#Şehzadeler
Explore tagged Tumblr posts
rayhaber · 1 month ago
Text
CHP'den Gülşah Durbay'a Destek Açıklaması
CHP Manisa Şehzadeler İlçesi Belediye Başkanı Gülşah Durbay’a yönelik çıkan olumsuz haberler üzerine, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm il örgütleri ortak bir basın açıklaması düzenleyerek desteklerini ifade etti. Açıklamada, “Genel Başkanımıza ve Belediye Başkanımıza karşı ahlaksızca saldıranların, hangi siyasi partiye mensup olurlarsa olsunlar, sadece kişisel çıkarlarını düşünen zavallılar…
0 notes
kisiyeozelbaskilikupa · 2 years ago
Text
Şehzadeler Toptan Baskılı Kupa Bardak
Şehzadeler Toptan Baskılı Kupa Bardak Merhabalar web sitemize hoşgeldiniz kupabardakk.com web sitesi olarak (bikups) sizlere en kaliteli baskı hizmetini sunuyoruz. 100 adet 1000 adet 5000 adet gibi rakamları en kısa sürede teslim ediyoruz. Türkiyenin her bölgesine gönderimi sorunsuz şekilde gerçekleştiriyoruz.  Şehzadeler Toptan Baskılı Kupa Bardak firması olarak  en yüksek çözünürlükte en…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nevzatboyraz44 · 1 year ago
Text
Şehzadeler Şehri Amasya, Türkiye 🇹🇷
.......
Amasya, the city of princes, Türkiye 🇹🇷
58 notes · View notes
mavilisiir · 4 months ago
Text
YÂ FERHAT
Her yanı "dağlı " eski çağlı memleketim,
şehzadeler bebeklenir kundaklarında
dağlar gümbür gümbürlenir
kor dudaklarına ab-ı hayat
eski sevdalardan Ferhat
Şirinlenir
Zamanı mı dağları delmenin
kanlı pınarların iki gözü iki çeşme
vurma kalbine Ferhat, vurma, kinlenir
dağlar, ağlar ; suyu çağlar
şirinlenir kefeni, ferhatın aşkı ağlar
İki gözü, pınar sözü, güçlü Ferhat..
A.A
Tumblr media
3 notes · View notes
gulnarsultan · 2 years ago
Note
Dahil mi bilmiyorum ama-
sadece yandere Fatih Sultan Mehmet'i düşünüyorum..
Yani- tarihin gördüğü en zeki liderlerden biri ve yandere olduğunu düşünsenize *bayılır*
Bütün Osmanlı Padişahları, Sultanları, Şehzadeleri, Hanım Sultanları, Paşaları, Vezirleri isteklerini kabul ediyorum.( Film yada dizisi olmaması önemli değil. Yaza bildiğim her karakteri yazacağım. ) Çok doğru bir tesbit. Bu zevkli seçim için seni tebrik ediyorum. Anladığım kadarıyla yandere eş olarak yazmamı istiyorsun. Umarım beğenirsin. Daha fazla istek yazmaktan lütfen çekinmeyin.
~ Bu adam sizi gördüğü anda sizi istediğine karar verdi. Sizi korkutmadan ya da incitmeden elde edecektir. Ona boşuna Fatih demiyorlar.
~ Bu adam sizi kendisine hayran ve aşık etmekte başarısız olmayacaktır.
~ Sizin güvenliğinize çok dikkat edecektir. Doğrusu kimse Fatihin karısına zarar vermeye cesaret edemez.
~Maddi ve manevi olarak şımartılıcaksınız. Sadece ondan ne istediğinizi söyleyin hemen size teslim edilicektir.
~ Diğer eşleri size zarar vermek ya da incitmekten çekinecektir. Diğer eşler sizi şikayet ederken onları ciddiye almayacaktır.
~ Sizden olan çocuklar hep bir adım diğer eşlerinden doğan çocuklardan önde olacaktır.
~ Şehzadelerinize İstanbula en yakın Sancakları verecektir.
~ Kızınız varsa onun düğünü en gösterişlisinden olacaktır. Kızınızın cehizi en kaliteli ve pahalısından olacaktır.
~ Sizinle birlikte sanat ve bilim hakkında konuşmayı çok seviyor.
~ Sizin için şiirler yazacaktır. Bu şiirler vastasıyla aşkınızın tarihte sonsuza kadar yaşamasını sağlayacaktır.
~ Eğer her hangi bir sanat dalında yeteneğiniz vasra sizi destekleyecektir. Sanatınızı yapmanız için en iyi malzemelere sahip olduğunuzdan emin olacaktır.
~ Sizin adınıza camiler, medreseler, aş evleri, şifahaneler, kervansaraylar, bulaklar yaptıracaktır.
~ Oğllarınızın eğitimi ile yakındna ilgilenir ve mükemmel Şehzadeler olması için elinden geleni yapar.
~ Eğer siz ondan önce ölürseniz sizi asla unutmaz. Artık eskisi gibi mutlu olması mümkün olmayacaktır.
~ Emin olun tarihte unutulmayacak bir aşka ve Padişahın kalbine sahip olan ender insanlardansınız.
◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇
A very accurate fix. Congratulations on this delightful choice. I understand you want me to write yandere as a wife. I hope you like it. Please feel free to write more requests. I accept the requests of all Ottoman Sultans, Sultans, Princes, Lady Sultans, Pashas and Viziers.
~ This man decided he wanted you the moment he saw you. It will get you without scaring or hurting you. They don't call him Fatih for nothing.
~ This man will not fail to make you admire and fall in love with him.
~ He will take great care of your safety. Indeed, no one dares to harm Fatih's wife.
~You will be pampered financially and spiritually. Just tell him what you want from him and it will be delivered to you immediately.
~ Other spouses will be afraid to hurt or hurt you. Other spouses will not take them seriously when they complain about you.
~ Children born to you will always be one step ahead of children born to other spouses.
~ He will give your princes the flags closest to Istanbul.
~ If you have a daughter, her wedding will be one of the most spectacular. Your daughter's pocket will be of the highest quality and most expensive.
~ He loves talking to you about art and science.
~ He will write poems for you. These poems will make your love live forever in history.
~ If you have a talent in any field of art, it will support you. He will make sure you have the best materials to make your art.
~ He will have mosques, madrasahs, soup kitchens, hospitals, caravanserais, and kitchens built on your behalf.
~ He takes a close interest in the education of your sons and does his best to make them excellent Princes.
~ If you die before him, he will never forget you. It will no longer be possible to be as happy as before.
~ Be sure, you are one of the rare people who have an unforgettable love and the heart of the Sultan in history.
39 notes · View notes
edebiyat-hayat · 1 year ago
Text
Kırmızıyı sevdiğini bilseydim
hayallerim kıpkırmızı olurdu
İstanbul hala güneşin ardında
ufuklarında birkaç kara leke
birkaç kan pıhtısı dudaklarında
İstanbul hala sevimli mi sevimli
ve hala bir tomucuk tadında
yürüyelim seninle İstanbul'da
korkusuz bir rüyadır
bekler bizi Beykoz'da, Üsküdar'da
birkaç kuğu, birkaç mahzun kuşt��yü
yenilgisiz bir muamma gibidir
arar buluşmayan ellerimizi
deli rüzgar yine sarhoş, hovarda
tam orada, Çamlıca yokuşunda
birkaç bulut çekelim gökyüzünden
damarlarımızdan geçirelim ve birden
bırakalım suların üzerine
sen bir defa konuş, sen bir defa gül
kumlu ebrular yapalım seninle
serpmeli ebrular, bülbülyuvası
hercaimenekşe, gonca ve sümbül
yüzün bir ay gibi parlarken gecenin ortasında
yürüyelim seninle İstanbul'da
boğaziçi mağrur türkülerini
gözlerine baka baka söyleyin
martılar üşüyünce
denizin sıcağında bulsunlar kalbimizi
anlayabilir misin
neden çıban gibi büyür bağrımda
büyür de kelebek olur bu sızı
kırmızıyı sevdiğini söyledin
bu yüzden mi günlerdir
İstanbul'da gül kokusu yayılan
tepeler kırmızı, sular kırmızı
İstanbul bilmeli ki, sahillerine
mehtabı taşıyan senin bakışlarındır
İstanbul bilmeli ki, limanlardan gemiler
önce senin yüreğine açılır
uzaklarda bir yerde
toprağı öpmek için eğilen bahçıvanın
parmaklarında hüzün
sana doğru akan nehrin
ağlayan suretidir
bir elimizde umut
bir elimizde sevda
yürüyelim seninle İstanbul'da
musiki kesilsin, tükensin yazı
çaresiz kalınca mızrap ve şiir
ozan bir kenara bıraksın sazı
ressam fırçasına neden mi kızgın
tuvalde çizgiler, renkler kırmızı
kırmızıyı sevdiğini bilince
çekilir mi artık güllerin nazı
Anadolukavağı'nda her akşam
burcu burcu bir rüyadır hayalin
karanlık, hüznünü düşürür dağa
kuşlar kanat çırpar, yıldızlar ağlar
endamın her sabah iner toprağa
hasret, yanlızlığı çoğaltan deniz
ayrılık acıyla süzülür kandan
nefesin fermandır Topkapı Sarayı'nda
dönüşünü bekliyor rıhtımda şehzadeler
öylesine yorgun, mahzun ve candan
İstanbul bir yanımda, sen bir yanımda
uykusundan uyanınca fırtına
dalgalar türkümüze aşina olur
yüzümüze bakınca deniz fenerleri
sahibini arayan gemilerin
çığlığıyla vurulur
tarih heyelandır hainlerin ardında
İstanbul tarihin soylu anası
biz bu yürüyüşü çiğdemlerden almışız
sevdayı kız kulesi'nden
yalıların burukluğu altında
geçiyoruz sokaklardan delice
anlayabilir misin
beyoğlu'nda gezinen
hayal kırıklığının benden türediğini
anlayabilir misin
kırmızı neden böyle
doldurur aynalara inleyen yüreğimi
sana giden yolların kavşağında
bir adam direniyor izini bulmak için
siliyor tanyerine akan alın terini
ufkunda sapsarı umudun rengi
mavi yitik, beyaz kızgın ve siyah
arıyor sessizce kaybolan günlerini
Gülhane'de simit satan çocuklar
nasıl anlasınlar ellerimizin
neden böyle çekingen olduğunu
Ayasofya önünde tramvay bekleyenler
gökyüzüne dokunurken bu acı
kimdir diye sorsunlar içlerinden
birlikte yürüyen iki yabancı
biz gitsek de, İstanbul'da yine de
yıllar yılı gezinmeli bu sızı
benden bir yaralı şiir kalmalı
senden bir tebessüm, bir de kırmızı..
NURULLAH GENÇ
3 notes · View notes
pazaryerigundem · 4 days ago
Text
Manisa'da 1938 kişiyle Atatürk imzası
https://pazaryerigundem.com/haber/193132/manisada-1938-kisiyle-ataturk-imzasi/
Manisa'da 1938 kişiyle Atatürk imzası
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete irtihalinin 86. yıl dönümü dolayısıyla Manisa’da anma töreni düzenlendi. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek’in de yer aldığı anma programında 1938 kişiyle Cumhuriyet Meydanı’nda dev Atatürk’ün imzası yapıldı.
MANİSA (İGFA) – Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 86. yıl dönümünde Cumhuriyet Meydanı, Atatürk ve Milli Egemenlik Anıtı önünde düzenlenen törenle anıldı. Milli Egemenlik Anıtı’na çelenklerin sunulmasının ardından 2 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Törene, CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Manisa Valisi Vahdettin Özkan, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, CHP İl Başkanı İlksen Özalper, Ege Ordu Komutanlığı İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mehmet Can Tepedelen, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, Manisa Cumhuriyet Başsavcısı Kurtca Eker, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Yunusemre Kaymakamı Atilla Kantay, Manisa Barosu Başkanı Sevgi Başak Yeşil Malay, İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, askeri erkan, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
  PROGRAM FOTOĞRAF SERGİLERİ VE ORATORYO GÖSTERİSİ İLE DEVAM ETTİ Anma programının devamında Başkan Zeyrek ve katılımcılar ilk olarak Fatih Sergi Salonunda düzenlenen Atatürk’ün veciz sözlerinin yer aldığı fotoğraf sergisini gezdi. Ardından, Kültür Sitesi Sergi Salonu’nda Atatürk fotoğrafları sergisi ziyaret edildi. Fatih Anadolu Lisesi öğrencileri tarafından düzenlenen oratoryo gösterisi duygusal anlar yaşattı. 
“BEDENEN ARAMIZDAN AYRILSA DA FİKİRLERİYLE BİZİMLE BİRLİKTE” Düzenlenen etkinlikte açıklama yapan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Mimar Ferdi Zeyrek, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 86. yıl dönümü. Bedenen aramızdan ayrılsa da her zaman için fikirleri ve görüşleriyle bizimle birliktedir. Manisa’da bir değişim 31 Mart’ta değişti. O değişimin her adımını her yerde görüyoruz. Bugün 10 Kasım’da anma programının ardından Şehzadeler Belediyesi ile yaptığımız bu etkinliğin içinde olmak, hem Manisa için bir ilk olması hem de vatandaşlarımızla birlikte Atamızı anmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Cumhuriyet Atatürk’ün bize en büyük hediyesidir. Onun ilklerine inkılaplarına ve cumhuriyetine sahip çıkmak bizim en öncelikli görevimizdir. Manisa’nın da buna öncülük eden bir il olması ve buna vesile olan biz başkanların da burada olmasını gerçekten çok anlamlı olarak görüyorum. Yaşasın cumhuriyet diyorum” dedi.
“ÇOK BÜYÜK BİR ÖZLEMLE ANIYORUM” Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ise, “Ulu önderimizin de dediği gibi ‘Büyük ölümlere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir’ biz de onun açtığı yolda gösterdiği hedefe durmadan yürüyeceğimiz bir kez daha söz veriyoruz. Ulu Önderimiz, Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmetle, saygıyla, sevgiyle ve çok büyük bir özlemle anıyorum” dedi.
BÜYÜK ÖNDER BÜYÜK İMZA 10 Kasım Atatürk’ü anma gününün en anlamlı bölümü ise 1938 kişi ile oluşturulan Atatürk’ün imzası oldu. Büyük Önder Büyük İmza isimli bölümde Manisa Büyükşehir, Şehzadeler ve Yunusemre Belediyelerinin destek verdiği ve vatandaşlar tarafından oluşturulan imza ile anma programı büyük beğeni topladı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
elazigsurmanset · 1 month ago
Text
CHP İl Belediye Başkanlarından Önemli Açıklama
Tumblr media
CHP İl Belediye Başkanları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun devam eden dava süreci ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay'a yönelik iddialarla ilgili bir açıklama yaparak, bu durumların siyasi birer girişimi olduğunu ve partiye yönelik saldırıları kınadıklarını belirtti. Açıklamada, CHP'nin 21 il belediye başkanının, yoğun nüfuslu Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidara yürüyüşünü sürdürme amacını taşıdığına dikkat çekildi. Ayrıca, bu tür tartışmaların liderlerinin ülkenin derin ekonomik ayrılıklarından uzaklaştırma çabası olduğu ifade edildi. Bu iddiaların toplumsal vicdanında derin yaraların açıldığı da vurgulandı. İmamoğlu hakkında devam eden dava süreci siyasi bir nitelik olarak belirtildiği belirtildi, İmamoğlu'na her türlü haksız kararın toplumsal barışı olumsuz etkileyeceği kaydedildi. Aynı şekilde Özel ve Durbay'a yönelik iftira kampanyalarının toplum tarafından mahkum edildiği belirtildi. Özellikle kadın siyasetçilerinin hedef aldığı bu saldırıların, kadınların siyasetindeki farklılıklarının amaçlandığı bir psikolojik savaş olduğu vurgulandı. Gülşah Durbay'ın bu iftiralara karşı hukuk mücadelesinin başlatıldığı belirtilirken, CHP'li il belediye başkanları olarak onun mücadelesinde yanında olacaklarını ifade ettiler. Sonuç olarak, CHP'nin faaliyetlerine yönelik bu haksız saldırılara kadar karşı duracaklarını ve içinde dayanışma içinde olacaklarını belirttiler. Read the full article
0 notes
tarimzcom · 2 months ago
Link
0 notes
tripuck · 5 months ago
Link
0 notes
rayhaber · 1 month ago
Text
Ümit Uysal'dan Ebru Küçükaydın'a Tepki: İftiralara Cevap Verdi
Başkan Ümit Uysal’dan Tepki Antalya Muratpaşa Belediyesi Belediye Başkanı Ümit Uysal, Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile ilgili haber yapan gazeteci Ebru Küçükaydın‘ın, CHP Muratpaşa İlçe örgütüne kayıtlı olması ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel‘in Antalya ziyaretinin iptal edilmesi arasında bir bağlantı kurulmasına sert bir şekilde tepki gösterdi. Yapılan açıklama ise şu şekilde…
0 notes
enginhurdacilik · 6 months ago
Text
Bana Yakın Hurdacı
Pamukova Hurdacı
Pazarlar Hurdacı
Pazaryeri Hurdacı
Pehlivanköy Hurdacı
Pendik Hurdacı
Pınarhisar Hurdacı
Safranbolu Hurdacı
Şahintepe Hurdacı
Sakarya Hurdacı
Salihli Hurdacı
Sancaktepe Hurdacı
Sapanca Hurdacı
Şaphane Hurdacı
Saray Hurdacı
Sarıcakaya Hurdacı
Sarıgöl Hurdacı
Sarıyer Ayazağa Hurdacı
Sarıyer Hurdacı
Sarıyer Zekeriyaköy Hurdacı
Şarköy Hurdacı
Saruhanlı Hurdacı
Savaştepe Hurdacı
Seben Hurdacı
Seferihisar Hurdacı
Şehzadeler Hurdacı
Selçuk Hurdacı
Selendi Hurdacı
Şenlikköy Hurdacı
Serdivan Hurdacı
Seyitgazi Hurdacı
Şile Hurdacı
Silivri Hurdacı
Simav Hurdacı
Şirinevler Hurdacı
Şişli Hurdacı
Sivaslı Hurdacı
Sivrihisar Hurdacı
Sındırgı Hurdacı
Söğüt Hurdacı
Söğütlü Hurdacı
Soma Hurdacı
Süleymanpaşa Hurdacı
Süloğlu Hurdacı
Sultanbeyli Hurdacı
Sultangazi Hurdacı
Susurluk Hurdacı
0 notes
gundemarsivi · 6 months ago
Text
Tumblr media
İktidarın Travma Sonrası Stresinde İnkar Ve Öfke Aşaması
✍🏻 Sinan Kemal
https://www.gundemarsivi.com/iktidarin-travma-sonrasi-stresinde-inkar-ve-ofke-asamasi/
Travma Sonrası Stres bozukluğu yada Posttravmatik Stres bozukluğu, insan dahil tüm canlıların, büyük felaketler sonrasında (gerçi her felaket büyüktür) yaşadığı psikoloji durumudur. Bu durumun aşamaları, inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabul olarak sıralanır. Bunun geri kalanını psikologlara sorarsınız. Ben inkar ve öfke aşamasından bahsedeceğim, o da siyasi olarak.
Birebir diyemeyeceğim ama kitleler, partiler, devletler ve benzeri toplumsal oluşumlarda şoklara benzer tepkiler veriyor. Önce inkar ve öfke aşamasında oluyorlar ve cahil bir topluluksalar, uzun süre o aşamada kalıyorlar. Sürekli bir inkar, sürekli bir kendini büyük görme çabasında oluyorlar. Yer yer depresyon da uzun sürüyor. Biz adam olmayız, böyle gelmiş, böyle gider söylemleri sürüp, gidiyor.
Osmanlı tarihini ele alalım. İlk büyük yenilgisi olan 1571, İnebahtı(Avrupalılar Lepanto)’dan sonra, dönemin kudretli sadrazamı Sokullu Mehmet Paşa, gerçek bir devlet adamı tepkisiyle, yakılan donanmanın yenisini yaptırmış, bunun içinde hem devlet hazinesini, hem de devlet kademesini seferber etmiştir. Tüm şehzadeler, hanedan üyeleri, şehzadeler, vezirler, valiler, kısaca tüm has ve zeamet denen büyük tımar sahipleri, büyük servet sahiplerini, devlete en az birer gemi vermesini istemiştir. Sonrasında o meşhur sözünü söylemiştir.
Biz onların kolunu (Kıbrıs’ın fethini kastediyor) kestik, onlar bizim sakalımızı tıraş etti. Kesilen sakalın yerine, yenisi daha gür çıkar ama kesilen kolun yenisi çıkmaz.
Oysa asıl kolu kesilen, Osmanlı’ydı. Osmanlı, ölü ve esir olarak kaybettiği on binlerce denizcinin yerine yenisini yetiştiremedi. Ticaret rotalarının değişmesi, mini buzul çağının ürettiği kuraklık ve seller, Celali isyanları ve benzeri olaylar yüzünden ekonomi krizde olan Osmanlı; Hint okyanusu donanması ve Tuna- İdil gibi nehirlerde savaşacak ince donanmasına önem veremedi. Yani aslında kolu kesilen Osmanlı oldu. https://onbinkitap.blogspot.com/2020/04/inebahtida-kesilen-kolumuz.html
Oysa bu zafer, Haçlı ittifakı açısından da pahalı olmuş, hatta bir ara Osmanlı kazanıyor gibi olmuştu. Osmanlı, Uluç Ali Reis önderliğinde donanmasının bir kısmını kurtarmıştı. Fakat Osmanlı, denizci bir millet olamamıştı. Tüccar bir millet de değildi Osmanlı. Ticaret büyük ölçüde gayrı Müslümlerin, çoğu kez de Yunan ve Yahudilerin işiydi. Osmanlı, dini hukuk gereği Müslüman olmayanlardan daha fazla vergi alıyor, Hristiyanların da (devşirilmesi elzem olan kalifiye kişiler dışında) Müslüman olmasını engelliyordu. Kanuni, sırf bu yüzden Balkanlarda, Millet sistemi denen düzeni kurmuştu. Sokullu Mehmet Paşa ise, istersek direklerini altından, iplerini sırımdan, yelkenlerini atlastan yaparız bu gemilerin diyerek, inkar tepkisi göstermiştir.
Oysa İnebahtı yüzünden Osmanlı, Hint filosuna önem verememiş, Endonezya’daki Açe sultanlığına gerekli yardımı gönderememiştir. İleride Rus imparatorluğu olacak Moskova knezliği ile mücadele eden Kazan ve Astargan hanlıklarına ince donanmayla (nehir donanması) yardım da gönderemedi. Yani bu yenilgi, Moskova’dan, Jakarta’ya, geniş bir dünyayı doğrudan etkiledi.
Osmanlı, bu inkar ve öfke durumunu hep sürdürdü. Uzun duraklama yılları boyunca, okul tarih kitaplarında anlatılmayan veya pek az anlatılan yenilgiler yaşadı. Girit adasının fethi ise 24 yıl sürdü. Yayla İmamı tarihi tarihi diye döneminde yazılmış bir kitap vardır. Birkaç yerde bu savaşa da değinir. Savaşa, Kalenderoğlu başta olmak üzere pek çok Celali elebaşı asker olarak gönderilir. Onlar da savaştan kaçarlar, askersiz kalan gemiler, kolayca Venediklilerin eline geçer. Böyle nice olaylar olur. Savaş daha ziyade adanı merkezindeki Kandiye şehrinin kalesinin kuşatması merkezli de olsa, Adriyatit ve Ege kıyıları da çatışma alanı olmuştur. 1939-40, Fin Sovyet savaşından sonra, rivayet odur ki Fin delegesinden bir kişi Rus delegesine, Umarım aldığınız topraklar, ölülerinizi gömmeye yeter demiştir. (Rus kayıplarını internetten siz araştırın) Aynısını Venedikliler, Osmanlı için de söyleyebilirdi. Karlofça antlaşmasına bir günde gelinmedi. Osmanlı, duraklama dönemi streslerinde (özellikle zafer gibi görünen bir yenilgi olan Haçova savaşına) inkar ve öfkeden öteye gidemedi. Sonuçta Karolfça antlaşması gümbür gümbür geldi.
Karlofça’dan sonra da Lale devri ile inkar dönemi başladı. Bu dönemim boş vermişliği ve yaşanan lüks de inkarın başka bir türüydü. Sonra bir öfke eylemi olan Patrona Halil isyanı ile sona erdi. Bu inkar dönemi, Rusların, Kafkasya’ya girmesi ve bugün adı Azerbaycan olan, İran’ın Kuzey Hazar kıyılarını ele geçirmesine sebep oldu.
İşin doğrusu Lale devrimde kabullenme de vardır. İlk defa müziğin notalara alınması, batı tarzı kesimde elbiselerin yavaş yavaş yaygınlaşması, Türk rokokosu ile mimaride batılılaşma gibi inceden pazarlık ve kabullenme başlamıştı. Ancak bu kabulleniş çok yavaş oldu. Sadece devlette değil, aydınlarda da vardı bu inkar ve öfke. Şinasi’nin tüm eserlerini içeren bir kitap elime geçti.
Şinasi, ülkemizde bugün herkesin bildiği bir isimdir çünkü ülkemizdeki ilk Türkçe tiyatro oyununu yazmış, Tazminat döneminin ilk ciddi sözlük yapıcısıdır. Bu kişinin şiirlerinde aydınlanma bekleriz. Oysa kendisi bir Skolastik ve Tasavvuf meraklısı. Şiirlerinde Newton, Farabi, Eflatın (Platon) ve El Kındi’ye laf atıyor, bunlar sırra eremez diye. Belki de Newton’dan bahseden ilk Türk ve Osmanlıdır zira daha öncesine rastlamadım. O da Newton’u hor görüyor. Birincisi o övdüğü sufilerin hepsini topla, dünyaya bu üç kişi,den herhangi birinin tırnağı kadar faydaları yoktur. Newton’u bilmem anlatmama gerek var mı? Mühendislik eğitiminde halen Newton fiziği okutulur. Akışkanlar mekaniği, statik, mekanik, aerodinamik gibi fizik alt dallarında halen Einstein fiziği yada kuantum fiziğinden çok, Newton fiziği geçerlidir (hesaplaması daha pratik diye.) Newton ayrıca son genelgeye müfredattan kaldrıılan integral dahil, pek çok matematiksel buluşun da sahibidir. Farabi, mantık ve kelamda o kadar önemli bir isimdir ki, Gazali gibi onu tekfir edenler (din dışı ilan edenler) bile, kelam ve mantıkta onun izinden gitmiştir. Mantık bilimine katkılarınan dolayı Muallim-i Sani (ikinci öğretmen, Muallim-i Evvel, yani birinci öğretmen, mantık biliminin kurucusu Aristo’dur) ünvanını almıştır. Descartes’e kadar mantık, onun izinden gitmiştir. Türk halkının adını pek bilmediği El Kındi ise, meşhur Beyt-ül Hikme’nin kucularından, ilk Arap ve İlk Müslüman filozoftur. Meşailik diye bilinen İslam Aristoculuğunun kurucularındandır. İbni Sina ve Farabi dahil tüm Meşailerin hocası sayılır ve İslam orta çağındaki önemli fizik-kimya-tıb ve matematik alanındaki tüm önemli buluş ve icatlar, meşailerin eseridir. Tasavvufçuların pozitif bilmlere katkıları sıfırdı. El kındi, tıpta İbni Sina, kelamda Farabi, matematikte Harezmi kadar önemli bir kişidir. https://onbinkitap.blogspot.com/2023/07/farabi-tipi-baskanlik-sistemine-gazali.html
https://onbinkitap.blogspot.com/2023/06/ibni-sinanin-muslumandir.html
O sırra eren sufiler, tasavvufçular ne yapmıştır? Medrese müfredatından mantık dahil müfredattan kaldırmıştır. (oysa Gazali, mantık olmadan hiç bir şey olmaz demiştir. Tasavvufçu medreselerin Gazali’yi okuduklarından da şüpheliyim. https://onbinkitap.blogspot.com/2020/08/gazalinin-omuzundan-atilan-tufekler.html
Gerçi bence Gazali, filozoftan çok, Şia kültürüne saldıran ve insanlara devlete itaati emreden bir propagandacıdır. https://onbinkitap.blogspot.com/2018/12/dini-inanclarimi-kaybetmem-3-imam-gazali.html
Osmanlı, meleklerin eteklerinin atlından delikli borularla bakılıyor gerekçesiyle rasathaneyi top atışlarıyla yıkmıştır. Humbaracı (havan topu) Ahmet Paşa bile bu cahilliğe hayret etmiştir. (Aslında kendisi bir Fransız soylusuydu. Müslüman olup, Osmanlı hizmetine girmişti) Medrese müderrislerine, bir üçgenin iç açılarının toplamını sormuş, üçgenine göre değişir cevabı almıştır. Bu ve benzeri cahillikler, tasavvuf sayesinde ülkede kökleşmiştir.
Şinasi’nin tek tiyatro eseri de böyle bir softalığın, toplumdaki sonuçlarını anlatır. Oyunun tam adı, Kuyruklu Yıldız Altında, Bir Şair Evlenmesi‘dir. Oyunda hem yetmiş altı yılda bir dünyamızın yakınından geçen Halley kuyruklu yıldızı üzerinden dönen kıyamet iddaları ve dedikoduları, hem de vekil ile nikah kıyma hicvedilir. Bu vekil ile nikah kıymayı bilmiyor olabilirsiniz, neyse ki untulumuş bir Osmanlı adeti. Nikahta çiftler değil de, çiftleri temsilen başka birileri ile nikah kıyılıyor, üstelik de gelinin yüzü duvakla tamamen kapalıyken. Bu numara ile kim bilir kaç çift, başka başka kişilerle evlendirildi. Oyunda da şairimiz, kızın ablası ile evlendiriliyor. Bu geleneği ilk yıkan kişi Atatürk’tür. Latife hanımla meşhur evliliğinde vekil kullanmamış, ondan cesaretle bu adet kalkmıştır. Muhtemelen artık tamamen unutulan bu adet ve oyundaki diğer cahilce alışkanlıklar, o şiirleri ile övdüğü sufilerin işiydi.
Osmanlı aydını, batı karşısındaki yenilgi travmasını yavaş yavaş kabullenmiştir. Şinasi’ye hitaben, Ben Felatun’u beğenmez ne salaklar gördüm denmiştir. Atatürk, Türklerin travmasını tam olarak kabul edip, gerçek bir çağdaşlaşma ve devrimler yapma işine girmiştir. İzmir’in kurtarılmasından sonra önceliği Türkiye’yi güçlendirmeye ayırdı.
Yenilgi, en büyük travmadır. Bu yüzden yenilginin sebeplerini tahlil etmek zordur. İngilizleri, o devasa imparatorluklarını kurmalarının değil, yıkmalarının hayranı olmuşumdur. Dünya yüz ölçümünün üçte biri ve hatta daha fazlası olan o devasa imparatorluklarını, 1945’den itibaren sürdüremeyeceklerini anlayıp, 1980’e kadar adım adım tahliye etmişlerdir. İmparatorluklarını kurarken de, deniz savaşları hariç, çok fazla kan dökmemişlerdir. Napolyon savaşları ile, birinci dünya savaşı arasında, İngilizlerin en çok ölü verdiği savaş, Güney Afrika’daki Hollanda kökenli bezaların isyanı olan Boer savaşıdır. İngilizler koca Hindistan’ı (ki o zamanların Hindistan’ına, Pakistan, Bangladeş, Nepal, Maldiv adaları, hatta Myanmar bile dahildir), ki nüfusu 20. yüzyıl başında bile yüz milyon kadardır, İngilizler bu devasa ülkeyi, daha doğrusu kıtayı, yüz bin kadar subayla yönetir, birbirine düşman kabileleri kendisine asker yapar. Ancak ikinci dünya savaşı itibarıyla, küçük ada devletlerinin bu imparatorluğu taşıyamayacağını anlamışlardır.
İngilizlerin, Türkler yada diğer düşmanları ile ilgili anlatılara bakıldığında öyle kör bir nefret yoktur. Hatta bir parça sempati duyduklarını fark edersiniz. Gerçek düşmanlık, kör bir öfke ve nefretten ibaret değildir. Düşmanı gerçekten tanımak için, ona az da olsa sempati duymalısınız. Rakibini tartan sporcu gibi, düşmanı gerçek anlamda tanımalısınız. Meşhur İngiliz soğuk kanlılığı da buradan geliyor.
CHP’nin de, genel seçim yenilgisinden on ay sonra gelen yerel seçim zaferinin ardında yenilgiyi kabullenmesi ve travmayı atlatması yatıyor. İktidar partimiz ise halen biz bitti bitmeden, bitmez, yeni anayasa, yeni müfredat derdinde. İktidarların asıl muhalefeti, yaptıkları icraatlardan oluşan hoşnutsuzluktur. İktidarın mücadele etmesi gereken muhalefet partileri değil, halkın muhalefete yönelmesine sebep olan kendi kötü icraatlarıdır. Yapması gereken icraatlarını düzeltmek yada iktidarını kime devredeceklerini tespit etmektir.
Sinan Kemal
#birşairinevlenmesi, #chp, #akp, #iktidarneyapacak, #ingilizler, #Karolfçaantlaşması, #laledevri, #osmanlınınyenilgileri, #psikoloji, #Şinasi, #siyaset, #tarih, #travma, #öfke, #felsefe
0 notes
radyonabizcomtr · 10 months ago
Link
Diyarbakır'da, Sezai Karakoç Kültür ve Edebiyat Evi açıldıDİYARBAKIR - Diyarbakır'da restorasyonu tamamlanarak Sezai Karakoç Kültür ve Edebiyat Evi'ne dönüştürülen Şehzadeler Konağı, Sezai Karakoç'un doğum gününde açıldı. İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı'nın restorasyon çalışmalarını tamamladığı Şehzadeler Konağı, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı Kütüphaneler ve Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından Sezai Karakoç Kültür ve Edebiyat Evi'ne dönüştürüldü. Diyarbakırlı ünlü şair Sezai Karakoç'a ait özel eşyaların ve kitaplarının da bulunduğu müzede ayrıca edebi etkinlikler de yapılacak. Sezai Karakoç Kültür ve Edebiyat Evi'nin açılışını yapan Diyarbakır Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkanvekili Ali İhsan Su, "İlimizde her alanda önemli hizmetleri gerçekleştiriyoruz. Hem Büyükşehir Belediyesi olarak hem de Diyarbakır Valiliği olarak. Eğitimde, tarımda, sağlıkta, altyapı ve üstyapıda hizmetlerimize devam ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz önemli hizmetlerin bir kalemini de tarihi eserlerimizin restorasyonu oluşturuyor. İlimizde tarihi eserlerimizin restorasyonunda da çok önemli mesafeler kat ettik. UNESCO Dünya Kültür Mirası'na girmiş iki eserimiz var. Birisi Hevsel Bahçeleri, diğeri ise Diyarbakır Surları. Diyarbakır Surları'nda 98 adet burç var. Bunun 33 tanesinin tamirini gerçekleştirdik. 33'ünün ise tamiri devam ederken, 32'si ile ilgili çalışmalarımız sürüyor" dedi.Sezai Karakoç'un vatandaşların gönül dünyasına ışık tutan önemli mütefekkirlerden biri olduğunu ifade eden Su, "Tarihi eserlerimiz olduğu gibi tarihi şahsiyetlerimiz de var. Diyarbakır nice tarihi şahsiyete ev sahipliği yapmış önemli bir ilim merkezidir. Bunlardan biri de adına açılışını yaptığımız Sezai Karakoç Kültür ve Edebiyat Evimizdir. Sezai Karakoç, ki bu topraklarda doğmuş, bu topraklarda yetişmiş ve bugün gönül dünyamıza ışık tutan önemli mütefekkirlerimizden biri. Kendisini rahmetle yad ediyorum. Faaliyete geçilen yer, tarihte Şehzadeler Konağı olarak yapılmış. Şu anda burası belediyemize verilmiş, biz de belediye olarak Gençlik ve Spor Bakanlığı'ndan aldığımız ödenekle buranın onarımını gerçekleştirdik" diye konuştu.Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel Haberler.comKaynak : https://www.haberler.com/guncel/diyarbakir-da-sezai-karakoc-kultur-ve-edebiyat-evi-acildi-16770149-haberi/
0 notes
haber71net · 1 year ago
Link
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın, Aile ve Gençlik Hizmetleri Müdürlüğü tarafından Manisa Şehzadeler kamp alanında düzenlenen "Gençlik ve Gönüllülük Kampı", Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İzani Turan, 1... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
pazaryerigundem · 6 days ago
Text
Manisa'da Kurtuluş Gazisi Ali Bey unutulmadı
https://pazaryerigundem.com/haber/193023/manisada-kurtulus-gazisi-ali-bey-unutulmadi/
Manisa'da Kurtuluş Gazisi Ali Bey unutulmadı
Manisa’da Şehzadeler Kaymakamlığı ve Manisa Çukurovalılar Derneği işbirliğinde Şehzadeler Belediyesi Bedesten Nikâh ve Konferans Salonu’nda Atatürk’ün silah arkadaşı ve İstiklal Savaşı Gazisi Manisalı Ali Bey’in anlatıldığı konferans düzenlendi.
MANİSA (İGFA) – Şehzadeler Kaymakamlığı ve Manisa Çukurovalılar Derneği işbirliğinde Kurtuluş Savaşı kahramanlarından Manisalı Ali Bey’in yaşam öyküsünün ve hatıralarının anlatıldığı konferans gerçekleştirildi.
Bedesten Nikah ve Konferans Salonu’ndaki programa İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral İlhan Şen, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Burak Deste, MASKİ Genel Müdürü Talat Postacı, Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel, Kula Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir, İl Emniyet Müdürü Fahri Aktaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Metin Gençay, Manisa Çukurovalılar Derneği Başkanı İrfan Doruk, protokol üyeleri, Manisalı Ali Bey’in torunları ve yurttaşlar katıldı.
Araştırmacı-yazar Yusuf Delikoca, konferansta yaptığı sunumla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün silah arkadaşı ve Atatürk’le aynı yıl doğup aynı yıl vefat eden Manisalı Ali Bey hakkında katılımcılara bilgiler verdi. Manisa Ali Bey kitabının yazarı Delikoca, konferansta Manisalı Ali Bey’in Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından iki defa İstiklal Madalyası ile ödüllendirildiğini ve Milli Mücadele döneminde Kilikya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ilk üyelerinden biri olduğunu söyledi. Ayrıca, Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından Suriye Cephesi’nden 31 Ekim 1918 tarihinde Adana’ya gelerek Yıldırım Orduları Komutanlığı görevini devralan Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle Adana’da düşman işgaline karşı ilk direnişe geçen vatanseverlerden biri olduğunu belirtti. Karaisalı, Pozantı ve Tarsus cephelerinde müfreze lideri olarak düşman birlikleriyle savaşan Manisalı Ali Bey’in, Sakarya Savaşı ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde Süvari Alayı’nda görevliyken, 9 Eylül 1922’de İzmir’e giren kahraman askerler arasında yer aldığı da ifade edildi.
Kahramanlığı ve mücadelesiyle Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde önemli bir yere sahip olan Manisalı Ali Bey’in hatırası Tarihi Bedesten Konferans Salonu’ndaki programla bir kez daha yad edildi.
Programın sonunda Şehzadeler Kaymakamı Fatih Genel tarafından yazar Yusuf Delikoca’ya ve Manisalı Ali Bey’in torunları Ali İhsan Manisalı, Mehmet Tufan Gökbuket ve Mehmet Hakan Tahiroğlu’na hediye takdimi yapıldı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes