Annesinin terliğini giyip gökkuşağına doğru koşan bir çocuktum,kayboldum Gök'yüzünde. /İzmir (1992-202*)
Don't wanna be here? Send us removal request.
Text
Yeni bir tuğla daha eklediğin bu duvar boyunu aşarsa sakın yıkayım deme. Enkazı çok ağır gelir.
10 notes
·
View notes
Text
Simdi ben gidip kendimi oldugum yerden alsam, aklim kalir.
24 notes
·
View notes
Text
0 notes
Text
tutunmaya kiyamadigimiz dallar kirilmis. biz zaten ustumuze basanlardan filizlenmeye firsat bulamadik.
9 notes
·
View notes
Text
sen öldürdün dercesine bakıldı bugün benim gözlerime. asıl ölenin ben olduğumu göremediler. yürüyorum diye unuttum,elimi cebime koyabiliyorum diye yaşıyorum sandılar. benim gözlerime canımızı yaktın gibi baktılar bugün.yemin ederim olduğum yere yığıldım sigara bile yakamadım.
20 notes
·
View notes
Text
Öpün birbirinizin gözlerinden, toprak olup çürümeden.
8 notes
·
View notes
Text
Kafamin daginikligini bir silaha borclu olmak isterdim.
540 notes
·
View notes
Text
Bazen su içerken bardağı elimden bırakıp niye intihar etmiyorum diye düşünüyorum.
580 notes
·
View notes
Text
Senden beni anlamanı bekleyemem, ama yine de bir şeyler söylemem gerekiyorsa; gözümü gölgenden ayırmadığımı benden dinlemelisin. Birçokları kanadının rengine hayran olabilir, ben onu uçmak için kullandığını düşünürüm sadece. Onlar desenlerine hayran kalabilir, ben renk cümbüşünün altında duran özü görmek isterim sadece.. Onlar uçup kaçmayasın diye kanadını kırabilir de hatta, ben gökyüzünde dans ederken havada bıraktığın izi izlemek isterim. Biliyor musun? kelebek kadar ömrün olsa sen o zaman içerisinde bile nasıl düştüğüne ölürsün.
21 notes
·
View notes
Text
Taze sıkılmış göz-yaşı
İncedir bileklerim,tutunamam bir dala. Bir dal da incedir bileklerimden tutundurmaz beni. Omuzlarıma kadar ekmek ufaladım da, hiç bir kuş dal bilmedi uzattığım kolumu. Anlamadılar,anlasalardı bir kez beni,ellerimin arasında kanayan alnımla bakmazdım çatlak bir duvar gibi. Beş yıldır bir şeyler sürükleniyor içimde/aykırı bir yaşamım ben. Beş yıldır bir şeyler soluyor içimde/sonbahar ruhuyum ben. Beş yıldır bir şeyler kanıyor içimde/acı bir anıyım ben. Yıl;dört mevsim on iki ay sevgilim. Yıl;üçyüzaltmışbeş gün ve dahası altı saat. Beş yıldan;yirmi mevsim,altmış ay,binsekizyüzyirmialtı gün ve dahası altı saat içimde bir şeyler oluyor. Ve biz seninle bu kadar zamanın içinde mosmor sevişemedik sabaha dek. Şiirlerde öpüştük belki ama; benim içinden çıkamadığım şiirlere müebbet olmuş benliğim var. Şiirlerde seviştik belki ama; sen her şiirinde cümlelerinin altına gömüyorsun beni. Şiirlerinde öldüm belki ama; dostlar sağolsun bir fotoğraf karene denk düşüremediler ya beni dostlar sağolsun. Ben o denk düşemediğim fotoğraflardan sağ çıktım ama o fotoğraflardan sonra bir tek ben öldüm. Çünkü onca acıya rağmen yaşamak demek; Tanrı'yla inatlaşmak demekti. Ve Tanrı inadı hiç sevmezdi.
-Tanrı demişken, geç otur şöyle. Bir şeyler içer misin? Taze sıkılmış göz-yaşım var.-
Senden sonra karşıma çıkan ilk kızı sen diye umud-ettim. Binsekizyüzyirmiyedinci gün haykırdım gökyüzüne; “Heey ! Acılara rağmen hayalinle yaşamak ne güzel şey !” Ben hep böyle uslanmaz umutlu bir çocuktum işte.
-Çocukluğum yara, çocukluğum ihanet, çocukluğum kimseye güvenme, çocukluğum sus, çocukluğum uzak dur, çocukluğum sabret geçecek, çocukluğum çocuk..-
Son olarak;
O kadar alıştım ki yangınlara,içim yansa yutkunmam. Tepeden tırnağa kedere batmışım. Elimi kanlı etime basarak yazıyorum bunları.Yazdıklarım,yazacaklarımın ne ilki ne de sonu. Sümbül kokulu balkonunun kapısını aç. Gökyüzüne bak. Gökyüzü serin gökyüzü derin gökyüzü rahat.. İyi dinle gökyüzünü.Kulak basıp dinler gibi gebe bir kadının karnını. Duyuyor musun sevgilim? Belki bu ses..neyse canım, yaralıyım kanım azaldı benzim sarardı oysa sana anlatacaklarım anlatamadıklarımdan daha çok ama yaralıyım.. Yaralıyım sevgilim,çünkü; rakı sofrasındaydık. Ahmet Kaya vardı fonda. “Ellerim sigara,ağzım rakı kokar” demişti bi abi. Sigarasını bıraktı,rakısını aldı gitti. Sonra zaten kadehler boşalmış,türküler susmuştu, sigaralar sönmüş,canlar yanmıştı, ve bir boyun öpülemediği için tavana asılmıştı. ….sallana….sallana….. Çünkü sevgilim,boynunda kalmış bir dudak izi aratmazdı yara izini. Öpülen boynuna kurbandır asılan boynum. Bileklerim incedir benim,kurban olsalar sana, diyecekler sonra; “o kadar güzeldi ki bilekleri, ellerine yakıştıramadı ve kesti”
22 notes
·
View notes
Text
Her şeyi yenerim de kendimle olan kavgamı nasıl yaparım bilmiyorum.
4 notes
·
View notes
Text
En yakının sandığın bile seni yargılandığında anlıyorsun ki cümlenin başında kullandığın “sanmak” kelimesi yerini hiç yadırgamıyor.
10 notes
·
View notes
Text
Anlaşılmak istedik çok ayıpmış gibi baktılar.
3 notes
·
View notes