kendimealintilar
KUOTE
193 posts
Don't wanna be here? Send us removal request.
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Eğer Tanrı birinin kendi iradesiyle kötüyü seçeceğini ve bu yüzden de cehennemde sonsuz işkencelerle cezalandırılacağını önceden biliyorsa, onu neden yaratır?
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Yahudilerin siyasi, ekonomik ve toplumsal pratiklerinin eski Judea krallığından ziyade geçtiğimiz iki bin yıl boyunca emrinde yaşadıkları imparatorluklardan etkilenmiş olması, ayrıca belirtilmesi gerekmeyecek kadar açık bir durumdur. Eğer Kral Davut bugün Kudüs'te aşırı tutucu bir sinagoga gitmeye kalksaydı insanların Doğu Avrupa kıyafetleri giymesine, bir Alman lehçesi konuşmasına (Yiddiş) ve bir Babil metni (Zebur) hakkında sonu gelmez tartışmalar yapmasına şaşkınlık içinde bakakalırdı.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
İşaretin biçimi ve büyüklüğü tarih boyunca çok değişti, ama mesaj aynıydı: "Ben, şuranın veya buranın kralı, size kendi sözümü veririm ki, bu metal yuvarlak tam olarak beş gram altın içermektedir. Eğer birisi bu paranın sahtesini basmaya kalkarsa o benim imzamı taklit etmeye çalışıyor demektir, bu da saygınlığımı lekelemek anlamına gelir. Böylesi bir suçu son derece ciddi şekilde cezalandırırım." Bu yüzden sahte para basmak diğer düzenbazlıklara göre her zaman çok daha ciddi bir suç olarak görülmüştür. Sahte para basmak sadece hile yapmak değil, bir egemenliği çiğnemek, gücü, ayrıcalıkları ve kralın şahsiyetini tahrip etmeye cesaret etmek demektir. Bununla ilgili yasal terim "lèse majeste" (majestelerini ihlal etmek) idi ve genellikle işkence ve ölümle cezalandırılırdı.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Bağımsızlık Bildirgesi'ni imzalayanların çoğu köle sahipleriydi ve Bildirgeyi imzaladıktan sonra kölelerini salıvermedikleri gibi kendilerini de ikiyüzlü olarak görmediler.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Geç modern çağa kadar insanların yüzde 90'ından fazlası, her sabah erken kalkıp ter içinde kalana dek çalışan köylüler olarak yaşıyorlardı. Ürettikleri fazladan gıda, tarih kitaplarını dolduran küçük bir seçkin azınlığı doyuruyordu: krallar, bürokratlar, askerler, rahipler, sanatçılar ve filozoflar. Tarih çok az insanın "yaptığı", geri kalanların da tarla sürdüğü veya su kovaları taşıdığı bir şeydir.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Tarihin en kesin yasalarından biri de şudur: Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorunluluklar ortaya çıkarır. İnsanlar belli bir lükse alıştıklarında bir süre sonra onu kanıksarlar. Onu yaşamlarında hep bulundururlar ve bir süre sonra onsuz yaşayamaz hâle gelirler.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Unutmayın, insanlar geniş çaplı besin kaynakları yiyerek gelişen, her şeyi yiyen canlılardır. Tarım Devrimi'nden önce tahıllar insan beslenmesinin yalnızca küçük bir bölümünü oluşturuyordu. Tahıllara dayalı bir beslenme biçimi mineral ve vitamin yönünden zayıf, sindirimi zor, ayrıca diş ve dişetlerine zararlıdır.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Avcı toplayıcılar zamanlarının daha büyük bölümünü, çeşitli ve insanı zihinsel olarak uyaran faaliyetlerle geçiriyorlardı, ayrıca açlık ve hastalıkla boğuşma ihtimalleri de daha düşüktü. Tarım Devrimi insanlığın elindeki toplam gıda miktarını kesin olarak artırdı ancak daha iyi bir beslenme veya daha çok keyifli zaman yaratmadı. Daha ziyade nüfus patlamasına yol açarak şımarık seçkinler yarattı. Ortalama çiftçi ortalama avcı toplayıcıdan daha fazla çalışarak karşılığında daha kötü besinlere sahip oldu. Tarım Devrimi tarihin en büyük aldatmacasıdır.
Sapiens (Harari, Yuval Noah)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Ortodoks bir dine siyasetin karışması kaçınılmazdır. Bu iktidar mücadelesi ortodoks cemaatinin eğitimini ve disiplinini etkiler. Bu baskı yüzünden, böyle bir cemaatin liderleri kaçınılmaz bir soruyla yüzleşmek zorunda kalır: Liderliklerini korumak için tamamen oportünist mi olmalı, yoksa ortodoks etiği adına kendilerini feda mı etmelidirler?
Dune (Frank Herbert)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Rüşvet tehlikelidir; miktarı giderek artar
Dune (Frank Herbert)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Zihin bedene emredince, beden itaat eder. Ama zihin kendi kendine emredince direnişle karşılaşır.
Dune (Frank Herbert)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Tuzaktan sakınmanın ilk adımı, onun nerede olduğunu bilmektir.
Dune (Frank Herbert)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Şunu hafızana kazı evlat: Dünya dört şeyin üzerinde durur...” İri eklemli dört parmağını kaldırmıştı. “Bilgelerin ilmi, yücelerin adaleti, haklıların duası ve yiğitlerin cesareti. Ama hükmetme sanatını bilen bir hükümdar olmadan...” Parmaklarını indirip yumruğunu sıkmıştı. “Bunlar hiçbir işe yaramaz. Bunu bağlı olacağın ilim haline getir!
Dune (Frank Herbert)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
İçini acıtan, kendini kahreden şey bu kadar mutsuz olması değil, aslında biraz akıllıca davransaydı hayatını çok daha mutlu geçirebileceğini anlamasıydı.
Kar (Orhan Pamuk)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Kemal Paşa’nın yeni ad koyma ihtiyacı şahısların ötesine geçmiştir. (Hatay gibi) eyaletlerin ve (Diyarbakır gibi) şehirlerin bugünkü isimleri, işini ciddiye alan dilbilimcilerin dudağını uçuklatabilecek bir ihtirasın sonucudur. Mekteb-i Mülkiye adı, Atatürk’ün o “öz Türkçe” adı kullandığı bir kutlama telgrafının ardından Siyasal Bilgiler Okulu olmuştur.
Atatürk: Bir Biyografi (Klaus Kreiser)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
Gazi unvanı ayrıca “kurtarıcı, özgürleştirici” (halâskâr) sözcükleriyle bağdaştırıldı. 1920’lerden kalma bir afişte, “İslam’ın Halâskârları” başlığı altında Mustafa Kemal ve diğer on üç ordu komutanının portreleri, madalyonlar içinde yer alır. Resmin ortasında genç bir kadın silueti görülmektedir. Savaş sonrası Türkiyesi’nin sınırlarını mütareke hattı boyunca tespit eden Misâk-ı Millî’ye, yani ulusal anlaşmaya yapılmış bir atıftır bu. 1925’te “Tek Parti Diktası”na geçişte artık böyle çok sayıda “halaskar”ın varlığı düşünülemezdi. Artık tek bir özgürleştirici ve kurtarıcı vardı. Savaş sonrası Fransası’nda oluşmuş “Meçhûl Asker” konseptinden de sonunda vazgeçildi. Taraftarları, Gazi’nin dehası olmasaydı savaşların asla kazanılamayacağını duyurdular.
Atatürk: Bir Biyografi (Klaus Kreiser)
0 notes
kendimealintilar · 8 years ago
Quote
İnsan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Simyacı (Paulo Coelho)
0 notes