Tumgik
#hediyesi olarak
ehmehbiri · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
17 notes · View notes
applee--pie · 1 year
Text
Dünya'nın senin etrafındaki dönüşü kutlu olsun bebiş ♡
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
@senisevdiginden
10 notes · View notes
vaveylakin · 2 years
Text
bütün bütün bütün keşfetim baklava dolu
1 note · View note
hediyemen · 7 months
Text
HEDİYEMEN - MEGA+
Tumblr media
Hediyemen: Özel Anları Unutulmaz Kılın
Sevgiliniz için unutulmaz bir hediye arıyorsanız, doğru yerdesiniz! Hediyemen, sevdiklerinize özel anlarınızı daha da özel kılmak için benzersiz ve kişiye özel hediyeler sunan bir platformdur. Doğum günü, yıl dönümü, özel günler veya sadece sevginizi göstermek için aradığınız harika bir hediye varsa, Hediyemen size en iyi seçenekleri sunuyor.
Sevgiliye Hediye:
Sevgilinize olan sevginizi ve özel bağınızı ifade etmenin en güzel yolu, ona özel ve anlamlı sevgiliye hediye vermektir. Hediyemen'de, sevgilinize özel olarak tasarlanmış romantik hediyeler, kalplere dokunacak duygusal anlar yaratacak.
Doğum Günü Hediyesi:
Sevdiklerinizin doğum günlerini unutulmaz kılmak için Hediyemen'de birçok seçenek bulabilirsiniz. Kişiye özel doğum günü hediyesi, doğum günü pastaları, sürpriz kutlamalar ve daha fazlası ile sevdiklerinize mutlu anlar yaşatabilirsiniz.
Erkeğe Hediye:
Erkek arkadaşınıza, eşinize veya babanıza özel bir hediye seçmek bazen zor olabilir, ancak Hediyemen'de bu sorun yok! Kişiye özel erkeğe hediye, teknolojik ürünler, spor eşyaları, kişisel bakım ürünleri ve daha fazlası erkeklere özel seçenekler sunar.
Hediyemen'de Bulabileceğiniz Diğer Seçenekler:
Hediyemen, sadece sevgililer ve doğum günleri için değil, aynı zamanda arkadaşlarınıza, ailenize veya iş arkadaşlarınıza özel hediyeler bulabileceğiniz bir yerdir. Kişiye özel takılar, ev dekorasyon ürünleri, kişisel bakım setleri, unutulmaz deneyimler ve daha fazlası Hediyemen'de sizi bekliyor!
Hediyenizi Kişiselleştirin:
Hediyemen'de bulunan birçok ürünü kişiselleştirebilir ve sevdiklerinize özel bir dokunuş ekleyebilirsiniz. İsimler, tarihler, fotoğraflar veya özel mesajlarla hediyenizi daha da özel hale getirebilirsiniz.
Siz de Hediyemen Ailesine Katılın:
Özel anlarınızı daha da özel kılmak ve sevdiklerinize unutulmaz hediye sunmak için Hediyemen'i ziyaret edin. Sevgi dolu anlarınızı paylaşmak ve sevdiklerinizi mutlu etmek için hemen web sitemizi keşfedin! Hediyemen ile sevgi dolu anlarınızı unutulmaz kılın!
865 notes · View notes
ekip · 13 days
Text
Birtakım değişiklikler
🌟 Yenilikler
Artık bir topluluk gönderisi 10 adet tepki aldığında (gönderi sahibinin bıraktığı tepkiler hariç) gönderi sahibi bununla ilgili bildirim alacak. Aldığın tepkiler hakkında bildirimsiz kalmanı istemedik ama her tepki için tek tek bildirim yollamak da istemiyoruz (çünkü büyük topluluklarda bu yüzlerce bildirim yağmasıyla sonuçlanabilir). Sence nasıl? Fikirlerini duymak isteriz.
Artık topluluk yöneticileri ve moderatörlerinin, işlem uyguladıkları yorumlarla ilgili gerekçe belirtmesi istenecek.
Oturum açmamış (dolayısıyla Tumblr'a yabancı olması muhtemel) kullanıcılar artık bekleme listesine yeni topluluk eklenmesi talebinde bulunabilecek. Taleplerini tamamlamadan önce oturum açmaları veya kaydolmaları istenecek.
Tumblr'a yeni katılan Brezilyalı kullanıcılarımıza hoş geldin hediyesi olarak, Brezilya'da geçerli birçok topluluk özelliği yayımladık. Örneğin Senin için sekmesinde karşına çıkacak bir önerilen topluluklar bölümü, uygulamaların etiket sayfası arama ve görüntüleme ekranlarında çıkacak bir alakalı topluluklar karuseli, vs.
🛠 Düzeltmeler
"Bu bloglara göz at" önerisi kapatılınca artık bir daha çıkmıyor.
Yeni oluşturulan özel alan adlarının SSL sertifikaları yenilenmiyordu ve dolayısıyla tam olarak erişmek mümkün değildi. Bu durum düzeltildi ve sorundan etkilenen alan adlarına yeni SSL sertifikaları dağıtıldı.
Özel alan adına sahip bloglardaki arşiv sayfaları ve özel sayfalar arızalanmıştı. Bu durum düzeltildi.
Masaüstünde, ekran önüne gelince klavye kısayollarını devre dışı bırakması gereken diyalog kutularından bazıları, devre dışı bırakmıyordu. Mesela bir gönderinin önünde bir diyalog açık olduğu halde L tuşuna basarak gönderiyi beğenebiliyordun. Bu sorun giderildi.
Masaüstündeki Etkinlik bölümünde topluluk engellemek gibi bir seçenek çıkıyordu. Gerçekleşmesi mümkün olmayan bu eylem buradan kaldırıldı. Toplulukları engelleyemezsin ama istediğin zaman ayrılabilirsin.
Topluluk etiketleri bölümünü, etiket kullanmanın topluluğu daha keşfedilebilir hale getireceği net olarak anlaşılacak biçimde güncelledik.
Topluluk özelliğinin genel tasarımına ufak tefek rötuşlar çektik. Mesela ekran alanını şimdi daha verimli kullanıyoruz. Aferin bize.
🚧 Üzerinde çalıştıklarımız
Bazı reklamlar iOS'te arka planda çalan sesleri kesintiye uğratıyor. Bunun farkındayız ve çözmeye çalışıyoruz. Uygulamadan ayrıca "cırcır böceğimsi" sesler çıktığını söyleyenleriniz olmuştu. Bu ikisinin birbiriyle ilişkili olduğunu düşünüyoruz.
Bir sorun mu yaşıyorsun? Destek Talebi gönder, en kısa sürede sana geri dönelim!
Geri bildirimini paylaşmak ister misin? Üzerinde Çalıştıklarımız  bloguna göz at ve aklındakileri topluluğumuzla masaya yatır.
Bu gönderileri başka dillerde takip etmek istersen diğer ülkelerin Ekip bloglarına göz at!
Tumblr'a doğrudan maddi destek olmak ister misin? O zaman Premium planımız ve Destekçi rozetimiz TumblrMarket'te seni bekliyor!
41 notes · View notes
insanogluu · 4 months
Text
Ahmed Arif, hasretinden prangalar eskittiği
Leyla Erbil'in evlilik haberini alınca ona düğün hediyesi olarak Suskun şiirini yazıp gönderir
Sus kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışım yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu.
Bir daha hangi ana doğurur bizi ?
#ahmedarif
Tumblr media
İyi akşamlar
80 notes · View notes
ozurlervekeskeler · 3 months
Text
bir yaş daha geçti. nice insanlar tanıdım,nice insanları gerçekten tanıdım bu sene. yeni yaşımda en büyük dileğim,ne olursa olsun,ne yaşarsam yaşayayım her zaman iyi insan olarak kalmak. bu bana hayatın en güzel hediyesi olacaktır.
41 notes · View notes
Text
Çok Hızlı! (17) (Orhan 36 Y., Bursa)
Ertesi sabah işyerine gittim. Nur dün ona aldığım kıyafetlerle, "Günaydın!" dedi. Kahvemi Güzin yapıp getirdi. İkisini de karşıma oturtup, iş bölümünü nasıl yapacaklarını sordum. Biraz anlattılar. Müdahale edeceğim yerlerde ettim. Sonra da, "Kızlar maalesef çıkmam lazım, Behiye hanımla arazi bakacağız!" dedim. İkisinde de surat düştü...
Behiye abla ve Fatma ile beraber araziye baktık. Çok beğendiler, hemen kafalarındaki şekilleri anlattılar arazi üzerinde, mühendis arkadaş yanımızdaydı zaten, hepsini not etti. Özellikle arazinin etrafının duvarla örülmesi işi fena maliyet tutacaktı. Ama Behiye abla yüksek duvar olmasını özellikle istedi. 5 metre dedi, ama 3 metreye zor ikna ettim. İlave olarak araziye giriş kapısının iki yan tarafına 2+1 olarak 3 adet müştemilat yapılmasını istedi. Köy kuracaktı sanki. "Biri Muhittin abine!" dedi göz kırpıp gülerek. Saat 16:00'da zor zar evlerine bırakmak istedim, "Bugünlük beni mazur görün!" diyerek. Behiye abla gülerek, "O zaman bizi Muhittin abine bırak!" dedi. Umurumda değildi.
Onları bırakıp büroya gittim. Güzin beni görünce, o gün gelen kiraları ne yapacağımızı sordu. "Bankaya yatır!" dedim. Gözlerimin içine baktı ama bezgin bir yüz ifadesiyle. Ona, "Ben de şimdi emlakçıya gideceğim, sen parayı yatır gel, ilk günden Nur yalnız kalmasın büroda!" dedim. Güzin paraları toplayıp gönülsüzce çıktı.
Güzin daha köşeyi dönmeden Nur kapımdaydı. Ben masadan kalktım, Nur koşarak geldi, sarıldık, "Aşkım çok özledim!" dedi. "Git kapıyı kilitle hayatım!" dedim. Kapıyı kilitledikten sonra elinden tutup gizli kapıdan arka daireye geçtik. Yanıma koltuğa oturttum. Elele gözgöze bir saate yakın küçük dokunuşlarla tıpkı liseli aşıklar gibi oynaştık koltukta. Bugün onunla sevişmek değil, sadece seyretmek, konuşmak istiyordum. Hayaller kurup konuştuk. İkimizin de boşanması ve gerekirse herşeyden, herkesten uzaklaşıp başka bir şehirde yeni bir hayat kurmak ta vardı hayallerimizde.
Kimsenin bilmediği bir şey daha vardı. İnşaat esnasında elektronikçi arkadaşıma tüm odalara gizli kameralar yerleştirtmiştim. 24 saat ses ve görüntü kaydı yapıyor, bunu şifresini sadece benim bildiğim bulutta topluyordu. Sıva altından enerji kabloları geçirilmişti, kimse mercekleri göremeyecek şekilde yerleştirilmişti kameralar. Hem de değişik açılardan odaları alan birden fazla kamera. Bunu yarın öbürgün ters giden bişeyler olursa diye garanti olarak yapmıştım. Bunları gösterip Behiye abladan yüklü bir ayrılma hediyesi bile koparabilirdim. Aksi halde de, arabamla birlikte, bankadaki para büyümüş 250.000 Dolar gibi bir rakama ulaşmıştı.
Bu arada Güzin bankadan gelmiş, Nur'a mesaj atıyordu, "Nerdesin?" diye. Nur usulca çıkıp lavabodan çıkar gibi yapıp Güzin'e kapıyı açtı. "Lavaboya gitmem lazımdı, büro boş, giren çıkan olmasın diye kilitledim!" dedi. Güzin, "Orhan nerde?" dedi. "Gitti, sen çıktıktan hemen sonra!" dedi Nur. Güzin, "Eee, arabası burda?" dedi. Nur da, "Emlakçı arabasıyla gelip aldı!" dedi. Bunun üzerine emlakçıyı aradım, arka kapıdan aldı beni. Arazi sahibini de çağırdık, konuştuk anlaştık, tapudan randevu alındı. İşlemler başladı. Akşam arabamı alıp direk eve gittim, Merve, Sevgi ve Güzin'in mesajlarına rağmen.
Evde karım, kayıpederlerin evdeki mobilyaları değiştirmek istediğini, bizim İnegöl'deki satış mağazasına gidip bakmak istediklerini söyledi. "Tamam, sabah ararım patronunu, gider bakarsınız!" dedim. Karıma dokunmak istemiyordum, ama karım sürtününce görev icabı sikip yattım.
Ertesi gün tapuda, bankada işler vardı. Genel vekaletle arazi ile ilgili işlemleri hallettik. Öğleden sonra bir mimarla görüştük. Sonra bir havuz firması ile, mimar, mühendis ve havuz firması gereken detay planları çizecek haber vereceklerdi. Hepsi birlikte, "Detayları akşam yemeğinde konuşalım." dediler. Tüm gün büroya uğramamıştım, ama, "Tamam!" dedim.
Karımı aradım, ulaşılamıyor. Kayınpederi aradım, ulaşılamıyor. Kayınvalideyi aradım. Bir adam açtı telefonu. "Kimsiniz?" dedim. "Ben Polis memuru..." dedi. O an başımdan kaynar sular döküldü. Daha iki dakika önce telefonuna bakan mimar, "İnegöl'de tır kırmızı ışıkta bekleyen arabaların arasına dalmış!" dedikten sonra aklıma düşüp karımı aramıştım...
15 gündür işe güce gitmiyor, evde boş boş oturup, duvarlara bakıyordum. Tır arkadan gelip arabayı ikiye bölmüş. Sağ arka koltukta pusetinde uyuyan kızım ile ön sağ koltukta oturan kaynanam küçük çiziklerle kurtulurken, sol tarafı altına katıp katlaya katlaya başka arabaların üstüne yığmış, karım ve kayınpeder tanınmayacak halde vefat etmişti.
Kayınvalide cenazeler vesaireden sonra kızımla kendi evindeyken, ben de kendi evimde perdeler kapalı, içki ve mezeyle, duş bile almadan, seyrettiğim amerikan filmlerinde kendini kaybetmiş alkolikler gibi perişandım. Karımı çok sevdiğimden değildi. Nur ile hayaller kurduğumuz günün ertesinde karımın ölmesi suçluluk duymama, kendimi kötü hissetmeme neden oluyordu...
Cenazeden sonraki gün tüm ısrarlı çalışlarına rağmen ben kapıyı açmayınca, Behiye abla çilingir çağırıp açtırmış, kapının kilidini değiştirtmiş, hemen hemen hergün uğruyorlar, ama beni genelde sarhoş ya da sızmış buluyorlardı. Behiye abla, Fatma, Sevgi ile Hikmet, Nur, Güzin, Dr. Ahmet ve Merve, hatta bir keresinde Muhittin abi bile geldi diye hatırlıyorum. Ya sarhoş oluyordum, ya da yarı sızmış.
Kazadan sonra 3 hafta falan geçmişti herhalde. Behiye abla geldi. Birkaç saat sızdıktan sonra kalkmıştim ve tekrar içmeye başlamıştım. Neden böyle davrandığımı, hayatın devam ettiğini, kızım için toparlanmam gerektiğini... hepsinin söylediği klasik şeyleri anlatıyordu. Sanırım dolup taşmıştım. Ona, (Nur kısmını anlatmadan) kazadan bir gün önce, boşanmayı düşündüğümü, suçluluk duyduğumu anlattım ağlayarak. Bir yere telefon etti, sanırım Dr. Ahmet'e, tanıdığı önereceği bir psikolog sordu. Sonra da, "Eve gönder gelsin, ama bugün gelsin!" deyip telefonu kapattı. Sonra ortalığı toplayıp, beni zorla banyoya sokup güzelce yıkadı.
Birkaç kez telefonu çaldı, konuştu. Ben içki ararken, hepsini lavaboya döktüğünü söyledi. Dökse ne olur ki, tek telefonla yığıyordu kapıya, tekel bayisi benim gibi müşterisi mi vardı sanki. Bir saat sonra kapı çaldı. Tanımadığım bir erkek sesi. Psikolog eve geldi, para nelere kadirdi. Behiye abla diğer odalarla uğraşırken, adam 2 saate yakın hiç bakmadığım açıları anlatıp, beni biraz olsun toparladı.
Ertesi gün işe başladım, ama 4-5 seans sonra ancak eski Orhan olma yoluna girdim. O arada ilginç bir telefon aldım. Birisi benimle görüşmek istiyordu, İstanbul'da bilinen bir inşaat firmasının sahibi. Ertesi gün için randevulaştık. Ulus'ta binanın önüne gittiğimde kapıdaki görevli bayan direk bir yere telefon etti. Bir güvenlik görevlisi beni en üst kata çıkardı. Bir sekreter karşılayıp, kocaman bir ofise aldı beni. Karşımda 40-45 yaşlarında biri. Tokalaşıp tanıştık.
"Orhan bey, bundan 15 yıl önce ben bir firmada şantiye şefiyken bir fabrika inşa ediyorduk İnegöl'de, orada tanıştım rahmetliyle, bana çok güvendi, çalışmamdan etkilendi, bana bu inşaat şirketini kurdurdu, ilk birkaç yıl işleri toparlayana kadar da destek oldu. Resmen ortak da olmadı. O yat kazası olduğunda ben yurtdışı şantiyelerinden birindeydim. Dönünce kadın acılı diye annesini arayamadım. Sonraki aramalarımda da kendimi ne kadar anlatsam da anlamadı. İki kez evine gittim. Tanımadığı için içeri de almadı, anlatamadım kendimi, en son avukatlarıma dedim, bulun kim ilgileniyor rahmetlinin işleriyle diye, ancak 6 ay önce buldular Behiye hanımın izini. Ama ben hesabı kitabı çıkarsın bizimkiler diye beklerken iki büyük proje daha aldık. Sonrasında senin kaybını öğrendim, ancak bu güne dek sallanıp kaldı mevzu!" dedi.
Ben anlattıklarını düşünürken, telefon edip birilerini çağırdı. "Şimdi! Bizim rahmetliyle yazılı olmayan bir anlaşmamız vardı, her yıl çağırır, kazancın yüzde 50'sini verirdim. Ona her zaman müteşekkirim, firma sürdüğü sürece benden sonra bile bu para size ödenecek. Behiye hanım ile telefonda konuştum herşeyi, size aktarmamızı rica etti!" dedi. (Behiye abla bana bir şey söylememişti).
Birileri geldi, sunumlar yaptılar. Dünyanın çeşitli yerlerindeki şantiyeler vs. son 3 yılın bilançoları, en sonda da bir rakam belirdi sunum ekranında. 32 milyon Dolar! "Bu sizin hakedişiniz, banka hesap numarası vereceksiniz, bunun vergisi algısı hepsi halledildi, bu net rakam, resmi kılıf işini finansman yöneticileri halledecek. Siz hesap numarası vereceksiniz sadece!" dedi...
Yolda dönerken halen inanamıyordum. Bir yıl önce bir fabrikada muhasebeciydim. Evet maaşım iyiydi de, 3 asgari ücret kadardı. Şimdi milyon Dolarlar gelip geçiyordu elimden. Akşam Behiyeye gidip durumu anlattım. Behiye abla, "Bak işte, sen Tanrının sevdiği kulusun ki, yağdırıyor!" dedi.
Aklıma gelen bir fıkra içimi biraz burksa da güldüm. (Adam milli piyangodan büyük ikramiye kazanmış, Ankara'ya almaya giderken kayınçosu telefon etmiş, "Enişte nerdesin, ablam vefat etti!" diye. Adam da, "Yüce Tanrım, verdikçe veriyor!" demiş.)
[Orhan]
30 notes · View notes
tr-ataturk · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
"Beni iki kadın çok sevdi, biri yalnız ben olduğum için o Fikriye'dir, öteki de mevkiim için o da Latife Hanım'dır." - Mustafa Kemal Atatürk Hepimiz Atatürk'ün eşi Latife Hanım'ı tanır ve biliriz. Bilindiği üzere Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım'ı sevmiş ve onunla evlenmiştir.
Ancak Atatürk'ün, Latife Hanım ile olan birlikteliğinden önce Fikriye Hanım ile yaşadığı derin ve trajik bir aşk öyküsü vardır. Paşamızın hayatını anlatan kitaplarda Fikriye Hanım'dan sadece 'Atatürk'ün çocukluk arkadaşı' olarak kısaca yer verilmesine rağmen asıl gerçek zamanla ortaya çıktı.
Bunu ilk öğrendiğimde gözlerim yaşlara boğulmuştu şimdi siz de okumadan önce mendillerinizi hazırlayın, ayaktaysanız da oturun. Bu hikaye kalbimize biraz ağır gelebilir.
Fikriye Hanım, Yunanistan topraklarında Larisa'da 1987 yılında dünyaya geldi. Ailesi, Türk halka karşı gerçekleştirilen saldırılar nedeniyle önce Selanik'e, ardından da İstanbul'a taşındı. İstanbul'a geldiklerinde sırayla annesini, babasını ve son olarak da genç kız kardeşini kaybetti. Bir başına kalan Fikriye Hanım'ın amcası, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım'ın ikinci eşiydi. Bu üvey akrabalık bağı nedeniyle Mustafa Kemal Paşa ve Fikriye Hanım birbirlerini sürekli görüyorlardı. Karşılıklı duygular dile getirilmese de ikisi de olan bitenin farkındaydı.
Zübeyde Hanım ise kimsesiz bir kız olan Fikriye Hanım'ı çok sevmesine rağmen, asla oğluna layık görmüyordu. Bu sebepten dolayı evlenmelerine katiyen karşıydı. 1920 yılının ortalarında gazetede Mustafa Kemal Paşa'nın padişah tarafından verilmiş idam fermanının okuyunca Fikriye Hanım onun yanına gitmeye karar verdi. Derhal yola çıktı ve tehlikeli güzergahlar üzerinden geçerek Ankara'ya ulaştı. Mustafa Kemal, Fikriye Hanım'a "Nasıl geçti yolculuğunuz? Çok sıkıntı çektiğiniz muhakkaktır ama gönül ferman dinlemiyor, değil mi çocuk?" diyerek karşıladı. Çankaya'nın ilk gelini, Mustafa Kemal'in imam nikahlı eşi, ülkemizin ilk First Lady'siydi artık. Çankaya Köşkünü çekip çevirdi, çevresindeki herkesin yardımına koşarak çok saygı duyulan biri haline geldi.
1922 yılının Eylül ayında Mustafa Kemal İzmir'e vardı. Atatürk ve silah arkadaşlarının çalışmak için seçtikleri köşk Latife Hanım'ın ailesine aitti. Bu vesileyle Latife Hanım ile tanıştı. Latife Hanım genç, yüksek tahsilli, entelektüel ve zeki bir kadındı. Köklü bir aileden geliyordu. Mustafa Kemal Paşa, Latife Hanım'dan çok etkilenmişti. Zübeyde Hanım ise onun mükemmel bir gelin adayı olduğunu düşünüyordu.
Mustafa Kemal Paşa, Ankara'ya geri döndüğünde Fikriye Hanım'ın çok hasta olduğunu öğrendi. Fikriye Hanım'ı derhal tedavi görmesi için Almanya'ya gönderdi. Bu sırada Zübeyde Hanım, Latife Hanım'ın ailesinin İzmir'deki evinde vefat etti. Mustafa Kemal annesinin son isteğini gerçekleştirmek istedi ve Latife Hanım ile evlendi.
Latife Hanım gibi zeki, tahsilli bir kadının Türk kadınına çok iyi örnek olacağını düşünmekteydi. Bu sırada Almanya'da tedavi gören Fikriye Hanım ise Mustafa Kemal'in evlendiği haberini gazetelerden öğrendi. Bunun üzerine yola çıktı ve Türkiye'ye döndü.
Fikriye Hanım, Çankaya Köşkü'nün kapısına dayandı. Bir zamanlar hanımı olduğu köşkte elbette ki hoş karşılanmadı. Sonrasında yaşanan olaylar için kesin bir gerçeklikle bilinmiyor fakat söylentiler çok...
Bazı söyletinlere göre Fikriye Hanım yaşananları gururuna yediremeyerek, kahrından Mustafa Kemal Paşa'nın hediyesi olan gümüş tabancayla kendisini kalbinden vurarak intihar etti. Bazı söylentilere göre de köşkü terk etmek üzereyken vurulmuştu. Sır dolu ölümünden sonra isimsiz bir mezarlığa gömüldü.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Fikriye Hanım için yazdığı şiir: "İçsem de bir kadeh hayat iksirinden, Zamansız ayrıldım, bilinsin Fikriye'den. Bıkmadım ki doyayım o narin ellerinden, Ümmid-i aşkım saracak seni, cefakâr teninden."
31 notes · View notes
hosgeldinhuzun · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
"Ne olacaksa olsunnn" dedik ve kendimize 3 hafta rötarlı olsa da öğretmenler günü hediyesi olarak Hilton'da kahvaltı ısmarladık :)
97 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
yirmi dokuz vagonlu bir trenin, beni öldüren tarafı. okuma yazması olmayan bir sanatkârın, yabancısı olduğu trenin avucunun içi gibi bildiği tek vagonu, adımın baş harfi. bu hayatta belki de somut olarak hiçbir başarısı olmadı veya kendini buna inandırdı. ondan bir parça olarak, bana ayrılan süre zarfında yaşayacağım saliseler, kendisinin hayatı boyunca başarıp başarabileceği en büyük başarası olmak için uğraşacağım birer heves olacak. dünyada çok az şey saygı ve sevgi duyduğunuz birinden hediye almak kadar heyecan vericidir. yaşama sebebim, hayatta sahip olabileceğim en güzel çiçeğim, tanısı olmayan hastalığım, o benim annem. bu da onun hediyesi. hoş kalın. :)
101 notes · View notes
bilmece · 2 months
Text
Az para harcadığım için şipşak polaroid makine mi alsam yoksa telefondan çektiklerimi yazabilecek mini yazıcı mı diye düşünüyorum.
(Ex bey doktora bitirme hediyesi olarak şipşaklardan alacaktı, almadı. Aslında ben kendime hediye alacaktım, düşüncemi paylaşınca “aa ben alayım olur mu ben de sana ne alsam diye düşünüyordum” dedi. Ben de olur dedim. Olmadı. Bir miktar içimde ukte olabilir hmm)
21 notes · View notes
birikmesin · 2 months
Text
Eşim 4 şey seç,arasından bir tanesini doğum günü hediyesi olarak alayım dedi.Aklima bsy gelmiyor,evin eksikleri geliyor sadece ama ben bana özel olsun istiyorum.Fikri olan var mı?
22 notes · View notes
perdonmariposa · 2 months
Text
seneye biri dogum gunu hediyesi olarak dovme alicak tamam mi
11 notes · View notes
maksurat · 2 months
Text
Kendime 35 yaş hediyesi olarak BES yaptıracağım inşallah. Malum artık yaşlılığıma yatırım yapma çağım geldi assfsfaf
10 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1- Doğum günü beni
2- Dünyanın en güzel doğum günü pastası olarak brownie ve cookie
3-4-5 Gelmiş geçmiş en iyi doğum günü hediyesi Van Gogh eserlerinin immersive experiencei
6- Çok şükür sonunda bulunan, üç dört malzeme ile Allah misiniz bu nasıl lezzet dedirten pizzaci
7- Su zamana kadar doğum gününde hediye almak isteyene hep ihtiyaçlarını söylemiş şahsıma ihtiyaç olmayan doğum günü hediyesi şoku, hiç de beklemiyordum ilk başta napacagimi şaşırdım degistirsem mi ben bunları falan dedim sonra utandım
8- aylar sonra sonunda deliriuma gitmiş seftalili bira içmiş birisiyim teşekkürler
Ben herkeslerden uzak gurbet ellerde ağlayarak bir doğum günü geçiririm sanmıştım ama böyle olmadı teşekkürler hayat lütfen bunun acısını çıkartmayalim 🩷
22 notes · View notes