Text
Gerçekten çok zavallı insanların yaşadığı bir yer Türkiye… Kusura bakmayın tabii istisnalar var zaten onlar da olmasa hiç çekilmez…
Günlerdir Eyüp Belediyesinin yaptığı hayvan katliamı ile yatıp kalkıyoruz, bazıları elinden geldiğince o zavallı masumların hayatta kalanlarını kurtarmak için olağanüstü bir çaba gösteriyor ama karşılarındaki zihniyet gerek belediye gerek polis gerek vatandaş o kadar korkunç ki ne fayda…
Sokaktaki köpeğe yemek vermenin kötü birşey olduğunu evdeki çocuğa bakıcı tutmakla aynı şekilde kötü bir “Avrupa zihniyeti” olduğunu buyurmuş bir tane tek hücreli cevap veren nefret dolu kadın da yetinememiş yapılan katliamdan daha fazlası ölsün istiyor ve bu insanlar bizimle aynı havayı soluyor… Ne yazık…
Tüm bunlar yetmezmiş gibi dün de hayvanseverler arasında kavga başladı zaten hep var ya problem de oradan kaynaklanıyor, şu birbirlerini yemek için harcadıkları zamanı hayvanları kurtarmak için kullansalar keşke…
Dün Eyüp Belediyesi önünde eylem vardı bayağı da kalabalıkdı ve videolardan da görmüşsünüzdür bir köpek eylemin maskotu oldu herkesden çok o bağırdı sanki olanlardan haberi varmış ve arkadaşlarını kurtarmak istermişcesine…
Videoyu ilk seyrederken dedim ki eyvah herkes gidince ne olacak bu canın hali, rahat bırakmazlar ki onu orada daha da bir öfkeyle saldıracaklardır… Sonra ikinci paylaşımı gördüm içim aydınlandı – SAHİPLENİLMİŞ! Hemen pansiyona konulmuş işlemleri bitince de Amerika’ya uçacakmış. Günün en güzel haberlerinden biri, bir diğeri de yuva aradığımız Zoe’yi Bern’deki geçici ailesi sahiplenmeye karar verdi:)
Ama yok bu cahil takımı durur mu ortalığı ayağa kaldırdılar dünden beri! Vay neden alınmış, neden Amerika’ya gidecekmiş! Siz alsaydınız o zaman! Türkiye’de ilan açılsa bir tek kişinin bile almayacağı, herkesin “beyaz pofuduk küçük ırk” aradığı şu günlerde hiç kimsenin suratına bile bakmayacağı bir “SOKAK KÖPEĞİ” o – hani sizin damgaladığınız sokaklar sanki köpek doğururmuş gibi böyle etiketlediğiniz, SAHİPSİZ demeye dilinizin varmadığı çünkü o zaman biri çıkıp da sen sahiplen der de ne diyeceğinizi bilemezsiniz diye kısaca “SOKÖP” deyip geçtiğiniz ırkdan… Üstelik de en tehlikeli bölgede mimlenmiş, yarına bile çıkacağı belli olmayan bir can…
Başkası sahip çıkınca konuşması kolay, çok merak ediyorsan gerçekten insan gibi takibini yaparsın, alan belli, aracı olan belli, sahiplenen belli, mesaj atarsın, resim istersin ama insan gibi sorarsın suçlayarak hakaret ederek değil… Çok meraklıysan o bölgede hala bir sürü köpek var sen de başkasını kurtar, hadi aç evini birkaç tanesine göreyim seni…
Sizler ne kadar cahil, nefret ile beslenen zavallı insanlarsınız – yok rant varmış da yok satılacakmış da hee çünkü giden de secereli St Bernard ya! Yok Çin Amerika’ya yakınmış oraya yollayacaklarmış, Amerika 15 saat yolmuş kargoda ölürmüş, aşıları yokmuş gidemezmiş (evet bak bunu senin akıl ettiğin iyi oldu kuş beyinli)
Allahım aklımı koru, sen bu kadar beyinsizi toplayıp özellikle mi Türkiye’ye yolladın yoksa bunlar yetersiz beslenmeden mi böyle oldular?
Hayatlarında Avrupa Amerika görmemiş ya da en fazla koştur koştur alışveriş için gitmiştir, hiçbir şeyden haberi yok, lisan bilmez, dünyayı takip etmez sadece dedikodu ile beslenir… Sanki bedava gidiyor o köpekler – bunun işlem bedeli var, pansiyonu var, kutusu var, bileti var… Ama tabii sizin esas derdiniz başka – siz zavallı bir köpeği bile kıskanıyorsunuz! Sizin gibilere bugün uzaktan bir Amerika / Avrupa kapısı görünse ağzınızdan salyalar akarak ayaklarınız kıçınıza vurarak koşarsınız…
En üzüldüğüm de sizlerden çok var ve sizler bir de çocuk yetiştiriyorsunuz, yazık çok yazık…
Bence size en güzel cevap EYÜP ve bu resim! O kurtuldu ve bundan sonra da mutlu yaşayacak ama sizler karanlık dünyanızda debelenip duracaksınız…
Kalbi kara beyni kıt insancıklar… Gerçekten çok zavallı insanların yaşadığı bir yer Türkiye... Kusura bakmayın tabii istisnalar var zaten onlar da olmasa hiç çekilmez...
0 notes
Text
MELEĞİME VEDA...
MELEĞİME VEDA…
Bugün sen gideli, aniden melek olalı, tam bir hafta oldu. Geçen hafta bu saatlerde çaresizlik içinde, senden uzakta, sadece Allah’a seni benden almasın diye dua ediyordum ama umudun tükendiğini de biliyordum. Daha evvel yazamadım, elim, dilim varmadı… Gözlerimde yaş kalmadı ağlamaktan bir haftadır, her resmini görüşümde, videoların karşıma çıktığında tekrar boşandı yaşlar…Yalan yok isyan ettim!…
View On WordPress
0 notes
Text
Yurtdışı sahiplendirmeler hakkında...
Yurtdışı sahiplendirmeler hakkında…
12 Aralık 2016 – 12 Mart 2017 arası sadece son 3 ayda ÇESAL derneği olarak tam 10 hayvanı Avrupa’ya sahiplendirdik – 9 köpek ve bir kedi. Biber, Pascal, Hektor, Şamot, Bobo, Yaman, Myia, Tina, Lupi ve Leo… Bunlardan Amsterdam’a giden Lupi hariç hepsini ben kendim bizzat Çeşme’den götürüp ailelerine teslim ettim, Lupi’yi de Çeşme’ye gelen babasına işlemleri bittikten sonra bizzat verdim. Hepsi…
View On WordPress
0 notes
Text
KUYU’nun hikayesini bilmeyenimiz yok sanırım… Muhteşem bir dayanışma öyküsü- Beykoz’da 70metre derinlikte bir kuyuya düşen yavru sokak köpeğini çıkarabilmek için seferber olan Beykoz İtfaiyesi, Zonguldak madencilerden ekip, hayvanseverler, veterinerler, medya severler (böyle durumlarda kaçış yok onlardan!) ve en önemlisi de bilim sever liseli gençler… Gece gündüz soğuk demeden 12 gün boyunca elele verip bir CAN kurtarmak için uğraştılar, kimi halat attı kimi robotik kol kullandı, yemek su atıldı, kamera ile izlendi, her kafadan bir ses çıktı ama yılmadılar onu orada alt tarafı bir köpek olmuyor işte deyip yalnız bırakmadılar ve sonunda kurtardılar…
Aslında herhangi bir gelişmiş ülkede olsa gayet sıradan bir haber olarak izlenecek birşey bizim gibi ülkelerde cana hele hele hayvana değer verilmediği için çok şaşırtıcı, insanın içini ısıtan, umut veren, demek ki insanlık da ölmemiş dedirten bir olay olarak izlendi. Hepimiz soluklarımızı tuttuk, #direnkuyu dedik, bekledik ve çoğumuz 15 Şubat sabahı 5:45de kurtarılan Kuyu’nun haberi ile güne sevinçten ağlayarak başladık… Tabii olayı başka türlü yorumlayan bunu yapacağınıza 2 rekat namaz kılsanız cennete gidersiniz falan diye zırvalayan zavallılar da olmadı değil ama onları o berbat karanlık dünyalarında başbaşa bırakmak en doğrusu… Tweeter da bir söz gördüm mesela “Kötülükleri bitiremeyiz ama iyilikleri çoğaltabiliriz” demiş Sezai Karakoç, aynen katılıyorum işte kanıtı, Kuyu’nun çıkmasını beklerken bir çocuktan gelen mesaj beni ağlatmıştı…
İçi güzel, vicdanlı insanlar, özellikle de gençler olunca UMUT hep var diyorum kendi kendime… Kuyu’nun hikayesi bizim gibi hayvan kurtarmak için uğraşanlara da farkındalık yaratması açısından destek olur umarım… Onu sahiplenmek için 1700 kişi başvurmuş – şaka gibi! Biz bir tek köpek için günlerce ilan döndürüyoruz da kimse aramıyor ne yapalım acaba hepsini kuyuya atsak da başına kurtarma ekiplerini toplasak sesimizi duyan olur mu?
Bak güzel kardeşim sokaklar, barınaklar binlerce KUYU ile dolu, biz besliyoruz, tedavi ettirmeye çalışıyoruz, kavga dövüş kulübe koyuyoruz, yakaladığımızı kısırlaştırıyoruz, valla terk edilmiş cinsleri sahiplendirmekten bu garibanlara sıra da her zaman gelmiyor yalan yok! Sen sonra bir köpek popüler oldu aman şov yaparım diye onu sahiplenmek için sıraya mı giriyorsun? El insaf!
Kuyudaki canımız kurtuldu, yıkandı paklandı, veteriner kontrolünden geçti hatta televizyonda boy gösterdi ve çok isabetli bir karar ile onu kurtaran Beykoz İtfaiye’nin köpeği oldu! O artık bir stajer itfaiye eri:) Darısı diğer barınaklarda, sokaklarda bir el de ona uzansın diye umutla bekleyen kuyucukların başına… Sahiplenemeseniz bile lütfen bağış yapın, geçici yuva olun, mama yollayın ki bizler o eli onlara uzatabilelim…
#kuyu ve sonrası… KUYU'nun hikayesini bilmeyenimiz yok sanırım... Muhteşem bir dayanışma öyküsü- Beykoz'da 70metre derinlikte bir kuyuya düşen yavru sokak köpeğini çıkarabilmek için seferber olan Beykoz İtfaiyesi, Zonguldak madencilerden ekip, hayvanseverler, veterinerler, medya severler (böyle durumlarda kaçış yok onlardan!) ve en önemlisi de bilim sever liseli gençler...
0 notes
Text
Bazen ne yapsak olmuyor...
Bazen ne yapsak olmuyor…
Bu resimle farkettim onu zaten çok da fazla bir resmi olamadı kısacık hayatında… Nazilli barınakdan kurtulsun hastalanmasın diye Serap Afonso Hiracan yalvarırcasına ilan açmıştı, ilk gördüğümde aklım takıldı bu çocuğa ama tam o sırada o kadar çok yeni kurtarılmış can vardı ki, klinik masrafları, geçici yuva sorunu vs derken, ilgilenemedim. Ancak birkaç hafta sonra hala ilanın döndüğünü, ben ve…
View On WordPress
0 notes
Text
Zor bir yazdı…Kurtarmalar, 7 köpeğe geçici yuvalık, beslemeler, tedaviler derken geçti gitti yaz, tatil miydi? Hayır ama olsun kurtarılan her can sahiplendirilen her hayvanla tatil yapmış kadar olduk biz:)
Özellikle yurtdışı sahiplendirmeler bizi çok mutlu ediyor – şimdi bazılarınız bana kızacak ama öyle maalesef, Türkiye’de çok güzel bakan az sayıda insanı bir kenara koyarak, Avrupa’da bilinç çok daha gelişmiş hayvan demek ailenin bir ferdi demek onlar için, mesela ben hiç fabrika bahçesine bağlaycam diye bir istek almadım Avrupa’da yaşayanlardan ya da sahiplenip 3 gün sonra “çocuğumun üstüne atlıyor o da korkup yere düşüyor” diye geri veren de olmadı, “halılara işiyor gelin alın bunu hemen bugün” diye sızlanan da… Neden? Onlara sahiplendirdiğimiz köpekler hep daha uslu daha akıllı mı? Yoo ben neler biliyorum, Gölge var mesela 3 senedir Lorna hala uğraşır yabancıya havlama huyu vardır ya da Oscar sokaktan gitmişti aylarca uğraştırdı Tania ve eşini eve bile girmiyordu, şu aralar Daisy mesela İsmail ve Olga’yı uğraştırıyor tuvalet eğitimi olmasına rağmen kafası karıştığı için eve yapıyor arada… Ama onlar ailelerine bir yeni üye kattılar, ısmarlama eşya almadılar ve bunun bilinci ile yaklaşıyorlar, sabır ve sevgi ile üstesinden geleceklerini de bilyorlar. Türkiye’de çok az insan da var maalesef bu bilinç ve ne yazık ki çocuklara da aşılayamıyoruz – “elleme çocuğum, pistir sokakta yaşıyor o, aman ısırır, ay üstüme atladı” gibi zırvalarla büyüyen çocuklarda hayvan sevgisinden uzak oluyor…
Halbuki bir şans verilince bakın neler oluyor:
BAMBAM – Morges / İsviçre
Sokakta terk edilmiş bulduk çok hastaydı tedavi ettirdik, bende kaldı ,sahiplendirdik 3 ay sonra “gözleri iyi görmüyor korkuyoruz bizi ısırırsa” diye tekrar terk edildi, haftalarca ağladı, dayanamayıp benim eve aldım, aylarca yuva aradım sonunda Morges/ İsviçre’den melek gibi bir aile kurtardı Bambam’ı şimdi çok mutlu:)
HAZEL – Cenevre
Alaçatı sokaklarında yavrusu ile ağır uyuzlu olarak bulundu, geçici yuva bile bulamadık bir müddet bir depoda tutup tedavisini yaptırdık sonra sahiplenecek kimse olmayınca 2sini de ben aldım. Hazel’i Cenevre’den bir tanıdığım ve kızı sahiplendi, şimdi herkes biz de böyle bir tane istiyoruz der oldu, eh ilan açtığımda neredeydiniz?
BO – Zürih
Hazel’in yavrusu, terrier kırması, dünya tatlısı bu çocuk için ne kadar uğraştım kimse yüzüne bile bakmadı, siyah köpeklerin şansı daha mı az oluyor ne? Hatta yaz başı evde yer kalmadığından 3 ay pansiyonda kaldı yazık:( Ama sonra bir anda şansı döndü Zürih’den Füsun Hanım ve ailesi talip oldular, hemen götürdük çünkü tüm evrakları hazır bekliyordu. Şimdi evin prensi oldu:) Aracı olan Selin’e de çok teşekkürler…
DAİSY – Cenevre
Daisy İstanbul Hasdal barınağındaydı ilanını İrene paylaşmıştı birkaç güne de sokağa bırakılacaktı bu genç dünya güzeli Labrador kız. Tam da o günlerde Eral Ailesi bana Labrador sahiplenmek istediklerini söylemişti, organize olduk, kızı çıkardık Çeşme’ye getirdik işlemlere başladık ve pansiyona koyduk, yazın aile gelince yazlıklarında ilk alışma devresi yaşandı şimdi de artık Daisy Cenevre’de, yeni hayatına alışmaya çalışıyor. İsmail, Olga, Timur ve Aylin’e bana inandıkları ve ona bir şans verdikleri için sonsuz teşekkürler…
RIO – St Julien / Fransa
Rio da şansı çabuk dönenlerden, 2 yaş civarı bu oğlan kışın sokağa terk edilmiş, bir inşaat alanına sığınmış orada işçiler 4 ay boyunca beslemişler tesadüf yolu bizimle kesişti aldığımızda üzeri kene pire içindeydi ve kene hastalığı vardı… Ama St Julien/ Fransa’dan küçük ırk istiyorum diye bana yazan Jenny gene de onun aslında çok güzel bir köpek olduğunu gördü ve talip oldu. Rio yazı bende geçirdi, tedavi oldu ve geçen hafta annesine kavuştu:)
VEE BARNEY – Güney Fransa
Onun hikayesi herhalde en mucizevi olanı:) Barney bundan bir sene kadar önce bizim kapıya gelmeye başladı, yemek su yiyip gidiyordu, aşılarını vs yaptırdık. Kocaman 40-45 kgluk bu dev çocuk inanılmaz uysal ve insan canlısıydı. Bir gün arkadaşım Virginie aradı “bir tanıdığım köpeğini kaybetmiş Güney Fransa’da tekrar büyük köpek istiyor ama çok genç ve çılgın olmasın, bahçe büyük ama kapalı değil” deyince aklıma Barney ve birkaç köpek daha geldi, fotoları yolladım – M. Lyonnet Barney olsun deyince işlemler başladı. Arada Barney bir ay kayboldu:( benim aklım çıktı neyse geri geldi, hemen kısırlaştırıp eve aldık (çok şenlikliydi bizim ev bu yaz çook) Vee geçen hafta Barney’ye Bahadır Karabulut ve eşi sağolsun Nice havalalanına kadar eşlik ettiler oradan da Ayka ve Bülent araba ile alıp yeni evine yerleştirdi. Emeği geçen herkese çok teşekkürler!
Kolay mı? Hayır Değer mi? Bin kere…
Onlara bir şans verin pişman olmayacaksınız:)
BİR ŞANS VERİNCE NELER OLUYOR… Zor bir yazdı...Kurtarmalar, 7 köpeğe geçici yuvalık, beslemeler, tedaviler derken geçti gitti yaz, tatil miydi? Hayır ama olsun kurtarılan her can sahiplendirilen her hayvanla tatil yapmış kadar olduk biz:)
0 notes
Text
Geçen haziran ayında Çeşme’de çöp konteynerine atılmış 2 günlük bir köpek yavrusu bulduk.
O kadar küçüktü ki yaşamasına biraz da imkansız gözüyle bakıyorduk ancak yine de elimizden geleni yapmak istedik, onu bulan Gül annesi ilk günler anne sıcaklığını bulsun diye onu göğsünde tutuyor ve damlalıkla besliyordu…
Sonrasında Solmaz annesi de nöbeti devr aldı ve bütün yaz ortaklaşa baktılar Karamel bebeğe, yaşatmak ne kelime son derece sağlıklı, oyuncu azıcık da şımarık bi çocuk yaptılar onu:)
Yaz sonu geldiğinde Karamel 4 aylık olmuş, defalarca ilan açılmış ama tabii SAF değil Kurt kırması olduğu için kimseler ilgilenmemişti… Mecburen merkeze diğer köpeklerin yanına kondu…
Kasım ayı gibiydi bana Facebook’dan Eylem Hanım bir mesaj attı taa İsveç’den, köpek sahiplenmek isterse nasıl olur vs sorular sordu ben de yanıtladım, hatta Aralık ayında İsveç’e Pako’yu göndereceğimizi anlattım, tamam dedi sonra ses çıkmadı… Ta ki biz sayfada Aydın’daki bir yuva arayan golden ilanı paylaşana kadar, Eylem Hanım hemen arayıp bu goldenı biz sahiplenmek istiyoruz dedi, tamam konuşalım ilan sahibi ile dedik, aradık ancak bu güzel kız geçici yuvasındakilerin gönlünü çalmayı başarmıştı ve vermek istemiyorlardı. Eh ne yapalım kısmet dedik…
Ancak Eylem Hanımla konuşurken onun başka cins köpeklere de açık olduğunu, mutlaka bir can kurtarmak istediğini hatta kurt köpeği olsa eşinin de çok sevineceğini söyleyince, aklıma bizim Karamel bebek geldi, uzak bir ihtimal ama yine de bir resmini yollayayım dedim ve MUCİZE oldu! Eylem Hanım ve eşi Karamel’in resimlerine bayıldılar, tamam biz bunu istiyoruz dediler, hemen yurtdışı işlemlerini başlattık.
Karamel’de yeni ailesine kavuşacağı günü beklemeye başladı…
Ve o gün geldi, Eylem hanım Mayıs başında İstanbul’a uçtu, biz de Karamel’i Çeşme’den İstanbul’a getirttik ve orada İl Tarım’ın bahçesinde ilk defa buluşup birbirlerine aşık oldular:)
İşlemler tamamlandı, Çarşamba günü KLM ile uçacaklardı ancak teknik sebeblerden uçak ertesi güne kaldı! Köpek sahibi olanlar bilir, bizim ülkede çok zordur herşey köpeğinizle, havaalanına yakın bir yerde köpek kabul eden otel bulmak deveyle hendek misali olduğundan stressli anlar yaşandı ancak Nov Otel Zeytniburnu imdada yetişti, aklınızda olsun o civarlarda köpek kabul eden hatta onlara özel servis yapan bir otel burası. Bu vesileyle tüm otel çalışanlarına ve müdürüne Karamel’e gösterdikleri özel ilgiden dolayı teşekkür ederiz…
Vee sonunda dün Karamel yeni hayatına uçtu o artık Göteborg’da yeni ailesi ile… Bize inanıp güvendiği, Karamel’e bir şans verdiği, zor anlarda pes etmediği için Eylem Doğan’a sonsuz teşekkürler, herşey gönlünüzce olsun…
Mucize bebek – KARAMEL Geçen haziran ayında Çeşme'de çöp konteynerine atılmış 2 günlük bir köpek yavrusu bulduk. O kadar küçüktü ki yaşamasına biraz da imkansız gözüyle bakıyorduk ancak yine de elimizden geleni yapmak istedik, onu bulan Gül annesi ilk günler anne sıcaklığını bulsun diye onu göğsünde tutuyor ve damlalıkla besliyordu...
0 notes
Text
Geçen yazın son günleriydi Çeşme barınağına aşırı zayıf bir beyaz golden ve 2 aylık iki yavrusunun atıldığı haberi geldi, orada bırakırsak muhtemelen hiçbiri yaşamayacaktı, hemen çıkartıp ÇESAL Merkeze aldık, anne zayıflıktan zor yürür haldeydi, biraz toparlansın öyle ilan açalım derken İzmir’den bir aile bize ulaştı, iyi bakım ve kısırlaştırma şartı ile anneyi sahiplendirdik. Ancak 2 yavru biri dişi, biri erkek maalesef kırmaydı ve çok güzel olmalarına rağmen ilanı arayan soran olmadı..
Anne golden
Anne de gittikten sonra bebekler pek bir mahsun kaldılar. Bir de soğuklar başladı, şartlar ağır, bakmaya çalıştığımız onca köpek, kedi ,en çok da yavrular zorlanıyor, hayata tutunsunlar diye çok uğraşıyoruz ama bazen olmuyor işte, bebeklerden dişi olanı bir Kasım sabah melek oldu, nedenini bilmiyoruz… Geri kalan yavruya da Pamuk adını takmış merkezdekiler, gerçekten de sakin, insan canlısı, pamuk gibi bir köpecikti. Aralık’da gittiğimde resimlerini çektim, serpilmiş büyümüştü artık, tekrar ilan açtım ama gene arayan soran olmadı eh cinsinin başında SAF yazmıyordu tabii…
Pamuk 5 aylık
Sonra bir gün, yılbaşından önceydi, Cenevre’de telefonum çaldı ve koca yürekli bir kadın beni aradı – 2 küçük kızı varmış, yeni bahçeli eve (bana da çok yakın) taşınıyorlarmış ve bir köpek sahiplenmek istiyorlarmış, ismimi ortak bir arkadaşımızdan almış. Cinsi falan önemli değil yeter ki küçük çocuklarımla iyi geçinecek, uyumlu ve genç bir köpek olsun dedi ben de Pamuğu önerdim, kızlar da onaylayınca tamam dedi, o kadar sevindim ki anlatamam, cinslerin şansı oluyor da kırma deyince herkes bir duraklıyor o nedenle ayrıca değerliydi bu sahiplendirme benim için, hemen işlemleri başlattık. Bizim evde Pako’nun İsveç’e gidişi ile bir kontenjan açılmıştı:) Pamuk ev ortamına alışsın diye bize geldi ve gerçekten de Nisan’da vakti dolana kadar en ufak bir sorun çıkarmadan diğer köpeklerle sırasını bekledi.
Ve 23 Nisan günü sahibi ile birlikte Çeşme’ye gidip getirdik yakışıklı oğlumuzu, havaalanında biraz korkup yerlere yapışsa da sağsalim vardık Cenevre’ye:)) Evde onu sabırsızlıkla bekleyen iki şahane kız vardı, hiç yabancılık çektirmediler ona… Pamuk artık evinde, İsviçre’li oldu, çok mutlu! Ona bu şansı veren, bize inanıp, güvenen Amber Çelebi ve ailesine ne kadar teşekkür etsek az…
Çeşme barınağından İsviçre’ye… Geçen yazın son günleriydi Çeşme barınağına aşırı zayıf bir beyaz golden ve 2 aylık iki yavrusunun atıldığı haberi geldi, orada bırakırsak muhtemelen hiçbiri yaşamayacaktı, hemen çıkartıp ÇESAL Merkeze aldık, anne zayıflıktan zor yürür haldeydi, biraz toparlansın öyle ilan açalım derken İzmir'den bir aile bize ulaştı, iyi bakım ve kısırlaştırma şartı ile anneyi sahiplendirdik.
1 note
·
View note
Text
AKINTIYA KÜREK Mİ ÇEKİYORUZ GERÇEKTEN?
AKINTIYA KÜREK Mİ ÇEKİYORUZ GERÇEKTEN?
Gündemin bu derece yoğun olduğu, her gün ülkenin her yerinden kan, gözyaşı haberleri geldiği bir ortamda biz hayvan kurtarmaya çalışıyoruz. Ve sürekli şu tip yorumlara maruz kalıyoruz – “başka işiniz mi kalmadı!” evet kalmadı var mı ötesi? “insanlar ölüyor onlara yardım etsenize” etmediğimizi ne biliyorsun? “bu memlekette insana değer verilmiyor siz bir de hayvana değer verilsin istiyorsunuz”…
View On WordPress
0 notes
Text
PAKO'nun taa uzaklardan selamı var
PAKO’nun taa uzaklardan selamı var
Bu resimde gördüğünüz yaratığa benzeyen şey bir köpek – 18 Temmuz 2015 Cumartesi günü arabayla Çeşme Ovacık köyünden geçerken tesadüfen yerde kımıldayan birşey fark ettik ve hemen durduk, yanına yaklaştığımızda onun çiğ bir tavuk parçası kemirmeye çalışan küçük bir köpek olduğunu anladık! Bize hiç hırlamadı, biraz sevip okşadıktan sonra köy meydanından geçen genç bir kıza sordum bu köpeği…
View On WordPress
0 notes
Text
SOKAKLARDAN İSVİÇRE'YE OSCAR'ım...
SOKAKLARDAN İSVİÇRE’YE OSCAR’ım…
Evet farkındayım bu hafta mutsuz olmak, enseyi karartmak için oldukça önemli sebepler var ama bu karanlık günler içinde kalplerimizi aydınlatan ufak ışıklar da çakmıyor değil… Bunlardan biri de benim için OSCAR oldu. 2 sene evvel tanıdım ben onu annesi BALIM Kuşadası’nda bir plajda yavruları ile mahsur kalmıştı, diğer köpekler yemek yedirtmiyorlardı, çok çaresiz bir hali vardı. Ben o sırada…
View On WordPress
0 notes
Text
HANGİSİ DAHA "İNSAN" ACABA?
HANGİSİ DAHA “İNSAN” ACABA?
Bugün çıkan haberleri çoğunuz görmüşsünüzdür – Fatih Terim ve Alaçatı’da rahatsız olup yerinden ettirdiği köpekler ile ilgili olan haberlerden bahsediyorum. Bugünkü Vatan gazetesinin ekinde Alaçatı’da yaşayan yazar Öncel Öziçer imzalı yazı bayağı ses getirdi. Doğru mu uydurma mı diye de konuşuldu – evet doğru! Ben de hem Alaçatılı olarak hem derneğin yönetim kurulunda olduğumdan haberleri ilk…
View On WordPress
0 notes
Text
MEMNUN MUSUNUZ ŞİMDİ?
Bir fidan daha devrildi, bir ananın yüreği daha dağlandı…
Hani şu toplumda şiddeti körükleyenler, ananı da al gitçiler, polisimiz destan yazdıcılar, yahudi dölü diyerek millete tokat atanlar, yere düşen vatandaşı tekmeleyenler – MEMNUN MUSUNUZ?
Ya siz, kadın toplum içinde gülmesin diyebilenler, tecavüz edilen kadın çığlık atsın kurtulsun diyen sorumsuzlar, tecavüze uğrayıp hamile kalan kadınlar…
View On WordPress
2 notes
·
View notes
Text
Barınaktan İsviçre'ye - LUNA
Barınaktan İsviçre’ye – LUNA
LUNA’yı Ağustos ayında Çeşme Barınağından bu resimdeki şartlardan çıkarttık. Çok mutsuz ve hastaydı, kısırlaştırma ameliyatı yapılmıştı, her zamanki gibi özensizce ve dikişleri mikrop kapmıştı, başka ne bekleyebilirsiniz ki bu pisliğin içinde… Günlerce antibiotik tedavisi gördü.
Herşeye rağmen hiç sesi çıkmıyor, bir köşede yatıyordu. Sonra yavaş yavaş toparlanmaya hayata dönmeye başladı.…
View On WordPress
0 notes
Text
İNADINA KÖPEK BESLEYECEĞİZ!
Diyanet İşleri Bakanlığı bu hafta bir takım fetvalaryayınlamış bunlardan bir tanesi de evde köpek beslemekle ilgili eğer köpekten bir türlü faydalanmıyorsanız mesela çoban köpeği vs gibi o zaman evde beslemek caiz değil, buyurmuşlar. Aynı fetva torbası içinde erkeklerin küpe takması da caiz değil deniyor, anlayın yani bu derece güler misin ağlar mısın türünden bir durum! Ama tabii durum vahim,…
View On WordPress
0 notes
Text
Köpük ve hikayesi
Dün Köpüğün ölümü ile ilgili yazımdan sonra bir çok yorum geldi. Hikayenin başını çok iyi bilmediğimden ve açıkçası çok da üzgün olduğumdan Bu Bi Sörf Okulu çalışanlarına haksızlık etmişim, onlardan özür dilerim. Baş eğitmen Ömer Bey Köpük ile bizzat ilgilenen kişiymiş, bana ilk ağızdan Köpük kaybolana kadar geçen süreyi anlatan bir mesaj atmış, aşağıda özet halini yayınlıyorum.
“Kopuk ilk bizi…
View On WordPress
0 notes
Text
Rahay uyu KÖPÜK seni de koruyamadık...
Rahay uyu KÖPÜK seni de koruyamadık…
Bu güzel kız dün Alaçatı Çamlık Yolda bir arabanın altında kalıp can verdi! O artık bir melek, en azından sokaklarda verdiği amansız mücadeleden kurtuldu. Biz ise yine miğdemize bir yumruk yemiş gibi kalakaldık…
Yolunuz bu yaz Alaçatı Sörf Plajlarının oraya düştüyse, muhtemelen siz de gördünüz Köpük kızı, Bu Bi Sörf Okulunun plajında insanların ilgisinden memnun koşturup duruyordu. Oraya nasıl…
View On WordPress
0 notes