#çocukluğumun
Explore tagged Tumblr posts
Text
iki gözümün çiçeği. canımın en içi. birtanem. saçının tek teli için; gözümü bile kırpmadan dünyaları vereceğim küçük, nazlı kızım. bazen üç yaşında bir kız çocuğu olup nazlanıyorsun bazen de dünya da her şeyi görüp geçirmiş olgun bir kadın gibi davranıyorsun ama aslında on yedi yaşında, gençliğinin baharında, deli dolu bir genç kızsın. ne kadar büyürsen büyü, ister on yedi ol ister elli yedi; sen her zaman benim küçük nazlı kızım olarak kalacaksın. her zaman yanında olduğumu, belki bir adım önünde belki bir adım arkanda ama her zaman yanında yörende, seslendiğin an sana el uzatacak ve sana destek olacak kadar yakınında olduğumu, sana sebepli ya da sebepsiz kucak açacak bir ablan olduğunu sakın unutma. bu doğum gününde de yanında değilim ama bilirsin, ben hep senin kalbindeyim. evimizin neşesi; dik başlı, asi kızı. seni çok seviyorum. iyi ki doğdun, iyi ki varsın. umarım hayatın boyunca hiçbir zaman yüreğin sızlamaz. ki sızlasa bile, birileri canını acıtsa bile sararız bütün acılarını. sevdiklerinle ama ennn çok benimle nice senelere güzel kardeşim. seni bir sürü kez çok seviyorum.
9 notes
·
View notes
Text
karındeşen jack'in kim olduğunu bulmuşlar la
8 notes
·
View notes
Text

Ben mücevher sevmem dedi kadın, anlamam da.
Tek taş, beş taş deyince, çocukluğumun oyunları gelir aklıma.
Mücevher sevmem ben vefa severim, çiçek severim ben, sadakat severim.
Edep severim, şiir severim...!
Birhan Eroğlu
#yağlıboya #reprodüksiyon #kadınlar
🎨🖌🖌
178 notes
·
View notes
Text
Çocukluğumun sökükleri dikilemeyecek kadar hasarlı !
191 notes
·
View notes
Text
ağlamadan anlatabileceğim bir çocukluğumun olmasını çok isterdim mesela
53 notes
·
View notes
Text
İlkokula gidiyordum. Çocukluğumun yoksulluk günleriydi. Babamın işsiz olduğu tarihlere denk gelir. O gün okuldan çıkmıştım, babamla bir lokantaya girmiştik. Tezgahta daha önce soframıza hiç teşrif etmemiş bir yemek görmüştüm. Köfteler sulu patatesin içindeydi. Hiç unutmam.
Yemeğin adı İzmir köftesiydi. Görünüşüyle çok hoşuma gitmişti. Babam ne yemek istediğimi sorduğunda, ona o yemeği göstermiştim. Serde yoksulluk olduğu için, önce fiyatını sordu babam mecburen. İyi hatırlıyorum o günün şartlarına göre, tezgahta en pahalı yemek oydu.
Babam önce bana baktı sonra yemeğe. "Şu fiyata olmaz mı? Çocuğun canı çekmiş" dedi. Tezgahın arkasındaki adam gayet umursamaz bir sesle "olmaz" diye karşılık verdi.
O gün, babamın yüzünde gördüğüm o çaresizlikten sonra çocukluğum boyunca, bir daha babamın yanında hiç acıkmadım.
Atakan Gülgar.......

Bu hikâye istediği gibi yaşayıp, istediğini yiyip almasına rağmen...yinede mutlu olamayanlara özenle aradım ve buldum:))
64 notes
·
View notes
Text
babası öğretmen olan güven adıgüzel’in bir şiirinde “aşkın tayini çıkmamalıydı ve 657’ye tabiydi çocukluğumun bütün aşkları” demesi.
115 notes
·
View notes
Text
Kalem olup geleceğini mi yazmak isterdin..?
Yoksa.....
Silgi olup geçmişini mi silmek isterdin......? Deseler bana..
Şöyle bir düşündüm geçmişimi silmek isterim diye önce ama kıyamadım.
İstanbul zarif hanımefendileri, ve İstanbul beyefendileri nerede kaldılar?
Çocukluğumun Üsküdarı, taş döşeli yokuş yolları, cumbalı ahşap evleri, kışın diz boyu kar, saçaklardan sarkan buzlar...
Tek lüksümüz tahta sandalyeler.
Ve annemin kucağında battaniyeye sarılmış olarak karlara bata çıka yürüdüğümüz yollar..
Anneannemin rahmetli ekmek içine peynir koyup gelin kuzularım size kuş mama yaptım sözleri...
Başında beyaz namaz örtüsü elinde tesbih pencerenin önünde basma divanda oturması.
Annemin kırmızı üzerinde sarı yelpazeli sabahlığı.
Bağlarbaşı'ndaki iki katlı ahşap evimiz, dalları yerlerde badem ağaçları nasıl unutabilirdim nasıl silebilirdim geçmişimi!
Annemin Zeynep Kamil hastanesi'nden her gece getirdiği köfte pilavlar!
(annem hemşireyi de orada)
Teyzemin kızının filmlerde yeni yeni roller alması (Fevda Ferdağ)
Evin içinde başında şapkasıyla rollerinin provasını bugün gibi gözlerimi önünde nasıl silebilirdim geçmişimi!
Anılar! anılar! anılar! Bitmek bilmeyen anılar!
Sonra... Hiç sormayın! Ne ben söyleyeyim ne siz işitin!
İstanbul'a veda!!
56 notes
·
View notes
Text
sen gidersen; denizler de gider kıyılarımdan, uzak iklimlerde eser sesim. bir rüzgardan, bir rüzgara koşar, çocukluğumun şarkıları, kimseler duyamaz. sen gidersen; ellerim de gider peşinden, ırmaklarım yataklarını şaşırır. dipsiz bir uçuruma bırakırım sözlerimi, cam kırıklarında yürümüş gibi. kanarım da, asarım gözlerimi, her şafak vakti her yol ağzına, kimseler bakamaz. sen gidersen; çakarım kendimi bir çivi gibi kendime, kimseler sökemez.
88 notes
·
View notes
Text
Yara bandı istemiyorum. Yaraya vurulan her bant Sadece iz.

Yok olsam diyorum, hiç var olmamış. Hiç iz bırakmamış gibi. Her semtinde farklı bir yokluk bu sokakların. Kalbim bütünlüğünü yitirip parçalanıyor.
Takılı kalıyor ruhum buradan ileri gidemiyorum.
O eşiği aşmak için eşlik etmiyor bana ayaklarım.
Durup düşünüyorum ve ben daldıkça derinlerde boğuluyorum. Hangi rakam,hangi rakamın peşinden gelir unutuyorum. Hangi saat, hangi saati seyreder de akar zaman bilmiyorum.
Saat yelkovanı takip etmekten yoruldu diye mi içim paramparça?
Yoksa paramparça olmak için bir sebep mi arıyor içim?
Kafamın içindekiler zehirli ok gibi iniyor zihnime.
Ortadan ikiye bölünmek ötede dursun, kurşun dahi işlemiyor düşüncelerimden. Burası bir çöplük. Bu hayat önüme konulmuş bir çöplükten ibaret. Bu süretler o çöpün kendisi, kokuyor her taraf leş. Git buradan.
Kimse görmeden yok ol körler ülkesinden..
Çocukluğumun izleri benliğime kazındı nasıl silinir bu.

Bir omuz ver bana, bir el.
Geceler soğuk, kaşlarım çatık, beynim bulanık.
Odam dağınık, sen hakim, ben sanık.
Ay parıldar gökyüzünde
Gök, senin yüzünde.
73 notes
·
View notes
Text
“Bana bak. Ya da siktir et. Beni bu hâle sen getirdin bak aynaya, gör pislikliğini. Kendinden nefret edersen karışmam. Ben senin yüzünden kendimden nefret ettim şimdilerde aynalara zor bakıyorum. Siktir git çocukluğumun katledildiği eve dön. Ben ölsem dönmem. Çocukluğumla yüzleş. Ben görsem kaçarım. Sen konuş. Bir bant al ama, o çocuğun dizleri, dirsekleri yara bere içinde yapıştır bir tane o zaman o da geçti sanıp senin açtığın yaraları unutur. İçin acırsa ben karışmam diyorum ya. Halime acıyacaksın. Ben artık acımam. O evden şimdi çık otur kaldırıma siktiğin hayata bir sigara yak, sonra o kaldırımdan da siktir olup git.”
125 notes
·
View notes
Text
önümde sonsuz bir uçurum, ellerimde bitiremediğim kül olmuş sigaram, etrafımda uçuşan anılarla birlikte. terk edilmiş ruhum. gözlerim sonu olmayan geçmişte kaybolan birer şahit, ellerim kayıp giden çocukluğumun şahidi, sesim ise her zamanki gibi titriyor. bu dünyanın yükünü taşıyamayan bir bedene sahip olmak yoruyor ama bunun bilincinde olmak daha fazla zorluyor beni. düşüncelerim hep çırpınıyor hayatına tutunmak için ama geçmiş anılarım izin vermiyor nefes almama. bir adım attığımda sızlıyor nefes boşluğum, bi anda ortaya çıkıyor acı veren bütün anılarım. nefes alamıyorum, yaşıyorum ama alamadığım nefeslerin altında kalıyorum. yaşamak için bir gayem yok, kimsem kalmadı. kimsesizlikte bile kimse yok.
29 notes
·
View notes
Text
Ben hoşaf çok severim. Tam bir hoşaf kadınıyım. Annem hoşaf yapmış. Çocukluğumun Ramazan zamanları aklıma geliyor. Hoşaftan bir haber olan kültürleri de pek anlayamam. Tatlı ve hem serinletici bir yemek yancısından nasıl mahrum olabilirsiniz. Üzülüyorum sizin adınıza
22 notes
·
View notes
Text
Sanki şey gibiydi;
Çocukluğumun geçtiği evden taşınmak gibi!
.. ... .
210 notes
·
View notes
Text
💙🥀🕊️
Mutlu huzurlu akşamlar Tumbir ailesi
Bütün masalları tutuştu çocukluğumun, Acıyı bir mayın gibi gömdük toprağa, Şimdi alevlerle yazılıyor güncemiz, Göçüyoruz__
Yürek bir yangın yeridir artık kalmadı ardımızda su dökenimiz…! 😔
Benim sevgim göklere sığmadı__! 😔💙
💙🥀🕊️



80 notes
·
View notes
Text
"Ben mücevher sevmem dedi kadın, anlamamda... Tek taş, beş taş deyince, çocukluğumun oyunları gelir aklıma. Mücevher sevmem ben, vefa severim. Çiçek severim ben, sadakat severim, edep severim, şiir severim..."


69 notes
·
View notes