leylaymisim
33 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
leylaymisim · 3 years ago
Text
ona bakınca onun kadar üzgün olduğum zamanlar geliyor aklıma, dedi. belki de geçmişteki kendisini iyileştirmeye çalışıyordu onun yaralarını sararak.
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
benim olmayan gözler
beni leyla ya dönüştürdüler
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
tüm yollar beni sana getirse. seni bana getirse. gördüğümüz her ağaç, gözlerine bakmadığımız her insan. optugumuz her ten. yaşadığımız tüm acılar. hissettiğimiz her duygu. sana gelmek için bir adım olsa razıyım. yolun sonunda gözlerime sen bakacaksan, elimi sen tutacaksan. "bak biz varız" diyeceksen. tüm kabuslara razıyım. büyük konuştum, büyük lokma yemeye razıyım. yanımda hep senin kokun olacaksa, sana kadar koku almamaya razıyım. gözlerime bak, ellerimi tut, saçımı sev, yüzümden öp beni. ve hep kal. benimle kal.
12.01.2022
Ankara
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
mutfakta karanlıkta oturup daha önce hiç duymadığım bi şarkıyı dinlerken geldi aklıma. birdenbire de değil üstelik. iki saattir zaten aklımda olan şey. aklım çıkıyor, bazı şeyler aklımdan çıkmıyor. bazen, penceremi açıp sigara içerken bi anda gökyüzüne bakıyorum. bi yıldız görünce her şey gözümün önüne geliyor son zamanlarda. merkür retrosu muymuş ne... zaten kızılay'daki gümüşçü abi de kaçtır soruyor, her defasında cevabima şaşırıp "neden" diyor bir de. abi, ben unuttum. lütfen siz de unutun artık... ben unuttum demek istiyorum artık, hatırladığımı da kimse bilmesin. tek başıma oturduğumda, ya da arkadaşlarımın yanında onların anlattıklarını dinlerken zaman zaman hatırladığımı kimse bilmesin. çünkü bazen anlatamıyor ya insan, bazen anlatınca da bi boka yaramıyor. ben artık bazı şeyleri anlatmanın da kolaylaştırmadığı noktadayım. bu yüzden, lütfen bilmeyin hatırladığımı. ben hatırlar, düşünür sonra çay demlerim kendime. ya da düşünüp uyurum. zaten fark edilmiyor değil mi dışarıdan neyi hatırladığım. o yüzden herkes hatırlamadığımı düşünsün.
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
senin yüzün müydü ankara'nın sogugu
belki gelsen ısınır tüm şehir
eritiriz bi şekilde kalbimizin buzla kaplanmış odalarını
al şu kuşları, kalbini ört şimdilik
beni görene kadar maskeni sakın indirme
bana sakla tüm gülüşlerini
1 note · View note
leylaymisim · 3 years ago
Text
elime diken batsa zoruma gidiyor. dünya hızlanmıyor, ve elime çok diken batıyor.
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
tüm abartılmış ve abartılmamış duyguların sahte olduğunu düşünüyorum artık. ki ben, kendimi bildim bileli en minik duyguyu bile hakkını vererek yaşardım. şimdi her şey çok daha anlamsız. duyguların en gerçeği varsa o da insanın kendisine karşı hissettikleridir. zaten olabilirsen de bir tek bundan emin olabilirsin. insan grisinden tiksiniyorum artık. insanların ve duygularının böyle olmasının büyük nedeni de insanın kendini tanımaması, kendisinin farkında olmaması, ve kendisiyle arasındaki mesafedir. kendisiyle arasını maksimum seviyede düzeltmiş bir insan elbette diğer insanların arasına daha kolay karışabilir ve kendini ifade edebilir, duygularından emin olarak açığa çıkardıktan sonra sorunsuz şekilde ilerleyebilir. ve bir başkasını hakkıyla sevebilir. bunu yapamayan insanlar diğer insanların da dünyasını karıştırma hakkı olduğunu varsayıyor, zaten düşünebilseler buna bir gram adım bile yaklasamazlar muhtemelen.
3 notes · View notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
ben oturup yazdıklarımı kimseye okuyamıyorum.
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
bu hayatı bi yerlerinden yanlış yaşıyormuş gibi hissettim bugün. yani son zamanlarda öyleymiş gibi. ama geçmişe baktığımda bazı dönemlerde hep böyle olmuş. yanlışı fark etmek düzeltmek demek değil sanırım. nasıl düzeleceğini de bilmek gerekiyor.
0 notes
leylaymisim · 3 years ago
Text
ben bi kere ankara'dan otobüse binip memlekete gitmiştim. yani çok kez gittim. ama bi keresinde her şey mahvolmustu. gitmeden önce mutluydum, ama bi şeylerin bozulduğunu biliyordum. hani bazen bilirsin ama bilmiyormuş gibi yaparsın ya. ve her şey mahvoldugunda içten içe zaten beklediğini bildiğin halde "nasıl böyle oldu" dersin. işte öyle şeyler olmuştu. bi şarkı duydum da aklıma bu geldi.
şimdilerde geçmişe dönüyorum sürekli. bi şeyler hep geçmişte bi şeyleri hatırlatıyor. eskide kalmış her şey. ve ben burda yalın tek başıma duruyorum. her şey dağılmış gibi hani.
bi süre önce birleştirmeye çalıştım bazi şeyleri. ama sanırım yanlış şeyleri yanlış yerlerden birleştirmeye çalışmışım. asıl olan insanın ta kendisi. sonra belki sonralar işte.
0 notes
leylaymisim · 4 years ago
Text
25.04.2021 -00.03
daha önce kaskatı hissettiğim oldu, tamamen duygusuz, bomboş hissettiğim zamanlar... çok değil bir iki yıl kadar önce. şimdilerde hissettiklerim yalnızca duygusuz hissetmek değil. hatta tamamen bu da değil. duygusuzluk diyemem çünkü buna ya da katılaşmak. sanırım daha önce hiç görmediğim bir şeklime büründüm. kendimi unuttuğum zamanlar oldu. ama kendimi saklamamıştım hiç daha önce bu biçimde. bugün oturup bunu düşündüm. ben birçok duyguyu alıp bir odaya kapatmışım, bunu daha önce fark ettim. ama bugün asıl fark ettiğim şey, kendimin bir parçasını da başka bir odaya kapatmışım. bir süredir, daha önceden yaptığım şeylerden keyif almıyorum diye yakınıyordum. meğer o şeylerden keyif alan parçalarımı toplayıp bir odaya koymuşum. sıkıştırmadım hayır. geniş odaya sere serpe yığmışım kendimi. nasıl anlatabilirim bunu bile bulamıyorum. şimdi o odayı aralamaya çalışıyorum. kendimin o önemli parçalarını hatırlamak için. çünkü asıl o parçalar yaşadığımı hissettiriyormuş. asıl o parçalarla canlı kalıyormuşum. bi süredir o kadar ruhsuz, o kadar o kadar ruhsuzum ki. evet, duygusuz ya da katı değil doğru kelimeyi bulduk, ruhsuz! belki çok basit ya da kasıntı gelecek ama doğrusu bir şiir nasıl okunur onu bile unutmuşum. bir adama nasıl güzel bakılır unutmuşum. filmlerden nasıl keyif aldığımı unutmuşum. bir parkta otururken nasıl kendi içimde batıp çıktığımı unutmuşum. bugün biraz hatırlar gibi oldum. şimdilerde sadece fiziksel bir varoluş sergilediğimi fark ettim. onun dışında aptal gibi olduğumu fark ettim. evet aptal gibi. çünkü yaşamaktan her anımda keyif alırdım, almaya çalışırdım. ama eskisi kadar bi şeylerden keyif almayalı çok olmuş sanki. her şey herkese her yerde anlatılmıyor. kendimle konuşmayı da unutmuşum. hatta daha kötüsü kendimle kalamamaya başlamışım. evet en kötüsü bu. kendime tahammül edemiyorum. kendime tahammül edemezken, nasıl kendime yardım edebilirim ki! kendimi dinleyip anlayamazken bir başkasından nasıl beni anlamasını bekleyebilirim. sonra beni anlamadıkları için kızabilirim. hiç bu kadar aptal olmamıştım. hiç bu kadar aptal hissetmemiştim evet. sonra insanlara sarıyorum çünkü kendimden uzaklaşıp. biri beni tutsun düşmeyeyim diye, oysa en saçma hali bu yaşamanın. 
toparlanmak lazım. parçalarımı o odadan çıkarıp kucaklamam lazım. hatırlamam lazım kendimi. neyi nasıl yaptığımı, nasıl hayatta kaldığımı. nasıl canlı hissettiğimi hatırlamam lazım. 
0 notes
leylaymisim · 4 years ago
Text
pencereyi her açtığımda sigaramı içerken yanan ışıklı pencereleri sayıyorum. uyumadan önce son sigaramı yakmak için baktığımda bir iki pencere zar zor görebildim ışık yanan. üstelik saat  henüz biri beş geçiyordu. belki bazıları da benim gibi ışığı yakmayıp karanlıkta oturuyordu. sigaram bitince pencereyi kapattım. hava soğuktu. e ankara'ydı, geceydi. sonra perdeye ve ellerime lavanta kokusu sıktım. sevmiyorum şu sigara kokusunu o kadar içmeme rağmen.
yatağa geçip seni düşündüm. büyük ihtimalle senin de pencerenden ışık sızmıyor. kim bilir, bilmem kaç sokak öteyi görebilsem bunu bilebilirdim. oysa seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli.
belki de bugün önünden geçtiğim binada kalıyorsun. şimdi çıksam şu kapıdan, sokağa çıkma yasağı karışabilir mi bu aşka? kim ne diyebilir gecenin bir vakti kapına gelsem. biraz üşüdüm, bu gece beraber uyuyalım mı desem seni uykundan uyandırıp. söz erken uyanıp kapıyı çeker çıkarım. hem kendime sabah yürüyüşü sözüm var Kurtuluş'ta. istesen de kalamam. kahvaltı yapalım dersen işe geç kalırsın derim. ama birer kahve içeriz belki çıkmadan. sonra kurtuluş' ta yürürken gözlerini düşünürüm. içimden kuşları sevmek gelir. ardından bir banka otururum. burnumun ucu üşür, ama olsun gece boyunca üşümedim derim. ve biz o gece o yatakta sonsuza kadar sarılıp uyuyor oluruz, ben parkta otururken ve sen işteyken bile. bir parçamız hep o yatakta kalır, kim bilir...
ya da ben cesaretimi bir türlü toplayamayıp yatağımda ayaklarımı kalorifer peteğine dayayarak uykuya dalarım. biraz şanslıysam rüyamda seni görürüm. sabah uyanıp kahvemi içerken pencereye çıkar bir sigara yakarım. sabah oldu, benden başka kimin uyanık olduğu artık belli olmuyor diye söylenirken günlerdir yazamadığım şiiri düşünürüm. bu sırada çoktan kurtuluş’a varmış olurum.
0 notes
leylaymisim · 4 years ago
Text
09.02.2021
Ankara
Bir zamanlar seni bu hayatta en iyi ben anlıyordum. Beni bu hayatta en iyi sen anlıyordun. Ben hiçbir zaman bu kadar anlaşılmamıştım. Daha çok küçücükken kendi omzuma koyduğum elimi sen gelince çektim oradan çünkü artık senin elin vardı omzumda. Bunun verdiği hissi ölsem unutamam. Birbirimizi anlayarak tanışmıştık. Anlayarak sevmeye başladık. Öyle çok sevdik ki, daha ötesi yok muydu da kaybolduk böyle... Şimdi her hatıra öyle kıymetli ki, nasıl unuturum herhangi birini. Mesela Olgunlar'ın yukarısında yürüdüğümüz gece, kaldırımda dans edişimiz. İlk o gece öpmüştün beni. Sonra nasıl da birçok kere bunun tartışmasını yapmıştık, çünkü sana göre ilk ben seni öpmüştüm. Öyle çok özlüyorum ki o hatıraların herbirini ve seni.. Senin gözlerini, kokunu, dokunuşunu, sesini, kirpiklerini, saçlarının her bir telini... Affet, sen krizim tuttu yine. Seni hergün özlüyorum ve özleyeceğim. Bunu gizlesem de kabullensem de bu böyle. Değişmiyor, azalmıyor. Arada bir böyle krizim tutuyor ama yapabileceğim hiçbir şey yok sanırım. Çok özlüyorum. Deli gibi göresim var seni. Bir sokak ötemde uyuduğunu öğrendiğimde nasıl gözüme uyku girebilir ki zaten! Şimdi çıksam kapıdan, sokağa çıkma yasağı ne diyebilir ki içimdeki bu aşka. Çıkıp gelsem, kapı numaranı bilmiyorum ama arasam seni. Ben geldim desem. Çok acil sarılmam lazım, bi sarılıp gideceğim merak etme desem. Açar mısın o kapıyı? Kapıyı açsan beni içeri alır mısın? Beni içeri alsan sen de bana sımsıkı sarılır mısın?
Ya da gelsem şimdi şu kapıdan çıkıp senin kapına. Hiçbir şey sormasan, ben de hiçbir şey söylemesem. Yine de sarılır mısın bana sımsıkı?
Biliyorum ben de merak etme, bir daha yanyana olamayacağımızı biliyorum. Bir daha el ele Kızılay'da yürüyemeyeceğimizi de biliyorum. Çok üzüldük. Bittik biz biliyorum. Kabul ediyorum da, ama bu gece canım çok sıkılıyor affet. Çok özledim affet. Seni arayamıyorum affet... Seni aramak isterim ama açmazsın biliyorum affet. Seni hala içimdeki en derin güzel köşede en saf şekilde seviyorum. Evet, seni çok seviyorum. Seni hep seveceğimden eminim. Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli, affet. Ben bu aşktan kaçamıyorum affet. Ya da bu aşk benim yakamı bırakmıyor. Ve bu aşk ve ben hayatımızı sensiz devam ettirmek zorundayız affet. Senden başka gidecek hiçbir yerimiz yok ama yolumuz bile yok affet. Ağlayamadan yazamadım affet.
0 notes
leylaymisim · 4 years ago
Text
25.01.2021
"iyi ki varsın bir yerlerde ve o yerlerde var olduğun için teşekkür ederim"
şimdi seninle aynı şehirde olmak bile iyi hissettiriyor. geç de olsa anladım aramızda ne olduğunu ya da ne olmadığını. kimseye izah edemem bu durumu biliyorum ama buna gerek yok zaten. ben anladım ve bu bana yetiyor. bilmiyorum ama eminim ki sen de bunu hissediyorsun. hatta haberin var mı bilmem ama aynı semte taşınmışız farkında olmadan. hiçbir zaman bir şekilde kopmayacağımızı da biliyorum, bir araya asla gelemeyeceğimizi bildiğim kadar. ama seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli. bir zamanlar yanımda olduğunu hatırlamak hâlâ ısıtıyor kalbimi. seni çok özlüyorum ve hep özleyeceğim. ama bundan rahatsız değilim. buna minnettarım bile, böyle bir şey yaşattığın için sana teşekkür ederim.
0 notes
leylaymisim · 4 years ago
Text
20.10.20
00:51
bana yetmiyordu. ama bence yeterdi. yetsindi. bana yetmeyişini ben değil, o kaldıramadı. bunun altında ezildi. yetmeye çalıştı, yani sanırım bir zaman uğraştı. fakat yapamadı. bunun altında gerçekten boğulduğunu düşündüm bu akşam. bu yüzden gitti. ben neden bunu bilerek.. 
1 note · View note
leylaymisim · 5 years ago
Text
07.05.2020
bazen sanki “sevgili bilge, “ diyerek bir mektuba başlayacakmış gibi hissediyorum. bazen, o mektubu yazanın ben olduğumu sanıyorum. kendi korkularımı gizlemeye çalışırken insanlara saldırıyorum. özür cümlelerimde, yaptığımın doğru olmadığını söylerken bile haksız olduğumu kesinlikle göz önünde bulundurmuyor, hatta karşımdakinin de haklı olduğumu düşündüğünden emin olarak içten içe övünüyorum. annem bana, “tarih tekerrürden ibarettir” demişti. sanırım tekrar gideceğini biliyordu da kılıf uyduruyordu, ya da bunu söylerken gerçekliğin bu kadar farkında değildi. ama konumuz annem değil. zaman kendini yineliyor şimdi benim için. aslında zaman değil, duygular desem daha doğru olur. bildiğim duyguları bazen bilmiyormuş gibi yaşıyorum. şaşırıyorum ve afallıyorum. kendime inanıyormuş gibi yaparken bile gocunmuyorum. neyim var benim, neden böyleyim derken dahi yapmacık tavırlarımdan utanmıyorum. gerçekten sormadığımı kim görse anlar. sırf sormak için soruyorum, sanki okulda sadece aynı dersi aldığım sıradan biri gibi kendime. kendimle arama incecik bu duvarı kim koydu.. kim olacak, tabi ki ben. onu da ben yaptım. bak işte, bir konuda da olsa kaçmıyorum. ama koydumsa koydum, diyerek yine riyakar bir tavırla kendimle kavgamı başlatmaktan uzaklaşıyorum. duygular kendini yinelediği için, bunun geçici bir durum olduğunu biliyorum. yapılacak en doğru şey sanırım, önümüze geleni yaşamak olur yine.  
1 note · View note
leylaymisim · 5 years ago
Text
16.04.2020
02:53 am
Ankara’dan çıkalı 1 ay olmuş. tam 1 ay değil, sanırım iki üç gün fazlası var. aldığım iki üç kilo fazla gibi. fazlalıklar var da ne eksik tam onu çözebilmiş değilim. ama üzerinde çalışıyorum. 
bu günlerde ben biraz kayboldum, yine evet. ama bu sefer kendi içimde. evde kalma sürecinde her gün aynı günü yaşıyor gibiyim. zaman kavramımı yitirmedim henüz tam olarak. ama bi’ şeyler silikleşmeye başladı gibi. onun dışında, kendi içimde kaybolmanın getirdiği bir takıp ufak sancılar var, ara ara gelen. bazen uyandığımda, hem de anında.. ama genellikle akşamları. geceleri biraz daha sakin oluyorum. gecenin, karanlığın ve sessizliğin getirdiği bir dinginlik çöküyor. sakinliğim tam tersi haline döndüğünde, kendimi ne yapacağımı nereye koyacağımı bilmiyorum. sonra insanlara sarıyorum. onlara yükleniyorum, üstelik kimse ne olduğunu anlamıyor haklı olarak. çok alakasız saldırıyorum onlara. savunmasız yakalıyorum üstelik. neden.. kendimden neden uzaklaştım da kayboldum içimde. dahası, kendimi bulamayıp hatta aramaya bile çalışmayıp nasıl insanlara saldırdım. C. dedi ki, 8 yıldır ilk defa birbirimizi anlayamadık. hayır ama öyle değil. benim ayağım takıldı da, düşemedim gibi. yıkılmaya çalıştım birilerine, ama kim olduğuna bile bakmadım göz ucuyla dahi. kendimi küçümsedim. küçümsüyorum. herkes devleşiyor gözümde. birine sığınmam lazım gibi.  ama değil, benim yine kendime sarılmam lazım asıl. kendime yaslanmam yeterli. nasıl da çıktım bu çemberden. e haliyle, kolay şeyler yaşamıyoruz ki zira hafif bile atlatıyorum karantina günlerini. 
bu yüzden, bırak artık şu ben kayboldum laflarını, bırak mızmızlanmayı. kendine gel! sendeleyeceksen de yürürken, yolunda kimse olmasın. kimsenin uğramayacağı yollardan yürü. yarın aç bi kitaba başla artık. ve uzak dur biraz insanlardan. nefes al.. 
1 note · View note