınlatma ve Süslemelerinde Kullanılan Teknolojiler
LED Aydınlatma: Enerji verimliliği, uzun ömürlü olması ve farklı renk seçenekleri sunması nedeniyle LED aydınlatma, günümüzde en çok tercih edilen aydınlatma teknolojisidir.
Smart Aydınlatma Sistemleri: Akıllı ev sistemleri ile entegre edilebilen aydınlatma sistemleri sayesinde aydınlatma senaryoları oluşturulabilir ve uzaktan kontrol edilebilir.
Dinamik Aydınlatma: Renk değiştiren ve hareketli aydınlatma efektleri yaratan dinamik aydınlatma sistemleri, özellikle özel etkinliklerde ve eğlence mekanlarında kullanılır.
Bilge Dizayn ile Farkı Yaşayın
Bilge Dizayn, bina aydınlatma ve süslemeleri konusunda uzman kadrosu ve zengin ürün yelpazesi ile size özel çözümler sunar. Bina mimarisine uygun, enerji verimli ve estetik aydınlatma sistemleri ile yapılarınıza değer katıyoruz.
Neden Bilge Dizayn?
Uzman Ekip: Aydınlatma konusunda deneyimli ve uzman bir ekibe sahibiz.
Kaliteli Ürünler: En son teknolojiye sahip, kaliteli ve güvenilir ürünleri kullanıyoruz.
Özgün Tasarımlar: Projenizin özel ihtiyaçlarına göre özgün ve yaratıcı tasarımlar geliştiriyoruz.
Hızlı ve Güvenilir Hizmet: Projelerinizi zamanında ve sorunsuz bir şekilde tamamlıyoruz.
[Bilge Dizayn İletişim Bilgileri]
Web Sitesi: https://www.bilgedesign.com/
Telefon: +90 216 369 90 22
E-posta: [email protected]
Bina aydınlatma ve süslemeleri hakkında daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
0 notes
Text
Kıyafet tasarımlarında her daim renkli ve canlı ürünler ve aksesuarlar ön plana çıkmaktadır.
0 notes
Text
Merdiven Basamaklarında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Merdiven basamakları, hem güvenlik hem de konfor açısından dikkatle tasarlanması gereken yapısal elemanlardır. İlk olarak, basamak yüksekliği ve derinliği ergonomik bir şekilde belirlenmelidir. Genel olarak, ideal basamak yüksekliği 15-20 cm arasında, derinliği ise 25-30 cm arasında olmalıdır. Bu ölçüler, kullanıcıların merdivenleri güvenle ve rahatça inip çıkabilmelerini sağlar.
İkinci olarak, kayma riskini azaltmak için yüzey kaplamalarının seçimi önemlidir. Kaymaz özellikteki malzemeler, özellikle ıslak veya yağlı ortamlarda güvenliği artırır. Merdivenlerin kenarlarına yerleştirilen kaydırmaz şeritler de ek bir önlem olarak kullanılabilir.
Ayrıca, merdivenlerin aydınlatması da büyük bir öneme sahiptir. Yeterli ve eşit dağılan aydınlatma, kullanıcıların basamakları net bir şekilde görmesini sağlar ve olası kazaların önüne geçer. Merdivenlerin alt kısmının aydınlatılması, özellikle geceleri kullanıldığında ekstra bir güvenlik sağlar.
Güvenli bir erişim için kenar korkuluklarının varlığı da şarttır. Korkuluklar, kullanıcıların merdivenlerde dengelerini korumalarına yardımcı olur. Korkuluk yüksekliği, genel olarak 90 cm civarında olmalıdır ve sağlam bir malzemeden yapılmalıdır.
Son olarak, merdivenlerin bakım ve onarımının düzenli olarak yapılması, uzun ömürlü ve güvenli bir kullanım sağlar. Çatlak, kırık veya aşınmış basamaklar, kullanıcılar için ciddi tehlikeler oluşturabilir. Bu nedenle, merdivenlerin durumunu periyodik olarak kontrol etmek ve gerekli bakım işlemlerini gerçekleştirmek, güvenli bir ortam sağlamak açısından kritik öneme sahiptir.
Bu unsurlar, merdiven basamaklarının hem güvenli hem de işlevsel olmasını sağlar ve kullanıcı deneyimini iyileştirir.
0 notes
Text
Böyle Yapıldığını İlk Kez Gördüğüm Pastanede Yapılan Poğaça Tarifi
New Post has been published on https://renklihobi.com/boyle-yapildigini-ilk-kez-gordugum-pastanede-yapilan-pogaca-tarifi/
Böyle Yapıldığını İlk Kez Gördüğüm Pastanede Yapılan Poğaça Tarifi
Pastanelerde yapılan satılan poğaça tarifinin gerçekten yapılış tekniği ile karşınızdayız. Yapılış tekniğini ilk kez gördüğüm hamur işi tarifinin nasıl tel tel olduğunu, nasıl uğraşmadan hazırlandığını görünce sizlerle de paylaşmak istedim. Hamurumuzu tarife göre hazırladıktan sonra hamurumuzu küçük şeritler halinde kesiyoruz. Biraz kalınca açmayı da unutmuyoruz. Sonrasında ise birkaç parça hamuru bir araya getirip kıvırarak iki ucunu birleştirip, halka şeklini veriyoruz.
Bu şekilde açmalarımızın hepsini hazırlayarak tamamlıyoruz üst kısmına yumurta sarısı yada biraz susam serperek çörek otu serperek pişmesi için fırına veriyoruz. Hiç uğraşmadan hazırlanan, zor tariflere bir kenara bıraktıran hamur işi tarifinin gerçekten deneyenler çok beğendi. Herkese kolay gelsin.
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
Pastanede Yapılan Poğaça Tarifi İçin Malzemeler
İçindekiler
Pastanede Yapılan Poğaça Tarifi İçin Malzemeler
Böyle Yapıldığını İlk Kez Gördüğüm Poğaça Tarifi Yapılışı
2 yumurta
1 bardak süt
1 bardak su
7 gr kuru maya
3 yemek kaşığı şeker
6 bardak un
1 tatlı kaşığı tuz
50 gr tereyağı
hamura sürmek için
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push();
150 gr tereyağı
üzerine sürmek için
2 yumurta sarısı
Böyle Yapıldığını İlk Kez Gördüğüm Poğaça Tarifi Yapılışı
Kaynak Youtube: Peri’nin sihirli Mutfağı
youtube
0 notes
Text
Aydınlatmanın Ev Dekorasyonundaki Önemi: Doğru Işıkla Mekanları Canlandırın
Aydınlatma, ev dekorasyonunun en kritik unsurlarından biridir ve genellikle mekanların görünümü ve hissiyatı üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Doğru aydınlatma, odanın genel atmosferini belirlerken, mobilyaların, renklerin ve aksesuarların en iyi şekilde görünmesini sağlar. Bu yazıda, aydınlatmaların ev dekorasyonundaki önemini, farklı aydınlatma türlerini ve bu aydınlatmaları nasıl etkili bir şekilde kullanabileceğinizi ele alacağız.
Aydınlatmanın Psikolojik Etkisi
Aydınlatma, yalnızca mekanın fiziksel görünümünü değil, aynı zamanda insanların ruh halini de etkileyen bir faktördür. Doğru aydınlatma seçimi, mekanda huzur, rahatlık veya enerji gibi duygular yaratabilir. Örneğin, yumuşak ve sıcak bir aydınlatma, dinlenme alanlarında sakinleştirici bir atmosfer oluştururken, parlak ve soğuk aydınlatma, çalışma alanlarında dikkat ve odaklanmayı artırabilir.
Doğal Işığın Gücü
Doğal ışık, ev dekorasyonunda en önemli aydınlatma kaynağıdır. Pencerelerden gelen doğal ışık, mekanın ferah ve geniş görünmesini sağlar. Ayrıca, doğal ışık renklerin daha canlı ve gerçekçi görünmesine yardımcı olur. Doğal ışığı maksimum düzeyde kullanmak için, perde ve jaluzilerinizi hafif ve şeffaf tutabilir veya mekanın düzenini güneş ışığını en iyi şekilde alacak şekilde planlayabilirsiniz.
Yapay Aydınlatmanın Rolü
Yapay aydınlatma, gün ışığının yetersiz olduğu veya olmadığı durumlarda devreye girer. Yapay aydınlatma kaynakları, tavandan gelen genel aydınlatma, masa ve zemin lambaları gibi görev aydınlatmaları ve dekoratif aydınlatmalar olarak sınıflandırılabilir. Her birinin dekorasyondaki rolü ve etkisi farklıdır.
Genel Aydınlatma: Tavandan gelen genel aydınlatma, bir odanın temel ışık kaynağıdır. Bu tür aydınlatmalar, odanın genel olarak iyi aydınlanmasını sağlar ve dekorasyonun temelini oluşturur. Avizeler, sarkıt lambalar ve tavan lambaları bu kategoriye girer.
Görev Aydınlatmaları: Masa lambaları, okuma lambaları ve zemin lambaları gibi görev aydınlatmaları, belirli bir alanı aydınlatmak için kullanılır. Bu aydınlatmalar, odaklanılması gereken belirli alanlarda kullanılmak üzere tasarlanmıştır, örneğin çalışma masaları veya okuma köşeleri gibi.
Dekoratif Aydınlatmalar: Dekoratif aydınlatmalar, mekanın estetik görünümünü artırmak için kullanılır. Bunlar arasında duvar aplikleri, LED şeritler ve spot ışıkları sayılabilir. Dekoratif aydınlatmalar, mekana derinlik kazandırır ve belirli objelerin veya alanların öne çıkmasını sağlar.
Aydınlatma ile Vurgu Yapma
Aydınlatma, ev dekorasyonunda vurgu yapma aracı olarak da kullanılabilir. Bir tablo, heykel veya bitki gibi dekoratif unsurların öne çıkarılması için spot ışıkları kullanılabilir. Aynı şekilde, bir duvarın dokusunu veya bir mimari detayı vurgulamak için doğru yerleştirilmiş ışıklar harikalar yaratabilir.
Aydınlatmanın Renk Sıcaklığı
Aydınlatma seçiminde dikkate alınması gereken bir diğer önemli unsur, ışığın renk sıcaklığıdır. Renk sıcaklığı, ışığın yaydığı rengin sıcak veya soğuk olup olmadığını belirler. Sıcak beyaz ışıklar (2700K-3000K), rahat ve samimi bir atmosfer yaratırken, soğuk beyaz ışıklar (4000K-5000K), daha enerjik ve modern bir hava katar. Bu nedenle, yatak odası veya oturma odası gibi alanlarda sıcak beyaz ışıklar tercih edilirken, mutfak veya ofis gibi çalışma alanlarında soğuk beyaz ışıklar kullanılabilir.
Katmanlı Aydınlatma Kullanımı
Etkili bir aydınlatma düzeni oluşturmak için katmanlı aydınlatma yaklaşımını benimsemek önemlidir. Katmanlı aydınlatma, bir mekanda birden fazla aydınlatma kaynağının birlikte kullanılması anlamına gelir. Genel aydınlatma, görev aydınlatması ve dekoratif aydınlatma katmanlarını bir araya getirerek, mekanda derinlik ve zenginlik yaratabilirsiniz. Örneğin, bir oturma odasında, tavan lambası genel aydınlatmayı sağlarken, okuma lambası belirli bir alanı aydınlatabilir ve dekoratif duvar aplikleri odaya sıcak bir atmosfer katabilir.
0 notes
Text
Erişte Pilavı Tarifi
Erişte Pilavı Tarifi Giriş: Erişte Pilavı Nedir? Erişte pilavı, özellikle Türk mutfağında sıkça tercih edilen bir yemektir. Erişte, un ve su ile yapılan, genellikle ince şeritler halinde kesilen bir hamur işidir. Bu lezzetli pilavın kökenleri Orta Asya’ya kadar uzanır ve farklı bölgelerde çeşitli şekillerde hazırlanır. Erişte pilavı, hem doyurucu hem de besleyici bir seçenek sunar. Genellikle…
0 notes
Text
Süsleme sanatı oldukça eski bir uğraştır. Hemen hemen her şeyi göründüğünden daha güzel, daha alımlı, daha şık göstermek çabası insanoğlunun en büyük hobilerinden birisi olmuştur. Herhangi bir şeyi süslemek, ona gösteriş ve çaba katmak her eşyada, her köşede, her mekanda göze çarpan ve kullanılagelen bir olgudur.
0 notes
Text
Molle Nedir?
"Molly" diye okunan, taktik yeleklerin, sırt çantalarının ve kemerlerin kişiselleştirilmesine olanak tanıyan, ekipmanlara dikilmiş naylon şerit sistemleridir.
Bu şeritler genellikle yatay bir ızgara deseninde düzenlenir. Dokumaları, ağır yükleri kaldıracak ve aşınma ile yıpranmaya karşı koyacak şekilde güçlendirilmiştir. Izgara deseni de çeşitli keseler, kılıflar ve diğer teçhizatlar için bağlantı noktası görevi görür.
Şekil A:
Peki, neden bir ekipmandaki aksesuarı başkasına takarken kolay kolay sorun çıkmaz?
Çünkü MOLLE teçhizatındaki dokuma ızgarası, "Pouch Attachment Ladder System" (PALS) dediğimiz bir standarda dayanır. PALS, farklı MOLLE uyumlu teçhizatlarda standartlaştırıldığı için çeşitli üreticilerin keselerinin ve aksesuarlarının birbirinin yerine kullanılabilmesini sağlar.
İşte bunlar hep hayat kurtaran detaylardır; gizli kahramanlardır.
0 notes