Tumgik
mehmetsimsek630 · 7 months
Text
Her şey eşimin annesi rahatsızlanıp eşimin ailesinişn yanına gitmesiyle aşladı.Bir süre tek başıma kalıp kafamı dinleye bilecektim.Neyse eşimi uçağa bindirip yolladıktan sonra 2-3 gün yalnızlığın tadını çıkardım ama sıkılmaya da başlamıştım.Özelllikle de karısızlık iyice başıma vurmaya başlamıştı.Çevremden utandığım için de orospulara gidemiyordum.. Birden aklıma memlekete gitmek geldi.Hem annemde kaç zamandır yalnızlıktan şikayet edip duruyordu.Ona sürpriz yapmak için habersizce yola çıktım ama asl sürpriz beni bekliyormuş… Eve vardığında kapıyı kız kardeşim Selma açtverdi.Kendisi istanbulda öğretmendir.Okullar tatil olunca o da memelekete gelmiş.Bir süredir de aramız bozuk olduğu için bana da haber vermemişler.Birden bire aramızda soğukluk yokmuş gibi birbirimize sarıldık.İçeri girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra annemi sordum:Annem dayım hasta diye Bursa’ya gitmiş 3-4 gün sonra gelecekmiş.Yapacak bir şey yok.Haberszce gelirsen böyle olur işHte… Havadan sudan bir süre konuştuktan sonra ikimizde susup tv izlemeye başladık.Bu arada bacımı da inceliyordum:Halen aynıydı.175 boy 60 kilo,uzun bacaklar geriye çıkık küçük kalçalar,portakaldan biraz iri memeler.Yani halen tam sikmek istediğim gibiydi. Aslında uzun zamandır onu sikmeyi istiyordum.Kaç defa karımla yaparken altımda onun olduğunu hayal edip döllerimi karımın amına boşaltmıştım.Ama hep hayal olarak kaldı.Aslında o daha küçükken birkaç defa elime fırsat geçti ama her defasında korkup vazgeçtim.Hem ozamanlar o daha kızdı ve bacım oldukça tutucuydu.Başkasına günah diye siktitirmeyen kendi abisine hiç siktirmezdi…ama şimdi üç yıldır duldu ve kimseye de kendini siktirmemiştir.Yani belli etmesede yarağa hasret kalmıştı…. Ben bunları düşünürken o kadar dalmışım ki Selmanın da da bana aktığını fark edememişim .’abi ne bakıyorsun öyle’demesiyle kendime geldim.Yok bir şey deyip odadan çıkarken bacımında şortumu zorlayan sikime dikkatlice baktığını gördüm.Balkonda bir sigara içip kendime geldikten sonra odaya dönüp tv izlemeye başladım. Bu arada selma daüstüne bir şort tişört giyerek odayı süpürmeye başladı.bu saatte temizlik mi olur falan diye kızarken birden süpürmek için her eğildiğinde poposunun daha çok meydana çıktığını görüp sesimi kestim ve çaktırmadan seyretmeye başladım. Her eğildiğinde artık iyice delirecek gibi oluyordum.Çaktırmadan kalkan yarağımı düzeltip duruyordum.Bir süre sonra bacımın bilerek böyle domaldığından şüphelenmeye başladım.Tam karşımda hep aynı yeri süpürüyor ve sürekli eğilip bana daha güzel bir manzara oluşturuyordu.bir süre sonra süürgeyi bırakıp önümdeki sehpayı silmeye başladı.Her eğildiğinde memelerini de gözüme sokmaktan geri kalmıyordu bu arada.Bir ara tam benimle sehpa arasına girerek eğilip sildiği için poposu tam gözümün önünde kalkıp iniyordu.Artık emin olmuştum beni tahrik etmeye çalışıyordu.Ama halen de içimde bir korku vardı ya bana öyle geliyorsa diye.dediğim gibi bacım hem çok tutucuydu hem de ne yapacağı hiçbelli olmazdı. En sonunda cesaretimi toplayıp poposunu kast ederek ağzıma soksaydın bari dedim.O da sessizce biraz ileriye gidip temizliğine devam etti.Be n tam emin lmak için burası iyi temizlenmedi diyerek tekrar yanıma çağırdığımda hafifçe gülümseyerek yine aynı pozisyonda domalarak temizliğine devam etti.. Artık iyice emindim.Yıllardır dul olan bacım abisini azdırmaya çalışıyordu..Elimi yavaşça kalçalarının üzerine koyup hafif hafif okşamaya başladım.Elim değer değmez kaskatı kesilince önce korktum ama sonra gevşeyince ben de devam ettimAma arada abi yapma desede onun da istediğinin farkındaydım.Yavaşça yanıma çekip çekyata oturttum.Bir süre bacaklarını okşayıp tişörtünü çıkartınca altından portakal gibi zannettiğim memeleri fırlayıverdi.Artık o portakallar kavun olmuştu.Kahverengi meme başları heyecandan büyümüştü.İkimizde nefes bile alamıyorduk.Memelerini okşamaya başladım.bacım ıhh ıhh sesleri çıkarırken başımı memelerine doğru bastırıp em onları ısır onları dedi.Ben de bir yandan onları okşarken bir yandan da meme başlarına küçük küçük ısırıklar atmaya başladım. Bacım yarı çıplak bir durumda heyecandan ve aldığı zevkten titiriyordu.Yavaşça elini tutup sikimin üzerine koydum.Bir yandan da şortunu çıkartıyordum.altında amını ancak kapatan siyah kilotu vardı.bir yandan memelerini emerken bir yandan da elimi kilotunun içine sokup amını okşamaya başladım.Amı aldığı zevkle sırılsıklamdı.Amını okşadıkça iyice iyice kendini bıraktı.artık yavaş yavaş parmağımı amına sokuyordum.bacım da bu arada boş durmuyor fermuarımı açmış yarağımı okşuyor sıkıp bırakıyor.taşaklarımı avuçlarına alıyor onu bebekmiş gibi seviyordu. Artık dayanacak halim kalmamamıştı o ama mutlaka sokmalıydım.yavaşça am sularıyla ıslanan külotunu da çıkardım.Bacımın amı o kadar güzel görünüyordu ki…bir hafalık traşlı amının siyah kılları çıkmıştı.kendimden geçmiştim artık.. Bacımı yavaşça koltuğa uzatıp bacaklarını ayırdım.yarrağımı sert kıllı amının dudaklarına değdirir değdirmez aniden bacaklarını kapatarak abi ne olur yapma diye yalvardı ve doğrulmaya çalıştı.NE OLUR BENİ YAPMA .SOKMA İÇİME .SADECE SÜRT SENİN YAPMANI İSTEMİYORUM SADECE SÜRT deyince tamamaen vazgeçer korkusuyla tamam dedim. O istemeden sikmeyecektim şimdilik… Sedayı yavaşça çekyattan kaldırıp kucağıma oturttum tam sikimin üzerine.Öyle bir oturttum ki sikim amına girmiyordu ama kalçalarını öne arkaya hareket ettirdikçe am sularıyla kayganlaşan sikimin üzerine amını boylu boyunca sürüyordu.Amının sert kılları yarağıma değdikçe yarağım daha da büyüyordu. Sikim büyüdükçe Selma da kendini yarağıma daha çok bastırıyordu.artık ikimizde kendimizi zevkin kollarına bırakmıştık.sedanın çıkarttığı seslerden ve kasılmalarından onun gelmek üzere olduğunu anladım.benim de artık dayanacak gücüm kalmamıştı.Bir yandan memelerini emerken bir yandan da HADİ GEL ARTIK dedim.O anda bacım hafifi bir çığlık atarak kasılmalarla boşalırken ben de alttan amına doğru döllerimi fışkırtmaya başladım.Hiç böyle boşalmamıştım.sanki bütün damarlarım da dışarıya çıkacaktı. Bacım da boşaldıktan üzerime yığılıp kalmıştı halen titiriyordu.Gözleri kapalı abi sağol üç yıldır kimseyle yapmamıştım beni rahatlattın diyebildi ancak… Ben gerisinin de geleceğini biliyordum ama.O AMIN GÖTÜN TADINA VARMADAN ARTIK DURAMAM… Artık bacım Selma’yla oldukça samimiydik.Bacım yaraksız geçeirdiği üç yılın acısını çıkartırcasına sürekli sikimin üzerindeydi.Ama halen amına sokturmuyor sikimi amına sürtüyor öylece boşalıyordu.ama artık o da dayanamıyordu.Benimle her şeyi yapıyordu.artık bana elleriyle 31 çektiriyor ya da tam karşma oturup amını okşuyor sonra da kucağıma oturup amını yarağıma sürte sürte boşalıyordu. Böyle iki gün geçirdikten sonra o akşam annem gelecekti.İkimizde ne yapacağımızı bilmiyorduk.Annem pek evden çıkmazdı ki biz de o arada sevişelim.Bir yandan biralarımızı yudumlarken ne yapacağımızı konuşuyorduk.İkimizde birbirimizden vazgeçemiyorduk.N e ben o amdan vazgeçebilirdim ne de seda 3 yıldan sonra kavuştuğu yaraktan.En sonunda Selma-annemle konuşacağım-dedi.-Kızım anneme söylersen ya ikimizi öldürür yada kadın kalpten gider-dedim..-Merak etme baştan kızsa da o da dul halden anlar hem seninle yapmazsam eve erkek alacağımı kendimi onlara siktireceğimi söylerim.Dedikodu olur adım çıkar diye korkusundan kabul eder-deyince aklım biraz yattı ama yine de emin olamıyordum. Neyse annem geldi bir süre hoşbeşten sonra davaranışlarımızdam şüphelenip –ne oluyor siz de bir şeyler var –diye sormaya başladı.-yok bir şey –falan diyerek onu atlattıktan sonra yemeğe oturduk.Yemekten sonra bacım annemle konuşacağını söyleyerek beni evden yolladı. Gece yarısına doğru bacım telle arayarak –abi gelsene- diyerek teli kapattı hemen. O heyecanla eve nasıl vardığımı anlayamadım.Kapıyı Selma açınca şok oldum.Dudakları patlamış yüzü yediği tokatlardan kıpkırmızı.Bana sadece –sus-dedi.Anneme her şeyi anlatmış annem de o hırsla bunu bir güzel pataklamış.Bacım da-ya abim yapar ya da bütün mahallenin altına yatarım.Önce beni sonra da seni sikerler deyince başına geleceklerden korkmuş olmalı ki bir süre nasihat ettikten sonra bacımın artık yaraksız duramayacağını anlayınca kabul etmiş. Biz salonda bunları konuşurken bir yandan bacımın vücudundaki morluklara merhem sürüyor bir yandan da kanlarını temizliyordum.Aniden annem içeri girip bana hiç bakmadan –bari korun gebe kalma-deyince bacım-merak etme hap kullanmaya başladım-deyince annem odasına girip kapıyı kapattı .Çünkü bakışlarımdan benim bu gece bacımı sikeceğimi anlamıştı. O gidince uzanıp Selma nın şimiş dudaklarına bir öpücük kondurdum.Selma da aniden boynuma sarılıp –ARTIK HEM ABİM HEM DE KOCAM OLACAKSIN-Ben de –SEN BENİM HEM BACIM HEM DE KARIMSIN ARTIK-dedim.-Ama dayanamıyorum sana sahip olmalıyım- deyince bacım-bir saat daha bekle sana bir süprizim var sakın odaya gelme ama-diyerek odaya gitti. Bir saat kadar sonra beni odaya çağırdığında içeri girer grmez küçük dilimi yutuyordum neredeyse .Bacım evlendiğinde giydiği gelinliğini giymiş ,duvağını takmış ,beline bekaret kemerini bile takmış,yatağını da gerdek yatağı gibi süslemişti. Bana-İLK GECEMİZ OLACAK ARTIK SENİN KARIN OLACAĞIM HERŞEYİN ÖYLE İLK GECE GİBİ OLMASINI İSTİYORUM-deyince ona yaklaşarak yeni gelinmiş gibi duvağını açtım.Öyle güzel görünüyordu ki.Dayanamayıp dudaklarından öpmeye başladım.Duvaktan sonra bekaret kemerini de çıkardım.Bir yandan dudaklarını öperken bir yandanda gelinliğini omuzlarından sıyırıp onu çırılçıplak bıraktım.Sutyen takmamıştı.Altında ise el kadar bir tanga amının yarısını ancak kapatıyordu.Tanganın ipi götünün arasına girmiş götünün yuvarlaklığını tamamen ortya çıkartıyordu. Bacım da beni soyuyordu bu arada.Pantolonumu çıkartığında kilotumu zorlayan yarağımı okşamaya başladı.Onu da çıkartıp sikimi sıvazlamaya başladı bir yandan da –ne kadar özlemişim bunu-diye söyleniyordu.Yavaşça başını sikime doğru bastırınca ilk önce biraz direndi ama sonra yavaş yavaş ağzına almaya başladı.Başlarda acemi acemi sadece dudaklarını değdiriyordu bir süre sonra yarağın tadına alışınca artık her yerini yalamaya bir yandan da taşşaklarımla oynama ya onları yalamaya başladı.Artık dayanacak halim kalmamıştı bir anda dayanamayıp başını sikime bastırıp ağzının içine boşalmaya başladım.Seda sikim ağzında bir yanda öğürüyor bir yandan da kaçmaya çalışıyordu.Bütün döllerimi ağzına boşaltana bırakmadım onu.Bıraktığımda ağzından burnundan döllerim boşalıyordu.Hemen banyoya koştu.Geri geldiğinde bana –neden yaptın-diye sitem etti.Ona sarılıp –özür dilreim dayanamadım-diye gönlünü almaya çalıştım.O sırada annem sesimizi duyup kapıyı vurarak –ne oluyor-deyince Selma –yok bir şey ikidebir kapıya gelme karı kocanın odasında olandan sana ne –deyince annem KALTAK OROSPU diyerek odasına döndü. Ayakta bacımın boynunu öpmeye kulak memesini emmeye başladım.Bu arada meme başlarını da parmaklarımın arasında sıkıp duruyordum.Diğer elimle de amını okşuyordum.Bacım amını ilk gecesi için traş etmiş tertemiz yapmıştı.Yavaşça omuzlarından bastırıp tekrar diz çöktürdüm önümde.İlk önce-hayır-dediyse de –sen benim karımsın yatağımda da orospumsun-deyince itiraz etmeden yarağımı ağzına aldı.SAÇLARINDAN TUTUP BACIMI AĞZINDAN SİKMEYE BAŞLADIM.Ben ağzında gidip gelirken o da bu arada amını kşuyordu.Artık zamanı gelmişti bacımı kucağıma alıp yatağımıza götürdüm. Bacımı yatağa yatırdıktan sonra ben de yanına uzandım.Boynundan başlayarak her tarafını öperek emerek ısırarak amına kadar indim.Dudaklarımı amına değdirir değdir mez kasılmaya başladı.Amının dudaklarını yalıyor,dudaklarını ayırarak amının içini emiyordum.AMINI O EKŞİ TADI O KADAR GÜZELDİ Kİ anlatamam.Bir yandan da amının içini parmaklıyordumBacım ise artık kendinden geçmiş ah oh diyerek hafif çığlıklar atarak tir tir titriyordu. Artık o da dayanamıyor-ABİ NE OLUR SOK .KADININ YAP BENİ ARTIK.DAYANAMIYORUM-diye bağırıyordu neredeyse.Hiç acele etmeden bacaklarını iyice ayırarak aralarına girdim.Sikimin başını amına dayadığımda kalaçalarını kaldırarak amını bana iyice sundu.Yavaş yavaş sikimi amına bastırmaya başladım.Amı 3 yıldır sikilmediği için daracıktı sikimi smsıkı sarıyordu ama o kadar ıslanmıştı ki rahatlıkla kayıyordum içinde.Sikim bacımın amının dibine köklediğimde bacımda öyle bir OHHH sesi çıktı ki anlatamam.Artık bacımın erkeği,kocası,sikicisi olmuştum.Amının içinde gidip geliyordum.Ama öyle hırsla sikiyordum ki çıkan şak şak seslerini bacımın inlemelerini çığlıklarını annemin duymaması imkansızdı. Bir yandan bütün gcümle bacımın daracık amını sikeken bir yandan da bacım memelerini ağzıma vermiş başlarını koprttırırcasına ısırttırtıyordu.Selma nın kalçalarını kavrayıp götünü iyie kaldırdıktan sonra bir parmağımla da götünün deliğini yoklamaya başladım.Şimdiye kadar hiç sikilmemiş göt deliği ancak parmağımın başını alabildi ama bacım yine de acıyor yapma diyordu. Ben bir yandan götünü parmaklarken bir yandan da bacımın amını parçalarcasına sikiyordum.Artık gelmek üzereydim.Kulağına –GEL HADİ BEN DAYANAMIYORUM-deyince bacaklarını belime dolayıp yarağımı adeta amında hapsetti.ve HADİ demesiyle bacım gelmeye başladı.—DÖLLE BENİ İÇİME AKIT HERŞEYİ-demesiyle ben de bacımın amına boşalamaya başladım.O kadar boşaldım ki sanki amının içi bir döl denizi olmuştu.Sikimi amından çıkarttığımda döllerim amından su gibi akmaya başladı.O halde seda nın üzerine yığılıp kaldım. Bir saat kadar yatakta uzanıp hem kendimize gelmeye çalışırken hem de aynı sigarayı paylaşırken bacım her yerimi öpüp okşarken (en çok da sikimi okşuyordu)bir yandan da KADIN OLMAYI DOYA DOYA SİKİLMEYİ O KADAR ÖZLEMİŞİM Kİ diyordu. Artık bacımla ikimiz karı- kocaydıkAma benim aklımda halen bacımın götü vardı.Amıın ilk sahibi olamamıştım ama GÖTÜNÜN İLK SAHİBİ MUTLAKA BEN OLACAKTIM…. Bacım Selma’yla artık tamamen karı koca hayatı yaşamaya başlamıştık.Artık annemin yanında bile el ele tutuşuyor,öpüşüyor,birbirimizi okşuyorduk ve her gece mutlaka sikişiyorduk.Ben yıllık iznimi de almış ve iznimin son bir haftası kalmıştı.Bu arada karımın da annesi iyleşmiş iki gün sonra dönüyordu.Artık ayrılık zamanı gelmişti.Bu yüzden birbirimizden bir an olsun ayrılmak istemiyorduk. Bir gece yine seviştikten sonra dinlenirken Selma’ya-sen de bzimle beraber gel.Gül işteyken biz de gündüzleri doya doya sikişiriz-dedim.Hem annem de rahatlar her akşam oğlunun bağırta bağırta kızını sikmesi zoruna gidiyordur-dedim.O da- tamam- dedi.Sonra da çapkın çapkın gülümseyerek –hem bakarsın o da bize katılır deyince –delimisin asla kabul etmez hem senin yengen de gözün mü var kaltak-diye şakadan kızdım biraz.O da-siz evlenmeden önce onu eve getirip sikerken sizi dinleyip az amımı okşamadım-deyince olurmu ki acaba diye düşündüm.Düşüncesi bile sikimi kaldırmaya yetti.Selma’ya –eğer olursa karımı götünü siktirmesi için ikna edeceksin yoksa karımı seninle paylaşmam-dedim.Bacım uzanıp dudaklarıma bir öpücük kondurarak –daracık amımı her gece sikiyorsun ama senin gözün hep götümde-dedi. Bir yandan bunları konuşurken bir yandan da bacımın götünü parmaklıyordum.Her sikişmemizde amını sikerken götünü de parmakladığım için artık göt deliği biraz açılmış parmağım eskisi gibi götünü acıtmıyordu.Ben de –NE YAPAYIM AMININ KIZLIĞINI İLK BEN BOZAMADIM BARİ GÖTÜNÜN KIZLIĞINI İLK BEN BOZAYIM-dedim.Bacım sessizce yataktan kalkıp tuvalete gitti. Bir süre sonra geri geldiğinde elinde krem kutusu vardı.Bana-çok mu istiyorsun götümü-deyince onu yanıma çekip-hem de çok-diye fısıldadım.Selma-tamam o zaman ama yavaş yapacaksın bu göte hiç el değmedi ilk defa açılacak canımı çok yakma-deyince ne zamandır sikmek istediğim göte sahip olacağımı anladım. -Sakın korkma-diyerek bacımın başını sikime doğru bastırdım.Artık ağzına almaya alışmıştı.Hemen sikime yumulup yalamaya başlamıştı bile.Sikimi iyice kaldırdıktan sonra 69 pozisyonuna geçtik.Bir yandan bacımın amını yalarken bir yandan da götünün deliğini parmaklarımla iyice genişletmeye çalışıyordum. Bir süre birbirimizi yaladıktan sonra bacım-SİK BENİ DAYANAMIYORUM.NEREMİ İSTERSEN SİK AMA ÇABUK SİK-demeye başladı.(Selma amının yalanmasından o kadar zevk alır olmuştu ki daha dilim amına değer değmez kendinden geçiyordu)Bu arada benim yarağımda Selma’nın ağzında epey büyümüştü.SİKİŞKEN BACIM ARTIK SAKSO USTASI OLMUŞTU. Başımı bacımın bacaklarının arasından kurtarıp krem kutusunu eline verdim ve sikime sürmesini istedim.Başına gelecekleri tahmin ettiği için keme hiç acımıyor bolca sürüyordu.İşi bittikten sonra bacımı yatağın üstünde dört ayak pozisyonu aldırp domalttım ve parmağıma bolca krem alarak götünün deliğine ve parmağımın girebildiği yere kadar bolca krem sürdüm.Parmağımı sokarken bile canı yanıyordu götüne yarağı yiyince ne olurdu düşünmek bile istemiyordum. Selma’nın götünü iyice kremledikten sonra yatağın kenarına doğru çekip onu tekrar domalttım.Sikimi amına sürterek iyice kaldırdıktan sonra küçük kalçalarını iyice ayırarak siki götünün deliğine dayadım.Bacım da başını yastığa iyice batırmış başına gelecekleri daha doğrusu göt deliğinin abisi tarafından parçalanmasını bekliyordu. Selma’nın kız olan göt deliği o kadar dardı ki bir türlü yarağımı alamıyordu.O kadar uğraşmama rağmen dahabaşı bile girmemişti.Her yüklendiğimde bacımda göt acısıyla öne doğru kaçıyordu zaten.-Böyle olmaz-diyerek yerime getim.Sikime ve bacımın götüne biraz daha krem sürdükten sonra göt deliğine dayandım.Kalçalarından da tuttuğum için altımdan kaçamıyordu artık.Aniden bütün gücümle götüne yüklenince ancak sikimin başı girebildi ama bacım öyle bir bağırdı ki bütün sokak duymuştur bağırmasını.O can acısıyla öyle bir fırladı ki altımdan neredeyse sikime zarar veriyordu.Ben de tuttuğum gibi iki tokat attım. Bu sırada annem kapıya gelmişti herhalde bacımın çığlığını duymuştu-ne oluyor kızım orada –deyice bacım da –sana gelme demiyormuyum.Kocam beni sikiyor ne gelip duruyorsun.Çok merak edyorsan gel de ağabeymin beni nasıl becerdiğini seyret –deyince annem sessizce odasına döndü. Selma’yı tutup biraz daha hırpaladıktan sonra bir daha böyle bir şey yaparsa daha çoğunun geleceğini söyledim.Ama sonra pişman oldum ne de olsa hem bana kadınlık yapıyor hem deilk defa götünü siktiriyordu.Biraz öpüp okşadıktan sonra bacımın gönlünü aldım sonunda.Ben artık bana götten vermez diye korkarken bacım eğilip sikimi öperek –BUNUNLA MI GÖTÜMÜN KIZLIĞINI BOZACAKSIN BU GÖT O SİKE FADA OLSUN-diyerek kendiliğinden önümde domaldı. Zaten kremli olan sikimi bacımın göt deliğine dayayıp yüklenmeye başladım.Artık yırtılmış olan göt deliğine sikim aha kolay girdi.Bacım altımda acıdan kıvranıyor ama sesini de çıkartmıyordu.Bundan cesaret alarak iyice yükleniyordum ben de.Ama götü o kadar dardı ki zorlukla ilerleyebiliyordum.Artık tahammülüm kalmamıştı. Birden bire bütün gücümle yarağımın tamamını bacımın götüne sokuverdim.Öyle bir çığlık attı ki anlatamam.Ama u defa altımdan kaçmadı.Bir süre benim yarağım bacımın götünde öylece kaldık.Götü sikime alıştıkça Selma da sesini esiyordu.Bir süre bacımın götünde gitgellere başladım.Selma da artık alışmış kendini sikime doğru bastırıyordu.Ben bacımın götünü pompalarken bir ara yatakta kan lekeleri gördüm.BU BACIMIN GÖTÜNÜN KIZLIK KANIYDI.Selma da artık kendini bırakmış Ahhh ohhh diyerek götünü tamamen bana bırakmıştı ben de durmadan sokup duruyordum.Artık gelmem iyice yakındı.Bir yandan bacımın götünü sikerken bir yandan da amına iki parmağımı sokup parmaklarımla da amını sikiyordum. Bacım dayanamayarak –abı ben geliyorum-diyerek boşalmaya başladı.Ben de aynı anda döllerimi bacımın götüne boşaltmaya başladım. Sikimi bacımın götünden çıkarttığımda götünden dölle ve kanla karışık bir sıvı akmaya başladı.İyi ki götünün acısından kendinden geçmiş götünün durumunun farkında değildi.Yoksa bir daha götten sikişmezdi herhalde. Seda yüzüstü uzanmıştı götünün deliği de halen kapanmamıştı.Bana-abi hava giriyor deliğim çok mu genişledi-deyince-korkma birazdan eski halini alır-deyip götne pansuman yapmaya başladım. ARTIK BACIMIN GÖTÜNÜN İLK ERKEĞİ BENDİM.O artık iyice kadınım olmuştu.Bir kadının yeri de kocasının yanıdır diyerek onu da yanımda götürecektim ama bakalım karım ne diyecekti buduruma.Eninde sonunda karıma yakalanırdık bun dan eminim.Artık karım da ya beni boşar ya da aramıza katılırdı….. Selma’nın götünün kızlığını bozduğum gece dayanamayıp bacımın götünü bir defa daha siktikten sonra ikimizde zevkten ve yorgunluktan birbirimize sarılarak derin bir uykuya daldık.Sabah kapının hızla açılmasıyla yerimden fırladım odaya giren annemdi ve çok telaşalıydı.Selm yorgunluktan gözünü bile açamadı.Annem tam ağzını açmış bir şeyler söyleyecekti ki kızının götünün halini görüp bağırmaya başladı-ne yaptın sen kızı parçalamışsın .Kız kardeşini her gece becermene sırf başka erkeklerle yatıp adı çıkmasın diye ses çıkartmıyorum ama sen kızın arkasını parçalamışsın.Zaten gece o kadar bağırmasından anlamıştım-dedi.Sonra da-bu kızı bu kadar yapma daha yaşı küçük birini bulup evlendiririz ,fazla genişlemesin her yeri –deyince –tamam,dikkat ederim-deyip sabah sabah ne istediğini sordum…. Dayımın kızı Demet kocasıyla kavga etmiş bize geliyormuş.Annem-her an gelebilir hemen toplanın ve bir şey belli etmeyin sakın-diye tembihledikten soıra dışarı çıkarken –şu kaltağı da uyandır çarşafları değiştirsin yeni gelin gibi yatmasın-diyerek odadan çıktı. Annem odadan çıktıktan sonra Selma’yı öperek ,mıncıklayarak zorla uyandırdım.Uyandığında uyku sesemliğiyle o kadar sevimli,tatlı görünüyordu ki dayanamayıp dudaklarına yapıştım.Bir yandan da amını okşuyordum.Bacım-daha doymadın mı her yerim ağrıyor .Yapma-dediyse de onu dinlemedim.-Çabuk ol.Demetler gelecekmiş.fazla zamanımız yok-diyerek bacaklarını ayırıp amını yalamaya başladım.Amının yalanmasından hemen tahrik olan bacımın amı hemen ıslanmaya başlamıştı bile.Sikimi tuttuğum gibi bacımın amına dayadım ve bir defada amına kökledim.Bacım AYY diye bağırıp kalçalarını kaldırarak bacaklarını belime doladı.Hızlıca bacımı sikmeye başladım.Bu sırada annem kapıyı açarak –ben size ne diyorum siz ne yapıyorsunuz-derken ben de o anda bacımın amına döllerimi boşaltmaya başladım.Annem de –tuh size-diyerek odadan ayrıldı.Ben biraz uzandıktan sonra banyoya giderken Selma da odayı toplamaya başladı. Tam biz hazırlanıp oturmuştuk ki kapı çaldı.Gelen Demet tı. Yanında da kızları Semra ve Nilgün vardı. Kocasıyla para yüzünden kavga etmişler.Kocası da bunu dövüp işe gitmiş.O gider gitmezde Demet çocukları alıp bize kaçamış.Biraz üzüldüm ama daha çok da canım sıkıldı.Demet ne zaman küsüp evden ayrılsa bir haftadan önce dönmezdi.Ve bacımla benim de rahat rahat sikişebileceğimiz bir gecemiz kalmıştı.Selma’yla bakıştık ama ikimizde sesimizi çıkartmadık. Uzun zamandır ne Demet’i ne de kızlarını görmemiştim.Demet,165 boylarında,hafif toplu,geniş kalçalı,büyük göğüslü,makyaj yapmayan türbanlı bir kadındır.Ben süt kardeşi olduğum için benden kaçmaz yanımda günlük kıyafetleriyle oturur ben de incelerdim onu.Kızları ise en son gördüğümden beri iyice serpilmişler Semra 13 yaşına girmiş,vucudu çocukluktan çıkmış,göğüsleri belli olmaya başlamış yaşına göre iri kalçalı bir kız olmuştu.Nilgün de aynı Semra gibi ama ondan daha zayıf fakat tam lolita tipine uygun bir kız olmuştu. Oturduğum yerden bir süre sonra kızların bana bakarak fısıldaştıklarını,gülüştüklerini fark ettim.Birden ikisinin de oturduğumda toplanan şortumun paçasından görünen sikime bakarak gülüştüklerini anladım ve toparlandım.Eğer fırsatım olsaydı bu iki kızı sikmeden bırakmayacaktım.. Sohbet,tv,yemek derken akşamı bulduk.Akşam yemeğinden sonra onlar salaonda otururken ben odaya gidip tv izlemeye başladım.Bir süre sonra Semra ve Nilgün de geceliklerini giymiş olarak gelip tv izlemeye başladılar.Yaşları gereği sürekli kıpır kıpırdılar.Bir süre sonra boğuşmaya başladılar.Onlar boğuştukça geceliklerinin eteği açılıyor,göğüsleri açılıp duruyordu.Benim sikimde kalkmıştı artık.Onları seyredip çaktırmadan sikimi okşuyordum.Aniden odaya sesleri duyp gelen bacım girdi.Kızları ayırıp bana döndüğünde sikimi saklayamamıştım.Bacım eğilip kulağıma –onlar daha çocuk-deyince –ne çocuğu tan kıvamındalar.Elime geçseler nasıl sikerdim onları-sözleri ağzımdan dökülüverdi. Bacım kızarak-söyleyeyim dedim;bu gece Demet’le kızlar benim odamda yatıyor sen de kızları düşünü 31 çekersin burada-deyince-Demeti de sikerim ,kızlarını da ben bu gece seni mutlaka istiyorum yoksa gelip onların yanında seni evire çevire sikerim-diyerek odadan çıktım… Artık herkes odasına çekilmişti.Ben tek başıma porno izleyip bacımı bekliyordum.Ne derse desin yarağın tadını almıştı artık kendini siktirmeden duramayacağını biliyordum.Ben bunları düşünürken Selma odaya girince hemen yatağa çekmeye çalıştım ama-olmaz kocası Demeti çok dövmüş her yeri morarmış biraz krem süreceğim-deyince-o zaman kapıyı aralık bırak da Demet’i çıplak göreyim-dedim.-bakarız-deyip gitti.Kaını sesini duymayınca aralık bıraktığını anladım.Biraz ben de sessizce kapının önünde pozisyon alıp içeriyi seyretmeye başladım.. Demet,yatağa boylu boyunca yüz üstü uzanmış üstünde sadece beyaz kilotu kalmıştı.Selma da eline kremi sürüp vucuduna masaj yaparak sürüyordu.Arada sırada bana bakarak gülümsüyor eli Demetin vucudundayken bana göstererek dudaklarını yalıyordu.Ben de onlara bakarak 31 çekiyordum. Bacım biraz sonra Demet’in kalçalarına ve bacaklarına da krem sürmeye başladı.Bir yandan da bana memelerini gösteriyor onları kaldırıp başlarını emiyordu.Artık dayanamayıp kapının önünde döllerimi odaya doğru fışkırtarak boşaldım. 20 dakika sonra tekrar odanın kapısındaydım.Demet artık sırt üstü uzanmış bacımda Demet’in göbeğine,boynuna,göğüslerinin çevresine masaj yapmaya başlamıştı.Artık daha dikkatli oluyordum Demet gözünü açarsa beni görmemesine imkan yoktu.Ama o hallerini görünce benim ufaklık yeniden hareketlenmeye başladı.Ama bu defa 31 çekmeyecektim.Öyle yada böyle am sikecektim. Odanın kapısına iyice yaklaştığımda bacımınDemet’in kilotunu dizlerine kadar sıyırdığını ve yavaş yavaş memelerini okşadığını,amının çevresini sanki masaj yapıyormuş gibi okşadığını fark ettim.Demet de kendini bırakmış zevkten dudaklarını yalıyordu.Demet dehaklıydı aslında çünkü kocası 2 yıl önce trafik kazası yapmış o kazadan beri de erkekliği yoktu.Zaten Demet’i de bu kadar çok dövmesinin sebebi de aslında buydu.Kendi sikemeyince karsının başkalarna siktireceğinden korkuyordu. İçeriye sessizce süzülüp yatağın kenarında bacımın yanında durarak Demet’in bembeyaz vücudunu seyretmeye başladım.Bacım da bir eliyle Demet’in vucudunu okşarken diğer eliyle e sikimi okşamaya başlamıştı.Bacım yavaşça elini uzatıp Demet’in bacaklarını aralayınaca upuzun kıllarla kaplı amı ortaya çıktı.Orospu kimbilir kaç aydır amını traş etmiyordu.Yavaşça uzanıp bacımın ellerini Demetin üzerinden ayırdım ve ben okşamaya başladım.Memeleri biraz sarkmıştı ama yine de serttiler.Meme başları oldukça iriydi.Okşaya okşaya amına kadar geldim.Demet’in kıllı amını yavaş yavş okşamaya başladım.Demet de artık iyiden iyiye inlemeye başladı. Selma da kendi kilotunu çıkartarak çırılçıplak kaldı.Demet’in bacaklarını ayırarak kıllı amını yalamaya başladı.Demet’in inlemeleri artık kesik kesik çığlıklara dönmüştü.Ben de sikimi tutup arkadan bacımın sokup pompalamaya başladım.BACIM DİLİYLE SÜT KARDEŞİMİ SİKİYOR BEN DE BACIMI SİKİYORDUM.Aslında canım göt istiyordu ama bacımın götü dün gece ki sikişten sonra daha iyileşmediği için bu gece götünü sikmeyecektim. Bir ara baktığımda bacım bir yandan Demet’in amını yalarken bir yandan da götünü parmaklıyordu.Uzanıp kontrol ettiğimde Demet’in göt deliğinin oldukça geniş olduğunu fark ettim.Demek ki bizim türbanlı götten veriyormuş.Kocası da 2 yıldır sikemediğine göre ,süt kardeşimin götünü kimin siktiğini merak etmeye başladım doğrusu. Selma da artık yalamayı bırakmış Demet’in kıllı amını parmaklamaya başlamıştı.Daha doğrusu üç parmağını birden sokmaya çalışıyordu.Demet artık aldığı zevkten çığlık atmaya başlamıştı.Selma da bir yandan am sikip bir yandan amı sikilirken aldığı zevkle her şeyi unutup-OHH ABİ NE GÜZEL SİKİYORSUN DAHA HIZLI VUR DAHA HIZLI SOK BACININ AMINA PARÇALA AMIMI ABİ-diye bağırmaya başlayınca Demet’in gözlerini açmasıyla karşı karşıya kalıverdik. Bir anda yataktan kaçmak istedi ama Selma’nın eli neredeyse bileğine kadar amının içindeydi kaçamıyordu bir türlü.Selma da durumu fark etmiş Demet’in amını bırakmıyordu.Selma aniden atılarak Demet’in kollarını sıkıca tutup –ABİ BU OROSPUYU SEN DE SİK YOKSA HER YERDE ANLATIR BİZİM SİKİŞTİĞİMİZİ-deyince bacımın amından çıkarttığım sikimi süt kardeşimin amına dayadım hemen.Demet bir yandan Selma nın ellerinden kurtulmaya çalışıyor bir yandan da bana- NE OLUR YAPMA KOCAMDAN BAŞKASI YAPMADI.BANA KIYMA.HEM BİZ KARDEŞİZ-diyerek yalvarıyor,ağlıyordu.Selma artık dayanamayıp sesini bastırmak için dudaklarına dudaklarını bastırıp bana-ne duruyorsun sik artık bu kaltağı-deyince yarağımı Demet’in amına kökleyiverdim ve taşaklarımı Demet’in amına çarpa çarpa sikmeye başladım. Bir ara bacım başıyla arkamı işaret edince dönüp baktığımda şok oldum.Annem biraz önce 31 çektiğim yerde durmuş dolaptan aldığı büyükçe bir salatalığı amına sokup çıkartıyordu.Tam onu da yatağa çağıracaktım ki bizim baktığımızı fark edip koca salatalık amındayken kaçıp odasının kapısını kapatınca bacımla gülerek işimize döndük. Bu arada Selma da Demet’in dudaklarını bırakmış amını Demetin ağzına dayamış yalatmaya çalışıyordu.Demet halen direnmeye çalışsada artık bağırmıyordu.Kabullenmişti her şeyi.Ben de-ulan orospu başkasıyla sikişiyorsun bize gelince mi namuslu oluyorsun.Baksana götünün deliğine kolum girecek neredeyse-diye kızınca Demet-anana sor-diye cevap verdi.Ben de yice sinirlenip bir yandan amını sikerken bir yandan da elimi süt kardeşimin götüne sokmaya başladım. Demet de artık zevk almaya başlamıştı.Ben ona soktukça o da Selma’nın amına dilini sokuyor bir yandan da Selma’nın götünü parmaklıyordu.Selma artık dayanamayarak çığlık çığlığa boşalmaya başladı.Bütün zevk sularını damla damla Demetin yüzüne ağzına akıttıktan sonra yatağa yığılıp kaldı. Bense bir yandan Demet’in amını sikerken bir yandan da götüne elimi sokup çıkartıyordum.Demet aniden bacaklarını omzuma atıp kendini kasarak amını iyice daralttı.Ben Demeti ikiye katlamış sikerken Selma da arkadan bana yaklaşıp taşşaklarımı okşamaya başladı.Her soktuğumda Demet de-daha çok sok,parçala amımı-diye bağırıyordu artık. Benim de dayanacak halim kalmamıştı.BİR YANDAN SÜT KARDEŞİMİ BAĞIRTA BAĞIRTA SİKERKEN BACIM DA ALTTAN TAŞAKLARIMI YALIYORDU.Demet de anlamıştı arık her an boşalabileceğimi.Bana-amıma akıtma sakın gebe kalırım-dediyse de ben-kes sesini-diyerek amına sokup çıkartmaya devam ettim. Demet aniden amını sikime daha da çok bastırarak-HADİ ERKEĞİM DÖLLE KARDEŞİNİ.KOCAMIN YAPAMADIĞINI SEN YAP AMIMI DÖLLERİNLE DOLDUR.SİK KARDEŞİNİ İYİCE YARRAĞA DOYUR-diye bağırarak çığlık atarak gelmeye başladı.Ben de o anda kendimi bırakarak SÜT KARDEŞİMİN AMINI DÖLLERİMLE DOLDURMAYA BAŞLADIM.O kadar boşaldım ki döllerim Demet’in amından taşmaya başladı.Bacım Selma da taşaklarımı bırakmış Demetin amından taşan döllerimle Demetinin am suyunu yalamaya başlamıştı. Sikimi Demet’in amından çıkarttığımda Demet bacakları katlanmış öylece kalıverdi.Selma da spermlerimin tadını almış somura somura Demetin amını temizlemeye tek damlasını ziyan etmemek için götünün deliğine bulaşmış olanları bile yalıyordu.Bacım birden Demetin dudaklarına yapışıp ağzındaki dölü Demet’in ağzına boşaltmaya başladı.İkisi döllerimi paylaşıp oynaşırken beni unutmuşlardı sanki ben de o yorgunlukla uyumaya başladım. Sabaha karşı uyandığımda bacım Selma sikimi ağzına almış kaldırmaya çalışıyordu.Demet de Selma.’nın arkasına geçmiş bir yandan götünün deliğini yalarken bir yandan da bacımın amını parmaklıyordu.-Ne o siz uyumadınız mı daha –diye sorunca Selma –abi bu gece beni sikmedin.Hani beni evire çevire sikecektin-diye sitem etti.Demet de ağzını Selma’nın götünden ayırıp-ben de sizin sikişmenizi seyretmek istiyorum.Bakalım bacını da benim gibi sikiyormusun-deyince bacımı hemen yanıma çekip domalmasını sağladım.(zaten Demet bacımın amını yalayarak onu bana hazırlamıştı)Yarağımı amına dayadığım gibi bacımın amına geçiriverdim.Ben Selma’nın amına soktukça Demet de arkamdan bana sarılarak beni okşuyor taşaklarımı okşayarak bacımı daha da sert sikmemi sağlıyordu. Selma bu gece iyice tahrik olduğu için hemen geliverdi.Ben de o geldiği için canı yanmasın diye(ne de olsa kardeşiz) hemen boşalmak için daha hızlı sikiyordum.Ama bir gecede iki defa boşalınca bir türlü gelemiyordum.Artık Selma’nın canı yanmaya başlamış-hadi dayanamıyorum artık- diyordu.Birden Demet götümü ayırıp göt deliğimi yalamaya başlayınca şaşırdım ama sonra götümün yalanması o kadar hoşuma gitti ki bacımın amına gürül gürül boşalmaya başladım. Artık üçümüz de yatakta uzanmış konuşuyorduk.Sabahı bulmuştuk sikişerek.Bugün yola da çıkacağımız için uyumak da istemiyordum.Niyetim kahvaltıdan hemen sonra yeni karımı da alıp yola çıkmaktı. Birden Selma –abi biz sen uyurken konuştuk Demet de bizimle gelsin hem ikimizde artık senin karın olduk.Canın hangimizi çekerse onu sikersin-dedi.Ben-olur ama kocan kabul etmez-deyince Demet-sana gittiğimizi bilirse bir şey demez.Sana güvenir-dedi.Sonra dagülerek-kardeşini sikecek değilsin ya-deyip sikime bir öpücük kondurdu.Ben de –o zaman olur-dedim.Selma –hadi toparlan o zaman gecikmeyelim-deyince Demet kalkıp valizini hazırlamaya gitti. Demet odadan çıkınca Selma dudağıma bir öpücük kondurup-Gül yengemi aramıza alacakken Demet girdi.Hem de iki tane de çıtır kızı var-dedi hınzırca gülümseyerek.-Birinin kızlığı senin birinin ki benim olur belki-dedi.Dudaklarına biröpücük kondurup –ikisini de ben bozacağım sana bırakmam-dedim, Sonra da poposuna bir şaplak atıp –kalk bakalım kocana kahvaltı hazırla da yola çıkalım.Bunları sonra konuşuruz hem.Ama söz kızların bekaretlerini bozarken sen de yanımda olacaksın-diyerek bacımı yataktan yolladım. Ben de gözlerimi kapatıp ve SİKECEĞİM İKİ TAZECİK AMCIĞI DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM. DUL BACIM-ANNEM VE SÜT KARDEŞİM Artık dönüş zamanı gelmişti.Kahvaltımız yapmış annemle havadan sudan konuşurken Selma’yla Demet hazırlanmış olarak odaya girdiler.Annem Demet’i de hazırlanmış görünce –sen nereye kocana mı dönüyorsun yoksa-diye sordu.Ben-benimle geliyor bir hafta ben de kalacak sonra kocasına döner isterse-deyince annem-olmaz öyle şey Demet’i de götürürsen karın kızar.Hem Demet benim yanımda kalsın bacını götürüyorsun bari Demet kalsın-dedi.Ben biraz sinirlenerek –olmaz benimle kalacak.Kendi de istiyor gelmeyi.Hem senin yanında kalsa ne olacak ki.Benim yanımda mutlu oluyor hiç değilse.Kocasının durumunu biliyorsun.Kadına yazık-dedim.Annem ısrar ediyordu-olmaz hem ben yaşlıyım bana can yoldaşı olur-deyince Demet aniden yerinden fırlayarak –Demet temizlik yapar,yemek yapar.Ondan sonrada senin amını yalar götünü yalar.Sana kocalık yapar sana karılık yapar-diye bağırmaya başladı. Hepimiz bir anda şok olduk.Selma hemen çocukları dışarı çıkartıp kapıyı kapattı.Şimdi odada annem ,ben,ve Demet kalmıştık.Demet’i kolundan tutup yanıma oturttum ve-anlatın bakalım bütün bunlar ne demek oluyor.Ben yokken siz neler yapıyorsunuz böyle-dedim.İkisi de seslerini çıkartmıyordu.Selma da çocukları bırakıp yanımıza gelip oturdu.Aniden Demet’e –anlat-diye bağırınca Demet anlatmaya başladı: Meğerse benim türbanlı süt kardeşimle yaşlı olduğunu söyleyen annem bir yıldır sikişiyorlarmış.Annem utanarak salondan kaçmaya çalıştı ama onu engelledim ve-neden utanıyorsun ki kızın oğlunla sikişiyor sen de yeğeninle.Hem sen daha o kadar yaşlı değilsin senin de ihtiyaçların vardır Demet’in de-diyerek yerine oturttum. Demet’e –en başından başla anlatmaya-deyince Demet de anlatmasına devam etti:Bir yıl kadar önce yine dayak yiyip anneme gelmiş annem de gönülsüzce kalmasına izin vermiş.Birkaç gün sonra Demet annemin her sabah banyo yapmasından şüphelenip gizlice evin içinde annemi izlemeye başlamış.Bir gece annemin odasından inleme sesleri duyunca halasının eve erkek aldığını düşünüp anahtar deliğinden baktığında annemin yatağında uzandığını görmüş yanında da kimse yokmuş.Herhalde halam rüyasında sikildiğini görüyor diye düşünerek odasına dönmüş; D : Tam uykuya dalmak üzereydim ki halamın kapısının sesini duydum.Halamın ayak seslerinden mutfağa gittiğini anladım.Biraz sonra tekrar odasına girdi.Ben de sessizce odamdan çıkıp baktığımda halamın odasının kapısını kapatmayı unuttuğunu gördüm.Sessizce halamın odasına baktığımda halamın kocaman bir patlıcanı kremlediğini gördüm. İlk başta patlıcanı kremlemesine bir anlam veremedim.Ama halam yatağa uzanıp eteğini beline kadar toplayınca her şeyi anladım.Ama halamın amının o kadar büyük patlıcanı alabileceğine inanamıyordum bir türlü. Annem eteğinin üzerinden amını tokatlayarak-BU AM NELER ALDI BİR GÖRSEYDİN AMA ARTIK YAŞLANDIK-deyince Selma yanımdan kalkarak –anne ne var yaşında sen istediğin siki kaldırıp altına yatarsın.Bak ağabeymin bile yarağını kaldırdın-diyerek sarılıp yanağına bir öpücük kondurdu. D :Neyse halam elindeki patlıcanı amına sürtmeye başladı.Bir yandan da memelerini okşuyordu.Arada dayanamıyor inliyordu.Bu arada ben de dayanamamış elime donuma sokup amımı okşamaya başlamıştım.Ben de bir yıldır sikilmiyordum.Banyoda arada sırada amımı parmaklıyordum ama olmuyordu bir türlü. Neyse halam bacaklarını iyice ayırarak patlıcanı amına sokmaya başladı.Gözlerime inanamıyordum halamın amı o patlıcanı içine alıyordu işte.Yarısına kadar soktuğunda amı o kadar şişmişti ki artık patlar diye düşünürken halam patlıcanı amına iyice bastırıyordu.Bu arada ben de amımın içindeki parmakları üçe çıkartmış amıma sokup duruyordum.Baktığımda halam artık patlıcanın tamamını amına sokmuş bacaklarını zorlukla açıp kapatarak amındaki patlıcanın tadını çıkartıyordu.Artık halamın amı alışmış halam da patlıcanı köküne kadar amına sokup çıkartıyordu.Bir süre daha amına sokup çıkartmaya devam ettikten sonra halam çığlık atarak titreyerek kasılarak boşalmaya başladıBen de artık elimi tamamaen amımın içine sokuyordum ve halamla aynı anda ben de boşalmaya başladım. Boşaldıktan sonra kendime geldiğimde halamın patlıcan halen amının içindeyken şaşkınlıkla bana baktığını gördüm.HALAMIN AMININ İÇİNDE KOCAMAN BİR PATLICAN BENİM ELİM BİLEĞİME KADAR AMIMIN İÇİNDE BİRBİRİMİZE BAKIYORDUK.Sonra ben hiç sesimi çıkartmadan odama gidip kapımı kapattım. Anneme –ee nasıl Demet’i kandırıp koynuna aldın-deyince: A :Demet’in beni gördüğünü anlayınca önce çok utandım.Ama onun da elini amına sokup kendini rahatlattığını hatırlayınca biraz ferahladım.O odasına dönünce ben de banyoya gittim.Ama aklıma hep Demet’in amına eline sokup boşaldığı an geliyorduDemek yeğenim de halası gibi yarak hasreti çekiyordu.ikimizde aynı durumdaydık neden birbirimize yardım etmeyelim diye düşündüm ama bunu Demet’e nasıl söyleyeceğimi de bulamıyordum bir türlü. D :Ben de o sırada keşke o patlıcanı bana soksaydı diye düşünüyodum A :Ertesi gün ikimizde sanki o gece hiç yaşanmamış gibi davranıyorduk.Ama birbirimizin yüzüne de bakmıyorduk.Benim aklıma bir fikir geldi.Gece kapımı hiç kapatmayacaktım Demet’in de yine geleceğini biliyordum. D :Nerden biliyordun ki? A :Çünkü ikimizin de derdi aynıydı.İkimizde yarak hasretiyle yanıyorduk ve ikimizi de uzun zamandır kimse şöyle bağırta bağırta sikmemişti. Bu arada Selma da bunları duydukça dayanamamış fermuarımı açarak sikimle oynamaya başlamıştı.Demet de gözlerini kapatmış o anları tekrar yaşıyormuş gibiydi sanki.Annem ise kendini anın heyecanına kaptırmış anlatmaya devam ediyordu. A :Gece olduğunda artık dayanacak halim kalmamıştı.Bütün gün geceyi düşündükçe amım ıslanıp duruyordu.Fırsat buldukça amımı parmaklıyordum ama boşalmamaya da dikkat ediyordum.Bunu Demet’in yapmasını istiyordum am suyumu yeğenimin ağzına boşaltmak istiyordum. Selma da artık duramaz olmuş pantolonumu dizlerime kadar indirmişti.Bir yandan sikime 31 çektiriyor bir yandan da annemi dinliyordu.Ben de onun eteğini beline kadar sıyırmış amını parmaklıyordum.Bu arada Demet de mantosunu çıkartmış bizi izliyordu.Annem hiç tepki vermiyor sürekli anlatıyordu: A :Gece lambasını yaktıktan sonra yatağıma uzandım Demet’in her şeyi net görmesini istiyordum.Odamın kapısı da ardına kadar açıktı,üzerimde de sadece ipek geceliğim vardı.Kilotumu bile giymemiştim.Yavaş yavaş amımı okşamaya başladım.Bir yandan da Demet’in duyması için inliyordum.Ama zevk almaya da başlamıştım.Biraz sonra Demet’in kapısının açıldığını duydum.Dayanamamış halasının kendi kendini sikmesini seyretmeye gelmişti.Bense sadece izlemesini değil beni sikmesini de istiyordum. Demet’in beni seyrediyor oluşu beni daha da heyecanlandırıyordu.Artık amım vıcık vıcık olmuştu üç parmağımı amıma sokuyor sonra da çıkartıp Demet’e bakarak am suyumu yalıyordum.Göz gözeydik artık dayanamayıp yanıma çağırdım D :Hala,çağırmasaydın da gelecektim zaten.Artık ben de dayanamıyordum.O zamana kadar kocamdan başkası bana dokunmamıştı ve ilk dokunan halam olacaktı.Kocamdan sonra beni ilk kez halam sikecekti.Günahtan korkuyordum ama amımın sesine teslim olmuştum.Halam odaya çağırınca gidip yanına uzandım hemen…. Bu arada Demet de gelip yanıma oturmuştu.Selma’yla beraber sikimle oynuyorlardı.Selma artık sikimi ağzına almış annemin gözü önünde ağzını siktiriyordu.Bense Demet’in kıllı amını parmaklamaya başlamıştım.Selma bir ara başımı yarağımdan kaldırınca hemen Demet’in başını sikime doğru bastırdım.Selma da bacaklarımın arasına girmiş taşaklarımı yalıyordu.Annemse oturduğu koltukta bacaklarını toplamış bizi seyrediyor çaktırmamaya çalışarak kendini okşuyordu. A :Demet yanıma geldiğinde artık kendimde değildim.Amım şarıl şarıl sulanmıştı.Yıllardır vucuduma benden başkası dokunmamıştı.Yeğenim de olsa ilk defa Demetle olacaktım.Hemen Demet’in memelerini yalamaya başladım.Ammını da okşuyordum.Amı tertemizdi.Am suyuyla da pırıl pırıl parlıyordu.DayanamadımYer değiştirip bacaklarını ayıra bildiğim kadar ayırıp yeğenimin amını ortaya çıkarttım ve yalamaya başladım… Bense artık dayanamıyordum.Selma taşaklarımı yalarken ben de yarağımı Demet’in ağzına daha çok sokuyordum.Boğazına kadar sokarak süt kardeşimin ağzını sikiyordum.Boşalmam yakındı.Birden annemin gözleri önünde bacımı ağzından sikmek istedim.Sikimi Demet’in ağzından çıkarttığım gibi ayağa kalktım ve sikimi bacaklarımın arasında diz çökerek taşşaklarımı yalayan bacımın dudaklarının arasına soktum.Bacımı saçlarından tutarak ağzını iyice açamasını söyledim ve ANNEMİN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKABAKA BACIMI AĞZINDAN SİKMEYE BAŞLADIM.Demet de Selma’nın yanına gelip diz çöktü.Sırayla ikisinin de ağzını sikiyordum.Artık boşalacaktım.İkisinin başlarını yan yana getirip annemin gözlerine bakarak yüzlerine doğru döllerimi fışkırtmaya başladım.Tamamen boşaldıktan sonra sikimde kalan menileri de Selma yalayarak temizledi ve Demet birbirlerini yüzlerine saçlarına bulaşan döllerimi temizleyip hepsini yuttular ve gelip sessizce yanıma oturdular. ANNEM DE OĞLUNUN HEM KIZINI HEM DE YEĞENİNİ AĞZINDAN SİKMESİNDEN TAHRİK OLMUŞ ELİNİ ELBİSESİNİN ALTINA SOKMUŞ AMINI OKŞUYORDU.BENİN GÖZLERİMİN İÇİNE BAKARAK AYAĞA KALKIP ETEĞİNİ BELİNE KADAR SIYIRDI VE DONUNU ÇIKARDI.TEKRAR BACAKLARINI AÇIP BANA AMINI GÖSTEREREK ÜÇ PARMAĞINI BİRDEN ANİDEN AMINA SOKUP ÇIKARTMAYA BAŞLADI.Annemin amı da Demet’in amı gibi çok kıllıydı.Bunlar hala-yeğen amlarını hiç traş etmiyordu galiba…. D :Hala yardım edeyim mi?diye sorunca S :Ben yaparım dedi Selma annemin yanında diz çökerek annemin kıllı amını okşamaya başladı.Annem kendisini iyice bırakıp arkasına yaslandı ve memelerini açıp kendi meme başlarını emmeye başladı.Memeleri sarkmışı ama yaşına göre de fena değillerdi. Bu gördüklerimden sonra benim ki tekrar kalkmaya başladı.Demeti yanıma çekip dudaklarına yumuldum.Zaten belden aşağısı çıplaktı.Hemen kucağıma oturtup sikimin başını amına sürtmeye başladım. Bu arada annem ters dönerek başını koltuğun sırt yerine dayayarak domaldı ve arkadan Selma’ya amını yalatmaya başladı. Selma annemin büyük götünü ayırarak annemin amına dilini sokuyor,am kıllarını ayırarak amının dudaklarını emiyordu.Selma dilini amına soktukça annem inliyor kıvranıp duruyordu. Ben ise Demet amına yarağımı sürtüp duruyordum.Dün gece çok istememe rağmen göt sikememiştim.Ama şimdi sikecektim.Demet’i kendime iyice çektim ve alttan amına yarağımı dayadım.Bir yandan da elimi uzatarak göt deliğini okşuyordum.Demet götten sikmek istediğimi anlamıştı.Sikimi amından çıkartarak götünün deliğine sürtüyor sonra tekrar amına alıyordu.Süt kardeşim am sularıyla götünü bana hazırlıyordu. Selma annemin amını yalamayı bırakmış parmağını sokmaya başlamıştı.Annem-KIZIM BU AMA TEK PARMAK YETMEZ HEPSİNİ SOKSANA OROSPU-diye bağırınca Selma bir anda elini annemin amına daldırıverdi.Annemden öyle bir OHHH sesi çıktı ki.Annem artık kendini daha çok bastırıyordu.Selma da annemin götünün deliğine doğru tükürüp diğer elinin iki parmağını da annemin götüne sokmaya başladı…. Ben de Demet’i kucakladığım gibi onlarn yanına götürdüm.Demet’i hemen domalttım ve yarağımı amına soktum.Bir taraftan da götünün deliğini okşuyordum.Sikimi Demet’in amından çıkarttım ve götüne dayadım ve yüklenmeye başladım.Biraz yüklenince Demet’in götü yarağımı hemen içine alınca –bu ne ya senin göt çuval gibi olmuş kime siktirdin götünü-diyince annem başını çevirip zorlukla –EVDEKİ BÜTÜN AMLARI GÖTLERİ SEN Mİ GENİŞLETECEKSİN.ONUNKİNİ DE BEN AÇTIM-deyince –iyi yabancıya gitmemiş bu götü –diyerek ANNEMİN AMIYLA GÖTÜ BACIM TARAFINDAN SİKİLİRKEN BEN DE SÜT KARDEŞİMİN GÖTÜNÜ KASIKLAYA KASIKLAYA SİKMEYE DEVAM ETTİM.. Artık annemin inlemeleri çığlıklara dönmüştü.Demet de aldığı zevkle götünü daha sert sikmem için yalvarıyordu.Selma da artık bileğine kadar elini annemin amına sokup çıkartıyordu.Artık annemin götüne de bütün parmakların sığdırabiliyordu.Bana dönüp-ABİ BUNLAR BİRBİRLERİNİN GÖTÜNÜ PARÇALAMIŞLAR ANNEMİN GÖTÜ DE SOBA BORUSU GİBİ GENİŞLEMİŞ-deyince annem-KALTAK KONUŞACAĞINA ANNENE DAHA ÇOK SOK.DAYANAMIYORUM.KIZIM ANNESİNİN HEM AMINI HEM GÖTÜNÜ SİKİYOR-diyerek haykırarak boşalmaya başladı.Selma elleri annemin amıyla götünün içindeyken annemin amından sızan sularını da yalamaya başladı. Ben de gelmek üzereydim.Demet’in annemin genişlettiği götünde gidip geliyordum.Demet de artık gelmek üzereydi.-HADİ KOÇUM BEN GELİYORUM .GÖTÜME AKIT-DEMESİYLE ikimizde boşalmaya başladık.Bütün döllerimi Demet’in götüne boşalttım ve domalmışken üstüne uzanıp kaldım.Demet Selma’ yı çağırıp-temizlesene-deyince Selma gelip Demet’in göt deliğindeki döllerimi yalamaya başladı.Parmağına biraz döl alıp annemin ağzına uzatınca annem hiç sesini çıkartmadan parmağı somurarak emmeye başladı.Selma Demet’in götünü temizledikten sonra beni sikimden çekerek annemin yanına götürdü ve –ABİ ANNEM ÖZLEMİŞTİR DÖLÜN TADINI İSTERSEN SİKİNİ DE O TEMİZLESİN-diyerek annemi başından tutarak sikime doğru bastırdı.Annem biraz direndiysede dilinin ucuyla sikimde kalan döllerimi temizlemeye başladı.Aniden sikimi tamamen ağzına almaya başladı.Sikimin başına bulaşmış olanları tertemiz yaptı,taşşaklarıma bulaşmış olanları bile emiyordu.Bu arada-ÇOK GÜZELMİŞ.HARİKA.NE KADAR DA ÖZLEMİŞİM DÖLÜN TADINI.KEŞKE AĞZIMI DOLDURSAYDIN OĞLUM-diyordu.Sikimi anneme iyice yalatarak temizlettikten sonra gidip koltuğa oturdum.Bu arada Selma’yla Demet de banyoya gidip temizlenmişlerdi.Gelip yanıma oturdular.Annemse elbisesi beline kadar sıyrılmış kıllı amının içi görünüyordu.Götünün deliği ise kocaman olmuş kapanmaya çalışıyordu.Ama her ikisi de artık darmadağın olmuştu eskisi olmayacakları kesindi. Biraz soluklandıktan sonra annem de temizlenip gelmişti.Hepimiz biraz önce olanlardan dolayı şaşkındık ama hiç birimiz utanmıyorduk yaptıklarımızdan.Birden dördümüz de neşeyle boşalmış olmanın rahatlığıyla gülmeye başladık. Ben –hadi fazla zamanımız kalmadı.Annemin seni nasıl becerdiğini anlatsana-diyerek Dnize sarıldım D :Halam amımı yalıyordu.Ama nasıl yaladığını görmeliydiniz .Amımı ayırıp dilini içine sokuyor,amımı ısırıyor ,amımın her tarafını emiyor yalıyordu.Ben dayanamayıp halamın ağzına bütün sularımı boşalttım. Ben boşalnca halam yastığın altından o kocaman patlıcanı çıkartıp elime verdi ve-Hadi beni bununla sik-dedi. Halam yatağa sırt üstü uzanıp bacaklarını iki yana doğru iyice ayırdı.O zamana kadfar dikkat etmemiştim ama halamınamının kılları çok uzundu amı kıldan görünmüyordu.Kılları ayırarak patlıcanı amına dayadım ve halamın amına doğru bastırmaya başladım.Ben bastırdıkça halam daha çoğunu sokmam için kalçalarını kaldırıyordu.Artık yarısına kadar girmişti ama halam daha çoğunu istiyordu.Gece zaten hepsini aldığını gördüğüm için ben de korkmadan halamın amına koskoca patlıcanı sokuyordum. Halam kendinden geçmişti artık.Patlıcanı artık sapına kadar amına sokuyordum.Amı patlayacak gibi şişmişti.Patlıcanı bir süre kıpırdatmadan amında tuttum.Halam da amını kasıp gevşeterek koca patlıcanın tadını çıkartıyordu.Halam amını kasmyı bırakınca ben de patlıcanı amına sokup çıkartmaya başladım.Halam hiç durmadan inliyordu ama bir türlü gelmiyordu.Ben sokup çıkartmaktan yorulmuştum ama halam halen kendini siktiriyordu.Birden halam bir çığlık atarak patlıcan amındayken kasıla kasıla boşalmaya başladı.Ama ne boşalma am suları amını dolduran patlıcanın yanından bile sızıyordu.Ben de dayanamadım ve halamın am sularını yalamaya başladım.Halam-amımdakini çıkart-deyince ağzımı halamın amına dayayarak amındaki patlıcanı çıkarttım.Çıkartır çıkartmaz halamın içinde kalan bütün am suları ağzıma doluverdi.O kadar hoşuma gitti ki halamın am sularyla ağzımı doldurması anlatamam.Birazını yudumladım birazını da ağzımda tutarak halamın ağzına boşalttım.Halamın am suyunu dudak dudağa paylaştıktan sonra halama-ben de senin kocanı istiyorum –dedim.Halam da-bu gece olmaz hem artık sabah oluyor .yarın gece hem amını hem de götünü rahatlatacağım,söz…Senin kocan artık ben olacağım tamam mı?deyince biraz kızdım sonradan ona da hak verdim.Okadar büyük bir şey kime girseydi kıpırdayacak hali kalmazdı.Bakalım ben ne hale geleceim diye düşünerek yeni kocamın kollarında yarın amımın sikileceğini düşünerek uykuya daldım. Demet anlatmaya devam edecekti ama zamanımız kalmamıştı artık.Demet’i-tamam gerisini yolada anlatırsınız- diyerek susturdum.-Hadi yola çıkıyoruz toplanın artık.Yarım saate hazır olun-dedim Anneme –sen de gel hadi-deyince annem-gelmem ben tek başıma rahatım.Hem siz gelirsiniz işiniz bitince-deyice-ama burada yaraksız kalırsın belki orada yarağın altına yatarsın amın götün bayram eder-diyerek evde isterse onu sikeceğimi söyledim.Annem de –Demeti niye götürdüğünü anlamadım mı sanıyorsun kızlarını sikeceksin o yüzden götürüyorsun.Tazecik amlar dururken annenin yaşlı amını bir iki defa sikip bırakacaksın.Ben de ondan sonra sizin sikişmelerinizi dinleyeyim.Olmaz oğlum.Gelmem-dedi. Ben-tek başına dayanamazsın-deyince –o zaman Nilgün yanımda kalsın.Hem o daha küçük yaraktan korkabilir yada yarın öbür gün babasına ağzından bir şeyler kaçırır.o yüzden ben de kalsın.Hem belki ben onu alıştırırım.Tekrar geldiğinde onu yine sen bozarsın.Kızlığını alıp onu istediğin gibi sikersin-dedi. Aslında annem haklıydı.Niilgün daha küçüktü Semra ise tam sikilecek kıvamdaydı.Hem Demet de itiraz edecekti kızlarının sikilmesine bunu biliyordum.Belki kızlardan biri için kandırırdık ama ikisini birden sikiştirmezdi asla.Ama Semra’yı siktikten sonra Nilgün için fazla direnemezdi.. Nilgü’nün annemin yanında kalmasını kabul ettim.Demet’i çağırıp ona da söyledim.Demet itiraz ettiyse de tokadı yiyice sesini kesti.Ben-istersen sen de burada kızınla kal-deyince-olmaz ,geleceğim-diyerek elini yarağımın üzerine koyup okşayarak-burada benim için ne var ki kalayım-diyerek dudaklarıma bir öpücük kondurup salondan çıktı. Ben birden annemi yanıma çekip üçlü koltuğa doğru savurdum.Hemen elimi eteğinin altına sokup amını okşamaya başladım.-Madem orda olmaz diyorsun ben de seni kendi evinde sikerim –diyordum.Annem-oğlum yapma-diye üstünden atmaya çalışıyordu.Bana durmadan-ananı yapamazsın.Kendimi oğluma yaptırmam-diyerek itiraz edip çırpınıyordu.Danamayıp bir tokat attıktan sonra biraz sesini kıstı.Hemen elbisesini beline kadar sıyırıp kilounu tek hamlade ayak bileğine kadar indirdim.Ayağa kalkıp pantolonumu çıkartıkttan sonra annemi zorla domalttım ve sikimi anamın kıllı amına dayadım.Annem sikimi amında hisseder hissetmez bağırarak-olmaz sana ne amımı veririm ne de götümü.Kendimi sana siktirmem-diye bağırarak altımdan kaçtı. Bu arada Selmayla Demet annemin sesini duymuş salonun kapısından annemi sikişimi izlemeyi bekliyorlardı. Ben anneme-Ulan orospu daha bir saat önce kendini kızına siktirdin.Bana gelince mi aklına geliyor anamız olduğun.Kendini Selma’ya Demet’e siktir amın götün çuval gibi olsun bana gelince ne amdan ver ne de götten.Ben de seni ağzından sikerim o zaman.Hem biraz önce sen söyledin keşke ağzımı döllerinle doldursaydın diye-deyince annem biraz düşündükten sonra HERHALDE OĞLUNUN DÖLÜNÜN TADI BİRAZ ÖNCE HOŞUNA GİTMİŞTTİ Kİ-tamam-dedi. Selma hemen annemizin yanına gidip elinde tutarak yanıma getirdi.ve diz çöktürdü ve-İNANAMIYORUM ANNEMİN AĞZININ KIZLIĞINI ABİM BOZUYOR VE BEN DE BUNU SEYREDECEĞİM.-dedi ve zaten kalkmış olan sikimi tutup annemin dudaklarına sürtmeye başladı.Sikim iyice şahlanmıştı.BACIMIN DA YARDIMIYLA ANNEMİ AĞZINDAN SİKECEKTİM..Bacım anneme ağzını iyice açtırdıktan sonra annemin başını tutarak sikime doğru bastırınca sikim annemin ağzına girdi.Bacım da enara çekilerek ANNESİNİN AĞZINDAN SİKİLMESİNİ SEYRETMEYE BAŞLADI. Ben annemi saçlarında tutup yarağımı ağzına iyice soktum ağzının içinde git gel yapmaya başladım.Annemse ağzı oğlu tarafından sikilirken hiç sesini çıkartmıyor.Alttan taşşaklarımı okşuyordu. Ben annemi ağzından sikerken Demet de götümün deliğini yalamaya başlamıştı.Demet’in dili göt deliğime değer değmez annemin ağzını daha sert sikmeye başladım.Taşaklarım çenesine çarpıyor nefes bile alamıyordu artık.Annem- bir ara sikimi ağzından bırakıp-yavaş oğlum –dese de ben yarağımı tekrar ağzına sokup sikmeye devam ettim. Bir anda annemin ağzına boşalmaya başladım.Sanki hiç bitmeyecekti boşalmam.O kadar boşaldım ki döllerim annemin ağzında taşmaya başladı.Sikimi anamın ağzından çıkardıktan sonra annem zevkle gözlerini kapatıp döllerimin tadını çıkartmaya başladı.Selma da eğilip sikimi bir güzel yalayarak temizledikten sonra anneme- ANNE SEN DE AZ OROSPU DEĞİLMİSİN YANİ 50 YAŞINDA AMINLA GÖTÜNÜ KIZINA AĞZINI DA OĞLUNA SİKTİRDİN YA-diyerek annemin dudaklarına yapışmış döllerimi de temizlemeye başladı. Temizlendikten sonra birer sigara içip yola çıkmaya hazırlandık.Tam kapıdan çıkmak üzereyken annem beni odaya çağırdı ve pantolonumun üzerinden sikimi okşayarak-çabuk gelin olur mu.TAZECİK AMLARI GÖTLERİ SİKERKEN ANANIN YAŞLI AMINI UNUTMA.ONLAR YARRAKSIZLIKTAN ÇATLAYACAK-diyerek bana bir daha ki sefere bana kendini siktireceğini söyledi.Ona-baştan söyleseydin ya bunu sen dururken ne bacımı ne de Demet’i sikerdim.-diyerek geleceğime söz verdim.Götüne bir şaplak atarak –evlatlar annelerini çok özler.Merak etme hemen gelirim .diyerek odadan çıktım. Artık yola çıkmıştık tek geldiğim yerden yanımda iki karım ve karım olmaya aday 14’lük çıtır vardı.Bakalım fırsat bulup da bu amları götleri sikebilecekmiydim
799 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 3 years
Text
Üvey oğlum
Merhabalar, ben Leyla. Ben henüz kırk yaşında muhafazakar bir çevrede yetişmiş, iyi eğitimli bir kadınım. Üniversite okumuştum. Dediğim gibi yetiştirilme tarzımdan dolayı tesettürlüydüm. Ama evlendikten sonra çalışmayı bırakmış evimin kadını olmuştum. Eşimin ikinci karısıydım. 7 yıldan beri evliydim. Bir tane kızım var 5 yaşında ve bir de üvey oğlum var Mehmet. Yıl 1997 idi. Üvey oğlum Mehmet henüz 14 yaşında idi. Onun büyüdüğünü anlayabiliyordum. Aslında hiçbir zaman üvey çocuk muamelesi yapamamıştım. Onu da kendi çocuğum gibi büyütmüştüm. Ben evlendiğimde henüz 7 yaşında idi. Mehmet ince zayıf ama uzun yakışıklı bir çocuktu. Babasına çekmişti.
Bir nisan ayı idi erken kalkmış çocukları okula yolladıktan sonra evde temizliğe koyulmuştum. Mehmetin odasını Mehmet hakkında yeni şeyler öğrendim. Mehmet mastürbasyon yapıyordu ve önce eski bir havlu buldum, üzerine boşalmıştı. Daha yatağının altında benim eski bir çift siyah külotumu bulmuştum. Siyah külotlarımın üzerinde onun kurumuş ve beyaz lekeler bırakmış spermlerini gördüm. Aslında mastürbasyon yapması bana normal gelmişti. Ergenlik çağına girmiş her çocuk bunu yapıyordu. Ama külotlarımın orda olması bu beni rahatsız etmişti. Yatağın üzerine oturdum ve neler bildiğim ile ilgili düşünmeye başladım. Takıntısı neydi? Ben mi yoksa sıradan bir durum muydu? Ama bildiğim tek şey muhafazakar kocamın bunu duymaması gerektiğiydi. Mehmeti öldürebilirdi. O an için bulduğum her şeyi olduğu gibi yerine bırakmak oldu. Mehmeti göz hapsine almaya karar verdim.
Takip eden günlerde bulduğum külotları düşünüyordum. Ama her nedense onların kayıp olduğunu hatırlamıyordum. Günlerce onun gizli deposunu düşünmekten kendimi alamadım. Söylemeliyim ki aklımdan çıkaramıyordum bunu. Kocam ise bu saplantılardan en karlı çıkan kişi olmuştu. Onunla haftada en az 4 akşam sevişiyorduk. Aslında kocam biraz şikayet eder durumdaydı bu kadar fazla seks yapmaktan. Sonunda mayıs ayının sonlarına doğru bir şeyler denemeye karar verdim.
Normalde iç çamaşırlarımı pazardan alırdım. Ama o gün bir T-shopa gittim. Yeni ve oldukça seksi tülden yapılma kırmızı külot ve sutyen ile iki çift pembe ipekli külot aldım. Genellikle evi içinde de tesettürlü olarak dolanırdım. O gün mehmetin derslerine yardımcı olacaktım. Yeni almış olduğum kırmızı saten eşarbımı başıma bağladım ama altında saçlarımın bir kısmı görünüyordu. Ve giydiğim beyaz gömleğimin üstten bir düğmesini de açmıştım. Altımda ise beyaz ince şifon eteğim vardı. Beyaz şifon eteğin altında yeni aldığım kırmızı tülden külot ve sutyenimi giymiştim. Ve kırmızı çamaşırlarım kendini belli ediyordu. Mehmetin yanına oturdum. Biraz teşhircilik yapmak istiyordum. Ve onun yeni aldığım çamaşırları görmesini istiyordum. Mehmet ders çalışırken göz ucu ile bana bakıyordu. bazen de kalemini veya bir başka şeyi yere düşürüyordu. Eğildikçe masanın altından bana baktığına emindim. Ertesi gün Mehmet okula gittikten sonra odasına gidip yatağının altını kontrol ettim. Evet yine külotlarım spermleri ile vıcık vıcık ıslaktı. Oturdum ve anladım ki üvey oğlum benim vücudumdan hoşlanıyordu.
Öğleden sonra mehmetin okuldan gelmesini bekledim. Salonda oturuyordu. Bende yere uzanmış televizyon seyrediyordum. Sonra yerleri süpürmek için elektrik süpürgesini almaya gittim. Gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum. Salonda uzandığı yerin sağını süpürürken giydiğim eteğin altını daha iyi görebilecekti. Bugün içime amımın suyu ile ıpıslak olan düz sade beyaz külotumu giymiştim. Ve sutyenim de yoktu altımda. Göğüslerim hala iri ve taş gibiydi. Dikkatlice bakarsa kahverengi göğüs uçlarımı beyaz gömleğimin altından görebilirdi. Bana bakıyor ben ise hiçbir şey olmamış gibi işime devam edip ona frikikler veriyordum. Önünde bir kabarıklık belirmeye başlamıştı. Etrafında dönerek kalkmış sikini saklamaya çalışıyordu. Odadan çıktıktan sonra mehmette salondan ayrılıp kapısını kapatarak kendi odasına gitti.
Sonraki günlerde sadece Mehmet evde iken daha serbest giyinmeye başladım tabi aşırıya kaçmadan. Bu arada ufak kazalarda yapıyordum. Başımdan eşarbın yere düşüp saçlarımın görünmesi. Banyodan ilk kez bornozla dışarı çıkmak gibi. Giyinirken yatak odamızın kapısını açık bırakıyordum. Söylemeye gerek yok tabi ki Mehmet istisnasız 4 ten fazla mastürbasyon yapıyordu günde. Okulların kapanmasına 2 hafta kala kocam mehmetin yazın çalışması için bir tanıdığının yanına vermek istiyordu. Ben ise henüz yaşının ufak olduğunu söyledim. İlaveten başka bir planım daha vardı.
Eşim işi gereği 2 gün içinde 1 aylığına şehir dışına çıkacaktı. Bende planımı uygulamaya başladım. Eşimin gitmeden önceki son gecesi kocamla sevişmeye başladık. O gece her zamankinden daha fazla ses çıkarmıştım. Kocam beni susturmaya çalışıyordu ama çok azmıştım. O gece 3 kere orgazm oldum. Eminim Mehmet o gece uyumamış hatta gözünü bile kırpmamıştır.
Sabah saat 6da kocam evden ayrıldı. Bende yataktan kalkıp mehmetin yanına gittim. Bugün okulun son günüydü. saçlarım açıktı. Mehmet bana bir bakış attı. Kahvaltı da ona eğer bugün sınıfı geçerse bir sürprizim olduğumu söyledim.
Sabah boyunca yaptıklarımın ne kadar üzücü olduğunu düşünmekle ve onu gelişine hazırlanmakla geçti. Banyo yapıp ağda yapıp amımdaki kılları kestim. Salondaki kanepede oturuyordum. Saat 13,10 gibi eve gelmesi ile kaygılarımdan kurtuldum. Yavaşça ayağa kalktım. Üstümde bulunan pembe bornozun kuşağını açtım ve yere bıraktım. Üzerimde sadece jartiyerim çoraplarım tanga külotum vardı. Ağzımdan 'Mehmet seninim' kelimeleri döküldü. Aklı karışmış şaşkınlıktan ağzı açık kalmış öylece bakakalmıştı. Titrek ve tereddütlü bir şekilde ona doğru yürüdüm ve dudaklarından öptüm. Bana karşılık vererek boynumu boğazımı öpüp koklamaya başladı. Artık dillerimizin düellosu başlamıştı. Bildiğim tek şeyi yapacaktım. Önünde diz çöktüm ve pantolonunu çözerek külotu ile birlikte aşağıya indirdim. Daha yeni çıkmaya başlamış kılların arasında dimdik sikine bakıyordum. Babasının ki kadar büyüktü ama biraz daha inceydi. Dibinden tutup Kırmızı rujlu dudaklarımın arasına aldım. Emmeye ve dilimle yalamaya başladım. Ne beklediğimi tam olarak bilmiyordum. Kalçalarından sıkıca tutup sikini dudaklarımın içinde hareket ettirmeye başladım. Mehmet inlemeye başlamıştı saçlarımdan sıkıca tutarak sikine doğru bastırmaya başladı. Ağzından derin oh çıkarken döllerini ağzıma fışkırtıyordu. Spermleri yutmaktan başka çarem yoktu. Bende biraz zorda olsa acı keskin kokusuyla mehmetin spermlerini yuttum. Bende bu arada boşalmıştım. Külotum sularımla sırılsıklam olmuştu. Sikinden dökülen son damlaları da ağzıma boşalttıktan sonra saçlarımı bırakıp ağzımdan çıktı. Tıpkı babasının ki gibi inmesini beklediğim siki hala kaya kadar sertti ve dimdik karşımda duruyordu. Sırtüstü yere uzandım. Mehmette üzerindeki elbiselerin geri kalanını çıkarttı ve yanıma uzandı. Ve ona vücudumu gösterdim. Klitorisimin nerde olduğu, nasıl yalanacağını, amımın dudaklarının heyecanlığı zaman büyüdüklerini, göğüs uçlarının nasıl emileceğini ona gösterdim. Gece yarısına doğru sekse doymuş bir şekilde yatakta uykuya dalmıştık. İlk gün nerdeyse 10 saat sevişmiştik. Evin bütün odalarında her yerde önümüzdeki 4 hafta boyunca seks yaptık. Bir kere yaptığımız günlerin sayısı çok azdı. Mehmet boşaldıktan sonra bile hala sertliğini koruyor olması beni değişik orgazmlara götürüyordu. Klitorisim çok kullanılmaktan davul gibi şişmişti. Gün boyunca amımdan mehmetin içime boşalttığı dölleri ile karışık birlikte sular geliyordu.
Sonraki yıllarda mehmetin üniversiteye gitmesine kadar hem Mehmet hem de babası ile seks yaptım. Bazı günler hem mehmetle sonra babası ile
125 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 4 years
Text
Dolar yükselince - 1
Annemin ağzındaki erkeklik organından akan beyaz dölleri gördüm. Odanın içi boşalmakta olan Abuzer'in çıkardığı şehvetli seslerle çınlamaya başladı. Annemin ağzından çenesine, eşarbına ve pardesüsüne akıyordu döller…
Tumblr media
      *** Bölüm   1  2  3  4  5  6  ***
Babam ölünce çok sevdiğim üvey annemle bana oturduğumuz ev ve küçük bir bakkal dükkanı miras olarak kaldı. Ancak dükkan uzun zamandır kapalıydı. Babam son senelerinde yatalak olduğu için kapatmıştı bakkalı…
Annem sürekli bakkalı yeniden açıp işletmeye devam etmemi, onun babamın emaneti olduğunu söyleyip durdu. Babamın çalıştırdığı zamanlarda bile doğru düzgün iş yapmayan dükkan için,
“O bakkal bize ata baba yadigarıdır, nasıl kapatırız oğlum?” diyerek beni ikna etmeye çalıştı uzun zaman… Özel sektörde iyi kötü maaşlı bir işim ve sigortam olduğu halde annemin ısrarlarına dayanamayıp işimi bıraktım ve bakkalı yeniden açtım. Uzun zaman kapalı kaldığı için dükkan bakımsız kalmıştı. Hem içeriyi yenilemek hem de yeni mallar koymak gerekiyordu. Ama bunun için de para gerekliydi. Elimdekilerden hariç annemin iki bileziğini bozdurdum. Üzerine de bankadan kredi çekmek istedim, ama alamadım. O zaman bir arkadaşım vasıtası ile tanıştığım, Abuzer adında bir tefeciden borç para istedim. Abuzer'in gerçek işi araba galericiliğiydi. Parayı dolar üzerinden vereceğini söyledi.
“Ben sadece Dolar'la para veririm, işine gelirse!” demişti. Anneme konuyu açtığımda kabul etti, ben de Abuzer'e gidip senet karşılığında parayı aldım. Dükkanın içini yeniledim, yeni mallar koydum. Annem de babamın zamanında olduğu gibi bana yardım ediyor, çalışıyordu. Satışlar ilk zamanlar idare ediyorsa da sonradan iyi gitmemeye başladı. Satışların çoğu veresiyeydi. Veresiye defteri iyice şişmişti ama tahsilat çok azdı.
Aynı zamanda etrafımız ucuzluk marketleri ile dolmuştu ve insanlar oralardan parası yoksa bile kredi kartı ile alışveriş yapıyordu. Benim küçük bakkalıma uğrayan kalmamıştı. Abuzer'in ilk birkaç taksitini ödeyebilmiştim sadece.
Satışların iyi gitmemesinin üzerine kriz nedeniyle dolar da çok yükselince iflahım kesilmişti. Eski Doğan marka arabamı sattım, ama o bile kurtarmadı beni. Annem de elinden geldiği kadar bana destek olmaya çalışıyordu, ama hiçbiri işe yaramıyordu. Borçları ödeyemez hale gelince Abuzer'in tehditleri başladı. Beni devamlı arayıp parasını istiyor, küfür ediyordu. Annem de bu durumdan korkuyordu doğal olarak, onunla konuşarak anlaşmamı istiyordu. Ben de ona adamın anlaşmaya yanaşmadığını, parasını istediğini söylüyordum. “Beraber gidelim oğlum. Ben konuşur anlatırım derdimizi. Kadın olduğum için bana bir şey diyemez. Hem tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Ucunda ölüm yok ya!” diyordu sürekli.
Ben de sonunda, “Tamam!” dedim ve bir akşamüstü beraber tefecinin yolunu tuttuk… Abuzer beni görünce,
“Parayı mı getirdin?” dedi sert bir sesle. Benden önce annem atılıp,
“Yok Abuzer Bey, konuşmaya geldik!” dedi. Bunun Abuzer için bir anlam ifade edeceğini sanmıştı annem, ama yanılıyordu.
“Ne konuşacaksınız?” dedi masasından hiç kalkmadan. Annem gene benden önce davranıp,
“Sen ayağına gelen misafire böyle mi davranıyon?” dediğinde ayağa kalktı. Parlak kumaşlı pantolonunu çekip kirli, sarı dişlerini göstererek güldü ve
“Kim bu, anan mı?” diye sordu. Annem,
“Anasıyım evet, seninle konuşmaya geldik!” dedi yine.
“İyi iyi, şöyle geçin, konuşalım bakalım, ne konuşacaksak?” dedi ve eliyle arka taraftaki bir yeri gösterdi. Biz oraya geçerken galerinin cam kapısını kilitlediğini gördüm. Anneme uyup gelmekle hata ettiğimi o zaman anladım.
“Anne gel gidelim, bu herifle konuşulmaz!” diye fısıldadım kulağına. Annem,
“Ne diye gidelim oğlum, daha yeni geldik, dur hele!” dedi karşılık olarak.
Annem konuşarak işi çözebileceğimizi sanıyordu halen. Abuzer'i yeterince tanımıyordu. Geçtiğimiz yer önden paravanla ayrılan oda gibi bir yerdi. Dışarıdan görünmüyordu burası… İçeride bizden başka Abuzer'in üç adamı daha vardı.
Kalın bir sigarayı ortalarında dolaştırıyorlardı, içtiklerinin esrar olduğunu anladım. Üçü de tekin tipler değildi. Borç almaya geldiğim zaman da görmüştüm onları. Hapse girip çıkan sabıkalı uğursuz tiplerdi. İçlerinde en büyük görüneni Vakkas'dı. Vakkas bana,
“Hoş geldin gardaş!” derken diğer ikisinin gözü annemin üzerindeydi. Anneme yine,
“Gidelim, başımıza iş açacaklar!” diye fısıldadım, ama annem,
“Dur hele oğlum Allah Allah, konuşalım önce!” diyerek beni tersledi.
Adamlardan o da çok rahatsız olmuştu, ama bir şey diyecek hali yoktu. Benden çok o gelmek istemişti. Abuzer yanımıza gelince annem hemen konuyu açtı. Abuzer alaycı bakışlarla bir bana bir anneme bakıp duruyor ama annemin konuşmasını hiç dinlemiyordu. Ancak annem konuşmasını bitirince,
“Hanım bırak şimdi bu süslü lafları… Kısacası ben paramı istiyorum!” diye sert bir karşılık verdi.
“Yeniden düzenle borcumuzu, ödemeyecek değiliz, kaçmıyoruz. Ama dolar çok yükseldi, belimizi büktü. Ödeyemiyoruz bu şekilde… Borçlarımızı Türk Lirasına çevir, öyle senet yap ödeyelim!“
"Ben oğluna en başında sadece dolar veririm dedim, sen de tamam demişsin, ben de verdim. Şimdi kalkmış benden Türk Lirasıyla senet istiyorsun, benim alnımda enayi mi yazıyor? Hem ben banka mıyım yeniden düzenleme yapayım? Ya borçlarınızı getirirsiniz, ya da senetleri işleme koyarım, neyiniz var neyiniz yok elinizden alırım!” İçerdeki ortam gittikçe elektriklenmeye başlamıştı. Abuzer bana döndü,
“Sen adam değil misin lan ananı da alıp gelmişsin buraya pezevenk!” deyince,
“Düzgün konuş!” dedim öfkeyle. Ancak Abuzer düzgün konuşacak bir tip değildi. Annem de,
“Abuzer Bey sen nasıl konuşuyorsun?” deyince,
“Senden mi öğrenecem ben nasıl konuşacağımı?” dedi yanıt olarak. Sonra da, “Bu parayı sike sike ödeyeceksiniz!” deyince, annem,
“Sen nasıl konuşuyon?” dedi bağırarak… Abuzer karşısında kadın olmuş, erkek olmuş fark etmeksizin konuşan biriydi. Annemin bağırmasına karşılık,
“Bana bak kadın… Ya parayı ödersiniz ya da ben başka türlü almasını bilirim!” dedi sertçe… Abuzer'in bu sözleri üzerine annem,
“Sen tefecilik yapıyorsun, seni polise söyliycem!” demez mi? Bir anda kıyamet koptu.
Abuzer anneme küfretmeye başladı. Bunun üzerine Abuzer'in üzerine yürüdüm ama araya adamları girdi. O kadar öfkelenmiştim ki orada bizden hariç üç kişi olduğunu unutmuştum.
Abuzer'in adamları beni tutarak vurmaya başladılar. Üç kişi oldukları için gücüm yetmiyordu. Abuzer de annemi kolundan ve ağzından tutmuş bağırmasını hareket etmesini önlüyordu. Annem elinde kuş gibi çırpınıyordu. Beni epey hırpaladılar. Ağzım yüzüm kan içinde kalmıştı. Abuzer,
“Sen laftan anlamıyorsun, sana bir ders verelim de aklın başına gelsin!” dedi anneme… Arkasında kalan bir kapıyı açarak annemi içeri sürüklerken adamları da beni tutup oraya götürdüler. Burası penceresi olmayan dikdörtgen şeklinde bir odaydı. Uzun duvarlardan birinin önünde metal bir karyola vardı. Odanın duvarlarına arabesk şarkıcıları ile pørnø dergilerden kesilmiş sayfalar yapıştırılmıştı bir sürü. Üzerine gazete kağıdı serilmiş küçük bir masa ile önündeki sandalyeden hariç başka da eşya yoktu. İçerinin bu görüntüsü başımıza gelecekler konusunda beni fena korkuttu. Annem duvardaki pørnø resimlere bakmamak için gözlerini kaçırarak,
“Allah belanı versin hayvan herif, bırak beni, bırak kolumu, bırakın bizi, oğlumu bırakın!” diye feryat etmeye başladı.
Ama kolunu sıkıca tutmuştu Abuzer ve annemin gücü ona yetmiyordu. Ancak boştaki sol eliyle Abuzer'in suratına tokat atmaya muvaffak oldu. Ama bunun karşılığı suratına yediği tokatla yumruk arası bir darbe oldu. Annem sarsılmıştı, Abuzer iri yarı güçlü bir adamdı ve kodumu oturtan tipteydi. Adamlarına,
“Bağlayın şu herifi…!” dedi sandalyeyi göstererek. Adamları masanın önündeki metal kahvehane sandalyesine oturttular zorla ve nerden bulduklarını bilmediğim bir plastik cırt kelepçe ile ellerimi arkadan bağladılar.  Ayaklarımı da aynı şekilde kelepçelerle sandalyenin ayaklarına bağladıktan sonra ağzımı da koli bandı ile bantladılar.
Abuzer bunlar olurken annemi tutmaya devam ediyordu. Annem sürekli kurtulmak için çırpınıyor, ağlıyordu. Bense olacakları tahmin ediyordum. Öfke ve utançla başımı eğdim. Abuzer'in benim gözümün önünde anneme fena şeyler yapacağını anlamıştım. Zavallı annem… Abuzer başıyla işaret yapınca Vakkas belinden bir silah çıkarıp başıma dayadı. Silahı gören annem kireç gibi oldu. Abuzer'in elinden kurtulup bana sarıldı sıkıca ve
“Yapmayın, vurmayın oğlumu!” diye bağırdı. Abuzer,
“Bak hanım, oğlunun ölmesini istemiyorsan her dediğimi yapacaksın!” dedi öfkeyle ve yeniden annemi kolundan tutup kendine çekti. Annem korkudan hıçkırarak ağlıyordu. Abuzer sözlerini tekrarlayınca, annem,
“Tamam yapıcam, ne olur yapıcam, bırakın oğlumu, bırakın!” dedi gözyaşları arasında. Abuzer bunun üzerine Vakkas'a tekrar işaret yaptı ve o da silahı başımdan çekti. Anneme,
“Bu akşam bizi memnun edeceksin, yoksa oğlunu öldürürüz!” dediğinde, annem,
“Ne demek istiyorsun?” dedi titreyen sesiyle.
“Bu akşam seni sikicez, itiraz edersen oğlun ölür!” dediğinde annem önce şoka uğradı, sonra da suratına vurmaya çalıştı, ama diğer iki adamı, Halim ve Remzi engel olup annemin kollarını tuttular. Abuzer,
“Karar senin!” dedi sakin bir sesle… “Ya oğlunun canı, ya benim dediklerim…” Bu arada ben de sandalyede umutsuzca kıpırdanıp kurtulmaya çalışınca Vakkas tekrar başıma silah dayadı. Annem silahı görünce,
“Tamam, yapıcam, bırakın oğlumu, yapıcam!” dedi korkuyla…
Salya sümük ağlamaya devam ediyordu. Dudakları istemsizce titriyordu. Şimdi annem dört adamın ortasında çaresiz kalmıştı. Ben elim kolum ve hatta ağzım bağlı halde karşısında hiçbir şey yapamadan oturuyordum sandalyede. Abuzer sırıtıp,
“Ha şöyle yola gel!” dedi, kirli ve sarı dişlerini göstere göstere gülerken. Ardından Halim ve Remzi'ye, “Siz çıkın!” dedi, ikisi de sırıta sırıta çıkarken başıma silah dayayan Vakkas kaldı içerde… Adamlar çıkıp kapıyı kapatınca Abuzer soyunmaya başladı. Az sonra üzerinde sadece siyah çorapları ile kalmıştı. Yarağı inik halde bile kasıklarından aşağı sarkıyordu. Annem başını öte tarafa çevirmişti, ağlamasına devam ediyordu. Abuzer yarağını bana doğru sallayıp,
“Bununla sikecem ananı… Amına koduğumun çocuğu, benim paramı vermemek neymiş, bir de gelip posta koymak neymiş görürsün!” dedi. Sonra da anneme,
“Hadi yala şunu bakayım!” diye bağırdı. Annem hareketsiz kalınca, “Yala ulan orospu!” diye daha yüksek sesle bağırdı bu sefer.
Elinde silah olan Vakkas da annemi omuzlarından tutup zorla diz çöktürdü Abuzer'in önünde… Abuzer'in elinde tespih gibi salladığı yarağı şimdi tam karşısındaydı. Annem, 40 yaşında, ağır başlı, kendi halinde bir kadındır. Beni kendisinin doğurmadığını, annem bebekken ölünce babamın evlendiği ikinci karısı olduğunu biliyordum. Yani gerçekte üvey annemdi, beni doğurmamıştı, sütünü emmemiştim.
Ama buna rağmen aramızda üvey evlat, üvey annelik gibi bir durum çok nadir olmuştu. Geçmişte birkaç defa beni çok sinirlendirdiği zamanlarda öz değil üvey annem olduğunu s��ylemiştim yüzüne. O zaman da,
“Doğru söylüyorsun yavrum, seni ben doğurmadım!” diyerek başını eğmişti. Onu dışarıda başı açık, yaz sıcağında kısa kollu giyerken bile görmemiştim. Beyaz tenli, uzun yüzlü, hafif kilolu bir kadındı. Orta boyluydu. Dışarı çıkarken her zaman üzerinde manto veya pardesü olurdu. Başı hep bağlıydı.
Bugün de öyleydi. Üzerinde lacivert renkli bol bir pardesü, başında da omuzlarını ve göğsünü örten siyah beyaz puantiyeli eşarbı vardı. Ayaklarına  eskimiş siyah kolej ayakkabılarını giymişti yine. Karşısındaki Abuzer ise 45 yaşında, esmer, uzun boylu ve iri yarı, oldukça kıllı pos bıyıklı bir adamdı. Üç karısı ve on çocuğu olduğunu ondan para almaya geldiğimde söylemişti, övünerek anlatmıştı bunu… Annem şimdi Abuzer'in önünde diz çökmüş durumdaydı, başı eğik halde ağlıyordu. Buraya gelmekle büyük hata etmiştik. Annem sözlerimi dinlememişti hiç… Şimdi içinde olduğumuz durumdan benim kadar o da suçluydu. Üstelik beni bakkalı açmaya ikna eden, Abuzer'den dolarla borç almama sebep olan da oydu. Aslında tüm bu olanlardan annem sorumluydu. Abuzer yarağını sallamaya devam ediyordu. Bu haliyle uzun ve kalın bir sosise benzeyen yarağını annemin tam ağzının önünde sallarken,
“Yalasana lan amcık!” dedi sırıtarak. Bu sırada bana da bakıp gülüyordu. Annem başı öne eğik halde,
“Oğlumu çıkarın dışarı, onun önünde yapmayın bari kitapsız herifler!” dedi ağlamalarının arasında…
Ancak Abuzer annemin çenesini kavrayıp başını kaldırdı ve zorla bana baktırdı. Annemin gözleri ağlamaktan şişmişti,
“Oğlun da görecek sikimi yaladığını… Benim paramı vermemek neymiş görsün!” dedi öfkeyle. Annem utançla gözlerini kaçırıyordu bu sırada. Bana bakmamak için direniyordu. Abuzer tekrar,
“Yala!” diye bağırdı. Bir müddet tedirgin duran annem daha sonra Abuzer'in yarağını ağzına aldı. Önce ne yapacağını bilmiyormuş gibi durdu ama sonra sağ eliyle yarağını tutup kafasını da pipetten su içiyormuş gibi çekmeye, emmeye başladı. Abuzer annemin başını eşarbının üzerinden okşayıp,
“Ohhh, çok güzel, yala benim orospum, yala sürtük…!” demeye başladı. Çaresiz bir halde karşımda yaşananları görmemek için başımı eğip gözümü kapadım, ama kafama silahın kabzası ile sert bir darbe yedim. O ana kadar sessiz duran Vakkas,
“Başını eğme ulan, bak da gör orospu çocuğu, anan nasıl sakso çekiyor izle!” dedi kahkahayla. Ardından da, “Eğer izlemezsen anan gibi seni de sikeriz, sana etek giydirir kadın yaparız, orospu yaparız, anladın mı orospu çocuğu?” dedi.
“Biz adamı madam yaparız ulan!” diye adeta kükredi Abuzer de bana bakarak.
Bu anda annem de ağzındaki yarağı çıkarttı, korku ve utançla kısa bir süre baktı bana… Annemin yarağını ağzından çıkartması Abuzer'in hoşuna gitmedi. Çenesini sıkıp,
“Sen devam et sürtük!” dedi öfkeyle. Annem ses çıkartmadan kaldığı yerden devam ederken Abuzer de başını iki eliyle üstten sıkıca tutmuştu.
İlk başta inik olan yarağı annemin emmeleri ile kalkmaya başlamıştı. Annem şimdi başını ileri geri oynatarak yarağını emerken sağ eliyle de sıvazlıyordu. Gözleri kapalı halde dizlerinin üzerinde ileri geri sallanıyordu ara sıra. Abuzer'in yarağı kısa süre içinde bir roket gibi havaya dikilmiş ve annemin ağzını doldurmaya başlamıştı. Yarağının kafasının annemin ince beyaz yanaklarında yaptığı şişkinliği görüyordum.
Annem yine gözleri kapalı, bazen sağ bazen de sol eliyle yarağını sıvazlıyor ileri geri oynattığı başı ile ağzına almaya devam ediyordu. Ara sıra gözlerini açıp ağzına gelen sıvıları parmağının ucu ile temizliyordu. Sonra da kaldığı yerden devam ediyordu. Abuzer'in yarağından akan zevk sıvılarıydı bunlar. Yüreğim çaresizce güm güm diye atıyor, karşımda yaşananları bir sinema filmi izler gibi izliyordum. Abuzer annemin başını sıkıca tutmuş şimdi kendisi yarağını ağzında ileri geri oynatıyordu. Annemin gözlerinden akan yaşlara dudaklarından ve çenesinden akan salyalar, tükürükler karışıyordu. Öğürür gibi sesler çıkartıyordu. Bu ara annem başını öbür tarafa çevirmek istediğinde Abuzer yarağı ağzında olduğu halde annemin başını tutup bana çevirdi. O an annemle göz göze geldik. Annemin yaşadığı utancı hiçbir kelime anlatamazdı.
Benim de ondan aşağı kalır yanım yoktu. Abuzer hem bana hem anneme ağır küfürler edip durdu bu anlarda. Dizlerini biraz öne kırmış ve eğilmişti. Annemin başını benden yana çevirmiş sıkı sıkı tutuyor, onun hareket etmesine engel oluyordu. Annem boştaki ellerini havada sallıyor, zaman zaman Abuzer'in kalçalarını tutuyor ama çoğunlukla kendini kaybetmiş şekilde oraya buraya oynatıyordu. Abuzer annemi ağzından sikiyordu. Ona sakso çektirmiyor, ağzından sikiyordu resmen… Yarağı artık kocaman kalın bir patlıcana dönüşmüştü ve annemin boğazına kadar girip çıkıyordu.
Annem gözlerini benden kaçırmaya çalışsa da içinde olduğu durumda bunu yapamıyordu. Ben de Vakkas'ın kafama dayadığı silah nedeniyle ne başımı eğebiliyordum ne de gözümü kapatabiliyordum. Karşıma, anneme bakmaktan başka çarem yoktu. Vakkas da benim gibi olan biteni izlerken fermuarını açıp dışarı çıkardığı yarağını okşamaya başlamıştı. Sağ eliyle silahı tutarken sol eli yarağındaydı. Kara kuru, ince uzun bir adam olan Vakkas'ın yarağı da uzun kara bir patlıcan gibiydi. Bir bana bir anneme bakıyor ve pis pis sırıtıyordu. Zaman ilerledikçe Abuzer'in yarağı annemin ağzına ancak yarısına kadar girer olmuştu. Annemin ağzı daha fazla açılmıyordu. Gözyaşları, tükürükler, salya ve sümük hepsi birbirine karışmıştı.
Abuzer adeta bir kadını domaltmış sikiyormuş gibi sikiyordu annemin ağzını. Kasıkları annemin ağzına şiddetle vuruyordu. Şişmiş ve küçük birer topa dönüşmüş taşakları sallanıyor, annemin çenesine çarpıyordu ara ara. Abuzer'den böğürtüler, homurtular ve inlemeler gelmeye başladığında hareketleri de çoğalmış, hızlanmıştı. Annem artık nefes almakta bile zorluk çekiyordu. Abuzer'in zorla benden yana çevirdiği uzun beyaz yüzü kıpkırmızı olmuştu. Derken odanın içi Abuzer'in ayı gibi çıkardığı seslerle çınlamaya başladı. Annemin ağzındaki yarağından akan koyu beyaz dölleri gördüm. Annemin ağzından çenesine, eşarbına ve pardesüsüne akıyordu döller…
Abuzer annemin ağzına boşalmıştı. Boşalırken de ileri geri hareketlerle yarağını annemin ağzına sokup çıkartmaya devam etti. Sonunda durduğunda çıkardı yarağı ağzından. Annem başını öbür tarafa çevirdi, ellerini ağzına götürüp öğürmeye başladı. Vücudu sarsılıyordu.
Bu sırada Vakkas kirli bir el havlusunu anneme uzattı. Annem havada kaptığı havlu ile ağzını kapattı. Uzun uzun öğürmeye devam ederken kusacağını sandım ama aksine kusmadı. Abuzer'in ağzına akıttığı döllerini yutmuştu. Kendine geldiğinde havlu ile yüzünü gözünü de sildi. Ağlaması kesilmişti. Dizlerinin üzerindeydi halen. Bana hiç bakmıyordu. Abuzer Vakkas'a,
“Hadi aslanım, geç bakalım sıra sende!” dedi sırıta sırıta. Sonra da,
“Bu karı yanıyor ha, manyak yanıyor hem de. Karı milletinden iyi anlarım ben, acayip yanıyor. Görüntüsüne bakma. Yanmayan karı döl yutmaz Vakkas, yanmayan karı döl yutmaz, bu orospu hepsini yuttu!” dedi gülerek. Sonra da suratıma bir tokat atıp,
“Senin anan yanıyor lan orospu çocuğu, baban hiç sikmemiş mi bu garibi?” dedi kahkaha atarak. Babam öldüğünde 60 yaşındaydı, annemle aralarında yirmi yaş fark vardı, son birkaç senesinde de yatalaktı. Doğal olarak annem yıllardır cinsel ilişkiye girmemiş, erkek yüzü görmemişti.
Bir kadın olarak onun da cinsel ihtiyaçları vardı elbette, ama bunun Abuzer tarafından böyle dile getirilmesi kanıma dokundu. Annem için, “Yanıyor bu kadın!” demesi beni çok sinirlendirdi. Hatta annemi sikecek olmasından bile çok… Ama sinirlensem de yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Derken Vakkas elindeki silahı Abuzer'e uzattı ve soyunup annemin önüne geçti. Çoktan kalkıp sertleşen yarağını tutarak,
“Hadi bakalım, sıra bende!” dedi sırıtarak… Annem fısıltılı bir sesle,
“Çocuğu çıkarın dışarı, Allah aşkına çıkarın!” dediğinde, Abuzer,
“Çıkmayacak ulan!” dedi sinirle. Sonra da annemin kafasına tokat attı. Annem sesini çıkartmadı bu tokattan sonra. Gözlerinden akan birkaç damla yaşı sildi. Başını kaldırıp,
“Dizlerim ağrıdı, şu yastığı verin bari!” dedi Vakkas'a. Vakkas yatağın üzerindeki kirli yastığı alıp uzattı anneme. Annem bunu dizlerinin altına koydu. Şimdi Vakkas'ın yarağını ağzına alacaktı…
*** Devam  ***
107 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 5 years
Text
Kocayı Aldatmak - Nazmi
Tumblr media
Hafif balık etli, bembeyaz teni olan, siyah saçlı, siyah gözlü, ayıp söylemesi, mükemmel diyebileceğim vücudu olan bir kadınım. Kocamla sekiz yıldır evliyiz.
İlk yıllarımızda da kocamla harika günler geçirdik. Son birkaç yıldır cinsel yönden biraz duraklama dönemine girdik. Kocamın işi nedeniyle yorgun olması, üstüne de hayat şartları eklenince, kocamla ilişkiye giremez olmuştuk.
İşi pazarlama üzerine olduğundan evde beni yalnız bırakıp gidiyor, günlerce haftalar boyu yalnız kalıyordum. Yalnız kaldığım gecelerden, telefonda konuşmanın yetmediğinden şikayet etmeye başlayınca biz de webcamla, görüntülü sohbetle tanışmış olduk.
Derken günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. Vakit öldürme adına internette okey oynamasını kocamdan öğrendim. İşte ne olduysa o okey yüzünden oldu… Nazmi ile okey oynarken tanışmıştım. Oyun esnasında o kadar şakacı ve espriliydi ki, her internete girdiğimde gözüm onu arıyor, onunla oyun oynamadan duramıyordum. Birkaç hafta boyunca hemen hemen her gün oynuyorduk.
Bir gün benden özel görüşme istedi. Ben de ilk önce çekinerek gerek olmadığını söyledim. Gerçekten o ana kadar aklımdan bile geçmemişti. Bir yabancıyla, hele başka bir erkekle görüşmeme kocamın tepkisi ne olurdu bilemiyordum, ama eminim çok kızardı.
Nazmi ise ısrarla webcamda beni görmek istiyordu. Doğrusu yalan söyleyemem, ben de onu merak ediyordum. Sonra kocamla webcamda görüştüğümü, fakat onunla yapamayacağımı, kocamdan çekindiğimi kendisine yazdım.
Bana programa girmekle bir şey olmayacağını, sadece görüşeceğimizi, kocamı aldatmış sayılmayacağımı anlattı uzun uzun… İlk kez birine webcam açıyordum. İlk kez ekranda onu gördüğümde biraz yadırgadım. Sonra günler geçtikçe ona alışmaya başladım. Bu benim için bir ilkti. Kocamdan sonra, sanal da olsa, bu kadar içli dışlı, samimi konuştuğum ilk kişiydi.
Webcamda her birbirimizi gördüğümüzde çok güzel olduğumu söyleyip, iltifat üzerine iltifatlar ediyor, o böyle yazıp konuştukça içim bir hoş oluyordu. Kaşlarımı gözlerimi saçlarımı çok beğeniyormuş, dudaklarım etli, tam istediği gibiymiş, vücudum çok orantılı ve harikaymış falan filan…
Nazmi’yle ilişkimiz gittikçe değişik bir hal alıyordu. Gittikçe samimiyetimiz ilerlemişti. Şakayla karışık bana erotik fıkralar, hikayeler anlatmasını bile yadırgamaz hale gelmiştim. O anlatırken altımın ıslandığını hissediyordum.
Evet, sonunda ne yapıp etmiş, konuyu cinselliğe kadar getirmişti. Benim için ilk olan bu tür konuşmalar beni heyecanlandırıyor ve kalbimin hızlı bir şekilde küt küt atmasına sebep oluyordu. 
Yine de kocamı aldatmış saymıyordum kendimi… Gerçek değildi ki bunlar… İkimiz de bilgisayarın arkasındaydık, eli elime değmiyordu ki… Ne günah işliyorduk, ne de zina yapıyorduk.
Şimdi düşünüyorum da… Aslında bunlar Nazmi’nin bana empoze ettiği, benim de ayıla bayıla katıldığım, yalnız yaşadığım susuz çölde bir vaha bulmuş gibi üstüne atladığım, alttan alta beni kemiren suçluluk hissini yok eden, rahatlatan düşüncelerdi.
Bir gün yine yalnızdım. Gündüz vakti webcamda tekrar sohbet etmeye başlamıştık. Benim güzelliğimin kendisini çok etkilediğini söylerken ne demek istediğini, neresinin etkilendiğini elbette anlıyordum, ama bunu kendisine belli etmiyordum.
Benim de ondan kalır yanım yoktu aslında… Ben de ondan etkilenmiştim. Yakışıklı, geniş omuzlu, kaslı, harika bir erkekti karşımdaki… Ona baktıkça aklımdan ayıp ayıp düşünceler, olmadık şeyler geçiyordu hep…
Beni yine iltifatlarla bir güzel yumuşatıp ıslanmama sebep olduktan sonra ayağa kalkmamı, boyumu görmek istediğini söyledi. Ben onun gazına kapılmış, dediklerini yapmaya başlamıştım.
Aslında onunla sohbet ederken en güzel elbiselerimi giyiniyordum. O gün üzerimde üstten beyaz bir gömlek, alttan ise dizlerime kadar uzanan siyah renkli bolca bir etek giymiştim. Dar kesimli gömleğin altındaki göğüslerim sütyeni yırtacakmış gibi duruyordu.
Tumblr media
Nazmi’nin sadece başı görünüyordu, ama yerinde duramadığını fark edebiliyordum. Belime göre kalçalarım büyüktü, ama bu Nazmi'nin çok hoşuna gitmiş olmalı ki, yalvarırcasına elbisenin altındaki o harika vücudumu görmek için dünyaları feda edebileceğini yazarken iltifat üstüne iltifat ediyordu. Yazdıklarını okurken amım resmen ıslanmıştı. Israrla göğüslerimi görmek istiyordu. Her ne kadar olmaz desem de, sonunda onu kıramamıştım. Bir kaç düğme açıp dekoltemi genişlettim. Yetmedi. Daha da istiyordu. Daha… Daha… Biraz daha…
Ben de iyice azmıştım artık… Ne olursa olsun diyerek heyecandan titreyen parmaklarımla kalan düğmelerimi de açtım olduğu gibi, gömleğimi çıkardım. Sütyenimle kaldım. Sağa sola döndüm, yandan, önden sütyeni zorlayan göğüslerimi izlemesine izin verdim.
Yine ısrar kıyamet başladı… Yine dayanamadım, sütyenimi indirip içinde sıkışmış iri memelerimi rahatlatıp ona sunmaya başladım.
Kendime, yaptıklarıma inanamıyordum. Kendini sergileyen bir orospu gibiydim kameranın karşısında… Kocamdan sonra ilk kez bir erkeğe çıplaklığımı gösteriyordum.
Kocamdan sonra göğüslerimi gören ilk erkekti. Kocamın emmeyi pek sevdiği iri meme uçlarımı bir başka erkek görüyordu. O erkeğin aç bakışlarının etkisiyle yine kabarmışlar, parmak gibi olmuşlardı. Kekeledim, ellerimi göğüslerime götürerek,
-”Bakma bana öyle… Utanıyorum…” dedim fısıltıyla, duyulur duyulmaz…
-”Nasıl bakmam Gül?” diye inlercesine cevap verdi. “Öyle güzelsin ki… Öyle güzel göğüslerin var ki… Harikasın… Sana tapıyorum bebeğim… Hadi aç şunları, kapatma, doya doya bakmak istiyorum memelerine sevgilim…”
Artık onun esiri olmuş gibiydim, ne istese yapıyordum. Nazmi artık yerinde duramıyordu. Bana göğüslerimi avuçlayıp okşamamı, uçlarını parmaklarımın arasına alıp ezmemi söylüyordu. Bir yandan dediklerini yapıyor, bir yandan da ona belli etmemeye çalışarak istekle kabaran, kaşınan amımı okşuyordum. Bir müddet göğüslerimle ilgilendikten sonra, kamerayı bacaklarıma doğru döndürmemi isteyince,
-“Lütfen, bu kadar yeter… Daha ileri gitmeyelim!” diye ricada bulundum.
Bu yaptıklarım çok yanlıştı. Evli bir kadındım ve çok korkuyordum. Ama ben ne söylesem de fayda etmiyordu. Yine ısrarına dayanamadım. 
Gözümü büyük bir açlık ve merakla beni seyreden erkekten ayırmadan, ayakta olduğum halde eteğimi yavaş yavaş yukarıya sıyırdım, külotuma kadar çektim. Süt beyaz bacaklarım tamamen açılmıştı. Bu kadarla yetineceğini düşünürken,
-“Hadi aşkım, külotunu da görmek istiyorum, lütfeeenn!” dedi. Nazmi’nin bana ‘Aşkım’ demesi beni acaip şekilde etkilemişti. İlk kez o gün giydiğim pembe külotumu ona gösterirken,
-“Aşkım, sen sulanmışsın, külodun ıslak!” deyince utancımdan hemen eteğimi indiriverdim.
Gerçekten amım öyle sulanmıştı ki, külotumun ağı sırılsıklamdı. Nazmi, “Aşkım, bu normal bir şey… Ayrıca bu senin sağlıklı olduğunu gösterir!” dedi. Bir müddet kendime gelememiştim. Daha sonra bana,
-“Aşkım, benimkini görmek ister misin?” dediğinde heyecandan ne yapacağımı şaşırmıştım.
Çünkü daha önce kocamın sikinden başka sik görmemiştim. Her ne kadar ben olmaz desem de, o çoktan kamerayı aşağı indirmişti. Birden boğazım düğümlendi. Oturduğum koltuktan kaçar gibi kalktım, kameranın görüş açısından çıktım.
Gördüğüm şey inanılır gibi değildi. Kocaman bir siki vardı, üstelik çok da uzundu. Nazmi beni görmüyordu, oysa ben kenardan ekrana, ona bakıyordum. Böyle bir siki rüyamda görsem inanmazdım. Kendimi direğe oturmuş gibi hissederdim. O kadar kalındı ki, o kocaman parmaklarıyla bile zor sarıyordu. Nazmi,
-“Aşkııım… Nerdesinnn?” diye yazarken, öyle azmıştım ki, o kocaman yarrağın amıma girmesini arzuluyordum deli gibi…
Doğrusunu isterseniz bunca yıl evlilikten sonra amımın deliği genişlemişti sanki ve kocamın siki içini doldurmamaya başlamıştı. Kocam beni sikerken bile girip girmediğini fazla hissetmiyordum. 
Bir süredir amımdan çok arkamdan anal ilişkiye giriyorduk. İlk zamanlar bu ters ilişkiden acıdan başka bir şey hissetmezdim, ama daha sonra alışmak zorunda kaldım.
Bu ise durumu daha da kötüleştirmişti. Daracık göt deliğimde çabucak boşalan ve rahatlayan kocam bana götünü dönüyor, benimle ilgilenmiyordu. Ben de kendimi tatmin etmek zorunda kalıyordum bazen… Nazmi ise kocaman yarrağını okşarken, bir taraftan da,
-“Aşkııımm! Nerdesin? Ben de seninkini görmek istiyorum! Lütfeeennn!” diye yalvarıyordu.
Bunu ben de istiyordum, ama amımı beğenmez diye korkuyordum. Bu kadar etkileneceğimi rüyamda görsem inanmazdım. Cesaretimi toparlayıp yüzüm görünmeyecek şekilde karşısına oturdum. Sonra eteğimi yavaşça yukarı çektim, ardından külotumu indirdim. Heyecanımı yenmek için biraz beklediğimde,
-“Hadi aşkım, amını göster bana! Yalamak istiyorum onu!” diyordu. Daha fazla dayanamadım, yavaş yavaş bacaklarımı araladım. O an kendime inanamıyordum, sadece adını bildiğim birine webcamda amımı gösteriyordum. Amımın görüntüsü ekranda hiç de fena değildi.
-“Ohhh! Çok güzelmiş aşkım! Daha önce seninki gibi harika, güzel bir am görmedim. Sanki kız amcığı gibi… Yerim ben onu!” diye iltifat ediyordu.
Amım sulanmış yanıyordu. Çeşit çeşit iltifatlarla beni daha da tahrik ederken, o kocaman yarrağından gözümü alamıyordum. O kocaman yarrağın amıma girmesini öyle istiyordum ki, bu nasıl olacaktı bir türlü kestiremiyordum.
-“Aşkım! amının dudaklarını aç, içine girmek istiyorum, aç hadi, aç! Yarrağımı amına sokacağım!” diye yazdığında, bende zevk ve heyecan birbirine karışmıştı.
Kalbim küt küt atıyordu, nefes alamaz hale gelmiştim. Kölesi gibiydim, ne isterse yapıyordum ve bütün bu olanlara inanamıyordum. Hayatımda kocamdan başkası olmamıştı. Oysa şimdi kocamdan sonra yabancı biri beni çok daha fazla etkiliyordu.
Yaklaşık üç saattır sanal seks yapıyorduk. Başıma bir iş gelmeden bitirmek istiyordum, çünkü biri eve gelecek olsa bu durumda zor toparlanacaktım. Ama Nazmi yazdıklarıyla beni öyle tahrik ediyordu ki, amımın içinden akan beyaz kaygan sıvılar deliğimin ağzını doldurmuştu. Nazmi’ye,
-“Hadi boşal artık! Biri gelecek! Bu vaziyette yakalanmak istemiyorum…” dediğimde,
-“Hadi sen de amını okşa da, beraber boşalalım aşkım!” dedi. Karşılıklı masturbasyon yapıyorduk. Birkaç dakika sonra büyük bir zevk dalgasının kasıklarımı sıkıştırdığını hissettiğim anda, Nazmi de boşalmaya başlamıştı. Ama ne boşalma! Boşalma anını daha iyi görebilmem için webcamı öyle bir ayarlamıştı ki, sikinin damarları iyice gerilmiş, fışkırtmasını görebiliyordum.
O anda ben de orgazm olup boşaldım. Daha önce böylesine şiddetli boşalma yaşadığımı hatırlamıyordum. Ben saniyelerce orgazm olurken, Nazmi’nin yarrağından akan döller bir kahve fincanını dolduracak kadar çoktu. Üstelik ileri doğru fışkırıyordu.
Onun o kocaman sikinden akan döllerin amıma fışkırmasını öylesine arzu ediyordum ki… Offf, off! inanamıyorum yaa, bu gerçekleşecek miydi?
Bugün ilklerle tanışıyordum. Yaptığım her olay bir ilkti. İlk olan bir şey daha vardı, aynı saat içinde ikinci kez boşalmıştım. Daha önce peş peşe iki kez boşaldığım hiç olmamıştı. Üzerimde tatlı bir yorgunluk oluşmuştu. Nazmi üstünü başını düzeltirken, ben de külotumu yukarı çekip, eteğimi indirdim. Nazmi,
-“Aşkım, pişman mısın?” dedi.
-“Hayır, asla… Pişman değilim! İlk kez yaşıyorum bunu ve çok hoşuma gitti…” dedim. Sonra yazmaya devam etti. Yazdıklarını okudukça içimi korkuyla birlikte heyecan dalgası sarmaya başlamıştı, benimle buluşmak istediğini söylüyordu! Aman Tanrım, bu nasıl olacaktı? Çevremde beni tanıyan herkes, mütevaziliğimin yanında, namusuna düşkün, tam bir aile kadını olarak biliyorlardı. Komşular benim yabancı bir erkekle ilişkimi duysalar eminim inanmazlardı. Oysa Nazmi, sanal seksle yetinmiyor, benimle buluşmak istiyordu.
Birçok senaryo yazdı. Bunlardan bir tanesi kafama yatmıştı, bizim burda semt pazarı Salı günü kurulduğundan, o gün buluşmamız çok daha kolay olacaktı. Zaten Nazmi’yle aramızda taksiyle yarım saatlik yol vardı.
-“Aşkım, bu planı daha sonra detaylı olarak kararlaştırırız, tamam mı?” diye yazdığında, ben de ilk kez,
-“Tamam aşkım!” dedim. Ona ‘Aşkım’ demiştim.
-“Öpüyorum aşkım! Sonra görüşürüz!” dedi. Aynı şekilde ben de karşılık verdikten sonra netten çıktık. Bütün bu olaylar anlaşılmasın diye, bilgisayardan konuşma geçmişlerini sildim. Nazmi ile buluşup sikişmek için içimde karşı konulmaz bir arzu ve istek vardı. Acaba yaptığımız plan işe yarayacak mıydı?
Nazmi’yle webcamda sanal yaşadığım o anlar aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Aklım hep bacaklarımın arasındaydı. Amım sik istiyordu, ama kocam her defasında götten yapmayı tercih ediyordu. Zaten, kocamın siki götümün o dar deliğini anca doldurabiliyordu.
O gece çok istekli olmama rağmen, kocam götüme boşaldıktan sonra arkasını dönüp uyumuştu. Bu hareketi beni her zaman sinirlendirmiştir. Aldatılmayı hak ediyordu bu öküz… Karmakarışık düşünceler içersinde, Nazmi’yi düşünerek uykuya daldım.
Fırsat buldukça Nazmi ile sanal seks yapıyorduk. Her seferinde bana, “Aşkım, ne zaman buluşuyoruz?” diye soruyordu. Bir gün nete girdiğimde, Nazmi her zamanki gibi sanki beni bekliyordu.
-“Aşkıım, nerdesin ya? Sen beni hasretinden öldürmek mi istiyorsun?” dedi. Yazışmamız uzadıkça uzadı ve iş yine aynı noktaya geldi, “Aşkım, ne zaman buluşuyoruz? Hem yarın sizin semtin pazarı değil mi? dedi.
-“Evet!” dediğimde,
-“Tamam işte… Yarın buluşuyor muyuz aşkım?” dediğinde, vücudumu tarif edemeyeceğim bir sıcaklık basmıştı. Heyecandan resmen titriyordum. Bir anda amım sulanmıştı. Nazmi’ye,
-“Bak aşkım, ben de buluşmak istiyorum, ama bu nasıl olacak ki? Ya görürlerse? Rezil olurum, biterim ben… Kocam beni öldürür…” dediğimde,
-“Aşkım, pazarın ters istikametinde bir yere park edeceğim, sen de kendi arabanmış gibi gelip bineceksin, hepsi bu…” dedi. Plan hoşuma gitmişti,
-“Peki ya sonra?” dediğimde, her şeyi detayına kadar anlattı… Bir arkadaşının sahilde dairesi varmış, arkadaşı tatilde olduğu için anahtarı da kendisine bırakmış.
-“İşte orası bizim aşk yuvamız olacak aşkım! Ne diyorsun?” dedi. Başımı tamam anlamında salladım. Nazmi, “Bol bol zamanımız var. İnan bana bu zaman zarfında sana öyle zevkler tattıracağım ki, bulutların üzerinde uçacaksın!” dedi. Yarı merak, yarı endişeyle,
-“Neee? Bütün gün beni mi sikeceksin? Manyaksın sen yaa! O kadar saat sevişmek mi olur!” diyerek alay ediyordum.
-“Evet saatlerce sikeceğim seni!” dedi. Deli ediyordu bu adam beni… Hiç çekinmeden, utanmadan beni sikmekten bahsetmesi, amlı götlü konuşması… Bir anda tahrik oluyordum bir sözüyle…
-“Ufak at, civcivler de yesin!” diye takıldım. Nazmi,
-“Öyle olsun! Yarın görürsün!” dedi. “Evire çevire sikicem seni yavrum”
Artık kararı vermiştim, ertesi gün Nazmi ile buluşacaktım. Heyecandan sabaha kadar doğru düzgün uyuyamamıştım. Sabah yine iş için yola gidecek olan kocama kahvaltı hazırlarken heyecandan titriyordum. Bir ara kocam,
-“Hayrola Gül, hasta mısın? Yüzün kızarmış, ellerin titriyor?” dedi.
-“Bir şeyim yok, iyiyim…” dedim. Bilmiş bilmiş başını sallayıp,
-“Haa, anladım!” dedi. Öküz kocam bana yaklaşmasın diye adet gördüğümü söylediğim için ona yorumlamıştı. Kendimi sadece Nazmi için hazırlıyordum. Arzular biriktiriyordum erkeğime… Kocamın mıymıntı sevişmelerine, ufarak sikinin amıma, götüme girip çıkışına katlanamazdım. Kapıda dudaklarından öpüp,
-“Hayırlı işler kocacığım. Çok kalma bu sefer, erken gel..” diyerek yolcu ederken heyecandan kekeliyordum.
Kapıyı kapatıp sokakta kaybolana kadar pencereden onu izledim. Kocam gidince ilk işim banyoya girmek olmuştu. Bir gün önce ağda ettiğim yerler pürüzsüz ve tertemizdi. Aynanın karşısında vücuduma bakıyordum.
İnce belim, geniş kalçalarım, küçük yuvarlak memelerim, eminim Nazmi’nin hoşuna gidecekti. Derin bir çizgiyle ortadan bölünmüş amım patates gibi duruyordu. Gerdek gecesi bile bu kadar heyecanlı değildim.
Komidinin çekmecesini açtım, bir müddet iç çamaşırlarıma baktım. Ten rengi, şeffaf iç çamaşırı takımında karar kıldım. Şeffaf olduğundan meme uçları ve amımın çizgisi anlaşılıyordu. Tam o sırada telefonum çaldı. Kalbim hızla atmaya başladı. Arayan Nazmi idi.
-“Aşkım, seni bekliyorum, hala çıkmadın mı?” dedi. Dilim tutulmuş, kekeliyordum. “Tamam aşkım, yalnız biraz acele et! Seni çok özledim!” dedi. Cevap veremedim, telefonu kapadım.
İç çamaşırlarımı giydikten sonra üzerine kollu bir badi ve siyah bir etek giydim. Biraz da renksiz bir ruj, hafif bir allık, az da fondöten. Hafif bir makyaj yapmıştım. Evden çıkarken dikkat çekmemem lazımdı. Gerçi makyaj yapmama gerek yoktu. Siyah parlak gözlerim, kırmızı dolgun dudaklarımın yanında pürüzsüz bir yüzüm vardı.
Dedim ya, dikkat çekmemem gerekiyordu. Son olarak alçak topuklu ayakkabılarımı ayağıma taktım. Evden çıkmadan Nazmi’ye çağrı attım. Aradı, beklediği yeri tarif edip arabasının plakasını falan verdi. Evin kapısını kilitleyip aşağıya indim. Saat daha erken olduğundan dışarda kimseler yoktu. Hızlı adımlarla sokaktan uzaklaştım. Evle buluşma yeri arasındaki uzaklık sadece beş altı dakikaydı. Yol ağzına geldiğimde arabanın içindeki Nazmi’yi tanıdım. Etrafı kontrol ettikten sonra kapıyı açtım. Hızla öne oturdum ve
-“Bir gören olmadan gidelim hemen!” dedim.
Birkaç dakika içinde sahil yoluna çıktık. Araba çok lükstü ve harika kokuyordu. O ana kadar tek kelime etmemiştik. Yavaşlamaya başladı. Elini elimin üzerine koymuş, yavaş yavaş okşuyordu. Bakire kızlar gibi heyecandan titriyordum o elimi okşarken…
-“Eee aşkım, heyecanlı mısın?” dedi.
-“E… Evet!” dedim.
-“İlk olduğundan normaldir. Birazdan rahatlarsın. Biliyor musun aşkım? Gerçekten ekranda göründüğünden de fazlasın sen, çok güzelsin!” dedi. Teşekkürle birlikte,
-“Sen de çok yakışıklı görünüyorsun…” dedim. Profilden yola dikkat kesilmiş sert hatlı yüzüne bakıp ilave ettim, “Karizmatiksin!” Arabayı müsait tenha bir yere çekerek, bana doğru döndü ve
-“Yakından bakmak istiyorum sana aşkım!” dedi, başımı tutarak kendine doğru çekti.
Göz göze geldik. Dudaklarım titriyordu. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Ben de aynı şekilde onun dudaklarına yapıştım. Uzun süre birbirimizin dudaklarını sömürdük. İlk kez kocamdan başka bir erkekle öpüşüyordum. İnanamıyordum kendime…
Heyecan ve zevkten ölmek üzereydim, çok hoşuma gitmişti. Daha önce arabada hiç öpüşmemiştim. Zaten hiçbir zaman arabamız olmamıştı. Nazmi elleriyle oramı buramı ellemeye başlamıştı. Bacaklarımı okşuyor, memelerimi yoğuruyordu. Kendimden geçmek üzereyken yine de güç bela toparlanıp,
-“Dur, yapma! Burada olmaz! Birileri görebilir!” dedim nefes nefese… Boynumdan beni delirten dudaklarını, bacaklarımın arasından elini çekip yüzüme baktı,
-“Tamam aşkım… Hadi, aşk yuvamıza gidelim!” dedi.
Aslında ne kadar istekli olduğumu görebiliyordu, ben de onun beni nasıl istediğini bacak arasındaki kabarıklıktan anlayabiliyordum. Mekan sorunumuz vardı sadece… Başka bir şey değil…
Bir müddet gittikten sonra bir sokağa girdi. Birkaç dakika sonra lüks bir binanın önünde durdu. Adım adım sikilmeye gidiyordum. Arabadan indikten sonra koluna girmemi söyledi, dikkat çekmememiz için öyle gerekiyormuş. Asansöre bindik ve 3. katta indik. Dairenin kapısını açıp içeri girdik.
Artık geri dönüş yoktu, webcamda gördüğüm o kocaman sikini yemeden buradan çıkış olmayacaktı. Bunu kendim istemiştim. Belimden tutarak ilerletti, lüks döşenmiş bir salona geçtik. Gerçekten mükemmel, zevk sahibi biri tarafından seçilmişti her şey, tüm eşyalar…Ben salonu incelerken, Nazmi’nin boş durmaya niyeti yoktu, belimden tutarak dudaklarıma yapıştı. Çekingenliğimi atmış, karşılık veriyordum.
Zaten oraya bunun için gitmemiş miydim? Bir orospu gibi, yabancı bir erkeğin peşine takılıp bu garsoniyer kılıklı lüks dairede onunla yalnız kalmayı bunun için, şehevi zevklerim, günahkar arzularım için istememiş miydim?
Öpüştükçe öpüşüyorduk. Elleri rahat durmuyordu, göğüslerimi, kalçalarımı, bacaklarımı, hemen hemen her yerimi okşuyordu. Sulanmaya başlamıştım. Her şey o kadar hızlı gelişiyordu ki. Önce badiyi çıkardı, sonra da eteğimi indirdi alışkın hareketlerle ve
“Ohhh, harikasın aşkım!” dedi.
Şeffaf külotum çok hoşuna gitmişti. Sütyenin üzerinden, göğüslerimi dişliyor ve sıkıyordu. Diğer eliyle amımı avuçlamış, bacaklarımın arasını okşuyordu. Ayn anda her yerimde dolaşıyordu yaramaz, fakat işinde usta elleri… Şaşkına çeviriyor, delirtiyordu.
Kollarımı boynuna dolamış öpüşürken, göbeğime değen sertliğin büyüklüğü içimde fırtınalar koparıyor, beni tedirgin ediyordu. Bu sertliği yokladığımda kalınlığı inanılmaz haldeydi.
Ben de rahat durmuyordum, kemerini çözüp pantolonu aşağı inince, işim daha da kolaylaşmıştı. Beyaz bir baksır giyiyordu, ama içinde sanki kocaman bir canavar vardı. Yoklarken gövdesini avuçlamıştım.
Aman Tanrım, inanılır gibi değildi. Parmaklarımla, ancak yarısını sarabiliyordum. Sakın korktuğumu sanmayın, benim için ilginç olan, öyle bir sikin varlığı idi. Zaten Nazmi’de böyle bir sik olduğu için onunla buluşmuştum. Kocamı aldatacaksam değmeliydi, mutlaka onunkini katlayan böyle bir aletle aldatmalıydım.
İnlemelerimiz salonda yankılanıyordu. Daha doğrusu inleyen bendim. Harika zevk alıyordum. Sütyenimi çıkarmış, memelerimin ucunu dudaklarıyla sıkıştırmış, içine çekiyordu. Öyle çekiyordu ki, sanki uçları kopacaktı. Bir müddet böyle devam etti. Sonra yavaş yavaş göbeğimi yalarken külotumu topuklarıma indirdi.
Artık çırılçıplaktım. Kocaman elleriyle kalçalarımı okşarken, dudakları amıma inmişti. Önden bakınca çizgi gibi görünen yeri yalıyordu. Yalamanın şiddeti artınca vücudumu ağzına bastırıyordum. Boşalmak üzereydim, ama bunu ona belli etmemeye çalışıyordum.
Sonunda dayanamadım, büyük bir zevkle boşalmaya başladım. “Ooh ohh!” diye saniyeler boyu istemsizce kasılırken, iliklerime kadar şehvetle sarsıldım.
Kocamın bile yalamadığı amımı başka bir erkek tiksinmeden yalıyordu. Bu harika zevki kocam bana yaşatmamıştı. Böyle bir erkeğe değil amımı, isterse götümü bile seve seve verirdim. Nazmi yalamaya devam ederken birden ayağa kalktı. Artık sikiş zamanının geldiğini anlamıştım.
Baksırını çıkardığında özgür kalan siki sağa sola yaylanarak sallanıyordu. Uzunluğu neredeyse dirseğimle bileğimin arası kadar vardı. Daha sonra kendisine sorduğumda 23 cm demişti. Kalınlığı yanında ise kolum ince kalıyordu.
Kalınlığından değil de, boyundan çekiniyordum. Bir keresinde amımın derinliğini ölçmek için amıma patlıcan sokmuştum. Sonra patlıcanın işaretlediğim yerini ölçtüğümde, 19 santim vardı… Komşu kadınlar arasında sohbet ederken, kocasını aldatanlara, “Orospuluk onun içinde var, kocası ne yapsın?” diye laflarken, aynı durum benim başıma gelmişti. Birazdan Nazmi’nin orospusu olacaktım.
İnanın bana bunda benim bir suçum yoktu. Her kadın güçlü bir erkek tarafından sikilmek ister. Kocamın kendini tatmin etmekten öteye gitmediği bir evlilik ortamında böyle bir ilişkiye ihtiyacım vardı benim… İkimiz de çırılçıplaktık. Nazmi’nin sikine kilitlenmiştim. Kocaman ucunun yanında, gövdesindeki şişmiş damarlar ona değişik bir hava veriyordu. Nazmi,
-“Aşkım, bir sorun mu var?” dedi. Ben de,
-“Yo yoo, insanın inanası gelmiyor. Kocamınki aklıma geliyor da, içimden gülesim geliyor!” dedim. Beni dizlerimin üzerine çökertip,
-“Hadi aşkım! Şimdi sıra sende, yala da hünerlerini göreyim!” dedi.
Doğrusunu isterseniz, daha önce hiç sik yalamamıştım ve bunu Nazmi’ye de belli etmek istemiyordum. Acemi bir şekilde ucunu öpüyordum. Ucunda biriken kaygan bir sıvı dudaklarıma yapışıyordu. Bütün bunlar olurken öyle sulanmıştım ki, am suyum baldırlarımdan aşağı süzülüyordu… -“Anladım aşkım! Sanırım daha önce kocanla böyle bir şeye kalkışmadın. Yatak odasına geçelim de, daha rahat sikişiriz aşkım!” dedi kollarımdan tutup ayağa kaldırırken…
-”Aşkım konuşma böyle, utandırıyorsun beni…” diyerek boynuna sarıldım utançla… Saçlarımdan tutup az önce sikini yalamaktan ıslanmış dudaklarıma hırsla yumuldu.
-”Az önce sikimi öptün aşkım. Yarrağımı yaladın, ağzının içinde sikimin başını emdin.. Biraz sonra sikeceğim seni… Sikilmeyi bekleyen ıslak amcığına yarrağımı sokmak istiyorum bir an önce… Deli ediyorsun beni kadınım… Çıldırıyorum senin için…”
Ayaklarımı yerden kesip kucağına aldı. Ben de bacaklarımı beline doladım. Dilini ağzımın içine sokup, dudaklarımı emerken, bir yandan yatak odasına yürüyor, yürürken siki kalçalarıma çarpıp duruyordu.
Öpüşürken sırt üstü yatırdı. Beline sardığım bacaklarımı çözdükten sonra, içime girmesini beklemeye başladım. Bacaklarımı aralayıp ıslak kadınlığıma baktı hayran hayran,
-“Hazır mısın aşkım?” dedi.
-“Hazırım aşkım! Sik beni, artık dayanamıyorum!” diyebildim arzudan, şehvetten kıvranarak… “İçime gir artık… Sik beni…”
Bacaklarımı iyice açtıktan sonra kendisi de uygun pozisyona geçti. Bacaklarım ayrıldığından olsa gerek amımın dudaklarının gerildiğini hissettim…
Eğilip diliyle amımı iyice ıslattıktan sonra doğruldu, sikini gövdesinden tutup, o iri başını şehvetten sulanmış amımın dudaklarına değdirdi. O anda ürperdim. Sonra o sert gövdesini birkaç kez ileri geri hareket ettirerek, sikini amımın dudaklarına sürttü.
Her şeyimle hazırdım. Amım ıslanmış, kilitorisim kabarmış, meme uclarım şişmişti. Sabun gibi kaygan amımın deliğine sikinin başını ayarladı.
Alıştırmak için, belini ileri geri hareket ettiriyordu. Amımın ağız kısmı gevşerken, yavaş yavaş yüklenmeye başladı. Amımın küçük dudakları gerildi, zorlandı, ama pes etmedi. Kocaman ucunu soktu, ardından gövdesi de içeri girdiği anda, ben,
-“Oohhh!” diye inledim. Sesim odanın duvarlarında yankılanmıştı. Sadece kafası girdiği halde, “Aşkıım! Lütfeeenn, yavaş yavaş sok!” diyebilmiştim. Küçük küçük ritimlerle ileri geri belini oynatırken, her seferinde derine, daha derine giriyordu. Hayalini kurduğum sik artık içimdeydi. Amımın deliği sabunlanmış gibi kayıyordu. Bu kayganlık, sikinin daha rahat hareket etmesine sağlıyordu. Zaman geçtikçe hızlı hızlı ileri geri hareket ederek sokmaya başladı. Kalınlığı tamamen içimi doldururken inanılmaz zevk alıyordum.
-“Ohhh Nazmi, sakın durmaaa! Ahh, ohhhh, ağğğııhhh… İşte bu! Erkek dediğin kadınını böyle sikmeli!” diye ağzımdan saçma sapan sözler dökülüyordu. Kocamın siki yüzünden çok geniş sandığım amımın deliği zevkten zonkluyordu. Zaman zaman dibine çarpan uzunluğu midemi deler gibiydi. Nazmi işini harika yapıyordu. Dudaklarıma yapışmış öperken, elleriyle de göğüslerimi yoğuruyordu. Bir ara merak edip,
-“Aşkım, hepsi giriyor mu?” diye sordum.
-“Görmek istermisin?” dedi.
-“Evet!” dedim. Zorlandığımı hissettiğim sırada sikine baktım. Gerçekten de bir kaç santimi girmiyordu. Ama kalınlığı harikaydı. Nazmi hızlanmaya başlamıştı. Sürtünme nedeniyle amımın deliği yanıyordu. O anda zevkten kasılmaya başlamıştım,
-“Ohh aşkım, geliyorum, geliyorum, devam et lütfeenn!” diye yalvarırken, Nazmi daha da hızlandı.
-“Korunuyor musun aşkım? dedi.
-“Ohhh, eveeettt, eveeettt!” diye inledim.
Belimi tutup, hızla kendine doğru çekerken, sert sert sikiyordu amımı. İşte tam o anda beynim uyuşmaya, kasıklarım sıkışmaya başladı. Zevk dalgasının tüm vücudumu sarmaya başladığı anda sarsıla sarsıla boşalmaya başladım. Aman Tanrım, bu ne zevkti öyle!
-“Ahh! Ohhh! Ahhh! Ohhh!” diye inlemelerim Nazmi’yi daha da çoşturmuştu. Boşalmam bittiği anda, o da kasılmaya başladı. Döllerinin sıcaklığı içimi yakıyordu. Hem sikiyor, hem boşalıyordu. Bana göre dakikalarca boşalmıştı.
Hareketleri yavaşlayınca üzerimden çekilip yanıma uzandı. İkimiz de yorgun bir halde odanın tavanına bakıyorduk. Mutlu olup olmadığımı sordu. Dudaklarından öpüp,
-“Aşkım! Ben böyle bir zevk daha önce yaşamadım!” dedim.
-“Bu alıştırma dönemi, akşama daha çok var!” dedi.
-“Ne yani, yine yapacak mıyız?” dedim.
-“Aşkım, dedim ya, bu alıştırma dönemi, önce çorbayı içtik, daha sonra ana yemek, üzerine de tatlı yiyeceğiz!” dediğinde, ikimiz de kahkahayı bastık.
-“Manyaksın sen yaa… Bu kadarı bana çok bile!” dedim.
Yorgundum, ama sike de doymuştum. Saate baktığımda saat 11’e geliyordu. Yaklaşık akşama kadar bir kaç saatimiz daha vardı. İçime boşaldığı için amım vıcık vıcıktı. Duş almak için kalktığımda, amımın içinden döller süzülmeye başladı, elimi amıma kapatarak banyoya gittim. Tuvalet kağıdıyla tampon yapıp amımdaki döllerin çıkması için banyoda, dakikalarca bekledim. Kocam bir sene biriktirse bile, bu kadar dölü amıma boşaltamazdı. Önce ben, sonra da Nazmi duşumuzu aldık. İkimiz de çırılçıplak olduğumuz halde ben mutfağa geçtim. Nazmi’yi bilmem, ama ben çok acıkmıştım. Mutfakta yiyecek olarak birşey yoktu,
-“Aşkım ben çok acıktım!” dedim. Nazmi de dolabın üzerindeki numarayı arayıp kebapçıdan siparişler verdi. Siparişlerin gelmesini beklerken Nazmi’ye,
“Aşkım, seninkinin inik hali bile çok büyük! O kadar kocaman şeyi nasıl aldım inanamıyorum… Peki, sen benimkini nasıl buldun?” diye sordum. Nazmi kahkahayla,
-“Kadın milleti işte, önce almaya korkarlar, sonra da tekrar tekrar isterler. Seninkine gelince, gerçekten çok güzel amın var. Üstelik senin düşündüğün gibi geniş de değil. Bence oldukça dar!” dediğinde, bu çok hoşuma gitti. Demek ki amımı beğenmişti…
Bu ilk sikiş bana yetmişti, ama sanırım bu bugün son olmayacaktı. İlk sikilmem gerçekten mükemmel geçmişti. Komşuların dediği gibi, ben de artık tam bir orospu olmuştum. Ve eminim ki, komşularımın içinde en büyük yarrağı ben yemiştim. Benim için, hiç bir şeyden haberi olmayan biri olarak söz eden komşularım, bu yaptığımı duysalar acaba ne derlerdi?
Nazmi salona geçmiş, çok geniş bir koltukta sırtüstü çırılçıplak yatıyordu. Ben halen mutfakta dolapları karıştırıyordum, belki bisküvi falan bulurum diye. Nazmi seslendi,
-“Gel aşkım, yanıma gel. Birazdan kebaplar gelir!” dedi. Sesi hem yumuşak hem de içimi okşuyordu.
Kıvırta kıvırta yanına gidip sokuldum. Memelerimi vücuduna yapıştırdım. Bir bacağımı bacaklarının arasına soktum. Bacağı bacaklarımın arasında olduğu için kılların sürtünmesi hoşuma gidiyordu. Sonra başımı göğsüne yasladım ve
-“Aşkım, amımı gerçekten beğendin mi? Sence amım nasıl? Gerçekten zevk aldın mı amımdan?” diye sordum. Nazmi tebessüm ederek,
-“İnan bana, her erkeğe zevk verecek bir amın var aşkım. Üstelik zevk vermesini ve zevk almasını biliyorsun. Anlattığına bakılırsa kocanın siki parmak kalınlığında bir şeymiş, öyle olunca da amının geniş olduğunu sanıyorsun. Bana göre çok dar amın var. Üstüne üstlük hem sulu hem de çok sıcak!” dediğinde, sevinçle dudaklarından öptüm. O güne kadar kocamla bile konuşmadığım şeyleri Nazmi ile konuşurken oldukça rahattım. Sonra aklıma bir soru daha takılmıştı,
“Aşkım, bir şeyi daha öğrenmek istiyorum…” dedim. “Her kadın senin gibi biriyle evlenmek ister. Neden evlenmedin? Bir de, etrafta bu kadar güzel ve genç kızlar varken neden benimle ilgilendin?” dedim. Nazmi,
“Evlenmedim, çünkü evlenmek beni korkutuyor. Evlenince eşimi aldatmaktan çekiniyorum. Yani ben tek kadınla yapamam. Diğer konuya gelince, benim evli kadınlara karşı zaafım var. Üstelik senin gibi korkan ve çekinenlere, hele kapalılara dayanamıyorum. Kapalı kadınların bir çoğu cinsel yönden tatminsizlik çekiyor. Onları ayarlama işi daha sorunsuz ve daha da kolay oluyor!” dedi.
Ne demek istediğini anlamıştım, ama bunun önemi yoktu. Çünkü ben de isteyerek onun koynuna girmiştim. Doğrusunu isterseniz adam bir kadına nasıl davranacağını ve sikmesini çok iyi biliyordu. Üstelik kocaman yarrağınının yanısıra fiziksel olarak da çok güçlüydü. Anlattıklarına bakılırsa benim gibi evli bir çok kadın sikmişti. Bu beni pek de ilgilendirmiyordu. Önemli olan şu an benimle olmasıydı.
Bütün bunları konuşmak amımın sulanmasına neden olmuştu. Ayrıca o anlatırken, ben yarrağıyla oynuyordum. Onun da hoşuna gitmiş olacak ki, yarağı avucumda iyice sertleşmişti… Başımı göğsünden aşağıya doğru kaydırdım. Yarağının kocaman mantar gibi kafası gözlerimin içine bakıyordu.
Küçük küçük öpmeye, ardından dilimle etrafını yalamaya başladım. Sonra kafasının yarısını dudaklarımın arasına aldım. Öyle sıcak ve yumuşaktı ki, bunu kelimelerle anlatamam. Elimle gövdesini sıvazlarken, kocaman kafasını da ağzıma almış somuruyordum.
Bu hareketim Nazmi’nin çok hoşuna gidiyordu, gözlerini kapamış, ne dediğini anlamadığım bir şeyler mırıldanıyordu. Nazmi koltuktan doğrularak,
-“Beraber yapalım!” dedi ve sırtüstü olduğu halde benim başım onun bacaklarına doğru, onun başı benim bacaklarıma doğru olacak şekilde vücudumu çevirdi. 69 olmuştuk. “Ohhhh!” diye mırıldanıp amımı yalamaya başlamıştı bile. Şişmiş klitorisimi dudaklarının arasına sıkıştırıp ezerken, zaman zaman da diliyle yalıyordu.
Onun bu yaptığı beni daha da azdırırken, ben de onun yarrağını hızla ağzıma sokup sokup çıkarıyordum. Her an boşalabilirdim. Nazmi bunu anlamış olacak ki, geri çekilerek domalmamı söyledi… Bir an irkildim. Kocam ne zaman domal dediyse götümden sikmişti. İtiraz bile etmedim, dediğini yapıp domaldım. Avucuna tükürüp önce yarrağın ucuna, sonrada amımın ağız kısmına sürdüğünde rahatlamıştım. Yarrağının kafasını amımın dudakların arasına birkaç kez sürttükten sonra, amımın deliğine ayarladı. Belimden tutup kendine doğru çektiğinde yavaş yavaş içime doğru girmeye başladı.
Zorlanmaya başlamıştım ki, elimde olmadan böğürdüm. Dibine kadar soktuğunda ise amımdaki boşluk tamamen dolmuştu. Amımın dudakları gerilmiş, yarrağını sımsıkı sarmıştı. Zorlanmama rağmen içimin kayganlığı beni rahatlatıyordu.
Biraz bekledikten sonra yarağını ileri geri hareket ettirmeye başladı. İleri sokunca, “Ahhh!”, geri çekince de, “Ohhhh!” diye bağırıyordum. İnanın dayanılır gibi değildi, ama büyük zevk alıyordum… Az sonra öyle hızlanmıştı ki,
-“Ahhhh! Ohhhh! Çok güzeeel! Harikasın aşkımmm! Ahhh yavaşşşşş! Sert vurma aşkım, karnımı deleceksin!” diye inliyordum. O anda kocam bile gelse umrumda değildi, beni bu sikişten kimse alıkoyamazdı. Nazmi de hırlamaya ve argo argo konuşmaya başlamıştı.
-“Demek kocanın siki küçük haaa! Al bakalım orospu büyük yarrağı! Seni öyle sikeceğim ki, amın yarrağa doyacak, parçalayacam amını!” demesi beni biraz endişelendirmişti, fakat argo sözleri beni daha da tahrik ediyordu. Ben de ona uydum ve
-“Kocamın sikemediği amımı parçala, darmadağın et! Sik beni, doyur amımı, doyuuurrr! Ahhh! Ohhhh! Haarikaaa!” diye bağırıyordum.
Yaklaşık on dakikadır bu şekilde sikişmeye devam ediyorduk. Nazmi’nin boşalmaya, benim de bu pozisyondan ayrılmaya niyetim yoktu. Adam gibi sikilmek dedikleri bu olmalıydı. Bu yaşadıklarımı bir gün önce hayal bile edemezdim. Gerçek sikilmek böyle bir şeymiş…
Nazmi kadar ben de terden su olmuştum. Bir ara yarrağını amımdan çıkardığında amımdan havayla karışık bir ses geldi. Sanki çocuk doğurmuştum. Bacaklarımın arası rahatlamış gibiydi. Beni koltuğun kenarına yatırıp, bacaklarımı omuzuna aldı ve tekrar amıma soktu, belimden tutup sikmeye başladı.
Sikerken gözlerinin içine bakıyordum. Amım öyle sulanmıştı ki, sikme sesleri odada yankılanıyordu. Ahlar ohlar arasında inlerken birden beynim uyuşmaya, vücudum titremeye, kasıklarım sıkışmaya başladı. Büyük bir zevk kasırgası bedenimi sarıyordu. Nefesim kesilmeye, nabzım hızlı hızlı atmaya başlamıştı.
“Hızlı! Daha hızlııı! Devam et! Devam et lütfen! Ahhh! Ohhh!” bu kelimeleri sayısızca tekrarlamıştım. Üçüncü kez boşalıyordum. Bu benim için bir rekordu. Ve çok büyük zevk almıştım… Ben boşalırken, Nazmi daha da hızlanmış, yarrağı amımı yırtacak gibiydi. Sürtünmeden amımın ağız kısmı yanıyordu. Nazmi'nin ise boşalmaya niyeti yoktu. Boşalmamın üzerinden bir kaç dakika geçmişti ki, amımın içi sanki kurumaya başlamıştı. Böyle olunca da acımaya başladı.
-“Aşkım! Boşal artık acımaya başladı!” dedim. Nazmi beni duymuyordu bile. O sikti ben bağırdım. O sikti ben bağırdım. Bir ara amımın yırtıldığını düşünmeye başlamıştım. Öylesine acıyordu ki ağlamaya başladım.
-“Lütfen Nazmiiii, çok acıyooorr! Lüütfeennn!” diye yalvarırken, boşalmasını ve içimden çıkmasını istiyordum. Nitekim benim boşalmamdan tam yirmi dakika sonra böğürerek boşalmaya başladı. Hem sikiyor hem boşalıyordu.
Kuruyan amıma dölleri bile ilaç olmamıştı, aksine sıcak dölleri hırpalanan yerlerimi yakıyordu. Sonra yavaşladı ve içimden çıktı. Koltuğa bıraktı beni. Ağladığımı görünce,
-“Özür dilerim aşkım, bir daha olmayacak!” dedi. Başımı koynuna getirerek teselli etmeye çalışırken, kapı zili çalmasıyla toparlandık. Kebapçı gelmişti. Nazmi üzerine bir şeyler giyindikten sonra kapıyı yarım açtı. Çocuğa para verip, “Üstü kalsın!” diyerek siparişleri aldı, kapıyı kilitledi tekrar. Yanıma gelip,
-“Kalk aşkım, duş al da soğumadan yiyelim!” dedi.
Hiç konuşmadan dediğini yapıp duş aldım çıktım. Sonra kendisi de duş aldı geldi. Üzgün olduğumu görünce,
-“Özür diledim ya aşkım. Kendimi tutamadım işte…” diye teselli ederken, ben siparişleri hazırlamak için mutfağa gittim. Doğrusunu isterseniz öyle acıkmıştım ki, o anda amımın acısını bile unutmuştum. Amım öyle tahriş olmuştu ki, birkaç gün kolay kolay sikiş yapamazdım herhalde. Kebaplarımızı yerken hiç konuşmamıştık. Öyle acıkmıştım ki, büyük lokmalarla karnımı doyurmaya çalışıyordum. Büyük bir kutu ayranla birlikte kebabı beş dakika içinde bitirmiştim. Karnımın doyması beni mutlu etmişti ve amımdaki sızlamalar biraz dinmiş gibiydi.
Başımı bacaklarımın arasına eğerek amıma baktım, korkunç hali vardı. Amımın ağız kısmı morarmış ve sanki şişmişti. Perişan haldeydi. Daha önce pembe olan deliğim morarmış haldeydi.
“Aşkım şunun haline bak! Mahvettin amımı!” diye sitem ettiğimde, özür dileyerek beni teselli etmeye çalıştı.
Ona kızmaya hakkım yoktu, onun o kocaman yarrağını ben istemiştim. Zaman o kadar hızlı akıyordu ki, saat bir olmuştu. Nazmi,
-“Aşkım, istersen biraz uzanıp dinlenelim, ikimizin de buna ihtiyacı var.” dedi.
Sonra kollarını belime ve bacaklarıma sararak kucağına aldı, beni yatak odasına taşıyıp, yatağa bıraktı. Bu hareketi çok hoşuma gitti. Böyle bir taşımayı kocamdan görmemiştim. Göğsüne yaslanarak dinlenmeye çekildik. Yaklaşık bir saat uyumuşum. Uyandığımda Nazmi halen uyuyordu. Onu da uyandırdım,
“Kalk aşkım, saat ikiye geliyor. Çıkmalıyım!” dedim. Nazmi ise,
-“Günaydın aşkım, iyi dinlenebildin mi?” dedi. Evet anlamında başımı salladım. Sırtüstü döndüğünde göbeğine vuran yarrağı (şlap) diye ses çıkardı… Yarrağı kalkmış, heykel gibi duruyordu. Hayretle,
-“Aşkım onun hali ne öyle?” demişim.
-“Ne olacak aşkım, seni istiyor!” dedi.
-“İnanmıyorum sana yaa… Yine mi? Üstelik sen de biliyorsun ki, amımın içi tahriş olmuş durumda, acısına dayanamam!” dedim.
-“Bak aşkım, çorbayı içtik, ana yemeği de yedik, şimdi de tatlı yeme zamanı!” dedi.
-“Tatlı derken ne demek istiyorsun, anlamadım?” dedim. Ne demek istediğini gerçekten de anlamamıştım. Bana sarılarak,
-“Yerim ben seni yavrummm! Tatlının ne olduğunu öğreteceğim sana!” dedi. Yavaş yavaş öpmeye ve okşamaya başlamıştı… Bacaklarımın arasındaki sızı hala geçmemişti. Canım sikişmek istiyordu, ama amımın içi tahriş olduğundan canım yanabilirdi. Dudaklarımız birleşmiş öpüşürken, bir eliyle göğüslerimi, diğer eliyle de kalçalarımı okşuyordu.
Nazmi oldukça istekli olmasına rağmen ben tedirgindim. Kucağında olduğum halde uzun müddet öpüştük, koklaştık. Sonra beni yüzü koyun yatırarak, önce boynumu, sonra sırtımı, daha sonra da kalçalarıma kadar indi.
Güçlü elleriyle kalçalarımı sıkıp eziyor, sonra da gerip yalıyordu. Dolgun kalçalarımın arasındaki koyu kahverengi deliğim kaygan dil darbeleriyle kasılıyordu. Aman Tanrım, gerçekten çok hoş bir durumdu. Daha önce böylesini ne duymuş, ne de işitmiştim. Nazmi, resmen götümün deliğini yalıyordu.
Diliyle götümü becerirken, tarifi imkansız bir zevk alıyordum. İnlemeye başlamış, mırıldanıyordum. Bu sırada tahriş olmuş amım, iyice sulanmıştı. Nazmi'nin tatlısı bu olmalıydı. Yani, tatlı dediği şey, belli ki beni götten sikmesi olacaktı. Kocamın sikmekten zevk aldığı götümü, sanırım Nazmi de sikecekti.
Elleriyle kalçalarımı iyice germiş, yalıyordu. Yumuşak kalçalarımı hamur gibi yoğuruyordu. En az on dakikadır beni delirtmeye devam ediyordu. Üzerimden çekilerek, kalkmış yarrağını ağzıma verdi. Yalamalarının verdiği arzuyla, istekli bir şekilde onun yarağını, yalıyor emiyor ve de sıvazlıyordum. Yarrak tam kıvama gelmişti ki,
-“Aşkım, şimdi tatlı yeme zamanı! Hazır mısın?” dedi.
-“Neye hazır mıyım canım?” dediğimde,
-“Götten sikmek istiyorum seni Gül!” dedi. Biraz heyecan, biraz endişe, biraz da korkuyla tedirgin olmuştum.
-“Ama been… Şeyy yani… Seninki çok kalın!” diyebilmiştim.
-“Merak etme aşkım, kayganlaştırıcı krem var. İnan bana, çok kolay olacak!” dedi.
-“Aşkım yaa… Arkamdan sikmesen olmaz mı?” dedim.
-“Gülüm, korkuyor musun yoksa? Hem bilmen gerekirdi, erkekler götten sikmeyi çok sever! Bak gör, zamanla sen de isteyeceksin!” dedi.
İster miyim bilemem ama, kocam götüme soktuğu gibi boşaldığından, bu tür ilişki hoşuma gitmiyordu. Üstelik Nazmi’nin kolay kolay boşalacağını düşünmüyordum. -“Domal aşkım, biraz krem süreyim, senin için de iyi olur!” dediğinde, ben de dörtayak olup dediğini yaptım.
Parmaklarına sürdüğü kremi götümün deliğine yediriyordu. Gerçekten de krem çok kaygandı ve bolca sürmüştü. Yarrağına da bolca sürdükten sonra, bacaklarımı açtı, belimi aşağı bastırıp kalçalarımı da geriye çıkardı.
Beklenen o an gelmişti. İyice sertleşmiş yarrağı, sağ eliyle tutarak götümün deliğine ayarladı. Sağa sola kayan yarrak bir türlü girmiyordu. Biraz da benden kaynaklanıyordu, çekindiğim için kendimi sıkıyor ve kasıyordum.
-“Rahat bırak kendini aşkım, gevşemeye bak!” diyordu.
Deliğime yaptığı baskılar sonucu gevşeyen delik az da olsa açılmıştı. Nazmi’nin işi daha da kolaylaşmaya başlamıştı. Yarrağını yavaş yavaş ileri geri hareket ettirince iyice gevşemiştim. İstese bir anda sokabilirdi, ama sokmuyordu. Kremin verdiği kayganlık acımasını engelliyordu… Birden, “Ahhhhhh!” diye bağırdım. O an yarrağının kafası deliğe girmişti. Arkamda dayanılmaz bir gerilme vardı. Yarrağını öyle sıkıştırmıştım ki, sanki boğacaktım.
Birkaç saniye bekledikten sonra kaçmamı engellercesine belimden tutmuş, yavaş yavaş ve de alıştıra alıştıra, ileri geri hareket ederek, santim santim sokuyordu. Yarrak içeri doğru girmeye başlamıştı. Zorlanıyordum, ama sesimi de çıkarmıyordum. Gövdesinin yarısı içimdeydi artık,
-“Aahhh! Aahhh! Yavaş lütfeeenn!” diye, acıyla karışık inliyordum.
Dakikalardır devam ediyordu. Devam eden bu durum karşısında daha rahat hareket etmeye başlamıştı. Nihayet sonuna kadar sokmuş ve gidip gelmeye başlamıştı. Artık resmen götümden sikiliyordum…
Bir ara götümden tamamen çıktığında, büzüğümü sıkamadığımı farkettim, kim bilir ne durumdaydı. Arkamda açık kalmış kocaman bir delik vardı, göremiyordum ama hissedebiliyordum. Kayganlaştırıcı kremden tekrar götüme sıktığında, rahat bir şekilde içime akmıştı.
Yarrağına da bolca sürdükten sonra, tekrar deliğe ayarladı. Bu sefer az bir bastırmayla girmişti. Kremden olsa gerek zorlanmamıştım. Şimdi çok daha rahat sikiyordu götümü… Saniyeler dakikaları kovaladıkça kovaladı. Kocaman yarrak içimde bir kayboluyor, bir çıkıyordu. Belimden tutmuş, hızla kendine çekiyordu. Her sokuşta süt beyaz kalçalarım sarsılıyordu. Daha önce kocamın yaptıklarını düşündükçe neden götten zevk almadığımı şimdi daha iyi anlıyordum. Nazmi yaklaşık 15 dakkadır sikiyordu götümü. Oysa kocam, iki üç git gelden sonra hemen boşalıyordu. Nazmi tam bir erkekti. Bana mı öyle geliyordu bilmiyordum, ama kocamı aldattığıma değmişti. Götten sikilirken bile zevk aldırıyordu. Bir ara Nazmi,
-“Götten siktiğim için kızıyor musun bana aşkım?” diye sorduğunda,
-“Ohhhh Nazmiii! İnanamıyorum yaa, götten zevk alabileceğimi rüyamda yaşasam inanmazdım. Ben seninle kadınlığımı yaşıyorum. Beni bu zevklerden mahrum bırakma yeter!” diyebildim.
Gerçekten de zevkten inlemeye başlamıştım. Götten sikilirken, amımın dere tepe taştığını hissediyordum. Amım tahriş olmasına rağmen bir elim ordaydı. Nazmi götümü sikerken, ben klitorisimi okşuyordum. Yirmi dakikadır götümü sikiyordu, boşalmaya da niyeti yoktu.
Durum öyle bir hal almıştı ki, yarrağının tamamı amcığıma girmezken, şimdi tamamı götüme giriyordu. Ahlar ohlar arasında sert sert sokuyordu. Odanın içi, ‘şak şuk, şak şuk’ sesleriyle yankılanıyordu. Öyle abanıyordu ki, taşaklarını da götüme sokmaya çalışır gibiydi.
Sonra beni sırtüstü yatırıp sikmeye başladı. Sırtüstü olduğum halde götten sikerken, göğüslerimi emip, daha sonra da dudaklarıma yapışmıştı. Bu pozisyonda götümü sikerken, vücudunun amıma sürtünmesiyle kasılmaya başladım. Tanrım! Müthiş zevk alıyordum.
Büzüğüm dolu olduğu için kasılırken sıkamıyordum. Zevkten inliyor, böğürüyordum ve orgazm oluyordum. Bu boşalmayı 4. kez yaşıyordum ve rekor üstüne rekor kırıyordum.
Nazmi halen bitmemişti, yeniden pozisyon değiştirdik. Bu sefer o sırtüstü yatmış, ben de kocaman yarrağı kendi ellerimle götüme sokup üzerine oturmuştum. Ata biner gibi üzerine oturup kalktım. Birkaç dakika böyle devam ettik, sonra beni sağ omuzumun üzerine yatırıp, yandan sikmeye başladı götümü…
Finalde, bacaklarımı omuzuna alıp götüme soktu, tüm ağırlığıyla yüklenerek. Birkaç dakika boyunca, deliler gibi bağırıp çağırarak, küfürler ederek götümü parçalarcasına sikerken, aniden böğürmeye başladı.
Ben paramparça olmuş haldeydim ve Nazmi ise götümün en derinlerine boşalırken çıldırmış gibiydi. O sırada bağırtılarım dairenin içinde yankılanıyordu. Saniyelerce boşaldı, boşaldı, boşaldı… Sonra da yana düşerek yatağa uzandı.
İçimden bir şeylerin koptuğunu hissettim. Koşarak tuvalete gittim, klozete oturdum. İçimdeki döller tamamen çıkmıştı. Tahret alırken büzüğümün hali beni oldukça korkutmuştu. Ağız kısmı öylesine açılmıştı ki, kolumu soksam girebilirdi. Zaten Nazmi’nin yarrağı kolumdan kalın sayılırdı. Saat epey ilerlemişti, eve gitmem gerekiyordu. Banyoya geçip duşumu aldıktan sonra üzerimi giyindim. Nazmi salondaki koltuktaydı, dal taşak oturuyordu. Yanına oturup, dudaklarından öperek,
-“Aşkım ben gidiyorum!” dedim.
-“Görüşürüz aşkım!” dedi. “Benim kalıp ortalığı toparlamam lazım. Sana bir taksi çağırsam kızmazsın değil mi bebeğim?” diyerek öptü beni…
-”Şey… Sen telefon edince aceleyle çıktım evden… Ne çantam, ne param var yanımda aşkım…”
Yerimden kalkamıyordum, gerçekten çok yorulmuştum. Nazmi durumumu görüyordu. Telefonla taksi çağırdı ve taksiye vermem için bana yüz lira verip kapıdan uğurladı. 
İnanılmaz zevklerin yanında yüz lira da para almıştım. Parayı aldığım için değişik bir duyguya kapılmıştım ve kendimi orospu gibi hissettim. Çünkü o kadınlar hem sikişiyor, hem de para kazanıyorlardı. O anda benim de o orospulardan bir farkım yoktu. Yüz liraya kocamı aldatmıştım. Hem de ne aldatma! Evin bir alt sokağında taksiden indim. Doğru dürüst yürüyemiyordum. Bacaklarım birbirine dolanıyordu. Yürürken kalçalarımı kontrol edemiyordum. Komşular anlayacak diye ödüm kopuyordu. Sorun yaşamadan kendimi eve attım.
Yarım saat sonra yatakta ölü gibi yatıyordum. Kocama da geldikten sonra bir hafta boyunca yanaşmadım. Çünkü götümün deliği öylesine gevşemişti ki, sikildiğimi anlamamasına imkan yoktu. O gün Nazmi’yle yaşadıklarım sadece bir başlangıç oldu ve beni aklımın ucundan geçmeyen çeşitli maceralara sürükledi…
305 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 5 years
Text
Çocuğumuz Olmuyordu...
Tumblr media
Evlendiğimiz günden itibaren eşimle çocuk yapmak için uğraşıyoruz, ancak eşimin ergenliğinden beri var olan yumurtlama probleminden ötürü bir türlü başarılı olamıyorduk. İki yıl denedikten sonra artık tıbbi yardım almaya başladık. Ama bu da derdimize derman olmadı. Eşim bu yüzden bunalımlara girdi.
Bir gün bir aile dostumuz bize taşıyıcı annelikten söz etti. Çocuğu başkası doğuracaktı, ama yasal annesi eşim olacaktı. Son çare olarak başka bir seçeneğimiz yok gibi görünüyordu. Üstelik taşıyıcı annelik ülkemizde yasaktı. Biraz araştırdıktan sonra Gürcistan'da bu için yapıldığını öğrendik.
Gürcistan'da bu işi halletmeye karar verdik. İçim rahatlamıştı bu sefer. Ancak birkaç gün sonra, eşim tadımızı kaçıracak bir şey daha attı ortaya,
“Ya bu işi yapacak kadında hastalık varsa, çocuğum hasta olursa?” dedi.
Mantıklıydı, çocuğumuzu bu konuda riske atmak doğru olmazdı. Eşim yine bunalımlara girdi, ağlamaya başladı sürekli. Aynı gün kayınvalidem, Handan geldi. Eşimin ağlamaktan şişmiş gözlerini görünce sordu. Eşim de anlattı ve
“Bize güvenebileceğimiz bir taşıyıcı anne lazım!” dedi.
Düşündük taşındık, ama kimseyi bulamadık. Bulsak da, kim bize yardım ederdi ki böyle bir konuda… Ertesi gün akşam yine kara kara düşünürken, eşimin telefonu çaldı. Arayan kaynanamdı. Eşimden telefonun sesini hoparlöre vermesini istedi.
“Çocuklarım, bu söylediklerim aramızda kalacak. Benimki sadece bir teklif… Düşünün taşının. Ben sizin mutluluğunuz için taşıyıcı annelik yapmak istiyorum!” dedi. Biz eşimle birbirimize bakarak donduk kaldık. Eşim,
“Olmaz anne öyle bir şey!” diyerek kapadı telefonu. Birkaç gün sonra, işten geldiğimde eşim yine konuyu açtı,
“Ne dersin Kerem, annem olur mu?” dedi. Belli ki kaynanamla tekrar konuşmuştu. Ben sinirlenmiştim,
“Nasıl olacak Canan? Elaleme ne diyeceğiz? Kırk yaşında kaynanam hamile kaldı mı diyeceğiz? dedim.
“Annem kırk değil, 38 yaşında Kerem ve birçok kadın bu yaşında hamile kalabiliyor. Riskli ama kadın bizim için fedakarlık yapmak istiyor, anlasana!” dedi.
Doğru söylüyordu karım… Anne kız yanyana gelince abla kardeş gibi dururlardı. Kendine bakan, ne yalan söyleyeyim, işin doğrusu hayli seksi bir kadındı kayınvalidem…
“İyi peki. Çocuğu annenin doğurduğunu gören eşe dosta, hayır bu bizim çocuğumuz mu diyeceğiz? Üstelik annen de dul bir kadın…”
“Annem onu da düşünmüş. Sen tayinini isteyeceksin. İstanbul'dan başka bir şehire taşınacağız. Bir-iki sene başka şehirde yaşayıp, bu işi halledip tekrar döneceğiz İstanbul'a, hem de çocuğumuzla beraber!” diye cevap verdi eşim. Mantıksız değildi aslında, ama tayin mayin işi zor işlerdi.
Eşimin ve kaynanamın baskıları neticesinde kabul etmek zorunda kaldım bu işi… Tayin için de başvurdum. Bir ay içinde Kayseri'ye tayinim çıktı. İkinci ay Kayseri'ye taşınmıştık bile. Bu arada bir arkadaşım, bir tanıdığı vasıtasıyla Gürcistan'da bize yardımcı olacak kişiyi de organize etti. Tarih belirlenince işyerimden senelik izin alarak Gürcistan'a uçtuk, eşim ve kaynanamla birlikte…
Arkadaşımın Gürcistan'daki bağlantısı bizi karşıladı. Konuştuk, anlaştık. Bizden istediği epeyce yüklü parayı da peşin olarak verdik. Ertesi gün arayacağını söyleyerek gitti adam. Biz otelimize yerleştik.
Ertesi gün gözümüz telefonda bekledik, ama aramadı. Sonraki gün yine haber yok. İyice tedirgin olmuştuk. Adam benim aramalarıma da cevap vermiyordu. Israrlı aramalarımdan sonra, en sonunda gecenin bir saatinde açtı ve
“Arama lan beni bir daha gavat!” dedi ve suratıma kapadı telefonu.
Dolandırılmıştık. Bugüne kadar çok para harcamıştık çocuk için, ama dolandırılmak koymuştu bana… Eşim krize girdi. O gece tuvaletten gelen sesle uyandım. Gidip bakmak istedim, kapı kilitliydi. Eşim ses vermiyordu. Kaynanamı uyandırdım yan odadan. Eşim kaynanama da ses vermeyince, kapıyı kırıp içeri girdim.
Eşimin baygın halde yattığını ve bir kutu ilaç içtiğini görünce, elim ayağıma dolaştı. Hemen otel görevlilerine haber verdik, ambulans istedik. Ambulans geldi, apar topar hastaneye gittik.
Korkudan ağlıyorum. Eşime bir şey olursa ben de ölürdüm. Para pul, çocuk falan umurumda değildi. Doktor, eşimin midesini yıkadıklarını, komada olduğunu, şimdilik beklemekten başka bir şey yapamayacağımızı söyledi. O gece uyanmadı Canan.
Ertesi gün gözlerini açtı şükür, ama yine ağlamaktan başka bir şey yapmadı. Sakinleştirici ile bu sefer doktorlar uyutmak zorunda kaldılar. Kaynanam o akşam,
“Kerem kalk, otele gidiyoruz!” dedi.
“Noldu anne?” dememe bırakmadı,
“Kalk bu işi çözeceğiz!” dedi. Taksiye binip otele geldik. Takside konuşamadığımız için odaya çıkmayı bekledim. İkimiz de tedirgindik. Odaya çıkınca,
“Anne ne yapacağız? dedim.
"Buraya neden geldiysek onu yapacağız!” dedi kaynanam.
“Anlamadım anne?” dedim.
“Anlamayacak bişey yok Kerem. Bu memlekete çocuk sahibi olmak için, beni hamile bırakmak için geldik. Şimdi beni hamile bırakacaksın!” dedi. Ben afallamıştım,
“Nasıl olur anne, nasıl yapacağız?” diye sordum aptalca.
“Kerem! Bak oğlum! Kızımın hayatı ve sizin evliliğiniz tehlikede. Siz benim evladımsınız. Bir fedakarlık yapacağımı söyledim, işler sarpa sardı. Şimdi bu durumu düzeltebiliriz!” dedi.
“Anne nasıl olacak, nasıl spermlerimi aktaracağım sana, anlamadım?” dedim yine saf saf…
“Oğlum vaktimiz yok. Kimseye de güvenemeyiz artık burada. Dünyadaki milyonlarca insan nasıl yapıyorsa, biz de öyle yapacağız bu işi!” diye cevap verdi.
“Anne olur mu öyle şey! Sen benim annemsin! Hem Canan'a ne diyeceğiz?” dedim telaşla.
“Yavrum, öz annen değilim sonuçta… Canan birkaç gün daha hastanede kalır. Kalmasa da doktorlardan rica ederiz, uyuturlar bir iki gün daha. Biz de bu arada işi hallettik deriz!” diye beni ikna etmeye çalıştı kaynanam.
Elimde fazla bir seçenek yoktu. Bir amaç için yola çıkmıştık ve başımıza bir sürü talihsizlik gelmişti. Bu işi burada çözüp dönmek lazımdı Türkiye'ye. İster istemez kabul ettim.
“Peki nasıl yapacağız anne? Ben çok utanırım!” dedim. Kaynanam,
“Oğlum utanacak bir şey yok. Burada zevkimiz için bir şey yapmıyoruz! Beni Canan olarak düşün!” dedi. Hakikaten de eşim annesine benzer.
“Tamam anne, ama nolur kılığını tipini değiştir, yoksa yapamam ben!”
“O zaman sen bir iki saat bekle otelde, ben ufak bir alışveriş yapıp geleyim!” dedi kaynanam ve gitti. Bir saati biraz geçen bir vakitte elinde küçük paketlerle geldi ve “Tamam, şimdi hazırlanırım! Sen de duşunu al Kerem!” dedi ve odasına geçti. Banyoya girdim, duşumu alıp çıktım. Havluyla kurulanırken,
“Kerem gel hadi oğlum!” diye aradı dahili telefondan.
Bornozla gittim odasına. Kapıyı açtım, oda kapkaranlıktı. El yordamıyla yatağı bulup, bornozu çıkardım ve hemen yatağa girdim. Ama yatak boştu. Az sonra ışık açıldı. O da ne?
Tumblr media
Handan saçlarını tepede topuz yapmış, çok güzel ve değişik makyajıyla, üzerindeki siyah jartiyerli takımla, karşımda bir afet gibi duruyordu. Memeleri taş gibi gözüküyordu ve sütyen ancak yarısını kapatabiliyordu. Altındaki tül külot da çok seksiydi. Çok farklı bir kadın olmuştu. Utangaç bir sesle,
“Nasıl, değişik biri olmuş muyum Kerem?” dedi. Ben müthiş etkilenmiş, karşımdakinin kaynanam olduğunu unutmuştum bile.
“Olmuşsun anne, çok güzel olmuşsun!” dedim. Kaynanam ışığı kapadı ve yatak başındaki ışıkları yakıp yanıma uzandı.
“Bu gece ‘Anne’ demek yok!” dedi ve elini sikime attı.
“Sadece o işi yapacağız değil mi anne?” dedim. Bir çimdik attı,
“Anne yok dedim sana! Ne istiyorsan yapabilirsin, farz et ki bir kaçamak yapıyorsun oğlum!” dedi. Ben de,
“Bu gece ‘Oğlum’ da yok o zaman!” dedim ve hemen öpüşmeye başladık.
Kaynanam mis gibi kokuyordu. Sütyeni sıyırıp, memelerini emmeye başladım. Gerçekten de taş gibiydi kaynanamın vücudu… Otuzsekiz yaşına gelmesine rağmen kendine çok iyi bakmıştı. Kaynanam az sonra aşağıya inip sikimi ağzına aldı.
“Anne ne yapıyorsun?” deyince sikimi ağzından çıkartıp, ısırır gibi yaptı ve
“Anne demek yok dedim sana!” dedi. Adeta bir orospu gibi taşaklarımı avuçlayarak, sikimi emiyordu. Ben sadece içine boşalıp hamile bırakacağımı zannederken, kaynanam yılların acısını çıkarır gibi sevişiyordu benimle… Az sonra boşalacağımı anladım,
“Anne dur, geliyorum!” dedim kasılarak. Sikimi ağzından çıkarıp,
“Bak halen 'Anne’ diyorsun!” dedi ve tekrar ağzına aldı.
Ben kendimi çekmeye çalışırken, o daha bir sabitledi sikimi ağzında ve eme eme ağzına boşalmamı sağladı. Hayatımdaki en muhteşem boşalmayı yaşamıştım.
“Anne harikasın, ama neden böyle yaptın, hani hamile bırakacaktım seni?” dedim.
Tumblr media
“Bırakırsın Kerem, daha gece uzun!” dedi ve 69 pozisyonunda üstüme çıktı. 
Külodu jartiyerin üstüne giymişti, sıyırıp çıkardım. Kaynanamın amını götünü dillemeye başladım. Dilimi göt deliğinde gezdirmeye başlayınca,
“Ohhh, oğlum harikasın!” diye inledi. Ben de poposunu ısırarak,
“Oğlum demek yoktu hani!” dedim ve yalamaya devam ettim. Dilimi göt deliğine sokup çıkarmaya başladığımda,
“Oaaaawww, Kerem ne diyeyim sana, müthişsin!” dedi kaynanam.
“Erkeğim de bana Handan, 'Oğlum’ deme!” dedim…
Az sonra kaynanam dönüp kucağıma geldi ve sikimin üzerine oturmaya başladı. Alev gibi yanan amına yavaş yavaş alıyordu sikimi. İçine girdikçe,
“Ohhh Kerem, erkeğim benim, sikin çok büyük!” diye inliyordu.
Otura kalka köküne kadar aldı sikimi. Biraz öyle kaldıktan sonra sikimin üzerinde zıplamaya başladı. Başına kadar kalkıp, tekrar oturuyordu. Çok geçmeden iyice hızlandırmıştı hareketlerini. Terlemiştik iyice. Kaynanam hopladıkça 'Şap, şap, şap! diye ses çıkıyordu…
Daha sonra kaynanamı üzerimden alıp domalttım. Arkasına geçip, iki elimle götünün yanaklarını ayırınca, mükemmel göt deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı. Dilimle tekrar muamele yapmaya başladım. O sırada,
“Oğlum hep dilini mi sokacaksın oraya?” diye inledi. Ben şaşırmıştım, demek götten de sikmemi istiyordu kaynanam. Doğruldum, sikimin başını dayadım ve ittirmeye başladım götünün deliğine. Başı kolay girdi, ama biraz yüklenince,
“Ahhh!” diye inledi kaynanam. Sikimi geri çekip, tükürükleyip bir daha yüklendim. Bu sefer daha da ilerledim. Kaynanamdan, “Aaaoohhh!” diye bir inleme geldi bu sefer. Biraz çekip, tekrar yüklendiğimde artık sikim köküne kadar kaynanamın götüne girmişti. Kaynanam bir çığlık attı ve
“Oğlum ne yaptınnnn, müthişsinnn!” diye inledi. Bunu duyunca ben gidip gelmeye başladım ve
“Sen 'Oğlum’ demekten vazgeçmeyeceksin demek ki! Tamam, devam et, 'Oğlum’ de bana! 'Oğlum’ deee!” diyerek kaynanamın götüne hızlı hızlı pompalamaya başladım.
Kaynanam altımda çıldırmıştı. Yüzünü tamamen yatağa bastırmış, çarşafları sıkıyordu.
“Ohhh! Sik beni oğlummm! Daha sert bas, aslan oğlummm!” diye inliyordu.
Ben de ellerini arkada kelepçe yaptım ve sikimi iyice çıkarıp tekrar girmeye başladım kaynanamın götüne.
“Ohhh, annem benim, harika götün var, süpersinnn!” diyerek köklüyordum… Bir müddet sonra yine boşalacağımı anladım ve “Anne geleceğim!” diyerek durdum.
“Devam et oğlum, durma, götüme boşal!” dedi. Ben yeniden kökledim götüne ve birkaç kez daha pompalayıp, kaynanama kitlenerek götünün derinliklerine boşaldım… Boşalmam bittikten sonra,
“Anne mükemmel bir kadınsın!” dedim.
“Sen de harikasın oğlum, hiç böyle bir zevk aldığımı hatırlamıyorum!” dedi. Yatakta uzanırken,
“Ee, bu da boşa gitti anne!” dedim gülerek. Kaynanam elini taşaklarıma attı ve
“Hiç önemli değil aslanım, sen de bu sik varken daha çok şansımız var!” dedi.
Biraz dinlenip kalktık. Mini barda bira, votka, viski falan ne varsa içtik. Sonra kaynanam karşımda seksi bir şekilde dans etmeye başladı. Tanrım, çok güzel bir kadındı. Yani para versen böylesini sikemezsin.
Az sonra yine kucağımdaydı. Memelerini ağzıma verdi. Emmeye doyamıyordum. Bacak arama indi, sikimi göğüslerinin arasına alıp memeleriyle mastürbasyon yapmaya başladı bana. Sikim yine sertleşmişti. Ama kaynanam gülerek,
“Götümden döllerin akıyor, ben bir duş alayım!” deyip kalktı ve banyoya gitti. Duşunu aldıktan sonra kapıdan, “Hadi banyoya erkeğim!” diyerek bir göz kırptı. O göz kırpması beni tekrar azdırmaya yetti. Peşinden azgın bir boğa gibi girdim banyoya.
Kaynanam jartiyeriyle suyun altındaydı. Hemen ben de küvete girip, kaynanamı yüzüstü duvara yasladım ve götünün yarığına kafamı gömdüm. Her yerini yalamaya başladım tekrar.
Sonra uzun uzun öpüştük, dillerimiz birbirine dolanıyordu. Daha sonra kaynanam benim taşaklarım dahil her yerimi yalamaya başladı. Taşaklarımın hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Sikimi de gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. Bir müddet sonra doğrulup, kulağıma yaklaştı ve
“Hadi erkeğim, şimdi zamanı geldi!” dedi.
Ben ayağa kalktım ve kaynanamın arkasına geçtim. Ve arkadan amına girdim. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Suyun da etkisiyle 'Şap, şap, şap!’ ses çıkıyordu her vuruşta. Kaynanam da ben vurdukça,
“Erkeğimm… Arslan oğlum… Sik anneni… Daha sert… Ohhh… Hadi koçum benim!” diye diye zevkle inliyordu…
Daha sonra kaynanamı döndürdüm. Duvara sırtını yaslayıp, ayakta amına girdim tekrar ve sikmeye devam ettim. Kaynanam boynuma dolandı. Ben bastıkça inliyordu. Sonra bacaklarını belime doladı. Ben de alttan ellerimi kalçalarına attım, ayakta kucakladım kaynanamı ve amına girip çıkmaya devam ettim. Kaynanam kucağımda çığlık çığlığaydı.
“Hadi oğlum, karını siker gibi sik anneni, karını döller gibi dölle anneni, aslan erkeğim benim!” diye inlerken, ben de hareketlerimi hızlandırdım.
Az sonra ellerimi bacaklarının altından geçirerek bacaklarını iyice ayırdım ve kollarını tuttum. Amına daha hızlı pompalamaya başladım. Ve sonrasında çığlık çığlığa kaynanamın amcığına tüm spermlerimi fışkırttım. Kaynanam,
“Ooaaahhh erkeğim, aslan oğlum benimmm!” diyerek inledi.
Kucağımda sikilmekten ve çığlık atmaktan bitap düşmüştü, kollarıma yığıldı kaldı. Küvetten çıkarıp, kuruladıktan sonra yatağa yatırdım kaynanamı. Kaynanam,
“Harikasın oğlum, resmen işimi bitirdin!” diyerek uykuya geçti.
Ben de yorulmuştum, ben de kurulanıp, yanına yattım. Tam uykuya dalmıştım ki, hatta biraz uyumuş da olabilirim, elim kaynanamın götüne değdi. Taş gibi götü hissedince sikim yine kazık gibi oldu. Doğrulup, yüzüstü yatan kaynanamın göt deliğini yalamaya başladım yine.
Kaynanamın götüne doyamıyordum. Kaynanam sızmış bir şekilde yatarken, göbeğinin altına yastık koyup, bir kez daha götünü sikmeye başladım… Yine götüne boşalacaktım ki, kaynanam,
“Ağzıma istiyorum oğlum!” diye inledi.
Ben şaşırmıştım. Hiç hareket etmemişti ben götünü sikerken, ama demek ki uyanıktı ve hareketlerimden, hırlamalarımdan boşalacağımı anlamıştı.
Sırtüstü çevirdim ve sikimi ağzına yaklaştırdım. Hemen ağzını açtı. Ben de otuzbir çekerek ağzına boşaldım kaynanamın. Bütün spermlerimi yuttu. Dudaklarına bulaşanları da diliyle ağzına aldı…
Ertesi sabah çok mutlu uyandık. Hastaneye sabah erkenden gittik ve eşime mutlu haberi verdik. Eşim nasıl olduğunu sorduğunda, hastanede başka biriyle tanıştığımızı, onun yardımcı olduğunu, kendisinden aldığımız yumurta hücreleriyle benim sperm hücrelerimi kaynanamın rahmine yerleştirdiğimizi, bu sayede işi başardığımızı anlattık.
Eşim çok sevindi. Ertesi gün taburcu oldu. İki gün daha kaldık Gürcistan'da, gezdik, dolaştık biraz. Kaynanamla kaçamak bakışlar atıyorduk birbirimize arada. Ardından Türkiye'ye döndük…
Kayseri'ye de hemen alıştık. Büyük bir şehirdi burası da. Eşime de, çalıştığımız firmalardan birinde Cumartesi günleri de mesaisi olan bir muhasebe işi buldum.
O ilk cumartesi günüydü. Rüyamda birisi sikimi yalıyordu. Az sonra uyandım. Rüya değildi, odamdaydım. Demek ki eşim yalıyordu sikimi. Derken bir baktım ki kaynanam, yine o geceki jartiyerli takımını giymiş, yine harika bir makyaj yapmış, sikimi emiyordu.
“Anne ne yapıyorsun?” dedim kendimi çekerek.
“Bir şey yapmıyorum oğlum. Sadece o geceyi unutamıyorum. Ne var anneni bir kere daha doyursan! Birkaç aya karnım şişer zaten, günleri değerlendirelim bence!” diyerek tekrar sikime yumuldu.
Benden günah gitmişti. Kaynanamı o gün eşim gelene kadar evire çevire, amdan götten siktim. Akşam götünün üzerine oturamayacak haldeydi, ama memnundu…
O yılı Kayseri'de geçirdik. Kaynanam bize bir kız çocuğu doğurdu, adını Eda koyduk. Çok tatlı bir bebekti. Doğumdan bir kaç ay sonra İstanbul'a tekrar tayinimi aldırabildim. Kimse bir şey anlamadan bu işi halletmenin verdiği gurur, kaynanamı sikmiş olmanın verdiği mutlulukla döndük mahallemize tekrar. Kaynanam da bir üst katımızdaki evine yerleşti.
Kaynanam doğumdan önce biraz zayıf bir kadındı, hamilelikte aldığı kiloları da hızlıca verdi. Ama önceki gibi zayıf değildi artık. Bu sefer tam bir afete dönüştü.
Eşim de çalıştığı için Eda'ya kaynanam bakıyor. Yani Eda'nın da öz annesi, kendi kızının bakıcılığını yapıyor. Bazen işten erken çıktığımda Eda'yı almaya ben çıkıyorum kaynanamın yanına. Eda'yı almadan önce bir posta sikiyor, sonra Eda'yı alıyorum.
Bazen de işten geldiğimde kaynanam bizim evde oluyor. Eşim daha gelmemişse, o gelene kadar kaynanamı doyuruyorum. Bazen o kadar azgın oluyoruz ki, Eda ağlasa da bakmıyor, sikişmeye devam ediyoruz… Bir sene sonra kaynanam bir kere daha hamile kaldı, ama onu eşime hissettirmeden aldırdık…
Aradan yıllar geçti, Eda bu sene anaokuluna başladı. Kaynanam da 45 yaşına geldi, ama halen bir afet. Hatta halen eşimden daha güzel. Ve halen eşim işteyken ve Eda okuldayken sikiyorum kaynanamı.
Cumartesi günleri eşim çalışıyor, ama Eda'nın okulu yok. Uyuduğu zaman rahat rahat sikişiyoruz. Uyanıkken de televizyonda ona bir çizgi film takıp, kaynanamla evin değişik yerlerinde sikişmeye devam ediyoruz.
Bazen kaynanam Eda'ya yemek yedirirken, arkasına geçip sikiyorum kaynanamı. Bazen kaynanam mutfakta yemek hazırlarken arkasına geçip eteğini sıyırıp sikiyorum hemen. Bazen de kaynanam Eda'yı kucağına alıyor, ben de kaynanamı kucağıma alıp sikiyorum.
Bazen üçümüz evcilik oynuyoruz, Eda dışarda kalıyor, ben kaynanamla çadıra girip ağzına veriyorum. Bazen de doktorculuk oynuyoruz, Eda kaynanamın annesi oluyor, ben doktor oluyorum, kaynanam da hasta. Tabi her seferinde hastaya iğne yapıyorum.
Bir keresinde az kalsın eşime yakalanıyorduk. Bizim evdeydik, Eda odasında oynarken, ben kaynanamı salonda kanepenin kolçağına domaltmış götünden sikiyordum. Tam kaynanamın götüne boşalmıştım ki, kaynanamın telefonu çaldı. Arayan eşimdi.
“Anne kapıyı çalıyorum neden açmıyorsun?” dedi. Kaynanam telaşla,
“Kızım alt kattayız, buraya gel!” dedi.
Hemen toparlandık, üstümüzü başımızı düzelttik. Ben Eda'yla oyun oynuyormuşum gibi yaptım, kaynanam da mutfaktaymış gibi yaptı. Eşim gelince bir şey anlamadı, ama ben kaynanamın eteğinin altından bacağından sızan spermlerimi gördüm ve hemen kaynanamı uyardım. Kaynanam da gözlüğünü almak bahanesiyle yukarı çıkıp temizlendi…
Cumartesi günleri halen benim için en güzel gün. Eşime yakalanmadığımız sürece kaynanamı sikmeye devam edeceğim!
182 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 5 years
Text
Çocuğumuz Olmuyordu...
Tumblr media
Evlendiğimiz günden itibaren eşimle çocuk yapmak için uğraşıyoruz, ancak eşimin ergenliğinden beri var olan yumurtlama probleminden ötürü bir türlü başarılı olamıyorduk. İki yıl denedikten sonra artık tıbbi yardım almaya başladık. Ama bu da derdimize derman olmadı. Eşim bu yüzden bunalımlara girdi.
Bir gün bir aile dostumuz bize taşıyıcı annelikten söz etti. Çocuğu başkası doğuracaktı, ama yasal annesi eşim olacaktı. Son çare olarak başka bir seçeneğimiz yok gibi görünüyordu. Üstelik taşıyıcı annelik ülkemizde yasaktı. Biraz araştırdıktan sonra Gürcistan'da bu için yapıldığını öğrendik.
Gürcistan'da bu işi halletmeye karar verdik. İçim rahatlamıştı bu sefer. Ancak birkaç gün sonra, eşim tadımızı kaçıracak bir şey daha attı ortaya,
“Ya bu işi yapacak kadında hastalık varsa, çocuğum hasta olursa?” dedi.
Mantıklıydı, çocuğumuzu bu konuda riske atmak doğru olmazdı. Eşim yine bunalımlara girdi, ağlamaya başladı sürekli. Aynı gün kayınvalidem, Handan geldi. Eşimin ağlamaktan şişmiş gözlerini görünce sordu. Eşim de anlattı ve
“Bize güvenebileceğimiz bir taşıyıcı anne lazım!” dedi.
Düşündük taşındık, ama kimseyi bulamadık. Bulsak da, kim bize yardım ederdi ki böyle bir konuda… Ertesi gün akşam yine kara kara düşünürken, eşimin telefonu çaldı. Arayan kaynanamdı. Eşimden telefonun sesini hoparlöre vermesini istedi.
“Çocuklarım, bu söylediklerim aramızda kalacak. Benimki sadece bir teklif… Düşünün taşının. Ben sizin mutluluğunuz için taşıyıcı annelik yapmak istiyorum!” dedi. Biz eşimle birbirimize bakarak donduk kaldık. Eşim,
“Olmaz anne öyle bir şey!” diyerek kapadı telefonu. Birkaç gün sonra, işten geldiğimde eşim yine konuyu açtı,
“Ne dersin Kerem, annem olur mu?” dedi. Belli ki kaynanamla tekrar konuşmuştu. Ben sinirlenmiştim,
“Nasıl olacak Canan? Elaleme ne diyeceğiz? Kırk yaşında kaynanam hamile kaldı mı diyeceğiz? dedim.
“Annem kırk değil, 38 yaşında Kerem ve birçok kadın bu yaşında hamile kalabiliyor. Riskli ama kadın bizim için fedakarlık yapmak istiyor, anlasana!” dedi.
Doğru söylüyordu karım… Anne kız yanyana gelince abla kardeş gibi dururlardı. Kendine bakan, ne yalan söyleyeyim, işin doğrusu hayli seksi bir kadındı kayınvalidem…
“İyi peki. Çocuğu annenin doğurduğunu gören eşe dosta, hayır bu bizim çocuğumuz mu diyeceğiz? Üstelik annen de dul bir kadın…”
“Annem onu da düşünmüş. Sen tayinini isteyeceksin. İstanbul'dan başka bir şehire taşınacağız. Bir-iki sene başka şehirde yaşayıp, bu işi halledip tekrar döneceğiz İstanbul'a, hem de çocuğumuzla beraber!” diye cevap verdi eşim. Mantıksız değildi aslında, ama tayin mayin işi zor işlerdi.
Eşimin ve kaynanamın baskıları neticesinde kabul etmek zorunda kaldım bu işi… Tayin için de başvurdum. Bir ay içinde Kayseri'ye tayinim çıktı. İkinci ay Kayseri'ye taşınmıştık bile. Bu arada bir arkadaşım, bir tanıdığı vasıtasıyla Gürcistan'da bize yardımcı olacak kişiyi de organize etti. Tarih belirlenince işyerimden senelik izin alarak Gürcistan'a uçtuk, eşim ve kaynanamla birlikte…
Arkadaşımın Gürcistan'daki bağlantısı bizi karşıladı. Konuştuk, anlaştık. Bizden istediği epeyce yüklü parayı da peşin olarak verdik. Ertesi gün arayacağını söyleyerek gitti adam. Biz otelimize yerleştik.
Ertesi gün gözümüz telefonda bekledik, ama aramadı. Sonraki gün yine haber yok. İyice tedirgin olmuştuk. Adam benim aramalarıma da cevap vermiyordu. Israrlı aramalarımdan sonra, en sonunda gecenin bir saatinde açtı ve
“Arama lan beni bir daha gavat!” dedi ve suratıma kapadı telefonu.
Dolandırılmıştık. Bugüne kadar çok para harcamıştık çocuk için, ama dolandırılmak koymuştu bana… Eşim krize girdi. O gece tuvaletten gelen sesle uyandım. Gidip bakmak istedim, kapı kilitliydi. Eşim ses vermiyordu. Kaynanamı uyandırdım yan odadan. Eşim kaynanama da ses vermeyince, kapıyı kırıp içeri girdim.
Eşimin baygın halde yattığını ve bir kutu ilaç içtiğini görünce, elim ayağıma dolaştı. Hemen otel görevlilerine haber verdik, ambulans istedik. Ambulans geldi, apar topar hastaneye gittik.
Korkudan ağlıyorum. Eşime bir şey olursa ben de ölürdüm. Para pul, çocuk falan umurumda değildi. Doktor, eşimin midesini yıkadıklarını, komada olduğunu, şimdilik beklemekten başka bir şey yapamayacağımızı söyledi. O gece uyanmadı Canan.
Ertesi gün gözlerini açtı şükür, ama yine ağlamaktan başka bir şey yapmadı. Sakinleştirici ile bu sefer doktorlar uyutmak zorunda kaldılar. Kaynanam o akşam,
“Kerem kalk, otele gidiyoruz!” dedi.
“Noldu anne?” dememe bırakmadı,
“Kalk bu işi çözeceğiz!” dedi. Taksiye binip otele geldik. Takside konuşamadığımız için odaya çıkmayı bekledim. İkimiz de tedirgindik. Odaya çıkınca,
“Anne ne yapacağız? dedim.
"Buraya neden geldiysek onu yapacağız!” dedi kaynanam.
“Anlamadım anne?” dedim.
“Anlamayacak bişey yok Kerem. Bu memlekete çocuk sahibi olmak için, beni hamile bırakmak için geldik. Şimdi beni hamile bırakacaksın!” dedi. Ben afallamıştım,
“Nasıl olur anne, nasıl yapacağız?” diye sordum aptalca.
“Kerem! Bak oğlum! Kızımın hayatı ve sizin evliliğiniz tehlikede. Siz benim evladımsınız. Bir fedakarlık yapacağımı söyledim, işler sarpa sardı. Şimdi bu durumu düzeltebiliriz!” dedi.
“Anne nasıl olacak, nasıl spermlerimi aktaracağım sana, anlamadım?” dedim yine saf saf…
“Oğlum vaktimiz yok. Kimseye de güvenemeyiz artık burada. Dünyadaki milyonlarca insan nasıl yapıyorsa, biz de öyle yapacağız bu işi!” diye cevap verdi.
“Anne olur mu öyle şey! Sen benim annemsin! Hem Canan'a ne diyeceğiz?” dedim telaşla.
“Yavrum, öz annen değilim sonuçta… Canan birkaç gün daha hastanede kalır. Kalmasa da doktorlardan rica ederiz, uyuturlar bir iki gün daha. Biz de bu arada işi hallettik deriz!” diye beni ikna etmeye çalıştı kaynanam.
Elimde fazla bir seçenek yoktu. Bir amaç için yola çıkmıştık ve başımıza bir sürü talihsizlik gelmişti. Bu işi burada çözüp dönmek lazımdı Türkiye'ye. İster istemez kabul ettim.
“Peki nasıl yapacağız anne? Ben çok utanırım!” dedim. Kaynanam,
“Oğlum utanacak bir şey yok. Burada zevkimiz için bir şey yapmıyoruz! Beni Canan olarak düşün!” dedi. Hakikaten de eşim annesine benzer.
“Tamam anne, ama nolur kılığını tipini değiştir, yoksa yapamam ben!”
“O zaman sen bir iki saat bekle otelde, ben ufak bir alışveriş yapıp geleyim!” dedi kaynanam ve gitti. Bir saati biraz geçen bir vakitte elinde küçük paketlerle geldi ve “Tamam, şimdi hazırlanırım! Sen de duşunu al Kerem!” dedi ve odasına geçti. Banyoya girdim, duşumu alıp çıktım. Havluyla kurulanırken,
“Kerem gel hadi oğlum!” diye aradı dahili telefondan.
Bornozla gittim odasına. Kapıyı açtım, oda kapkaranlıktı. El yordamıyla yatağı bulup, bornozu çıkardım ve hemen yatağa girdim. Ama yatak boştu. Az sonra ışık açıldı. O da ne?
Tumblr media
Handan saçlarını tepede topuz yapmış, çok güzel ve değişik makyajıyla, üzerindeki siyah jartiyerli takımla, karşımda bir afet gibi duruyordu. Memeleri taş gibi gözüküyordu ve sütyen ancak yarısını kapatabiliyordu. Altındaki tül külot da çok seksiydi. Çok farklı bir kadın olmuştu. Utangaç bir sesle,
“Nasıl, değişik biri olmuş muyum Kerem?” dedi. Ben müthiş etkilenmiş, karşımdakinin kaynanam olduğunu unutmuştum bile.
“Olmuşsun anne, çok güzel olmuşsun!” dedim. Kaynanam ışığı kapadı ve yatak başındaki ışıkları yakıp yanıma uzandı.
“Bu gece ‘Anne’ demek yok!” dedi ve elini sikime attı.
“Sadece o işi yapacağız değil mi anne?” dedim. Bir çimdik attı,
“Anne yok dedim sana! Ne istiyorsan yapabilirsin, farz et ki bir kaçamak yapıyorsun oğlum!” dedi. Ben de,
“Bu gece ‘Oğlum’ da yok o zaman!” dedim ve hemen öpüşmeye başladık.
Kaynanam mis gibi kokuyordu. Sütyeni sıyırıp, memelerini emmeye başladım. Gerçekten de taş gibiydi kaynanamın vücudu… Otuzsekiz yaşına gelmesine rağmen kendine çok iyi bakmıştı. Kaynanam az sonra aşağıya inip sikimi ağzına aldı.
“Anne ne yapıyorsun?” deyince sikimi ağzından çıkartıp, ısırır gibi yaptı ve
“Anne demek yok dedim sana!” dedi. Adeta bir orospu gibi taşaklarımı avuçlayarak, sikimi emiyordu. Ben sadece içine boşalıp hamile bırakacağımı zannederken, kaynanam yılların acısını çıkarır gibi sevişiyordu benimle… Az sonra boşalacağımı anladım,
“Anne dur, geliyorum!” dedim kasılarak. Sikimi ağzından çıkarıp,
“Bak halen 'Anne’ diyorsun!” dedi ve tekrar ağzına aldı.
Ben kendimi çekmeye çalışırken, o daha bir sabitledi sikimi ağzında ve eme eme ağzına boşalmamı sağladı. Hayatımdaki en muhteşem boşalmayı yaşamıştım.
“Anne harikasın, ama neden böyle yaptın, hani hamile bırakacaktım seni?” dedim.
Tumblr media
“Bırakırsın Kerem, daha gece uzun!” dedi ve 69 pozisyonunda üstüme çıktı. 
Külodu jartiyerin üstüne giymişti, sıyırıp çıkardım. Kaynanamın amını götünü dillemeye başladım. Dilimi göt deliğinde gezdirmeye başlayınca,
“Ohhh, oğlum harikasın!” diye inledi. Ben de poposunu ısırarak,
“Oğlum demek yoktu hani!” dedim ve yalamaya devam ettim. Dilimi göt deliğine sokup çıkarmaya başladığımda,
“Oaaaawww, Kerem ne diyeyim sana, müthişsin!” dedi kaynanam.
“Erkeğim de bana Handan, 'Oğlum’ deme!” dedim…
Az sonra kaynanam dönüp kucağıma geldi ve sikimin üzerine oturmaya başladı. Alev gibi yanan amına yavaş yavaş alıyordu sikimi. İçine girdikçe,
“Ohhh Kerem, erkeğim benim, sikin çok büyük!” diye inliyordu.
Otura kalka köküne kadar aldı sikimi. Biraz öyle kaldıktan sonra sikimin üzerinde zıplamaya başladı. Başına kadar kalkıp, tekrar oturuyordu. Çok geçmeden iyice hızlandırmıştı hareketlerini. Terlemiştik iyice. Kaynanam hopladıkça 'Şap, şap, şap! diye ses çıkıyordu…
Daha sonra kaynanamı üzerimden alıp domalttım. Arkasına geçip, iki elimle götünün yanaklarını ayırınca, mükemmel göt deliği kabak gibi ortaya çıkmıştı. Dilimle tekrar muamele yapmaya başladım. O sırada,
“Oğlum hep dilini mi sokacaksın oraya?” diye inledi. Ben şaşırmıştım, demek götten de sikmemi istiyordu kaynanam. Doğruldum, sikimin başını dayadım ve ittirmeye başladım götünün deliğine. Başı kolay girdi, ama biraz yüklenince,
“Ahhh!” diye inledi kaynanam. Sikimi geri çekip, tükürükleyip bir daha yüklendim. Bu sefer daha da ilerledim. Kaynanamdan, “Aaaoohhh!” diye bir inleme geldi bu sefer. Biraz çekip, tekrar yüklendiğimde artık sikim köküne kadar kaynanamın götüne girmişti. Kaynanam bir çığlık attı ve
“Oğlum ne yaptınnnn, müthişsinnn!” diye inledi. Bunu duyunca ben gidip gelmeye başladım ve
“Sen 'Oğlum’ demekten vazgeçmeyeceksin demek ki! Tamam, devam et, 'Oğlum’ de bana! 'Oğlum’ deee!” diyerek kaynanamın götüne hızlı hızlı pompalamaya başladım.
Kaynanam altımda çıldırmıştı. Yüzünü tamamen yatağa bastırmış, çarşafları sıkıyordu.
“Ohhh! Sik beni oğlummm! Daha sert bas, aslan oğlummm!” diye inliyordu.
Ben de ellerini arkada kelepçe yaptım ve sikimi iyice çıkarıp tekrar girmeye başladım kaynanamın götüne.
“Ohhh, annem benim, harika götün var, süpersinnn!” diyerek köklüyordum… Bir müddet sonra yine boşalacağımı anladım ve “Anne geleceğim!” diyerek durdum.
“Devam et oğlum, durma, götüme boşal!” dedi. Ben yeniden kökledim götüne ve birkaç kez daha pompalayıp, kaynanama kitlenerek götünün derinliklerine boşaldım… Boşalmam bittikten sonra,
“Anne mükemmel bir kadınsın!” dedim.
“Sen de harikasın oğlum, hiç böyle bir zevk aldığımı hatırlamıyorum!” dedi. Yatakta uzanırken,
“Ee, bu da boşa gitti anne!” dedim gülerek. Kaynanam elini taşaklarıma attı ve
“Hiç önemli değil aslanım, sen de bu sik varken daha çok şansımız var!” dedi.
Biraz dinlenip kalktık. Mini barda bira, votka, viski falan ne varsa içtik. Sonra kaynanam karşımda seksi bir şekilde dans etmeye başladı. Tanrım, çok güzel bir kadındı. Yani para versen böylesini sikemezsin.
Az sonra yine kucağımdaydı. Memelerini ağzıma verdi. Emmeye doyamıyordum. Bacak arama indi, sikimi göğüslerinin arasına alıp memeleriyle mastürbasyon yapmaya başladı bana. Sikim yine sertleşmişti. Ama kaynanam gülerek,
“Götümden döllerin akıyor, ben bir duş alayım!” deyip kalktı ve banyoya gitti. Duşunu aldıktan sonra kapıdan, “Hadi banyoya erkeğim!” diyerek bir göz kırptı. O göz kırpması beni tekrar azdırmaya yetti. Peşinden azgın bir boğa gibi girdim banyoya.
Kaynanam jartiyeriyle suyun altındaydı. Hemen ben de küvete girip, kaynanamı yüzüstü duvara yasladım ve götünün yarığına kafamı gömdüm. Her yerini yalamaya başladım tekrar.
Sonra uzun uzun öpüştük, dillerimiz birbirine dolanıyordu. Daha sonra kaynanam benim taşaklarım dahil her yerimi yalamaya başladı. Taşaklarımın hepsini ağzına almaya çalışıyordu. Sikimi de gırtlağına kadar sokup çıkarıyordu. Bir müddet sonra doğrulup, kulağıma yaklaştı ve
“Hadi erkeğim, şimdi zamanı geldi!” dedi.
Ben ayağa kalktım ve kaynanamın arkasına geçtim. Ve arkadan amına girdim. Hızlı hızlı sikmeye başladım. Suyun da etkisiyle 'Şap, şap, şap!’ ses çıkıyordu her vuruşta. Kaynanam da ben vurdukça,
“Erkeğimm… Arslan oğlum… Sik anneni… Daha sert… Ohhh… Hadi koçum benim!” diye diye zevkle inliyordu…
Daha sonra kaynanamı döndürdüm. Duvara sırtını yaslayıp, ayakta amına girdim tekrar ve sikmeye devam ettim. Kaynanam boynuma dolandı. Ben bastıkça inliyordu. Sonra bacaklarını belime doladı. Ben de alttan ellerimi kalçalarına attım, ayakta kucakladım kaynanamı ve amına girip çıkmaya devam ettim. Kaynanam kucağımda çığlık çığlığaydı.
“Hadi oğlum, karını siker gibi sik anneni, karını döller gibi dölle anneni, aslan erkeğim benim!” diye inlerken, ben de hareketlerimi hızlandırdım.
Az sonra ellerimi bacaklarının altından geçirerek bacaklarını iyice ayırdım ve kollarını tuttum. Amına daha hızlı pompalamaya başladım. Ve sonrasında çığlık çığlığa kaynanamın amcığına tüm spermlerimi fışkırttım. Kaynanam,
“Ooaaahhh erkeğim, aslan oğlum benimmm!” diyerek inledi.
Kucağımda sikilmekten ve çığlık atmaktan bitap düşmüştü, kollarıma yığıldı kaldı. Küvetten çıkarıp, kuruladıktan sonra yatağa yatırdım kaynanamı. Kaynanam,
“Harikasın oğlum, resmen işimi bitirdin!” diyerek uykuya geçti.
Ben de yorulmuştum, ben de kurulanıp, yanına yattım. Tam uykuya dalmıştım ki, hatta biraz uyumuş da olabilirim, elim kaynanamın götüne değdi. Taş gibi götü hissedince sikim yine kazık gibi oldu. Doğrulup, yüzüstü yatan kaynanamın göt deliğini yalamaya başladım yine.
Kaynanamın götüne doyamıyordum. Kaynanam sızmış bir şekilde yatarken, göbeğinin altına yastık koyup, bir kez daha götünü sikmeye başladım… Yine götüne boşalacaktım ki, kaynanam,
“Ağzıma istiyorum oğlum!” diye inledi.
Ben şaşırmıştım. Hiç hareket etmemişti ben götünü sikerken, ama demek ki uyanıktı ve hareketlerimden, hırlamalarımdan boşalacağımı anlamıştı.
Sırtüstü çevirdim ve sikimi ağzına yaklaştırdım. Hemen ağzını açtı. Ben de otuzbir çekerek ağzına boşaldım kaynanamın. Bütün spermlerimi yuttu. Dudaklarına bulaşanları da diliyle ağzına aldı…
Ertesi sabah çok mutlu uyandık. Hastaneye sabah erkenden gittik ve eşime mutlu haberi verdik. Eşim nasıl olduğunu sorduğunda, hastanede başka biriyle tanıştığımızı, onun yardımcı olduğunu, kendisinden aldığımız yumurta hücreleriyle benim sperm hücrelerimi kaynanamın rahmine yerleştirdiğimizi, bu sayede işi başardığımızı anlattık.
Eşim çok sevindi. Ertesi gün taburcu oldu. İki gün daha kaldık Gürcistan'da, gezdik, dolaştık biraz. Kaynanamla kaçamak bakışlar atıyorduk birbirimize arada. Ardından Türkiye'ye döndük…
Kayseri'ye de hemen alıştık. Büyük bir şehirdi burası da. Eşime de, çalıştığımız firmalardan birinde Cumartesi günleri de mesaisi olan bir muhasebe işi buldum.
O ilk cumartesi günüydü. Rüyamda birisi sikimi yalıyordu. Az sonra uyandım. Rüya değildi, odamdaydım. Demek ki eşim yalıyordu sikimi. Derken bir baktım ki kaynanam, yine o geceki jartiyerli takımını giymiş, yine harika bir makyaj yapmış, sikimi emiyordu.
“Anne ne yapıyorsun?” dedim kendimi çekerek.
“Bir şey yapmıyorum oğlum. Sadece o geceyi unutamıyorum. Ne var anneni bir kere daha doyursan! Birkaç aya karnım şişer zaten, günleri değerlendirelim bence!” diyerek tekrar sikime yumuldu.
Benden günah gitmişti. Kaynanamı o gün eşim gelene kadar evire çevire, amdan götten siktim. Akşam götünün üzerine oturamayacak haldeydi, ama memnundu…
O yılı Kayseri'de geçirdik. Kaynanam bize bir kız çocuğu doğurdu, adını Eda koyduk. Çok tatlı bir bebekti. Doğumdan bir kaç ay sonra İstanbul'a tekrar tayinimi aldırabildim. Kimse bir şey anlamadan bu işi halletmenin verdiği gurur, kaynanamı sikmiş olmanın verdiği mutlulukla döndük mahallemize tekrar. Kaynanam da bir üst katımızdaki evine yerleşti.
Kaynanam doğumdan önce biraz zayıf bir kadındı, hamilelikte aldığı kiloları da hızlıca verdi. Ama önceki gibi zayıf değildi artık. Bu sefer tam bir afete dönüştü.
Eşim de çalıştığı için Eda'ya kaynanam bakıyor. Yani Eda'nın da öz annesi, kendi kızının bakıcılığını yapıyor. Bazen işten erken çıktığımda Eda'yı almaya ben çıkıyorum kaynanamın yanına. Eda'yı almadan önce bir posta sikiyor, sonra Eda'yı alıyorum.
Bazen de işten geldiğimde kaynanam bizim evde oluyor. Eşim daha gelmemişse, o gelene kadar kaynanamı doyuruyorum. Bazen o kadar azgın oluyoruz ki, Eda ağlasa da bakmıyor, sikişmeye devam ediyoruz… Bir sene sonra kaynanam bir kere daha hamile kaldı, ama onu eşime hissettirmeden aldırdık…
Aradan yıllar geçti, Eda bu sene anaokuluna başladı. Kaynanam da 45 yaşına geldi, ama halen bir afet. Hatta halen eşimden daha güzel. Ve halen eşim işteyken ve Eda okuldayken sikiyorum kaynanamı.
Cumartesi günleri eşim çalışıyor, ama Eda'nın okulu yok. Uyuduğu zaman rahat rahat sikişiyoruz. Uyanıkken de televizyonda ona bir çizgi film takıp, kaynanamla evin değişik yerlerinde sikişmeye devam ediyoruz.
Bazen kaynanam Eda'ya yemek yedirirken, arkasına geçip sikiyorum kaynanamı. Bazen kaynanam mutfakta yemek hazırlarken arkasına geçip eteğini sıyırıp sikiyorum hemen. Bazen de kaynanam Eda'yı kucağına alıyor, ben de kaynanamı kucağıma alıp sikiyorum.
Bazen üçümüz evcilik oynuyoruz, Eda dışarda kalıyor, ben kaynanamla çadıra girip ağzına veriyorum. Bazen de doktorculuk oynuyoruz, Eda kaynanamın annesi oluyor, ben doktor oluyorum, kaynanam da hasta. Tabi her seferinde hastaya iğne yapıyorum.
Bir keresinde az kalsın eşime yakalanıyorduk. Bizim evdeydik, Eda odasında oynarken, ben kaynanamı salonda kanepenin kolçağına domaltmış götünden sikiyordum. Tam kaynanamın götüne boşalmıştım ki, kaynanamın telefonu çaldı. Arayan eşimdi.
“Anne kapıyı çalıyorum neden açmıyorsun?” dedi. Kaynanam telaşla,
“Kızım alt kattayız, buraya gel!” dedi.
Hemen toparlandık, üstümüzü başımızı düzelttik. Ben Eda'yla oyun oynuyormuşum gibi yaptım, kaynanam da mutfaktaymış gibi yaptı. Eşim gelince bir şey anlamadı, ama ben kaynanamın eteğinin altından bacağından sızan spermlerimi gördüm ve hemen kaynanamı uyardım. Kaynanam da gözlüğünü almak bahanesiyle yukarı çıkıp temizlendi…
Cumartesi günleri halen benim için en güzel gün. Eşime yakalanmadığımız sürece kaynanamı sikmeye devam edeceğim!
182 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 5 years
Text
Harika bir șey
Kaynanam (1)
Tumblr media
***  Bölüm 1  2  3  4  5  6  7  8  9  ***
Evlendikten kısa süre sonra insan��n sadece eşi ile değil aynı zamanda ailesi ile de evlendiğini öğrendim. Kayınpederim aksi ve geçimsiz biriydi. En başta karısına ve iki çocuğuna ardından bana da olur olmadık zamanlarda sataşıyordu. 
Geçmişinde içkiye çok para harcamış bunun neticesinde geçim sıkıntısı yaşamaya başlamıştı. Zaman zaman benden para ister, aldıklarını da ya geç öder yada hiç ödemezdi. Ama haftada birkaç akşam eve sarhoş gelmeye de devam ederdi. 
Kayınvalideme hayatı zindan ediyor, onu ara sıra dövüyordu. Kayınvalidem dayak yediği ya da iyice bunaldığı zamanlarda kaçıp bize gelirdi. Ona, 
“Anne bırak bu adamı, boşan, gel burada bizimle yaşa!“ desem de beni dinlemez yine evinin yolunun tutardı. 
Eşim evlenerek babasından kurtulmuştu. Eşimden üç yaş büyük olan kayınbiraderim iki yıllık bir bölümü sonra da açık öğretimi bitirmişti ve KPSS ile bir yerlere girebilmek için çabalıyor, o da kendini babasından kurtarmaya çalışıyordu. Ancak bütün bu sıkıntılar birkaç ay önce kayınbabam ölünce sona erdi. Uzun seneler içki içmenin sonucunda vücudu iflas etmişti. Hastalandı, bir süre hastanede yattı ama kurtulamadı. 
Kayınvalidem ilk günlerde kocasının ölümünden dolayı çok ağladı, üzüldü. Kötü de olsa 25 yıllık kocasıydı sonuçta, alışkanlıklar, birlikte geçen yıllar… Ancak günler geçtikçe üzüntüsü de gitgide azaldı ve kırkı çıktıktan sonra neredeyse kayboldu, hatta kocasının ölümüne sevinir bile olmuştu. Kayınbiraderim önce babasının ölümü sonra da KPSS'den umudunu kestiği için askerliğini aradan çıkarmaya karar verdi. Sonunda o da askere gidince kayınvalidem evinde tek kaldı. Kayınbiraderim askere gittikten bir hafta on gün sonraydı. Bir akşam evde Facebook'a girmiştim. Eşim bütün gün çocuklarla uğraştığı için yorulmuş ve erkenden yatmıştı. Saat 23:00'e geliyordu. Kayınvalidem Solmaz'ı online gördüm. 
Ona askere giden oğluyla görüşebilmesi için Facebook hesabını birkaç gün önce ben almıştım. Nasıl kullanacağını da kısaca göstermiştim. Bu saatte Facebook'da ne işi olduğunu merak ettim. ”Anne hayırdır, ne yapıyorsun?“ diye yazdım. Bana Kader adında bir arkadaşı ile yazıştığını, Kader'in çocukluk arkadaşı olduğunu, yıllardır birbirlerini görmediklerini, İstanbul'da yaşadığını yazdı. 
”İyi tamam!“ diyerek yazıp gönderdim. Sonra kendi arkadaşlarımla yazıştım, sayfalarda gezindim. Aradan yarım saat geçmişti, bana, 
”Nasılsın?“ diye yazdı. ”İyiyim, sen nasılsın?“ diye yazdım karşılık olarak. ”İyiyim, iyi ki bunu bana almışsın, arkadaşlarımı arayıp buluyorum…“ diye yazdı. 
Kayınvalidem Facebook'u çok sevmiş, bunun için teşekkür ediyordu. Askerdeki oğluyla görüşebilmesi için aldığım Facebook hesabıyla arkadaşlarını arayıp buluyordu. 
Havadan sudan konuşmaya daha doğrusu yazışmaya başladık. Eşimi ve çocukları sordu, uyuduklarını yazdım. Konudan konuya atlıyorduk. Kayınvalidem ilkokul mezunuydu, bilgisayarla da daha yeni tanışmıştı. Ama çok kısa sürede kapmış, sevmişti. Yazışmamız ilerlerken konu kayınbabama geldi her nasılsa. Ona, 
”Kusura bakma ama kayınbabamın ölmesi iyi oldu, ben hiç üzülmüyorum, en başta senin hayatını mahvetti!“ diye yazdım. 
”Doğru söylüyorsun!“ diye yazdı cevap olarak. Uzun yıllardır çektiği çileler kocasının ölümüyle bitmişti. 
”Bundan sonra senin zamanın artık, keyfince gez eğlen. Bu hayata insan bir kere geliyor, ne zaman istersen bizim yazlığa gideriz!“ 
”İnşallah oğlum!“ diyerek cevap gönderdi. Kendi ailemin iki katlı villa şeklinde bir  yazlığı vardı. Ben, babam ve eniştem ortak almıştık. Ne zaman müsait olsam eşim ve çocuklarımla giderdim. Yazın ise eşim ve çocuklar devamlı orada annemin babamın yanında olurdu. 
Kayınvalidemi de kaç defa davet etmiştim, ama her seferinde kayınbabam karşı çıkmış karısını göndermemişti. Çocuklarımız doğduğunda eşime yardımcı olmak için gelip kalırdı, ama o zamanlarda bile kayınbabam ağzından burnundan getirirdi kadının. Kayınbiraderimin laptopundan giriyordu Facebook'a. Ona, ”Kamera açsana!“ diye yazdım. Nasıl yapılacağını da göstermiştim, ama beceremediğini yazdı. Gene tek tek yazdım, ama, ”Ben anlamıyorum oğlum, yarın sen gelip yaparsın!“ diye cevap yazdı. Sohbetimiz bittiğinde saat gecenin birine geliyordu. Kayınvalidem alışık olmadığından klavyede yazı yazmakta zorlanıyordu, bu yüzden de sohbetimiz çok uzun sürmüştü. 
Sabah eşime akşam annesiyle Facebook'da sohbet ettiğimi söylediğimde şaşırdı, ama sonra, 
"Onun adına çok sevindim, kadın senelerce neler çekti!” dedi. O gün işten çıktıktan sonra kayınvalidemi aradım. 
“Anne müsaitsen gelip şu kamera işini halledeyim?” dedim. 
“Müsaitim oğlum, ne zaman istersen gel!” deyince evine gittim. Kapıyı açınca içeri geçtim. Kayınbabamın ölmesi ile birlikte kayınvalidem rahata kavuşmuştu ve bu rahatlık onun davranışlarına ve giyimine de yansımıştı. Her ne kadar kayınvalidem olup ona anne diyor olsam da gerçekte benden sadece 13 yaş büyüktü, 42 yaşındaydı. O da eşim gibi 17 yaşında evlenmiş ve 18 yaşında anne olmuştu. 
Yıllarca kocasının kahrını çekmiş olsa da halen genç ve güzel bir kadındı. Eşim güzelliğini annesinden almıştı. Eşimle anne kız değil abla kardeş zannedildiklerine pek çok kez şahit olmuştum. Tesettürlü, kapalı giyinmeye dikkat eden ve yanımda başını açmayan dindar bir kadındı. Her zaman koyu renkli uzun ve bol pardesüler giyer, başını büyük türbanlarla bağlardı. Bu haliyle olduğundan daha yaşlı gösterirdi. Kocasının son zamanlarındaysa etek yerine kot pantolonlar, pardesüler yerine uzun gömlekler ve tunikler giymeye başlamış, güneş gözlüğü takar olmuştu. Bu değişiminde karımın büyük payı vardı. 
Ona karşı beğeni duyguları beslemeye de ilk o zamanlar başlamıştım. Değişen görüntüsü, rahatlığı benim ona olan duygularımın da değişmesine sebep olmuştu. Güzel ve olgun bir kadın olarak görüyordum onu… Ama yine de şimdi karşımda alışık olduğum gibi değil başka bir haldeydi. Solmaz anne saçlarını bir tokayla arkadan topuz yapmış ve küçük bir eşarpla üstten bağlamıştı. Uzun, kumral saçlarını ilk kez görüyordum. Üstünde gri renkli bir eşofman takımı vardı. Her zaman kapalı ve bol giyinen kadın şimdi vücut hatlarını belli eden bir kıyafet giymişti. 
Eşimden biraz daha kısa yaklaşık 1.70 boyunda ve hafif balık etiydi. Saçları gibi teni de kumraldı. Büyük kahverengi gözleri, kalın siyah kaşları haricinde Sibel Can'ın kopyası gibiydi. Gri tişörtünün üstü vücuduna tam oturmuştu, ne eksik ne fazlaydı, ama bu durum memelerini belli etmeye yetmişti. Memelerinin bu kadar büyük olduklarını hiç bilmezdim. İçine sutyen giymemiş gibiydi, çünkü meme uçları eşofmanın altında belli oluyordu. Ayağıma terlik vermek için eğildiğinde ise eşofmanın altındaki dolgun kalçalarını ve külotunun izini gördüm. “Kusura bakma, ev hali!” dedi gülümseyerek. 
“Anne ben yabancı mıyım aşk olsun!” dedim ama bu görüntüsünün yabancısı olduğum kesindi. 
“Geç içeri oğlum!” diyerek içeri davet etti. 
Kayınbabam varken tek başıma hiç gelmediğim bu evde şimdi kayınvalidem ile ikimiz yalnızdık. Laptop salondaki büyük masanın üzerindeydi. Ona, 
“Gel bak, şöyle yapacaksın…” diyerek yanıma oturmasını ve beni izlemesini söyledim. 
Sandalye çekip oturdu. Ben gösterip anlatırken dikkatle izliyor, anlamak için sorular soruyordu. Kamera haricinde bilgisayarda bilmediği, öğrenmek istediği şeyleri de sordu, hepsini anlayacağı şekilde anlattım. En sonunda, 
“Anladın mı, göster bakalım bana!” dedim ve laptopu önüne ittim. 
Heyecandan titreyen parmakları mouse ve klavye üzerinde gezinirken yanlış yaptığında müdahale ettim ama bu sırada elim de eline değiyordu doğal olarak. Solmaz anne ilk anda çekinir gibi olup elini çekmeye çalıştı ama sonra bıraktı. Mouse tutan elinin üstüne koydum elimi ve ekranda yaptıklarımı izlemesini istedim. O an içimde bir şeylerin kıpırdadığını fark ettim. Elini tuttuğum eşimin annesi, kaynanamdı ama istemsiz bir şekilde, erkeklik hormonlarımın dürtüsüyle libidomun kabarmasına neden olmuştu. 
Benden sadece 13 yaş büyüktü. Belki de onca zaman kayınbabamın karısını benden uzak tutmasının sebebi buydu, aramızdaki bu küçük sayılabilecek yaş farkıydı. Belki de ona karşı içimde farklı duygular oluşabileceğini düşünmüştü kayınbabam. Ve şimdi haklı olduğu ortaya çıkmıştı. Sonunda Solmaz anne gösterdiklerimi kendi başına yapar hale geldi. 
“Sağ ol oğlum, bundan sonra kendim yaparım İnşallah…” dedi titreyen sesiyle. 
İlginç şekilde onun da benimle aynı vaziyette olduğunu fark ettim. Benim gibi o da utanmışcasına yüzü pembeleşmiş, yanakları kızarmıştı. Dolgun dudaklarının titrediğini,  üstünde çiğ tanesi gibi belirmiş ter damlacıklarını görünce içim iyice bir hoş oldu. “Bundan sonra Tufan'la görüşürken kamera açarsın, o şekilde birbirinizi görürsünüz!” dedim. Tufan kayınbiraderimdi. 
“İnşallah, oğlumun yüzünü özledim zaten!” dedi duygulanarak. 
“Yemin törenine beraber gideriz!” dediğimde daha da duygulandı. Çıkarken, 
“Yemek ye öyle git oğlum, nereye hemen?” dedi. 
“Arzu bekler, ona söylemedim buraya geleceğimi…” dediğimde biraz şaşırır gibi oldu. 
“Söylemedin mi ona?” diye sordu. 
“Yok, söylemedim!” dedim yine. 
“İyi, sen bilirsin, merak etmesin…” dedi sözlerime karşılık, kalmam için ısrar etmedi. Çıktım, daha doğrusu kendimi dışarı zor attım. Hislerimden dolayı çok utandım. Hatta ablamın kocası eniştem benim anneme karşı böyle şeyler hissetse bunun ne kadar iğrenç olacağını getirdim aklıma. Ama kendime engel olamadığım da gerçekti. Eşime annesinin yanından geldiğimi söylemedim. O akşam eşim yatak odasına geçti ve annesi ile telefonda uzun uzadıya konuşup dedikodu yaptı. Yanıma geldiğinde, 
“Annem kamera açmasını öğrenmiş!” dedi gülerek. Benim öğrettiğimi söylemiştir diye düşündüm ama eşim bundan bahsetmedi. 
“Nerden öğrenmiş?” diye sordum büyük bir merakla. Eşim, 
“Ne bileyim, öğrenmiştir bir yerlerden…” diyerek üstünde durmadı. Çocuklar eşimi çok yoruyordu, bu nedenle son zamanlarda cinsel hayatımız eski hareketliliğini kaybetmişti. Eşim Arzu da annesi gibi kumral tenli ve saçlıydı. Her zaman şık ve güzel giyinmeye çalışır, makyaj yapmaktan çekinmezdi. İki çocuk doğurmuş olmasına rağmen vücudu deforme olmamıştı. Onu güzel görmek beni çok mutlu ederdi. Büyük bir aşkla birbirimize bağlıydık. O gece çocuklar uyuduktan sonra sarıldım karıma. Çok uykusunun olduğunu söyledi, ama, 
“Hadi kız, kaç zaman oldu, ne uykusuymuş bu?” dediğimde daha fazla direnmedi. 
Çocuklar hemen yatağın yanındaki beşiklerinde yatıyordu. Küçük bir gece lambası koridordaki prize takılı halde yanıyor ve yatak odasının aralık kapısından içeriyi loş bir şekilde aydınlatıyordu. Arzu üzerindeki ince pijamalarını çıkartırken ben de soyunup çıplak kaldım. Diri ve içleri sütle dolu dolgun memelerine yumuldum hemen. Küçük kızımız meme emiyordu halen. O da saçlarımı çekiyor, okşuyordu. Ellerim kalçalarında geziniyor, bana iki çocuk veren taze amını avuçluyordum. 
Ancak ben ne kadar istekliysem de Arzu gönülsüz davranıyordu. Bundan hoşlanmadığımı söylediğimde, 
“Orhan çok yoruluyorum bütün gün, çocuklar çok yoruyor beni, canım çıkıyor. Sen bütün gün iştesin bilmiyorsun benim çektiklerimi…” diye serzenişte bulundu. Her ne kadar böyle söylese de ikinci çocuğumuzu erkenden yapmayı o istemişti. Ben birkaç yıl daha bekleyelim demiş ama söz dinletememiştim. Yapacak bir şeyim olmadığında da onu damızlık bir boğa gibi sikmiştim. Kadınlar çocuk yapma istekleri depreştiğinde kocalarını bir erkek olarak değil de damızlık bir hayvan gibi görme eğiliminde olurlardı. Üstümüzdeki yorganı ittim yatağın ucuna doğru, çıplak yatan karımın vücudunu okşadım, öpüp yaladım bir süre daha. Ama ne yaparsam yapayım Arzu isteksizliğini sürdürüyordu. Ancak Arzu'nun gönülsüz tavrına inat yarağım kalkmıştı. 
“Bacaklarını aç!” dediğimde iki yana ayırdı iyice. Gardırop çekmecesinde prezervatif kutusu vardı. Üçüncü kez hamile kalmaması için bu şekilde korunuyorduk. Kutudan bir tane alıp yarağıma taktım hemen. Karşılıklı zevk diye geçen tırtıklı bir kondomdu bu. Bacaklarının arasında yerimi aldım, yarağımı sıvazlayıp amının üzerine sürttüm. Sonra da yavaşça bastırdım amına. Yarağım dibine kadar girmişti karımın amcığına. Bir süre o halde bekledikten sonra ağır ağır amında çalışmaya başladım. Arzu bu kez istediğim gibi karşılık vermeye başlamıştı. Elleri sırtımda, saçlarımda geziniyor, boynumu ve yanaklarımı öpüyordu. 
Karımın karşılık vermesinin keyfiyle daha güçlü abanmaya başladım, ama komşuların bizi duyabileceği endişesi ile kendime hakim oluyordum. Oysa deniz kenarındaki yazlık villamızda komşular duyar diye bir sıkıntımız yoktu. Orada Arzu ile at gibi sikişiyorduk hatta ikinci çocuğumuzun temellerini de orada atmıştık. 
Ama orada sadece biz değil ablamla eniştemin ve hatta annemle babamın bile aynı bizim gibi sikiştiklerine kulak misafiri olmuştum. Oranın sikiş konusunda bir tılsımı vardı. Arzu uzun bacaklarını belime doladı önce, beni kolları ile sıkıca kendine bastırıyordu. Ardından bacaklarını havaya kaldırıp iki yana pergel gibi açtığında daha güçlü pompalamaya başladım. Yarak darbelerimle birlikte Arzu'nun sütle dolup taşan, uçları koyu pembe etli memeleri sallanıp duruyordu. Yatağın gıcırtısı ve kasıklarımızın çarpışmasının çıkardığı ‘Şak şak şak!’ sesleri sonucu küçük kızımız uyanır gibi olup sesler çıkarınca Arzu sol eliyle beşiğe uzanıp sallamaya başladı. Ben de havada duran bacaklarını tutup omuzlarıma attım. Bir süre daha pompalarken büyük bir zevkle boşaldım. Büyük bir keyif almıştım. Amından çıkıp tuvalete geçtim, prezervatifi çıkarıp attım klozete. Çişimi yaptıktan sonra yatak odasına döndüm. Arzu giyinmiş ve fısıltılı bir sesle, 
“Hişşşş, hişşşş…” diyerek uyanır gibi olan küçük kızın beşiğini sallıyordu. Bana sessiz olmamı işaret etti. Az önce benimle sikişen kadın gitmiş yerine müşfik bir anne gelmişti. Üstümü giyinip salonun balkonuna çıktım. Sıcak gündüze inat serin bir geceydi. Bir sigara yaktım, birkaç nefes çektim ama sıkıldım. Yatak odasında Arzu halen kızı yatırmaya çalışıyordu. Bana yine sessiz olmamı belirten bir işaret yapınca ben de bilgisayarın olduğu arka odaya geçip kapıyı kapadım. Uykum kaçmıştı, bilgisayarı açıp Facebook'a girdim. Saat yarıma geliyordu, ama kayınvalidemi online görünce şaşırdım. Kadın her akşam Facebook'a girmeye başlamıştı. 
“Anne ne yapıyorsun bu saatte?” diye yazdım. Bir süre cevap vermedi yazdığıma. Ama sonra, 
“Kader'le kamera açtık, konuşuyoruz…” diye yazdı. 
Kadın birden internet canavarı olup çıkmıştı. 15-20 dakika gezindim, online olan arkadaşlarla yazıştım. Derken kayınvalidemden kameralı arama isteği geldi, tıklayıp açtım. Mikrofonlu kulaklığı taktım, 
“Orhan nasılsın?” diyen sevinçli sesi kulaklarımı tırmaladı önce. Ses ayarlarını yaptım. 
“Sen nasılsın, ne yapıyorsun bu saatte?” dedim. 
“Kader'le konuştum uzun uzun. Allah senden razı olsun, iyi ki yaptın şu kamera işini, çok sağ ol!” dedi keyifle. Laptopun kamerası üst gövdesini ve başını çekiyordu. Saçlarını şimdi tamamen açmıştı, eşarp yoktu. Aynı gri eşofmanı da üzerindeydi. 
“Kim bu Kader, nerden buldun?” dediğimde ilkokuldan ve mahalleden arkadaşı olduğunu, 1999'daki büyük depremden sonra İstanbul'a taşındığını ve o günden beri görüşmediklerini söyledi. Uzun zaman sonra yakın bir arkadaşını bulmuş olmanın sevincini yaşıyordu. “Arzu nerde?” deyince, 
“Yatıyor, bizim küçük yaramazları uyutmakla meşgul!” dedim. 
“Yarın size gelirim, torunlarımı çok özledim!” dedi. 
“İstediğin zaman gel. Burası senin evin. Artık kayınbabam da yok. İstediğin kadar kal. Öyle misafirliğe gelir gibi kalma!” dediğimde, 
“Bakarım!” dedi gülümseyerek. “Yazlığa ne zaman gideceksiniz?” diye sordu. 
“Bilmiyorum, ama sen gitmek istiyorsan götürürüm!” dedim. 
“Nasıl orası, güzel mi?” deyince, 
“Fena değil, güzeldir!” dedim. 
“Denize giriliyor mu, plajı var mı?” deyince, 
“Var, gelince beraber gideriz!” dedim. 
Kadın en basit imkanlardan kocası nedeniyle faydalanamamıştı. Hayatında hiç denize gitmediğini, girmediğini biliyordum. Gülerek, 
“Ben yüzme bilmiyorum!” deyince, 
“Ben öğretirim korkma!” dedim. Gene gülünce, “Arzu'ya öğrettim, sana da öğretirim, çok kolay!” dedim. 
Gerçekten de eşime yüzmeyi öğretmiştim. Onun annesi gibi hayatın zevklerinden mahrum kalmasını istemiyordum.  Yüzmeyi yeni öğrenmesine rağmen ilk zamanlardaki çekingenliğini atmış ve denize girmekten çekinmez olmuştu. Yazlık ev ile ilgili sorular sordu. Kaç odası var, banyosu, mutfağı vs bir sürü soru sordu, tek tek cevapladım. Aslında Arzu'nun ona evle ilgili bilgiler verdiğini ve orada çekilmiş resimlerimizi gösterdiğini biliyordum ama yine de soruyordu. “Gideriz beraber, gündüz denize girer akşam da balkonda mangal yaparız!” dediğimde gülerek, 
“Benim mayom yok ki denize gireyim!” dedi. Kayınvalidemle muhabbeti ilerletmiştim, hiç çekinmeden, 
“Ben alırım sana!” dedim. Kameranın karşısında yüzünün ciddileştiğini, ters bir şeyler söyleyeceğini sandım ama öyle olmadı. “Senin de anlamadığın konu yok!” dedi laptopa biraz daha yaklaşarak. Bu haldeyken kamera sadece göğsünü çekiyordu, 
“Kamerayı kaldır biraz yukarı, ekranı geriye it!” dedim. Dediğimi yapınca yüzü ekranda daha net ve büyük göründü. 
“Bana almana gerek yok, ben Arzu'nunkini giyerim!” dediğinde, 
“Olmaz öyle. Mayo dediğin iç çamaşırı gibidir. Sen kızının iç çamaşırını mı giymek istiyorsun?” dedim. Kayınvalidemin buna cevabı gülmek oldu. “Ben alırım sana, güzel bir tane seçerim. Nasıl bir şey istersin peki? Böyle Arzu'nunki gibi  düz kapalı mı, yoksa bikini mi?” dedim kahkaha atmamak için kendimi tutarak. 
Kayınvalidem bu konuşmalar karşısında ciddileşmek yada konuşmayı kesmek şöyle dursun daha da içine girmeye çalışıyordu. 
“Bikini bana olur mu?” dedi gülerek. 
“Çok güzel olur. Çok güzel kadınsın. Hiç falson yok. Senin yaşındaki başka kadınların her yeri sarkıyor ama senin Maşallahın var!” dediğimde, 
“Öyle mi?” dedi kahkahayla. “Valla öyle!” dedim işi ilerleterek. Bir süre sağ eli çenesinde kaldı. Sonra, 
“Kader 110 kilo olmuş!” dedi. 
“Yuh, o neymiş öyle?" 
"Kocası beğenmiyormuş onu!" 
"110 kilo kadını kim ne yapsın?” dedim. Saat artık biri geçiyordu. “Ben sana güzel bir bikini alırım, hatta hemen yarın bakarım internetten. Sen bana ölçülerini ver yeterli!” dedim. 
“Allah iyiliğini versin!” dedi gülerek. 
“Ben aslında tahmin ediyorum, ama gene de ölçü versen daha iyi olur!” dedim. 
“Neymiş benim ölçülerim merak ettim?” dedi. Karşımda konuştuğum karımın öz annesiydi, ben de onun kızının kocasıydım. Ama konuşmanın içeriği birbirlerine kur yapan bir kadınla erkeğinkinden farksızdı.
 "Valla, ne desem. Göğüs 105 veya 110, bel 90 veya 95, kalça da 110 falan herhalde?“ dediğimde kameranın karşısında katıla katıla güldü. Sonra da, "110, 90 ve 115. Çok yaklaştın, bakıyorum beni iyi incelemişsin!" 
"Öyle, karşıma geçen kadının hemen ölçülerini çıkarırım terzi gibi!" 
"Kızım çapkın olduğunu söylemişti, ama bu kadar olduğunu bilmiyordum! Demek her kadını inceliyorsun böyle…” dediğinde, 
“Arzu beni sana mı şikayet ediyor?” dedim alınmış gibi. “Yok be şikayet değil, aksine çok seviyor kızım seni. İyi ki seninle evlenmiş, ben de öyle düşünüyorum zaten. İyi ki evlenmiş seninle!"  
Sonrasında bu muhabbeti kapatıp askerdeki kayınbiraderle ilgili konuştuk. Bilgisayarı kapadığımda saat 01:30 olmuştu. Yatak odasına döndüğümde Arzu uykuya dalmıştı. Fısıltıyla, uykusunda konuşur gibi, 
"Kiminle konuşuyordun gece gece?” dediğinde, 
“Hiç, bizim arkadaşlardan biriyle!” dedim. Oysa konuştuğumun annesi olduğundan habersizdi…
*** Devam ***
98 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 5 years
Text
Harika bir șey
Damat (1)
Tumblr media
*** Bölüm : 1  2  3  4  5  6  7 ***
Gençken çok güzel olduğum için, daha 17 yaşımda beni şehrin zenginlerinden birinin oğluna vermişlerdi. Bulgar göçmeni bir aileden geliyorum. Sarı uzun saçlarım, yeşil gözlerim, orta boy göğüslerim, ince belim ile, o zamanlar pek güzeldim.
Göğüslerim yine de güzel, ama götüm her ev kadını gibi büyüdü. Zaten 20 yıl vasat devam eden seks hayatımız ise, kocamın şeker hastalığı ile birlikte 7-8 sene önce tamamen bitti. Kızlar da benim gibi erkenden evlenince ben artık kapandım.
Zaten muhafazakar bir çevrede büyüdüğüm için seks benim için gençken bile konuşulması ayıp bir şeydi ve neredeyse aklımdan tamamen çıktı. Kızlarımla bile bir kere olsun cinsellik hakkında tek bir kelime söylemişliğim yoktur. Ama bundan bir süre önce hayatımı değiştiren olaylar üst üste yaşanmaya başladı. Büyük kızımın  kocası, evlenmeden önce çapkın olduğunu duyduğumuz, yakışıklı, sempatik, 30 yaşında bir erkekti. Ama bana veya karısına bir kere bile bir saygısızlığı olmayan, başka kadınlara yan gözle baktığını bile görmediğim biri. Yazları karısını yazlığa bırakıp, hafta sonları İstanbul'a gidip geliyordu.
Bir gün, kendisi de evli olan küçük kızım ile büyüğünün fısıldaşmalarını duydum balkonda. Ses etmeden yaklaştım. Küçük kızım,
“Geliyor seninki bu gece abla, uyutmaz seni yine!” diyordu. Ablası da,
“Valla ilk zamanlar iyiydi, ama çekilmiyor artık, her gece ya sikiyor, yorgunum diye kaçsam ağzıma dayıyor!” dedi. Küçüğü de,
“Şimdi bir haftalık yükle geliyor yandın abla! En iyisi benimki valla, haftada bir iki, az ama öz. Arada birilerini bulup sikmiştir mutlaka, ama ses etmiyorum, bana karşı o kadar sevecen ve nazik ki,  aşığım ona!” dedi. Akşam damat geldi. Yemekten sonra biraz muhabbet edildi. Damat önemli bir yönetici olduğundan, laptopunu alıp çalışmak için odalarına çekildi. Ben de odama gittim yatmaya.
Ama aklımdan kızlarımın konuştukları konular çıkmıyordu. Hele ağza dayamak ne kadar pis bir şeydi! Bu yaşıma kadar hiç yapmadım öyle bir şey. Zaten kocamın hastalığından sonra kendimi iyice salmıştım ve kadınlığıma yıkamak dışında dokunmamıştım bile.
Fakat şimdi birazdan yan odamda başlayacak olan sikişten başka bir şey düşünmüyor, bu günahı kafamdan kovalamaya çalışıyordum. Birden aklıma bir şeytanlık geldi. Sonra tövbe deyip uyumaya çalıştım, ama beynimde kızımın (Her gece sikiyor!) cümlesi yankılanıyordu. Benim odamda çift kişilik yatak, onların odasında ise iki tane tek kişilik yatak vardı. Torun ise yer yatağında yatacaktı. Hemen kalktım kızıma seslendim,
“Siz benim odamda kalsanıza, daha rahat edersiniz, hem de torun yerde yatmaz!” dedim, sadece torunumu düşündüğüm vurgusuyla.
Onlar benim odaya geçtiler, ben de onların odasına geçtim. Benim kapıyı açık bıraktım, onlar doğal olarak kapılarını kapattılar. Yattığım halde kulağımı kabartmıştım, acaba sikişme sesleri gelecek mi diye. İlk on dakika hiç bir ses yoktu. Şeytan dürttü, merak ettim kalktım, sessizce kapılarının anahtar deliğinden baktım. Fakat hayal kırıklığına uğradım, damat bilgisayarı ile uğraşıyordu.
Tam ümidimi kesip odama gitmeyi düşünürken, damat bilgisayarını kapadı ve yatakta kitap okumakta olan kızıma arkadan sarıldı. Damat kızımın benim gençliğime benzeyen düzgün uzun bacaklarını yavaşça okşuyor, kulağına bir şeyler fısıldıyordu.
Kızım da kıçını damadın önüne doğru bastırıp cilveleşiyordu. Bir yandan kulak memesini emip boynunu öpen damadın bir eli alttan girip sol memesini yakalamış, diğer eli ise kızımın amını okşuyordu.
Bu yaptığımın ayıp vede günah olduğunu düşündüm önce, fakat şeytan dürttü, seyretmeye devam ettim. Hayatımda mastürbasyon bile yapmamış olan ben, ilk kez canlı pørnø seyretmek üzereydim. Böyle bir süre devam ettiler, sonra damat ayağa kalktı, üzerindekileri çıkardı, arkası kapıya dönüktü. Sonra kızımı yüzükoyun yatırıp, bir çırpıda pijamasının altını ve külodunu çekip çıkararak yere attı. Kızımın kıçının üstüne oturarak, tek harekette pijamasının üstünü de çıkardı.
Çırılçıplak ve yüzüstü kızımın bacaklarını araladı ve kafasını göt yanaklarının arasına yapıştırdı. Bunu defalarca yaptıkları, kızımın belinin altına yastık koymasındaki hızdan belliydi. Götünü bir yandan hafif hafif tokatlıyor, sonra her yerini yalıyor ve avuçluyordu.
Bir ara kafasını tamamen gömdü ve kızım da götünü biraz yukarı kaldırdı, bu açıdan amını ve götünü aynı anda yaladığı ve ikisini de parmakladığı çok net ortada idi. 18 yaşımdayken, amımın incecik bir çizgi olduğu zamanlarda bile, bir kere olsun böyle yalanmamıştım, o zamanlar amın yalanabileceği aklımdan bile geçmemişti. Bir süre sonra kızım çırpınmaya, kafasını yastığa gömmeye başladı. Evlerinde olsalar çığlık çığlığa boşalacağı belliydi. Kızım,
“Bittim, yeter!” demesine rağmen, damat kızımı sırtüstü çevirip, misyoner pozisyonuna getirdi, iki eliyle götünü avuçlarken, ağzı tamamen kızımın amını kapatmış, yalamaya devam ediyordu.
Sonra bir iki parmağını motor hızında kızımın amına sokup, bir yandan yalamaya başladı. İki dakika sonra kızım tekrar yay gibi kasıldı ve kendini yatağa bıraktı, artık kımıldamıyordu. İşte o an damadın sikini gördüm.
Yalamayı bıraktı, kızımın yanına uzandı, şefkatle öpücükler kondurmaya başladı. Ama benim gözüm damadın sikine takılmıştı. Siki fazla uzun değildi, ama bilek kalınlığındaydı. O ana kadar sadece kocamın sikini görmüştüm, ama damadın siki kusursuzdu. Kızım yavaşça gözlerini açtı, bu sefer kızım önce kocasının boynunu göğüslerini öptü, sonra gözlerini damadımdan ayırmadan önce taşaklarını öpmeye, eliyle de siki okşamaya başladı. Oysa ben kocamın sikini bir kere sırtını sabunlarken tutmuştum, onun dışında dudaklarım bile değmemişti.
Kızım sonra beni şaşırtan bir şey yapıp, kocasının sikini bir kerede tamamını ağzına aldı, biraz hareketsiz kaldı. Benim masum görünümlü öğretmen kızım, hayal edemeyeceğim şeyler yapıyordu. Bu arada eli alttan taşakları okşuyordu.
Sonra birden hareketlendi, emmeye başladı. Bu sefer ses çıkarmamaya çalışma sırası damattaydı. Bir iki dakika sonra damat kızımın kafasını sikine iyice bastırdı, bacaklarını iyice kastı. Kızım doğrulduğunda ise şok oldum, o ufacık ağzının kenarından döller akıyordu.
Midem bulandı, ama asıl beni şok eden şey, bunca zamandan sonra ilk defa amımda hissettiğim ıslaklıktı. Kızım doğrulup çantasına uzandı, kağıt mendil çıkarıp ağzını yüzünü sildi. Damat ise siki dimdik yatakta bekliyor, bir yandan da sikini okşuyordu. Sikinin inmemesi beni hayretler içinde bıraktı. Kalın sikin üzerindeki damarlar belirgindi ve ucunda bir iki damla döl parlıyordu.
Kocam ile bir veya iki kere üst üste sevişmiş, ama bunlarda da ikinciye başlamak için sikinin kalkmasını beklemiştik. Kızım ağzını yüzünü temizledikten sonra, çok doğal bir manzaraymış gibi yatağın üstüne çıktı ve tek defada o kalın sikin üstüne oturuverdi.
O anda o incecik kızın bu siki ilk içine aldığı anı düşündüm. Düğünlerinde bile bu aklımdan geçmemişti. Kızım yavaş yavaş belini oynatmaya başladı. Sonra damadın dizlerinden güç alarak oturup kalkmaya başladı. Sikin kalın kökü kızım am sularından parlıyordu. Bir süre sonra kızım, “Yoruldum!” deyince, damat onu yanına yatırdı, tek bacağını yukarı kaldırıp aradan amına pompalamaya başladı. Bir yandan da tek memesini sıkıyor, uçlarını parmakları arasına alıp çekiyordu.
O esnada ben de elimin geceliğimin üzerinden amımı okşadığını fark ettim. Geceliğimin eteğini bacaklarıma kadar çekip, külodumu araladım ve belki en son aylar önce ıslanmış olan sırılsıklam amıma yavaşça dokundum. Sonra da, günah diye yıkanırken bile dokunmaya çekindiğim bızırıma parmağım değdi. Bu sırada damat kızımın amına girişlerini iyice hızlandırmış, bağırmaması için kızımın ağzını eliyle kapamıştı.
“İstanbul'da cezalısın orospu, her akşam iki kere sikecem!” diye inliyordu.
“Amımda su kalmadı!” diyen kızımın ıslaklıkları neredeyse dizlerine kadar süzülüyordu. Damat da sikini tamamen çıkartıp tekrar sokuyor, ıslak kalın sikin görüntüsü beni de çıldırtıyordu. Kocaman taşaklar sallanarak kızımın götüne çarpıyordu.
“İçime boşalma!” diyen kızımın sesi ile iki parmağımı birden amıma soktum. Damat sikini çıkartıp kızımın elleri arasına uzattı ve küçücük ellerin anca sardığı sik bir kaç ovalama ile yeniden fışkırdı kızımın suratına. Ben belki de hayatımın en sert orgazmını yaşarken gözlerimi kapadım ve kendimi o kalın sikin üzerine oturmaya çalışırken hayal eder buldum.
Elim sırılsıklam, günah işlediğim düşüncesinin pişmanlığı ile odama giderken, aklımdaki tek şey kendimi siktirmekti. Damadımın kızımı sikişini seyretmek beni çıldırtmıştı…
*** Hikayenin Devamı ***
289 notes · View notes
mehmetsimsek630 · 5 years
Text
Harika bir șey
Benim Adım Gül
Tumblr media
Kocam Murat’la lisede tanıştık. Tanıştığımız o zaman bile tam bir teşhirciydim. Arkadaş grubumuzdaki diğer kızlarla birlikte okulun en kısa eteğini giyiyordum. Bacak bacak üstüne attığımda eteğim kıçıma kadar açılırdı. Derslerim de çok iyi olduğu için hocalarla aram iyiydi. Sıcak günlerde onlardan izin almama gerek kalmadan derste gömleğimi çıkarırdım bazen. Esnemek bahanesiyle kollarımı iki yana açarak, ya da gömleğimi çıkartırken daracık tişörtümün sardığı dimdik göğüslerimi erkek hocalara, sınıftaki oğlanlara sergilerdim. Dediklerine göre “gel beni sik” diyen yüzüm, dolgun göğüslerim, eteğimi nasıl biraz daha açıp daha fazlasını gösterebilirim diye uğraştığım bacaklarım, kısacası vücudumun her yanı güzeldi. Ama en güzel yerim kalçalarımdı. Ben de bal gibi farkındaydım tabi bunun ve erkekleri tahrik etmek için elimden geleni ardıma koymazdım. Teneffüslerde oturarak konuşamazmışım gibi dirseklerimi sıraya koyup, bacaklarımı iki yana açar, kıçımı mümkün olduğu kadar havaya kaldırarak domalırdım. Derslerde de önümde oturan arkadaşıma bir şey söylemek ya da kalem falan istemek bahanesiyle sıraya dayanıp sürekli eğilirdim. Gelip geçen de ya sürtünür yahut o da bir şey söylemek istiyormuş gibi kollarını sırtıma koyup sınıfın ortasında dakikalarca götüme dayar, ya da gidip gelip pandik atardı. Ben gülümseyerek, ya da bir oyunmuş gibi “yine gafil avladın beni” dercesine parmağımla seni gidi yaramaz anlamında işaret ederdim. Biliyordum, bütün erkekler “Gül orospusu” diye bahsederdi benden… Sonradan anlattığında öğrendim ki kocam da diğer bütün oğlanlar gibi beni bir kez sikebilmek için her şeyini verecek hale gelmiş. Bütün bir yaz tatilini beni düşünerek otuz bir çekerek geçirdikten sonra, lise 2'nin ilk günü cesaretini toplayıp benim arka sırama oturmuş. Birkaç hafta içinde baya samimi olduk. Ama bana çıkma teklifi yapmaya korktuğu için bu yakınlık bir işe yaramıyormuş. Çünkü artık arkadaş olduğumuz için öyle rahatlıkla seyredemiyormuş beni… Bir gün edebiyat hocası hastalanıp gelmediği için dersimiz boştu. Her zamanki gibi önümdeki arkadaşımla konuşmak için domalmıştım. Eteğim iyice kısalmıştı. Bir ara başımı arkaya çevirdim. Bir de baktım ki, Murat fermuarını indirip elini içeriye sokmuş, sikin okşaya okşaya, gözlerini bile kırpmadan bir metre önünde havaya dikilmiş olan yusyuvarlak götüme bakıyor. Benim kendisine baktığımı neden sonra fark etti. Bozuntuya vermemeye çalışarak elini sikinden çekip sıranın üzerine koydu ama ben anlayacağımı anlamıştım. Beş on saniye ona baktıktan sonra önüme dönüp arkadaşımla konuşmaya devam ettim. Ses bile çıkarmadım bana bakarak sikini okşamasına… Diğerleri de öyle yapıyordu çünkü… Aksine hoşuma gidiyordu erkeklerin bana bakması. Bütün erkeklerin beni tam bir orospu gibi gördüğünü de çok iyi biliyordum. Zaten kocamı da en çok tahrik eden şey bu pervasızlığım, değer yargılarına aldırmazlığımmış. Ertesi gün dersler boş geçeceği için sadece 5-6 kişi gelmişti. Yine önünde domalmıştım. Ama bu sefer öyle bir kaldırmıştım ki kıçımı, eteğim nerdeyse belime gelmişti. Bir ara ona bakıp gülümsedim, dirseklerimi çekip sonra sıraya resmen yüzüstü yattım. Ara ara çaktırmadan arkama baktığımda, Murat’ın diğerleri görür mü görmez mi diye düşünmeyi siktir edip oturduğu yerde resmen 31 çektiğini gördüm. Eh, haklıydı çocuk… O gün altıma külot da giymemiştim ve dönüp arada bir ona bakmayı ihmal etmeden kıçımı sallıyor, havaya kaldırıp indiriyordum. Bir süre sonra koştura koştura çıktı. Sanırım üstü başı berbat olmasın diye tuvalete, boşalmaya gidiyordu. O günden sonra ikimizin de bahsetmediği bir oyuna dönüştü sanki her şey… Normal zamanlarda arkadaş gibi sohbet edip, birbirimizden kalem istiyor ya da ödev soruyorduk. Ama birden içimdeki orospu damarı kabarıp teşhircilik yapmaya karar verdiğim anlarda ikimiz de bir şey yokmuş gibi davranıyorduk. Bir saatlik öğle teneffüslerinde kantine benden önce gidiyor, sıraya giriyordu. Sonra ben sallana sallana gelince sıraya önünden girmeme izin veriyordu. Siparişimi verirken kantinin küçük penceresinden başımı içeriye uzatıp kıçımı geriye doğru itiyordum ve onun arkamda sertleşmiş sikine bastırıyordum. Kantinciyle şakalaşarak, şuh kahkahalar atarak kıçımı oynatıp kalçama dayanan sikini adeta eziyordum. Bu her gün böyle oluyordu. Her gün kantinden dondurma almayı da adet edinmiştim. Yemeğimi yedikten sonra herkesin azmış bakışları altında o dondurmayı yemeye başlardım. Koca dondurmayı, ağzımdaki sanki dondurma değil de, seyredenlerden birinin sikiymiş gibi emer, yalar, sömürür bütün erkekleri çıldırtırdım. Kışın da dondurma yerine evden getirdiğim bir muzla yapardım aynı şeyi… Isırmak yerine dudaklarımın arasından kaydırarak, bir sokup bir çıkartarak resmen emerdim muzu… Ve emdiğim o muzun yerine kendi yaraklarının olduğunu hayal ederdi seyreden bütün abaza oğlanlar… Kışın yemekten sonra kütüphaneye gidip sıcak ortamda test çözüyorduk. Murat yemeğini bitirip kütüphaneye geldiğinde genelde beni masalardan birine domalmış olarak buluyordu. Anlattığına göre içerdeki arkadaşlardan bazıları onun yanına gidip haber verirlermiş, “bizim orospu yine altına külot giymemiş” diye… Abaza takımı beni seyredebilecekleri uygun bir yer bulup izlemeye koyuluyordu hepsi…
Tumblr media
Arada bir yanlarına gidip dersle ilgili bir şeyler sorup yine masaya dönüyor, tekrar aynı pozisyonu alıyordum. Oğlanlar da istisnasız sırayla  benim domaldığım masa ile kitap rafının arasından geçer, sürtünürlerdi kalçalarıma… Ne yapayım, azgın orospunun tekiydim işte, bazen, “Yapmayın çocuklar…” diye kızar gibi yapardım. Bazen de dönüp kim olduğuna bakmakla yetinirdim. 
Baharda yemekten sonra bahçede bir iki kız arkadaşla birlikte yeşilliklerde oluyorduk. Arkadaşlarım edepli edepli bağdaş kurup otururken ben, onlara doğru yüzüstü yatıyordum. Tabi o durumda eteğim kalçalarımdan yukarı sıyrılırdı. Bütün erkeklerin bana bakmak için o bölgede volta attığını fark eden arkadaşlarım beni uyarınca kapatır, sonra tekrar eteğim toplansın diye elimden geleni yapardım. Benimle aynı serviste olan arkadaşları anlatırlarmış, “Serviste bacaklarını iki yana açıp öyle bir oturuyor ki… Kaç sefer servisten eve gelmeden inip umumi bir tuvalet bulup 31 çekmek zorunda kaldım” diyorlarmış. Bazen üzerimde sadece tişörtüm varken erkekler bizim gruptaki kızları ıslatır su savaşı başlatırlardı. En çok da bana, okulun orospusuna saldırırlardı tabi… Bütün suyu benim üstüme boşaltırlardı. Sırılsıklam olmuş tişörtüm tamamen yapışırdı ve hiçbir zaman sutyen giymediğim için göğüs uçlarım tamamen ortaya çıkardı. Ben de gizlemek için kollarımı bile kenetlemezdim. Bahçede su savaşından sonra sutyen giymediğim ve her yerim ortaya çıktığı için birkaç kez kadın hocalardan azar bile işitmişliğim vardı. İşte böyle bir teşhirciydim. Ama sadece teşhirci… Öyle her önüme gelene veren, kolay elde edilir bir kaşar da değildim. Bütün lise boyunca sadece iki tane herifle çıkmıştım. Onlardan da ilkine yalnızca götten vermiştim. Lise ikinin başında çıktığım diğer çocuk çok yakışıklı, kurnaz piçin teki olduğu için bir punduna getirip bozmuştu beni… Sonra başka okula gitmiş, beni bozduğuyla kalmıştı. Elbette bütün bunlar sır kalmıyordu. Çıktığım çocuklar sonradan diğerlerine anlatıyorlardı tabi. Erkeklerin bu konularda ağzında bakla ıslanmıyordu. Lise ikinin ikinci döneminde bir iddia üzerine cesaretsiz ve umutsuz bir tavırla ezile büzüle bana gelip çıkma teklif etti kocam… Hiç beklemiyordu aslında… Ona bunu çok uzun zamandır beklediğimi, benim de onda gönlüm olduğunu, hoşuma gittiğini söyledim. Şaşırıp sevindi. Yakışıklı çocuktu gerçekten… Bir de benim orospuluklarıma hiç ses çıkarmaması, beni serbest bırakması da cezbediyordu beni… Çıkmaya başladığımız ilk zamanlarda, daha yeni birlikte olmaya başladığımız için, okuldaki hareketlerime bir iki kem küm edecek oldu, bir bakışım yetti. Ayrılmamdan korkup bir daha ağzını bile açmadı. Kolay değil, okulun en güzel, en seksi ve işveli kızıyla çıkıyordu. Bir anda diğer oğlanlar arasında popüler olmuştu. Ben yine derslerde, teneffüslerde, kütüphanede herkesin bakışları altında, teşhircilik yapmaya devam ediyordum. Murat artık benimle daha çok zaman geçirmeye, eski arkadaşlarının yanına gitmemeye başlamıştı. Sanırım biraz da kız arkadaşı Gül olarak hala eski orospuluklarıma devam etmem yüzünden utanıyordu biraz, o yüzden iyice uzaklaştı arkadaş grubundan… Ama zamanla artık alakası kalmayan arkadaşlarının benim etrafımda dolanıp seyretmeleri onun da hoşuna gitmeye başladı. Ben ne kadar teşhir etmekten hoşlanıyorsam, o da erkeklerin beni seyretmelerinden hoşlanıyor, hiç tepki vermiyordu. Gerçi arkadaşlarının ve diğerlerinin korkup çekindiği biriydi. O yüzden kimse çıkıp da “oğlum şu kız arkadaşına çeki düzen ver, her yerini bize gösteriyor” diyemiyor, cesaret edemiyordu. Kantin oyununu oynamaya devam ediyorduk sözsüz anlaşmamızla… Erkek arkadaşım masaya oturuyor, ben ikimizin yemeğini almak için yemek sırasına, kalabalığın arasına giriyordum. Arkadaşları da arkama geçmek için itişip kakışıyordu. Sonra içlerinden talihli olan biri arkama geçiyor, benim geriye çıkarttığım götüme dayanırken baktığımda Murat’ın da ifadesiz bir yüzle, gözünü kırpmadan beni izlediğini görüyordum. Artık bana olan ilgisinin, ilişkimizin boyutu da değişmişti. Sanki artık tek amacı arkadaşları bana dayarken ya da beni domalırken seyretmelerini izlemekti. Okulda benden “orospu” diye bahseden birilerini duyduğunda müthiş zevk alıyordu. Henüz ona vermemiştim bile… Sadece çok seyircim olduğu, bana dayadıkları günlerde o da çok tahrik oluyor, ben de o zaman ağzımda rahatlatıyordum sevgilimi… Ama ille de beni sikeyim diye tutturmuyordu. Biliyordum ki beni teşhir ederken seyretmek onun için sikmekten bile daha zevkliydi. Senenin sonuna doğru bazı arkadaşlar deniz kenarında bir tatil düzenlemişti. Bizim dönemden bir sürü kişi gelecekti. Ben bu tatilden bir hafta önce biraz güneşlenip yanmak için önce bizim yazlığa gitmemizi önerdim. Elbette hemen kabul etti. Yazlığa arabayla gidemeyecektik ama… Çünkü habersiz gidiyorduk. Evin önüne park edersek yazlık komşularımız benim bir erkekle yalnız geldiğimi görüp aileme haber verebilirlerdi. Otobüsle gitmeye karar verdik. O gün kalçalarımı saran dar ve kısacık beyaz penye bir şort ve belimi açıkta bırakan kısa bir tişört giymiştim. Otobüs tamamen doluydu ayakta gidiyorduk. Biraz sonra otobüs iyice doldu ve en arkaya kadar ilerlemek zorunda kaldık. En arkada cam kenarında ellerimiz önümüzdeki demirlerde tatilimizin ne güzel olacağından bahsediyorduk. Çantalarımızdan birisi tam köşede, diğeri de onun arkasında duruyordu. Otobüs çok kalabalıktı. Ben bacaklarımı büyük çantamızın iki tarafına yerleştirmiştim. Diğer çanta da araya girdiği için camın önündeki demire uzanabilmek için iyice eğilmek zorunda kalmıştım. Tam ailemin gelecek haftaki tatile izin vermeyebileceklerinden bahsediyordum ki arka kapıdan otobüse kalabalık bir genç grubu bindi. İçlerinden orta boylu ve oldukça yakışıklı olan bir tanesi diğerlerinden biraz kopmuş yanımıza gelmişti. Arkama dönüp baktım ve çocukla göz göze geldim. Bana bakıyor, tepeden tırnağa süzüyordu. Delici, sikici bakışları vardı. Ürpererek önüme döndüm. Fark etmemiş gibi yapıp Murat’la konuşmaya devam ediyordum. Kalçamda bir temas hissedip tekrar baktığımda çocuk iyice yakınlaşmış, tam arkamda duruyordu. Sonra ani bir frenle sarsıldığımızda çocuk, orta yerde tutunacak yer bulamamış az daha düşüyordu. Otobüs durduğunda çocuk kollarını benim iki yanımdan uzatıp yetişmekte zorlanarak elleriyle demire tutunmaya başladı. Hey… Hoşuma gitmişti bu hareket… Murat’ın yanında beni kollarıyla sarmıştı sanki… Başımı çevirip gözümün ucuyla beş on saniye kadar ona baktım. Benim şehvetli bakışlarım, göz süzüşüm karşısında çocuk iyice cesaret bulmuş pantolonunu delmek üzere olan sikini benim götüme dayadı. Biliyordum, Murat her şeyin farkındaydı. Bir yandan konuşmaya devam ediyor bir yandan da gözünün kenarıyla olanları izliyordu. İlk defa ben Murat’ın yanı başındayken oluyordu böyle bir şey… Biraz benden utanmış gibi, daha çok zevk duyar gibi manzaraya bakıyordu. Ben bacaklarımı iki yana açmış, öne eğilmiş ve yuvarlacık sert kalçalarımı herife sunmuştum. Herif kollarını benim beline dolamış gibi demiri tutmuş, ileriye bile uzatmak zorunda kalmadığı sikini kendisine kadar gelen götüme dayamıştı. Otobüs hızlandıkça sanki sarsıntıdanmış gibi sallanıyor, herifin sikinin üzerinde kıçımla daireler çiziyordum. Arada bir başımı çevirip herife bakmayı da ihmal etmiyordum. Offf… Öyle zevk alıyordum ki… Çocuğun sertleşmiş organı iki kalçamın arasına sürtünüyor, beni zevkten öldürüyordu. Birden Murat’a doğru eğilip kalabalığın içinde dudaklarını öpmeye başladım. Bu aslında biraz daha eğilebilmek, arkamdakinin sikini daha iyi hissedebilmek, götümü herife daha iyi sunabilmek için bir numaradan başka bir şey değildi. Murat’ın dudaklarını öpe öpe, arkamdaki sikini götüme bastıra bastıra bir hayli zaman geçti. Dur, kalk, sallan, hırpalan, sürtün derken sonunda arkamdaki ve kafilesi inmeye davrandı. İndiklerinde arkama dayanan çoktan beni anlatmaya başlamıştı bile arkadaşlarına… Hepsi birden başlarını çevirip, ilerleyen otobüsün arkasından bana baktılar. Ben de gülerek el salladım onlara… Tabi Murat da bana bakıyordu o erkeklere el sallarken… Onun önündeki kabarıklığı tutup sıktım, “Aşkım, merak etme, ilk fırsatta senin de gönlünü alırım. İyilikler karşılıksız kalmaz.” dedim gülerek… Murat da yazlığa varana kadar çocuğun yarım bıraktığı işi tamamlamak istercesine elini götümden ayırmadı. Gidene kadar okşadı her fırsatta, önden, yandan, arkadan dayanıp durdu kalkık sikiyle… Yazlığa akşam karanlığında vardık. Akşam yemek yiyip bir iki kadeh içtikten sonra ben büyük yatak odasında yattım, Murat’ı da salonda kanepede yatırdım. Beni sikmek için deli olmasına rağmen ben yüz vermedim fazla… Bir iki öpüşmeden sonra yatağına gönderdim, uslu uslu uyuduk. Onu bırakırım diye ödü patlıyordu koca oğlanın, ne dersem onu yapıyordu. Ertesi gün deniz kenarına indik. Hava çok sıcak olduğu için plaj tamamen doluydu. Tenha bir yer bulabilmek için kumsalın sonuna kadar epey yürüdük. Şezlonglar şemsiyeler arkamızda kaldı, kayaların denize indiği ve kimsenin tercih etmediği en uçta hasırları serdik. Hemen üzerimdeki şortu ve tişörtümü çıkardım. Her zamanki gibi içime hiçbir şey giymemiştim. Benim çırılçıplak görüntüme hayranlıkla bakan Murat’a da aynı şeyi yapmasını, çıplak denize girmenin daha güzel olduğunu söyledim. Tedirgin gözlerle etrafına bakan Murat, gözden ırak olduğumuza ikna olunca sonunda soyunmaya razı oldu. Denize girip şakalaşmaya başladık. Etraftan arada bir birkaç kişi geçiyordu ama çıplak olduğumuzu fark etmiyorlardı herhalde… Denizin içinde oynarken birden dudaklarıma yapıştı. Ben de bacaklarımı beline dolayınca zaten dimdik olan siki amıma sürtünmeye başladı. Dudaklarımdan dudaklarını çekip “Seni sikmek istiyorum Gül…” dedi. “Şimdi… Hemen… Dayanacak halim kalmadı.” “Sabret biraz… Bu kadar hızlı olmamalı…” dedim. “Senin gibi bir orospunun böyle bir şeyi söylemesi çok ilginç… Bana acımıyorsan şu zavallı, kalkmış sikime acı… Herkese gösterip durduğun amcığına girmek için deli oluyor…” dedi çaresizce… Ve sikinin ne kadar deli olduğunu gösterdi suyun içinde amıma sürterek… “Aşkım…” diyerek boynuna sarıldım. “Sadece hepimiz gülüp eğlenelim diye oyunlar oynayan teşhirciyim ben, senden sonra kimseye siktirmedim kendimi… Orospu sayılmam yani… Sabret biraz, bekle beni…” diyerek dudaklarına yumuldum. Çıplak bedenlerimiz birbirine sarılmış, denizin içinde yiyişip duruyorduk. Aslında ben de sikilmeyi çok istiyordum ama… Onun yerine kendimi arkaya, suya attım, kumsala çıktım. Murat da somurtarak arkamdan geldi, kumlara serdiğimiz hasırlara uzandık. O hemen şortunu giydi, bana giyinmem için bir şey söylemedi. Ben öylece, çırılçıplak uzanmıştım hasıra… Az önce denizin içinde oynaşmaktan amım, meme uçlarım kabarmış vaziyetteydi. Güneş yakmaya başlamıştı. Yüzüstü yatıp sırtımı yağlamasını istedim. Bütün vücudumu yağlamaya başladı. Yağlı ellerini vücudumda kaygan kaygan gezdirdikçe zevk alıyor, sesli sesli inliyordum. Bundan cesaret alıp arkamdan bacaklarımın arasına girdi, amımı da yağlamaya başladı. Bundan çok zevk alıyordum, öldürüyordu beni… Hırıltılarla inlemeye başladım. Murat parmaklarını amımın dudaklarında gezdirdikçe daha çok inliyordum. Sonunda sarsılarak boşaldım. Elleri sırılsıklam olmuştu. Sikse bu kadar zevk almaz, bu kadar bağırmazdım herhalde… Biraz sonra yanıma uzandı o da… Elimi tutup sikine götürdüğünde şortunu sıyırıp çıplak uzandığını gördüm. Doğrulup ben de onu yağlamaya başladım. Özellikle sikini… Fazla sürmedi, spermlerini havaya fışkırtmaya başladı. Öylesine dolmuştu çocuk… O gün güzelce güneşlendik, denize girdik. Akşama doğru geriye döndük. Pazartesi, okul, ders derken hafta sonu geldiğinde herkes tatil hazırlıklarını bitirmişti. Ben evden kesinlikle izin alamayacağımı bildiğim için bir plan yapmıştım. Cuma günü eve gidip tatilimizi riske atmamak için okul formasıyla gidecektim ve ablama telefon edip bir hafta boyunca onda kalıyormuş gibi yapmasını isteyecektim. Plan yürüdü ve ablam kabul etti. Bir otelde kalıyorduk bütün okul. Öğretmenler yoktu ama okulda gibiydik. İlk gün, yerleştikten sonra kent merkezine gidip bir şeyler almaya karar verdik. Tam dışarı çıktık ve bir taksi arıyorduk ki dört arkadaşımız bindikleri arabayla gelip bizi de götürebileceklerini söylediler. Hemen atladık arabaya… Ama biz de olunca 6 kişi olmuştuk. Arkadaki arabalar korna çalmaya başlayınca aceleden Murat kenara oturunca ben de hızla kendimi arabanın arkasına atıverdim. Murat’ın kucağından fazla ortada oturan Serkan’ın kucağına yerleşmiş oldum. Yola çıktık. Üzerimde kısa okul eteği ve kısa bir tişört vardı. Sutyenim olmadığını zaten her gören fark edebiliyordu. Hiçbir zaman giymeyi sevmediği için külotsuz olduğumu sanırım hepsi biliyordu. Müziği sonuna kadar açmışlardı. Ben de yerimde duramıyor, müziğe eşlik ederek dans ediyor, Serkan'ın kucağında hopluyordum. Bir ara müzikle ilgili bir şey söylemek için dönüp Serkan'ın yüzüne baktım. Bir yandan büyük zevk alıyora benziyor, bir yandan da ik**e bir Murat’a bakıp tepkisini anlamaya çalışıyordu. Arada bir şoför koltuğundaki Ahmet'e bir şey söylemek için öne çıkıyor, herkesin amımı görmesini sağlıyordum. Sanırım herkesin dikkati bende toplanmıştı, arabadaki erkeklerin ilgi odağıydım. Hatta Ahmet bile aynadan arkaya bakmaktan doğru dürüst önüne bakmıyordu. Hoşuma gidiyordu durum… Kahkahalar atarak eğlenmeye devam ediyordum. Oğlanların önlerindeki kabarıklık görülmeye değerdi, hepsinin siki pantolonları delmek üzereydi. Onları böyle gördükçe daha çok zevk alıyor, bayılıyordum. Oynayıp kalktıkça eteğim iyice yayılmıştı. Serkan Murat’ın yüzüne bakmaktan vazgeçmişti artık…. Ne benden bir tepki vardı altımdaki kabarıklık için, ne de erkek arkadaşım olarak Murat’tan… Elini eteğimin altına sokmuştu. Ateş gibi yanıyordu çıplak kalçalarımı okşayan parmakları… Ben yine arada bir Serkan'a ya da diğerlerine dönerek bir şeyler söylüyor, sonra kıçımı çalkalamaya devam ediyordum. Çocuklar da zevkten dört köşe vaziyettelerdi, ağızlarının suyu akıyordu hepsinin… Gerçekten tam bir orospu gibi davranıyordum aralarında… Çarşıya geldiğimizde hepimiz indik. Serkan tuvalet aramaya gitti koşar adımlarla… Sanırım otuzbir çekmeye gidiyordu zavallı… Dönüşte de arkaya geçen Ahmet’in kucağına oturdum. Bütün dönüş yolu boyunca Ahmet’in sikinin üzerinde zıplayarak gittim. Murat’la aynı odada kalıyorduk doğal olarak… Odamıza çekildiğimizde birbirimize baktık. İkimiz de azmış vaziyetteydik. Ben iki değişik erkeğin sikinin üstünde oturmaktan, o da yanı başında sevgilisinin ellenip koklanmasından… Neden sonra elimi tuttu Murat, gözleri gözlerimdeydi, “Bugün çocukları çok fena azdırdın aşkım” dedi. “Ya, evet, öyle oldu aşkım. Ama ne yapayım, şartlar öyle gelişti. Arabaya sığmayınca hepimiz…” Sustum, sonra hınzır bir gülümsemeyle sevgilimin yüzüne bakıp itiraf ettim “Herif dönüşte bir ara şortunun önünü açıp çıplak sikini dayadı kalçalarıma… Nerdeyse, siz olmasanız arabanın içinde sikecekti beni… Fark etmedin mi, iki kere boşaldım ben…” Murat’ın yüzü kıpkırmızı oldu bunu söyleyince… Utanmıştı sanırım. Fakat yüzündeki kandan fazlası apış arasına hücum etmiş olmalıydı. Şortunun önü çadır gibi olmuş, siki kalkmıştı ben arkadaşlarının beni sikeceklerini anlatınca… Elimi uzatıp şortunun içinden sikini tuttum. Taş gibi olmuştu. Önünde diz çöküp sikini ağzıma aldım. Her yerini yalamaya başladım. Bunu yaparken gözlerimi gözlerinden ayırmıyor, sürekli emiyor, yalıyor, diliyordum. Dayanamayıp ağzıma boşaldı. Her damlayı yuttum. Kalktık, sarılıp uyuduk. Ertesi gün öğleye doğru plaja indiğimizde, bütün okul ordaydı. Daha tenha olan bir yer bulmak için iyice uzaklaştık. Bir süre güneşlendikten sonra bir gün önce yolculuk yaptığımız arkadaşlar geldi yanımıza… Davet ettik, onlar da yanımıza uzandılar. Murat’tan yine beni yağlamasını istedim. Canına minnet tabi, hemen vücuduma yağı sürmeye başladı. Diğerleri etrafımızda mevzilenmişler, gözleri sürekli benim yağlanan bedenimdeydi. Bakışları üzerimde hissedince iyice gevşedim. “Aşkım, bikinin fiyongunu çözsene, hiç olmazsa üstü yağ olmasın, beyaz iz kalmasın.” dedim Murat’a… Sevgilim de çaresiz bağları çözdü, diğerlerinin bakışları altında çıplak sırtımı, yanlardan göğüslerimi yağladı. Bir zaman öyle yattım. Sürekli bikini altının kenarlarını düzeltiyor, iyice çekiştiriyordum. Bikinin ağı araya girmiş, kıçımın yanakları ortaya çıkmıştı. Hele sırtüstü döndüğümde dipleri düşecekti nerdeyse… Fiyongu çözülen bikini üstü altımda kalmıştı şimdi… Beyaz çıplak iri memelerim havaya dikilmiş, dimdik uçlarıyla ortadaydı. Bikininin altı zaten çekiştire çekiştire string gibi olmuş, amımın dudaklarının arasında kaybolmuş görünüyordu. “Haydi çocuklar…” diyerek bir kahkaha attım. Gülünmeyecek gibi değildi. Murat da dahil olmak üzere dört erkek de iri iri açılmış gözlerini memelerime, arasına bikini kaçmış yumruk gibi kabarık am dudaklarıma dikmişler, her an üstüme atlayıp ısıracak gibi bakıyorlardı. “Ne bakıyorsunuz öyle? Şu ilerdeki üstsüz turistlerden ne farkım var benim?” Az ötede orta yaşlı turistler de üstlerini çıkarıp uzanmışlar, bakışlara aldırmadan güneşleniyorlardı. Orta yaşta, biraz yayvan memeleri güneşin altında parlıyordu. Serkan dayanamadı, beni taklit ederek cevap verdi, “Hadi Güül… Sen kendini onlarla mı karşılaştırıyorsun? Senin yanında onların lafı mı olur kızım, sen ilah gibisin bizim için… Öyle değil mi Murat?” dedi. Murat da gözlerini ayırmıyordu benden, “Öyle tabi… Benim sevgilim bir tane…” dedi. Kıkırdadım. Hoşuma gidiyordu onların hayranlıkları, egomu okşuyordu. Zaten bütün teşhirlerim, kendimi sergilemelerim, minik fingirdemelerim hep bunun için değil miydi? Erkekleri kendime hayran bırakmak, onları tahrik etmek… Güneş iyice yakmaya başlayınca kalkıp kendimi denize attım. Biraz sonra oğlanlar da peşimden geldiler. Denizin içinde eğlenmeye, oynamaya başladık. Kahkahalar atıyor, şen şakrak birbirimize şakalar yapıyorduk. Diğer erkekler ne benden, ne Murat’tan ses çıkmayınca iyice abartmışlardı. Arada memelerimi elliyorlar, tutup suya atıyorlar, alttan dalıp kıçımı avuçluyorlardı. Hepimiz neşe içindeydik. Suyun içinde hopladıkça memelerim de zıplayıp duruyor, erkeklerin aç bakışlarını üzerimde topluyorlardı. Akşama kadar plajda eğlendik, oynadık, güzel vakit geçirdik. Akşama doğru toparlandık, otele doğru yürümeye başladık. “Akşam bilardo oynayalım” diye bir fikir attı Serkan. “Ben oynayamam, siz gidin çocuklar…” dedim. Emre, “Biz öğretiriz sana Gül, hadi mızıkçılık yapma…” dedi ama istemedim. Yemekten sonra onlar bilardo oynamaya gittiler. Ben odaya çıkıp kendime bakım yaptım. Sonra baktım yalnız, etrafımda hayranlarım yokken vakit geçmiyor, bir güzel giyinip yanlarına gittim. Mini okul eteği altımda, göbeğimi açıkta bırakan kısacık bir tişört üzerimde içeriye girdiğimde hepsi bana baktılar. Bir şey tartışıyorlardı sanırım, sözleri yarıda kesilmiş gibiydi. Emre, “İyi insan da lafın üzerine gelirmiş” dedi. “Benim dedikodumu mu yapıyordunuz yoksa? dedim gülerek… Emre Murat’a baktı önce, sonra bana, “Evet, sevgilin senin çok iyi oral seks yaptığını söylüyordu” diye devam etti. Murat’ın yüzü kıpkırmızı olmuştu. Kem küm yaptı, “Ya, benim sana bir şey yapamadığımı iddia ettiler, ben de…” Devam etmedi ama, sanırım onlara anlattığı için kızacağımı düşünüyordu. Ah, tipik erkek egosu işte… Birbirlerine pipilerini göstererek yarış yapan, yatağa attıkları, siktikleri karıları kızları anlatarak böbürlenen mağara adamları… Bense normal bir şeyden bahsediliyormuş gibi yanağından öptüm sevgilimi, “Aman Murat, azdırmasana çocukları…” diyerek bir kahkaha attım. Gülüşmelerden sonra Murat’ın elindeki ıstakayı alıp bana verdiler, onu da kenara oturttular. Serkan ile ben aynı takımdaydık. Bütün atışları bana yaptırıyordu. Diğer takımdaki Ahmet ve Emre ise topu sürekli masanın ortasında ya da uzak taraflarında bırakıyorlar, benim uzanmamın zor olduğu yerlerden atış yapmam için özellikle hareket ediyorlardı. Aptallar, benim domalmamı görmek için bu kadar uğraşmalarına gerek yoktu ki… Ben daha acemi bilardocu olarak ıstakayı bile doğru dürüst tutmayı bilmediğimden her seferinde Serkan arkama geçiyor, bana atış yapmayı gösteriyordu. Ben de kasıklarımı masaya dayıyor, götümü mümkün olduğu kadar havaya kaldırıyordum. Serkan da nerdeyse şortunu delmek üzere olan sertleşmiş sikini arkamdan dayıyor, kollarını iki yanımdan uzatıp ellerimi tutuyordu. Sanki oyun oynamıyor da, dogy pozisyonunda seks yapıyorduk. Bütün sinir uçlarım arkamdaki sertliğe kilitlenmişti. Gülüyordum, eğleniyordum ama acayip de tahrik oluyordum. Ben biraz ıstaka tutmayı öğrenince Serkan, “Hadi bakalım bu sefer sen kendin yap…" diyerek eteğimin altından kalçalarıma bir şaplak atıyor, sonra da geri çekilip bana nasıl durmam gerektiğini söylüyordu. Oyun ilerledikçe Serkan'ın talimatlarıyla oyunu her zaman oynayan biri gibi bir bacağımı masanın üzerine atmaya, arkasından atış yapmaya başladım. Kahkahalar atarak, alkışlar arasında, her fırsatta ik**e bir götümü elleyerek, parmaklayarak bilardo oynuyorduk. Serkan “Evet Gül, oluyor. Şimdi kıçını biraz daha havaya kaldır. Masaya uzan. Tamam, şimdi vur” diyerek sürekli beni yönlendiriyordu. Ben de o ne diyorsa, bütün talimatları harfiyen yerine getirerek bütün her tarafımı gösteriyordum. Bunu tamamlamak istercesine Recep gidip hepimize dondurma almış gelmişti. Emre dondurmamı alıp bana verirken “Sevgilinin çok övdüğü oralı bir görelim dedik…" deyince yine kahkahayla gülerek karşılık verdim. Artık terbiye sınırını iyice aşmışlardı doğrusu ama öyle hoşuma gidiyordu ki aralarında olmak, beğenilmek, istenmek… Sıra bana gelince Recep’e bırakmıştım dondurmayı… Atışımı yapınca gidip elinden almak yerine, elini tutup dondurmayı öyle yalıyordum. Bu görüntü de onlar için muhteşem bir gösteri oluyordu. Dondurmanın ucunun etrafında dilimi dolandırıyor, sonra boğazıma kadar sokuyor, gülümseyerek sımsıkı dudaklarımın arasından tekrar dışarı çekip tekrar yalıyordum. Biraz sonra Recep, “Tutup durma şu dondurmayı, ellerin yapış yapış olur, oynayamazsın” diyerek dondurmayı ellettirmemeye, kendi elleriyle ağzıma sokup çıkarmaya başladı. Sıra geldiğinde gidip domalıyor, atışımı yapıyor, gelip Recep'in elindeki dondurmaya dokunmadan oral yapıyordum. Recep işi abartıp elini kaçırıyor, ben de yarağa susamış azgın bir orospu gibi tamamen açtığım ağzımla dondurmayı yalayabilmek için saldırıyordum. Recep elini indirebildiği kadar aşağı indirip dondurmayı pantolonunun önüne dayıyordu. Ben de önünde eğilip sikinin hizasındaki dondurmayı ağzıma alıyordum. Bütün bunlar şakalaşmalar, kahkahalar arasında olduğu için Recep de cesaret bularak dondurmayı birden benim ağzıma bastırıyor, benim ağzım, yüzüm, döl içinde kalmış gibi bembeyaz dondurma oluyordu. Ben de dilimi olabildiğince çıkarıp ağzımın etrafındaki dondurma bulaşıklarını yalıyordum. Yarım saat içinde masanın çevresine o kadar çok yaşıtımız seyirci doluşmuştu ki adeta hayatımın teşhir sahnesini gerçekleştiriyordum. İyice işi öğrenmiş, nerdeyse onlar kadar güzel atış yapmaya başlamıştım. Bu güzel atışlardan sonra sadece bizimkiler değil, ne taraftan geçersem o taraftaki seyirciler aferin bravo diyerek popoma şaplak atıyorlar, bazıları mıncıklıyorlardı. Atış için her masaya domaldığımda, her bacağımın birini masanın üstüne kaldırıp atış yaptığımda eteğim tamamen açılıyor, külotsuz amım ve sımsıkı götüm tamamen ortaya çıkıyordu. İk**e bir arkadan atış yapmam gerekiyor, bu kez iyice geriye kaykılıyordum. Bu sefer de, zaten kısacık olan tişörtümün altından dimdik göğüs uçlarım dışarı taşıyor, bu kez eteğimin altından amımı görebilmek için herkes yamuluyordu. Arada seyirciler işi iyice azıtmaya başlamışlardı. Artık oyun bizim grubun oyunu olmaktan çıkmış, etraftaki masalarda oynayanlar oyunu bırakmışlar, bizi, daha doğrusu beni izliyorlardı. Ufaktan ufaktan başlayan laf atmalar iyice edepsizleşmeye başlamıştı. Bir ara tuvalete gidip geri gelen sevgilim Murat o lafları duydu. “Off… O duruşa vuruş kaç kuruş yavrum”, “Gel biraz da bize domal”, “Gel benimkini yala”, “Bence dondurmayı yalamayı bırak, benimkini yala” diye laf atmaya başlamışlardı. Murat bütün bunlardan hoşlanmasına, benim de fazlasıyla eğlenmeme rağmen işlerin çığırından çıkmaya başladığını görünce kolumdan tuttu, “Gel Gül, hadi gidelim artık” dedi. Çıkarken etrafımızdaki seyirci kalabalığını yararak yanından geçtiğimiz herkes okul eteğimin altına elini sokup okşamayı çimdiklemeyi ihmal etmedi. Hep birlikte oradan çıkıp odalarımıza gittik. Bütün hafta boyunca bir kız dört oğlan, beş kişi bir arada takıldık. Hatta bazı geceler birbirimizin odalarında oyunlar oynadık. Bir gece yine monopoly oynayıp, bir sürü bira tükettik. Oyun oynarken sıcaktan bunaldığım için tişörtümü çıkarmış çıplak oturuyordum. Altımda yanımdaki tek giysi olan kareli mini okul eteği vardı. Oyundan sonra hepimiz halının üzerine yayılmıştık. Sohbet ederken gözlerimi kapattım, bir ara içim geçti.
Tumblr media
Bizimkiler sohbete devam ediyorlardı. Ben kıçımı dışarı doğru çıkartıp yan yatmıştım. Başımın altına bir yastık yerleştirirlerken uyandım ama gözlerimi açmadım. Eminim hepsi benim mini eteğimden görünen şeylere ve halının üzerine yayılmış göğüslerime bakıyordu. Sırayla herkes uyuya kaldı. Ama hepsinin olmasa da bazılarının uyuyor numarası yaptığını fark etmiştim. Nitekim Serkan'la Emre yavaşça kalktılar beş on dakika sonra, gidip Murat’ın uyuyup uyumadığını kontrol ettiler. Uyuduğunu anlayınca benim yanıma geldiler. Serkan beni yavaşça itip yüzüstü yatırdı. Dönüp bana bir baktıktan sonra eteğimi belime kadar sıyırdı. “Hassiktir, orospunun mayo giyeceği tutmuş” dedi. İki eliyle bikinimin altını çıkarmaya başladı. Yavaşça aşağı doğru çekerken bir yandan da Murat’a bakıyordu. Emre'nin “Yavaş ol uyanacak” dediğini duydum. “Bu orospu uyuyor numarası yapmıyorsa ne olayım. ” dedi diğeri. Serkan bikinimi çıkarıp kenara koyduktan sonra kalçalarımı okşamaya başladı. “Oğlum ben bu götü sabah akşam sikerim, hem de öyle bi sikerim kiiii off yani. ” dedi okşarken… Emre de “Bu herif hala sikememiş” diyerek güldü, Murat’ı kastediyordu. Serkan belimden tutup hafifçe kaldırdı, Emre de karnımın altına bir yastık koydu. Amımı götümü rahat görebiliyorlardı şimdi. Serkan amımı yalamaya başladı. Heyecandan, zevkten ölmek üzereydim. Ama bozuntuya vermedim. Bayılıyordum bu manyakların yaptıklarına… Sonra yavaşça yukarı çıkıp götümün deliğine dilini sokup çıkarmaya başladı. Bu arada Emre de bacaklarımı öpüp yalıyordu. Serkan tekrar amımı yalarken hafif hafif işaret parmağını minik deliğime sokup çıkarmaya başladı. “Çekil biraz olum, ben de yalayayım şu amı götü…” diyordu Emre ama öteki izin vermiyordu. Biraz sonra Emre, “N’apıyosun olum? Manyak mısın? İkimizi de öldürteceksin” derken kalçalarıma sımsıcak, sert bir şey değdi. O anda anladım ki Serkan şortunu indirip sikini dışarıya çıkarmıştı. İkisi de bir an durdular. Emre sevgilimin yanına gidip kontrol etti. Uyuduğunu görünce konuşmadan işlerine devam ettiler. Serkan arkamda sikini kalçalarıma sürtmeye başladı. Bundan cesaret almış olacak ki Emre de diğer tarafa geçti. Serkan amımı sikiyle bir aşağı bir yukarı badanalarken, Emre yarağını benim yüzüme sürüyordu. Sonra serkan iyice hızlandı. Artık korkusuzca koca sikini amcığıma ve götüme sürtüp duruyordu. Emre de “Aç ağzını bebeğim, aç ağzını…” diyordu. Ben hala uyuyormuş numarası yapmaya devam tabi… Ürküp yarıda kesmelerini istemiyordum. Fakat aldığım zevke de engel olamıyordum bir türlü… Uykumda inleyip sayıklar gibi yaptım, bir an durdular. Sonra ben, “Aah. Devam et sevgilim. Ahh…" diye tekrar inleyince uykumda onları Murat sandığıma karar verip iyice azdılar. Emre, “Evet sevgilim, devam edelim, al şunu ağzına…” diye gülerek sikini dudaklarıma sürüyordu. Ben inlemeyi abarttığım için ağzım açılmıştı ve Emre sikinin başını ağzıma sokmuştu. Biraz daha sokarsa uyanırım diye sadece başını sokup çıkarıyordu. Ah, öyle güzeldi ki her şey… Yattığım yerde gözümü açıp Murat’ın olduğu tarafa baktım. O da uyumuyordu, bizi izliyordu. Yattığı yerden, kolunun altından bana baktığını gördüm. Tekrar gözünü kapadığında uyuyor numarası yaptığını anladım. Bu beni daha da azdırdı, artık kendimi durduramıyordum. Ben ne kadar azgın bir orospuysam, sevgilim de en az benim kadar sapıktı. Ben zevkle inlerken, Serkan da sikini sürtüp duruyor, o da inliyordu. Bizim inlemelerimiz Emre’yi iyice azdırmıştı, “Hadi sıra bende" deyip duruyordu. Sonra Serkan yavaşça beni sırt üstü çevirdi. Gözlerimin hala kapalı olduğunu görüp sikini ıslak amıma sürtmeye başladı. Emre de uyanıp uyanmayacağımı umursamadan bacaklarını açıp göbeğime oturdu ve sikini bu sefer göğüslerime sürmeye başladı. Serkan sikini amımın dudakları üstünde kaydırırken, Emre de yarağını iki eliyle tuttuğu göğüslerimin arasına sokmuş gidip geliyordu. Ben artık öyle bir inlemeye başlamıştım ki, çocuklar daha da çok tahrik olup hızlanmışlardı. Artık üçümüz de inlemeye başlamıştık. İkisinin de siklerinden şılap şılap sesler geliyordu. Serkan iki parmağını sikinin altından amıma sokup “Numara yapıyorsun orospu. Sırılsıklam olmuşsun. ” diyerek Emre'yi üzerimden itti ve tekrar ters çevirdi beni… Tekrar kalçalarımın arasında gidip gelmeye başladı. Kendimi tutamıyor, sürekli inliyordum. Sürekli bir orgazm hali yaşıyordum. Sularım akıyordu sel gibi… Sonunda Serkan inleyerek götüme fışkırmaya başladı. Sıcak damlaları tenimde hissetmek delirtti beni… Emre yandan sikinin başını ağzımın içine sokup çıkarırken Serkan sikinin başını götüme sürtüp temizledi. Sonra da bikinimi alıp götümdeki dölleri sildi. Emre’nin itirazlarına aldırmadan bikiniyi bacaklarımdan geçirip giydirdi. O sırada ben de uyandım. Çok uykum varmış gibi doğrulup gerindim. Tişörtümü üstüme geçirdim. Hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi davranarak güya o anda uyumakta olan, aslında bütün yapılanları seyreden sevgilimi de uyandırdım, kalkıp odamıza gittik. Yatıp gerçekten uyuduk. Ertesi gün plaja değil, yakındaki tenha koylardan birine gittik. Etrafta kimseler yok, yoldan uzak, denizi, kumu harika bir yer… Gider gitmez ben yine üstümdekileri fora ettim, her zamanki gibi üstsüz güneşlenmeye başladım. Serkan telefon etti biraz sonra, yerimizi sordu. Plajda bizi görememişler. Murat yerimizi tarif etti. Diğerleri de gelince hep beraber denize girdik. Yine şakalaşmalar ellemeler aynı şekilde sürüyordu. Biraz sonra Murat yoruldum diyerek bizi yalnız bırakıp dışardan izlemek için denizden çıktı. Yerine gitti ve oturdu. Sevgilim yanımızda olmayınca bizimkiler iyice azıttılar, her yerimi ellemeye, beni azdırmaya başladılar.
Bir ara şeytanlığım tuttu, dip dalarken Emre’nin altından mayosunu çıkarıverdim. Zaten o da pek hevesliydi ya mayosunu çıkarmama, sikini görmeme… Elimdeki mayoyu tutup havada sallıyordum. Kenarda oturan Murat dahil, herkes kahkahalarla gülüyordu. Emre de kahkahalar atarak elimdeki mayosunu almaya çalışıyor, beni sıkıştırıyordu. Emre kalkmış sikiyle bana çift dalmaya, iyice hırpalamaya başlayınca kurtulabilmek için elimdeki mayoyu uzağa fırlatıp attım. . Emre de mayosunun arkasından gitmek yerine ceza olarak beni yakalayıp dibe çekmeye falan başladı. Biraz sonra suyun yüzeyine çıktığımda bu sefer Emre elinde bir şey sallıyordu. Benim bikinim… Üstüne atılıp almaya çalışınca bir diğerine attı. Hepsi bir arada beni çembere almaya başladılar. Bikini altımı birbirlerine atıp beni ortalarında çırılçıplak oynatıyorlardı. Ben de kendimi iyice oyuna kaptırmıştım. Kahkahalarla ik**e bir birilerinin üstüne atlıyordum. Bikinimi geri alamayacağımı anlayınca suya daldım. Çıktığımda bu sefer elimde başka bir mayo vardı. Serkan'ın mayosu… Geriye kalan diğer ikisi de beni uğraştırmadan, kendileri çıkarıp attılar mayolarını… Murat uzandığı yerdeydi hala… Gözlerini hiç ayırmadan bizi izliyordu. Çıplak arkadaşları çırılçıplak sevgilisini aralarına almıştı. Sürekli bana sarılıyorlar, şaka yapmak bahanesiyle her tarafımı elliyorlardı. Biliyordum ki, bana değen diğerlerinin siki gibi sevgilimin siki de yattığı yerde patlamak üzereydi. Sonunda yorulunca hepimiz mayolarımızı sudan toplayıp kahkahalar atarak kumlara doğru yürümeye başladık. Kimse elindeki mayoyu giymedi. O ıssız koyu bir anda çıplaklar kampına çevirmiştik. Murat sırtüstü yatıp kolunu başının üzerine koymuş, uyukluyordu. Gidip yanına uzandım çırılçıplak… Diğerleri de adem baba kılığında siklerini sallandırarak gelip yanımıza oturdular. Ben bu kadar erkeğin arasında tek kızdım, beğeniliyordum, isteniyordum, mutluydum. Bacaklarımı iki yana açıp amımı tamamen ortada bırakmıştım. Hepsi de gözlerini aynı yere dikmişti. Hepsinin sikleri kazık gibi olmuştu. Hep birlikte şakalaşıp gülüşüyorduk. Eh, bu kadar çıplaklığın içinde konuştuğumuz konular da doğal olarak seks olmaya başlamıştı. “Hadi herkes fantezilerini anlatsın” dedi Emre… Kimse itiraz etmedi ama hiçbiri de ilk anlatan olmak istemiyordu. Sonunda beni ikna ettiler ve ben de anlatmaya başladım, “Benim aslında tek önemli fantezim var. Mastürbasyon yaparken hep bunu düşünürüm. Üç zenciyle aynı anda birlikte olmak…” “Beyazların suyu mu çıktı kız?” dedi Serkan elindeki taş gibi olmuş sikini okşayarak… Ben de hınzırca güldüm, “Neden olduğunu anla işte…” dedim. “Büyük yarakları olduğu için mi?” “Evet. Üç zenci her tarafımı doldururken hayal ediyorum hep kendimi…” Daha fazla anlatmadım. Herkes gözünde canlandırmıştı bir an o sahneyi… Hepsinin gözleri parlamıştı. Ben bitirince Serkan fantezisini anlatmaya başladı. “Biz otuzbir çekerken hep seni düşünüyoruz Gül…” “Beni mi düşünüyorsunuz?” diyerek kahkaha attım. Sanki herkesi delirttiğimin farkında değilmişim, masummuşum gibi… Üstüme atlayıp sikecekmiş gibi baktı çıplaklığıma, devam etti, “Tam beş senedir hayalimde senin götünü sikerken fışkırıyorum Gül… Ağzına, göğüslerine, göbeğine, güzelim amcığına, her tarafına fışkırıyorum.” Serkan bunları bana ilanı aşk eder gibi söylemişti. İliklerim eridi adeta söylediklerini duyunca… Benim kızmaktan çok mest olduğumu gören Serkan eliyle kazık gibi olmuş sikini sallayarak, “Büyük yaraklar da sadece zencilerde olmaz yavrum… Görüyorsun…” diyerek güldü. İçim kaynıyordu. Etrafımı saran erkekler de ondan farksızdı. Beni sikmek için can atıyordu hepsi de… Yutkundum, elimdeki güneş yağını Serkan’a uzatırken, “Görüyorum…” dedim. “Sanırım herkesin anlatmasına gerek yok, hepiniz aynı şeyi hayal ediyorsunuz.” Başlarını salladılar, elleri siklerini okşarken… Serkan dizleri üstüne oturup yağı üzerime döküp sürmeye başladı. İki eliyle göğüslerimi güneş yağıyla yoğuruyordu. Ben gözlerimi kapamış, bastıra bastıra masaj yapan Serkan'ın itip çekmesiyle yattığım yerde ileri geri gidiyordum. Serkan ellerini omuzlarıma kadar yetiştiremediği için ayak bileklerimden tutarak bacaklarımı ikiye açıp dibime kadar yaklaştı. Bacaklarımın arasında diz çökmüş, elleri göğüslerimden omzlarıma gidip geldikçe, kazık gibi olmuş siki benim memelerimle amımın arasında kayıp duruyordu. Serkan ellerini vücudumun her yerinde dolaştırıyor, ara ara muhtemelen Murat’ı kollamak için etrafına bakınıyordu. Serkan ellerini aşağıya doğru kaydırıp bacaklarımın her tarafına sürdükten sonra bir an durup bana baktı. Sonra yağı tekrar avucuna döküp kasıklarıma sürmeye başladı. Elleriyle daireler çizip gittikçe amıma yaklaşıyordu. Dayanamaz hale gelmiştim. Neredeyse sikmek üzereydi beni… Diğerleri yanımızdaydı, daha önemlisi Murat hemen yanı başımdaydı. Bütün orospuluğuma rağmen arzularıma gem vurmalıydım. Birden ters döndüm yattığım yerde, bacaklarımı iki yana açarak yüzüstü yattım. Bu sefer Emre Serkan’ı yana itti. Şişeyi onun elinden alıp sırtıma döktü. Omuzlarımdan başlayıp ellerini bütün sırtımda dolaştırıyordu. İnleyerek, “Mmmm… Devam et Emre, çok güzel masaj yapıyorsun" diyordum. Emre benim inlemelerimden ve devam et dememden cesaret aldı. Bacaklarımın arasına oturup sırtımı yağlamaya başladı. Şimdiden damarları şişmiş, nerdeyse karnına paralel olmuş siki de o eğilip ileriye uzandıkça kalçalarımın, beş senedir sikmek için deli olduğu götümün yanaklarının arasında ileri geri gidip geliyordu. Emre iyice azıp parmaklarıyla amımı da yağlamaya başladı. Resmen Murat yanımızda uyuduğu halde amıma sokup çıkarıyordu parmaklarını. Ne kadar zevk aldığımı tahmin edemezsiniz. Emre’nin taş gibi siki kalçalarımda, elleri amımda dolaştıkça ben kıçımı havaya kaldırmaya başladım. Kısık kısık inliyordum zevkten… Emre birden baş parmağını amıma, işaret parmağını da havadaki götümün deliğine takınca sarsıldım, derin bir “Ahhh…” çektim ve kıçımı daha fazla yukarıya kaldırdım. Hepsi arkamda fısıldaşıyorlardı. Benden aldıkları cesaretle sırayla yağlamaya başladılar beni… Bense başımı ve memelerimi kuma dayamış, inleye inleye arkama girip çıkan parmakların zevkini çıkarıyordum. Dizlerimin üstünde kıçımı havaya kaldırmış kudurmuş gibi anlamsız zevk sesleri çıkarıyordum. Emre iki parmağını götüme, üç parmağını da amıma sokunca kıçımı sallayarak kıvranmaya başladım. Başucumda duran Serkan sikini eline almış resmen otuz bir çekiyordu. Gittikçe bana biraz daha yaklaşıyordu. Ben de bir arkamda parmaklarını sokup çıkaran Emre’ye bakıyordum, bir Serkan’a ve elindeki yağdan parlayan sikine… Bir insan bu kadar da yağlanmaz ki canım… Ama ben yeter demeden duracak gibi değillerdi. Tekrar önümü döndüm ve bacaklarımı açtım. Artık gözlerimi de açmış, güneşten kısmak zorunda olduğum gözlerimle, göğüslerimi yağla yoğuran elleri ve amcığımın yarığını dün geceki gibi badanalayan yarakları seyrediyordum. Emre bacaklarımı tutup havada birleştirdi ve beni ikiye katladı. Artık takla atıyormuşum gibi dizlerim göğsümde olduğu için amımın yarığı tamamen ortadaydı. Oğlanların parmakları öne arkaya girip duruyordu. Göğüslerim dimdik olmuştu. Kesik kesik nefes alıyordum. Biraz daha sürdürürse bu ıssız kumsalda kendimi bu azgınlara siktirmek zorunda kalacağımı anlamıştım artık… Nefes nefese, “Durun… Yeter artık, bırakın biraz dinleneyim…” diyebildim. Nasıl olduysa bıraktılar. Ceset gibi kendimi sırtüstü havlunun üzerine uzatıp kendime gelmeye çalıştım. Diğerleri de öyle yaptı. Biraz yattıktan sonra Emre güneş yağını bana uzatıp “Sen de bana biraz sürer misin?” dedi. Sıra bana gelmişti. Hınzırca gülerek yağı aldım ve yüzüstü yatan Emre'nin sırtında ellerimi dolaştırmaya başladım. Emre gözlerini kapatmış hayatının rüyasını görüyordu. Sırtı, kıçı ve bacakları yağlandıktan sonra önünü döndü. Siki hala taş gibi sert, gökyüzüne dikilmişti. Önce sikiyle ilgilenmeden yağı göğsüne sürmeye başladım. Ellerim gittikçe daha aşağı kayıyordu. Ayağa kalktım, ters yönde Emre'nin göğsüne oturdum. Ve olduğum yerden uzanarak yağlı ellerimi yavaş yavaş aşağı kaydırmaya başladım. Ellerimi aşağı doğru kaydırdıkça popomu geriye doğru uzatıyor, amımı Emre'nin yüzüne yaklaştırıyordum. Emre'nin kocaman sikini elime alıp aşağıdan yukarıya sıvazlamaya başladım. Resmen herife otuzbir çekiyordum. Emre'nin sikini yağladıkça altımda kıpırdanıp duruyordu. Damarları çıkmış siki benim ellerimde gittikçe daha da sertleşiyordu. Ben götümü herifin ağzına doğru uzattıkça uzatıyor, avucuma ik**e bir yağ dökerek elimdeki yarakla resmen oynuyordum. Emre'nin siki artık patlayacak hale gelmişti. Sanırım herkes elimdeki koca şeyi artık ağzıma alır, birazdan da burada kendimi siktiririm diye bekliyordu. Ben öyle yapmadım. Emre’nin kucağından kalkıp yanındaki Ahmet'in göğsüne aynı şekilde oturup bu sefer onun sikini yağlamaya başladım. Ahmet neye uğradığını şaşırmıştı, beklemiyordu bunu… Elimdeki siki hemen kazık gibi oldu. Koca sik benim minik ellerime sığmıyordu. İki elimle birden otuz bir çekmeye devam ederken Ahmet inlemeye “Gül… Aahhh… Güüll… Senin gibi bir orospu görmedim. Harikasın bebeğim…” demeye başladı. Bunun üzerine sikini okşayan ellerimin hızını iyice arttırdım. Tam o anda Ahmet'in koca sikinden döller fışkırmaya başladı. Herif durmak bilmiyordu, nerdeyse saçlarıma kadar attırdı. Ellerimin içi tamamen döl olmuştu. Ben Ahmet’in sikiyle uğraşır, döllerinin bitmesini beklerken, Serkan ayağa kalktı ve yüzüme yaklaştırdığı sikini sıvazlamaya başladı. Gülümseyerek hemen önümde sikini sıvazlamasını seyrediyordum. Ahmet’in kucağından inip tekrar yere yattım. Serkan kalkıp ayakta tepeme dikildi. Otuzbir çekmeye devam ediyordu. Sonra göbeğime oturdu. Güneş yağını alıp tamamını sikinin ve benim göğüslerimin üzerine boşalttı. Yağladığı göbeğine dayanmış sikini, göğüslerimin arasına yerleştirip gidip gelmeye başladı. Ben de Serkan gibi zevkten tekrar inlemeye başlamıştım. İki yandan tuttuğu dipdiri memelerimi zorlukla bastırıp sikini aralarından sokup çıkarıyor, yumruk gibi sikinin başı ağzıma doğru yaklaşıp uzaklaşıyordu. Uzanıp dil atmaya çalıştım ama olmuyordu. Serkan bir ara eğilip dudaklarıma yapıştı. O beni, ben onu yercesine dudaklarımızı koparırcasına emiyor, ısırıyorduk zevkten… Öpüşmeyi kesip göğüslerimi sikmeye devam etti Serkan… Bu sırada Emre de gelip tam benim yanımda otuzbir çekmeye başladı. Serkan dayanamadı daha fazla… Bağırarak fışkırıyordu. Göğüslerimin arasından dudaklarıma ve çeneme kadar döl içinde kaldım. “Gül, hadi benimkini de al sevgilim…" diyerek yaklaştı Emre. Serkan kalkıp Emre yaklaşınca, uzanıp Emre'nin damarları şişmiş en az 20 santimlik koca sikinin başını ağzımla kapıverdim. Siki Murat’ın sikinden en az beş santim büyüktü ve hepsininkinden çok daha kalındı. Artık iş çığırından çıkmış, ben de etrafımı çeviren oğlanlar da tamamen azmıştık. Emre ağzımda gidip gelmeye başladı. Emre'nin pürüzsüz siki lokum gibi ağzıma girip çıkarken güneşte parlıyordu. “Evet… İşte bu… Tam beş senedir bugünü bekliyordum” diye bağırması beni daha da azdırdı. Ağzımın içinde yalıyor emiyor adeta sömürüyordum sikini… Sonunda Emre ağzımın içindeyken patlayıverdi. Döllerin fışkırdığını bile görmedi kimse… Bütün hepsini ağzımın içine boşaltmıştı. Ağzıkın kenarlarından döller sızıyordu. Emre daha doymamış olacak beni kucağına aldı. “Gel buraya orospum, seninle işim daha bitmedi” dedi. Arkadaki ağaçların oraya götürdü kucağında, sırtımı birisine yasladı. Bacaklarımla Emre'nin sıkı kalçalarını kavramış, kollarımla da adaleli kollarına yapışmıştım. Emre önce dudaklarımı emdi. Dilini bana yediriyor, arada bir dilimi bırakıp eğiliyor, memelerimin uçlarını emiyordu. Sonra güneşte parlayan o koca sikini eliyle tuttu, alttan başıyla ıslak amımın dudaklarını okşadı önce… Yavaş yavaş ite ite sikinin başını içime sokmaya çalıştı. Ayakta olduğumuzdan zor oluyordu. Elimle aramızda sürtünüp duran, göbeğime değen sikini düzelttim, içime yönlendirdim. Zevkten artık titremeye ve inlemeye başlamıştım. Emre önce yavaş yavaş sonra hızlanarak o muhteşem sikiyle beni becermeye başladı. Emre’nin kaslı erkek vücuduna yapışmış, ellerimle çocuğun omzunu kavramış, kalçamı yukarı aşağı hareket ettirerek zevkine varıyordum. Diğerleri elleri siklerinde bizi izliyorlardı. Manzara müthiş olmalıydı. Güneşte terden sırılsıklam olmuş iki genç, güzel insanın vücudu pırıl pırıl parlıyordu. Emre sikini ağır ağır yarısına kadar içimden çıkartıp birden sokuyordu. Emre bir yandan kalçalarımı sikine bastırıyor, bir yandan da dudaklarımı dilimi emiyordu. Göğüs uçlarım patlayacak gibiydi. Nefes almaya çalışarak ağzımı kocaman açmış, inliyordum. Sonunda dayanamadım duyduğum korkunç zevk bitirdi beni… Dünyaya, bizi izleyen seyircilerimize aldırmadan çığlık çığlığa bağırarak orgazm oldum. Emre’nin kucağında sikine asılmış kasaptaki et gibi titriyordum boynuna sarılmış vaziyetteydim. Beni yere bırakacak, uzanacağız diye beklerken kalçalarımı sıkıca kavradı, kucağından ve sikinin üzerinden kaldırdı. “Bu biiir…” dedi. Beni sırtüstü kumlara yatırdı. Sıcak kumlar sırtımı yakarken, bacaklarımı ayırıp daha inmemiş sikini bir kez daha içime soktu. Ben de bacaklarımı Emre’nin bacaklarının arasından geçirip, dizlerinden kilitledim, sımsıkı kendime çekmeye, içime girip çıkan sikini daha derinlerime sokmaya çalıştım. Emre artık coşmuştu. Hızlandık. Ben alttan kalçamı kaldırıyordum, o üstten bastırıp sikini amıma gömüyordu. Sonunda tekrar, bu kez ikimiz beraber patladık. Öyle bir orgazm yaşıyordum, öyle bir boşalmaydı ki, gözlerimden yaş gelmeye, ağlamaya başladım. Adeta nefesim kesilmişti. Kesik kesik hıçkırıyor, gözlerimden yaşlar gelerek sarsılıyordum. Emre sımsıkı sarıldı. “Bir şeyin yok ya aşkım?” diye sordu. Bense dizlerim titreyerek kalktım, hiç konuşmadan ayağa kalkıp bikini altımı ve tişörtümü giydim, “Hadi odamıza gidelim” dedim. Hep beraber kalkıp otele doğru yürümeye başladık. 
Tumblr media
Herif iflahımı kesmişti. Murat’ın koluna girerek ondan destek alıyordum apışa apışa yürürken… Yağlı sırtıma yapışan kumlar da ayrı bir dertti… Fakat umursamadım hiç… Aldığım zevk her sıkıntıya değerdi. Murat da umursamıyordu anlaşılan… Seksi, azgın sevgilisinin yanıbaşında sikilmesinden, onu boynuzlamamdan zevk almış gibi görünüyordu. Otele girdiğimizde Murat’ın kolundan çıktım. Gidip içecek bir şeyler almasını, odaya geldiğinde ona bir sürprizim olduğunu söyledim. Plajda iyice azmıştım. Bu gece değişik şeyler yaşanacağını o da anlamıştı. Murat gelene kadar olaylar başlamıştı bile… Odaya girdiğinde hediyesini gördü. Ben üzerimde lise kıyafetleriyle ortadaki sehpanın üzerinde domalmış vaziyetteydim. Serkan dizleri üstünde kafasını eteğimin altına sokmuş, Emre ve Ahmet de ön tarafıma geçmişler, çıkardıkları siklerini ağzıma veriyorlardı. İkisini de elimle tutup, bir birini yalıyordum, bir diğerini… Alttan da Serkan beni yalıyordu. Murat’ın girdiğini görünce elimdeki ve ağzımdaki sikleri bırakıp güldüm, “Nasıl? Hediyeni beğendin mi?“ dedim sevgilime… Bana gülümseyerek gitti karşımızdaki koltuğa oturdu ve bizi seyretmeye başladı. Emre ile Serkan yer değiştirmişler, Emre kısacık ekose lise eteğimi iyice yukarı çekmiş, amımı ve götümü yalıyordu. Ben de deliklerimde dolaşıp duran sıcacık dilin verdiği müthiş zevkle bir Serkan'ın sikini, bir Ahmet'in sikini boğazıma kadar sokup çıkarıyordum. Bir süre aynı şekilde devam ettikten sonra Emre “Ben artık dayanamayacağım. Bu götü sikmek için beş senedir bekliyorum” dedi. Beni kaldırıp Murat’ın yanına götürdü. Ben tam eteğimi çıkaracaktım ki Ahmet engel oldu, “Hayır çıkarma. Okul elbiselerinle sikmek istiyoruz seni” dedi. Emre sikini kalçalarıma dayadı. İçim kıpır kıpırdı. Beni isteyen dört erkekle beraberdim. Onların beni istediği kadar, ben de onları istiyordum. Bir an, sikini okşayarak bizi izleyen sevgilimin, Murat’ın yüzüne bakıyordum. Onun yüzündeki mutlu ifadeden hoşnut, arkama dönüyor, elindeki sikini götüme, minik deliğime sürtüp duran Emre'ye bakıyordum. Emre göbeğine kadar değen o kalkmış muhteşem sikini kökünden kavradı, bir hamlede minik deliğime sertçe soktu. Başı girdiğinde canım yandı, “Aaahhh..” diye bağırdım o ilk acıyla… Fakat Emre tekrar tekrar çıkarıp sikinin üzerine ve deliğime tükürüklerini bırakıp yağlayınca alıştı koca sikin kalınlığına… Başı ve gövdesi yavaş yavaş gömüldü. Emre de yavaş yavaş girip çıkmaya başladı. Elimi önüme atıp klitorisimi okşamaya başladım götümden sikilirken… Zevk almaya başlamıştım. Dayanamadım, başımı arkaya çevirip “Hadi Emre… Daha sert! Köküne kadar istiyorum!” diye inleyince Emre belimi tutup öyle bir sokup çıkarmaya başladı ki nerdeyse taşakları da girecekti. Emre sikini deliğime sokup çıkarırken benim narin minik deliğim de Emre'nin koca siki kadar genişliyordu. 
Emre ayakta arkama geçirirken bu arada eğilip sarsılan göğüslerimi avuçlayıp okşamayı da ihmal etmiyordu. Emre bir ara o kadar hızlı gidip gelmeye başladı ki dayanamadım, “Yavaş ol, aah…” diye bağırmaya başladım. Bağırmama aldırmayan Emre geriye çekildi sonunda… 
Ben rahatladım derken bu sefer Serkan arkaya geçti. Emre de yere sırtüstü yattı. Göt deliğimden çıkardığı sikini sallayarak beni bekliyordu. Öyle güzel görünüyordu ki, arkamda uğraşıp duran Serkan’ı itip yerde yatan Emre’nin üzerine alçaldım. Bacaklarımı iki yana ayırdım. Elimi arkadan dolaştırıp Emre'nin dimdik sikinin üzerine oturdum. “Dün geceyi unutmadım. Ben masum masum uyurken sikini sürtmediğin yerim kalmadı. Ama şimdi sıra bende…” dedim. Evet, sıra bendeydi. Emre’yi bu sefer ben sikiyordum. Amımın içinde Emre’nin kalın siki oturup kalkıyor, amımla sikiyordum oğlanı… Altımda kıvranıyor, inleyip duruyordu. Serkan bu sırada arkamdan yaklaştı. Belimden tutup hareket etmemi engelledi, az önce sikilen götüme girdi. Köküne kadar girdiğinde hareket etmeye başladı. 
Amımda Emre’nin, götümde Serkan’ın siki, aralarında tost olmuştum. Harika sikiyorlardı beni… Emre bir yandan elleriyle göğüslerimi okşuyordu, bir yandan da Serkan kalçalarımı tutuyor, götüme daha fazla girebilmek için kendine çekiyordu. Adeta rodeoda gibiydim iki erkeğin arasında… Hızlandım… Çığlıklar attım… Erkeklerimi daha fazla içime alabilmek için bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Beynimde şimşekler çakıyordu. Sarsılmaya başladığımda Emre de patlamak üzereydi. Orgazmım bitmeden sikini içimden çıkardım. Ben eğilip Emre’nin sikini yalaya okşaya otuzbir çekerken, Serkan arkamda kendi işini kendi hallediyor, tekrar soktuğu sikini götümün içinde ileri geri yapıyordu. Emre müthiş bir şekilde boşaldı. Belinde ne varsa ağzıma boşaltmıştı. Neredeyse bir fincan dolusu spermi onlara göstere göstere, yalana yalana yutup mideme indirdim. Serkan da bağıra bağıra belime parmaklarını geçirerek kökleye kökleye arkamı doldurdu bu arada… Hepimiz aynı anda patlamıştık. Siklerini okşaya okşaya bizi izleyen Ahmet ve Murat da yanıma geldiler. Onların sikine de istedikleri muameleyi yaptım önlerinde diz çökmüş vaziyette… Onlar da daha fazla dayanamadı, yüzüme spermlerini boşalttılar. Ayağa kalktım, banyoda hemen yüzümü ve sperm içindeki amımı götümü temizleyip aceleyle tekrar yanlarına geldim. Dördü de beni aralarına aldılar. Az önce boşalan sikleri kısa zamanda tekrar sertleşmiş, her yanıma batar olmuşlardı. Dört bir yanım çıplak erkek bedenleriyle sarılmıştı. Bir biri öpüyordu dudaklarımdan, bir diğeri… Önümdeki dudaklarımı öperken, arkamdaki boynumu öpüp sırtımı kalçalarımı okşuyor, saçımdan çekip başımı kendisine çeviriyor, bu kez dudaklarıma arkamdaki yumuluyordu. Hayallerini kurduğum fantezim gerçek oluyordu bu gece… Dört zenci değil ama, dört genç bedenin arasında paylaşılıyor, zevkten ölüyordum. Başım dönüyordu, zevk sarhoşu olmuştum aralarında… Orgazm üstüne orgazm yaşıyordum. Önüme arkama parmaklar girip çıkarken, öpülüp koklanırken haykırdım, “Sikin beni… Hepiniz birden sikin. Hepinizi aynı anda istiyorum” diyerek sarsılmaya başladım. Boşalmam bitene kadar sımsıkı sarıldılar bana… Sonra Serkan yere uzandı. Ben de onun sikini ağzına alıp emmeye başladım. Serkan kısa sürede tekrar sertleşince kalkıp üzerine oturdum. Koca sik bir anda içimde kayboldu. Emre hemen gelip arkama geçti. “Orospu, kaldır kıçını!” diye bağırdı. Ben de emre itaat ettim, öne eğilip sikilmek isteyen, büzüğü açılıp kapanan götümü azgın bir dişi kedi gibi havaya kaldırdım. Emre, biraz önce Serkan'ın genişlettiği götüme kolayca giriverdi, sikini sokup çıkarmaya başladı. Ahmet de önüme geçip tekrar ağzıma vermeye başladı. Hepsi aynı anda ileri geri hareket etmeye başladılar. Ağzım dolu olduğu için sadece sesli harfleri kullanarak inliyor, hırlıyordum. Emre'yle Serkan’ın koca sikleri tulumba gibi amımda götümde ileri geri çalışıyor, biri girerken diğeri çıkıyordu. Ahmet de ağzımı siker gibi sikini sokup çıkarıyordu durmaksızın… Ben artık inlemiyor, sürekli “Sikin beni… Daha sert… Daha sert… Sikinn..” diye bağırarak sarsılıyordum aralarında… Erkeklerim de hırıltılar arasında gidip geliyor, “Küçük orospu… Amına koduğumun orospusu! Yarak diye kıvranıp duruyordun… Al sana işte yarak… Taşaklarımı da al orospu… Fahişe…” diye bağırıyorlardı. İnlemeler, bağırmalar, küfürler arasında tek duyulan ses heriflerin taşaklarının amıma ve götüme çarpıp durmasından çıkan şap şup sesleriydi. Bir ara Serkan koltukta oturup bizi izleyen ve otuzbir çeken Murat’a dönüp “Sen de bir şeyler söylesene kanka… Bak, sevgilimizi sikiyoruz sonunda… Hayalini kurduğumuz kadar varmış…” deyip güldü. Murat bir şey diyemeden otuzbir çekmeye devam etti. Biraz sonra götümü sikip duran Emre içimden çıkıp belime, eteğimin üzerine fışkırdı. Götümden aşağıya süzülen dölleri Serkan'ın sikine ulaştığı anda Serkan da içimden çıkıp üstüme başıma attırdı spermlerini… Onların feryatları Ahmet’i harekete geçirdi. Ağzımı sikmeyi bırakıp hızlı hızlı sıvazladığı sikinden püskürtmeye başladığı döllerini ağzıma yüzüme akıttı. Ağzım yüzüm, memelerim, okul eteğim, her yanım döl olmuştu. O haldeyken Murat’a baktım. Beni o şekilde görmek sevgilimi mutlu etmiş gibiydi. Kalkıp koltuklara, yatağın üzerine serilip kaldık. Yorgunluktan bitmiştik. Hepimiz çırılçıplak seks yorgunuyduk. Sırayla duşa gidip temizlendik. Ilık su bizi kendimize getirmişti. Tekrar canlandık. Tek tek hepsinin önünde eğilerek siklerini yedim bitirdim, tekrar sertleşmelerini sağladım. Sabaha kadar yer değiştirerek, bir sürü değişik pozisyonda beni evire çevire siktiler. Herkes yorgun bir şekilde halıya yığıldığında bile ben hala kimisi küçülmüş, kimisi döl içindeki yaraklarla oynuyordum. Sonunda kalkıp giyinirlerken Emre saçlarımı okşayıp, “Eskiden teşhirciydin, artık tam bir orospu oldun” dedi. “Daha yeni başlıyoruz. Okuldaki herkesin döllerini yutmadan mezun olmayacağım” dedim mutlulukla… Hep birlikte güldük. Sevgilimin yanında beni sabahlara kadar siken erkeklerim giderlerken tek tek öperek vedalaştık. Murat’a dönüp, “Bu orospu her azdığında bizi çağırabilirsin. Öyle güzel, öyle seksi, öyle seks manyağı sevgilin var ki… Sikmelere doyulmaz.” Dedi Serkan, sarılıp dudaklarımı öperken… Biz dışarı çıkmayacağımız için giyinmeye gerek görmemiştik. Odada Murat’la yalnız kalmıştık. Elimi tuttu. Sarılıp dudaklarımı öptü. “Harikaydın aşkım…” dedi. “Öyle güzel sikiştin ki… Hem onları, hem beni zevkten öldürdün. Teşekkür ederim. Benim de hayalim buydu. Senin sikildiğini, bir sürü erkeğin arasında sikildiğini görmek…” Ben de sevgilime sarıldım. Yatıp uyuduk. Öyle yorgun, öyle uykusuzdum ki… Deliksiz, hayatımda olmadığı kadar huzurlu bir uykuya daldım.
Tumblr media
O geceden sonra lise sonda beni okulda sikmeyen erkek kalmadı. Bazı derslerimizden geçebilmemiz için Murat beni erkek hocalara bile siktirdi. Kimi genç, ama çoğu yaşlı başlı adamlar ben siklerini emerken, önümü arkamı sikerlerken öyle mutlu oluyorlardı ki… Nerdeyse teşekküre bile geçecektik iki sevgili… Okulu bitirdikten birkaç sene sonra evlendik. Ona buna siktirmekten daha kendi bile ağız tadıyla sikmemişti beni… Gerdek gecesi odaya çekildik. Duvağımı kaldırıp öptükten sonra yatak odasına götürürken, "Bu gerdek gecemizde sana bir sürprizim var aşkım…” dediğinde bizim çocukları gördüm yatak odasında… Hepsi de üzerlerinde sadece boyunlarındaki siyah papyonlarıyla, boru gibi kalkmış yaraklarıyla, çırılçıplak beni bekliyorlardı yatak odasında… Bu kez liseli kıyafetlerim yoktu. Başımda tül duvağımı, beyaz dantelli jartiyerlerimi, çoraplarımı bıraktılar üstümde… Gerdek gecemizde kocamın yerine onlar siktiler beni… Her zamanki gibi bağırta bağırta… Zevkten öldürerek… Sabaha karşı giyinip giderlerken kocamın sırtına yumruk vurdular, “Hadi bakalım damat bey…” dediler. “Artık yeni gelini sana bırakıyoruz. Orospumuz sana emanet… Teli duvağıyla karını biraz da sen sik…” O geceden sonra kocam artık seyircilikten biraz sıyrıldı. Biraz daha aktif rol oynamaya, beni adam gibi sikmeye başladı. Eh, ne de olsa artık kocamdı. Beni sikmeye hakkı vardı. 
Gerçi ara sıra hakkını başka erkeklere de kullandırıyor ama, o kadar olacak tabi… Azgın karısını tek başına doyurmaya gücü yetmiyor çünkü…
Tumblr media
267 notes · View notes