#çaresizlik adayı
Explore tagged Tumblr posts
dusunselyazilar · 10 months ago
Text
Davos’da Uluslararası yardım kuruluşu Oxfam'ın ekonomi zirvesi öncesi yayımladığı yıllık "Eşitsizlik A.Ş." (Inequality Inc) başlıklı raporunda :
ABD senatörü ve eski sosyalist başkan adayı Bernie Sanders, “Milyarderler zenginleşiyor, işçi sınıfı mücadele etmek zorunda, yoksullar ise çaresizlik içinde yaşıyor. Küresel ekonominin hüzünlü durumu bu” diyor. Sanders tarihte böyle bir eşitsizlik, açgözlülük, kibir ve sorumsuzluk örneğinin görülmediğini ekliyor.
Çözüm ???
0 notes
nagarayapma · 1 year ago
Text
Az önce burada paylaştığım ilk yazıma baktığımda cümlelerin, ne kadar aceleci yazılıp meramımı ne kadar da anlatma telaşına düştüğümü gördüm. Birçoklarınız gibi! Hepimiz şiştik, hepimizin biriktirdiği çok şey, hepimizin fırsat olsa kusacak çok şeyi olduğu hepimizin malumu. Belki de bu yüzden bu yüklerden kurtulma telaşı, -ve bu satırları kimsenin okumuyor olmasının verdiği rahatlık-.
Seçimler bitti ve insanlar yine kendi telaşlarına döndüler ama bu sefer bir yük fazlayla. Bu tatminsizlik, bu çaresizlik, bu yalnız hissetme hali, bu ne yapabileceğini ve nasıl değişeceğine dair fikirsizlik eklendi dertlere. Ülkenin yarısı bir umuda kapıldı. Başka şeylerin, iyi şeylerin, dert vermeyen, sinir etmeyen şeylerin olduğu bir ülke hayal edildi. Öğrencisi okulunda, işçisi fabrikasında, memuru bürosunda vereceği çabanın patronun gözüne girmekten, iyi not almaktan daha fazla anlam ifade ettiği bir ülke düşlemişlerdi ama olmadı yine bir şey değişmedi. Tıpkı çeyrek asırdan beri olduğu gibi. Peki bu bizi umutlandıran, başka şeyler düşlemeye cesaret etmemizi sağlayan şeyler? Onlar bu resimde neredeler?
Bir ülkenin büyük bir çoğunluğu, birilerine dargın, küskün ve barışma hevesi de pek yok gibi. Ufak birkaç metaryalin verdiği tatminden daha fazlasının olduğu bir ülkede belli bir standartta yaşamak isteyenler, geçmişin, eskisi gibi zevk vermeyen masallarında yaşamak isteyenlerle mücadele halinde ve onca birikim, onca donanım, onca avantajlı pozisyona rağmen bu isteğe kavuşamamak acının daha da bilinçli çekilmesine sebep oluyor. Yıllar içinde bireyler, desteklediği partiye oy vererek temsil edilme hakkını kullanmak yerine iktidardakinden kurtulmak için, iktidarın alternatifi olarak görülen, çoğunluğun teveccüh gösterdiği partiyi desteklemek durumunda kaldılar. Aslında birçok farklılığı, birçok itirazı olmasına rağmen partiye ya da adaya oylarını verdiler, desteklediler. Çünkü başka bir içerikte hayatlarına devam etme arzusuna sahiptiler ve kişisel hırslarını, toplumsal hareketlerde eritmeye çabaladılar. O istediği ya da ideolojik olarak yakın hisssettiği partiyi ya da adayı değil de seçilmeye daha yakın olarak görülen neyse onu desteklediler. Bu bazen ismini daha önce duymadığımız biri oldu bazen bir kimya öğretmeni. Bazen şehirdeki milletvekili için bazen de belediye başkanlığı için. Her türlü fedakarlığı, özveriyi gösterenler, bilmem kaç yıllık hezeyanlardan sonra yeniden yaşanan bu sonla, arzu edilmeyen sonuçla iyice tükendi. Türkiye’deki seçmenlerin birçoğu nihilist bir hale büründüler ama kimse farkında değil. Ve en garibi, herkes çılgınca kararlar vermek için fırsat kolluyor ama yine kimse farkında değil. Çünkü farkında olsalardı, Kemal Kılıçdaroğlu, böylesi önemli bir dönemeçte gerçekleşen seçimlerde aday olmak için oyun kurmazdı, gücünü suistimal etmezdi.
Herkes bir sorumlu, herkes içindekilerini kusmak için bir obje arayışına girdi seçimlerden sonra. Ne taşınacak güç ne de dayanacak takat kalmadığı için insanlarda şu sıralar herkes bir haller içinde ve muhalefete baktıkça yalnızlık hissi daha da derinleşiyor. İnsanlar ekonomik zorlukların, sorumluluklarının yanında çaresizlik, yetersizlik duygusuyla baş etmek zorunda bırakılıyor. Yalnız başına. Şu içinde bulunduğu haller ile bir şekilde uzlaşma arayışı içinde. Tek başına. Kapısını çalacak bir tanrısı bile yok.
Gerçek bir hareket, gerçek bir heyecanı, yeni bir şeye taşıyacak bir aday, bir parti yok ve belki de tüm bu siyasal organizasyonlar, yapılar böylesi bir yeniliğin ufukta olduğu dönemde yeniden tartışılmaya açılmalı. Hiçbir parti, kendisine oy verenleri bir mecburiyete bırakma hakkına sahip olmadığı gibi güç erkini de böyle elde tutmayı zorlaştırır. Değişimi, gerektiğinde kendinden başlayarak kovalamalı. Değişim sadece iktidardaki hükümetten veya iktidarın kurduğu sistemden ibaret değil Türkiye’de. Devlet mekanizması yardım bekliyor. Devletin içine öbeklenmiş çıkar gruplarından, gelecekteki düşlenen konumu, pozisyonuna dek birçok şey hastalık kapmış halde. Devlet erkanı, muhalefet, ideolojiler, marşlar. Hepsi, bir grup insanı terk etti.
Bu konuya devam edeceğiz...
0 notes
haber-zeynart · 4 years ago
Text
CHP'nin TBMM Başkanvekili adayı belli oldu
Tumblr media
CHP, TBMM Başkanvekilliğine Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ı aday gösterdi.CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Mecliste düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.TBMM Başkanlık Divanında CHP'ye düşen üyelikler için seçim yapıldığını anlatan Özkoç, TBMM Başkanvekilliğine Kocaeli Milletvekili Haydar Akar'ın seçildiğini söyledi.Özkoç, Burdur Milletvekili Mehmet Göker'in idare amirliğine; İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Giresun Milletvekili Necati Tığlı ve Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere'nin katip üyeliklere seçildiğini kaydetti.Bu adayları gösteren listenin TBMM Genel Kurulunca işaret oyuyla oylanmasıyla seçim tamamlanmış olacak.Özkoç, Şırnak'ın Silopi ilçesindeki terör saldırısında hayatını kaybeden 4 işçiye Allah'tan rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diledi.VOLKAN BOZKIR'A TEBRİKBM 75'inci Genel Kurul Başkanlığına Türkiye'den seçilen ilk kişi olan Volkan Bozkır'ı tebrik eden Özkoç, kendisine başarı diledi.Kamuya yapılan atamalarda liyakat esasının gözetilmediğini öne süren Özkoç, "Devlete yapılan atamalarda liyakata göre değil, 'Kendi yandaşımı nasıl bir yere getireyim.' anlayışıyla hareket ediliyor." ifadesini kullandı."İKTİDARA YÜRÜYORUZ"CHP'nin Millet İttifakı ile iktidar olmayı hedeflediğini belirten Özkoç, "Şu anda yoksulluk içinde olan esnafımıza, işçimize, çaresizlik içinde olan öğrencimize, kadınlarımıza, gençlerimize derman olabilmek için iktidara yürüyoruz. Read the full article
0 notes
kentdenizlicom-blog · 6 years ago
Photo
Tumblr media
KentDenizli.com sizler için yeni bir haber hazırladı: https://www.kentdenizli.com/seniz-dogan-onceligimizcocuklardir.html
Şeniz Doğan  “Önceliğimizçocuklardır”
Lösemi hastası 3,5 yaşındaki Öykü Arin için başlatılan kampanyaya kök hücre bağışında bulunarak destek veren CHP Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Doğan,  yaşam savaşı verenler için “Onlara yalnız ve çaresiz olmadıklarını göstermeliyiz” derken, göreve geldiklerinde önceliklerinin çocuklar olacağını vurguladı.
  CHP MERKEZEFENDİ İLÇE ÖRGÜTÜ
Lösemi hastası Öykü Arin için düzenlenen kök hücre bağışı kampanyasına destek veren Cumhuriyet Halk Partisi Merkezefendi Belediye Başkan Adayı Şeniz Doğan, herkesi kan bağışı konusunda duyarlı olmaya çağırdı.
ÇARESİZ VE YALNIZ OLMADIKLARINI GÖSTERELİM
Sağlıklarına kavuşmak için ilik nakli bekleyen çocuklar için kök hücre bağışında bulunan CHP MerkezefendiBelediye Başkan Adayı Doğan’a anlamlı kampanyada ilçe gençlik kolları üyeleri de destek verdi. “Öykü hepimizin evladı olabilirdi. Hayatta en zor şey çaresizlik ve yalnızlıktır. Lütfen bu insanlara, küçük Öykü’ye,Öykü gibi binlerce insanımıza çaresiz olmadıklarını, yalnız olmadıklarını gösterelim” diye konuştu.
  TARTIŞMASIZ ÖNCELİĞİMİZ
“Bizim önceliğimiz tartışmasız çocuklardır” diyen CHP Merkezefendi Adayı Doğan, “Göreve geldiğimizde bunu açıkça göreceksiniz” dedi.Doğan, bu konuda farkındalık oluşturmak için her türlü göreve hazır olduklarını da ifade etti.
SİYASETE KADIN ELİ DEĞMELİ
Alana inerek seçim çalışmalarına başlayan CHP’li Doğan’ın gün içindeki duraklarından biri de, Denizli Barosu ve Kadın Adayları Destekleme Derneği tarafından organize edilen Yerel Yönetimler Eğitimi etkinliğiydi. Kadın meclis üyesi adayları ve muhtar adaylarının katılımı ile gerçekleştirilen ve 2 gün sürecek olan etkinlikte konuşan Doğan, “Kadın elinin değdiği her yer güzelleşir, kadınlar toplumun her noktasında geleceğin inşa edicileri olmuşlardır. Bu süreçte de kadın aday ve yönetici sayısının artarak temsilde dengenin sağlanması önemlidir” dedi.
  GENÇ MESLEKTAŞINA DESTEK OLDU
Doğan’ın gün içindeki bir başka durağı, genç meslektaşının hizmete açtığı hukuk bürosu oldu. Av. Buse Bergamalı’nın Hukuk Bürosu açılışına katılan Doğan, hukuka güvenin azaldığı bir süreç yaşandığını belirtirken “Adalete güveni arttıracak, genç ve cesur avukatlara ihtiyacımız var. Genç meslektaşım Buse Bergamalı’nın bu süreçte ortaya koyacağı çalışmalarla, adaletin ve güvenin yeniden tesisi açısından önemli bir misyonu olduğunu düşünüyorum. Kendisine iş yaşantısında başarılar diliyorum” dedi.
MİLLET İTTİFAKININ İLK TOPLANTISI
Son olarak Cumhuriyet Halk Partisi Denizli İl Başkanlığı’nda Millet İttifakı’nın İYİ Partili Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ümit Bahtiyar ve beraberindeki heyetle bir araya gelen Şeniz Doğan, “Bugün Millet İttifakının Denizli’deki ilk toplantısını gerçekleştiriyoruz. Bu ittifakın başarı ile sonuçlanacağına eminim. Ülkede iktidar olmanın yolu yerel iktidardan geçiyor ve yerelde iktidarı alacağımıza inanıyorum” dedi.
0 notes
sizekitap · 4 years ago
Text
Gölgede Açan Çiçekler
Gölgede Açan Çiçekler Gevher Bayındır Aladağ Gece Kitaplığı Yayınları
Toplumumuzda ve dünyada kadın olmak gerçekten talihsizliktir. Cumhuriyetle bazı haklara kavuşulsa dahi erkek egemen toplumlarda zihniyeti, yargıları yıkmak zordur. Yöneten, yargılayan, yasa koyan çoğunluktadır. Yıllarca aynı ailenin erkeklerine eğitim hak görülmüş ama kadın yeterince annelik eğitimi almadan anne adayı olmuştur. Zaman zaman ezilmişlik, eğitimsizlik, çaresizlik yüzünden hakkını aramayı bile son çare olarak şiddette bulmuştur. Çocuk yuvasına terkedilen, kimsesiz Aslı öğretmen olarak Doğu’da bir ilçeye atanır ve aşık olur. İlk kez bir aileye sahip olmanın sarhoşluğunu yaşarken kan davası nedeniyle eşi öldürülür. Bilinçsizce intikam almaya yemin eder ve alır. Artık hapishanededir. Orada onlarca kadın suçlunun arasında, onlarca dramatik hikaye dinler. Okuma kursu açar ve bir kadının fikir vermesiyle onların hikayelerini kaleme alır Pişmandır ve “KADIN NEDEN CİNAYET İŞLER” konusuna odaklanır. Nedenlerin çaresizlik, güvensizlik, namus olduğunu ve suçluların gerçekten yeterince cezalandırılmadığı düşüncesinin onları bu yola ittiğini görür. Hapishanede aşk onu yeniden bulacak, mutlu olabilecek mi?
Kitabın Adı:Gölgede Açan Çiçekler Kitabın Yazarı: Gevher Bayındır Aladağ Yayınevi: Gece Kitaplığı Yayınları Kodu: 9786057749666 Sayfa Sayısı: 381 Basım Tarihi: 2019-10
Yazarı Sizekitap’da Ara Yazarı Twitter’da Ara Kitabı Twitter’da Ara Yazarı Facebook’ta Ara Kitabı Facebook’ta Ara
0
devamı burada => https://sizekitap.com/kitaplar/edebiyat/golgede-acan-cicekler/
0 notes
neiyigelirportali-blog · 5 years ago
Text
Psikolojik istismarın bilinmeyen etkileri
Erkeklerin ve hatunların yaklaşık % 50’si en az bir sefer eşlerinden ruhsal olarak agresif davranışlar yaşamıştır. Hatunların yaklaşık % 20’si, eşleri tarafından fizikî şiddete maruz kalmıştır. Kişilerin % 40’ı, hayatları boyunca yakınları tarafından en az bir defa zorlayıcı hareketlere maruz kalmıştır.
Her an, her konumda tesiri altında kalabileceğimiz istismarların üzerimizde bıraktığı tesirler ise hiçte hafife alınacak cinsten değil. Hanede, iş alanında, toplumsal hayatlarımızda bazen tanımadığımız kişilerce, bazen de en yakınlarımız tarafından farkında bile olmadan yaşadığımız berbat deneyimler, her hengam bizi takip eden bir gölge haline geliyor.
Değerli olan insan davranışlarına karşı farkındalığımızı artırmak ve tesiri altında kalabileceğimiz olumsuz davranışlara karşı kendimizi koruyabileceğimiz bir kalkan oluşturmak. Unutmamalı ki, bu hayata bir kere geliyoruz ve ömrümüzü yalnızca biz yönetebiliriz. Hayatımıza dahil olan kişiler ise, yalnızca bizimle tıpkı yolda yürüyebilirler.
Kelamlı tacizden kaynaklanan acı, bir ömür uzunluğu devam eder
Kolunuz kırıldığınız başta acı çeker, güzelleşme süreci boyunca o acıyı istemsizce hissedersiniz. Kırık kaynamaya başlar ve düzgünleşir. Yaşanan acıyı unutmuşsunuzdur artık. İşte ya da ilginizde yaşadığınız acıyı unutmak ise zordur. Araştırmalar bile laflı istismara maruz kalanların hayatları boyunca acıyı en derinden hissedebileceğini göstermektedir. Daha da berbatı, hadisesi hatırlatacak her ortamda, tüm acı destanını yine tecrübe etmemiz.
Zihinsel sıhhat meselelerine yol açabilir
Küfürlü bir bağlantı içindeyseniz yahut çocukken bu cins kelamlı taciz yaşadıysanız, bu deneyimler sizde kalıcı bir tesir yaratabilir. Bunun üzere deneyimler, bir insanın özgüvenine önemli formda zarar verme eğilimindedir. Mağdur her türlü öz değer hissini kaybeder ve kendine daha az paha vermeye başlar. Bu da, oluşabilecek depresyon ve ruhsal dertlere taban hazırlayan en büyük faktördür.
Yakınlarınız verdikleri zarardan habersizdirler
Fizikî şiddet, görülebilir tesirlere sebep olduğundan kabul edilebilir ve fark edilebilir sonuçlar yaratır. Kişiler acınızı paylaşır ve paylaştıkça acınızın hafiflediğine şahit olursunuz. Duygusal bir şiddete maruz kaldığınızda ise, bunun fark edilme mümkünlüğü epey düşük. Ne kadar yakınınız olursa olsun, o, her vakit sizin güzelliğinizi istiyordur. Kendini ve verdiği zararları görme eğilimi zati başta körelmiştir.
Yeme bozukluklarına yol açabilir
Duygusal taciz, fizikî olarak kimi sonuçlar doğurabilir. Beceriksiz ve sevgisiz olma hissi de ortaya çıkabilir. Bu senaryoda, hisleri tabir etmek zorlaşabilir ve bu durum, yeme bozukluklarına yol açabilir. Yeme bozuklukları ise, duygusal açlığın yol açtığı şiddetli yemeyle ya da kendine olan güvensizliğin getirdiği yememeyle önümüze çıkar.
Kelamlı ve duygusal taciz sizi unsur bağımlılığına yönlendirebilir
Kelamlı taciz, bir kişinin kendine olan inancını, sevilme ve değer duyulma hissini ortadan kaldırır. Kişi neyi yanlış yaptığını merak etmeye ve sessizce acı çekmeye başlamıştır. Bir teselli bulmak için çaresizlik içinde mağdur, husus bağımlılığına sürüklenebilir. Bu anlık rahatlama arayışı kimseyi bağımlı yapabilir.
Laflı taciz, migren ve ağır baş ağrısına neden olabilir
Sözel ve duygusal tacize maruz kalmış şahıslarda migren ataklarını yaşama mümkünlüğü, bu travmayı yaşamamış olanlara nazaran 4 kat daha yüksektir. Araştırmacılar, migren ve istismar arasındaki ilişkinin duygusal istismarda daha çokça gün yüzüne çıktığını savunuyor.
Acı, acıdır
Ağrı, fizikî ya da laflı olsun acıdır. Sizi suistimal eden birini durdurmazsanız. Lakin hangi ortamda kalıp kalmayacağınıza karar verme yetisine sahipsiniz. Ruh sıhhatinizi korumak ismine o ortamdan uzaklaşmak emin olun daha güzel olacaktır. Araştırmalar, çocukken istismara uğrayan bir kişinin, yetişkinlikte eşleri tarafından istismara uğramasının % 36 daha beklenen olduğunu göstermektedir. Kendiniz için akıllıca olanı bulmaktan hiçbir vakit vazgeçmeyin.
Hepsinden berbatı, siz de bir tacizci adayı olabilirsiniz
Kelamlı ve duygusal istismarın kurbanı olmanın en istenilmeyen yanı, sizin de bu durumla beslenmeye başlamanız olabilir. Laflı taciz ve istismarın yapan bireylerin ortak özellikleri kendilerinde eksiklik olarak gördüklerini önündekine yüklemeye çalışmak. En çok aile büyükleri yapar bunu. Zira geçmişte yapamadıklarını sen yapıyorsundur. Eşlerde de durum emsal haldedir.
Bu biçim istismara maruz kalan bireylerde bir vade sonra savunma mekanizması olarak geliştirdiği misilleme güdüsü, sizi de istismar yapan birine dönüştürebilir. Kendiniz olmaktan ve istismarlara karşı güçlü tavrınızdan hiçbir devir vazgeçmeyin.
Gizem Bozdağ
Psikolojik istismarın bilinmeyen etkileri
0 notes
giresunhaberci · 6 years ago
Text
"Birçok ilimizde şu anda öndeyiz"
http://giresunhaberci.com/bircok-ilimizde-su-anda-ondeyiz/
"Birçok ilimizde şu anda öndeyiz"
ORDU (AA) – CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, yerel seçimlere ilişkin, "Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya ve birçok ilimizde şu anda öndeyiz." dedi.
Torun, partisinin İl Başkanı Yusuf Furtun ve Altınordu Belediye Başkan Adayı Birol Yılmaz ile Altınordu ilçesi Yeni Mahalle ve Şarkiye mahallelerinde esnaf ziyaretinde bulunarak, 31 Mart'ta yapılacak seçimde destek istedi.
Torun, ziyaretlerinin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin kriz ortamında olduğunu, krizin en derin şekilde hissedildiğini öne sürerek, mevcut hükümetin bunu görmezden geldiğini iddia etti.
Tüm sektörlerde kriz olduğunu savunan Torun, şöyle devam etti:
"İnşaat sektörü durmuş halde. Tarım sektörünün içinde bulunduğu durum ise malum. Bakıldığı zaman Türkiye'de daha zor günler bizi bekliyor. Bu ülkedeki vatandaşlar geçmişte belki yağ kuyruğuna girdi, belki akaryakıt kuyruğuna girdi ama hiç sebze ve meyve kuyruğuna girmemişti. Aradan geçen 40-50 yıl sonra bize bunu da yaşattılar. Maalesef insanlar açlıkla karşı karşıya. İnsanları her şeye muhtaç hale getirdiler."
Torun, Ordu sokaklarını gezerken görünen tablonun üzüntü verici olduğunu ileri sürerek, "Nereye gitsek her taraf boş. Eskiden market, manav, bankalar dolu olurdu. İnanıyorum ki ülkede bu olumsuzluğu yaratanlar sandıkta cevabı alacaklar." diye konuştu.
Cumhur İttifakı'na değinen Torun, şöyle konuştu:
"Cumhur İttifakı kurdular ve sürekli bunu genişletmek için de uğraşıyorlar. Seçimi alabileceklerini düşünselerdi bunları yapabilirler miydi? Ankara, İstanbul, Adana, Mersin, Antalya ve birçok ilimizde şu anda öndeyiz. Bu, kendilerinin yaptığı anketlerde de açık ve net gözüküyor. Hatta son güne kadar aday değiştirebileceklerini bile ifade ediyorlar. Şu anda çaresizlik içerisindeler. Çünkü bu milleti 16 yıl sonunda getirdikleri nokta belli. Milletimiz de bu gerçeğin farkında. Bunun da mutlaka sonuçları olacaktır."
Torun, bir gazetecinin "CHP'de aday belirleme sürecinde yaşanan bazı istifaları nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Biz sosyal demokrat bir partiyiz. Düşünürüz ve tartışırız. Bu tartışma elbette bir kavga gibi algılanmasın. Bu tartışmalar farklı yerlere çekilmesin. Sonuçta biz her düşünceye saygılıyız. Elbetteki herkes düşüncesini ifade eder. CHP bundan sonra da tek bir yürek içerisinde seçimlerine devam edecek." yanıtını verdi.
0 notes
kusslokumu-blog · 7 years ago
Photo
Tumblr media
BU ÇOCUK NEDEN DOĞMUYOR? (part 2) 👶🏼 -"Sebebini galiba buldum" diyor doktor. Ateşi icat etmişçesine bir edayla. Bir de Eti bisküvisi reklamında oynuyormuşuz gibi odayı "acaba nedir nedir?" çığlıklarıyla titretiyoruz. Doktor hiç istifini bozmadan o devasa, Kaz Dağları gibi heybetli heybetli arkasında duran , siyah deri sandalyesini yavaşça arkaya doğru iterek anneye doğru yaklaşıyor ve sihirli cümleyi kuruyor; -"Hamileliğinizin ilerlediği ve göbeğinizin iyice meydana çıktığı aylarda fotoğraf çektirdiniz mi?" Bu cümle karşısında hepimiz Ağrı dağının eteğindeki uçan güvercin gibi boş boş bakıyoruz doktorun suratına. -"Evet" diyor arkadaşım şaşkınlıkla, "çektirdim ama bunun konumuzla ilgisi nedir?" Doktorun yüzünden, bahar mevsiminin ikindi vakti gelip geçen bulutlar gibi, kara bir bulut geçiyor. "Peki" diyor "karnınızı sağ elinizle üstten, sol elinizle alttan karpuz gibi tutarak poz verip, tüm sosyal medya hesaplarınızda paylaştınız mı?" Bizim şaşkınlığımız ikiye katlanıyor duyduklarımız karşısında. Baba adayı daha fazla tahammül edemiyor ve "Doktor Bey, ne saçmalıyorsunuz Allah aşkına! Manav mıyız biz? Halden karpuz değil hanımdan bebek bekliyoruz! Biz burada ramazan davulu gibi gerilmişiz, siz hala alay ediyorsunuz!" diyor. Doktor tüm profesyonelliği ile cümlesine devam ediyor; -"Sakin olun beyefendi, sizi anlıyorum ama sosyal medya yaygınlaştığından beri doğum yapabilmenin tek koşulu göbeği karpuz gibi tutup poz vermek oldu." Çaresizlik insana neler yaptırıyormuş meğer peh peh peh! Apar topar odadan çıkıyoruz. Arkadaşıma güllü dallı bir elbise alıp, kafasına çelenk gibi bir taç takarak hastanenin bahçesinde manzaranın bir nebze daha güzel olduğu noktada birkaç tane karpuz tutma pozuyla fotoğraf çekiyoruz. Dört bir koldan sosyal medya hesaplarına yüklediğimiz fotoğraflara beğeniler gelmeye başlıyor. 20 beğeniden sonra bebek doğum kanalına girdi ve 50 beğeniden sonra sancısı gelen arkadaşım acilen doğumhaneye alındı. 9 aylık macera böylece son buldu 😂😂👶🏼 --------THE END------ (Mustafa Kemalpaşa Suuçtu Şelalesi)
0 notes